7498-)
Bize Ebû Küreyb rivâyet etti. ki): Bize Veki- ile Ebû Üsâme İsmail b. Ebî Hâlid-den o da Kays b. Ebî Hâzim-den o da Ebû Hüreyre-den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): önünde siz ayakkabıları kıldan bir kavimle muharebe edeceksiniz. Yüzleri kılıflı kalkanlar gibidir. Yüzleri kırmızı gözleri küçüktür.» rivâyetleri Buhârî «Kitâbu’l-Cihad»-da tahric etmiştir. kelimesi «mutarraka» şeklinde de rivâyet edilmiştir. Bu takdirde hadîsin mânâsı; «Yüzleri dövülmüş kalkanlar gibi...» demek olur. Kaâdı Beydâvî: «Yüzlerinin kalkana benzetilmesi yaygın ve yuvarlak olduğundan. Kılıflı kalkana benzetilmesi de kalın ve etli olmasındandır.» diyor. Ayakkabılarının kıldan olmasından murad; çarıktır. Bâzı yerlerde tabaklanmamış gönden çarık giyerler. Bunlar üzerlerindeki kıllar kazınmadan yapılır. Buhârî şârihi Aynî şöyle diyor: «Ayakkabılarının kıldan veya kıllı deriden yapılması memleketlerinde başka yerlerde görülmedik derecede çok kar yağdığı içindir. Bu ayakkabıları kurt vesâir hayvanat derisinden yapılır.» şerîf Türkler hakkında vârid olmuştur. «Kitabu-t-Tabakat»-da Türkler hakkında şöyle denilmektedir: gelince bunlar sayılan pek çok olan bir millettir. Memleketleri muhteliftir. Yaşadıkları yerler Horasan-ın doğusu ile Çin-in batısı arası ve Hindistan-ın şimaliyle Kürey-i arzın sonu arasıdır. Maharet gösterdikleri ve bütün inceliklerini bildikleri fazilet harb ve harb âletleridir.» şöyle bir sual hatıra gelebilir: Hadîs-i şerîf ilerde olacak bir hâdiseyi haber veren mucizelerden biri olduğuna göre Türkler‘le yapılacak bu muharebe olmuş mudur yoksa olacak mıdır? suale Aynî şöyle cevab vermiştir: Bu harblerin bir kısmı altı-yüz onyedi tarihinde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in haber verdiği gibi olmuştur. Türkler-den büyük bir ordu çıkarak bütün Horasan beldelerini kılıçtan geçirmiş bundan sâdece mağaralara sığınanlar kurtulmuşlardı. Bunlar Rey Kazvin ve Meragaya Kadar bütün İslâm beldelerini çiğneyip geçmişler kadınlarını esir etmiş çocuklarını kesmişler. Sonra tâ isfehan-a kadar sarkarak orada da sayısız insan öldürmüşler. Atlarını cami ve mescid direklerine bağlamışlardı. Gerek hadîs-i şerîf deki Türklerin tarihinden gerekse Allâme Aynî-nin tarih göstererek bahsettiği harblerden anlaşılıyor ki bu Türklerden murad; Cengiz Han ve torunu Hülâgû kumandası altında müslümanlarla harbeden tatar ordularıdır. Bunların müslümanlara karşı gösterdikleri gaddarlıklar tarihte pek meşhurdur.
Kaynak: Sahîh-i Müslim Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Bir Adam Birinin Kabrinin Yanından Geçerken Musibetten Dolayı Ölenin Yerinde Olmayı Temenni Etmedikçe Kıyâmet Kopmayacağı Bâbı