7534-)
Bize Muhammed b. Müsennâ rivâyet etti. ki): Bize Salim b. Nûh rivâyet etti. ki): Bana Cüreyrî Ebû Nadra-dan o da Ebû Saîd-i Hudrî-den naklen haber verdi. (Şöyle dedi): Beraberimizde İbn Sâid olduğu halde haccetmek yahut ömre yapmak için yola çıktık. Bir konağa indik. Derken insanlar dağıldı. Ben ve o ikimiz kaldık. Onun hakkında söylenenlerden dolayı kendisinden şiddetle ürktüm. O eşyasını getirerek benim eşyamın yanına koydu. Ben: Gerçekten sıcak şiddetlidir. O eşyayı şu ağacın altına koysana! dedim. Dediğimi yaptı. Bize koyun sütü ikram edildi İbn Sâid giderek büyük bir kadeh getirdi. Ve: İç Ebû Saîd dedi. Ben: Gerçekten sıcak şiddetlidir. Süt de sıcaktır dedim. Halbuki bir şeyim yoktu. Yalnız onun elinden içmek istemiyordum — yahut onun elinden almak istemiyordum demiştir. — Bunun üzerine şunu söyledi: Ey Ebâ Saîd içimden öyle geçti ki hakkımda halkın söylediklerinden dolayı bir ip alayım da onu bir ağaca asarak kendimi boğayım. Yâ Ebâ Saîd Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hadîsi siz ensar cemaatına âyân olduğu kadar kime âyân olmuştur? Sen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hadîsini en iyi bilen insanlardan değil misin? Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kâfirdir!» demedim. Halbuki ben müslümanım. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kısırdır çocuğu olmaz!» demedi mi? Halbuki ben çocuğumu Medine-de bıraktım. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Medine-ye ve Mekke-ye giremez!» demedi mi? Halbuki ben Medine-den yöneldim Mekke-ye gidiyorum. Saîd-i Hudrî ki: Az kaldı onu mazur görüyordum. Sonra şunu söyledi: Beri bak vallahi ben onu pekâlâ biliyorum. Doğduğu yeri ve şimdi nerede olduğunu da biliyorum. Kendisine Bu günün geri kalan saatlarında sana yazıklar olsun! dedim.