Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Cessase Kıssası Bâbı

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:32    Güncellendi: 5.02.2025 19:32
7573-) Bize Ahdû-l-Vâris b. Abdîssamed b. Abdil-Vâris ile Haccac b. Şâir ikisi birden Abdüssamed-den rivâyet ettiler. Lâfız Abdû’l-Varis b. Abdis-Samed-indir. ki): Bize babam dedemden o da Hüseyin b. Zekvân-dan naklen rivâyet etti. ki): Bize İbn Büreyde rivâyet etti. ki): Buna Hemdan Sâbm-dan Amir b. Şerâhil Eş-Şâ-b rivâyet etti ki kendisi Dahhâk b. Kays-ın kız kardeşi Fâtıme binti Kays-e sormuş. Bu kadın ilk muhacirlerdenmiş. ki: Bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-den işittiğin ondan başka hiç bir kimseye isnad etmediğin bir hadîs söyle! Fâtıme: Sen istersen ben bunu yaparım! demiş. Âmir ona: Evet! Bana rivâyette bulun! demiş. Bunun üzerine Fâtıme şunu söylemiş: Ben İbn Muğîra-ya nikâh oldum. O gün kendisi Kureyş gençlerinin en iyilerindendi. Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-le birlikte bulunduğu ilk cihadda yaralandı. Ben dul kalınca beni Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından birkaç kişi içinde Abdurrahman b. Avf istedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de beni azatlısı Üsâme b. Zeyd-e istedi. Bana rivâyet olunmuştu ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kim severse Usâme-yİ sevsin!» buyurmuşlar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) benimle konuşunca: Emrim senin elindedir. Beni dilediğine nikâh et! dedim. Bunun üzerine: Şerîk-e taşın!» buyurdu. Ümmü Şerîk Ensar-dan zengin Allah yolunda nafakası çok bir kadındı. Ona misafirler gelirdi. Yaparım! dedim. (Bu sefer): çünkü Ummü Şerîk misafiri çok bir kadındır. Ben senin baş örtünün düşmesini yahut baldırlarından elbisen açılıp hoşlanmadığın bazı yerlerini cemaatın görmesini hoş karşılamam. Lâkın sen amcanoğlu Abdullah b. Amr b. Ummü Mektum-e taşın!» buyurdu. (Bu zat Kureyş-in fihri Benî Fihr-den bir adamdı. Kendisi Fâtıme-nin kabilesinden idi.) Ona taşındım. İddetim geçince dellâhn (yani) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in dellâlinin sesini işittim. Haydin toplayıcı olduğu halde namaza! diye sesleniyordu. Hemen mescide çıktım ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-le birlikte namazı kıldım. Cemaatın arkalarına gelen kadın safındaydîm. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namazı bitirince gülerek minberin üzerine oturdu ve: namaz kıldığı yerde kalsın!» buyurdu. Sonra: «Biliyor musunuz sizi niçin topladım?» dedi. Ashab: Allah ve Resûlü bilir dediler. Buyurdu kT: vallahi sîzi bir istek veya korkudan dolayı toplamadım. Lâkin şunun için topladım ki Temimi Dârî hıristiyan bir adamdı. Sonra gelerek bey-at etti ve müslüman oldu. Bana bir söz rivâyet etti ki Mesih-i Deccal için size anlattıklarıma uygun düştü. Bana anlattığına göre kendisi Lahm ve Cüzam kabilelerinden otuz kişi ile birlikte bir deniz gemisine binmiş de dalga onlarla denizde bir ay oynamış. Sonra tâ güneşin battığı yerde denizde bir adaya yanaşmışlar ve geminin kayıklarına binerek adaya girmişler. Derken karşılarına çok saçlı kıllı bir hayvan çıkmış. Kılın çokluğundan önünü ardından ayıramamışlar ve: Vah sana sen kimsin? demişler. Hayvan: Ben cessâseyim! cevabını vermiş. Oradakiler: Cessâse nedir? diye sormuşlar. O: Ey cemaat! Manastırdaki şu adama gidin çünkü o sizin haberinize müştakdır demiş. Temîm dedi ki: Cessâse bize bir adam ismi verince biz onun bir şeytan olmasından korktuk ve hemen sür-atle gittik manastıra girdik. Bİr de ne görelim orada hilkat itibariyle gördüklerimizin en büyüğü ve en şiddetli şekilde ballanmış bir insan. Elleri boynuna İki dizinin arası topuklarına demirle bağlanmış! Vah sana sen kimsin? dedik. Siz benim haberimi almışsınızdır. İmdi bana haber verin siz kimsiniz? dedi. Oradakiler: Biz Arablardan bir takım insanlarız. Bir deniz gemisine bindik de denize coştuğu anda rastladık. Dalga bizimle bir ay oynadı. Sonra senin şu adana yanaştık ve geminin kayıklarına binerek adaya girdik. Derken karşımıza kıllı çok saçlı bir hayvan çıktı. Saçın çokluğundan önü arkasından farkedilemiyordu. — Vah sana sen kimsin? dedik. Ben cessâseyim cevâbını verdi. Cessâse nedir? diye sorduk. Manastırdaki şu adama gidin çünkü o sizin haberinize müştaktır dedi. Biz de koşarak sana geldik. Ondan korktuk. Bir şeytan olmayacağından emin değildik dedik. Bunun üzerine (o adam): Bana Beysan hurmalığından haber verin! dedi. Onun nesinden haber almak istiyorsun? dedik. Size onun hurmasını soruyorum. Yemiş veriyor mu? dedi. Kendisine: Evet! cevâbını verdik. Dikkat edin ki onun yemiş vermemesi yakındır. Bana Taberiye gölünden haber verîn! dedi. Onun nesinden haber almak istiyorsun? dedik. İçinde su var mı? dedi. Oradakiler: Onun suyu çoktur! dediler. Dikkat edin gerçekten onun suyu çekilmek üzeredir. Bana Zügar pınarından haber verin! dedi. Oradakiler: Onun nesinden haber almak istiyorsun? dediler. Pınarda su var mı? Sahipleri pınarın suyuyla ekin yetiştiriyorlar mı? dedi. Kendisine: Evet onun suyu çoktur. Sahiplen de suyundan ekin yetiştirirler! cevâbını verdik. Bana Ummîlerin peygamberinden habor verin ne yaptı? dedi. Oradakiler: Mekke-den çıktı Yesrib-e yerleşti dediler. Arablar onunla harbettüer mi? diye sordu. Biz: Evet! cevâbını verdik. Onlarla ne yaptı? diye sordu. Kendisine onun peşinden gelen Arab-lara galip geldinini ve Arabların ona İtaar ettiğini haber verdik. Bu oldu mu? dedi Evet! cevâbını verdik Dikkat edîn ki bu halleri ona itaat etmiş olmalarından daha hayırlıdır. Ben size kendimi haber vereyim. Ben gerçekten Mesih-im ve bana çıkış İçin izin verilmesi yakındır. Çıkıp yeryüzünde sefer edeceğim. Mekke ile Taybe-den başka kırk gecede İnmediğim belde bırakmıyacağım. Bunların ise ikisi de bana haram kılınmıştır. Her ne zaman bunlardan bîrine girmek istersem elinde çekilmiş bir kılıç olduğu halde bir melek karşıma çıkacak beni ondan men edecektir. O yerin her yolunun üzerinde orasını koruyacak melekler vardır dedi.» demîş ki: Resûlillah (sallallahü aleyhi ve sellem) asâsiyle minbere dokunarak: Taybe budur! İşte Taybe budur! İşte Taybe budur!» buyurdu. Medine-yi kastediyordu (Ve sözüne devamla) edin bunu size söylemiş miydim?»dedi. Cemaat: Evet! cevâbını verdiler. Temîm-in sözü bu sözün Deccal ve Medine ile Mekke hakkında söylediklerime uyması hoşuma gitti. Dikkat edin ki o Şam denizinde yahut Yemen denizindedir. Hayır! Doğu tarafından. Evet! O doğu tarafından! Evet! O doğu tarafından zuhur edecektir.» buyurdu. Ve eliyle doğu tarafına işaret etti. Fâtıme: Ben de bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-den belledim demiş.

Kaynak: Sahîh-i Müslim Fitneler Ve Kıyâmet...
Konu: Cessase Kıssası Bâbı