7608-)
Bana Muhammed b. Müsennâ El-Anezî île İbrahim b. Muhammed b. Ar-arate-s-Sâ-mi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Abdü’l-Vehhah (yani; Sekafî) Ca-fer-den o da babasından o da Câbir-den o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadîsin mislini rivâyet ettiler. Sekafî-nin hadîsinde: «Diri olsaydı bu kulak küçüklüğü onda kusur sayılırdı.» cümlesi vardır. mü-mine zindan olmasından murad; dünya şehvetlerinden bâzılarının ona haram ve mekruh kılınması ve meşakkatli ibâdetlerin emir buyurulmasıdır. Mü-min öldüğü vakit rahata erer ve Allahü teâlâ-nın ona hazırladığı daimî nimetlere kedersiz rahatlara kavuşur. Dünyanın kâfire cennet oluşu ise dünyada bütün arzu ve şehvetlerinin husulü itibariyledir. Öldüğü zaman daimî azaba ve ebedi şekâvete duçar olacaktır. İkinci rivâyetten dünyanın Allahü teâlâ ındinde kusurlu bir oğlak Ölüsü kadar kıymeti olmadığı anlaşılıyor. Bundan dolayıdır ki dünya nimetlerini kâfir müslüman ayırmadan çalışan her kuluna vermektedir. Çok çalışan kâfirlere az çalışan müslümanlardan daha fazla dünya nimeti vermesi de bundandır. Fakat âhiret nimetleri böyle değildir. Onların Allah ındinde kıymeti vardır. Binâenaleyh bu nimetleri hassaten mü-minlere ve rızâsını kazananlara ihsan edecektir.