Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Hazret-i Peygambere Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Yemeğinin Bereketlenip Artması Konusunda İkram Edilen Şeyler

Oluşturulma tarihi: 5.02.2025 19:35    Güncellendi: 5.02.2025 19:35
46-) Bize Ebu-n -Nu-mân haber verip (dedi ki) bize Ebû Avâne el -Esved-den (o) Nubeyh el -Anezi-den (o da) Câbir b. Abdillah-dan (naklen) rivâyet etti (ki Câbir) şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendileriyle savaşmak için müşriklere müteveccihen yola çıkdı. O zaman babam Abdullah (bana) şöyle dedi: "Câbir! Hayır Senin Medinelilerin gözcüleri arasında olman lâzım. Tâki işimizin neye varacağını bilesin! Zira vallahi ben ardımda kızlarımı bırakmasaydım senin önünde öldürülmeni arzu ederdim!" (Câbir) dedi ki derken ben gözcülerin arasındayken halam babamı ve dayımı onları mezarlığımızda defnetmek için getiriverdi. Peşinden; "Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) size ölüleri geri götürüp öldürüldükleri yerde mezarlarına gömmenizi emrediyor!" diye bağıran bir adam ulaştı. Bunun üzerine onları geri götürüp öldürüldükleri yerlerde mezarlarına defnettik. sonraları bir ara ben Muâviye b. Ebî Süfyân-ın halifeliği dönemindeyken bir adam çıkageldi ve; "Câbir b. Abdillah! Muâviye-nin görevlileri babanın toprağını kaptırdı (mezarım açtı)lar. O (bu mezar açma işini) başlattı ve onlardan bir kısmını çıkardı." dedi. Hemen onun (yani babamın kabrinin) yanına gittim. Onu ölüden ayrılmayan bazı şeyler (ölüde görülebilecek bazı değişiklikler) hariç değişmemiş bir halde gömdüğüm gibi buldum. (Câbir) dedi ki sonra onu örttüm. Babam (öldüğünde geriye) bir miktar hurma borcu bırakmıştı. Borçlu olduğu kimselerden biri alacağını alma hususunda bana zorluk çıkardı. de Resûlüllah-a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip şöyle dedim: "Ya Resûlüllah! Babam şu şu günde isabet almış (şehid olmuştu). O (geriye) bir miktar hurma borcu bırakmıştı. Borçlu olduğu kimselerden biri (borcunu) isteme hususunda bana güçlük çıkardı. Bu sebeple bana bu şahıs nezdinde yardım etmeni arzu ediyorum. Belki şu önümüzdeki hurma hasadına kadar (alacaklı olduğu) hurmasının bir kısmında bana mühlet verir!" "Peki buyurdu inşallah gün ortasına yakın sana gelirim." Sonra beraberinde yakın arkadaşları olduğu halde geldi ve gölgede oturdular. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) selam verip giriş izni istedi. Ardından (izin verilince) yanıma (evime) girdi. (Câbir) dedi ki ben hanımıma önceden; "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bugün gün ortasında bana gelecek sakın seni (ortalıkta) görmesin! (Evimde) hiçbir şey hususunda Resûlüllah-ı (sallallahü aleyhi ve sellem) incitme ona söz söyleme!" demiştim. bir yaygı yaydım -bir yastık koydum! O da başını koydu uyudu. Ben bir köleme dedim ki; "Şu oğlağı kes! O evde beslenmiş etli -yağlıdır. Ama çabuk ol acele et! Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) uyanmadan önce onu bitir. Ben de seninle beraberim (sana yardım edeceğim.)" Onun (işini halletmeye) devam ettik. Nihayet o (yani Hazret-i Peygamber) uyurken (işini) bitirdik. Sonra; "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) uyandığı zaman (abdest) suyunu ister. (Abdest almasını) bitirince kalkıp (gitmesinden) endişe ediyorum. Binaenaleyh abdestini bitirmeden (pişmiş) oğlak önüne konulmuş olsun!" dedim. uyanınca; "Câbir buyurdu bana (abdest) suyu getir". "Peki" dedi(m). Müteakiben abdestini bitirmeden (pişmiş) oğlak önüne kondu. (Câbir) dedi ki o zaman bana bakıp şöyle buyurdu: "Eti sevdiğimizi sanki bilmişsin gibi! Ebû Bekr-i çağır!". Sonra (dışardaki diğer) yakın arkadaşlarını çağır(t)tı. (Câbir) dedi ki daha sonra yemek getirilip (ortaya) kondu. (Câbir) dedi ki bunun üzerine o elini koyup; "Bismillah! Yiyiniz!" buyurdu. Doyuncaya kadar yediler. (Geriye) çokça da et arttı. (Câbir) dedi ki; "Vallahi Selimeoğullarının (yani kendi kabilesinin) insanları ona (yani Hazret-i Peygambere iştiyakla) bakmaktadırlar. O onlara gözlerinden daha sevgilidir. (Ama) incitme korkusuyla ona yaklaşmıyorlar!". Sonra (Hazret-i Peygamber) kalktı. Ashabı da kalkdı ve onun önünde dışarı çıktılar. (Hazret-i Peygamber) şöyle buyururdu: "Sırtımı (arkamı) meleklere bırakın." (Câbir) dedi ki kapının eşiğine varıncaya kadar peşlerinden gittim. (Bu esnada) hanımım (bulunduğu yerden) başını çıkardı -halbuki o gizlenmeyi seven birisi idi.- ve; "Ya Resûlüllah dedi bana ve kocama dua buyurun!." (Hazret-i Peygamber) bunun üzerine; "Allah sana ve kocana merhamet etsin. " buyurdu. (alacağını) isteme hususunda bana zorluk çıkaran alacaklı için; "Bana falanı çağırın." buyurdu. (O çağrıldı ve geldi. Hazret-i Peygamber) de; "Câbir-e babasından kalan borcunun bir kısmını şu önümüzdeki hasada kadar te-hir ediver." buyurdu. (Alacaklı adam); "Yapamam!" dedi. (Câbir) dedi ki (alacaklı adam); "O yetimlerin malıdır." diyerek mazeret ileri sürdü. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); "Câbir nerede?" buyurdu. "Ben buradayım ya Resûlüllah!" dedim. "Acve hurmasından ona ölç (ver) buyurdu zira Allahü teâlâ ona hakkını tam verecektir." Sonra başını göğe kaldırdı. Güneşin batıya yöneldiğini gördü şöyle buyurdu: "Ebû Bekr namaz!". (Câbir) dedi ki bundan sonra mescide geri döndüler. Ben de borçluma; "Kaplarını yaklaştır." dedim ve acve hurmasından ona ölçüp (verdim). Allah da ona hakkını tam verdi. (Üstelik) bize hurmadan şu kadar da arttı. ben bir kıvılcım gibi koşarak mescidinde iken Resûlüllah-a (sallallahü aleyhi ve sellem) geldim ve Resûlüllah-ı (sallallahü aleyhi ve sellem) namazını kılmış olduğu bir halde buldum. Kendisine dedim ki; "Ya Resûlüllah! Ben borçluma hurmasını ölçüp (verdim). Allah da ona hakkını tam verdi. (Üstelik) bize şu kadar da hurma arttı." Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); "Ömer İbnu-l -Hattâb nerede?" buyurdu. (Câbir) dedi ki Ömer hemen koşarak geldi. (Hazret-i Peygamber); "Câbir-e borçlusunu ve hurmasını sor bakalım!" buyurdu. O şöyle cevap verdi: "Ona soracak değilim. Sen Allah-ın ona hakkını tam vereceğini haber verdiğin zaman yakînen bilmiştim ki Allah ona hakkını tam verecektir." (Hazret-i Peygamber aynı sözü) ona tekrar söyledi. O da bu cevabını ona tekrar söyledi. defa böyle yaptılar. Her defasında (Hazret-i Ömer) "Ona soracak değilim." diyordu. (Hazret-i Peygamber böyle durumlarda) üçüncü defadan sonra tekrar etmezdi. Bu sebeble (Hazret-i Ömer); "Borçlunla hurman ne yapdı?" dedi. (Câbir) dedi ki; "Allah ona hakkını tam verdi. (Üstelik) bize şu kadar da hurma arttı." dedim. Daha sonra hanımımın yanına döndüm ve; "Evimde Resûlüllah-a (sallallahü aleyhi ve sellem) söz soylemekden seni menetmemiş miydim?" dedim. O da şöyle cevap verdi: "Allahü teâlâ-nın peygamberin evime getireceğini sonra da kendim ve kocam için ondan dua taleb etmeden çıkacağını mı zannedersin!

Kaynak: Sünen-i Dârimî Mukaddime
Konu: Hazret-i Peygambere Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Yemeğinin Bereketlenip Artması Konusunda İkram Edilen Şeyler