676-)
Bize Muhammed b. Yezîd haber verip (dedi ki) bize İbn Fudayl rivâyet edip (dedi ki) bize Atâ- İbnu-s-Sâ-ib Salim b. Ebil-Ca-d-dan (O da) İbn Abbâs-tan (naklen) rivâyet etti (ki İbn Abbâs) şöyle dedi: (Bir gün) bir köylü Hazret-i Peygamber-e (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi ve "selâm üzerine olsun ey Abdulmuttaliboğullarının çocuğu!" dedi. (Hazret-i Peygamber); "senin de üzerine olsun" buyurdu. (Köylü sözüne devamla) dedi ki; "Ben senin dayılarından yani Sa-d b. Bekroğullarından bir adamım. Ben kabilemin sana (gönderdiği) elçisi ve onların temsilcisiyim. Ben sana (bazı şeyler) soracağım. Sana sorumu da sıkı tutacağım. Senden (bazı şeyler) isteyeceğim. Senden isteğimi de sıkı tutacağım!" (Hazret-i Peygamber); "istediğini sor Benû Sa-d-lı!" buyurdu. (Köylü) dedi ki: "Seni kim yarattı? Senden öncekileri kim yaratmıştı? Senden sonrakileri kim yaratacaktır?" (Hazret-i Peygamber); "Allah" buyurdu. (Köylü); "o halde dedi bunun hakkı için söyle O mu seni Peygamber olarak gönderdi?" (Hazret-i Peygamber); "evet" buyurdu. (Köylü); "yedi göğü ve yedi yeri kim yarattı bunların arasına rızkı kim akıttı?" dedi. (Hazret-i Peygamber); "Allah" buyurdu (Köylü); "o halde dedi bunun aşkına söyle O mu seni peygamber olarak gönderdi?" (Hazret-i Peygamber); "evet" buyurdu. (Köylü sözüne devamla) dedi ki: "Doğrusu biz senin (bize göndermiş olduğun) mektubunda bir gün ve bir gecede beş (vakit) namazı vakitlerinde kılmamız (gerektiği hükmünü) bulduk elçilerin de bize (bunu) emretti. Şimdi o (Allah) aşkı için söyle bunu sana O mu emretti?" (Hazret-i Peygamber) "evet" buyurdu. (Adam) dedi ki; "sonra biz senin mektubunda develerimizin yavrularından (veya "iyi ve değerli olmayan mallarımızdan") alıp bunları fakirlerimize vermemiz (gerektiği hükmünü) bulduk elçilerin de bize (bunu) emretti. Şimdi o (Allah) aşkına söyle bunu sana O mu emretti?" (Hazret-i Peygamber); "evet" buyurdu. (Köylü) sonra şöyle dedi: "Beşinci soruya gelince sana onu sormayacağım. Ona ihtiyacım da yok." (Köylü) sonra da şöyle dedi: "İyi bil ki seni hak ile gönderen (Allah-a) yemin olsun bunları ben kabilemden bana itaat edenlerle beraber mutlaka yapacağız!" (Köylü) sonra döndü (gitti). Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) arka dişleri görünecek şekilde güldü sonra şöyle buyurdu: "Canım elinde olan (Allah-a) yemin olsun ki o hakîkaten doğru söylüyorsa (dediğini yaparsa) mutlaka Cennete girecektir."