2558-)
Bize Abdullah b. Saîd haber verip (dedi ki) bize Ebu Bekr b. Ayyaş Asım-dan (O) Ebu Vâil-den (O da) İbn Mi-yer es-Sa-di-den (naklen) rivâyet etti ki O şöyle dedi: (Birgün) akşam üzeri bir atımı gövdeli bitkilerin (yapraklarından) otlatmaya çıktım. Derken Hanifeoğulları-nın mescidlerinden bir mescide uğradım da onları Müseylime-nin Allah-ın resûlü olduğuna şehadet ederken işittim. Hemen Abdullah b. Mes-ud-un yanına dönüp (bunu) O-na haber verdim. O da onlara güvenlik görevlilerini gönderdi. Bunlar da onları alıp getirdiler. O zaman bu topluluk tevbe edip görüşlerinden vazgeçti (Abdullah) da onları serbest bıraktı. (Sadece) içlerinden Abdullah b. Nuvaha isimli bir adamı öne geçirip boynunu vurdurttu. Bunun üzerine (oradakiler) O-nar "bu topluluğu bıraktın bunu ise öldürdün?" dediler. O da şöyle cevap verdi: Ben gerçekten (birgün) Resûlüllah-ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında oturuyordum bu ve bir adam Müseylime-nin yanından elçi olarak çıkagelmişlerdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de onlara; "Benim Allah-ın Resûlü olduğuma şehadet ediyor musunuz?" buyurmuştu. Onlar da O-na; "biz Müseyleme-nin Allah-ın resûlü olduğuna şehadet ediyoruz!" demişlerdi. Bunun üzerine Resûlüllah şöyle buyurmuştu: "Ben Allah-a ve Resûllerine iman ettim. Şayet ben elçileri öldüren biri olsaydım sizi öldürürdüm!" (Abdullah b. Mesud sözüne şöyle devam etti): "İşte ben onu bundan dolayı öldürdüm!" (Sonra) O onların mescidine dair emir verdi de o yıkıldı.