394-)
İbn Şihâb-ın Usâme b. Zeyd el-Leysî-ye bildirdiğine göre; b. Abdil-Aziz (bir gün) minberde oturmakta idi. Bu yüzden ikindiyi birazcık geciktirdi. Bunun üzerine Urve b. Zübeyr kendisine: et Cebrail (aleyhisselâm) Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’e namaz vakit(leri)ni haber verdi demiş. Ömer de Ona: iyi bil - Bu cümleyi " söylediğini açıkla" manasına göre ...- şeklinde okuyanlar da vardır. - karşılığını vermiştir. Bu sefer Urve: Beşîr b. Ebî Mes-ud-dan işittim; O da Ebû Mes-ud el-Ensârî-den duymuş; Ebû Mes-ud demiş ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Cebrail indi ve bana namaz vakt(ler)ini haber verdi. Ben de onunla namaz kıldım. Sonra (yine) onunla namaz kıldım sonra (yine) onunla namaz kıldım sonra (yine) onunla namaz kıldım sonra (yine) onunla namaz kıldım" buyuruyor parmaklan ile de beş namazı sayıyordu. Mes-ud devamla şöyle dedi): öğle namazını güneş batıya eğildiği zaman kılarken gördüm. Hava sıcak olduğu zaman ise bazan biraz geciktirirdi. İkindiyi güneş sararmadan önce beyaz ve yüksek bir halde - Bu güneşin ışık ve ısısının mevcut olduğu zamandan kinayedir. Her şeyin gölgesi bir misli olduğunda güneş bu haldedir. - iken kıldığını gördüm. Bir kimse (ikindi) namazından çıkar ve güneş batmadan önce Zu-l-huleyfe-ye - Zu-l-huleyfe: Medine-ye altı mil uzaklıkta bir yerin adıdır. Medinelilerin mîkatıdır. - gelirdi. Resûlüllah akşam güneş battığı yatsıyı da ufuk karardığı zaman kılardı. Bazan da insanların toplanması için geciktirirdi. Sabahı bir sefer alacakaranlıkta başka bir sefer de ortalık ağarınca kıldı. Bundan sonra Efendimizin sabah namazı ölünceye kadar alaca karanlıkta oldu bir daha ortalık ağarınca kılmadı. mevâkit 1; İbn Mâce salât 1. Dâvûd buyurdu ki: hadisi Zuhri’den Mâmer Mâlik ve İbn Uyeyne Şuayb b. Ebî Hamza Leys b. Sa-d ve başkaları da rivâyet etti. Bunların hiç biri Resûlüllah’in namaz kıldığı vakit(ler)i zikretmediler ve açıklamadılar. Aynı şekilde Hişam b. Urve ve Habîb b. Ebî Merzûk da Urve (b. Zübeyr)-den Ma-mer ve Ashabının rivâyetleri gibi rivâyet ettiler. Ancak Habib Beşîr-i zikretmedi. Vehb b. Keysân da Câbir kanalıyla Resûlüllah’tan akşamın vaktini rivâyet etti. (Bu rivâyette Câbir) şöyle dedi: (Cebrail) ertesi günü güneş battığı zaman tek vakit olarak akşam için geldi. Dâvûd devamla şöyle dedi: Hureyre vasıtasıyla Hazret-i Peygamber-den aynı şekilde rivâyet edilmiştir. (Bu rivâyette) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Sonra bana akşamı (yani ertesi günü -tek vakit olarak- ) kıldırdı" buyurdu. b. Amr b.-el-As-dan Hassan b. Atıyye-nin hadisi Amr b. Şuayb’dan; O babasından O da dedesinden Ebû Hureyre ve Câbir-in rivâyetleri gibi rivâyet edilmiştir.