1344-)
Sa-d b. Hişâm (radıyallahü anh)-dan nakledilmiştir ki: boşadım ve Medine-de bulunan bana ait bir akarı satmak ve silah satın alıp gazaya iştirak etmek için Medine-ye geldim. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-in ashabından bir toplulukla karşılaştım. Bana; Bizden altı kişi daha böyle yapmak istemişse de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onları bu işten nehyetti ve (kendilerine) " Gerçekten Allah-ın Resulünde sizin için güzel bu örnek vardır" buyurdu" dediler. Bunun üzerine İbn Abbâs-a geldim. O-na Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-in vitrini sordum (da bana): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in vitrini insanların en iyi bilenini göstereyim mi? Hemen (Hazret-i) Âişe-ye git diye cevab verdi. Bunun üzerine Hazret-i Âişe-ye gitmeye karar verdim ve Hakîm b. Eflah-dan bana arkadaşlık etmesini rica ettim. Kabul etmedi. Bunun üzerine " Allah aşkına" diyerek kendisine and verdim de benimle beraber gel(meyi kabul et)di. Hazret-i Âişe-nin (kapısına vardık ve) yanına girmek için izin istedik. Hazret-i Âişe: o? diye sordu. (Hakîm de): b. Eflâh diye cevab verdi. (Hazret-i Âişe): kimdir? dedi. (Hakîm:) b. Hişâm-dır dedi. (Hazret-i Âişe:) Uhud-da şehid edilen Âmir-in oğlu Hişâm mı? dedi. (Hakîm:) dedim ya! diye cevab verdi. (Hazret-i Âişe de:) ne iyi insandı! dedi. (Sa-d b. Hişâm) dedi ki: Ey Mü’minlerin annesi bana Resûlüllah-ın ahlâkını anlat dedim. O da: Kur-ân okuyorsun değil mi? İşte gerçekten Resûlüllah-ın ahlâkı Kur-an idi dedi. Ben: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in gece namazım anlat dedim. Kur-ân-ı (yani Kur-ân-daki) sûresini okuyorsun değil mi? dedi. Ben de: dedim. O da: sürenin başı nazil olunca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in ashabı (geceleyin) kalktılar da ayakları şişinceye kadar (namaz kıldılar). Bu sûrenin sonu on iki ay semâda tutuldu. (On iki ay) sonra son tarafı nazil oldu. Gece namazı da farzdan sonra (kılınan) bir nafile hâlini aldı; diye cevab verdi. Ben: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-in vitrini anlat dedim. (O da:) oturmadan sekiz rekat (namaz) kılardı. Ancak sekizinci (rekat)da otururdu. Sonra kalkar bir rekat daha kılardı. Sekizinci ve dokuzuncu rekatların dışında oturmazdı ve sadece dokuzuncu rekatte selâm verirdi. Daha sonra kalkar iki rekât de oturarak kılardı. İşte yavrucuğum bu namaz onbir rekattır.Yaşlanıp da şişmanlayınca yedi rekat vitr kılıyordu. Ancak altıncı ve yedinci rekatte oturuyor selâmı da sadece yedinci rekatte veriyordu. Sonra da kalkıyor ve oturarak iki rekat daha kılıyordu. Ey yavrucuğum işte bu (namaz) da dokuz rekattır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hiç bir zaman geceyi sabaha kadar tamamen namaz kılarak da geçirmedi Kur-ân okuyarak da geçirmedi. Ramazanın dışında hiç bir ay-ı da tamamen oruçlu olarak geçirmedi. (Nafile) bir namaz kıldı mı ona devam ederdi. Uykulu gözleri kendisine galebe edecek olursa (o namazı) gündüzün on iki rekat olarak kılardı dedi. Abbâs-a geldim kendisine bu durumu haber verdim; Vallahi (doğru) söz dediğin böyle olur. Şayet ben onunla konuşuyor olsaydım ona varır bu sözü bizzat kendi ağzından dinlerdim; dedi. Ben de: ben senin onunla konuşmadığım bilseydim. (Bunları) sana anlatmazdım dedim. müsâfirîn 139; Nesaî kıyâmu’l-leyl 2 18.