1820-)
Esma bint Ebî Bekr (radıyallahü anhâ)’dan nakledilmiştir ki: Biz hac maksadıyla Resûlüllah-la birlikte (yola) çıkmıştık. Arç (denilen yer)e varınca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (hayvanından) indi. Biz de indik. Âişe (radıyallahü anhâ) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-ın yanına oturdu ben de babamın yanına oturdum. Ebû Bekr (radıyallahü anh) ile Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın (ortaklaşa kullandıkları) bir tek yük hayvanı vardı. Ebû Bekr (radıyallahü anh)-a ait bir hizmetçinin yanında bulunuyordu. Ebû Bekr oturdu hizmetçisinin (hayvanıyla birlikte) gelmesini bekliyordu. Derken çıkageldi ve yanında yük hayvanı yoktu. nerede? diye sordu. (O da): -Dün gece onu kaybettim dedi. Ebû Bekr (radıyallahü anh): bir tane hayvan (vardı) sen de onu kayıp (mı) ettin? dedi. Ve ona vurmaya başladı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gülümseyerek (şöyle) diyordu: Şu ihramlıya bakın ne yapıyor?" Ebû Rizme dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gülümseyerek " şu ihramlıya bakın ne yapıyor?" dedi; (Bundan) fazla bir tepki göstermedi. Mâce menâsik 21; Ahmed b. Hanbel VI 344; Beyhakî es-Sünnenu’l-kübrâ V 68.