1887-)
Ebû-t-Tufeyl-den nakledilmiştir ki: Ben İbn Abbâs-a; kavmin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-in Beyt-i (tavaf ederken) remel yaptığım ve bunun sünnet olduğunu iddia ediyorlar dedim. doğru söylemişler hem de yanlış söylemişler dedi. Ben de; doğru hem de yanlış söylemişler ne demektir? dedim. söylemişler. (Çünkü) gerçekten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Beyt-i (tavaf ederken) remel yaptı. Yanlış söylemişler. (Çünkü) o sünnet değildir. Kureyş (müşrikleri) Hudeybiye gününde; Şu Muhammed-i ve ashabım bırakınız da nağf (denilen ve develerin burnundan düşen kurtların sebeb olduğu deve) ölümüyle ölsün" dediler. (Kureyşliler müslümanların) gelecek sene Mekke-de üç gün kalmaları şartıyla Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile barış yapınca Resûlüllah (ashabıyla birlikte Mekke-ye) geldi. Müşrikler de Kuaykıân (denilen sıradağlar) tarafında idiler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabına; Beyt-i tavaf ederken üç (turda) remel yapınız." buyurdu. Ve (İbn Abbâs işte) bu sünnet değildir dedi. Ben; kavmin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın Safa ile Merve arasında devesine binerken sa-y yaptığım ve bunun (sa-yı deveye binerek yapmanın) sünnet olduğunu iddia ediyorlar dedim. Bunun üzerine (İbn Abbâs): doğru söylemişler hem de yanlış söylemişler dedi. Ben de; doğru hem de yanlış söylemişler ne demektir? dedim. söylemişler. (Çünkü) gerçekten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Safa ile Merve arasında devesi üzerinde olduğu halde sa-y etti. Yanlış söylemişler. (Çünkü) bu (sa-yederken deveye binmek) sünnet değildir. (Zira) halk(ın Resûl-i Ekrem-e yaklaşmasın)a engel olunamazdı ve (halk bundan) vazgeçirilemezdi. Bunun üzerine sözünü (halkın rahatça) işitmeleri yerini görmeleri ve ellerinin kendisine erişmemesi için tavafı deve üzerinde yaptı cevabını verdi. hac 237.