2645-)
Üsame b. Zeyd-den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi bir seriyye olarak el-Hurakat (denilen kabileler) üzerine gönderdi. Onlar (bizim kendilerine yaklaşmakta olduğumuzu bizim kendilerine saldırıya geçeceğimizi) hissederek kaçtılar (bunlardan) bir adama yetiştik. Biz üzerine çullanınca adam " Lâ ilahe illallah (Allah-dan başka ilah yoktur)" deyiverdi. Biz ona öldürünceye kadar (kılıçlarımızla) vurduk. Sonra bunu peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)-e anlattım. Kıyamet gününde (bu adamın söylediği) lâ ilahe illallah (kelimesi) karşısında senin için (yardımcı olabilecek) kim vardır?" buyurdu. Ben de: Allah’ın Rasûlü o bunu ancak silah korkusuyla söyledi dedim. Bari onun kalbini arsaydın da (kalbinin) bu sözü korkudan dolayı söyleyip söylemediğini (iyice bir) buseydin. (Yarın) kıyamet gününde " lâ ilahe illallah" (sözü) karşısında senin için (yardımcı olabilecek) kim vardır?" buyurdu. Bu sözü (tekrar tekrar) söylemeye o kadar devam etti ki (daha önce) müslüman olmayıp ta o gün müslümanlığa (yeni) girmiş olmamı arzu ettim." meğazî 45 diyât 2; Müslim imân 158; İbn Mâce fîten 1; Ahmed b. Hanbel IV 339; V 207.