3030-)
Ebyaz b. Hammal-dan (rivâyet olunduğuna göre) Kendisi elçi olarak vardığı zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)-le zekat hakkında konuşmuş da (Hazret-i Peygamber): Ey Seba’nın kardeşi zekât (vermek) elbette lazımdır" buyurmuş. Bunun üzerine Ebyaz: Ey Allah-ın Rasûlü! Biz pamuğu ektik. (Fakat bir süre sonra) Sebe (halkından herbiri bir tarafa) dağıldı gitti. Onlardan Mearibde bulunan az bir cemaatın dışında kimse kalmadı." demiş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mearib-de Seba- (halkın)dan kalanlarla her sene (öşür olarak) meafir kumaşı kıymetinde bir kumaştan yetmiş takım elbise üzerinde anlaşma yaptı. Seba (halkı) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat edinceye kadar (bu elbiseleri vermeye) devam ettiler. Resûlüllah-ın vefatından sonra tahsildarlar Ebyaz b. Hammal-la Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yapmış oldukları (öşür olarak senelik) yetmiş elbise üzerindeki anlaşmayı (Yemen halkının) aleyhine (olacak şekilde) bozdular. Ebû Bekir (radıyallahü anh) bunu (tekrar) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in koymuş olduğu hâle çevirdi. (Bu hal) Ebû Bekir vefat edinceye kadar (devam etti) ölünce bu anlaşma bozuldu (ödenmesi gereken kıymet kitap ve sünnetle belirlenmiş olan) zekat (mikdarı) üzerinden (tesbit edilmiş) oldu.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud Kitabü-l Harac-imare Ve Fey