4650-)
Said b. Zeyd İbn Amr İbn Nüfeyl (in şöyle) dedi (ği rivâyet edilmiştir): Falan kimse (yani Hazret-i Muâviye) Kûfe-ye gelince falan şahıs (yani Muğîre b. Şu-be) kalkıp bir hutbe okudu. (Bu hutbesinde Hazret-i Mâviye-yi övüp Hazret-i Ali-yi yerdi). Bunun üzerine (cennetle müjdelenmiş on kişiden biri olan) Saîd ibn Zeyd elimden tuttu (ve hatibe işaret ederek): Şu zâlimi görüyor musun? Ben (sana) dokuz kişinin cennetlik olduğuna şahitlik ederim. Eğer onuncu kişinin cennetlik olduğuna da şahitlik etsem günaha girmiş olmam. …. İbn İdris dedi ki: (Bu hadisteki "günâha girmiş olmam- anlamına gelen " lem eysim" kelimesini Araplar " (lem) âsem" şeklinde okurlar. hadisi Said b. Zeyd-den rivâyet eden Abdullah b. Zâlim hadisin burasında dedi ki): Ben (Said b. Zeyd-den bu sözleri işitince kendisine o cennetlik olan) "dokuz (kişi) kimdir?" dedim. (Bana şöyle) cevap verdi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hıra (dağı) üzerinde iken dağ bir ara zelzele ile sarsılmaya başlayınca dağa hitaben: Ey Hıra dağı sakin ol. Çünkü (şu anda) senin üzerinde bir peygamber bir sıddık bir de şehid vardır" dedi. Bunun üzerine dağın sarsılması sona erdi. (Ben tekrar bu cennetlik olan): Dokuz (kişi) kimdir?" dedim. (sallallahü aleyhi ve sellem): (Bu cennetlikler) Ebû Bekir Ömer Osman Ali Talha ez-Zûbeyr Sa’d ibn Ebî Vakkâs Abdurrahmân b. Avf-dir" buyurdu cevâbını verdi. Onuncu kimdir?" dedim. Biraz durakladı sonra " Benim" dedi. Davûd der ki: Bu hadisi aynı şekilde Said b. Zeyd Abdullah İbn Zalim İbn Hayyan Hilal b. Yesa-f Mansûr Süfyân yoluyla el-Escaî-den rivâyet etmiştir. menakıb 27; İbn Mace mukaddime 11.