4728-)
(Cübeyr İbn Muhammed İbn Cübeyr İbn Mut-im-in) dedesinden (Cübeyr İbn Mut-im-den) rivâyet edilmiştir dedi ki: Hazret-i Peygamberin huzuruna bir çöl arabı gelip: Ey Allah-ın Rasulü canlar son derece sıkıntıya girdi çocuklar can verdi mallar azaldı hayvanlar helak oldu. Bizim için Allah-dan yağmur iste. Biz (yağmurumuzun yağdırılması için) seni Allah-a şefaatçi kılıyoruz. Allah-ı da sana şefaatçi kılıyoruz" dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de! " Vay yazık sana! Sen ne dediğini biliyor musun?" buyurdu. Sonra: Sübhanallah" dedi ve " sübhanallah" demeye devam etti. Nihayet (Hazret-i Peygamberin öfkesinin gazab-ı ilahinin nüzulüne sebep olabileceğinden endişe edildiği için) bu (öfkeden duyulan endişenin izleri orada bulunan) sahabilerinin yüzünde de belirmeye başladı. Sonra (tekrar): vay sana!: (şunu iyi bil ki) Allah yarattıklarından hiçbirisi için aracı kılınamaz. Allah-ın şanı bundan yücedir. Vay sana! Sen Allah kimdir biliyor musun? Onun Arşı semâvâtı üzerinde şu şekildedir" buyurdu ve parmak (larıyla) la (el boşluğu) üzerinde kubbe gibi bir şekil yaptı ve: Muhakkak ki Arş Allah-(ın azametin) den (dolayı) semerin süvari(nin ağırlığın)dan (dolayı) gıcırdadığı gibi gıcırdar" buyurdu. İbn Beşşar bu hadisi " Allah Arşının üstündedir Arşı da göklerinin üstündedir" diye rivâyet etti (ve sonra hadisin geri kalan kısmını) nakletti. İbnu-l Müsennâ ve İbn Beşşâr; Ya-kub b. Utbe ile Cubeyr b. Muhammed b. Cûbeyr-den o babasından o dedesinden" diyerek aynı hadisi naklettiler. Dâvûd dedi ki): Hadisin Ahmed b. Said-in isnadı (ile gelen rivâyeti) sahih olandır. Aralarında Yahya b. Main ile Ali b. el-Medîm nin de bulunduğu bir topluluk bu hususta ona muvafakat etmişlerdir. Ayrıca bir başka topluluk bunu -yine Ahmed-in dediği şekilde- " İbn İshak-tan" (diyerek) rivâyet etmişlerdir. Bana ulaştığına göre Ahdula-lâ İbnu’l-Müsennâ ile İbn Beşşâr-in semalan (hocalarından hadis dinlemeleri) aynı nüshadan imiş.