4178-)
- “... Avf bin Mâlik el-Eşcai (radıyallahü anh)-den; şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) Tebük savaşında deriden (mamul) bir çadırda iken yanına gittim ve çadırın kapısının önünde oturdum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : gir Ya Avf ) buyurdu. Ben: tümüyle mi (gireyim)? Ya Resûlüllah dedim. O: tümüyle (gir) ) buyurdu. Sonra: Avf kıyametin kopması yaklaştığı sıralarda (onun alametleri olmak üzere şu) aralıklı meydana gelecek altı şeyi belle: Birisi benim ölümüm ) buyurdu. Avf demiştir ki: O böyle söyleyince ben şiddetli üzüntümden perişan oldum. Sonra O: ki: Bu bir. Sonra (ikincisi) Kudüs-ün fethi. Sonra (üçüncüsü) içinizde meydana gelecek ve Allah-ın onunla sizin çoluk çocuklarınızı ve nefislerinizi şehid edip amellerinizi temizleyeceği bir hastalıktır. Sonra (dördüncüsü) içinizde (çokça) mallar olur. Hatta bir adama (karşılıksız) yüz dinar (altın) verilir de o (bunu az görüp) öfkelenmeye başlıyacaktır. (Beşincisi) aranızda meydana gelecek öyle bir fitne ki içine girmediği bir müslüman evi kalmayacaktır. (Altıncısı) sonra sizinle Beni Asfer (denilen Rum) arasında bir sulh olacak. Bilahare onlar barış andlaşmasını bozarak size hiyanet edecek ve her bayrağın altında on iki bin kişilik kuvvet olmak üzere seksen kumandan bayrakları altında üzerinize yürüyeceklerdir ) buyurdu. "