697-)
Küreyb (radıyallahü anh)’den rivâyete göre Ümmü’l Fadl binti Hârise’yi Muaviye Şam’a göndermişti. Şöyle diyor: Şam’a geldim Ümmü’l Fadl’ın isteğini yerine getirdim. Ben Şam’da iken Ramazan hilâli görülmüştü. Cuma gecesi hilâli gördük ayın sonlarında Medîne’ye geldim İbn Abbâs bazı şeyler sordu ve hilâli ne zaman gördünüz dedi. Cuma gecesi gördük dedim. Cuma gecesi sen mi gördün dedi. Şam’lılar görüp oruç tuttular Muaviye’de oruç tuttu dedim. Bunun üzerine biz Cumartesi gecesi gördük dedi. Böylece otuz günü tamamlayıncaya kadar veya hilâli görünceye kadar oruçlu kalacağız. Dedi. O zaman ben Muaviye’nin oruç tutması ve hilâli görmesini yeterli görmüyor musun? Dedim hayır dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize böylece emretti. (Müslim Sıyam: 5; Ebû Dâvûd Savm: 9) İbn Abbâs hadisi hasen sahih garibtir. İlim adamları bu hadise göre amel ederler ve “Her bölge halkının hilâli görmeleri kendilerini ilgilendirir” derler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî : Oruç Bölümleri
Konu: Her Bölge Halkının Hilâli Görmeleri Kendilerini İlgilendirir