1092-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Sizden biriniz veya ölü kabre konulunca simsiyah mavi gözlü iki melek ona gelir onlardan birine münker diğerine nekîr denilir. O iki melek şöyle derler: Bu Muhammed denilen adam hakkında ne dersin? O kimse ise ölmeden önce söylediğini aynen tekrar ederek: O Allah’ın kulu ve Rasûlüdür. Ben şehâdet ederim ki Allah’tan başka gerçek ilah yoktur. Muhammed’de onun kulu ve elçisidir. O iki melek derler ki: Senin böyle söyleyeceğini biliyorduk. Sonra o kabir yetmiş arşın kadar genişletilir ve aydınlık hale getirilir ve rahatça yat uyu burada denilir. O kimse bu durumu benim aileme dönüp haber verebilir miyim? Deyince o iki melek; gelin güvey gibi rahatça uyu gelin güveyi olan kimseyi ailesinden en çok sevdiği kimse uyandırır derler. O kişi o kabirde mahşer için diriltilinceye kadar rahat rahat uyur. kabre konulan kimse münafık ise Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) hakkında sorulan soruya; İnsanların peygamber dediklerini duydum bende aynen öyle söyledim gerçek midir? değil midir? bilemiyorum diyecek. Bunun üzerine o iki melek; senin böyle söyleyeceğini biliyorduk derler. O kabre sıkıştır onu denilir kabirde onu sıkıştırır da kaburga kemikleri yerlerinden oynar. Allah onu böylece mahşer günü uyandırıncaya kadar azab etmeye devam eder.” (Nesâî Cenaiz: 114; Buhârî Cenaiz: 86) konuda Ali Zeyd b. Sabit İbn Abbâs Berâ b. Âzib Ebû Eyyûb Enes Câbir Âişe Ebû Saîd’den de kabir azabıyla alakalı hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen garibtir.