3505-)
Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre şöyle demiştir: Amcam Enes b. Nadr -ki ben onun ismini taşıyorum- Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Bedir savaşına katılmamıştı bu kendisine çok zor gelmişti de şöyle demişti: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yaptığı ilk savaşta kendisiyle birlikte olamadım. Fakat başka bir savaş olursa o savaşta ne yapacağımı elbette herkes görecektir” dedi başka türlü konuşmaktan çekindi. Ertesi yıl Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Uhud savaşına katılmıştı. O sırada Sa’d b. Muâz ile karşılaşmış ve: “Ey Ebû Amr nereye” demiş oda: “Cennetin kokusuna doğru…” demiş o kokuyu Uhud’un yanında buluyorum demiştir. Savaştı ve sonunda şehîd edildi. Cesedinde kılıç ok ve mızrak yarası olarak seksenden fazla yara bulundu. Nadr kızı Rübeyyi’: “Kardeşimi sadece parmak uçlarından tanıyabildim” demiştir. Ahzab sûresi 23. âyet bu olay üzerine indi: “Mü’minlerden öyle kimseler vardır ki Allah’a verdikleri sözde durdular. Onlardan kimi adağını yerine getirdi ve şehîd oldu kimi de şehîdliği beklemektedir. Verdikleri sözü münafıklar gibi değiştirmediler.” (Buhârî Cihâd: 27; Müslim İmara: 17) Bu hadis hasen sahihtir.