İÇİNDEKİLER
BİRİNCİBÖLÜM
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLAR VE MANEVİ YAKLAŞIM 12
İslamTarihindeSalgınHastalıklarveSalgınlaMücadelede
KullanılanNebevîYöntemler............................................. 13
YusufOKTAN
ErkenDönemİslamTarihindeSalgınlarKarşısında MüslümanlarınTutumu:AlgıBiçimi,ManeviYaklaşımveTedavi YollarınaDairBirAraştırma................................ 30
MelekYILMAZGÖMBEYAZ
OlağanüstüDurumlardaManeviDanışmanlıkHizmetiOlarak Hz. Peygamber’in Uhrevi Müjdeleri 53
AbdulvasıfERASLAN
Ahlak-ManeviDestekİlişkisiveOlağanüstüDurumlardaAhlak Âlimlerinin Çözüm Önerileri 73
GaripAYDIN
İKİNCİBÖLÜM
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIK VE REHBERLİK 97
AfetlerdeManeviDestekHizmetleri................................... 98
GaziALATAŞ AyşeÇELİK
AfetlerinRuhSağlığıÜzerindekiEtkileriyleBaşaÇıkmaStratejisi OlarakKaderİnancı 106
ÖmerFarukSÖYLEV
2020ElazığDepremi:DepremzedelereManeviDanışmanlıkve Rehberlik 131
SerapTURSUN
Kriz Dönemlerinde Manevi Danışmanlık: Modern Toplumda Anlam Arayışının Sosyolojik Bir Okuması................................................................................... 152
HabipMEÇİN
Salgın Zamanında Yaşlılara Yönelik Manevi
DestekHizmetleri.......................................................... 167
RukiyeKARAKÖSE
ÜÇÜNCÜBÖLÜM
Covid-19 SÜRECİNDE MANEVİ DANIŞMANLIK VE REHBERLİK 178
DinveManeviyatınCovid-19 HastalığıylaBaşaÇıkmadaEtkisi:
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi
SağlıkÇalışanlarıÖrneği................................................ 179
OrhanGÜRSU SalihBAYINDIR
Vefa ve Sağlık Çalışanlarının Covid-19 Korkusu ve Dindarlık Yönelim Durumları 211
Muhammed KIZILGEÇİT Murat ÇİNİCİ
EmrullahAKÇA Ahmet ÇAKMAK
Covid-19 Sürecinde Yaşlılarda Ruh Sağlığı ve Dinî başa çıkmaUygulamalıBirModelGeliştirilmesiveEtkililiğininTest
EdilmesininTanıtımı...................................................... 249
Muhammed KIZILGEÇİT İsmailSEÇER
MuratYILDIRIM FuatKARABULUT
AbdullahDAĞCI
N.YaseminANGIN
M.EnesVURAL
NurunNisaBAYRAM MuratÇİNİCİ
Covid-19 Sürecinde Manevi Bir Gereksinim Olarak Sabır: Huzurevi Yaşlıları Üzerinde Bir Alan Araştırması................................................................... 274
AbdullahDAĞCI İsaCEYLAN
Koronavirüs(Covid19)TanılıHastalarınManeviDanışmanlık Gereksinimleri 294
AysunCUMHUR
Covid-19 Nedeniyle Yakınlarını Kaybedenlerin Yas Sürecini Anlamlandırmaları Üzerine Bir Araştırma................................................................................... 320
MustafaFatihAY AliAKKAYA
ManeviDanışmanlıkveRehberlikAçısındanCovid-19Hastalığı GeçirenlerdeDindarlık,ManeviyatveSağlıkİlişkisi................................................................. 336
SezaiKORKMAZ
Covid 19 Pandemi Döneminde Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Bağlamında Sosyal Medya Üzerinden Masal Anlatıcılığı........................................................... 355
HacerAKÇAALAN
DÖRDÜNCÜBÖLÜM
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK369
Türkiye’dekiSuriyelilerinSosyo-KültürelveDiniÖzellikleri: Göçmenlere Yönelik Manevi Danışma ve Rehberlik Hizmetlerinde Çok Kültürlü Yaklaşımın Kullanımın
BirKatkı....................................................................... 370
AyşeŞALLI
Sosyal Uyum Sürecinde Suriyeli Göçmenlere Yönelik Manevi DanışmanlıkveRehberlik:UyumSorunlarıveÇözümÖnerileri (İstanbulÖrneği)................................ 394
Musa GELİCİ
ZorunluGöçteManeviDanışmanlık:AhıskalıTürklerÖrneği, Çarpıcı Sonuçları ve İlginç Farkları 425
NilüferMUTLU
Tarih boyunca insanların maddi ve manevi hastalıklarına çö- züm arayışında din öncelikli motivasyon kaynağı olmuştur. Ruhsal ve fiziksel hastalıkların tedavisinde dinî liderler, bilgeler, hekimler, şamanlar, kabile şifacıları ile dinî kurumlar etkin rol oynamışlar-dır. Modern zamanlara geçtiğimizde ise seküler bilim bakış etkisiy- le dinî kişi ve kurumlar yerine uzmanların yer aldığını görmekte- yiz. Ne var ki insanlığın manevi, aşkın, kutsala yönelik ihtiyaçları modern bilim tarafından ya görmezden gelinmiş ya da yeterli ce- vaplar sunulamamıştır. Bu ihtiyaç karşısında manevi danışmanlık bir meslek statüsünde ortaya çıkarak bugünlere gelmiştir.
Batı’da oldukça uzun bir geçmişe sahip olan manevi danış- manlık bilimi ülkemizde son on yıl içinde yapılan çalışmalarla gelişmekatetmişvebualandaakademikçalışmalaryapılmıştır. 2015yılındaDiyanetİşleriBaşkanlığıileSağlıkBakanlığıarasında gerçekleştirilen protokol doğrultusunda sahada çalışacak manevi danışmanlarıneğitimçalışmalarıyapılmışvesahaçalışanlarıge- rekli eğitimlerden geçmişlerdir. Mesleki Yeterlik Kurumu (MYK) tarafından 2019 yılında “Manevi Danışmanlık” unvanının kabul edilmesiilesüreçdahadahızlanmış,ilgililiteratürünoluşmasıyla birlikte günümüzde hastaneler, hapishaneler, sevgi evleri, gençlik merkezleri vb. mekânlarda sıklıkla kullanılan ve ihtiyaç duyulan bir psiko-sosyal hizmet halini almıştır
Manevi danışmanlığın temel felsefesi; koşulsuz, şartsız olarak inanç,mezhep,ırk,dil,renkvb.ayırımlaragitmedenherinsanıol- duğugibikabulederek,saygıvehoşgörüçerçevesindeyardımaihti- yaç duyan kişilere bu hizmeti götürmektir. Batılı ülkelerde yaklaşık
DÖRDÜNCÜBÖLÜM
birasırlıkbirgeçmişesahipolanManeviDanışmanlıkalanıülkemiz- de oldukça yeni olmakla birlikte insana saygı ve sevginin yer aldığı bu bakış açısının kültürümüzün temel dinamikleri içerisinde yüzyıl- lardır var olageldiğini ifade etmemiz gerekir. Aslında bir anlamda manevidanışmanlıksahasıhernekadarülkemizdesonzamanlarda gelişmekatetsedeyeniolmayıpbizimözkültürümüzdenkaynakla- nan bir hizmet alanıdır denilebilir. Nitekim asırlar önce; “Yaratılanı hoş gördük Yaratan’dan ötürü” diyen Yunus Emre ile, “Gel, gel, ne olursan ol yine gel..Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir”, diyen Hz. Mevlana’nın pekiştirdiği bu koşulsuz kabul ediş öteden beri insanlığın özlemini derinlerinde hissettiği duygunun ifadesi olmuştur. Bu yönüyle manevi danışmanlığın kadim inanç ve kültü- rümüzün bilimle harmanlanması neticesinde ortaya çıkan bir bilim alanıolduğusöylenebilir.Bunedenledanışmanlıkmesleğininprati- ğiniöğrenme,uygulamaveöğretmedönemlerindemodernterapi- nin kültürel mirasla entegrasyonunu sağlamak, zengin kültürel mi- rasa sahip bu topraklarda yetişmiş danışmanların sorumluluğudur.
Maneviyatın ya da dinin özellikle sağlık alanında destekleyicibir unsur olarak öne çıktığı görülmektedir. Çünkü maneviyat ve yüce bir güce olan inanç, kişinin durumunu dayanılabilir, katlana- bilir bir hale gelmesine yardımcı olmaktadır. Din ve maneviyatın etkin olduğu bir diğer alan ise salgın, deprem, sel, hastalık, ölüm gibi olağanüstü durumlardır. Bu zaman dilimlerinde insanlar ken- dilerini daha yalnız, çaresiz ve aciz hissederler. Çünkü insanı pek çok açıdan etkileyen doğal afetler özellikle psiko-sosyal ve manevi açılardan kalıcı izler bırakabilmektedir.İnsanlar zor durumda kal- dıklarında dine geçici de olsa sarılır, Allah’ı hatırlar ve dinî mer- kezlere daha yakın hale gelir veya sığınma ihtiyacı hissederler. İnsanoğlunun gücünün üstünde onu aciz ve çaresizlik içerisinde bırakan tehlike, metafizik anlamda insanı bir kurtarıcı ve ilahi yar- dıma başvurma eğilimine sevk etmektedir. Bu tarz kriz ya da ola- ğanüstüzamandilimlerindedin,insanlarınhayatlarınışekillen-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
dirmede ve sorunlarla mücadele etmede önemli bir etkendir. Din, insanlara karmaşa ve belirsizliklerle dolu bir dünyada hayatlarını sürdürmedeveanlaminşaetmedesunduğuibadetlervealternatif bakış açısıyla rehberlik etmektedir. Dolayısıyla manevi danışman- lıkta kullanılan dinî öğretiler sadece birer açıklama sistemi olarak kalmayıp psiko-sosyal yaşantı üzerinde de doğrudan bir karşılık bulmaktadır.
Öte yandan olağanüstü durumlar, doğal afetler bazen birey- lerde “Neden ben”, “Niçin ben seçildim” gibi varoluşsal soruların doğmasına ve bu sorulara karşı ikna edici cevap bulunmadığında da din ya da Tanrı’ya kızgınlık duyma, inanç krizleri yaşama, an- lamı yitirme gibi istenmeyen durumlara da neden olabilmektedir. Her iki durumda da bireyin hayatını etkileyen bu olgulara sağlıklı bir bakış açısı kazandırmada din ve maneviyat etkili olabilmekte- dir. En nihayetinde manevi danışmanlık bir eşlik etme sürecidir.Bu süreçte danışmanın samimi ve ilgili olması, sorunlara duyarlı olması ve danışan onay verdiği takdirde dinî/manevi yardım araç- larını devreye sokması gelişim ve dönüşüm için fırsatlar sağlayabi- lecek ve neticede “Neden ben” sorusuna ya da kızgınlık duyguları- na sağlıklı bir eşlik etme süreci yardımcı olabilecektir.
2020 yılı içerisinde ülkemizde meydana gelen İzmir ve Elazığ depremleri ile dünya çapında etkili olan koronavirüs hastalığı yada diğer adıyla Covid-19 salgını birçok insanın hayatını yitirme- sine, hayatta kalanların ise çeşitli psikolojik problemlere düçar kalmasına neden olmuştur. Özellikle salgın, neredeyse tüm millet- leri, kıtaları ve sosyo-ekonomik düzey tanımaksızın tüm insanları etkilemiştir. Sıraladığımız bu olağanüstü yaşam olayları nedeniy-le 18-20 Aralık 2020 tarihleri arasında Kütahya Dumlupınar Üni- versitesininevsahipliğiveDiyanetİşleriBaşkanlığınınişbirliğiile çevrim içi olarak “Olağanüstü Durumlarda Manevi Danışman-lık ve Rehberlik Sempozyumu” düzenlenmiştir. Kongreye birçok akademisyen,sahaçalışanıvefarklımeslekgruplarındanaraş-
DÖRDÜNCÜBÖLÜM
tırmacılarbildirileriylekatkısağlamışlardır.Elinizdekibukitap adıgeçenkongredesunulantebliğlerarasındanözenleseçilmiş 19 çalışmanın hakem değerlendirmelerinden geçmesi sonrasında ortaya çıkmıştır. Olağanüstü Durumlarda Manevi Danışmanlık ve Rehberlik konusunu olabildiğince disiplinlerarası bir zaviyeden ele almaya çalıştık. Bu nedenle kitapta farklı disiplinlerden sunulan bildirileri göreceksiniz. Halihazırda etkisi devam eden Covid-19 salgınına yönelik gerçekleştirilmiş çalışmalara sıklıkla yer verdik.Bu bağlamda salgın-maneviyat, sağlık çalışanlarında din ve mane- viyat, huzurevleri, yaşlılarda salgın zamanlarında maneviyat gibi konuları içeren bildirilere yer verdik. Aynı zamanda salgın, afet vb. olağanüstü durumlarla ilgili İslam tarihinde yer alan uygulamaları inceleyen çalışmaları da bulacaksınız. Öte yandan son dönemlerin önemli bir sorunu olan göç olgusunun oluşturduğu sosyo-psiko- lojik sorunların ele alındığı çalışmalar bulunmaktadır. Son olarak Elazığ depremi gibi kriz ve afet dönemlerinde manevi danışmanlık çalışmalarının nasıl yürütüleceğini irdeleyen çalışmalara da kitap- ta ayrı bir yer vermeye çalıştık.
Kuşkusuzkongrenindüzenlenmesivebueserinortayaçıkmasın- dabirçokkişivekurumunönemlikatkılarıolmuştur.Editoryaolarak baştaKütahyaDumlupınarÜniversitesiRektörlüğüveçalışanlarına, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Mü- dürlüğüne ve sempozyum süresince organizasyondan sorumlu gö- revlilere teşekkürü bir borç biliyoruz. Aynı zamanda işbirliğini su- naraksempozyumungerçekleşmesindeönemlikatkısunanDiyanet İşleri Başkanlığı ve çalışanlarına müteşekkiriz. Sempozyuma bildi- rileri ile katkı sağlayan değerli bilim insanları ve araştırmacılara da ayrıca teşekkür ediyoruz. Elinizdeki eserde yer alan bildirilerin ala- na, saha çalışanlarına ve bilim dünyasına katkı sağlayacağını ümit ediyoruz. Gayret bizden, tevfik yüce Allah’tandır.
Editorya
2021
BİRİNCİBÖLÜM
YAKLAŞIM
12
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
YusufOKTAN1
Giriş
Sözlük anlamı yaralamak, ayıplamak anlamındaki taʻn kökün- den türeyen taun kelimesi, bazı dilcilere göre bulaşıcı özelliği bu- lunanbütünhastalıklaraverilenaddır(Varlık,2011:40/175).Umu- ma mahsus bir özellik gösteren taun hastalığına havaya yayılması ve dolayısıyla insanlara sirayetiyle bünyeyi bozup vücudu zayıflat- tığından veba da denilmiştir (İbn Manzûr, 1414: 13/267). Vebanın taun yerine kullanımı da mevcuttur. Bu görüşe göre taun vebanın bir çeşididir. İbn Sînâ (ö. 428/1037) vebanın, ruhun maddesi olan havadaki cevherin bozulmasından dolayı ortaya çıktığını söy- lemiştir. İbn Kayyım el-Cevziyye (ö. 751/1350)’ye göre taun eğer çoğalır ve yayılırsa bir veba olarak ifade edilir. Ona göre veba, ile taun arasında umum husus ilişkisi vardır. Buna göre her taun ve- badırlakinhervebataundeğildir.Bedendegörülentümör,yarave kabartılar taunun etkisidir (İbn Kayyım el-Cevziyye, 1990:58). İbn Hacer (ö. 852/1449) ise taunu vebadan ayırmalarının sebebini ta- unda bulunup da vebada bulunmayan cinin saldırması olarak açık- lamaktadır (İbn Hacer, 1379: 1/133). Taun ile veba arasında ayırı- ma gidenler muhtemelen Ebû Mûsâ el-Eşarî (ö. 42/662-63)’nin Hz. Peygamber’den (s.a.s.) naklettiği rivayeti esas almaktadırlar. Bu rivayete göre Hz. Peygamber: “Ümmetimin yok oluşu, ta’n ve taun ileolacaktır!”Bununüzerinebazıları:“Taʻn’ın(yaralamanın)ne
1 Dr. Öğr. Gör., Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, Hadis ABD. oktanyusuf@gmail.com
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
olduğunu anladık. Fakat taun dediğiniz nedir Ey Allah’ın Resulü?” diye sordular. Hz. Peygamber de: “Düşmanlarınız cinlerin dürtüsü ile husule gelen ve sizlere şehitlik sevabı kazandıran bir hastalık- tır.” buyurduğu aktarılır (Ahmed, 2001: 32/293). Buhârî’nin tahrîç ettiği başka bir rivayette ise Hz. Peygamber Medine’ye taunun gi- remeyeceğini söylemiştir (Buhârî, 1987: 5/2165).Böylelikle İslam tarihinin erken dönemlerinde vaki olan salgın hastalıkların Medi- ne’de görülmediği şeklinde yorumlar yapılmıştır (İbn Hacer, 1379: 10: 190).
İslam tarihi boyunca birçok salgın hastalık görülmüştür. Bun-lardanöneçıkanlarıvetoplumdaönemlietkileriolanlarşunlardır.
1. AmavâsSalgını(18/693)
2. el-CârifSalgını(69/688)
3. el-Feteyât(el-eEşrâf)Salgını(87/705)
4. Müslimb.KuteybeSalgını(131/748)
5. AbbasîveMemlüklerdönemindegörülenmuhtelifsalgın hastalıklar.
1. İslamTarihindeÖneÇıkanSalgınHastalıklar
1.1. AmavâsSalgını(18/693)
Kaynaklar hicretin 18. yılında Hz. Ömer’in hilafeti döneminde İslam tarihinin kaydetmiş olduğu en büyük salgınlardan birini ak- tarmaktadır. Tarihe Amavâs Taun’u olarak geçen bu salgın, ismini Kudüs ile Filistin’in bir şehri olan Remle arasında bulunan Amavâs şehrinden almaktadır. Zira hastalığın ilk olarak görüldüğü yer bu şehirdir. Daha sonra Şam’a kadar yayılan hastalık buraya da nispet edilmiştir. Bu salgının ortaya çıkması ve yayılmasına sebep olarak Müslümanlar ve Rumlar arasında meydana gelen savaşlar netice- sinde yaşanan fazlaca ölüm, cesetlerin sokaklarda kalarak bozul- ması gösterilmektedir (Salâbî, 2009: 247).
Bu salgın sebebiyle aralarında sahabenin önde gelenlerinden Muâzb.Cebel,EbûUbeyde,Yezîdb.EbîSüfyân,Şurahbilb.Hasa-
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
ne, Ebû Cendel Fazl b. Abbâs olmak üzere birçok kişi ölmüştür (İbn Kesîr,1988:6/226).TarihçiSeyfb.Ömer(ö.180/796)’inanlattığına göre hicretin 17. senesinde de Şam’da bir salgın olmuş lakin tarihi kaynaklarbununbirçokkişininölümünesebepolanAmavâssalgını değil, Şam’da mezkûr salgından önce ortaya çıkan başka bir salgın olduğunuaktarmaktadır.BundandolayıSeyfb.Ömer’inifadeettiği Amavâs salgının iki kere olduğu bilgisi gerçeği yansıtmamaktadır. (ibn Kesir, 1988: 7/89). Hicretin 18. yılında aynı zamanda kıtlıkta baş göstermiştir. Hicaz bölgesindeki şiddetli kuraklık ekinlerin ku- rumasınabudurumdaşiddetliaçlığasebepolmuştur.Budurumun insanların yerlerini terk edip Medine’ye gelerek devletten yardım istemelerine sebep olmuştur. Bölgeye yiyecek yardımında bulun- mak için harekete geçen Hz. Ömer, insanların temel gıda ihtiyaç- larını karşılayıncaya kadar yoğurt, tereyağı vb. yememeye yemin ettiği ve valilerine Medine halkına yardım göndermeleri için haber yolladığı aktarılmaktadır (İbn Haldûn, 1988: 2/553). Yaklaşık dokuz ay süren şiddetli kıtlık sonrası durumun düzelmesi üzerine insan- lar Medine’den çıkarak tekrar yerlerine dönmüşlerdir. (İbn Kesîr, 1988: 7/103-107). Bundan kısa bir süre sonra ortaya çıkan İmâvas salgınında sadece Şam’da yirmi beş bin civarında insanın öldüğübu sayının ise o dönemin Şam nüfusun yarısına tekabül ettiği ak- tarılmıştır. Hz. Ömer’in olaydan sonra ölenlerin miraslarını taksim etmek için Şam’a gittiği ölen komutan ve valilerin yerine yenilerini atadığı aktarılmıştır (Salâbî, 2009: 201-204).
1.2. CârifSalgını(69/688)
Hicri 69 senesinde Basra’da ortaya çıkan Cârif salgınında kısa sürede birçok kişinin öldüğü aktarılır. Üç günlük süre içinde hergün 70 bin kişinin öldüğünü aktaran tarihi kaynaklar salgın müd- detince iki yüz binden fazla kişinin öldüğünü kaydetmişlerdir. Şehirde çok az kişinin hayatta kaldığı, Cuma namazı için topla- nanlarınancakyedikişidenolduğuvebazıkadınlardanoluştuğu
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
aktarılmıştır (el-Yâfiʻî, 1997: 116). Ebû Nefîd’in anlattığına göre kendisiyle birlikte bir grup kabileleri gezerek salgında ölenleri defnetmeye çalışmışlar lakin ölenlerin çokluğundan buna bir süre sonra güç yetirememişlerdir. Girmiş oldukları evlerde ev ahalisini ölü olarak bulduklarını ve kapıyı kapatıp çıkmaktan başka bir şey yapamadıklarını aktarmıştır (İbn Kesîr, 1988: 8/288).
BusalgınhalifeAbdulmelikb.Mervân’ınhilafeti,Abdullahb. Zübeyr’in Arap İslam Devletinden Irak, Necd, Hicaz ve Horasan bölgelerine hâkim olduğu bir dönemde ortaya çıkmıştır. İslam devletyönetimindekibuihtilafveayrılık,salgınlailgilenilmesine, insanlara yardımın ulaştırılmasına engel olmuştur (Behcet, 2011: 7).Kur’an-ıKerim’eharekesisteminigetirenveArapnahvininilk esaslarınıtespitedenâlimveaynızamandaşairolanEbü’l-Esved ed-Düelî(ö.69/688)veKubeyseb.Harîsbusalgındavefatetmiş- lerdir.(el-Cafer,2010:108).Salgındazikredilenölümmiktarıbazı araştırmacılar tarafından abartılı bulunmuştur. Zira Basra kenti salgının meydana geldiği dönemde kurulalı çok fazla bir zaman geçmediğiveinsanlarınşehregöçederekikiyüzbindenfazlabir kalabalığın şehirde oluşamayacağı aktarılmıştır. (Behcet, 2011: 7). Bu salgın hakkında salgının ne zaman, nerede ortaya çıktığı, şidde- tihakkındabilgilerverenkaynaklarsalgınınsebepleri,yayılması veneticelerihususunadetaylıbirşekildetemasetmemişlerdir.
1.3. el-Feteyât(el-Eşrâf)Salgını(87/705)
Hicri87yılındaŞam,Basra,KûfeveVâsitşehirlerindegörülen busalgınönceşehirlerdekikadınlardagörüldüğüvebirçoğunun ölümünesebepolduğundandolayı“kızlar”anlamınagelenel-fe- teyât adıyla isimlendirilmiştir (ez-Zehebî, 2003: 2/916). Emevî ha- lifesi Abdulmelik b. Mervân’ın hilafetinin son dönemlerinde görü- len salgın daha sonra tüm şehir halkında yayılmış ve birçok kişinin ölümüne sebep olmuştur. Halife Abdulmelik b. Mervân salgından kısabirsüresonravefatetmiştir(İbnKuteybe,1992:601).Busal-
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
gındaEmînb.Abdullahb.Hâlid,Matrafb.Abdullah,Saʻsaʻab.Hısn ve daha birçok önemli isim vefat ettiğinden dolayı salgına şerefli- lermanasınagelenel-Eşrâfdedenilmiştir(el-Cafer,2010:108).Bu- nunla beraber tarihi kaynaklar bu salgın hakkında nasıl yayıldığı toplumda nasıl bir etki bıraktığı ve nasıl bir tahribatta bulunduğu hususunda detaylı bilgiler aktarmamıştır. Dahası o dönemde Irâk valisi olan Haccâc b. Yusuf es-Sekafî (ö. 95/714) ve halife Velîd b. Abdulmelik (ö. 96/715) arasında yapılan mektuplaşmalarda da bu konuya temas edilmemiştir (Behcet, 2011: 9).
Tarihi kaynakların bahsettiği bu salgın devletin fetih politi- kasını etkilememiş Doğu Cephesi ve Mâverâunnehir bölgesindeki fetihler tam olarak salgının ortaya çıkmış olduğu dönemde vuku bulmuştur.BununlaberaberMüslümanlarındahaöncetecrübeet- mişolduklarıAmavâssalgınındasalgındankorunmakiçinnemli ve sulak olan yüksek tepelere çıkmaları gibi önlemleri neden al- madıkları da merak edilmektedir. Her ne kadar tarihi kaynaklar bu salgına salgında ölen önde gelen kişilerin çokluğunu vurgulamak için el-Eşrâf demiş olsalar da salgında ölen kişilerin sayısı tarihi kaynaklarda sınırlıdır (Behcet, 2011: 9). Bu salgın kaynaklarda önemine binaen zikredilmesine rağmen etkisi ve tahribi hakkında detaylı bilgi bulunmaması, mektuplaşmalarda da zikredilmemesi salgının keyfiyeti hususunda sorulara neden olmakta dolaysıyla bu salgın müstakil bir çalışmanın konusu olmayı haketmektedir.
1.4. Müslimb.KuteybeSalgını(131/749)
Irak’ın Basra şehrinde hicri 131 yılında ortaya çıkan salgın Emevî Devleti devrinin son büyük salgını olarak tarihi kayıtlara geçmiştir. Salgın recep ve şaban aylarında yayılmış salgının en şid- detlidönemiiseramazanayındagörülmüştür.Busalgın,salgında ilk ölen kişi olan Müslim b. Kuteybe (ö. (131/748)’ye nispetle onun adıylaanılırolmuştur.Toplamdaüçayaralıksızveşiddetlibirşe- kildesürenbusalgınancakşevvalayındahafiflemiştir.Salgınınen
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
şiddetliolduğudönemdegündebinkişinincenazesinindefnedil- diğiaktarılmıştır.Bu salgındatabiinden fakihve muhaddisEyyûb
b.EbîTeymiyyees-Sahtiyâni(ö.131/749), yinetabiindenolanmu- haddisMansûrb.Zâdân,İshâkb.Süveydel-Adevî(ö.131/749)baş- ta olmak üzere birçok meşhur kişi vefat etmiştir (Behcet, 2011: 9).
1.5. İslamTarihindeGörülen DiğerBazı Salgınlar
Mezkûr salgınlara ek olarak kaydedilen salgınlardan öne çı- kanısalgınınİslamtarihindegörülenenbüyükfelaketlerdenbiri olanBağdat’ınMoğollartarafındantalanedilmesisonrasışehir- de baş gösterdiği kaydedilmiştir. Hicri 656 yılında Moğol Han’ı MengüHan,HülagûkomutasındagönderdiğiMoğolordusuAb- bâsî hilafetinin başkenti olan Bağdat’ı kuşatmıştır. Şehri ele ge- çiriphalifeyiveailesiniöldürenMoğolordusuHalifeMemûn(ö. 218/833)’un kurmuş olduğu ve İslam âleminin beş asırlık bilimsel ve kültürel birikiminin bulunduğu Beytü’l-Hikme’yi talan etmiş- tir(Yıldız,1988:1/40;Bakhtiar,2020:235).Bufelakettehalktan bir milyona yakın insanın hatta imamların, hatiplerin ve hafız- larınMoğolaskerleritarafındanöldürüldüğüaktarılmıştır.Talan sonrasında aylarca camiler kapalı kalmıştır. Moğolların yapmış olduğubukatliamdankırkgünsonraşehirdeazbirinsankalmış- tır. Sokakları insan cesetleriyle dolan şehrin havası, yağan yağ- murlarındaetkisiyledeğiştirmiştir.Böylelikleşehirdeşiddetlibir vebasalgınıbaşgöstermiştir.BudurumancakşehrinhavasıŞam bölgesine kayınca normale dönmüştür. Bu salgında şehirde kalan az sayıdaki insandan çoğunun öldüğü kaydedilmiştir (İbn Kesîr, 1988: 13/236). Bağdat bölgesinden gelen hava Şam şehrini de et- kisi altına almıştır. Halep’te günde 1200 kişinin bu havanın sebep olduğu hastalık sebebiyle öldüğü ve bunların defnedildiği aktarıl- mıştır (Zehebî, 2003: 14/680)
526/1132yılındaKurtuba’daortayaçıkansalgınbirçokkişini
ölümünesebepolmuştur.Salgın’ınsebepolduğukıtlıkfiyatların
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
artmasına sebep olmuştur. Buğdayın yarım kilosunun on beş dina- rasatıldığıkaydedilmiştir.Salgınvedolayısıylakıtlıkençokfakir- leri etkilemiş böylece ihtiyaç sahiplerinin,âlimlerin ve salih kişi- lerin önderlik ve öncülük yaptığı hayır kurumlarına sığınmaktan başkaçarelerikalmamıştır(el-Beyaz,2008:21).
İslam tarihinde öne çıkan bir başka salgın günümüzde İspanya, Kuzey Afrika ve Batı Sahra topraklarına hüküm sürmüş olan Mura- bıtlar Devletini yıkarak onların yerine geçen aynı zamanda Muvah- hidler olarak da bilinen Berberî Devletinde (524-667/1130-1269) görülmüştür. Bazı kaynaklar bu salgının bölgesel olduğunu, baş- kentMarakeşveetrafındagörüldüğünüiddiaetmiştir.Endülüs’ten dönen ve Hafsîler’in dedelerinden Ebû Hafs Amr el-Hintânî’nin bu vebadan dolayı ölmüş olması akıllara salgının Endülüs’te de gö- rülmüş olması gerektiği düşüncesini getirse de tarihi kaynaklar o dönemdeEndülüs’tevukubulanherhangibirsalgındanbahsetme- mektedir (Bulkuteyb, 2002: 51).
Hicri571yılındaortayaçıkanbuvebabaşkentMarakeşsınır- larınıaşarakdevletinbatısınırlarınakadarulaşmışhattabatıdaki İslamdevletlerinedesıçramıştır.Salgındandolayıbaşkenttebu- lunanhalkkendilerinisalgındankurtarmakiçinevleriniterkede- rekşehrindışınaçıkmayaçalışmışlardır.Lakintarihikaynakların aktardığınagöresalgındankaçarakkurtulmayıdüşünenkişilerde yolda ölmüştür. Yaklaşık bir yıl süren salgın demografik değişik- likleresebepolmuştur.Sadecebaşkenttegünlükölenlerinsayısı 1700’eulaşmıştır.Burakamıabartılıbulanaraştırmacılargünlük ölü sayısının yaklaşık 200 olduğunu aktarmışlardır (Bulkuteyb, 2002: 52-54).
Tarihi kaynaklar salgın hastalıklar esnasında savaşların ve fitnelerin tırmanışa geçtiğini zikretmiştir. Salgının toplumsal ve iktisadi bir etkisi olarak buğday başta olmak üzere halkın temel ihtiyaçmalzemelerindefahişfiyatartışlarımeydanagelmiştir (el-Beyaz, 2008: 22)
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
819/1419-825/1422 yılları arasında Trablus ve çevresinde etkili olan salgın, şehir halkının çoğunun ölümüne sebep olmuştur. Dı- maşk,Trablus,RemleveGazze’deevlerdeçocuk,gençvekölekim- seninkalmadığıaktarılmıştır.Kölelerinbudenliölmesebebiisesü- rekli topluma karışarak insanlara yardım getirip götürmelerinden olduğu bildirilmiştir. Salgınlar köylerin boşalmasına, yeni yerleşim yerlerinin oluşmasına böylece demografik değişikliklere sebep ol- muştur. 897/1491 yılında Şam bölgesinde etkili olan özellikle Şam, Halep ve Gazze’nin köylerine yayılan salgın yerleşim yerlerindeki insanların üçte birinin ölümüne sebep olmuştur. Şam bölgesinde birçok toprak sahibi ve çiftçinin ölümü toprakların el değiştirme- sine ve köylerin çoğunun boşalmasına sebep olmuştur. Bu durum devletin, çiftçilerin topraklarını ancak üç sene sonra terk edebile- cekleri yönünde karar almasına sebep olmuştur. Ölenlerin çoklu- ğundan dolayı cenaze işlemlerinde kullanılan malzemelerde fahiş artış görülmüş bununla birlikte üretici ve satıcılar zenginliklerini artırmışlardır (et-Tarâvane, 2010: 54).
Veba ve taun gibi salgın hastalıklar sonrasında toplumda ahlaki bozulmalar da görülmüştür. Fısk ve fuhşiyat yayılmış canlıya hatta nebbaşlık gibi ölüye dahi haddi aşan tasarruflar görülmüştür. İn- sanlar arasında fal, yıldızlama gibi batıl inanç ve uygulamalar art- mıştır.902/1496yılındaDımaşk’taartansalgınsonrasındainsanlar yıldızlamayla uğraşan kişilere yönelmiş ve onların vebanın sona ereceği belli tarihler veren sözlerine itibar ettikleri aktarılmıştır(et-Tarâvane, 2010: 55).
Bunun yanında toplumda vuku bulan olumlu gelişmeler de kaydedilmiştir. Bazı sultan, vezir ve zengin yolcular Allah rızası ka- zanmak için bimaristan kurmuşlardır. Bunların neredeyse hepsin- de salgınla ilgilenen bir birim bulunmaktaydı. Bimaristanda sunu- lan hizmetler arasında salgından ölüp de akrabası olmayan kişileri defin işlemleri de bulunmaktaydı. Salgında fazlaca insanın ölmesi cesetlerininşehiriçindekalmasıvedefningecikmesi,defninen
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
çabuk şekilde merhum insana yakışır şekilde yapılmasını emreden İslam diniyle çelişmekteydi. Bu durum devletin önde gelenlerinive hayır sahiplerini ölen ve sahibi olmayan mevtaları yıkayıp, ke- fenleyip defnedecek kurumlar oluşturmaya sevk etmiştir (et-Tarâ- vane, 2010: 57).
Salgın sonrası sosyal bozulmayı önlemek ve yayılan fuhşiyatın önüne geçmek için hayır ehli kişilerin, içki satılan yerlerin kapa- tılması, toplumda işlenen çirkin fiillerin bitirilmesi için sahrayaçıkıp mübarek kişilerin mezarlarını ziyaret edip üç gün oruç tutul- ması gibi uygulamalar yaptıkları zikredilmiştir. 909/1503 yılındaki salgında Memlük Devletinde Burci Hanedanı Veliahtı Kânsûh oğlu Mansur’un şiddetli hastalığından kurtulması için Emevî Camiinde fukaranın ve kurrâların toplanmasını emrederek Kur’an ve hadis kitaplarından Sahih-i Buhârî okunmasını emretmiştir. İnsanlara binlerce kap yemek ikram edildiği aktarılmıştır. (İbn Tolun, 1998: 2018; et-Tarâvane, 2010: 58)
2. SalgındaKullanılanNebevîYöntemler
Hz. Peygamber döneminde İslam topraklarında herhangi bir salgına rastlanmasa da Medine döneminin ilk yıllarında 6/628 Sa- sanî İmparatorluğunda ortaya çıkan ve Şîraveyh b. Kisrâ olarak kaynaklara geçen salgın birçok kişinin ölümüne sebep olmuştur. İmparatorluğun kisrâsı 2. Kubâd bu salgında ölmüştür. (İbn Mis- kevey,2000:1/248).MekkeveMedineDönemindeherhangisalgın haberini tarihi kaynaklar aktarmamıştır. Bununla beraber Hz. Pey- gamber’in veba ve salgın hakkında buyurdukları Sâsânî İmparator- luğunda meydana gelen salgın haberleri üzerine söylenmiş olması muhtemeldir.Hz.Peygamberbirrivayetterüyasındasaçlarıdağınık siyahi bir kadının Medine’den çıkıp Mahyâ’ya vardığını gördüğünü aktararakburüyasınıMedine’debulunanvebanınobölgeyeintika- li şeklinde tevil etmiştir (Buhârî, 1987: 6/2580). Hz. Aişe’den akta- rılan başka bir rivayette Medine’ye hicret sonrası Hz. Peygamber:
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
“Allah’ım Mekke’yi bize sevdirdiğin gibi Medine’yi de bize sevdir yahutdahafazlasevdir.Medine’ninhummahastalığınıdaCuhfe’ye naklet! Allahım Müdd ve sâ’ ölçeklerimizle ölçülen rızıklarımızda bizleriçinbereketihsaneyle!”(Buhârî,1987:5/2343)buyurmuştur. BöyleceMedine’ninbasıkverahatsızedicihavasıMekke’ninyakla- şık 200 km kuzeyinde bulunan, günümüzde Şam tarafından gelen- lerin ihrama girdikleri mikat sınırı olarak da bilinen ve o dönemde yerleşikhalkıazolanCuhfe’yetaşınmıştır.(İbnBattâl,2003:9/552). Bu rivayetlerde kullanılan veba kelimesi doğrudan salgın hastalık olarak bilinen taun olmadığı, havanın basık ve rahatsız ediciliğinin veba kelimesiyle karşılandığı anlaşılmaktadır.
Aşağıda detaylıca açıklayacağımız Hz. Peygamber’in taun has- talığınınbulunduğuyeregirilmemesiveoradabulunulmasıha- lindeçıkılmamasınısalıkverenbuyruklarınınyanındataundan kaçanın savaştan kaçmış ona sabretmenin savaşa sabretmek ola- cağı (Ahmed, 2001: 22/365, 23/159, 41/74) şeklinde rivayetler de mevcuttur. Bu rivayet aslında bir bakıma günümüzde salgın hasta- lıkların yayılımı sırasında en başta gelen karantina uygulamasınaönemli bir örnektir. Hz. Peygamber’in salgından kaçanı savaştankaçana, salgın olan yerde kalanı ise savaşa sabredene benzetmesi vakıada uyuşmaktadır. Zira savaştan kaçan kişi ordunun düzeninin bozulmasına, kitleler halinde düzensiz geri çekilmelere ve netice- de ordunun yenilmesine hatta daha büyük felaketlere sebep ola- bilmektedir. Salgın hastalığın bulunduğu bir yerden tedbirsiz birşekilde çıkmak ise çok daha büyük bir felakete sebep olabilmekte kitlelerhalindebirçokinsanınölümünesebebiyetverebilmektedir. Hz. Aişe’nin Hz. Peygamber’e taun hakkında sormuş olduğu bir rivayetteHz.Peygambertaunu:“Taunhastalığı,AllahTeâlâ’nın dilediği kimselere gönderdiği bir çeşit azaptı. Allah onu mümin-ler için rahmet kıldı. Bu sebeple tauna yakalanmış bir kul, başına gelene sabrederek ve ecrini Allah’tan bekleyerek bulunduğu yer- deikametedevamedervebaşınaancakAllahnetakdiretmişse
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
onun geleceğini bilirse, kendisine şehit sevabı verilir”. (Buhârî, 1987: 5/2165) diyerek açıklamıştır. Müslüman hayrın da şerrin de Allah’tan geldiğine inanmaktadır. Allah’ın ilmi ve iradesi dışında herhangibirşeyinvukuagelemeyeceğineimanetmektedir(En’am: 59, Tevbe: 51, Yunus 49). Allah kullarının başına dünyada darlık, sıkıntı, yoksulluk, üzüntü vb. imtihanlardan hangisinin geleceğini hakkıyla bilendir. Kullarını hayır ve şerle imtihan etmektedir. Bu durumAllah’ınezeliilmindemahfuzdur.(İbnBattâl,2003:10/326). Bu durumda rivayet ayet-i kerimelerin ifade ettiği anlamlarla hem uyum halindedir hem de Hz. Peygamber’in bu ifadeleri bir bakıma hastalık, bela ve özellikle salgın hastalıklar gibi durumlarda Mü- minlere psikolojik bir destek olmaktadır.
Hz.Peygamber’indoğrudansalgınhastalıklaalakalıolmayan lakin genel sağlık ve sıhhat kuralları çevresinde buyurmuş oldu- ğusözleridesalgınhastalıklamücadeledekullanılanyöntemler- dendir.Günümüzdesağlıkörgütlerininpandemiylemücadelede sürekli salık verdikleri ve hayatımızda uzun bir süredir mecburi olan maske uygulaması hastalığın yayılımının önüne geçilmesi hu- susundaönemlibiruygulamadır.Budurumhastalığındoğrudan bulaşabileceği ağız ve burnu korumak için bir önlemdir. Bunun yanında hastalığın dolaylı olarak yayılmasını engellemek için yi- yecekveiçeceklerinağzınınörtülmesitümdünyadayapılmasıis- tenen bir uygulamadır. Bu konu hakkında Hz. Peygamber kapların üzerinin örtülmesi ve su kırbalarının ağzının bağlanmasını salık vermektedir(Buhârî,1987:5/2132).Hz.Peygamber’ingenelsağlık ve temizlik adabı çerçevesinde söylemiş olduğu yılın bir gecesinde bulaşıcıbirhastalığınyeryüzüneineceği,ağzıaçıkolanyiyecekve kaplara girebileceğini (Müslim, 2006: 969; Ahmed, 2001: 23/129) bildirdiğiifadelerbirbakımagünümüzsalgınhastalıklarıylamü- cadeledeençokkullanılanönlemlerdenolmuştur.
Salgınla mücadelede önemli tutumlardan biride hastalık sahibi yadaşüphesiolankişilerdenmümkünmertebeuzaklaşılmasıdır.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Bugün ülkemizde de yetkili ağızlar tarafından sıklıkla bildirilen güvenlimesafekuralısalgınınyayılımınıenazaindirmekiçinsü- rekli tekrar edilen ve uygulanılması tavsiye edilen kurallardandır. Hz. Peygamber cüzzamlı olan kişiden aslandan kaçar gibi kaçılma- sışeklindekibuyrukları(Buhârî,-tarih:2009:1/139)günümüzde salgınla mücadelede kullanılan en önemli mücadele önlemlerinde güvenli mesafe kuralını akıllara getirmektedir.
Hastalığın en çok yayılma sebeplerinden biri olan öksürme ve hapşırma esnasında ağızdan çıkan parçacıkların havaya, etrafa ve muhataba geçmesi karşısında uygulanmakta olan maske kullanı-mı dolayısıyla ağzın kapatılması Hz. Peygamber tarafından adab-ı muaşeretkuralıçerçevesindehapşırmavesonrasındakiuygulama- larda bildirilmiştir. Hz. Peygamber: “Sizden biriniz hapşırdığında ağzını (yüzünü) eliyle kapasın ve sesini alçaltsın” (Hâkim, 1990: 4/293) buyurmuştur. Günümüzde sağlık kurullarının salgın döne- minde önemle salık verdikleri “aksırma ve öksürme sırasında ağ- zın el ya da kolla kapatılması” uygulamasını Hz. Peygamber, salgın dönemine hasretmeden bir Müslümanın yapması gereken adab-ı muaşeret diyebileceğimiz kurallar özelinde zikretmiştir.
Hz.Peygamber’inhastalıklarhakkındabuyurmuşolduğuaçıkla- malardolayısıylasalgındaalınmasıgerekenönlemlerMüslümanlar için önemli bir tedbir aracı olmuştur. Hz. Ömer Şam’a gitmek için yola çıktığı sırada Sarh nahiyesine geldiğinde salgının Şam’a sıç- radığı haberi kendisine bildirilmiştir. Hz. Abdurrahman b. Avf, Hz. Ömer’e Hz. Peygamber’in : “Şayet bir yerde taun hastalığı olduğu- nu işitirseniz oraya girmeyin. Bir yerde taun hastalığı çıkarsa ve siz orada bulunursanız taundan kaçarak oradan çıkmayın” buyurdu- ğunuaktardığınakledilir(Buhârî,1987:5/2163).Sahabeburivayet- teki salgının bulunduğu yerden çıkılmaması ve oraya girilmemesi hususunda gelen emir ve nehiy ifade eden ibareler üzerinde ihtilaf etmiş onlardan kimileri rivayetin zahiriyle amel ederken, bazılarıdarivayetiteviletmişlerdir.Rivayettekiifadeyiteviledenlersal-
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
gının olduğu yerden çıkmayı mübah görmüşlerdir. Zira Hz. Ömer Ebû Ubeyde’yi salgının bulunduğu yerden çıkarmaya çalışmış buna mukabil mazur görülmesini talep eden Ebû Ubeyde salgın yerinde kalmıştır. Bu durum Hz. Ömer’in Ebû Ubeyde’yi oradan çıkararak rivayetle amel etmediği anlamına gelmemektedir. Zira Hz. Ömer, Ebu Ubeyde’nin Müslümanları şehirden çıkarıp suyun bol olduğu nemli yerlere götürmesini ondan isteyince Ebu Ubeyde bunu ye- rine getirmiştir. Hz. Ömer, Sarh nahiyesindeyken bu ifadeleri Ebû Ubeyde’ye yazarak bildirmiştir. Abdurrahman b. Avf’ın bildirdiği salgının bulunduğu yere girişin ve çıkışın yapılmamasını ifade eden rivayeti ise daha sonradan duymuştur. Sonrasında Hz. Ömer Me- dine’ye dönmüştür. Bu durum başlarda vebanın yayılma şiddetin- den habersiz olduklarını, kendilerine bu durum bildirilince oradan uzaklaştıklarını göstermektedir. Bununla birlikte hastalığın olduğu yerden çıkış hususunda ihtilaf olmakla birlikte hastalığın bulun- duğu yere girme konusunda zaruri durumlar hariç ihtilaf yoktur. Bazıları salgının bulunduğu yerden çıkışı Allah’ın kaderinden kaçış olmadığı düşüncesiyle mübah görmüşlerdir. Hastalığın bulunduğu yerden tedavi ya da daha sağlıklı bir ortama gitmek için çıkış husu- sunda ise bir beis yoktur (Salâbî, 2009: 254)
EbûUbeydeb.CerrahveMuazb.Cebel’inaşırıkadercioldukları
ve bu yüzden taun hastalığını Allah’ın rahmeti olarak gördüklerive hastalığa karşı önlem almadıkları (Cengiz, 2019: 143) şeklinde-ki yorum tarafımızca uzak görünmektedir. Zira Ebû Ubeyde’nin şehirden çıkmama sebebi kendisinin şehirde sorumlu olarak bu- lunması, şayet kendisi çıkarsa bu durumun toplu bir çıkışa sebep verebileceği,böylecehastalığındahadayayılmasınasebepolabile- ceği dahası şehirden çıkmaya güç yetiremeyenleri bir nevi arkada bırakacağından dolayı buna yeltenmediği ihtimali daha makuldür (Şurrâb, 1997: 237; Salâbî, 2009: 254). Mamafih Hz. Peygamber Ebu Ubeyde’yi ümmetin emini olarak nitelemiştir (Buhâri, 1987: 4/1592).Neticeolaraksalgınolanyerdekalmakda,oradançıkmak
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
da ruhsattır. Kim salgın hastalık yayılmış bir yerde bulunur da ken- disine hastalık isabet ederse tedavi vb. gibi zaruri bir durum ol- madıkça oradan çıkmasının bir faydası yoktur bilakis zararı vardır (Salâbî, 2009: 254).
Sonuç
İslam tarihinde görülen ilk salgın Hz. Peygamber’in vefatından sonra Şam merkezli Amavâs salgını olmuştur. Bu salgın muhteme- lenHz.Ömergibisahabedenöndegelenbirininhilafetteolması, şehirdekalanbirçokkişininyinesahabedenolmasıvesalgınriva- yetininyayılımıgibisebeplerdendolayıhakkındabirçokyönden detaybulunansalgınolmuştur.Şehregirilmemesişehirdençıkıl- mamasıgibiönlemlerdahasonradanhalkınyükseknemliyerlere sevkiyatı gibi uygulamalar daha sonraki salgınlarda uygulanıp uy- gulanmadığı aktarılmamıştır.
Tarihi kaynaklar salgın dönemlerinde kıtlık dolayısıyla pahalı-lık gibi halkı doğrudan etkileyen durumların oluştuğunu zengin- lerin ve üreticilerin daha da zenginleştiği fakir halkın ise çok daha zor duruma düştüğü bilgilerini aktarmaktadır. Salgın dönemlerin- de salgının toplumsal ve iktisadi bir etkisi olarak buğday başta ol- mak üzere halkın temel ihtiyaç malzemelerinde fahiş fiyat artışları meydana gelmiştir. Bunun yanında devletlerarası savaşlar iktidar mücadeleleri ve ihtilaflar halkın salgın ve kıtlıktan azami derecede etkilenmelerine neden olmuştur. Salgın dönemlerinde bazı yerler- de demografik değişiklikler meydana gelmiştir. Şehirlerin hızlıca boşalması ya da salgın sebebiyle şehirlere sığınma gibi durumlar sonradan yeni yerleşim yerlerinin oluşmasına sebep olmuştur.
Salgın döneminde asayişin yeterince sağlanamaması diğer top- lumsal sorunları da beraberinde getirmiştir. Fuhşiyatın artması, ahlaki bozukluk, insanların batıl inanışlara yönelmesi ve ibadet- lerde gevşeklik gibi durumlar salgının toplumsal etkileri arasında sayılmıştır.Budurumdevletbüyüklerini,hayırsahiplerinivezen-
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
gininsafsahibiinsanlarıhareketegeçirerekbimaristan,fakirlere barınma vb. yerlerin yapımına sevk etmiştir. Ölen sahipsiz kişilerin definişleriniyapacaksisteminkurulmasınısalgınsonrasıdönem zaruri kılmıştır.
Hz. Peygamber’in genelde ve salgın özelinde söylemiş olduğu tutum ve önlemler zaman zaman salgın dönemlerinde uygulan- mıştır. İslam tarihinin ilk salgını olan Amavâs salgınında uygula-nan karantina örneği, salgın yerinde bulunanların yerlerini terk etmelerinin engellenmesi gibi uygulamalar daha sonraki salgınlar- da bahsedilmemektedir. Bununla beraber Hz. Peygamber’in salgın hakkındaki önlem mahiyetindeki salgın olan yerde bulunulması halinde oradan çıkılmaması, bölgenin dışında bulunulması halin-de ise oraya girilmemesi, cüzzamlıdan kaçılması gibi buyrukları, günümüzde salgınla mücadelede önemli görülen uygulamalardan olmuştur. Bunun yanında Hz. Peygamber’in salgın hastalıktan do- layı ölene şehitlik mertebesinin verilmesi gibi buyrukları insanla-ra psikolojik bir destek olmaktadır. Ayrıca Hz. Peygamber’in genel sağlık, temizlik ve adab-ı muaşeret çerçevesinde söylemiş olduğu kap ve içeceklerin üzerinin örtülmesi, hapşırınca ağzın kapatılma-sı vb. uygulamalar yine günümüzde salgınla mücadelede en çok başvurulan önlemler arasındadır.
Kaynakça
Ahmedb.Hanbel,EbûAbdullahAhmedb.Muhammed.(2001).
el-Müsned.Beyrut:Müessesetü’r-risâle.
Behcet,NuseyrFâzıl.(2011).eṭ-Ṭavâʻînfîṣadri’l-İslamve’l-ḫilâfe- ti’l-Emeviyye, 2(6), 1-18.
Buhârî,Muhammedb.İsmail.(1987).Ṣaḥîḥu’l-Buḫârî.Beyrut: Dâru İbn Kesîr.
Buhârî, Muhammed b. İsmail. (2009). et-Târîḫû’l-Kebîr. Haydara- bad: Dâiretü’l-meârifi’l-osmâniyye.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Bulkuteyb, el-Hüseynî. (2002). Cevâiḥu ve Evbietü Maġribu ʻahd’l-Muvaḥḥidîn. Rabat: Menşûrâtü’z-Zaman.
Cafer,Z.(2010).Vebau’ṭ-Ṭâûnfî’l-İslamveİṣâbetü’l-meşûrînbihi ḥattâ nihayeti’l-ʻaṣri’l-Emevî. Mecelletü Câmiati Kerbelâi’l-ilmiyye, 1, 104-114.
Cengiz,E.(2020).Hz.ÖmerDönemindeMeydanaGelenAmvasTa- unu ve Etkileri. Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 7(13), 129-150.
Cevherî,İsmailb.Muhammed.(1990).Tâcu’l-luġaveṢıḥâhu’l-ʻa- rabiyye. Beyrut: Dâru’l-ilm.
Cezerî,Ebûsaâdetel-Mübârekb.Muhammed.(1979).en-Nihâye fîġarîbi’l-Ḥadîsve’l-eser.Beyrut:el-Mektebetü’l-ilmiyye.
Hâkîm, Muhammed b. Abdullah. (1990). el-Müstedrek. Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-ilmiyye.
İbnBattâl, Ebû’l-Hasan Ali b. Halef. (2003).ŞerḥuṢaḥîḥi’l-Buḫârî.
Riyâd:Mektebetü’r-rüşd.
İbn Hacer, Ebû’l- Fazl Ahmed b. Ali. (1379). Fetḥu’Bârî şerḥi saḥîḥi’l-Buḫârî. Beyrut: Dâru’l-marife.
İbnKayyımel-Cevziyye,Muhammedb.EbûBekir.(1990).et-Ṭıb- bu’n-Nebeviyye. Beyrut: Dâru’l-kitâbi’l-ʻarabiyye.
İbnKesîr,Ebû’l-Fidâİsmailb.Ömer.(1988).el-Bidâyeve’n-nihâye.
Beyrut:Dâruİhyai’t-turâsi’l-arabî.
İbnKuteybe.EbûMuhammedAbdullahb.Müslim.(1992). el-Meʻârif. Kâhire: el-Hey’etü’l-Mısriyye.
İbnManzûr,EbûFazlCemaluddin.(1414).Lisânu’l-ʻArap.Beyrut: Dâru Sâdır.
İbn Miskeveyh, Ebû AliAhmed b. Muhammed. (2000). Tecâri- bu’l-ümemveteʻâḳub’l-himem. Tahran: Soruş.
İbnTolun,ŞemsuddinMuhammedb.Ali.(1997).Müfâkaha- tü’l-ḫalânfîḥavâdisi’z-zaman. Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-ilmiyye.
Müslim,Ebû’l-HüseyinİbnHaccâc.(2006).Ṣaḥîḥu’l-Müslim.
Riyâd: DaruTayyibe.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
Salâbî,Ali Muhammed. (2009). Ömerb.el-ḪaṭṭâbŞaḫṣiyyetuhuve ʻaṣruhu. Dımaşk: Dâru İbn Kesîr.
Şurrâb,MuhammedHasan. (1997).EbuUbeydeÂmirb.el-Cerrâh.
Dımaşk: Dâru’l-kalem, 1997.
Yâfiʻî, Ebû Muhammed Afîfuddin Abdullah. (1997). Mir’âtu’l- cinân. Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-ilmiyye.
Yıldız,H,D.Abbâsîler.(14.11.2020).TDVİslamAnsiklopedisi.ht- tps://islamansiklopedisi.org.tr/abbasiler#1
Zehebî.EbûAbdullahMuhammedb.AhmedŞemsuddin.(2003). Tarîḫu’l-İslam ve vefeyâti’l-meşâhiri ve’l-aʻlâm. Beyrut: Dâru’l-ğar- bi’l-İslam.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
MelekYILMAZGÖMBEYAZ1
Giriş
İnsanlık tarihinin çok eski zamanlarından beri var olduğu ve bulaşıcılık özelliği nedeniyle az zamanda çok kişinin ölümüne yol açtığı bilinen salgın hastalıklar, canlıların hayatını tehdit eden risk faktörleri arasında –toplu ölümlere sebebiyet vermesi hasebiyle- en başta gelenlerdendir.
Engenelhaliyle“veba”olarakifadeedilensalgınhastalıkların üç ana evrede toplandığı kaydedilir ki, bunların ilki M. 541’de baş- layıpVIII.yyortalarınadeksürenveBizansİmparatoruJustinia- nuszamanındaortayaçıktığıiçinonunismiyleanılan“Jüstinyen Vebası”;ikincisi1330’lardaOrtaAsya’dabaşlayıpXIX.yyortalarına kadararalıklarladevamedenve“karaölüm”lakabıverilenveba; üçüncüsü de XIX. yüzyılın ikinci yarısında Güneydoğu Asya’dan başlayıpXX.yyortalarınadeksüren“BombayVebası”dır.2Zikre- dilenler arasında ilk veba salgını olarak kayıtlara geçen “Jüstinyen Vebası”,İslamtarihininerkendönemlerineisabetetmesi,dolayı- sıylabuçalışmayakonuolansalgınlarınçıkışnoktasıolmaihtimali
1 Dr., Kur’an Kursu Öğreticisi, Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı Başiske-le İlçe Müftülüğü
2 Nükhet Varlık, “Taun”, TürkiyeDiyanetVakfıİslamAnsiklopedisi (İstanbul: TDV Yayın-ları, 2011), 40/176.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
hasebiyle, ayrı bir öneme sahiptir. Burada belirtilmesi gereken bir diğer husus, o dönemde salgınları ifade ederken kullanılan ifade- ler ve mahiyetlerinin de dikkate şayan olduğudur. Bu doğrultu-da, aşağıda da bahsedileceği üzere, Arapların salgın için veba ve daha ziyade “taun” ifadesini kullandıkları, dolayısıyla rivayetlerde de erken dönem İslam tarihindeki salgınlardan bahsedilirken bu ifadenin öne çıktığı görülmektedir. Lügatta “incitmek, ayıplamak, kusur izafe etmek” anlamlarına gelen ta’n kökünden türemiş olan buifade,“veba”ileparalelolarak,“bulaşarakyayılanherhastalığı” işaret etse de1vebaya göre daha muhtasar bir anlama sahiptir.2
Erken Dönem İslam Tarihinde Salgın Hastalıkların Algılanışı ve Adlandırılışı
Kaynaklar, ilk Müslümanların ve hemen öncesinde Cahiliye toplumunun salgın hastalıklardan haberdar olduklarına, salgın hastalıkların Arap yarımadasında fiilen hayatı etkileyen faktör- lerdenolduğunaişaretetmektedir.Bununenbarizörneğiolarak, o dönemde Mekke’de doğan çocukların sütanneye verilmesi âdeti gösterilir.NitekimHz.Peygamber’inde(as)sütannesiHalime’ye verilerekşehirdenuzaklaştırılmasındabusebepönemlibiryere sahipti.Hz.Peygamber’in,bilhassa,ikiyılsonundasüttenkesilerek annesine getirildiğinde, annesinin onu yeniden Halime ile gönder- mekistemesininnedeniolarak,çölhavasınınonayaradığınıgör- mesinin yanı sıra şehirde yaygın olan ve küçük çocukları tehdit edensalgınhastalıkkorkusugösterilir.3Sözkonusuvebadurumu-
1 İbnManzûr,Lisânü’l-Arab,(Kahire:Dâru’l-Maârif,1119),I/2676-2677.
2 İbn Hacer el-Askalânî, Fethu’l-Bârî bi-Şerhi Sahîhi’l-Buhârî, thk. Şuayb el-Arnavût(Beyrut: Dâru’r-Risâleti’l-Âlemiyye, 1434/2013), 17/509.
3 Buradaki rivayette Hz. Peygamber’in yakalanmasından korktukları hastalık “Mek-ke vebası” olarak ifade edilmiştir. İbn Hişam, es-Sîretü’n-Nebeviyye, thk. Mustafaes-Sakka v.dğr. (Kahire: Mustafa el-Bâbî el-Halebî, 1955), 1/164; İbn Kesîr, Ebü’l-Fi-dâ, el-Bidâyeve’n-nihâye (Beyrut: Mektebetü’l-Maârif & Riyad: Mektebetü’n-Nasr,ts.),3/411;AsriÇubukçu,“Halime”,TürkiyeDiyanetVakfıİslamAnsiklopedisi(İstan-bul: TDV Yayınları, 1997), 15/338.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
nun, günümüzde olduğu şekliyle ilk akla gelen, geniş çaplı, hızla yayılan ve öldürücü gücü yüksek olan bir salgın olmaktan ziyade, daha küçük çaplı veya olası risk durumuna işaret eden bir hastalık şeklinde olduğu söylenmelidir.
Hz. Peygamber’in (as) nübüvveti sonrası dönemde de salgın hastalıkların varlığından bahseden rivayetler vardır. Bunların ba- zıları 6/627 senesinde Medâin’de baş gösteren ve İran kisrasının adına binaen Şîraveyh veya Şîrûye taunu denen bir salgından söz ederken1bazıları da daha sonra 8-9/630 Tebük Gazvesi sürecinde savaşmadan geri dönülmesinin bir sebebinin de o sırada Bizans topraklarından olan Suriye’de görülen salgın olduğundan bah- seder.2Ayrıca Arapların Hayber’deki sıtma salgınlarından da çok korktukları belirtilir.3Keza, Hz. Peygamber’in hadislerinde, saha- benin ifadelerinde ve kayıtlara geçen pek çok hadisede taundan bahsedilmesi, salgın hastalıkların –en azından bazı özel türlerinin-o dönemde ve coğrafyada da bilinir olduğunu gösterir.4
Salgınhastalıkdurumunuifadeetmekiçinkullanılankelime- lere bakıldığında ise veba ve bilhassa taun kelimelerinin tercih edildiğigörülür.Araplar,hernekadarbuikikelimeyibirbirlerinin
1 İbn Hacer el-Askalânî, Bezlü’l-Mâ’ûnfîfadli’t-tâ’ûn,thk. Ahmed ‘İsâm ‘Abdülkâdir (Ri-yad: Dâru’l-Âsıme, t.y.), 362.
2 Şuayip Seven, “Hz. Peygamber ve Sahabe Dönemindeki Salgın Hastalıklar ve Bunla-ra Dair Rivayetlerin Değerlendirilmesi”, Küresel Salgınlara Farklı Bakışlar –Psikolo-jik, Sosyolojik, Dinî, Kültürel, Tarihî, Hukuki ve Siyasi Analizler-, ed. Ejder Okumuş(Ankara: Eskiyeni Yayınları, 2020), 272.
3 MuhammedHamîdullah,“Hayber”,TürkiyeDiyanetVakfıİslamAnsiklopedisi(İstan-bul: TDV Yayınları, 1998),17/20.
4 Nitekim rivayete göre Hz. Peygamber (as), kendi ümmetinin, Kur’an’da bahsedilenhelak olmuş bazı ümmetler gibi akıbete uğramamasını, Allah yolunda cihad eder-ken yaralanma (ta’n) ve taun ile ölümünü niyaz etmiştir. Zira her ikisi de sabrediliptevekkülle karşılandığında kurtuluşa vesile olacaktır. Keza Hz. Peygamber (as) ta-unun –inanmayanların aksine- müminler için bir rahmet olduğunu, kişinin sabırlakarşılaması halinde kendisine şehit sevabı verileceğini (Buhârî, “Tıb”, 31; “Kader”,15), taundan ölenlerin de şehit sayılacağını bildirmiştir (Buhârî, “Tıb”, 30; Müslim,“İmâre”,166).
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
yerine kullanmış olsalar da, taunun vebanın bir çeşidi olduğu da kaydedilir.1Nitekim “Her veba taundur ama her taun veba değil- dir” cümlesi bu görüşün özeti gibidir.2Zira modern tıbbın anlayışı- na göre de vebanın bazı türleri olup bunların en yaygını hıyarcıklı olarak da adlandırılan türüdür ki, taunun mukabili de budur. Bu şekildeki veba yani taunda hastalık ilerledikçe lenf düğümleri şi- şer, iltihap dolar, ciltte çeşitli şişlikler, çıbanlar, iltihaplı yaralar ve kuvvetli ağrılar ortaya çıkar. Nihayetinde görme zorlaşır, ateş yük- selir, kalp çok hızlı atar ve sonunda durur.3
Yaralamak, incitmek, ayıplamak, kusur izafe etmek anlamların- daki ta’n kökünden gelen taun kelimesi, bir şekilde temas ettiği şeyi çürüten, mutasyona uğratan, havayı, suyu, keza insanı fesada uğratan, bozan şey anlamlarını haizdir. Bu doğrultuda taun lafzı, bulaşıcı ve ölümcül olan her hastalığın adı olarak belirtilse de4tau- nun daha spesifik bir mahiyete sahip olduğu anlaşılmaktadır.5Ay- rıca eskiden tabipler –yukarıda bahsedildiği üzere- hıyarcıklı veba içintauntabirinikullanırken,mahiyetineiyicevâkıfolmadıkları
1 Veba, çok kolay ve çabuk bulaşabilen, etkileri hemen görülmeye başlanan salgın,çoğunlukla fare, pire gibi hayvanlardan taşınan salgın hastalık olup, üç şekilde te-zahür eder. Bunların ilki deri/cilt merkezli belirtiler verir, lenflere musallat olur.Vebanın bir diğer çeşidi ise akciğerleri hedef alırken, üçüncü bir türü de direk kanakarışmak suretiyle ilerler. Âsaf Ataseven, “Bir Hadîsin Düşündürdükleri: Veba Has-talığı ve Karantina”, İslam Medeniyeti 1/4 (1967), 37.
2 İbnHacerel-Askalânî,Fethu’l-Bârîbi-ŞerhiSahîhi’l-Buhârî,17/509.BusözünİbnKay-yım’a da atfedildiği beliritlir. Ercan Cengiz, “Hz. Ömer Döneminde Meydana GelenAmvâs Taunu ve Etkileri”, KafkasÜniversitesiİlahiyatFakültesiDergisi 7/13 (2020),129-148,131.
3 Ataseven, “Bir Hadîsin Düşündürdükleri”, 37; Özlem Genç, “Kara Ölüm: 1348 VebaSalgını ve Ortaçağ Avrupası’na Etkileri”, Tarih Okulu X (Mayıs-Ağustos 2011), 125.
4 İbnManzûr,Lisânü’l-Arab,I/2676-2677.
5 Hz. Âişe Rasûlullah’a taunun ne olduğunu sormuş; O da “Karnın alt tarafında, kol-tuk altında çıkan, devedekine benzer bir beze/şişliktir” cevabını vermiştir. İbnAbdülberen-Nemerî,et-Temhîdlimâfi’l-Muvattamine’l-meânive’l-esânid,thk.MevaMustafab.Ahmedel-Alevi&MuhammedAbdülkebîrel-Bekrî(Tıtvan:Vizare-tü’l-Evkaf ve’ş-Şuuni’l-İslamiyye, 1387/1967), 6/212.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
hertürlüsalgınhastalıkiçinvebakelimesinikullanırlardı.1
İlk Müslümanların bizzat maruz kaldıkları salgın türü hasta- lıkların, Medine döneminde zuhur ettiğini söylemek gerekir. Yine veba kelimesiyle anlatılan, yüksek ateş, ağrı, aşırı halsizlik, dalgın- lık, baygınlık gibi semptomları olan ve kaynaklarda kimi zaman humma/sıtma2şeklinde karşımıza çıkabilen bir tür bulaşıcı has- talık, özellikle hava değişimi olduğu ve vücudun zayıf yakalandığı durumlarda daha etkili olmuştur. Sert ve kuru iklime sahip Mek- ke’den, daha yumuşak ve sulak iklimi olan Medine’ye gelen saha- benin birçoğu hastalanmış;3rivayetlerde sıtma ve veba şeklinde geçen bu rahatsızlıklar başta Hz. Ebû Bekir olmak üzere pek çok sahabeyisarsmıştır.BumeşakkatlihastalıktanmuzdaripolanÂmir
b. Füheyre, yaşadığı deneyimi anlattığı şiirinde, çok acılı ve korku- lu bir süreç geçirdiğini; ölmeden önce ölümü tattığını söylemiştir.4Vebaifadesinininsanlarıoldukçakötüetkileyenbulaşıcıve ölümcül hastalıklar için kullanıldığına işaret eden bir diğer rivayet yine hicretin hemen sonrası Medine dönemi ile ilgilidir. Buna göre birçok sahabe gibi Medine’ye gittiğinde hastalanan Bilâl-i Habeşî, bu duruma gelmelerine sebep olan Mekkeli müşrikleri kastederek, kendilerini buvebalıyeregelmeyemecburbırakanlarabedduaet-
mişti.5
1 Nuran Yıldırım, “Salgınlar”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi (İstanbul: KültürBakanlığı ve Tarih Vakfı, 1994), 6/432, naklen Ercan Cengiz, “Hz. Ömer DönemindeMeydanaGelenAmvâsTaunuveEtkileri”,KafkasÜniversitesiİlahiyatFakültesiDergisi7/13 (2020),131-132.).
2 İbn Hişam, eserinde, Hz. Aişe’nin Medine’yi etkisi altına almış olan hastalıktan bah-sederken “humma” dediğini, Hz. Peygamber’in de hastalığın Medine’den kalkmasıiçin dua ettiğini; ayrıca Müslümanların bu hastalık nedeniyle oturarak namaz kıla-cak kadar güçsüz düştüklerini kaydeder; bk. es-Sîre, 1/589-590.
3 Uçar,“Hz.PeygamberZamanındaOrtayaÇıkanHastalıklarveTedaviYöntemleri”,
PamukkaleÜniversitesiİlahiyatFakültesiDergisi4/8(2017),199.
4 İbnHiŞam, es-Sîre,1/588-589.
5 Buhârî, “Fedâilü’l-Medine, 11. Benzer şekilde, Medine’ye dışarıdan gelen bir grupinsan burada hastalanınca Medine’nin vebalı bir yer olduğunu söylediklerini; ayrı-caMedine’yegelerek Müslümanolan ancaksıtmahastalığına yakalananbir kişinin
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
Hasılı, bu ve benzeri rivayetler Medine’de Müslümanların he- nüz hicret ettiği dönemde bulaşıcı bir salgın hastalık durumunun yaşandığını göstermekle birlikte, bunun kitlesel ölümlere yol açan büyük bir salgın şeklinde olmadığı anlaşılmaktadır.1
1. Erken Dönem İslam Tarihinde Öne Çıkmış/Belli-Başlı Salgınlar ve Etkileri
Mekke’den Medine’ye hicret eden Müslümanlar, Hz. Peygam- ber’in hayatta olduğu zaman diliminin de dâhil olduğu süreçte bir- takım salgın hastalıklarla karşılaşmış olsa da, yayılma alanı, hızı, etki ve sonuçları bakımından en güçlü olan salgınlarla Hulefâ-i Râ- şidîn döneminde yüz yüze gelmeye başlamışlardır. Elbette bunda, fetihlerle toprakların iyice genişlemesi, karşılaşılan insan çokluğu ve çeşitliliği, dinamik ticari hayat vb. gibi etkenlerin payı büyük olmuştur. Kaynaklarda da yerini bulan bu salgınlar arasında bazı- ları, yayıldığı alanın genişliği, öldürücülüğü, etkilediği nüfus sayısı ve sonuçları bakımından çok daha ön plana çıkmıştır ki, burada bahsedilecek olanlar da bu salgınlardır.2
İlk dönem İslam toplumunu etkileyen meşhur salgınların ilki, Müslümanlar arasında görülmeye başlandığı yer olan beldeye nis- petle anılan “Amvâs” taunudur. Ancak bu büyük çaplı ilk salgına geçmedenönce,Hz.Peygamber(as)zamanındaolduğugibi,Hz.
şehirden ayrılmak zorunda kaldığını bildiren rivayetler vardır. Seven, “Hz. Peygam-ber ve Sahabe Dönemindeki Salgın Hastalıklar”, 272-273.
1 Nitekim Hz. Peygamber’in (as) Medine’ye geldiğinde taun ve humma ile karşılaştı-ğı,Allah’a(cc)duaetmesiüzerineöncetaunun(Ahmedb.Hanbel,Müsned,34/366hadis no. 20767), bir süre sonra da hummanın ortadan kalktığı (Müslim, “Hacc”,86); böylece Medine’nin Hz. Peygamber zamanında sağlıklı bir yerleşim yerine dö-nüştüğü rivayet edilir. Seven, “Hz. Peygamber ve Sahabe Dönemindeki Salgın Has-talıklar”,273.
2 İbn Hacer, taunlar hakkında özel olarak kaleme aldığı eserinde irili-ufaklı taunlarınarasından özellikle 5 tanesinin İslam tarihindeki en büyük ve etkili salgınlar oldu-ğunu belirterek bunları –çalışmamızda da anlatılacağı üzere- Şîrûye, Amvâs, Cârif,Feteyât ve Gurâb olarak öne çıkarır; bk. Bezlü’l-Mâûn, 361 vd.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Ömer döneminde de 15/636-637’de Medâin’de taun görüldüğünden bahsedilir. Bu hadiseden bahseden rivayette, taun nedeniyle karşı tarafın çokça kayıplar verdiği, bu nedenle Müslüman ordunun ilk etapta daha kolay ilerlediği belirtilse de, ilerleyen süreçte taunun Müslümanlarıdaolumsuzetkilediğigörülür.NitekimvaliSa’db.Ebî Vakkas’ınHz.Ömer’eyazdığımektuptaMedâin’ikastederek,Müslü- man askerlerin bu şehirde hasta olduklarını, sararıp solup zayıfla- dıklarını, bu nedenle de oradan –yakın gelecekte şehir olarak inşa edecekleri- Kûfe topraklarına taşındıklarını söylemesi, uzun sürdü- ğüanlaşılanbusalgınaişaretetmektedir.1Hz.Ömerdönemindeay- rıcaHayberYahudileriarasındadabirsalgınhastalığınbaşgösterdi- ğikaydedilsede,2 dahaöncedebelirtildiğigibi,budönemdegörülen ilk büyük salgın, Filistin topraklarına bağlı Amvâs3merkezli zuhur edenvebinlercemüslümanınölümüne,sosyal,askerî,siyasipekçok olumsuz sonuçlara yol açan Amvâs taunu olmuştur.
Amvâs, Ebû Ubeyde b. Cerrâh’ın komutasında sürdürülen Su- riye fetihlerinde, Amr b. el-Âs tarafından, 13/634’te fethedilmiş olup, Kudüs ile Remle arasında bulunan, karargâh bir belde ko- numundaydı.417/6385veya 18/639 senesinde6ortaya çıkan salgın kısa zamanda Suriye, Filistin, Arabistan ve Irak’a kadar yayılsa da, zararınenbüyüğünü–iklimverakımgibinedenlerdendolayı7-
1 Belâzürî, Fütûhu’l-Büldân, trc. Mustafa Fayda (İstanbul: Siyer Yayınları İstanbul2013), 315; İbn Kesîr, el-Bidâye, 10/34.
2 Varlık,“Taun”,40/176.Bubilgininkaynağıolarak“Belâzürî,Fütûh,(terc.M.Fayda)32”gösterilmekleberaberbelirtilenyerdeveorijinalindesözkonusubilgiyeşahsenrastlayamadığımızı ifade etmek gerekir.
3 Yâkûtel-Hamevî,Mu‘cemu’l-büldân(Beyrut:DâruSâdır,1975),4/157.
4 Mustafa Fayda, “Amvâs”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Ya-yınları, 1991), 3/100.
5 Taberî,Muhammedb.Cerir, Târîhü’l-ümemve’l-mülûk,thk.MuhammedEbü’l-Fazlİbrahim (Beyrut: Dâru Süveydân, 1970), 4/60; İbn Kesîr, el-Bidâye, 10/41.
6 Belâzürî,Fütuhu’l-Buldân,190;Taberî,Târîh,4/60;İbnKesîr,el-Bidâye,10/41;İb-nü’l-Esîr,İzzeddin,el-Kâmilfi’t-târîh(Beyrut: DâruSâdır &Dâru Beyrût,1965),2/399.
7 Cengiz,“Hz.Ömer DönemindeMeydana GelenAmvâs Taunuve Etkileri”,137.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
Suriye bölgesi görmüştü.1O sıralarda Suriye’ye doğru yola çıkmış olan Hz. Ömer Ebû Ubeyde tarafından salgın hakkında bilgilen- dirilince geri dönmeye karar vermiş; Ebû Ubeyde’ye de şehre gi- riş-çıkışları kaldırması, halkı şehirden uzaklaştırıp dağların yüksek kesimlerine yerleştirmesi, ölenlerin cenaze ve defin işlemlerinde dikkatli olunması gibi genel talimatlar vermişti. Hz. Ömer ayrıca ona olan özel muhabbeti nedeniyle Ebû Ubeyde’yi hususen uyara- rak şehri derhal terk ederek taundan kaçmasını istemişti.2Ancak Ebû Ubeyde Hz. Ömer ile aynı bakış açısına sahip olmadığından, şahsıadına,bunuyapamayacağını,kaderdenkaçmayacağınısöyle- miş; çok geçmeden tauna yakalanarak hayatını kaybetmişti. Onun yerine geçen Muâz b. Cebel de benzer bakış açısıyla tauna karşı fiilen tedbir almayınca, önce çocukları ve eşi daha sonra kendisi vefatetmişti.3DahasonraidareyielealanAmrb.el-Âsisedahafaz- la vakit kaybetmeden, Hz. Ömer’in de istediği gibi, taun karşısında birtakım tedbirleri hayata geçirmek suretiyle, insanlara hastalığın olduğuyerdenuzaklaşmaktan başkaçare olmadığını;4keza taunun yangın gibi çabucak yayıldığını, bir an önce dağlara çekilmenin gerektiğini söyledi. Ona karşı çıkanlar olduysa da o kararından dönmedi ve insanları temiz havanın olduğu daha yüksek bölgelere birbirlerinden uzak olacak şekilde taşıdı, yerleştirdi ve taun sona erenedekkarantinayıdevamettirdi.5Genişalanayayılanbusalgın Medine’dekiMüslümanlar arasındadakendini hissettirdi. Nitekim
1 Belâzürî,Fütuhu’l-Buldân.190;Taberî,Târîh,4/60vd.;İbnKesîr,el-Bidâye,10/76.
2 Hz. Aişe’nin, Peygamber’in (as), Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’den sonra en çok sevdi-ği kişi olduğunu söylediği Ebû Ubeyde’yi Hz. Ömer de çok sever ve ona güvenirdi.Hatta o, kendisi öldüğünde yerine Ebû Ubeyde’yi halife tayin etmek istediğini söy-lemiş; Ebû Ubeyde kendisinden önce ölünce de çok üzülmüştü. Ahmet Önkal, “EbûUbeyde”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 1994),10/272.
3 Taberî,Târîh,4/60-61;İbnü’lEsir,el-Kâmil,2/399-400;İbnKesîr,el-Bidâye,10/41-42.
4 ÂdemApak,İslamSiyasetGeleneğindeAmrb.el-Âs(Ankara:AnkaraOkuluYayınları,2001),226.
5 Taberî,Târîh, 4/62 vd.; İbnü’l Esir, el-Kâmil,2/ 400 vd.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Medine’deböylebüyükçaplıölümleresebepolanilksalgınhas- talığınHz.Ömerdönemindekibutaunolduğukaydedilirkibuna işaret eden rivayetlerden birine göre Ebu’l-Esved, bu dönemde Medine’yegittiğindeoradahastalıktandolayıinsanlarıntopluca ölmekte olduğundan bahsederdi.1
Oluşanşartlarnedeniyleüretimdekiazalmaylabirliktekıtlı- ğında2eşlikettiğiyaklaşıkbiryıllıksüreçboyuncaHalifeÖmer de planlı ve düzenli olarak dağlarda bir nevi izolasyonda olan in- sanlara devletin varlığını sonuna kadar hissettirdi. O, Irak ve Mısır valilerine mektup yazarak ihtiyaç sahiplerine yiyecek ve giyecek yardımında bulunmalarını emretti;3kendisi de -onların yaşadığı zorlukları paylaşmak adına- bu zor günler bitene dek süt, yoğurt, tereyağıveetyemeyeceğinisöyledi.TaunnedeniyleMedine’dede kıtlık olduğundan Hz. Ömer, Mısır’dan gelen yardım malzemelerini Medine’deki ihtiyaç sahiplerine dağıttırırken, Irak’tan yola çıkan malzemelerin Suriye’deki muhtaçlara ulaştırılmasını emretti. Ay- rıca o, salgın ve kıtlıkla mücadele eden bu insanlar için develer ke- silmesini, etlerinin (bozulmasın diye) kurutulmak suretiyle onlara dağıtılmasını, gelme imkanı olmayanlara ise yiyeceğin muhakkak götürülmesi talimatını verdi.4
Taunun ardından hızlı toparlanma sürecine geçmeyi hedefle- yenHz.Ömer,sekteyeuğrayanfetihhareketleribiryanadışarıdan
1 Buhârî, “Şehâdât”, 18.
2 Kıtlığın, salgının hem sebeplerinden hem de sonuçlarından/etkilerinden olduğunusöylemek mümkündür. Buna göre taunun şiddetinin artmasında hem o yıl mey-dana gelen kıtlığın hem de Suriye’de Rumlar, Irak’ta da Farslar ile yapılan savaşla-rın önemli katkısı olmuştur. Nitekim bu savaşlarda çok sayıda insan ölmüş, devameden çatışmalar nedeniyle cenazeler savaş meydanlarında kalmış; böylece sıcakhavanın da etkisiyle bozulan cesetler, etrafa, havaya zararlı bakteri ve mikroplarınyayılmasınayolaçmıştı.RemziİbrahimAbdullah,“AmvasTaunu”,TikritÜniversitesiİlmîDergisi20/1(2012),298(naklen:Cengiz,“Hz.ÖmerDönemindeMeydanaGelenAmvâs Taunu ve Etkileri”, 137-138).
3 Ya‘kûbî,Târîhü’l-Ya‘kûbî(Beyrut:DâruSâdır,1960),2/154.
4 Cengiz,“Hz.ÖmerDönemindeMeydanaGelenAmvâsTaunuveEtkileri”,139-140.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
gelecek saldırılara karşı, ölen komutanların yerine derhal yeni ata- malar yapmış, orduyu güçlendirmişti. Öte yandan o, ölenlerin faz- lalığı nedeniyle geride kalan mirasların sahiplerine ulaştırılması noktasındakendisindenyardımtalepedenkomutanlarınınisteği üzerinedevreyegirerekhemmirasmeseleleriyleuğraşmışhemde ölenlerin yakınlarına onları rahatlatacak birtakım devlet destekle- ri de sunmuştur.1
Amvâs taununda kaç kişinin öldüğüne dair, 20 bin,220 binden fazla,325 bin,4hatta 70 bin5gibi farklı sayıların yanı sıra, ölenlerin çokluğunu anlatmak adına onların sayılamayacak kadar fazla ol- duğu da ifade edilmiştir.6Amvâs taununda vefat eden on binlerce Müslümanınarasında,EbûUbeydeb.Cerrâh,Muâzb.Cebel,Fazlb. Abbas b. Abdülmuttalib, Yezîd b. Ebû Süfyân, Şürahbîl b. Hasene, Ebû Cendel, Süheyl b. Amr, Hâris b. HiŞam gibi sahabenin meşhur isimleri de vardı.7
Hasılı, o zamana dek Müslümanların karşılaştığı en büyük sal- gın olan Amvâs taununun etki ve sonuçları yönünden Müslüman- ları hayli zor durumda bıraktığı, bu süreç boyunca Müslümanların ciddi sıkıntılar yaşadıkları belirtilir. Sona ermesinin ardından uzun sürekonuşulduğusöylenenbutaunun8sosyal,ekonomik,askerîvs. açılarınyanısıraasılmenfisonuçlarınınsiyasîalandagerçekleştiği
1 Taberî,Târîh,4/60-65,96vd.; İbnü’l-Esir,el-Kâmil,2/401-402.
2 İbnAsâkir,Ebü’l-Kâsım,TârîhuMedinetiDımaşk,thk.MuhibbüddinEbiSaidÖmerb.Garame el-Amri (Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1995), 2/171.
3 Mutahharb.Tahirel-Makdisi,el-Bedve’t-Tarih(Bursaid:Mektebetü’s-Sekâfeti’d-Dî-niyye, ts), 5/186.
4 Taberî,Târîh,4/101;İbnü’l-Esir, el-Kâmil,2/401.
5 ErcanCengiz,“Hz.ÖmerDönemindeMeydanaGelenAmvâsTaunuveEtkileri”,137.
6 İbn Hacer el-Askalânî, el-İsâbe fî temyîzi’s-sahabe (Beyrut: Dârü’l-Kütübi’l-İlmiyye,ts.),1/3.
7 Taberî,Târîh,4/60;İbnü’l-Esir,el-Kâmil,2/391;İbnKesîr,el-Bidâye,10/41.Busalgın-da ölen diğer tespit edilmiş meşhur isimlerin listesi için bkz. Uçar, Orta Çağ KaraBelasıAmvâsVebasıİslamtarihindeİlkSalgın, 70-71.
8 Taberî,Târîh,4/63;İbnKesîr,el-Bidâye,10/44.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
de ifade edilir. Bu bakış açısına göre, gerek Hz. Ömer’in kendisin- den sonra halife olarak görmek istediği Ebû Ubeyde’nin bu taunda ölümü, gerekse Suriye’de valilik görevinde bulunan Yezîd b. Ebî Süfyân’ınyinebutaundavefatetmesiyleyerinekardeşiMuaviye
b. Ebî Süfyân’ın gelmesi ve ileriki yıllarda Hz. Ali’ye başkaldıracak kadar güçlenmesi dahi, taunun ciddi sonuçlarından olmuştur.1
Amvâs taunundan sonra Müslümanların karşılaştığı bir diğer taun 49/670 yılında Kûfe’de kendini göstermiştir. Kaynaklarda be- lirtildiği üzere, Kûfe valisi Mugîre b. Şu’be taundan kaçmak için şehirden uzaklaştıysa da bir süre sonra döndüğünde, hastalık et- kisini tamamen kaybetmemiş olacak ki, tauna yakalanarak vefat etmiştir.269/688 yılına gelindiğinde,3Basra’da görülen taun ise – Amvâs’tan sonra- Müslüman nüfusu adeta kıran ikinci büyük sal- gın olmuştur. Rivayete göre, bu taunda sadece üç günde 70 biner kişinin yani toplamda 200 binden çok daha fazla insanın öldüğü kaydedilir.4Busayıçokluğuifadeetmeküzerekullanılmışolsabile, salgının etki derecesine işaret etmesi bakımından önemlidir. Nite- kim bir tek Enes b. Mâlik’in bile çocukları ve torunları olmak üzere ailesinden70veya80kişininbutaundaöldüğübelirtilir.5Dolayı-
1 Cengiz,“Hz.Ömer DönemindeMeydana GelenAmvâs Taunuve Etkileri”,148.
2 Belâzurî, Ensâb, 8/5718, 5725; İbn Kesîr, el-Bidâye, 8/32-33; İbn Hacer, Bezlü’l-Mâûn,362.
3 Taberî,Vâkıdî’ninCârifvebasının80yılındavukubulduğunusöylediğinikaydetsedemuhtemelenbudurumbaşkabirvebailekarıştırılmasındankaynaklanmıştır.AyrıcaCârifisminin,gücüveetkisinedeniylefarklıvebasalgınlarıiçindekullanıl-dığı anlaşılmaktadır; bk. Adnan Demircan, “İslam tarihinde Veba Salgını (EmevilerDönemiSonunaKadar)”,KüreselSalgınlaraFarklıBakışlar,451-463,455).
4 Varlık,“Taun”,175;Demircan,“İslamtarihindeVebaSalgını”,455.
5 Halifeb.Hayyât,Târîh,thk.EkremZiyael-Ömerî(2.Bs.,Riyad:DaruTaybe,1985),
265. Keza, bu süreçte ölen meşhur şahsiyetler arasında, Emevî iktidarının önde ge-len isimlerinden Irak’ın meşhur valisi Ziyâd b. Ebîh’in oğulları Yezid ve Anbese’ninde bu salgın nedeniyle vefat ettiği kaydedilir; bk. İbn Kuteybe, el-Maârif, tsh. Mu-hammedİsmailSavi,2.bs.(Beyrut:Dâruİhyâi’t-Türâsi’l-Arabî,1970),347-348.Nite-kim rivayetlere göre kendisi de yaşadığı dönemde cereyan eden bir önceki taununetkilerinden kurtulamayarak (Belâzürî, el-Ensâb, 5/284.; İbn Asâkir, Târîh, 19/203-204;İbnKesîr,el-Bidâye,8/62)ve–taunundaalametiolan-parmağındakiacıverici
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
sıyla, insanların çabucak veya bir anda ölümüne yol açtığını tasvir etmek üzere bu salgına, önüne kattığı her şeyi alıp hızlıca götü-rensel” anlamında “cârif” taunu denmiştir. İnsanların şehirlerden köylere, çöllere kaçarak hayatta kalmaya çalıştığı, defnedilemeyen cenazeler nedeniyle yırtıcı hayvanların şehirlere indiği belirtilenbusalgınlailgilibirbaşkarivayettede,benzerşekilde,hangievden içeriye girilse ölü insanlarla karşılaşıldığı, ancak cenaze ve defin iş- lemleriyle artık baş edilemez hale gelindiğinden cesetlerin öylece bırakıldığı ifade edilmiştir.1
70/689-690 senesinde Mısır’da görülen ve çok sayıda kişinin ölümüyle sonuçlanan bir diğer taun da insanlar üzerinde büyük korku oluşturmuş; muhtemelen birkaç yıl süren bu taun nedeniy- le şehrin valisi Abdülaziz b. Mervan Fustat’ı terk ederek Hulvan’a yerleşmiş ve ölene dek orada yaşamıştır.2Cârif vebasının devamı olduğuanlaşılan3Mısır’dakibutaundanbaşka,79/698-699’daŞam civarını etkisi altına alan bir taun daha görülmüştür ki bununla il- gili rivayetlerde insanların neredeyse tamamının öldüğü ve o sene gazaya dahi çıkılamadığı ifade edilmiştir.4
İnsanlar tarafından özel isim/lakap verilecek kadar hayatı et- kilediği anlaşılan bir diğer taun ise, 87/706 yılında Basra, Vasıt ve Şam’daetkiliolduğusöylenen“Feteyât”taunuolup,ilkolarakve
birçıbannedeniylevefatetmiştir.(Ya’kûbî,Târîh,2/236.)Hattaonun,içiniyakıpkavuranbuhastalıktankurtulabilmekiçinaralarındaİranKisrâsınındoktorlarla-rının da olduğu 150 doktor getirttiği, ancak hiçbirinin fayda etmediği belirtilir; bk.Ebu’l-Ferecİbnü’l-Cevzî,el-Muntazamfîtârîhi’l-mülûkve’l-ümem,thk.MuhammedAbdülkadir Atâ (Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1992), 5/264; İbn Kesîr, el-Bidâye,8/62. Ayrıca rivayetin sonunda, (Ziyâd’ın parmağına da atıfla) Arapların taunu ‘cinçarpması’ olarak yorumladıkları belirtilmiştir; bk. İbn Kuteybe, Uyûnü’l-Ahbâr (Ka-hire: Dârü’l-Kütübi’l-Mısriyye, 1996), 2/114.
1 Demircan,”İslamtarihindeVebaSalgını”,455.
2 İbnKesîr,el-Bidâye,12/130;İbnHacer,Bezlü’l-Mâûn,362;İsmailYiğit,“Abdülazîzb.Mervân”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 1988),1/192.
3 Demircan,”İslamTarihindeVebaSalgını”,456.
4 Taberî,Târîh,6/322.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
çoğunlukla genç kızlarda veya kadınlarda görüldüğü için bu isimle ifade edilmiştir.1Aralarında Abdülmelik b. Mervan, Ümeyye b. Hâ- lid b. Abdullah, Sa’sa’a b. Hısn gibi isimlerin olduğu devlet erkânı- naatfen“Eşrâfvebası”dadenenbusalgına2,yıkıcıetkisinedeniyle “Cârif de denmiştir.3
Erkendönemİslamtarihindetaunlaruzunveyakısabelliara- lıklarla devam etmiş; nüfusun ve hareketliliğin yoğun olduğu mer- kezlerde etkili olmuş ve yayılma fırsatı bulmuştur. Salgınlar sil- silesi sonraki yıllarda da devam etmiş; 100/718-719’da Basra’da,4107/725-726’daŞam’da,ardından114/732-733’teVasıt’takendini gösteren taun, yaklaşık 1 yıl sonra 115/733-734’te Şam’da ve yine bir yıl kadar sonra Şam’ın yanı sıra Vasıt başta olmak üzere Irak bölgesindeetkilioluptedricenazalarakbirkaçyılsürmüştür.5
127/744-745 senesinde yine Şam civarında kendini gösteren salgında,halktanpekçokkişininyanısıra,EmevîhalifesiIII.Yezid
b. Velid’in de –başka sebepler de belirtilmekle birlikte- taun nede- niyle vefat ettiği kaydedilir.6Salgında ölen ilk kişinin adının Gurâb olması hasebiyle bu taunun aynı adla anıldığı nakledilir.7
Son olarak 131/748-749 yılında bu kez Basra ve çevresinde boy gösteren bir taunun geniş bir çevreye yayıldığı, Şaban, Ramazan, Şevvalolmaküzere,üçaykadarsürdüğürivayetedilirki8yukarı-
1 İbnKuteybe,el-Maârif,600;İbnKesîr,el-Bidâye,12/375-376(Bukaynaktasalgınh.86yılı olayları arasında zikredilmektedir); İbn Hacer, Bezlü’l-Mâûn, 362.
2 İbnKuteybe,el-Maârif,601.
3 Muhammedb.İsmailel-Buhârî,et-Târîhu’l-Kebîr,thk.Hâşimen-Nedvîvdğr.(Hayda-rabad: Dâru’l-Ma‘ârifi’l-Osmâniyye, ts), 5/196.
4 İbn Kuteybe eserinde bu taunu “Adiy b. Ertâd taunu” şeklinde zikreder; el-Maârif,601.
5 İbnKuteybe,el-Maârif,601-603;Taberî,Târîh,7/90-93.
6 İbnKuteybe,el-Maârif,601;Taberî,Târîh,7/92.
7 İbnKuteybe,el-Maârif,601.
8 Söz konusu rivayetin devamında “Selm b. Kuteybe taunu” olarak zikredilen bu ta-unun 31 senesinde Irak’ta ve 35 senesinde Şam’da kendini gösterdiği belirtilir; bk.İbn Kuteybe, el-Maârif, 602.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
dan beri telaffuz edilen tüm bu vefat sayıları, o günün nüfusu dü- şünüldüğünde azımsanmayacak kadar fazladır.
Rivayetlerden anlaşıldığı üzere erken dönem İslam tarihinde kısa veya uzun zaman aralıklı, irili-ufaklı,müstakil veya devam niteliğinde,bazenyıllarcasürebilen,yayılmaalanıvebulaşıcılığı kaydadeğer,çoksayıdainsanınölümüne,göçüne,kıtlığasebep olan, fetih hareketlerine etki eden salgın hastalıkların yaşandığı gerçeği açıkça ortadadır. Nitekim kendisi de altı çocuğundan üçü- nü bir salgında kaybetmiş olan meşhur müellif İbn Hacer, salgın hastalıklardan bahsettiği Bezlü’l-Mâûn fî fadli’t-tâ’ûn adlı eserinde bu konulara genişçe yer vermiş;1erken dönem İslam tarihinde, Emevîler’in sonuna kadar, Müslümanların 10’dan çok ciddi salgın hastalıklakarşılaştıklarını,2Emevîhalifelerinindebusalgınlardan korunmak amacıyla kendilerine kalabalık merkezlerden uzak bâdi- yelerde saraylar yaptırarak orada yaşadıklarına işaret etmiştir.3Bu ve benzeri rivayetler, söz konusu yıllarda salgın hastalıkların hiç deazrastlanmayan,hattahayatınbirparçasıhalinegelmişvakalar olduğunu göstermektedir.
2. Erken Dönem İslam Toplumunda Salgın Hastalıkların Anlamlandırılışı, Tedbir ve Tedavi Yöntemleri
Bu dönemde Müslümanların salgınlara bakış açısını, Hz. Pey- gamber (as) ile birlikte nasıl bir değişim, dönüşüm yaşadıklarını anlamak için evvela bir önceki evre olan Cahiliye Döneminde has- talığa ve de onun tedavi yöntemlerine dair hâkim olan anlayışa bakmak gerekir. Buna göre o dönemde kâhin, büyücü, müneccim, arrâf gibi birtakım insanların hayatın birçok alanında olduğu gibi, hastalıklar ve tedavileri konusunda da müracaat kaynağı olarak görüldüğüanlaşılmaktadır.AncakHz.Peygamber’ingelmesive
1 Seven,“Hz.PeygamberveSahabeDönemindekiSalgınHastalıklar”,275.
2 İbnHacer,Bezlü’l-Mâûn,351.
3 Taberî,Târîh,7/207;İbnHacer,Bezlü’l-Mâûn,351,362.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
“kâhin ve arrâflara inananların, kendisine indirilen vahyi inkâr et- miş olacakları”1uyarısında bulunmasıyla bu köhne anlayış ciddibir darbe almıştı. Bunun yerine müminler artık her türlü bilgi için Hz.Peygamber’e–veonungetirdiğivahye-başvurmayabaşlamıştı. Hz. Peygamber de (as), duruma göre, bazen bizzat müdahale ede- rek, bazen dualar öğreterek, bazen de o işin ehline yönlendirerek, yanlış algının yerine doğru olanı yerleştirmeye gayret etmiştir.2O, sağlık konusunun önemine binaen, bu işle uğraşanların meydana gelecek her türlü yanlıştan sorumlu olacaklarını söylemiş,3tedavi- nin ancak ehil kişilerce yapılması gereken ciddi bir alan olduğunu ifade etmiştir.4Zamanla, Hz. Peygamber’in telkin, tavsiye veya uy- gulamaları ve onların devamı niteliğinde olup, sağlığın korunması, sürdürülmesi, hastalıklar karşısında tedbir veya tedavi yolları gibi hususlardan bahseden bir birikim oluşmuş ve buna da kaynağına istinaden Tıbb-ı Nebevî denmiştir.
Neredeyse insanlık tarihi kadar eski olduğu belirtilen salgın hastalıklarkarşısındaerkendönemİslamtarihindeMüslümanla- rın, Hz. Peygamber önderliğinde birçok uygulamayı hem öğren- diğini,hemgeliştirdiğiniveyadeğiştirdiğinihemdeuyguladığını görmekmümkündür.Bunlarınbaşındaiseevvelahastalığayaka- lanmama yönünde, günümüzde “koruyucu hekimlik/hıfzıssıhha5” denen husus vardır. Genel anlamda Hz. Peygamber’in (as), yemek- lerdenöncevesonraellerinyıkanması,ağız,diştemizliği,tırnak kesmek,6yüzyıkamakveyaabdestvegusülörneğindeolduğugibi
1 Müslim,“Selam”, 125.
2 Uçar, “Hz. Peygamber Zamanında Ortaya Çıkan Hastalıklar ve Tedavi Yöntemleri”,197.
3 EbûDâvûd,“Diyât”,231.
4 Uçar, “Hz. Peygamber Zamanında Ortaya Çıkan Hastalıklar ve Tedavi Yöntemleri”,197.
5 NebiBozkurt,“Hıfzıssıhha”,TürkiyeDiyanetVakfıİslamAnsiklopedisi(İstanbul:TDVYayınları, 1998), 17/316-319.
6 Buhârî,“Libâs”,63,64;Müslîm,“Tahâret”,39;Tirmizî,“Edeb”,14.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
bireysel; ortalık yere tükürmemek-sümkürmemek-hacetini gider- memek1vb. gibi toplumsal telkinler içeren temizlik ilkeleri bunun açık örnekleridir. Hastalıktan korunmak için dikkat edilmesi iste- nen bu ve benzeri pek çok temizlik hususları, günümüz ifadesiyle dezenfeksiyon, aynı zamanda hastalık süresince de geçerli ve ge- rekli olan esaslardandır.
Salgın hastalıklarla ilgili tedbir ve tedavi yöntemleri hususuna dair ise ilk sırada,günümüzde hâlâ önemini koruyan izolasyon ve karantina uygulamaları gelir. Hem tedbir hem de tedavinin iç içe geçmiş olduğu bu uygulamaların, salgın hastalıkların bulaşmasının yanı sıra tedavisinde de şart oldukları görülür. Daha ziyade kişinin bireysel olarak kendini başkalarından uzak tutması şeklindeki izo- lasyonilehastaolaninsanlarınveyaşadıklarıbölgeninbaşkalarının giriş-çıkışına kapatılarak soyutlanması şeklinde uygulanan bu yön- temler, Hz. Peygamber’in (as) söz ve uygulamalarında, keza erken dönem İslam tarihinde çokça karşımıza çıkmaktadır. Örneğin, Hz. Peygamber’in (as) taun olan yere girilmemesi, orada olanların da
-hastalığı kapmış olsun olmasın- oradan çıkmaması2şeklindeki tel- kini,izolasyonvekarantinanınengüzelişaretlerindendir.Busuretle hem hastalanan kendini izole ederek hastalığı başkasına bulaştır- mayacak hem de izolasyonda olduğu süre boyunca sabır, tevekkül veduailetedaviolmaya,şifabulmayagayretedecektir.NitekimAl- lah Resulü(as)“EyAllah’ın kulları,tedaviolunuz;çünkü Allah şifası olmayan hiçbir hastalık yaratmamıştır”3buyurarak izlenecek yolu göstermiştir.Buşekildeizolasyonunvekarantinauygulamasısaye- sinde diğer insanlarla temasın kesilmesi, zaman içerisinde salgının zayıflayarak etkisini kaybetmesine vesile olmuştur.
Hz. Peygamber’in (as) bir başka hadiste, taunun müminler için rahmetolduğunu,kişininsabrederekveecriniAllah’tanbekleyerek
1 EbûDâvud,“Tahâret”,1;Tirmizî,“Tahâret”,16.
2 Buhârî,“Tıb”,30;Müslim,“Selâm”,92-100.
3 Buhârî,“Tıb”,1;EbûDâvûd,“Tıb”,11.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
bulunduğu yerde kalmaya devam etmesi ve başına ancak Allah’ın takdir ettiğinin geleceğine inanması halinde kendisine şehit sevabı verileceğini söylemesi de, salgın hastalıklara karşı sergilenecek tu- tumda önemlidir. Burada zor fakat mükâfatı büyük olan, hem ken- dileriniiyileştirme,hembaşkalarınahastalıkbulaştırmamahemde büyük bir sevaba nail olma süreci söz konusudur. Ayrıca Hz. Pey- gamber’in(as)taundankaçanıncihattan/savaşmeydanındankaçan gibiolacağınıbelirtmeside1taunbulunanyerdenkaçanınişleyeceği suçun büyüklüğüne, sorumluluğuna işaret etmektedir.2Keza, Hz. Peygamber’in (as) salgın hastalığı olan kişilerden uzak durulması,3bulaşıcıhastalıklardanaslandankaçargibikaçılması,4hastalıklıola- nın olmayanla bir arada bulundurulmaması,5şeklindeki telkinleri, bizzat kendisinin de şahsıyla görüşmeye gelen birinde bulaşıcı has- talıkolduğunuöğrenmesiüzerineonunlamusafahaetmeyerekgeri göndermesi,6 salgınhastalıklarkarşısındatemastanuzakdurma,izo- lasyon ve karantinaya işaret eden örneklerdir.7Nitekim daha önce bahsedilen, Hz. Ömer’in salgın olan yere girmeyerek geri dönmesi, keza Ebû Ubeyde’ye salgın tehlikesi karşısında şehirden uzaklaşa- rakinsanlarıhavasıtemizolanyüksekçebiryeregötürmeyitavsiye etmesi, benzer şekilde Amr b. el-Âs’ın insanları salgından korumak için birbirinden uzak tutarak dağlara çıkarması, Emevî halifeleri de dâhilbazıkimselerin–salgınhastalıklarakarşı-kalabalıktanuzaksa- kin alanlarda yaşamayı tercih etmesi bu pratiklerdendir.
1 İbnSa‘d,et-Tabakâtü’l-kübrâ(Beyrut:DâruSâdır,ts),10/452.
2 Cengiz,“Hz.Ömer DönemindeMeydana GelenAmvâs Taunuve Etkileri”,134.
3 Buhârî,“Tıb”,19.
4 Buhârî,“Tıb”,16.
5 Müslim, “Selâm”,104-105,126.
6 Müslim,“Selâm”, 126.
7 Hastalığınbulaşıcınitelikteolmasıinsanahemkendisinikorumakveiyileşmekiçin gerekli tedbirlere uymak, hem de başkasına hastalığın bulaşmaması için tedbiralmak şeklinde iki vecibe yüklemektedir ki, bunlardan ikincisi birincisinden dahaağır bir sorumluluktur; Haz. Din İşleri Yüksek Kurulu, “İslam’ın Salgın HastalıklaraBakışı”, DİYK Kararı: 01.04.2020/11, 13-15.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
Tüm bu süreçlerde ashabın iki farklı bakış açısına sahip oldu-ğu, Amvâs taunu sırasında yaşanan gelişmelerde kendini açıkça göstermişti. Zira Hz. Ömer’in, Amr b. el-Âs’ın taundan korunmak üzere ortaya koyduğu tutum veya tedbirlere karşın, Ebû Ubeydeve Muâz b. Cebel gibi sahabilerin taunu bir rahmet olarak görüp taundan korunmayı reddetmesi şeklinde kendini gösteren anlayış farkından olacak ki,1Hz. Ömer taun olduğunu öğrendiği Suriye sı- nırından geri dönmeyi düşündüğünde Ebû Ubeyde ona “Allah’ın kaderindenmikaçıyorsun?”demiş;Hz.Ömerisebuna“Allah’ınbir kaderinden diğer kaderine kaçıyorum” cevabını vermişti. Bu anla- yış farkı, diğer Muhacir ve Ensarın da aralarında var olan bir du- rumdu. Nitekim Hz. Ömer bu süreçte vebaya karşı takınılacak tavır konusunda Müslümanlarla istişare ettiğinde onlar arasında da bu iki ana fikir etrafında ayrışmanın olduğu ortaya çıktı. Bu sırada Abdurrahman b. Avf devreye girerek Hz. Peygamber’den işittiği “Veba olan yere girilmeyeceği ve oradan çıkılmayacağı” şeklindeki sözü aktarınca Hz. Ömer kararından daha da emin oldu ve tehli- keli bölgeden uzaklaştı. Ebû Ubeyde ve Muâz’ın aksine, onlardan sonragelenidareciAmrb.el-Âsizolasyonvekarantinauygulamak
1 Daha önce de belirtildiği gibi, Hz. Peygamber (as), kendi ümmetinin, Kur’an’dabahsedilenhelakolmuşbazıümmetlergibiakıbeteuğramamasını,Allahyolundacihad ederken yaralanma (ta’n) ve taun ile ölümünü niyaz ettiği şeklinde hadis-ler vardır. Zira her ikisi de sabredilip tevekkülle karşılandığında kurtuluşa vesileolacaktır. Keza Hz. Peygamber (as) taunun –inanmayanların aksine- müminler içinbir rahmet olduğunu, kişinin sabırla karşılaması halinde kendisine şehit sevabı ve-rileceğini(Buhârî,“Tıb”,31;“Kader”,15),taundanölenlerindeşehitsayılacağınıbildirmiştir(Buhârî,“Tıb”,30;Müslim,“İmâre”,166).Elbetteburadasözkonusudurumların müminler için bir rahmet vesilesi olduğuna dair müminler arasında birihtilafolduğudeğil,sürecinnasılgeçirileceğihususuylailgilianlayışfarkıolduğudüşünülmelidir. Bazıları bundan, hadisin rahmet ve şehadet kısmını temenni ede-rekdurumateslimolmayıalgılarken,bazılarıise,Hz.Peygamber’in(as)taundankaçma,bulaşıcıhastalığıolanlardanuzakdurma,tedavininteşvikihattaemrigibidiğer hadislerinin de tesiriyle, tüm çabayı göstermek gerektiği, sonuçta olacaklarınyineAllah’ıntakdirinebağlıolduğuyanikişininsonuçtandeğilsüreçtensorumluolduğu anlayışıyla hareket etmişti.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
suretiyle salgın etkisini kaybedinceye dek tedbirlerini sürdürdü.Hz. Ömer’in de bu kararı desteklemesi ve karantinadaki insanlara yiyecek-içecek desteği ulaştırması, onların hastalıkla mücadele et- mesine yardım etti.1Zira beslenme de tedbir ve tedavinin önemli bir parçasıydı.
Söz konusu fikir veya yorum farklılıklarının günümüzde de ken- dinigösterdiğini;hastalıkveyaherhangibirmusibetkarşısındate- vekkül,–ayettegeçtiğiüzere-sabırveduaileAllah’tanyardımis- temehususununinsanlartarafındanfarklışekillerdeveboyutlarda algılanabildiğinisöylemekgerekir.Bunagörebazılarıduavesabrın kavli boyutuna sarılarak Allah’a tevekkül etmeyi ve O’ndan yardım beklemeyi seçerken, bu yönde bir algı ve tutum geliştirirken; diğer bazılarıisedua,sabır,tevekkülgibihususlarıkavliolmaktanöteye götürmüş,tedbiralma,tedaviaramagibieylemlerlefiilîboyutata- şımıştır. Bu bağlamda sorulması gereken soru, hastalıklar karşısın- dasabır,dua,tevekkülgibiteslimiyetarzedenhususlardanmaksat, tümbunlarınpasifbirsüreçarzedendurumlarmıyoksaiçerisin- detedbir,teşebbüs,tedavigibifiillerbarındıranaktifdurumlarmı olduğudur. Binaenaleyh bu noktada söz konusu kavramların kavlî, içselveyapasifbirteslimiyetyönüolmaklabirliktebundanibaret olmayıp,sorumlulukveeylemidebarındıranhattagereklikılançift yönlüdurumlarolduğuşeklindetelifveizahetmekmümkündür.
Hasılı, Allah (cc) Kur’an’da ve Hz. Peygamber (as) birçok ha- disinde,dünyahayatınınimtihanyeriolduğunu,insanınhasta- lık,kıtlık,korkugibidurumlarlasınanacağını,böylezamanlarda ise sabır ve dua ile Allah’a dayanan müminlerin mükâfatlar elde edeceğinivurgulamıştır.Dolayısıylahastalıklarkarşısındaböyle bir tevekkül çok önemlidir. Tevekkül ise,maddi-manevi sebeplere sarılmak suretiyle Allah’a güvenmektir. Hastalanan kişi, başına ge- lenisabırvetevekkülilekarşılamakgibigüzelbirişibaşardıktan
1 Taberî,Târîh,4/60-65,96vd;İbnü’l-Esîr,el-Kâmil,2/399-403.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
sonra derhal o hastalığın tedavi yollarını aramalıdır. Allah Resu- lü’nün (as), insanlara tedavi olmalarını, Allah’ın, yarattığı her der- din dermanını da var ettiğini söyleyerek şifa aramaya teşvik ettiği unutulmamalıdır.1
İlaç, çeşitli tıbbi uygulama veya tedavi kürleri fiziki/maddi iyileşmeye katkı sağlayacakken vesile olacakken, sabır, dua, tevekkül,beraberindeKur’anokuma,dinleme,abdest,namaz gibi ibadetlere sarılmak ise aynı zamanda ruhi/manevi tedaviye vesileolacaktır.Birbaşkaifadeyle,maddivemanevireçetebirlikte uygulanırsa, etkili bir sonuçtan veya tam bir tedaviden söz etmek mümkün olacaktır. Ayrıca son olarak, tedavinin sonucu ne olursa olsun kişinin süreç boyunca gösterdiği tevekkül tutumlarının başlı başına mükâfata layık ve kişiyi hem dünya hem ahirette felaha erdirme müjdesi içeren durumlar olduğu unutulmamalıdır.
Sonuç
İslam tarihinin erken dönemlerinde ilk Müslüman toplumunyüz yüze geldiği büyüklü-küçüklü salgın hastalıklar ortaya çıkmışve bunlar çoğu zaman Müslümanların hayatını sosyal, ekonomik, askerî gibi birçok yönden etkileyecek boyutlara ulaşmıştır. Vebave bilhassa taun kelimeleriyle ifade edilen bu bulaşıcı, salgın hastalıklar,Hz. Peygamber’in (as) hayatta olduğu süreçte kendini göstermeye başlamış olsa da, ciddi anlamda bulaşıcı, hızlı ve toplu ölümlere yol açan büyük salgınların başlangıcının Hz. Ömer’in halifeliği dönemine tekabül ettiği görülür.
İlkMüslümantoplumiçin,Şirûye,Amvâs,Feteyât,Cârif,Eşrâf gibi özel isimler verilecek kadar üzerlerinde iz bırakan bu tür salgınların uzun yıllar konuşulduğu, maddi-manevi etkilerinin hissedilmeyedevamettiğikaydedilmiştir.Müslümanlarınsalgın hastalıklarıanlamaveyaanlamlandırmahususundafarklıbakış
1 DinİşleriYüksekKurulu,“İslam’ınSalgınHastalıklaraBakışı”,13-15,35-36.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
açılarınasahipolabildiğinigösterenbuzorlusüreçler,biryandan da çeşitli tedbir ve tedavi yöntemleri uygulamaları hasebiyle onlarınsonrakinesillereöncüveyaörnekolmalarınısağlamıştır. Sözkonususalgınlardanbahsedenrivayetler,günümüzdeönemi daha da netleşen hıfzıssıhha, izolasyon, karantina, beslenme, temizliğin/temiz havanın önemi gibi hususların, daha genel ifadeyle hastalıktan korunma, tedbir ve tedavi uygulamalarının nedenligerekliolduğunuortayakoymaktadır.Nitekimbugerek- liliğin,yaşayanKur’ankonumundakiHz.Peygamber’inhemkavli hemdefiilîtelkinvetavsiyeleriyleşekillenmişolduğunudaayrıca belirtmelidir.O,hastalıköncesindeveyaesnasında,yapılmasıve yapılmaması gerekenler noktasında Müslümanlara yol göstermiş; herdevirdeçareolacakreçetelereişaretetmiştir.
Kaynakça
Apak, Âdem. İslam Siyaset Geleneğinde Amr b. el-Âs. Ankara: Anka- ra Okulu Yayınları, 2001.
Askalânî,İbnHacer.Bezlu’l-Mâ’ûnfîfadli’t-tâ’ûn.thk.Ahmed ‘İsâm ‘Abdülkâdir. Riyad: Dâru’l-Âsıme, t.y.
Askalânî, İbn Hacer. el-İsâbefîtemyîzi’s-sahabe. 9 Cilt. Beyrut: Dâ- rü’l-İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, ts.
Askalânî,İbnHacer.Fethu’l-Bârîbi-ŞerhiSahîhi’l-Buhârî.thk.Şu- ayb el-Arnavût. Beyrut: Dâru’r-Risâleti’l-Âlemiyye, 1434/2013.
Ataseven,Âsaf.“BirHadîsinDüşündürdükleri:VebaHastalığı ve Karantina”. İslam Medeniyeti 1/4 (1967), 37-38.
Belâzürî. Fütûhu’l-Büldân. thk. Abdullah Enis et-Tabbâ & Ömer Enis et-Tabbâ. Beyrut: Müessesetü’l-Maârif, 1987.
Bozkurt, Nebi. “Hıfzıssıhha”. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklo- pedisi. 17/316-319. İstanbul: TDV Yayınları, 1998.
Buhârî,Muhammedb.İsmail,et-Târîhu’l-Kebîr,thk.Hâşim en-Nedvî vdğr. 9 cilt. Haydarabad: Dâru’l-Ma‘ârifi’l-Osmâniyye, ts.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
Cengiz, Ercan. “Hz. Ömer Döneminde Meydana Gelen Amvâs Taunu ve Etkileri”. KafkasÜniversitesiİlahiyatFakültesiDergisi 7/13 (2020), 129-148.
Çubukçu,Asri.“Halime”.TürkiyeDiyanetVakfıİslamAnsiklopedi- si. 15/338. İstanbul: TDV Yayınları, 1997.
Demircan, Adnan. “İslam Tarihinde Veba Salgını (Emeviler Dö- nemi Sonuna Kadar)”. Küresel Salgınlara Farklı Bakışlar –Psikolo- jik,Sosyolojik,Dinî,Kültürel,Tarihî,HukukiveSiyasiAnalizler-. ed. Ejder Okumuş. Ankara: Eskiyeni Yayınları, 2020, 451-463.
Fayda,Mustafa.“Amvâs”.TürkiyeDiyanetVakfıİslamAnsiklopedi- si. 3/100. İstanbul: TDV Yayınları, 1991.
Genç,Özlem.“KaraÖlüm:1348VebaSalgınıveOrtaçağAvrupa- sı’na Etkileri”. Tarih Okulu X (Mayıs-Ağustos 2011), 123-150.
Halife b. Hayyât. Târîh. thk. Ekrem Ziya el-Ömerî. 2. Bs. Riyad: Daru Taybe, 1985.
Hamîdullah,Muhammed.“Hayber”.TürkiyeDiyanetVakfıİslam Ansiklopedisi. 17/20-22. İstanbul: TDV Yayınları, 1998.
İbnAsâkir,Ebü’l-Kâsım.TârîhuMedinetiDımaşk.80Cilt.thk.Mu- hibbüddin Ebi Said Ömer b. Garame el-Amri. Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1995.
İbnHişam.es-Sîretü’n-Nebeviyye.thk.Mustafaes-Sakkav.dğr.2 Cilt. Kahire: Mustafa el-Bâbî el-Halebî, 1955.
İbnKesîr,Ebü’l-Fidâ.el-Bidâyeve’n-nihâye.14Cilt.Beyrut:Mek- tebetü’l-Maârif & Riyad: Mektebetü’n-Nasr, ts.
İbn Kuteybe. el-Maârif. tashih Muhammed İsmail Savi. Beyrut: Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, 2. Basım, 1970.
İbn Kuteybe. Uyûnü’l-Ahbâr. 4 Cilt. Kahire: Dârü’l-Kütübi’l-Mıs- riyye, 1996.
İbnManzûr.Lisânü’l-Arab.Kahire:Dâru’l-Maârif,ts.
İbn Sa‘d. et-Tabakâtü’l-kübrâ. 8 Cilt. Beyrut: Dâru Sâdır, ts. İbnü’l-Cevzî,Ebu’l-Ferec.el-Muntazam fîtârîhi’l-mülûk ve’l-ümem.
thk. Muhammed Abdülkadir Atâ. 19 cilt. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İl- miyye, 1992.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
İbnü’l-Esîr, İzzeddin. el-Kâmilfi’t-târîh. 12 Cilt. Beyrut: Dâru Sâ- dır & Dâru Beyrût, 1965.
Makdisi,Mutahharb.Tahir.el-Bedve’t-Tarih.Bursaid:Mektebe- tü’s-Sekâfeti’d-Dîniyye, ts.
Nemerî,İbnAbdülber.et-Temhîdlimâfi’l-Muvattamine’l-meâni ve’l-esânid.thk.MevaMustafab.Ahmedel-Alevi&MuhammedAb- dülkebîr el-Bekrî. Tıtvan: Vizaretü’l-Evkaf ve’ş-Şuuni’l-İslamiyye, 1387/1967.
Önkal, Ahmet. “Ebû Ubeyde”. TürkiyeDiyanetVakfıİslamAnsiklo- pedisi. 10/272. İstanbul: TDV Yayınları, 1994.
Seven, Şuayip. “Hz. Peygamber ve Sahabe Dönemindeki Salgın Hastalıklar ve Bunlara Dair Rivayetlerin Değerlendirilmesi”. Küre- sel Salgınlara Farklı Bakışlar –Psikolojik, Sosyolojik, Dinî, Kültürel, Tarihî, Hukukî ve Siyasî Analizler-. ed. Ejder Okumuş. Ankara: Eski- yeni Yayınları, 2020, 267-298.
Taberî, Muhammed b. Cerir. Tarihü’l-ümemve’l-mülûk. thk. Mu- hammed Ebü’l-Fazl İbrahim. 11 Cilt. Beyrut: Dâru Süveydân, 1970. Uçar, İlyas. “Hz. Peygamber Zamanında Ortaya Çıkan Hastalık-
lar ve Tedavi Yöntemleri”. Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 4/8 (2017), 196-218.
Uçar,İlyas.OrtaÇağKaraBelasıAmvâsVebasıİslamTarihindeİlk Salgın. İstanbul: Siyer Yayınları, 2020.
Varlık,Nükhet.“Taun”.TürkiyeDiyanetVakfıİslamAnsiklopedisi.
40/175-177.İstanbul:TDVYayınları,2011.
Ya‘kûbî.Târîhü’l-Ya‘kûbî.2Cilt. Beyrut:DâruSâdır, 1960.
Yâkût el-Hamevî. Mu‘cemu’l-büldân. 5 Cilt. Beyrut: Dâru Sâdır, 1975.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
HZ.PEYGAMBER’İNUHREVİMÜJDELERİ
AbdulvasıfERASLAN1
Giriş
“Beklenmedik bir zamanda meydana gelen, önceden tasarlan- mamış olan, alışılmıştan, benzerlerinden farklı ve fevkalade olan”2şeklinde tanımlanan olağanüstü haller, günümüzde insan hayatı- nın bir parçası haline gelmiştir. Teknoloji ve tıp bilimi ne kadar ilerlemiş olsa da insanın karşılaştığı felaket ve hastalık gibi mu- sibetlere çözüm bulunması uzun yıllar alabilmektedir. Dolayısıyla bazıhastalıkveyadoğalafetdurumundateşhis,tedavivekurtarma faaliyeti gerçekleşene kadar mahrumiyet ve çaresizlikten pek çok mağduriyet yaşanmaktadır.
Hz. Peygamber, tedavisi olmayan hiçbir hastalığın bulunmadı- ğını ifade etmiştir. Nitekim aktarılan rivayetlerin birinde Hz. Pey- gamberşöylebuyurmuştur:“ِشَفاًءَلُهَأْنَزَلِإَّلَداًءاَُّللَأْنَزَلَما”“Hiçbir hastalık yoktur ki Allah şifasını indirmiş olmasın.”3Ancak tedavisi henüz bulunamayan ve yeni ortaya çıkan bazı hastalıklar mevcut- tur.Günümüzdeolduğugibiçeşitlihastalıklariçinilacınbulunma-
1 Dr. Öğr. Üyesi, Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, Hadis ABD.abdulvasiferaslan@gmail.com
2 https://sozluk.gov.tr,erişim:06.12.2020.
3 Ebû Dâvûd Süleymân el-Basrî Tayâlisî, Müsned, thk. Muhammed b. Abdilmuhsin(Mısır:Dâru’l-Hicr,1999),1/203(No.90);Ahmedb.Hanbel,Ahmed,el-Müsned,thk.Şuaybel-Arneûtvd.(Beyrût:Müessesetu’r-Risâle,1999),6/50(No.3578);EbûAbdil-lâhMuhammedb.İsmailBuhârî,el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ.nşr.MuhammedZüheyrb.Nasr.(B.y.:DâruTavki’n-Necât,2.Basım,1422/2001),“Tıb”,1(No.5678);İbnMâce,EbûAbdillâh Muhammed b. Yezîd el-Kazvînî, Sünen thk. Muhammed Fuâd Abdulbâkî(Kâhire: Dâru İhyâi’l-Kütübi’l-Arabiyye, ts.), “Tıb”, 1 (No. 3438).
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
sı ve üretimi uzun zaman alabilmektedir. Dolayısıyla ortaya çıkan hastalığın şifası bulunana kadar pek çok insan bundan olumsuz etkilenebilmektedir.
Olağanüstü durumlarda insanlar; yaralanmakta, can ve mal kaybınauğramakta,psikolojikbunalımlarasürüklenmektedir-ler. Hayatın olağan akışı dışında gelişen böyle olaylara insanların tepkisi normalin dışında olabilmekte, kişiler bazen umudunu yi- tirebilmekte ve yapması gereken basit davranışları bile yapamaz hale gelebilmektedir. Dolayısıyla olağanüstü haller, insanların her zamankinden daha fazla manevi desteğe ihtiyaç duyduğu durum- lardır. Gerçek şu ki ne kadar tedbir alınsa da insanların aciz kala- cağı durumlar hep olacaktır. Bunun böyle olmasının sebebi dünya hayatının mahiyetinden kaynaklanmaktadır. Aslında pek çok çare- sizlik hali, insan kusurundan kaynaklansa da nihayetinde bazı zor- luklar, Allah’ın kâinatta var ettiği kanunlar çerçevesinde meydana gelmektedir.1Kur’ân’da yer alan “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayaca- ğız. Sabredenleri müjdele!”2ayeti, insanı çaresiz durumda bıraka- cak zorlu durumların imtihan dünyasının bir gerekliliği olduğunada işaret etmektedir.
İnsanın sonu gelmeyen arzularına karşı İslam dini, alternatif yaşam hakkı ve orada kişiye bir karşılık vadetmiştir. Bu nedenle bireyin dünya görüşü ve hayata bakış açısı oluşturulurken ger- çek hayatın dünyadan ibaret olmadığı telkin edilmektedir. Bunun bir neticesi olarak ahiret hayatının dünya hayatına öncelendiği ve daha hayırlı3olduğu vurgusu yapılmakta, ahirette yaşanacak mutluluğunasıl,gerçekvesınırsızhayatolduğuönplanaçıkarıl- maktadır.
1 Konuyla ilgili Kur’anî delillere dair ayrıntılı bilgi için bk. Zeki Koçak, “MüslümanlarMusibetler Karşısında Nasıl Davranmalı?”, DiyanetİlmîDergi 56 (2020), 947, 958.
2 el-Bakara2/155.
3 Duhâ93/4.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
İslam’ıntelkinettiğihayat;mükemmel,sıkıntıvekusurlardan arındırılmış bir yaşam şekli değil; hayatın olağan durumuna uygun çeşitlieksiklikvesıkıntıylakarşılaşılabilen,ancakbununüstesin- den gelinebilecek çözüm yollarına sahip olunabilen bir hayat şek- lidir. Karşılaşılan bu durumlarda insanın motivasyonunu yüksek tutan en önemli teselli kaynağı da kişinin ebedi hayatı olan, Ahiret hayatınışekillendirentavırvedavranışhallerinekarşılıkkendisi- ne sunulan vaatlerdir. Bu sayede insanın gündelik hayatta yaşadığı sıkıntılarbertarafedilmeyevesağlıklızihinlerinşaedilmeyeçalı- şılmaktadır. Bu telkinler, kriz durumlarında insanı hayata bağlayan ve acısını hafifleten en büyük teselli kaynağı olmaktadır. Dolayısıy- la insanların zorluklarla mücadelesinde önceden inşa edilen dünya algısıveahiretinancıtemeliüzerindeyapılacakmanevibirdanış- manlıkhizmetinindahaetkiliolacağıinkâredilemez.İşeburadan başlamanındahadoğruolacağıkanaatindeyiz.Ziraahiretinancı olmayan,çekilensıkıntılarınbirkarşılığıolduğunainanmayanbir bireyin bu telkinlerle teskini mümkün olmayacaktır.
İslam dini, kişinin dünya hayatında karşılaştığı her bir sıkın-tıya, ebedî ahiret hayatında bir karşılık vaat ederek insanların yarına umutla bakmasını ve bağlanmasını sağlamaktadır.1İslam dininde, dünyada çekilen sıkıntılara karşılık vaat edilen mükâfat- larınpekçoğuahirethayatıylaalakalıdır.2Bumüjdelerinbazıları
1 “Hertürlümusibetin,dertveacının,mahrumiyetingeçiciolduğu,ayrıcabunlarınanlamdanyoksunolmayıp,ilahiplanınbirerparçasıolduğu,sabırverızailebun-lara katlanıldığı takdirde ahirette bunların karşılığının verileceği kabul edilmesiinsanı rahatlatır ve olaylarla başa çıkma gücünü artırır.” Ahiret inancının kişinindirencinin artması üzerindeki etkisine dair ayrıntılı bilgi için bk. Bekir Topaloğ-lu, “Ahiret”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 1988),1/544.
2 Hz. Peygamber’in şu hadisi bu durumu açıklayan en güzel örneklerden biridir: KimbirMüslümanındünyasıkıntılarındanbirinigiderirse,Allahbunakarşılıkonunkı-yametgünüsıkıntılarındanbirinigiderir.Zordakalanbirkimseninişininkolaylaş-tıran kişiye Allah dünya ve ahiret işlerini kolaylaştırır. Müslümanın günahını gizle-yenkişiyiAllahdünyaveahirette(hatalarını)gizler.imsemişbireylerinder,buda
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Hz. Peygamber’in hadislerinde yer almaktadır. Biz de bu çalışmada hadislerde dünya hayatında çekilecek sıkıntı ve çaresizlik durum- larında insanlara vadedilen uhrevi karşılık ve mükâfatların neler olabileceğini irdelemek istiyoruz.
1. HadislerdeMüsbetMusibetAlgısı
Hz. Peygamber olaylara ve kişinin başına gelebilen musibet- lere hikmet nazarıyla bakmış,1bizim de böyle bakmamızı tavsiye etmiştir. Hz. Peygamber’den aktarılan pek çok rivayette musibetve sıkıntıların ahiretteki sonuçları bakımından ele alındığı görül- mektedir. Bu tür durumlarda Müslüman kişinin sağlıklı bir bakış açısınasahipolmasıvedoğrutepkilervermesihedeflenmiştir. Bu bağlamda Hz. Peygamber, iman eden kişinin musibetler kar- şısındaki tavrını şöyle ifade etmiştir: “Mü’min kişinin misali, birsap üzerinde biten taze ekine benzer. Rüzgâr ona hangi taraftan gelirse onu eğer, yaprağı diğer tarafa meyleder (fakat yıkılmaz). Rüzgâr sakinleştiğinde yine doğrulur. İşte müminin durumu da bu şekildedir. Bela sebebiyle eğilir (fakat yıkılmaz). Haktan yüz çevi- ren kâfir ise sert, dümdüz duran çam ve selvi gibidir. Nihayet Allah onu dilediği zaman (bir seferde) kırar devirir.”2
Musibetleremüspetbirbakışaçısısergilemeyitavsiyeedenpek çok hadis-i şerif bulunmaktadır. Bunlardan biri Allah’ın musibet- leri, iyiliğini istediği kullarına verdiğine dair şu rivayettir: “Allah, hayrınıdilediğikimseye(günahlarınakefaretolsundiye)musibet
onun için hayır olur. Ebü’l-Hüseyn Müslim b. el-Haccâc, el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ, nşr. Mu-hammed Fuâd Abdülbâkī (Beyrût: Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-ʿArabiyyi, ts.), “Zikr ve’d-Duâ”,2699,(4/2074);İbnMâce,“İftitâhu’l-Kitâb”,17,1/82(No.225);EbûDâvûdSü-leymânb.el-Eşases-Sicistânî,SünenüEbîDâvûd(Amman:Beytu’l-Efkâri’d-Devliyye,1999),“Edeb”,68,4/287(No.4946);Muhammedb.ÎsâEbuÎsâes-Sülemîet-Tirmizî,el-Camiʿu’s-ṣaḥîḥ/Sünenu’t-Tirmizî,thk.AhmedMuhammedŞâkirvd.(Beyrût:Dâruİhyâi’t-Turâsi’l-Arabiyy, 1975), “Hudûd”, 3, 4/34 (No. 1425).
1 Musibet hikmet ilişkisi ile ilgili ayrıntılı bilgi için bk. Garip Aydın, Ayet ve HadislerIşınğındaHastalaraManeviDestek(Kayseri:KimlikYayınları,2019),223.
2 Buhârî,“Tevhîd”,31,9/137(No.7466).
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
verir.”1Diğer bir rivayet de şöyledir: “Allah bir kulun iyiliğini di- lerse onun cezasını dünyada verir. Bir kulun kötülüğünü de diler-se günahı karşılığı onu dünyada cezalandırmaz, cezasını kıyamet gününe bırakır. Mükâfatın büyüklüğü, sıkıntının büyüklüğü nispe- tindedir. Allah bir topluluğu severse onları sıkıntıya uğratır. Kim halinerazıolursa,Allahdaondanrazıolur.Kimdebaşınagelenden dolayı (Allah’ın kendisi için takdir ettiğine rıza göstermeyerek)2bunaöfkelenirsegazabauğrar.”3Buikirivayet,dünyadamusibetin kötü insanlara bir ceza olarak değil iyi insanlara bir arınma vesilesi olarak verildiğini ifade etmektedir. Ayrıca insanın musibet esna- sında göstereceği tepki doğrultusunda ahiretteki durumunun şe- killeneceğini de ortaya koymaktadır.
Nimet külfet dengesi açısından büyük sıkıntılar, kendi oranında nimetle karşılık bulacaktır. Hz. Peygamber’den aktarılan şu rivayet ahirette insana verilen mükâfatın, insanın başına gelen musibetin büyüklüğüyle orantılı olduğunu göstermektedir: “Sevabın çokluğu belanın büyüklüğüyle orantılıdır. Allah bir toplumu sevdiği zaman, şüphesiz onları (çeşitli sıkıntılarla) imtihan eder. Artık kim rıza gösterirse (başına gelen musibetlere karşı isyan etmeyip Allah’ın takdiriyle olduğuna rıza gösterirse), bu karşılık Allah’ın rızasınanail olur. Kim de öfkelenir (musibetler karşısında ilahi hükme rıza göstermez) ise Allah’ın gazabı o kimseye olur.”4
Müminin başına gelebilecek musibetler, insanların sahip ol- duğu farklı nimetlere göre çeşitlilik arz edebilmektedir. Yukarıda ayettedegeçtiğigibican,malveyasahipolunanbaşkacavarlıklar-
1 Buhârî,“Merdâ”,1,7/115(No.5645).
2 Bu ifadeyle kast edilen anlamın musibetlere karşı sabrın teşvik edilmesi olduğunadair bk. Ebü’l-Alâ Muhammed Abdurrahman b. Abdirrahim el-Mübârekfûrî, Tühfe-tü’l-Ehvezî bi Şerhi Câmi’s-Sağîr (Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, ts.), 7/65.
3 Tirmizî, “Zühd”, 57, 4/601 (No. 2396). Tirmizî bu rivayetin hasen ve garib olduğunahükmetmiştir. Bk. Ayı yer.
4 İbn Mace, “Fiten”, 23, 2/1338 (No. 4031). Elbânî bu rivayetin hasen olduğuna hük-metmiştir. Bk. Aynı yer.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
dan olabilmektedir. Şu hadis de bunu pekiştirmektedir: “Mümin erkek ve kadının Allah’a günahsız olarak tertemiz kavuşuncaya kadar canında çoluk çocuğunda ve malında sıkıntı eksik olmaz.”1
İnsanınbaşınagelenmusibetlerbazenonlarıniyikulolmala- rıyla da ilişkilendirilmektedir. Nitekim insanların en hayırlıları peygamberlerdir. Seçilmiş olmalarına rağmen musibet ve zorluk- ların en şiddetlisini onlar yaşamıştır şeklindeki ifadeler bu du- rumu desteklemektedir. Nitekim Hz. Peygamber de musibetlerle imtihan edilmiştir. Öyle ki onun çektiği acı, normal insanlardan katkatdahaağırolmuştur.Şuhadisbudurumuaçıkçaifadeet- mektedir:“Abdullahb.Mesudşöylededi:Resulullah’ınhuzuruna vardım. Kendisi sıtmaya yakalanmıştı. Ey Allah’ın Resulü! Gerçek- tenşiddetlibirsıtmanöbetinetutuldunuz”dedim.“Evet,sizden iki kişinin çekebileceği kadar ıstırap çekmekteyim” buyurdu. (Her- hâlde)buikikatsevapkazanmanıziçindirdedim.“Evet,öyledir. Allah ayağına batan bir diken veya başına gelen daha büyük bir sıkıntıdan dolayı Müslümanın günahlarını bağışlar. O Müslümanın günahları ağaç yaprakları gibi dökülür” buyurdu.2
Aktarılan bu rivayetlerde Hz. Peygamber’in insanların dünya hayatındakarşılaştıklarımusibetlerekarşılıkkendilerineuhre- vi mükâfatlar verileceği müjdelenmektedir. Ayrıca musibetlerin menfi değil müspet bir bakış açısıyla algılanması gerektiği ve bu- nun kötü bir insanın nişanesi olmadığını aksine müminlere arın-ma vesilesi (bir nevi nimet) olduğunu ifade etmektedir. Dolayısıyla olağanüstü durumların insanlar için bir arınma aracı oldukları vebir kurtuluş vesilesi olduğu telkini onlara manevi danışmanlık hu- susunda yararlı olacaktır.
1 Tirmizî, “Zühd”, 57, 4/602 (No. 2399). Rivayetin hasen ve sahih olduğuna dair bk.Aynıyer.
2 İbn Mace, “Fiten”, 23, 2/133 (No. 4024); Ayrıca bk. Buhârî, “Merdâ”, 3, 7/115(No.5648).
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
2. MüslümanınHerHâlininKendisiİçinHayırlıOlması
Dünya hayatında çeşitli musibetlerle karşı karşıya kalan insan, genel itibariyle iki farklı eğilim gösterir. Ya musibetlerin kimin ta- rafından ve niçin gönderildiğini düşünmeden musibetler karşısın- dasabretmeyerek,rızagöstermeyereksızlanırveisyaneder.Yada musibetlerin Allah’ın bir imtihanı olduğunu düşünerek O’na karşı isyandanvetaşkınlıklardankaçınır.Allah’ınkendisinisınadığını anlarvesabrederekAllah’ıntakdirinerızagösterir.1Dolayısıyla hadislerdegeçenöğretilerdoğrultusundamüminkulunhayatı- nınheraşamasınınkendisiiçinhayırlıolduğuifadeedilmelidir. Haddizatında dünyanın bir imtihan yurdu olduğu anlayışı, kişininhayatın zorluklarını ve mutluluklarını anlamlandırmada kendisi-ne ciddi anlamda kolaylıklar sağlayacaktır. Bu anlayışın Kur’an ve sünnet delilleri pek çoktur.2Bu hususa açıklık getiren hadislerden biri Hz. Peygamber’den aktarılan şu rivayettir: “Mümin kişinin işi- ne/durumuna şaşılır. Onun her hâli kendisi için hayırlıdır. Bu du-rum sadece müminlere hastır. Başına sevinecek bir hal geldiğinde şükreder,buonuniçinhayırlıolur.Başınabirsıkıntıgeldiğinde sabreder, bu da onun için hayırlı olur.”3Olağanüstü haller de sabır gerektiren durumların başında yer aldığından, bu tür hallerde ya- şanan sıkıntılara karşı en güzel teselli kaynağı sabır telkinidir. Sab- reden kişinin bu davranışına karşılık kendisine uhrevi bir mükâfa- tın verileceği umudu, acılarının hafiflemesinde yardımcı olacaktır. Fiziki veya biyolojik olarak insanın bedenine isabet eden sıkın- tılarakarşılık,kişiyeahirettebirkarşılıkverilecektir.4Hz.Peygam-
1 Recep Önal, “Kur’an’da İmani Ve Ahlaki Bir Tavır Olarak Sabır”, CumhuriyetÜniver-sitesiİlahiyatFakültesiDergisi(12/2,2008),450.
2 el-Arâf7/163,el-Enfâl8/17,İbrâhîm14/6,el-Ahzâb33/11,Muhammed47/31.
3 Müslim,“Zühdve’r-Rekâik”,2999,(4/2295).
4 Rivayetlerde insanın başına gelen musibetlerin günahlara kefaret olacağı haber ve-rilmekle birlikte kişiye manevi destekte bulunmak için bir usul ve metodun takipedilmesi gerekmektedir. Örneğin bunu muhatapların yüzlerine doğrudan söyleme-nin bir takım problemleri olabilecektir. Bunun için muhatabın durumu gözetilerekzamanvezemininiyiayarlanmasıgerekir.Ayrıntılıbilgiiçinayrıcabk.Ayrıcabk.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
ber’dennakledilen“Allah,Müslümanınvücudunabatanbirdikene varıncayakadar,meşakkat,hastalık,endişe,keder,acıvekaygıgibi musibetleri onun günahlarına kefaret kılar.” “Bir diken batması kadar veya daha fazla acı veren her bir durum, ağacın yapraklarını döktüğü gibi kişinin günahlarına kefaret olur”1rivayeti de bu du- rumu izah etmektedir.
İnsanın başına gelen felaketlerde tavsiye edilen sabırla birlikte genel itibariyle bir karşılığın vaat edildiği görülmektedir.2Örne-ğin Hz. Peygamber, kızı Zeyneb’in çocuğu vefat ettiğinde kendisi- ne sabır dilerken Allah’tan ecir beklemesini de tavsiye etmiştir.3Dolayısıyla olağanüstü durumlarda manevi danışmanlık hizmeti sunulurken sabır telkiniyle yetinilmemeli bununla birlikte gerek Kur’an-ı Kerim’de gerekse Hz. Peygamber’in hadislerinde geçen sabra karşılık vaat edilen mükâfatların da dile getirilmesi, daha iyi sonuçların alınmasına katkı sunacaktır.
3. Yaralanma ve Kronik Hastalık Durumunda Kişiye Vaat Edilen Müjdeler
Olağanüstüdurumlardainsanlarınsıklıklakarşılaşabildiklerisı- kıntılardanbiriyaralanma,engellikalmavekronikhastalıkdurumu- dur.Butürdurumlardakişilerumutsuzluğakapılabilmekteveçeşitli bunalımlaradüçarolabilmektedir.Böyledurumlardakişilermanevi danışmanlık hizmetine ihtiyaç duyabilmektedir. Hz. Peygamber de butürvakalardakişileriteskinetmeküzereahirettekendilerinebazı
GaripAydın,“ManeviDestekBağlamındaHz.Peygamber’inHastalaraYaklaşımı”,
bilimnameXXXI,2016/2,255.
1 Bk. Buhârî, “Merdâ”, 1, 7/114 (No. 5640); Müslim, “Birr”, 14, (4/1992). Kur’ân veBuhârî’ninMerdâbölümündeyeralanrivayetlerçerçevesindehastalaramane-viyaklaşımadairayrıntılıbilgiiçinbk.SerpilBaşar,Kur’anveBuhârî’ninKita-bu’l-MerdâRivayetleriÇerçevesindeHastalaraManeviYaklaşım,Araştırmaveİnce-leme 25/3 (2014), 139 vd.
2 el-Bakara2/157;Buhârî,Merdâ6,7/116(No.5652);Buhârî,“Merdâ”,7,7/116(No.5653).
3 Buhârî,“Cenâiz”,32,2/79(No.1284).
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
mükâfatlarınverileceğinimüjdelemiştir.Omüjdelerdenbiri,kişinin engelli kalması karşısında kendisine verilen sevaptır. Örneğin Hz. Peygamber’in şu kutsi hadisi bu duruma işaret etmektedir: “Her- hangi bir kulumu sevgili gözlerini kaybetmekle sınadığımda, eğer sabrederse gözlerine karşılık onu cennete koyarım.”1
Buna benzer bir durum da kronik hastalığı için Hz. Peygam- ber’denyardımisteyenkadınileilgilirivayettesözkonusudur.Atâ
b. Ebû Rabâh’ın aktardığına göre İbn Abbâs kendisine “Sana cen- netlikbirkadıngöstereyimmi?” dedi.Oda:“Evet,göster”dedi.İbn Abbâs şöyle dedi: “Şu (iri yarı) Habeşli kadın var ya! İşte bu kadın (bir gün) Hz. Peygamber’e geldi, beni sara tutuyor ve üstüm başım açılıyor. İyileşmem için Allah’a dua ediniz, dedi. Hz. Peygamber: İstersen sabret, buna karşılık sana cennet vardır. İstersen de sana şifa vermesi için Allah’a dua edeyim, buyurdu. Bunun üzerine ka- dın: Ben (hastalığıma) sabrederim. Ancak sara tuttuğu zaman üs- tüm başımın açılıyor, hiç değilse bedenimin açılmaması için dua buyurunuz, dedi. Hz. Peygamber de ona dua etti.”2
“Maneviyat,insanınenderunidünyasınıveruhunusarmalayan yanını oluşturduğundan onun yaşama arzusunu güçlendiren, ben- lik duygusunu geliştiren ve insanın değerler sistemini oluşturanbir hayat enerjisidir. Dolayısıyla manevi sıkıntılar maddiye göre dahazorvekatlanılmasıdahagüçtür.Buyüzdeninsanmaddiolan- dan çok daha fazla manevi sıkıntı içindeyken yardıma ihtiyaç duy- maktadır.”3Maneviyatı dolayısıylaimanıgüçlüolankimse,hayatın
1 Buhârî, “Merdâ”,7, 7/116(No. 5653,5652).
2 Buhârî,“Merdâ”,6,7/116(No.5652);Müslim,“Birr”14,(4/1994).Bu olayda Suayra isimliHabeşli kadın, durumunu Hz. Peygamber’e anlatmıştır. Hz. Peygamber de onu ikiseçenekten birini seçmesi arasında serbest bırakmıştır. Kadın, sabretmeyi ve kar-şılığında vaat edilen cennete girmeyi tercih etmiştir. Aynî, ileşmeyi ruhsat şeklin-de anlamış, musbetlere göğüs gerebilen kişi için meşakkatli durumu seçmesinindaha faziletli olduğunu ifade etmiştir.EbuMuhammedMahmudb.Ahmedb.Musab.Ahmedb.HüseyinBedruddinel-Aynî,Umetu’l-KârîŞerhuSahîhi’l-Buhârî(Beyrut:Dâruİh-yâi’t-Turâsi’l-Arabiy, ts.), 21/215.
3 Suat Cebeci, dinî Danışma ve Rehberlik (Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları,2012),79.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
zorluklarını göğüslemede daha dirençli olmaktadır. Din, buna bağlı olarak da gerek maneviyat gerek hastalık ve sakatlık durumunda gerekse yaşlılıkta kişiye bir umut aşılamasının yanı sıra ölümü an- lamlandırmada önemli bir faktör olmaktadır.1Maneviyat kişinin moralini yükselttiğinden dolayı vücudun hastalıklarla mücadele etmesinde de pozitif bir etkiye de sahiptir.2Hz. Peygamber’in ya- ralanma ve çeşitli hastalıklara karşılık ahiretteki müjdeleri insanın maneviyatını güçlendireceğinden kişinin hayata olumlu taraftan bakmasına ve hayat kalitesini yükseltmesinde etkili olacaktır.
4. Can Kaybına Karşılık Kişiye ve Yakınlarına Vaat Edilen Müjdeler
Doğal afet, salgın ve savaşlar gibi olağanüstü hallerde insanın başına gelebilen en büyük felaketlerden biri, kişinin yakınlarından birini kaybetmesidir. Bu kişinin birinci dereceden en yakını olabil- diği gibi akrabalarından biri de olabilmektedir. Hz. Peygamber bu tür durumlarda kişiyi teskin etmek üzere ahirette kendisine çeşitli mükâfatların verileceğini müjdelemiştir.
Hz. Peygamber, torunu vefat ederken hüzünlenmekle birlikte kızıZeyneb’itesellietmeyeçalışmıştır.EbûZeydolarakbilinenÜsâ- me’den rivayet edildiğine göre Resulullah’ın kızı (Zeyneb), babasına: “Oğlum ölmek üzere, bize kadar gelir misin, diye haber gönderdi. (Muhtemelençokönemlibirkonuiçintoplantıhâlindeolan)Resu- lullah kızına selam gönderdi ve: –Veren de alan da Allah’tır. O’nun
1 Ayten Erol, “İslam Hukukunda Şehitlik Bağlamında Şehit Ailelerinin Manevi Temel-liSosyalKoruması”,ElektronikSosyalBilimlerDergisi18/72(2019),2116.
2 Dinin ruhsal hastalıkların iyileşmesinde etkili olduğuna dair ayrıntılı bilgi için bk.KevserÇağlan,PsikolojikHastalıklarınYanlışYorumlanmasıVeİnançEksikliğiOlarakDamgalanması Sürecinde Manevi Destek İhtiyacı, İstanbul: İstanbul Üniversitesi, SosyalBilimlerEnstitüsü,YüksekLisansTezi,2019), 64vd.;M.OlcayÇam,MerveUğuryol,“RuhsalHastalıktanİyileşmeyeKültürelEtki”,PsikiyatrideGüncelYaklaşımlar,11(1,2019), 60-61; Maneviyat-din ayırımı ve bunun sağlıkla olan ilişkisine dair bk. Meli-ke Boztilki1, Elif Ardıç, “Maneviyat ve Sağlık”, JAREN (2017/3), 40; Ümit Horozcu,“Tecrübî Araştırmalar Işığında Dindarlık ve Maneviyat ile Ruhsal ve Bedensel Sağ-lık Arasındaki İlişki”, Milel Ve Nihal, 7/1 (2010).
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
katında, her şeyin vakti belirlidir. Binaenaleyh (söyleyin) sabretsin ve Allah’tan ecir beklesin, buyurdu...”1Bu rivayette de görüldüğü gibi Hz. Peygamber kızı Zeyneb’i teselli ederken sabırlı olmasını ve buna karşılık sevabı Allah’tan beklemesini tavsiye etmiştir.
Felaketler esnasında kişinin kaybı, yakını, dostu olabilir. Ko- nuyla alakalı olarak Hz. Peygamber’den şöyle bir rivayet aktarıl- mıştır: Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Mümin bir kulumun dünyada sevdiği dostunu aldığım zaman, o kimse (sabrederse) ve Allah’tan ecir beklerse, onun karşılığı cennettir.”2Bu rivayet, sadece akraba- lık bağına sahip olanlar değil insanın ünsiyet kurduğu arkadaşını kaybetmesi durumunda da sabretmesine karşılık bir mükâfatın olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda aralarında sevgi bağı ku- rulan insanların dostlarını kaybetmekten dolayı manevi desteğe ihtiyacının olacağını da ifade etmektedir.
İnsanoğlunun hayatta karşılaşabileceği olağanüstü durumlar- danbiridesavaşdurumudur.Savaş,hernekadaristenenbirdurum olmazsa da kaçınılmaz olduğunda sebat etmek gerekliliği Kur’ân3ve hadislerce sabittir. Bu gibi zorlu durumlarda sebat eden kişilere büyükmükâfatlarınverileceğiHz.Peygambertarafındanmüjdelen- miştir.NitekimHz.Peygamber,savaşınbirindeMüslümanlaraşöyle hitap etmiştir: “Ey İnsanlar, düşmanla karşılaşmayı arzulamayın. Allah’tan afiyet dileyin. Ancak düşmanla karşılaşınca da sabredin, sebat edin ve bilin ki cennet kılıçların gölgesi altındadır.”4
İslam’ın ilk şehitleri olan Ammâr b. Yâsîr’in ailesine işkence yapılırkenHz.Peygamberonlarıcennetlemüjdelemiştir.5Hz.Pey-
1 Buhârî,“Cenâiz”,32,2/79(No.1284)Müslim,“Cenâiz”,6,(No.2/635).
2 Buhârî,“Rikâk”,6,8/90(No: 6424).
3 Kur’ân’da şehadet kavramıyla ilgili ayrıntılı bilgi için bk. Hüseyin Halil, Kur’ân’daŞehâdet Kavramı, (Bursa: Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Li-sans Tezi, 2015).
4 Buhârî,“Cihâd”,111,4/51(No.2966);Müslim,“Cihâd”,6,(3/1362).
5 Ebû Muhammed Cemâlüddîn Abdülmelik b. HiŞam b. Eyyûb el-Himyerî el-Meâfirîel-Basrî el-Mısrî, es-Sîretü’n-Nebeviyye, thk. Tahâ Abdurrauf Sad (B.y: Şirketu’Tiba-i’l-Fenniyyeti’l-Müttehide, ts.), 1/279.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
gamber’in, ilk şehit ailesini cennetle müjdeleyerek teselli etmesi ayrıca şehitlere ve şehit yakınlarına verdiği değeri ve önemi de göstermektedir.1
Hârise bint Sürâka Bedir gününde bir ok yarası alıp şehit düş- müştür.AnnesioğlunundurumunusormaküzereHz.Peygamber’e gelerek: “Şayet oğlum cennette ise sabreder, sevabını beklerim; değilse onun için var gücümle ağlarım” demiş, Hz. Peygamber de Hârise’nin Firdevs cennetinde olduğunu haber vermiştir.2Bu ri- vayetdecankaybıdurumundavefatedenkişiyakınlarınıntesel- li edilmesinde Hz. Peygamber tarafından uhrevi müjdelerin vaat edildiğini göstermektedir.
5. Salgın ve Tedavisi Bulunmayan Hastalıklardan Ölenlere Vaat Edilen Müjdeler
Tarihsel süreç içerisinde insanlığın maruz kaldığı olağanüstü durumlardan biri salgınlar ve tedavisi henüz bulunmamış hasta- lıklardır. Bu iki durum da bir müddet insanları çaresiz bırakan ol- gulardandır.Hz.Peygamberdönemindedeçeşitlisalgınhastalıklar vetedavisiolmayanhastalıklargörülmüştür.Hz.Peygamberheriki durumdadainsanlarıteselliederekonlaramanevidanışmanlıkyap- mıştır.Enbüyüktesellisidegeçicidünyahayatınakarşılıkebediahi- ret hayatında kurtuluşu vadeden uhrevi müjdeler şeklinde olmuş- tur.Hernekadarölümgeridekalanlariçinacıbirolayolsadaimanlı gönüller için fâni hayattan ebedi hayata geçiş aşamasıdır.3
Hz. Peygamber, salgın hastalıkları müminlere bir rahmet şek- lindeyorumlamıştır.Buhârî’ninyerverdiğişurivayetbunaişaret
1 İsmailAltun,“Hz.Peygamber’inŞehitAileleriyleMünasebetleri”,EkevAkademiDer-gisi 14/44 (2010), 230.
2 Buhârî,“Cihâd”,14,4/20(No.2809);SümeyyeSayğın,Kur’an-IKerim’eGöreSağlamBirToplumYapısıOluşturmadaŞehadetKavramı(Konya:NecmettinErbakanÜniversi-tesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2015).
3 Topaloğlu,“Ahiret”,544.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
etmektedir: “Tâ’ûn bir çeşit azaptır, Allah onu dilediğine gönde-rir. Allah onu müminler için bir rahmet kılmıştır. Tâ’ûn hastalığı-na yakalanıp da sabırla bulunduğu yerleşim alanını terk etmeyen kişi, sadece Allah’ın kendisi için takdir ettiği şeyin başına gelece- ğine inanırsa ona şehit sevabı vardır.”1Ayrıca bu tür hastalıkların mümin/salih kulların ölüm şekli olduğuna2ve İslam ümmetinin sonunun bu hastalıkla olacağına dair rivayetler aktarılmıştır.3Bu hastalıklardan ölenlere de ahirette kazanılabilecek en büyük seva- bın, şehadet makamı olduğu müjdelenmiştir.4Bu sayede salgınla amansız mücadelede kişilerin psikolojik açıdan morallerinin yük- sek tutulmasını sağlamıştır. Bu tür durumlarda insanların isyan et- memesi gerektiğini, bunun Allah’ın takdiri dâhilinde olduğunu ve insanların sabırlı olması gerektiğini ifade etmiştir.5
Konuyla ilgili aktarılan bu rivayetler Hz. Peygamber’in vefatın- dansonraortayaçıkansalgınlardainsanlarınsığınmakapısıvetesel- likaynağıolmuştur.Bununlabirliktekişininsalgınnedeniyleölmesi durumundakendisinevadilensevabaveşehitlikmakamınanailola- bilmesi için âlimler tarafından bazı şartlar öne sürülmüştür. Salgın bulunanyerdeyaşayankişinin,müjdelenensevabakavuşmaamacıy- la orayı terk etmemesi gerektiği, İbn Hacer tarafından dile getiril- miştir.Ayrıcahastalığınkişiyebulaşıpbulaşmamasıdurumununda
1 Buhârî,“Tıb”,30,7/131(No.5734).
2 Ahmedb.Hanbel,el-Müsned,29/290(No.17755),29/290(No.17756),36/404(No.
22085).
3 Ahmedb.Hanbel,el-Müsned,32/520(No.19744).
4 Ahmedb.Hanbel,el-Müsned,19/497(No.12519),21/30(No.13305),21/49(No.
13335),21/267(No.13709),21/313(No.13801),24/11(No.15301),24/21(No.15307),
24/22(No.13508),28/391(No.17159),28/396(No.17164),29/198(No.17651),42/53
(No. 25118), 42/118 (No. 25211), 43/235 (No. 26139), 45/606 (No. 27635),45/609 (No.
27641); Buhârî, “Cihâd”, 30 (No. 2830), “Ehâdîsu’l-Enbiyâ”, 51 (No. 3474), “Tıb”,29(No.5732);Ahmedb.ŞuaybEbuAbdirrahmânen-Nesâî,el-Müctebâmine’s-Sün-ne, thk. Abdulfettah Ebu Čudde (Halep: Mektebetu’l-Matbûâti’l-İslamiyye, 1986),“Cenâiz”, 112 (No. 2054).
5 Buhârî,“Ehâdîsu’l-Enbiyâ”,51(No.3474).
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Allah’ıntakdiriçerçevesindemeydanageldiği,şikayetedilmemesive her durumda Allah’a güvenilmesi gerektiği ifade edilmiştir.1
Yaratılış itibariyle yaşama sevincine sahip olan insanın bu duy- gusu hayatın zorluklarıyla mücadelesinde önemli bir teselli kayna- ğı olmuştur. Tabii haliyle ürkütücü olan ölüm, asıl hayatın ahiret-te başlayacağına inananlar için ebedi yokluk değil, ebedi yaşama bir kapı aralamadır.2Hz. Peygamber’den aktarılan şu rivayet, bu durumu veciz bir şekilde özetlemektedir: “Kim Allah’a kavuşmayı arzularsa Allah da ona kavuşmayı arzular. Kim de Allah’a kavuşma- yı istemezse Allah da ona kavuşmayı istemez” buyurmuş, yanın-da bulunanlar. “Hiçbirimiz ölümü hoş karşılamayız” dediklerinde sözlerine şöyle devam etmiştir: “Durum sandığınız gibi değildir. Gerçek şu ki; mümin olan bir kimsenin son nefesleri yaklaşınca Al- lah’ın hoşnutluğu ve lütuflarıyla müjdelenir. Ona göre Allah’a ka- vuşmaktan daha sevimli bir şey bulunamaz. O, Allah’a kavuşmak- tan hoşlanır, Allah da onunla karşılaşmaktan hoşlanır. İnkâr eden ise son nefesleri yaklaşınca Allah’ın azabı ve cezasıyla müjdelenir. Ona göre Allah’a kavuşmaktan daha kötü bir şey bulunamaz. O, Allah’a kavuşmaktan hoşlanmaz, Allah da onunla karşılaşmaktan hoşlanmaz.”3Dolayısıyla ölüm olgusu, sevgiliye kavuşma arzusu bireylerin hayatını disipline eder ve anlamlandırır.
AhiretteMüslümanbireyeverilebilecekenyücemakamlardan
biri şüphesiz şehadet makamıdır. Hz. Peygamber’in hadisleri doğ- rultusundabumakamınbulaşıcıhastalıklardan/salgındandola-
1 İbn Hacer , Ahmed b. Ali b. Muhammed b. Mahmûd b. Ahmed el-ʿAskalânî, Bez-lü’l-mâʿûnfîfażli’’ṭ-ṭâʿûn, thk. Ahmed ʿUsâm Abdulkadir el-Kâtib (Riyâd: Dâru’lʿAsi-me,1406/1986),199-200.HadisşârihlerininHz.Peygamber’inkarantinauygulama-sına yönelik farklı yaklaşımlarıyla alakalı ayrıntılı bilgi için bk. Abdulvasıf Eraslan,“Taun Rivayetleri Çerçevesinde Hadis Şârihlerinin Hz. Peygamberin KarantinaTavsiyesine Yönelik Yaklaşımları”, Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 11/25,487-511.
2 Topaloğlu,“Ahiret”,544.
3 Buhârî,“Rikak”,38,8/106(No.6507).
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
yıölenkişileredeverileceğianlaşılmaktadır.Nitekim(ِلُكِّلالَّطاُعوُنَشَهاَدٌةُمْسِلٍم)“Taun-hastalığındanölen-herMüslümaniçinşehitlik makam vardır”1vb. rivayetler bu anlama gelmektedir. Öyle ki bu tür hastalıklardan ötürü karantinadan çıkan kişi ve sabreden ki- şinindurumusavaşmeydanındabulunankişinindurumunaben-
)الْفَارُّمِنَ الطَّاعُونِ، كَالْفَارِّ مِنَ الزَّحْفِ، وَالصَّابِرُ فِيهِ، كَالصَّابِرِ فِ الزَّحْفِ(zetilmiştir.
“Taundan kaçmak savaş meydanından kaçmak gibidir. Karantina- ya sabretmek savaş meydanında sabretmek gibidir”2rivayeti bu duruma ışık tutmaktadır.
Hz. Peygamber’den aktarılan şu rivayet de savaşta ölen kişile- rin yanı sıra salgında ölen kişilerin de şehit olduğu anlaşılmakta- dır: Bir seferinde Hz. Peygamber “Siz kimi şehit sayıyorsunuz?” sorusuna ashap “Allah yolunda öldürülenler şehittir” diye cevap vermiştir. Hz. Peygamber, bu cevap üzerine “Öyleyse ümmetimin şehitleri azdır” dedi. Ashâb başka kimler şehittir? diye sorduğunda Hz. Peygamber “Kim Allah yolunda öldürülürse şehittir. Kim Allah yolunda ölürse şehittir. Kim taun (veba, bulaşıcı hastalık) sebebiy- le ölürse şehittir. Kim karın (hastalığı) sebebiyle ölürse şehittir” demiştir.3
1 Ahmedb.Hanbel,el-Müsned,19/497(No.12519),21/30(No.13305),21/49(No.
13335),21/267(No.13709),21/313(No.13801),24/11(No.15301),24/21(No.15307),
24/22(No.13508),28/391(No.17159),28/396(No.17164),29/198(No.17651),42/53
(No. 25118), 42/118 (No. 25211), 43/235 (No. 26139), 45/606 (No. 27635),45/609 (No.
27641);Buhârî,“Cihâd”,30(No.2830),“Ehâdîsu’l-Enbiyâ”,51(No.3474),“Tıb”,29
(No.5732).
2 EbûYaʿkûbİshâkb.İbrâhîmEl-Mervezîb.Râhuyeh,Müsned,thk.Abdulğafûrb.Ab-dilhak(Medine:Mektebetü’l-Hak,1412/1991),3/777(No.1403);Ahmedb.Hanbel,el-Müsned, 22/365 (No. 14478), 23/106 (No. 14793), 23/159 (No. 14875), 41/74 (No.
24527),43/257(No.26183).Konuylailgilirivayetlerintetkikinedairayrıntılıbil-giiçinbk.UfukDağlıoğlu,HükmîŞehitlikleİlgiliRivayetlerinTedkîki,Ankara:AnkaraÜniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2014).
3 Müslim, “İmâre”, 165 (3/1521). Hadislerde geçen şehitlik kavramına dair ayrıntılıbilgi için bk. Fatih Büyükyıldız, Hadislerde Şehitlik Kavramı, Erzurum: Atatürk Üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2010).
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
6. Göçük, Boğulma ve Yangın Gibi Olağanüstü Hâller İle İlgili Müjdeler
İnsanoğlunu çaresiz bırakan ve sinesinde derin yaraların açıl- masına sebebiyet veren doğal afetlerden diğer bir kısmı da dep- rem, sel ve yangın durumlarıdır. Doğal afetlerin bu çeşitlerinin ne zaman görüleceğini insan kestirememektedir. Aniden karşılaşılan bu tür olağanüstü durumlar, hızlı gelişmekte ve çoğu zaman kont- rolümüz dışında ilerleyebilmektedir. İnsanın güç yetiremediği bu durumlarda yaşanan çaresizlikler de Hz. Peygamber tarafından uhrevi mükâfatlarla teskin ve teselli edilmiştir.
Dünyadameydanagelebilendoğalafetlerdehayatınıkaybeden insanlar da uhrevi müjdeler açısından en büyük payelerden bir olan şehadet makamına erişeceklerdir. Hz. Peygamber’in şehadet kavramınınanlamgenişliğineişaretederekbutürdoğalfelaket- lerde vefat edenlerin de bu kapsamda değerlendirildiğini ifade eden rivayetlerinden biri şöyledir: “Şehitler beş kısımdır: Taundan ölen,karınağrısındanölen,boğularakölen,göçükaltındakalarak ölen ve Allah yolunda ölen.”1
Doğal afetler, ülkemizde sıkça yaşanan ve insanlara maddi-ma- nevi büyük kayıplara sebep olan durumlardır. Bunun neticesinde büyük acılar yaşanmaktadır. Söz konusu hadislerde geçen durum- ların tamamında acılı sinelere derman olacak vaatler bulunmakta- dır.Bu sayede inançlı bireyler başlarına gelen bela ve musibetlere karşıdirenmegücünesahipolacak,maddivemanevisıkıntıları bir nebze de olsa hafifleyecek, psikolojik açıdan rahatlayacaklar- dır. Zira er geç her insan ölüm gerçeğiyle yüzleşecektir. Depremve sel gibi doğal afetler durumunda kendi yakınlarıyla tecrübe edebileceği gibi nihayetinde kişinin kendisi de bunu yaşayacaktır. Ölümden sonraki hayatta vadedilen bu müjdeler her iki durumda da kendisine fayda sağlayacaktır.
1 Buhârî,“Cihad”,31(No.2829)4/24;“Tıb”,29,7/131(No.5733).
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
Sonuç
Müslümanlar, ahiret inancınasahiptirler. Kişi dünyadaki inan- cı,yapıpettikleriçerçevesindeahirethayatınışekillendirecektir. Ancak dünyada insanın gücünü aşan ve onu çaresiz bırakan birçok hadise meydana gelmektedir. Olağanüstü olarak nitelendirdiğimiz salgın,deprem,sel,yangıngibifelaketlerbunlarınbaşlıcalarıdır. İnsanlarasayısızlütuftabulunanAllahTeâlâsözkonusubuzorlu durumlarakarşılıkkendisineteslimolupsabırgösterenleriayrıca ödüllendirecektir.
Hz. Peygamber de olağanüstü durumlarda kişiye verilecek pek çok karşılıktan söz etmiştir. Çalışmamızda incelediğimiz rivayetler çerçevesinde maddi ve manevi sıkıntıların tamamına karşılık in- sana sabrettiğinin karşılığı olarak asıl ebedî olan ahiret hayatında çeşitli mükâfatlar verilecektir. İnsanların karşılaşabileceği olağa- nüstü haller, genel itibariyle yaralanma, kronik hastalık, ölüm, sal- gın, deprem, sel ve yangın gibi durumlardır. Bunların birçoğu Hz. Peygamber’in hadislerinde geçmekte ve bunlara karşılık müjdeler verilmektedir. Bu müjdeler günahların affı, ahirette en üstün paye olan şehadet sevabı ve cennet şeklindedir.
Hz. Peygamber, başta olağanüstü olarak tanımladığımız in- sanlarındünyadakarşılaşacaklarızorludurumlardaonlarıteskin etme konusunda kendilerine manevi danışmanlık hizmeti vermiş- tir. Ayrıca insanların musibetlere karşı müspet bir bakış açısının geliştirmesinekatkıdabulunmuştur.Busayedeinsanlarınacısını azaltmış, psikolojik olarak rahatlatmış, nihayetinde ölümün gerçe- ğininbiryoklukolmayıpebedihayatabirkapıaralamaolduğunu vebundankorkulmamasıgerektiğiniümmetineöğretmiştir.Ola- ğanüstü durumlarda insana en zor gelen acılardan biri olan yakın- larının kaybını teskin ederken, yakınlarının acılarını hafifletme bağlamındaölenkişilereebedihayattaverilecekolanmüjdelerden sözetmiştir.Haddizatındadünyahayatınıahiretiçinbirkurtuluş vesilesikılmayaçalışanMüslümanlara,ahiretsaadetinimüjdeleye-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
rek onlara umut ışığı olmuştur. Bu sayede hayata gözlerini yuman kişilerin acılarını hafifletmiş, yaralanan, maddi ve manevi sıkıntı çekenlerin hayata umutla bakmalarına vesile olmuştur.
İnsanlar için mükemmel bir örnek olan Hz. Peygamber’in bu müjdeleri çeşitli sıkıntılarla karşılaşan günümüz insanına bir umut ışığı olması gerekmektedir. Dolayısıyla olağanüstü durumlarda in- sanların teskini ve tesellisi için bu müjdelerin kendilerine telkin edilmesi hayati bir öneme sahip olacaktır.
Kaynakça
Ahmedb.Hanbel,Ahmed.el-Müsned.thk.Şuaybel-Arneûtvd.
Beyrût:Müessesetu’r-Risâle,1999.
Altun, İsmail. “Hz. Peygamber’in Şehit Aileleriyle Münasebetle- ri”.EkevAkademiDergisi14/44(2010),227-246.
Aydın, Garip. “Manevi Destek Bağlamında Hz. Peygamber’in Hastalara Yaklaşımı”. bilimname XXXI, 2016/2, 249-274.
Aydın,Garip.AyetveHadislerIşınğındaHastalaraManeviDestek.
Kayseri:KimlikYayınları,2019..
Aynî, Ebu Muhammed Mahmud b. Ahmed b. Musab. Ahmed b. Hü- seyinBedruddin.Umetu’l-KârîŞerhuSahîhi’l-BuhârîBeyrut:Dâruİh- yâi’t-Turâsi’l-Arabiy,ts.25Cilt.
Başar, Serpil. “Kur’an ve Buhârî’nin Kitabu’l-Merdâ Rivayetle-riÇerçevesindeHastalaraManeviYaklaşım”.Araştırmaveİnceleme 25/3 (2014), 137-146.
Boztilki,Melike,Ardıç,Elif.“ManeviyatveSağlık”.JAREN
(2017/3),39-45.
Buhârî, Ebû Abdillâh Muhammed b. İsmail. el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ. nşr.MuhammedZüheyrb.Nasr.8Cilt.b.y.:DâruTavki’n-Necât,2. Basım, 1422/2001.
Büyükyıldız, Fatih. Hadislerde Şehitlik Kavramı. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2010.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
Cebeci, Suat. Dinî Danışma ve Rehberlik. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2012.
Çağlan, Kevser. Psikolojik Hastalıkların Yanlış Yorumlanması Ve İnançEksikliğiOlarakDamgalanmasıSürecindeManeviDestekİhtiyacı. İstanbul: İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2019).
Çam,M.Olcay,Uğuryol,Merve.“RuhsalHastalıktanİyileşmeye KültürelEtki”.PsikiyatrideGüncelYaklaşımlar,11(1,2019),55-64.
Dağlıoğlu,Ufuk.“HükmîŞehitlikleİlgiliRivayetlerinTedkîki”.An- kara: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2014.
Eraslan, Abdulvasıf. “Taun Rivayetleri Çerçevesinde Hadis Şâ- rihlerinin Hz. Peygamberin Karantina Tavsiyesine Yönelik Yakla-şımları”. Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 11/25, 487-511. Erol, Ayten. “İslam Hukukunda Şehitlik Bağlamında Şehit Aile- lerininManeviTemelliSosyalKoruması”.ElektronikSosyalBilim-
lerDergisi18/72(2019),2105-2128.
Halil,Hüseyin.Kur’ân’daŞehadetKavramı.Bursa:UludağÜniver- sitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2015..
Horozcu, Ümit. “Tecrübî Araştırmalar Işığında Dindarlık ve Ma- neviyat ile Ruhsal ve Bedensel Sağlık Arasındaki İlişki”. MilelVeNi- hal, 7/1 (2010), 209-240.
İbn Hacer, Ahmed b. Ali b. Muhammed b. Mahmûd b. Ahmed el-ʿAskalânî.Bezlü’l-mâʿûnfîfażli’’ṭ-ṭâʿûn.thk.AhmedʿUsâmAbdul- kadir el-Kâtib. Riyâd: Dâru’lʿAsime, 1406/1986.
İbnHiŞam,EbûMuhammedCemâlüddînAbdülmelikb.HiŞam
b.Eyyûbel-Himyerîel-Meâfirîel-Basrîel-Mısrî.es-Sîretü’n-Nebeviy- ye. thk. Tahâ Abdurrauf Sad. B.y: Şirketu’Tibai’l-Fenniyyeti’l-Müt- tehide, ts.
İbnRâhuye,EbûYaʿkûbİshâkb.İbrâhîmel-Mervezî.Müsned.thk. Abdulğafûr b. Abdilhak. 5 Cilt. Medine: Mektebetü’l-Hak, 1412/1991. Kazvînî,İbnMâce,EbûAbdillâhMuhammedb.Yezîd.Sünen.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
thk. Muhammed Fuâd Abdulbâkî. Kâhire: Dâru İhyâi’l-Kütübi’l-A- rabiyye, ts.
Koçak, Zeki. “Müslümanlar Musibetler Karşısında Nasıl Davran- malı?”.DiyanetİlmîDergi56(2020),937-980.
Mübârekfûrî, Ebü’l-Alâ Muhammed Abdurrahman b. Abdirra- him.Tühfetü’l-EhvezîbiŞerhiCâmi’s-Sağîr.Beyrut:Dâru’l-Kütübi’l-İl- miyye, ts. 10 Cilt.
Müslim, Ebü’l-Hüseyn Müslim b. el-Haccâc. el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ. nşr. Muhammed Fuâd Abdülbâkī. Beyrût: Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-ʿA- rabiyyi, ts.
Nesâî,Ahmedb.ŞuaybEbuAbdirrahman.el-Müctebâmine’s-sü- nen. thk. Abdulfettah Ebu Čudde. Halep: Mektebetu’l-Matbûâti’l-İs- lamiyye, 1986.
Önal,Recep. “Kur’an’da İmani ve AhlakiBir Tavır Olarak Sabır”.
C.Ü.İlahiyatFakültesiDergisi(12/2,2008),439-466.
Sayğın,Sümeyye.Kur’an-ıKerim’eGöreSağlamBirToplumYapısı OluşturmadaŞehadetKavramı.Konya:NecmettinErbakanÜniversi- tesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2015.
Sicistânî,EbûDâvûdSüleymânb.el-Eşas.SünenüEbîDâvûd.Am- man: Beytu’l-Efkâri’d-Devliyye, 1999.
Tayâlisî, Ebû Dâvûd Süleymân el-Basrî. Müsned. thk. Muham- med b. Abdilmuhsin. Mısır: Dâru’l-Hicr, 1999.
Tirmizî,Muhammedb.ÎsâEbuÎsâes-Sülemî.el-Camiʿu’s-ṣaḥîḥ/ Sünenu’t-Tirmizî.thk.AhmedMuhammedŞâkirvd.Beyrût:Dâruİh- yâi’t-Turâsi’l-Arabiyy, 1975.
Topaloğlu,Bekir.“Ahiret”.TürkiyeDiyanetVakfıİslâmAnsiklope- disi. 1/543-548. İstanbul: TDV Yayınları, 1988.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
GaripAYDIN1
Giriş
İnsan, birbirine zıt gibi görünen manaları ihtiva eden madde/ mana,ruh/beden arasında kalmış bir varlığı temsil etmektedir. İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli hususlardan birisi bu kavramlar anaforunda kendini, kâinatı ve yaratıcıyı bilmesidir.
1. Kavramlar(Madde-Mana-Ahlak-ManeviDestek)
Görünen varlıklar üzerinde bile ortak bir mutabakat sağlana- mazken görünmeyen, soyut şeyler hususunda bütün insanların ortak bir noktada uzlaşması kolay değildir. Bu sebeple olsa gerek madde, mana, varlık ve yokluk ile ilgili düşünce, bilgi ve teorile-rin başlangıcı ilk çağlara kadar dayanmaktadır. Manevi destek ko- nusunun alanlarının tespiti ve insanın maddi ve manevi yönünün iyi anlaşılabilmesi açısından madde ve mana kavramlarının kısaca açıklamaları yapılacaktır.
MaddeMana/ManeviyatKavramlarınınKökeni
Sözlükte, duyularla algılanabilen, boşlukta yer kaplayan, kütle- siolanhervarlık(TDK,2005:1321)içinkullanılan‘madde’kelimesi Arapça ‘da, eklendiği şeye bitişik olan ziyade anlamına gelmek- tedir. (İbn Manzur, 2006: III, 96) Yıllar önce yazılan Arapça söz- lüklerde“muttasıl”(متصل)yanibirleşikkelimesininkullanılması,
1 Dr. Öğr. Üyesi, Aksaray Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, Hadis ABD.garipaydin@aksaray.edu.tr
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
günümüzdekuantumfiziğinin,maddenindalgalarınbirleşimiyle oluştuğu teorisiyle (Tarhan, 2012: 82) paralellik arz etmesi açısın- dan dikkat çekicidir.
Madde konusu sadece felsefi, fiziki yahut kelamî entelektüel tartışmalardan ibaret olmayıp neticesinde dini, dünyevi, bilimsel yahut mezhepsel ekollerin oluşmasını sağlayan önemli bir kavram- dır. Bu konu İslam’da daha çok kelamcılar arasında tartışılmıştır. Onlar felsefî düşüncenin temel meselesi olarak var olanları konu edindikleri gibi yokluğu ve yok olanları da ele almışlardır. (Alper, 2013:34)İmamMâtürîdî(ö.333/944),cevheribizzatmevcutolan bir varlık kabul etmediğinden cisimlerin, dolayısıyla evrenin bir- leşik arazlardan ibaret olduğuna ilişkin görüşe sahiptir. Ona göre madde öncesiz değil, yokken var olmuştur. Yokluğa ve değişime maruz kalması bunu kanıtlamaktadır. (Yavuz, 2003: 168) İbn Si- na’ya(Ö.428/1037)göreisevücudagelenşeyler,sıcaklık,soğukluk, yaşlılık ve kuruluktan mürekkeptir. Bunlar da katı, yumuşak veya gaz halinde bulunur. Eşya çözülme, sıkışma ve gevşeme ile değişir. Aynı zamanda cisimler bilkuvve sonsuz bir şekilde bölünebilirler. (Taylan, 2000: 2009) İbn Sina’ya göre mutlak yokluk yoktur. Bozu- luş, yok oluş değildir. (Durusoy, 1999: 322-331)
Maddenin ezeli oluşu fikri mutezile bilginlerinden Ebu’l Hü- seyin Hayyat’ın (ö. 300/913) savunduğu bir fikirdi. Ona göre hu- dûsu anında cisim vasfına sahip bir varlık adem halinde de o vas-fa sahiptir. Ancak yine mutezile bilgini olan Cübbaî (ö. 321/933), ma’dûmun cisim sayılmasının cisimlerin kıdemi anlamına gelece-ği için bu anlayışı reddetmiştir. (Gölcük, 1998: 104) Gazzâlî’ye (ö. 505/1111) göre Allah’ın varlığı hakiki, diğerlerin varlığı mecazidir. (Yavuz, 1988: 356) Varlığın bir olduğu fikrini savunan vahdet-i vücud düşünce sisteminin kurucusu İbn Arabî’nin (ö. 638/1240) vahdeti vücud anlayışında ise nesneler mutlak varlığın tecellisidir. (Coşkun, 2008: 122) Varlıkla ilgili benzer tartışmalar günümüzdede sürmektedir.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
Maddevemana,ruhvebedentartışmalarınınkökenindeAl- lah’ın varlığı meselesi olup, varlığın aslını maddeye dayandıranlar genel olarak Allah’ın varlığını inkâr etmektedirler. (Detaylı bilgi içinbk.Kutluer,2003:306)Herşeyimaddedenibaretgörüpma- neviyatıvemanevikuvvetleriinkâredenlergeçmişteolduğugibi günümüzde de mevcuttur. Gelecekte de olacaktır. İnsan ruhunu, onun içinde var olan duyguların kaynağını, onun fıtratını bilme- yenlerinyahutinkâredenlerinmanevidesteğikabuletmeyeceği açıktır.
Kur’an’ı-Kerim, yerlerin ve göklerin yoktan var edildiğini ha-ber vermiştir. Otuz beşinci sureye ad olan ‘Fatır’ kelimesi (فاِطِر), yoktanvaretmek,ilkdefaortayaçıkarmak(والختراعالبتداء) ma- nalarına gelmektedir. (İbn Manzur, 2006: V, 55) Kur’an’da göklerin ve yerin yaratılışında bir şeyi ilk defa ortaya çıkaran manasında Allah’ınBedi‘(َبِديُع)ismizikredilmektedir.(Bakara,,2/117;En’am, 6/101) Kur‘an-ı Kerim’de maddenin ezelî olmadığı gibi ebedî de olmadığı beyan edilmiş, Allah’ın zatından başka herşeyin yok ola- cağızikredilmiştir.(Kasas,28/88;Rahman,55/26-27)Ayettegeçen yokolmak,ölmekyahutcüzlereayrılmaksuretiyleyararlanabi- lir olmaktan çıkmak yahut başkalaşım olarak da tefsir edilmiştir. (Râzî, 1993: 573-576) Buharî, ‘yaratılışın başlangıcı’ adlı kitabına, ‘ilk olarak mahlukatı yaratıp sonra bunu (yaratmayı) tekrarlayan O’dur.’ (Rum, 30/27) ayeti ile başlayarak (Buharî, Bedü’l-Halk, 1) kâinattaki varlığın sonradan yaratıldığını ve bunun devam ettiğini vurgulamıştır. Sonrasında naklettiği, “Allah vardı O’nunla birlikte hiçbir şey yoktu” rivayeti (Buharî, Bedü’l-Halk, 1) Allah’tan başka hiçbir şeyin ezelî olmadığını teyit etmektedir. Hadislerde neyin ilk yaratıldığı ile ilgili farklılıklar olsa da mahlûkatın sonradan yara- tıldığında ittifak vardır. Hz. Peygamber bir duasında, Allah’ım! Sen evvelsin,sendenönce hiçbirşey yok (َْشٌءَقْبَلَكَفَلْيَساَلأَّوُلَأْنَتالَّلُهَّم) sen ahirsin, senden sonra da hiçbir şey yok (َْشٌءَبْعَدَكَفَلْيَسالآِخُرَوَأْنَت) buyurması(Müslim,Zikir,17;EbuDavud,Edeb,107)mahlûkatın
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
muhdes olduğunu açık bir şekilde göstermektedir. İbn Hacer (ö. 852/1448), bu rivayetin Allah ile beraber hiçbir şey olmadığına ve mahlukatyaratılmadanönceyokluğa(العدم)açıkşekildedeliloldu- ğunu söylemiştir. (İbn Hacer, 2001 VI: 289)
Teknolojik gelişmelerin bunca hızına rağmen, mana, ruh, sevgi, nefret,aşkgibikavramlarkonusundainsanlarayeterlivedoyurucu bilgiler sunulamamaktadır. Hayatı sadece maddeden ibaret görüp manayı ve ruhu inkâr edenler, bilgiyi ve bilimi sadece beş duyuya indirgeyenler kendi içindeki soruları da cevapsız bırakmaktadırlar. Maddiolanınkarşıtı,görülmeyen,ruhani,tinsel,soyut,duyu- larlasezilebilenanlamlarınagelenmaneviyat(TDK,2005:1339), kalple kavranıp bilinen şey demektir. Şeylerin zihindeki varlıkları- nabaşkabiryönden‘mana’denilmektedir.Bedenehayatverenve ilahi bir nefes olan ruh ise, sözlüklerde bedenin zıddı olarak kul-lanılmaktadır. (İbn Manzur, 2006: II, 455) Başka bir tarifte manevi- yat, insanın var edenle olan bağıdır ve dolayısıyla ilahi kaynaklıdır. İnsankendisiyle,yaniözüyleiletişimegeçtiğindeilahiolanlada iletişime geçmiş olur. Çünkü özü, ilahi olanın niteliklerini taşımak- tadır.(Özdoğan,2005:140-151)Maneviyatkelimesimuhtevasında moral,yürekgücü,cesaretgibianlamlarıdabarındırmaktadır. (Düzgüner, 2013: 10) İnsanın nesnelere ilişkin hissî, hayalî, vehmi veaklidüzeydekibilgileribumanadanoluşmaktadır.(İbnSina, 2005: 26) Gazzâlî, anlama ve idrakin beş duyu organı ve beş hisle olacağını söyledikten sonra, beş hissi; hayal, düşünme, ezberleme, hatırlama ve vehim kuvveti olarak açıklamıştır. (Gazzâlî, 1971: 21) Hissî olan bu beş şey görülmediği hâlde bunları inkâr eden yok-tur.Bedenveruhtanmüteşekkilolduğukabuledileninsanınmana yönünü en üst düzeyde temsil eden maneviyat, tıbbi ve sosyal hiz- metlerdehastanınmevcutdurumuylabarışıkolmasınısağlayan önemli bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım ile hayatın anlamı ve gayesi,ölümünhikmetyönüdilegetirilerek,kişininhuzuruvemutluluğu
hedeflenir.(Seyyar,2010:217)
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
2. ManeviDesteğinMahiyeti
Kişilerinbedenlerininyanındaruhsağlıklarınındakorunma- sı, onların tam bir huzur halinde olması açısından önem arz et- mektedir.Busebepletarihboyuncahastalarsadecemaddiilaçlarla değil ‘manevi destek’ denilebilecek telkin, dua, okuma gibi soyut, su, müzik gibi somut yöntemlerle de tedavi edilmişlerdir. Soyut bir kavram olması sebebiyle manevi destek denildiği zaman ne yapıla- cağı, nasıl yapılacağı sorusu kişiden kişiye farklılık arz edebilmekte herkes farklı şekilde anlayabilmektedir. Bu çalışmada İslam ahlak âlimlerinin görüşleri de dikkate alınarak manevi destekten ne an- laşılması gerektiği tespit edilmeye çalışılacaktır.
Kur’an’da beş duyu ile görülmeyen, duyulmayan ve hissedil- meyen ancak akıl ve kalple bilinen ve hissedilen şeylere vurgu çoktur. Hatta inancın temeli tamamen bu kavramlara dayanmak- tadır. Çünkü en başta Allah, Kur’an’ın merkezindedir ve beş duyu ile bilinemez. Bunun yanında, yeniden dirilme, ahiret hayatı, cen- net,cehennem,melek,cingibizahiriolarakgörünmeyenonlar- ca varlık ve kavramlar zikredilir. Dünya hayatının zahir ve batın yönlerinin olduğunu, inanmayanların sadece dünyanın zahir (beş duyu ile sınırlı) yönünü bilecekleri haber verilir. (Rum, 30/7) Bu ayet, inanmayanların dünyaya ait işleri bilecekleri, ahirete ait işle- ri ise bilmeyecekleri şeklinde tefsir edilmiştir. (Kurtubi, 1964: XIV, 7) Başka bir ayette müşrikler için necis/pis (نجس) ifadesi kullanıl- mıştır. (Tevbe, 9/28) Buradaki pisliğin hükmi (gözle görülmeyen) bir pislik olduğu söylenmiştir. (Taberi, ty.: XIV, 191) Olayların ve hadiselerin gözüktüğünden farklı olabileceği Kur’an’ın dikkat çek- tiği bir noktadır.
Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın inananlara manevi desteği ile birlik- te meleklerin de insanlara manevi desteğiyle ilgili ayetler mevcut- tur.(Feth,48/4,7;Tevbe,9/26)Allah(el-Velî),müminlerinyardım- cısıdır.(Al-iİmran,3/122)İnananlarahemdünyadahemahirette Allah tarafından yardım edileceği vaat edilmiştir. (Mü’min, 40/51) EğerAllah’ınyardımıgelecekolursaaslamağlubiyetinolmayacağı,
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
O yardım etmezse kimsenin bir çare bulamayacağı belirtilmiştir. (Al-iİmran,3/160;Muhammed,47/7)AyrıcaAllah’ıninananla- ra melekler ordusunu göndermesi (Al-i İmran, 3/124; Enfal, 8/9)ve onlarla müminlere destek vermesi manevi bir güçtür. Gerçek güç ve kudret sahibi Allah olduğu hâlde melekleri göndermesinin sebebini Kur’an, “Müminlerin kalplerinin yatışması ve onlar için müjde olması şeklinde açıklamaktadır. (Al-i İmran, 3/126; Enfal, 8/10) Ancak meleklerin manevi destek olarak gönderilmesi, istika- met üzere olma şartına bağlanmıştır. (Fussilet, 41/30-32.)
Kur’an’dabeyanedilen,‘Allah’ınmüminlerikatındanbirruh ile desteklemesini’ (Mücadele, 58/22) İbnu’l-Kayyım (ö. 751/1350) kuvvet, sebat ve yardım olarak açıklamıştır. (İbnu’l-Kayyım, 1993: 205) İbn Abbas, müminlerin işleri, bu manevi destekleme ve ilahi yardımla hayat bulduğu için “katından bir ruh ile destek” tabiri-nin kullanıldığını söylemiştir. (Râzî, 1993: XXI, 393-394) Kur’an’da zikredilen manevi desteklerin müstakil bir çalışmada araştırılması gerekir. Burada kısaca değinilmesi, gözle görülmeyen bu kuvvet- lerin insanın ruhsal dünyasına yaptığı katkıları göstermesine dik- katleri çekmek içindir.
Madde ile manayı kesin çizgilerle ayırmanın zorluğuyla birlikte kişinin inanç dünyasıyla alakalı olan, tevekkül, dua, ibadet, telkin, okuma gibi dinî konular; ümit, sevgi, saygı, güven gibi psikolojik kavramlar;müzik,su,yürüyüşgibitıbbitedavinindışındakipsiko- lojikdestekniteliğitaşıyanveruhsaldengeninoluşmasınakatkı sağlayanmeşruuygulamalarmanevidestekkavramıçerçevesin- de değerlendirilmelidir. (Ruhsal dengenin subjektifliğiyle ilgili bk. Yapıcı, 2011: 27-31) Burada ruhsal denge kavramının kullanılması manevidesteğinahlakfelsefesiyleilişkisisebebiyledir.
ManeviDesteğinAhlakFelsefesiyleİlişkisi
Ahlak,Arapça’da“seciye,tabiat,huy”gibimanalaragelenhulk veyahulukkelimesininçoğuludur.(İbnManzur,2006:III,197)Kla-
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
sik ahlak felsefelerinde ahlak ilminin gayesi mutluluğu kazanmak ve mutsuzluktan kurtulmak olarak açıklanmıştır. (Çağrıcı, 1995: 222) Bu alanda eser veren bilginler güzel ahlakın temeli kabul edilen hikmet, iffet, şecaat ve adalet ile kötü ahlakın temeli kabul edilen, cehalet, şehvet, korkaklık, zulüm konularına ağırlık vermiş- ler ve insanlarda bulunan bu temel kuvvetlerin dengelenmesi için çözümler üretmeye çalışmışlardır. Bu sebeple olsa gerek hem Hi- pokrat hem Galen tıp ile ahlakı ayırmamış, ruhun bedeni, bedenin ruhu etkilediğine inanmışlar ve hastalarını bu anlayışa göre tedavi etmişlerdir. (İbn Bahtişû, 2014: 17-20) Buna göre güzel ahlakın or- taya çıkması ve mutluluğun yakalanması manevi kuvvelerin den- gesine bağlanmıştır. Bütün insanlarda var olan akıl, öfke ve şehvet kuvvetinin dengesi ile meydana gelen, hikmet, iffet ve şecaatın in- sandamelekehalinegelmesigüzelahlaktır.Manevidestektehedef budur.
İslam ahlak felsefesine göre insan ruhunun (nefs) başlıcagüçleri nâtık güç (akıl), şehvet ve gazap gücü şeklinde üçe ayrıl- mıştır. (Çağrıcı, 1996: 436) Hastalıkların meşguliyet, şok, telkin, müzik ve ilaçla tedavi yollarını göstererek bugünkü modern psi- kiyatrinin kurucusu olduğu da söylenen (Durusoy, 1999: 335)İbn Sina (ö.427/1037),kuvvetleri nefsani, tabii ve hayvani olarak üçe ayırmış, yaşam kuvvelerin merkezi ve fiil yerinin kalp olduğunu söylemiştir. (İbn Sina, 1999: 94) Kindî’ye (ö. 252/866) göre, kişinin hüzünlere gark olmasındaki sebeplerin başında akıl yoksunluğu, kontrolsüz şehvet ve öfke duyguları gelir ki bunlar kralları köleleş- tirenduygulardır.(Kindî,1998:32-35)AynıdönemdeyaşayanCâhız (ö. 255/869) da nefsi kuvvetleri üçe ayırmış bunları şehvet, gazap ve akıl olarak açıklamıştır. Nefsi terbiye ederek, eğitimle, riyazatla, hilimle, güzel alışkanlıkları ısrarla yaparak güzel ahlaka ulaşıla- cağını söylemiştir. (Câhız, 1989: 14-15) İnsanda iyi ve kötüyü ayırt edici fikir (akıl) kuvveti, tehlikelere karşı korunma duygusunu ih- tivaedengazapkuvveti,bütünistekvearzularınkaynağıiseşeh-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
vet kuvvetidir. Bunların uyumlu ve dengeli olmasından faziletler, dengesiz olmasından rezîletler ortaya çıkar. (Tûsî, 2007: 149-150) Rezîletler, hangi derecelerde olursa olsun, hepsi nefs hastalıkların- dandır. Bundan ötürü insan, kendisinin en yüksek kemal mertebe- sine, gerçek huzur ve mutluluğa, ancak ruhunu temizlemek ve saf hâle getirmekle ulaşabilir. Bu da bedene ait lezzetlere ve zevklere aldanmamak ve hayvanlar gibi şehvetlere boyun eğmemekle hasıl olur. (Sunar, 1980: 39-81)
İnsan psikolojisi ve tıp ilmi üzerinde çalışan İslam bilginlerine göre insanın ahlaki düşünce ve davranışları ile yaşadığı psikoloji arasında sıkı bir ilişki vardır. “Ruhanî Tıp” kavramını ilk defa kul- lanan ve bu başlıkla bir eser yazan Ebu Bekir er-Razî, (ö. 313/925) eserinde tıp ile manevi hastalıkların ilişkisini kurmuş, kalbin has- talıklarını ortaya çıkararak, tedavi yollarını ve iyileştirme çaba- larını bulmaya çalışmıştır. Müellif burada, “et-Tıbbu’r-Ruhânî” kavramını, itidali öğreten, psikolojik şartlar vasıtasıyla ruh ve be- den sağlığını korumayı amaçlayan ilim olarak tarif etmiştir. (Razi, 2004: 18) İbn Bahtişû (ö. 450/1058) yazmış olduğu “Risaletü’n fi’t- Tıbbve’l-Ahdasi’n-Nefsaniyye”adlıeserindeinsanınbirbütünolarak ele alındığı bir sistem ortaya koymaktadır. Bu sisteme göre insan bedeni, karakteri ve ruhu sağlıklı olduğu sürece sağlıklı addedilir. (İbn Bahtişu, 2014: 13) Dünya Sağlık Örgütünün sağlık tanımı ile yaklaşık bin yıl önce yapılan sağlık tanımının aynı olması dikkat çekicidir.
Gazzâlî, (ö. 505/1111) insanın yaratılışında ve terkibinde şai- beler(شوائب)olduğunu,bunlarınneticesindeyırtıcılık,hayvanlık, şeytanlık ve rabbaniyet olmak üzere dört tane sıfatın toplandığını söylemiştir. Ona göre öfke kişiye musallat olunca yırtıcılık vasfı, şehvet hâkim olunca cinsel sapıklıklar ve azgınlıklar peyda oluyor. (Gazzâlî, ty. III, 10.) Fahruddin er-Râzî, (ö. 606/1210) İslam ahlakıy- la psikolojiyi birleştirmek, hatta psikolojiyi İslam ahlakının temeli yapmakistemiştir.(Kutluer,2000:150)Razî,üçkuvveteartı olarak
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
vehim kuvvetini eklemiş, bütün kötülüklerin kaynağının bu kuv- vetler, ibadetlerin gayesinin ise şehvet, gazab ve vehim kuvvetle- rini ezmek olduğunu söylemiştir. Ona göre Cenâb-ı Allah, “Hac‘da cinsi münasebet, fâsıklık ve cidâl yoktur.” (Bakara, 2/197) buyura- rakbukuvvetleredikkatçekmiştir.(Râzî,1993:IV,498-499)Manevi destek uygulamalarında insanın manevi kuvvelerini bilmekle bir- likte bu kuvvelerin merkezlerini ve kontrol yerlerinin de bilinmesi gerekmektedir. Bu sebeple Kur’an’da insanın yaşamış olduğu duy- guların merkezi konumunda olan kalp ile ona kötü işleri emreden nefis ve bunları kontrol eden akıl kuvvetinin üzerinde ayrıca du- rulmalıdır. (Geniş bilgi için bkz. Aydın, 2015: 22-32)
Dikkat edilecek olursa ahlak âlimlerinin ve daha önceki filozof- larınneredeyseittifakettiklerienönemlinokta,manevikuvveler arasındakiitidalvedengedir.Buçerçevedemanevidestek,“kişi- lerinruhsalaçıdandengelibirhâlegetirilmesi”anlamındakulla- nılacaktır. Bu bağlamda geliştirmiş olduğumuz manevi desteğin tanımışudur:Bütüninsanlardaortakolarakbulunanakıl,öfkeve şehvetgibimanevikuvvelerindengesininbozulmasıylaortayaçı- kan korku, gazap, hırs, stres, bunalım, anlamsızlık, depresyon gibi tümruhsalbunalımlarınvahyinışığındayenidendengelibirhâle getirilmesidir.
Hastalara manevi destek sağlanırken cevaplanması gereken sorulardan biri, bu desteği alan kişinin neticede ne elde etmiş olacağıdır. İkincisi manevi destek veren kişi hastanın ruhsal ola- rakdüzeldiğinineredenbilecektir.Kişidindarolduğu,ibadetleri- nitamolarakgerçekleştirdiğihâlde,ruhsalbunalımlaryaşamaya devamediyorsaneolacaktır?İştebusorularıncevaplanmasıve manevi destek uygulamasında belli bir standardın oluşması için İslam ahlak âlimlerinin geliştirmiş oldukları teoriler dikkate alına- cak,bütüninsanlardaortakolankuvvelerindengelihalegelmesi esas olacaktır. Manevi destekle ilgili yeni geliştirdiğimiz bu tanıma göre,sadecehastanelerdeyatanhastalardeğil,bütünmusibetze-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
deler hatta herhangi bir bela ve musibete uğramadığı hâlde farklı nedenlerle ruhsal bunalım geçiren herkes manevi destek kavramı içerisine dâhil olmuş olacaktır.
3. OlağanüstüDurumlardaAhlakÂlimlerininÇözümÖnerileri
Aristo’yaisnatedilenaltınortayanibütünduygulardaden- ge sağlama fikrini İslam ahlak âlimleri de benimsemiş ve bütün insanlarda var olan akıl, öfke ve şehvet kuvvetlerinin dengesiyle birlikte erdemlere ve mutluluğa ulaşılacağını böylelikle hem ola- ğan hem olağanüstü durumlarda insanın itidalini koruyacağını söylemişlerdir.
Olağanüstü durumlarda ortaya çıkan duygu genel olarak korku ve kaygıdır. Sözlükte “korkmak, kaygılanmak, endişe duymak” gibi anlamlara gelen Arapça “havf” (خوف) kelimesi, genellikle ‘hoşla- nılmayan bir durumun başa gelmesinden veya arzulanan bir şe-yin elde edilememesinden duyulan kaygı’ şeklinde tanımlanmıştır. (Cürcanî,1888:46;İbnManzur,2006:III,252)Korkularıntemelinde ayrıca insanın maddi olan şeyleri kaybetme ve onlardan yoksun olma kaygısı da yatmaktadır. (Merter, 2009: 391)
İslam düşünce tarihinde fazîlet-rezîlet teorisi çerçevesinde başlıcaerdemsizliklerarasındakorkaklığadayerverilmiştir.Kor- kaklık bir tür hastalık kabul edilmiş ve tedavi yolları gösterilmiştir. (Çağrıcı, 2002: 203) Gazzâlî’nin (ö. 505/1111), “İleride kötü bir du- rumla karşılaşılacağı beklentisinin insanın ruhunda sebep olduğu elemvehuzursuzluk”(Gazzâlî,ty.,IV,286)şeklindekitanımıise korkuya(havf)psikolojikaçıdanbakanbiryaklaşımıifadeetmek- tedir.İbnMiskeveyhisekorkuyudörtkötütemelahlaktan(rezîlet- ten)biriolarakgörmüştür.(Sunar,1980:41)
Sözlükte, şiddetve musibet anındakalbinmetin olması anlamı- na gelen şecaat kelimesi, korkaklık (cübn) ile cahilce cesaretin (te- hevvür) ortası, dengeli hâlidir. (İbnü’l-Esir, 1979: V, 399) Aristo’ya görecesurbirinsan,gerçektenkorkulacakşeylerden,gerektiği
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
kadar korkan, daima rasyonel bir ruh taşıyan ve kendinden emin, daima soğukkanlı ve basiretli bir insandır. Her şeyden korkan in- sanlar, daima kederli ve ümitsiz ve hareketsizdirler. Bu tür korkak insanlar her hangi ıstıraplı haller karşısında intihara meylederlerve bu hallerden ancak bu suretle kurtulmak isterler. (Sunar, 1980: 107)
Olağanüstüdurumlardadainsanlarbüyükkorkularakapılırlar vebukorkularıntemelindeölümkorkusuvardır.Üzüntüveölüm korkusuprobleminiİslamdünyasındailkkezfelsefibirtarzdaele alanKindî’ye,(ö.252/866)göre,nefsinacıdankurtulmasıancak ahlakitedaviilemümkündür.Onagörehiçmusibeteuğramamak demek,hiçvarolmamakdemektir.Buistekisetabiataaykırıdır. (Kindî,2015:18-19)Eflatun(ö.M:Ö:427-347)veKindîeserlerin- deölümkorkusunadikkatleriçekmişler,ölümünkötübirşeyol- madığını,insantabiatınıntamamlayıcısıolduğunusöyleyerekbu problemi halletmeye çalışmışlardır. (Kindî, 2015: 25) Burada ölüm korkusu ile ölüm kaygısını ayırt etmek gerekir. Ölüm kaygısı bi- reyintümhayatınayayılanbirendişeiken,ölümkorkusuölümü hatırlatanbirunsurilekarşılaşıldığındaortayaçıkmaktadır.(Ay- ten, 2018: 33) Günümüzde insanların ölümden korkması eğitim sisteminedeyansımışbukonularhakkındakonuşmakveinsanla- rıbilgilendirmekadetakerihgörülmüştür.Çokyüksekpuanlarla üniversite okuyan insanların bu konuyla ilgili yeterli bilgi sahibi olmayışlarıbireksikliktir.Hayatnekadargerçeklikiseölümünde okadargerçeklikolduğu,ölümvesonrasıileilgilibilgilervehayat felsefesibütününiversitelerdedersolarakokutulmalıdır.
Ebubekir er-Razî’ye (ö. 313/925) göreinsanı en çok üzen duygu-
lardan biri olan, “sevilen şeylerin kaybolması ve istenen şeylerin elde edilememesi” halindeki duyguları kontrol etmek gerekir. Bu problemin çözümü için onun getirmiş olduğu çözüm şudur: “İn- san,sevilenveeldeedilmekistenenşeylerinoluşvebozuluşakonu olduklarınıbilmelivesahipolunduklarısüreceverdiklerihazzın,
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
kaybedildiklerizamanvereceklerielemdendahaazolduğunubi- lerek onları kaybedeceği ana karşı önceden hazırlıklı olmalı ve bu- nun kaçınılmaz olduğunu düşünmelidir.” (Razî, 2004: 29) Ona göre nefsinistekvearzularınıengellemek,onlarıkontrolaltındatutmak kişiyitutsaklıktankurtarır.İnsanlarıntabiatlarıilesosya-kültürel vepsikolojikfarklılıklarıdikkatealınarak,kolayolandanzorolana doğru bir metot takip edilerek onlara ahlaki eğitim verilmelidir. (Razî,2004:25-27)Razîayrıcabaşagelensıkıntılardankurtulmak isteyenakıllıkişininyapacağışeyin,üzüntününnedenihakkında düşünmekolduğunusöylemiştir.Eğerüzüntününgiderilmesiel- dengeliyorsaonuniçinçabalamalıveonuortadankaldırmalıdır. Üzüntüyü gidermek elinde olan bir şey değilse hemen dikkatini başkayöneçevirerekonuunutmayaçalışmalı,odüşünceyiiçinden atmalıdır.Onunbuşartlardakederlenmeyedevametmesiniiste- yen akıl değil, hevadır. (Razî, 2004: 110) Aynı zamanda tıp doktoru da olan Razî’nin ahlaka yaptığı vurgular önemlidir. Ahlaki eğitimin bir süreç içerisinde olması gerektiği ve insanların seviyelerinin göz önündebulundurulmasıgerektiğidüşüncesiçağdaşteorilereuy- gundur. Düşmanlara karşı savunma sanayi nasıl geliştiriliyor ve ül- keyidüşmanlardankorumakiçinöncedenhazırlıklaryapılıyorsa, olağanüstü durumlara karşı da insanlar önceden bilgilendirilmeli, maddivemanevihazırlıklarartırılmalıdır.Aksihâldeşokvetrav- maların derecesi yükselecektir.
AynızamandatıpdoktoruolanEbuZeydel-Belhî(ö.322/934)
her korkunun kişiyi paniğe sevk etmediğini, korkunun ifrat nok- tasıolandehşetderecesininzararlıolduğunuveinsanınyapısını değiştirdiğini söylemiştir. Ayrıca her insanın başına katlanacağı nahoşşeyleringeleceğiniancakinsanlarınbunuiçlerindeşiddet- litedirginliğedönüştürdüklerinisöylemiştir.Belhîçözümolarak, dahaöncebenzerşeyleriyaşamışkimselerindüşünülmesikorku- larıuzaklaştırmaya,korktuğuşeydenkurtulacağınadairumudun korkuyuatmayakatkısağlayacağınısöylemiştir.Onagörekorkak-
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
lığın utanılacak bir şey olduğunu düşünmek o korkuyu yenmeye sebep olacaktır. Bu noktada gurur duygusundan yardım almalıdır. (Belhî,2012:472-478)Günümüzterapilerindeinsanlarıkorktukları şeylerle yüzleştirmeleri tavsiyesini bundan yaklaşık bin yıl önce Belhî yapmıştır. Dikkat çeken diğer bir husus normalde gurur duy- gusu yerilirken korkuyu yenmede kullanılması dikkat çekicidir. Belhî’nin korku duygusunun giderilmesi için getirdiği önemli ve en etkili gördüğü çözümlerden biri bilgidir. Temyiz kuvvesi gelişme- miş bir çocuk nasıl korkulmaması gereken şeylerden korkuyorsa, korkulmaması gereken şeylerden korkanlar korktukları şeylerin cahili olmalarından kaynaklanmaktadır. Korktuğu şeyin üzerine gitmeli ve gerekirse defalarca tekrar etmelidir. (Belhî, 2012: 480- 486) Bu tür kimselere verilecek manevi destek korktukları şeyler hususunda onları cesaretlendirmek, bilgilendirmek ve korkulan şeylere onları aşina kılmaktır.
İbn Miskeveyh’e göre (ö. 421/1030) kişi ruhsal dengeyi sağla- yabilmesi için nefisle mücadele edip onu tasfiye etmeli böylelikle bütün olumsuzluklardan kurtulmalıdır. (Sunar, 1980: 197) Aynı şe- kilde İbn Sina’ya (ö. 428/1037) göre mutluluğa ulaşmak için, aklı kullanmak, maddeye hâkim olmak ve nefsi tasfiye etmek gerekir. (Taylan, 2000: 217)İbn Hazm, (ö.456/1054) insanların peşinden koştuğu tek hedefin kaygı ve korkudan kurtulma olduğunu ancak bazıkimselerinbuhedefeulaşmadayöntemhatasıyaptığınısöyle- miştir.(İbnHazm,2012:29)Onagörekorkudanvekaygıdankurtul- manın tek yolunun ahiret için gereken amelleri işlemek suretiyle Allah’a yönelmekten başka yolu yoktur. Allah’a yönelen kimseler bazı sıkıntılarla imtihan edilseler bazı musibetlere uğrasalar bile kaygı ve korku duymazlar, sevinçli ve mutlu olurlar. Bu sebeple kaygılardan kurtulmanın tek yolu Allah için çalışmaktır. Bunun dı- şındakiler ahmaklıktır. (İbn Hazm, 2012: 33-37)
Gazzâlî’ye(ö.505/1111)görekorkununinsanfıtratındabulunma sebebiinsanıcehennemesürükleyenarzularıondansakındırmak
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
içindir.BütünkorkulardanAllah’ınkorumasıümitedilerekkorun- malıdır. Ancak ümit ile kuruntu karıştırılmamalıdır. Bütün tedbirle- ri alıp, yapılacaklarda kusur etmemek ve geciktirmemekle beraber beklemeyeümit(recâ)denir.(Gazzâlî,1971:631-633)Allah’ınko- rumasınasığınılarakkorkulardaneminolmakiçinAllah’ıtanımak, O’nungücüvekuvvetihakkındabilgisahibiolmakgerekir.Buse- beplemanevidestekteenönemliadımlardanbiriinsanlaraAllah’ın büyüklüğünüanlatmakveO’nungüzelisimleriniöğretmektir.
Tûsî’ye (ö. 672/1274) göre manevi hastalıkların sebebi mizaçla- rın dengesinden sapmasıdır. Korkaklık duygusu ise öfke kuvvetinin tefrithalindenortayaçıkmaktadır.Bununtedavisiisebusapmanın giderilmesi ve dengenin meydana getirilmesidir. (Tûsî, 2007: 149- 151)Onagöreerdemsizlikleritespitedip,sonrairadegücüileonla- rı yenmek gerekir. Örneğin öfke kuvveti, şehvet kuvvetini yenmek için kullanılmalıdır. Eğer bu tedavi türü de yetersiz olursa, o za- man nefsi cezalandırmak ve zor işler yaptırmakla eğitmek gerekir. (Tûsî,2007:152-153)Tûsî’ninburadasöylediğinormalzamanlarve kişininkendiiçindeyaptığımücadeleileilgilidir.Yanikişi,nefsin bütünarzularınınpeşindengitmeyerekiçindekiduygularıbirbiri- nekarşıkullanabilir.Örneğinöfkeduygusunudışardakiinsanlara yöneltmekyerinekendiahlakizaaflarınakarşıyönlendiriponları terbiye etmelidir.
İbnu’l-Kayyım’a (ö. 751/1350) göre ruhlar güçlendiğinde, nefs (ruh) ve tabiat güçleri birbirlerine o hastalığı defetmek ve yenmek için yardımcı olurlar. Ona göre doktor kalp ve ruh hastalıklarını ve onların tedavisini bildiğinde gerçek bir doktor demektir. Bu ko- nuda tecrübesi olmayan, beden durumlarının tedavisinde ehil olsa bile yarım doktordur. (İbnu’l-Kayyım, 1990. IV, 249-251) İslam ah- lakâlimlerininmezkûrteorilerinieserlerindekullananSaidNursî (ö.1960),HastalarRisalesiadlıbireseryazmışveoradayirmibeş maddedehastalaratesellivermişveherbirmaddeyi‘deva’(ilaç) olarakisimlendirmiştir.(Nursî,2017:4-81)
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
Türkiye’de ilk modern ruh sağlığı hastanesini kuran Mazhar Osman (ö. 1951) yazmış olduğu Tababet-i Ruhiye adlı eserde şöyle demektedir. “Dinin ruh üzerinde tesiri pek esaslıdır. Bu tesirin de- recesi, zamana memlekete, vasata göre değişir. Mutedil sahih bir itikada malik dindar her şahıs sinirlerini metin bir zırhla muhafaza etmektedir. Din terbiyesi insanı birçok fenalıklardan, cinnet tevlit edeceksebeplerdenkorur.”(MazharOsman,1941:257)Açıkçagö- rüldüğü üzere milattan önceki filozoflardan İslam ahlak âlimlerine vegünümüzekadarbualanlailgilieseryazmışkimselerinortakola- rak söyledikleri, insanın huzurlu, mutlu ve sürdürülebilir bir yaşam sürmesi için, Allah’ın bütün insanlara verdiği ortak duyguları yerli yerindevedengedekullanmakgerekir.Akıl,öfkeveşehvetkuvveleri dengede olduğu zaman insan erdemli bir hayat sürebilir.
Ancak insanların bu erdemlere ve ruhsal dengeye ulaşması kolay değildir. Bunun için, eğitim, mücadele ve gayret gereklidir. Olağanüstü durumlarda ise insanların ruhsal dengesi çok daha hız- lı bozulabilmektedir. Bu sebeple bu tür durumda olan kimselere maddi desteklerle birlikte manevi destekler de sağlanmalı onların akıl ve ruh sağlıkları korunmalıdır.
4. OlağanüstüDurumlardaHz.Peygamber’inTavrı
Hz. Peygamber’in yüce ahlakı bizzat Kur’an’da övülmüştür. (Ka- lem, 68/4) Elmalılı, Hz. Peygamber’in konumuzla alakalı olan ahla- kını, “Biz senin göğsünü açmadık mı” (İnşirah, 94/1) ayetini tefsir ederken(1358/1942)şöyleaçıklamıştır:“Hz.Peygamber’inkalbine inenbirnurilebütünsıkıntıverendüşüncelerdenkurtulmuştur ve gönlünde sadece tek bir düşünce kalmıştır. O düşünce de dün- yanın değersizliği ve ahiretin değerini bilmekten ibarettir. Bunun neticesinde Resulullah’ın sinesi bütün önemli şeylere açılmış, telaş etmez, ıstırap çekmez, şaşırmaz, sıkıntı ve ferah hallerinin ikisinde de gönlü rahat bulunur, yükümlü olduğu görevini eda ile meşgul olurdu.” (Elmalılı, 1992: VIII, 525-526)
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Buharî,“KorkaklıktanAllah’asığınmak!”başlığıileaçmışol- duğubölümde,Hz.Peygamber’inkorkaklıktanAllah’asığındığı- nı nakletmiştir. Enes b. Malik’ten gelen rivayette Hz. Peygamberşu şekilde dua etmiştir: “Allah’ım! Korkaklıktan, cimrilikten, aşırıihtiyarlıktan(العمرأرذل),ağırborçtan,hayatınveölümünfitnesin- den, kabir azabından, sana sığınırım.” (Buhari, Cihad, 25). Düşma- nın şerrinden emin olmak için Hz. Peygamber şöyle dua etmiştir: “Allah’ım! Senin korumanı, onlara karşı siper ediniyorum, onların şerrindensanasığınıyorum.”(EbuDavud,Vitr,30;Ahmed,IV,414) Hz.Peygamberinsanlarınenşecaatlisiolaraktavsifedildiği hâldebuhadisteniçinkorkaklıktankurtulmakiçinAllah’adua yaptığı önemli bir sorudur. Burada Hz. Peygamber’in ümmeti için örnekliği söz konusudur ve en büyük hedeflerden biri kişiye yenibir bilinç ve farkındalık kazandırmaktır. Yani öncelikle kişi içindekorkaklık duygusunun olduğunu bilecek sonra bu duyguya esir ol- mamak için adım atma bilincini geliştirecektir. Kişi öncelikle ken- disindekorkaklıkduygusununvarolduğunukabuletmezseonu dengeli bir şekle getiremez. Kişi ne kadar titrek olursa olsun ona, ‘korkak’denildiğizamanbunuenağırhakaretlerdenbirikabul eder ve tahkir edilen bir duygunun kendinde var olduğunu kabul edemez. Ancak hastalıkla birlikte bu duyguyu saklama imkanı güç- süzleşir.Kalbininderinliklerindevarolanbuduyguyüzeyeçıkar vekişiyihertarafındankuşatır.Buradakişininkorkaklıkduygusu-
naesirolmamakiçinduayapmasıçokönemlidir.
Yapılanbiraraştırmayagöreduayaenfazla,ölümleençokkarşı karşıya bulunan ve en fazla korku duyan kimseler başvurmaktadır. (Hökelekli,2008,89)Manevidestekuygulamalarındaveolağanüs- tü durumlarda duanın manevi gücünden yararlanılmalıdır. Kişinin korkulardan emin olmasının en temel ihtiyaçlardan olduğu hadis- lerde ifade edilmektedir. “Kim korkulardan emin, bedeni afiyet-te, yanında da günlük azığı olduğu hâlde sabahlarsa, sanki dünya onunolmuştur.”(Buhari,1955:112;Tirmizi,Zühd,34)Zehebî,(ö.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
748/1347)Hz.Peygamber’ininsaniçinsaadet,huzurverefahınse- beplerini bu kısa kelimelerde topladığını söylemiştir. Bunlar, iman, itminan, kemali sıhhat ve başkasına muhtaç olmayacak rızıktır. (Zehebî, 1990: 26) Gazzâlî, korkulardan emin olmayı, nefsinde ve sanatında emin olmak olarak tercüme etmiş ve hadiste zikredilen üç şeyden emin olduktan sonra başka şeyler için öfkelenmeye ve sıkıntı içine girmeye, basiretiyle (kalp gözüyle) görenler için gerek olmadığını söylemiştir. Eğer kişi bu üç şeyin dışında öfke ve korku- lara kapılıyorsa hilm ve sabır sıfatlarını kazanmak için mücahede etmeli,nefsiniterbiyeetmelidemiştir.(Gazzâlîty.III,166)Münavî, kişinin bedeni afiyette, evinde ve beldesinde selamette, günlük azığı da kifayette ise o kimsede, dünya mülkünden bütün nimetler toplanmıştır, demiştir. Ona göre böyle bir kimsenin şükre ve ta-ate yönelmesi, isyan etmemesi, ibadetlerini aksatmaması gerekir. (Münavî, 2009: VI, 88)
Hadislerde Kur’an’a paralel olarak Allah’tan başka hiçbir şey- den korkulmaması gerektiği şu şekilde ifade edilmiştir; “İnsanların hepsi sana zarar verme hususunda birleşseler Allah’ın aleyhinde yazdığı şeyden başka bir zarar veremezler.” (Tirmîzî, Kıyâme, 59) Enesb.Mâlik,Hz.Peygamber’ininsanlarınencesuru(أشجع)veen cömerdi olduğunu söylemiştir. Medine ehli bir gece (düşman bas- kınına uğradıklarını düşünerek) korktukları zaman, Nebi (as) tek başına atına binip civarı kontrol edip gelmiştir. (Buharî, Cihad, 24; Müslim,Fedail,11).Mübarekfurî(ö.1353/1935)Hz.Peygamber’in, herkesin korktuğu bir sırada onun çıplak bir ata binip yalın kılıç etrafı kontrole çıkmasını, yürekli ve kalbinin çok sağlam olduğu şeklinde açıklamıştır. (Mübarekfûrî, ty. V, 275)
“Allah size yardım ederse, artık sizi yenecek yoktur”(Al-i İmran, 3/160)ayetiniİbnAbbas,“Size,Bedirgünündeyardımettiğigibi yardımederse,sizehiçkimsegalipgelemez.Uhutgününde,sizi yardımsızbıraktığıgibiyardımsızbırakırsa,sizehiçkimseyardım edemez”şeklindetefsiretmiştir.(Râzî,1993:VII,165-166)Hz.Ebu
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Bekir, “Ben Sevr mağarasında Hz. Peygamber’in yanında idim. Bu sırada (bizi aramak için çıkmış ve mağaranın üzerine gelmiş olan) müşriklerinayakizlerinigördüm.YaResulallah!‘Bunlardanbiri eğilse bizi görecek’ dedim. Hz. Peygamber; ‘Üçüncüleri Allah olan iki kişiye kim ne yapabilir,’ buyurdu.” (Buharî, Kitabu’t-Tefsir, 144) Hz. Peygamber’in, Kur’an’da zikredilen, “Üzülme Allah bizimledir” (Tevbe 9/40) sözü kıyamete kadar gelecek inananlar için örnektir. Hz. Peygamber’in bir sefer esnasında ağacın altında dinlenirken yanınayaklaşanbirdüşmanın,kılıcıçekip,“senibenimelimden kim kurtaracak?“ demesi üzerine Resulullah‘ın hiç telaş etmeden “Allah“ demesi (Buharî, Cihad, 83), olağanüstü durumlarda Allah’a olan bağlılığın önemini göstermesi açısından dikkat çekicidir. İbn Hacer,adamkılıcıelindendüşürdüktensonraHz.Peygamber’in kılıcı eline alıp, “Şimdi seni benim elimden kim kurtaracak?” de-diğiniveadamın,“kimsekurtaramazdediğini”nakletmiştir.(İbn
Hacer,2001:VII,427)
Korkma duygusu ile korkaklık duygusunu birbirine karıştır- mamak gerekir. Normal korku insanı tedbir almaya yönlendirir ve tehlikelerden korur. Savaş durumunda namazın nöbetleşe kılınışı bu durumu göstermektedir. (Nisa, 4/101) Böyle bir korku, yaşa-mı tehdit eden tehlikelerden sakınma hususunda kişinin hayatta kalmasını temin etmektedir. (Necati, 2004: 62) Korkunun faydası, insanı sadece dünyevi felaketlerden değil, ahiret yaşantısında Al- lah’ın azabından da sakınmaya yönlendirmesidir. Böyle bir korku övülmüştür. (Bkz. İbrahim, 17/14; Naziat, 79/40,41) Allah’tan kor- karak ve O’nun rahmetini umarak dua edilmesi istenmiştir. (A’raf, 7/56) Bu sebeple insanların fıtratında var olan korkular Allah’a yönlendirilmeli, diğer bütün korkulardan O’na sığınılmalıdır.
Sonuç
Ruh ve bedenden müteşekkil olan insanın tam bir sağlık ve hu- zurlubiryaşamiçinsadecemaddiihtiyaçlarıdeğil,maneviihtitaç-
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
ları da giderilmelidir. Bu sebeple bu konuda insanlar bilinçlendiril- melimanevidestekkonususempozyum,konferans,tvprogramları vs. ile daha sık gündeme getirilmelidir.
Manevidestekkonusununtamolarakanlaşılmasıiçinmadde ve mana kavramları aynı zamanda onunla ilgili olan kavramlar üzerindedurulmalıvebualanlardamüstakilçalışmalaryapılma- lıdır. Burada kısmi olarak değinilen kavramlar zenginleştirilmeli üzerindedahaayrıntılıolarakdurulmalıdır.Manevidestekdenil- diği zaman tıbbî tedavinin gereksiz ve önemsiz kılınacağının dü- şünülmesi mezkûr kavramların bilinmemesinden kaynaklanmak- tadır.
Ahlak âlimleri olağanüstü durumlarda ortaya çıkan korku duy- gusunun dengeli hale getirilmesi için öncelikle ahlaki eğitimin verilmesi gerektiğini söylemişlerdir. Bununla birlikte şecaat, mu- sibetlere hazırlıklı olmak, dünya hayatının oluş ve bozuluş âlemi olduğunu unutmamak gerektiğini söylemişlerdir. Ayrıca kendini bilmek ve duyguları devamlı kontrol etmek, gerektiğinde zıt duy- gulardan yardım almak, bilgi, tezekkür ve tefekkür sahibi olmak, nefisle sabırla mücadele etmek tavsiyelerinde bulunmuşlardır. Ruhsal dengenin sağlanmasında Allah’ı bilmek, O’na yönelmek, O’nun için amel etmek en önemli vesilelerdendir.
Hz. Peygamber ahlaki erdemlerin en güzel örneklerini yaşantı- sıyla insanlara göstermiştir. Onun yanında yetişenler Hz. Peygam- ber’in insanların en şecaatlisi olduğunu söylemiş, herkesin korku- ya kapıldığı anlarda onun telaş etmediğini, şaşırmadığını, her türlü tedbiri alarak Allah’a yöneldiğini, O’na dua ettiğini ve sadece O’na güvendiğini nakletmişlerdir.
Son elli yıldır Batı dünyasında, son beş yıldır Türkiye’de manevi destek üzerinde önemli çalışmalar yapılmaktadır. Ancak hem Batı- da hem Türkiye’de hem de İslam dünyasında bu alanla ilgili İslam ahlak âlimlerinin çalışmaları yeterince bilinmemektedir. Onlarınbukonulardakitecrübibirikimlerigüncellenmelidir.Buçalışmada
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
denizden bir katre olarak sunulan İslam ahlak âlimlerinin çözüm- leri yüksek lisans ve doktora çalışmaları yapılacak zenginliktedir. İslam ahlak âlimlerinin ruhsal dengenin sağlanması hususunda getirmiş oldukları çözümler günümüz için ayrı önem arz etmek- tedir. Çünkü hem Batı’da hem İslam ülkelerinde bu konularda belli bir standart oluşmamıştır. Onların getirmiş oldukları çözümlerin çerçevesinin belli olması bu alanda çalışma yapanlara büyük katkı sağlayacaktır.
Olağanüstüdurumlardasadecemaddidestekleryeterlideğil- dir.Manevivepsikolojikdesteklerleruhsaldengesinikaybetmiş kimselereeluzatılmalıdır.Bunoktadasosyalmedyavedevlette- levizyonlarıaracılığıileinsanlaraulaşılmalıbukonulardainsanlar aydınlatılmalıdır. Olağanüstü durumlarda ahlak âlimlerinin ge- tirmişolduğuçözümler,ruhsaldengeveahlakieğitimdir.Buise birsüreçistediğiiçinöncedenhazırlıkgerekmektedir.Busebeple insanlar olağanüstü durumlara sadece maddi olarak değil, manevi olarakdahazırlanmalıdır.Bununiçinokullardamanevidestekler- leilgiliderslerkonulmalı,ünivesitelerbukonulardaaraştırmalar yapmalıdır. Hz. Peygamber’in olağanüstü durumlarda Allah’a olan bağlılığı,tedbiranlayışı,duavetevekkülübütüninsanlariçinör- neklik teşkil etmektedir.
Kaynakça
Alper, H. (2013), Yokluk Nedir? Seyfeddin el-Âmıdî’de Ma’dum Kavramı Üzerine Bir İnceleme, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fa- kültesi Dergisi, 0(28), 33-58.
Aydın, G. (2015), Hadislerde Hastalara Yönelik Manevi Destek- ler, SDÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta.
Ayten, A. (2018), Din ve Sağlık Kavram, Kuram ve Araştırma, Marmara Akademi Yayınları, İstanbul.
Buhârî,M.b.İ.,(1987)Sahih-iBuharî,DaruİbnKesir,Beyrut.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
---------------------- (1955),el-Edebü’l-Müfred,thk.,Muhammed
FuadAbdulbaki,SelefiyyeYayınları,Kahire.
Belhî,E.(2012),Mesalihu’l-Ebdanve’l-Enfus,BedenveRuhSağ- lığı,terc.NailOkuyucu,ZahitTiryaki,TürkiyeYazmaEserlerKuru- mu Başkanlığı, İstanbul.
Cahız,EbîOsmanA.(1989),Tehzibu’l-Ahlak,Daru’l-Hıcabe Li’t-Türas, Tanta.
Çağrıcı, M., (1995), Kindî’nin Def’u’l-Ahzân Adlı Risalesi, Kay- nakları ve Tesirleri, s. 222, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 0(10), 221-241.
------------------ (1996),Gazap,TürkiyeDiyanetVakfıİslamAn-
siklopedisi,(Cilt,13,s.436-437),İstanbul.
------------------(2002), Korkaklık, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (Cilt, 26, 203), İstanbul.
Coşkun, İ., (2008), Muhyiddin İbn Arabî Felsefesinde “Allah” Mefhumu, Tasavvuf İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi, (İbnü’l Arabî Özel Sayısı), 0(21), 117-143.
Cürcanî,S.Ş.,(1888),Kitabü’t-Ta’rifât,Matbaatu’l-Hayriye,Mısır. DURUSOY,A.(1999),İbnSina,TürkiyeDiyanetVakfıİslamAn-
siklopedisi,(Cilt,20,319-322),İstanbul.
Düzgüner,S.(2013),ManeviyatAlgısıveDiğerkâmlıklaİlişkisi (Kan Bağışı Örneğinde Türkiye ve Amerika Karşılaştırmalı Nitel Bir Araştırma), Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti- tüsü, Doktora Tezi, Konya.
Ebû Davud, S. b. E. (ty.), Sünen-i Ebî Davud, thk: Nasirüddin El- banî, Mektebetü’l-Mearif, Beyrut.
Elmalılı, M. (1992), Hak Dini Kur’an Dili, Sadeleştirenler, İsmail Karaçam, Emin Işık, Nusrettin Bolelli, Abdullah Yücel, Azim Dağı- tım, İstanbul.
Gazzâlî, M. (ty.), İhya-u Ulûmi’d-Din, Daru’l-Marife, Beyrut.
----------------- (1971),Kimya-yıSaadet,terc.A.FarukMeyan,
Bedir Yayınevi, İstanbul.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Gölcük, Ş. (1998), Hayyât Ebu’l-Hüseyin, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (Cilt, 17, 103-105), İstanbul.
Hökelekli,H.(2008),DinPsikolojisi,TürkiyeDiyanetVakfıYa- yınları, Ankara.
Işık E. (2019), Nurettin Topçu Çağdaş Bir Dervişin Dünyası,,Der- gâh Yayınları, İstanbul.
İbn Bahtişû, C., (2014), Tıp Sanatı ve Nefsin Halleri, terc. Abdul- kadir Coşkun, Litera Yayınları, İstanbul.
İbnu’l-Kayyım, Ş., (1993), Kitabu’r-Ruh, terc. Şaban Haklı, İz Ya- yınları, İstanbul.
--------------------------- (1990),Zadü’l-MeadfiHedyiHayri’l-İ-
bad,terc.ŞükrüÖzen,İklimYayınları,İstanbul.
İbn Hacer, A. b. A., (2001), Fethu’l-Bârî bi Şerhi Sahîhi’l-Buhârî, thk. Abdulkadir Şeybe el-Hamd, Riyad.
İbnHazm,A.b.A.(2012),AhlakveDavranışTarzlarıNefisler- dekiAhlakiHastalıklarınTedavisi,terc.MustafaÇağrıcı,Ankara.
İbn ManZUR, M. b. M. (2006), Lisanü’l-Arab, Kahire, Dâru’l-Ha- dis.
İbnSına,A.H.,(2005),İşaretlerveTenbihler(el-İşârâtve’t-Ten- bîhât), terc. Ekrem Demirli, Ali Durusoy, Muhittin Macit, Litera Yay., İstanbul.
------------------------(1999), Kanun fi’t-Tıp, thk. Muhammed, EminEd-Danavî,Darü’l-Kütübi’l-Ilmiyye,Beyrut,I,94.
İbnü’l-Esîr, M. b. M., (19793), Nihaye fi Čaribi’l-Hadis ve’l-Eser, thk. Muhammed et-Tanahî-Tahir Ahmed ez-Zavî, Mektebetü’l-İs- lamiyye, Beyrut.
Kindî, Y., (2015) Risale Fi’l-Hile Li-Def’i’l-Ahzân, (Üzüntüden Kurtulma Yolları) terc. Mustafa Çağrıcı, İfav Yayınları, İstanbul.
Kurtubî,M.b.A.(1964),el-Camiu‘liAhkami’l-Kur’an,thk.Ah- medBerdunî-İbrahimEtfîş,Darü’l-Kütübi’l-Mısriyye,Kahire.
Kutluer, İ., (2003), Maddiyûn Mezhebinin İzmihlali, Türkiye Di- yanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (Cilt, 27, 305-306), Ankara.
İSLAMTARİHİNDESALGINHASTALIKLARVEMANEVİYAKLAŞIM
-------------------(2000),İlmü’n-Nefs,TürkiyeDiyanetVakfıİs- lam Ansiklopedisi, (Cilt, 22, 150), İstanbul.
Mazhar O. U., (1941) Tababet-i Ruhiye, Kader Basımevi, İstan- bul.
Merter, M., (2009), Dokuz Yüz Katlı İnsan, Kaknüs Yayınları, İs- tanbul.
Mübarekfûrî, A. b. A. (ty.), Tuhfetü’l-Ahvezî, Darü’l-Kütübi’l-Il- miyye, Beyrut.
Münavî, M. A. (2009), Feyzul Kadir Şerhu’l-Camiu’s-Sağir minEhadisi’l-Beşiri’n-Nezir, Darü’l-Kütübi’l-Ilmiyye, Beyrut,.
Müslim, b. H., (ty.), el-Camiu’s-Sahih, Darü’c-Ceyl, Beyrut. Necati,M.O.,(2000),HadisvePsikoloji,terc.MustafaIşık,Fecr
Yay.Ankara.
Nursî,S.,(2017),HastalarRisalesi,iyanetİşleriBaşkanlığıYa- yınları, Ankara.
Official Records of WHO, no. 2, p. 100 (https://www.who. int/about/who-we-are/frequently-asked-questions, erişim: 07.04.2021)
Özdoğan, Ö. (2005), Ruhsal Yaklaşım ve İnsan Türkiye’de Bir Uygulama Örneği, Tasavvuf İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi, 0(15), 140-151.
Razî, E. (2004), Ruh Sağlığı (et-Tıbbu’r-Ruhani), terc. Hüseyin Kahraman, İz Yay., İstanbul.
Râzî, F., (1993), Tefsir-i Kebir Mefatihu’l-Čayb, terc. Suat Yıldı- rım ve arkadaşları, Akçağ Yayınları, Ankara, XVII, 573
Seyyar,A.,(2009),ToplumunSosyalKesimleriveDiyanet,IV. DinŞurasıIII.KomisyonTebliğlerindesunulanBildiri,01-04Ekim, Ankara.
Sunar,C.,(1980),İbnMiskeveyhveYunan’daveİslam’daAhlak Görüşleri, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, Ankara. Şerafettın,G.(1998),Ebu’lHüseyinHayyat,TürkiyeDiyanet
VakfıİslamAnsiklopedisi,(Cilt,17,s.103-105),İstanbul.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
TaberîM.b.C.,(ty.),Camiu’l-BeyananTe’viliÂyi’l-Kur’an,thk.
MahmudMuhammedŞakir,MektebetiİbniTeymiye,Kahire.
Tarhan, N., (2012) Akıldan Kalbe Yolculuk, İstanbul, Nesil Ya-yınları.
Taylan, N., (2000), Anahatlarıyla İslam Felsefesi, İstanbul Ensar Neşriyat.
Tirmizî, M. b. İ. (t.y.), Cami’u’s-Sahih, thk. Ahmed Muhammed Şakir, Darü İhyaü’t-Türasü’l-Arabî, Beyrut.
Tûsî, N., (2007), Ahlak-ı Nasırî, terc., Anar Gafarov, Zaur Şükü- rov, Litera Yayınları İstanbul.
Türk Dil Kurumu, (2005) Ankara, (10. Baskı, s. 1321) Türk DilKurumu Yayınları.
Yapıcı,A.(2011),KuramdanYönteme“RuhSağlığı-Din”Çalış- malarında Karşılaşılan
Güçlükler,ÇukurovaÜniversitesiİlahiyatFakültesiDergisi11 (2), 25-61.
Yavuz, Y. Ş., (2003), Mâtürîdîyye, Türkiye Diyanet Vakfı İslamAnsiklopedisi, (Cilt 28, 165-175), Ankara.
-------------------- ,(1988)Adem,TürkiyeDiyanetVakfıİslam
Ansiklopedisi,(Cilt,1,356-357),İstanbul.
İKİNCİBÖLÜM
REHBERLİK
97
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
GaziALATAŞ1AyşeÇELİK2
Giriş
Maneviyat ile ruh sağlığı ve iyilik halinin korunması arasında güçlübirbağvardır.Bunedenlemaneviyattravmaveyahastalık- larla başa çıkmada etkin biryol olarak kullanılabilir. Araştırmalar, maneviyatın afetlerden kurtulanlar için giderek daha önemli hâle geldiğinigöstermektedir.Afetlerdemaneviyat,başaçıkmame- kanizması olarak kullanılabilmesinin yanı sıra travma nedeniyle dahafazlasıkıntıyadanedenolabilir.Afetzedeler,buzorludurum- larsonrasındadahaöncesahipolduklarıinançlarısorgulamaya başlayabilirler.Sözkonusubuihtiyaçveriskerağmen,maneviih- tiyaçlar ve müdahaleler genellikle afetlerde göz ardı edilmektedir. Maneviyat,sadeceilahidinlerinyaygıngörüldüğütoplumlarda değil,farklıinançsistemlerininolduğutoplumlardadatravmaile başetmedeönemlibiretkendir.Maneviyatın;kadınlar,yaşlılar,ırk veetnikazınlıklarileyoksullariçindahaönemliolmaeğilimigös-
terdiğibilinmektedir.
Genel olarak din, zorlu koşulların üstesinden gelmeye yardımcı olan, anlamlı ve olumlu bir dünya görüşü sunar. Bir inanç siste- mine sahip olmak, deneyimlerin yorumlanmasına ve anlamlandı- rılmasına, seküler kültür ve bilimin cevaplayamayacağı soruların cevaplanmasına ve gelecek için umut beslenmesine yardımcı olur. İnanç aynı zamanda kendinden dahagüçlü, aşkın bir varlık ileilişki
1 Psikiyatri Uzmanı Dr., Türk Kızılay Derneğigazi.alatas@kizilay.org.tr
2 Psikolog, Türk Kızılay Derneğiayse.celik@kizilay.org.tr
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
kurarak kişileri güçlendirir. Bu aşkın varlığın durumlar üzerinde kontrolesahipolduğunainanmak,afetlerdensonrakişilerinihti- yaç duyduğu rahatlamayı sağlayabilir.
Afetlerden sonra maneviyat, genellikle koruyucu bir etkiye sa- hipolsada,bazenhayattakalanların,hattabütünbirtopluluğun inancı bu durumdan ciddi şekilde etkilenebilir. Travma, hayatta kalanların dünya görüşlerini değiştirebilir, temel güven duyguları- nı parçalayarak varoluşsal krize ve psikolojik sıkıntılara neden ola- bilir.Kişilerbudurumunüstesindengelemezse,fizikselsağlıkları da olumsuz etkilenebilir.
Afetlerden sonra hayatta kalanların gösterdiği bazı yaygın semptomlar arasında; umutsuzluk, utanç ve suçluluk duygularını yoğun yaşamak, kendini izole etmek, yaratıcıyı ve yaşamın anla- mını sorgulamak, inançları yeniden gözden geçirmek vb. yer al- maktadır.
Afetlere müdahale farklı alanlarda olmaktadır. Arama kurtar- ma, sağlık, barınma, beslenme, güvenlik, lojistik, psikolojik, sosyal ve manevi alanlar bunların başlıcalarıdır. Tüm bu alanlara müda- halelerin afet öncesi, sırası ve sonrası planlamaları ve hazırlıkları olmalıdır.
Afetin türü ve şiddeti de afete müdahale süreçlerini etkileyen bir başka faktördür. Afete maruz kalan kişilerin yaşadığı travmaya yönelik genellikle verdiği tepki: inkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme süreçlerini takip eder. Yapılan müdahalelere verilen tepkinin şeklini müdahalenin tarzı kadar afetzedenin bu süreçler- den hangisini yaşadığı da belirler. Afetlerde manevi destek özelin- de bu alanları açarsak;
Afet Müdahalelerinin Farklı Aşamalarında Manevi Destek Afet Öncesi
• Afet meydana gelmeden önce sahada çalışma yapacak ma- nevi destek ekiplerini belirleyin.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
• Başarılıbirçalışmaiçin,yereldekitoplumsalkapasiteyita- nıyın ve işbirlikleri geliştirin. (örneğin okullar, camiler)
• Toplumunfarklıdinamiklerini(kültür,dil,inançvb.)kapa- site geliştirme çalışmalarına dâhil edin.
• Çocuklar ve yaşlılar gibi daha hassas grupları çalışmalara dâhil edin.
• Ekipleri; afetlerde ruh sağlığı, psikososyal destek, psikolojik ilk yardım vb. eğitimlerle destekleyin.
• Afetlerde çalışma yapan kurum ve kuruluşlarla saha çalış- malarından önce bir araya gelip, işbirliklerini ve rolleri de- ğerlendirin.
AfetSırası
• Afetzedelere doğrudan hizmet sunan kurumlarla bağlantı kurun.
• Sahadasorumlukişilerileirtibatageçin,rolvesorumluluk- ları netleştirin.
• Saha çalışması yapın. Özellikle ruh sağlığı ve manevi destek ile ilgili ihtiyaçları değerlendirin.
• Özellikle dezavantajlı grupların ihtiyaçları hakkında bilgi edinmek için ilgili kurum kuruluşlardan bilgi edinin ya da saha çalışmalarında bu bilgileri belirlemeye çalışın.
• Afetzedelerin temel ihtiyaçlarının karşılanmasına ve ihtiyaç duydukları hizmetlere erişmelerine yardımcı olun.
• Aşırı duygusal tepkiler veren, yoğun stres belirtisi gösteren veyapsikiyatrikrahatsızlığıolankişileriklinikdestekalma- ları için ruh sağlığı çalışanlarına yönlendirin.
AfetSonrası
• Afetzedelerin, bakım verenleri, topluluğun kilit üyeleri veya ihtiyaçduyduklarıhizmetlereerişimlerinindevametmesi için kurulan iletişimi devam ettirmelerini sağlayın.
• Afet travmasına karşı ortak tepkiler, başa çıkma stratejileri ve nereden yardım alınacağı konusunda genel olarak toplu- ma yönelik bir eğitim programı yürütün.
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
• Makaleler, röportajlar, kamu hizmetine yönelik duyurular, radyo programları için basılı ve dijital medyayı kullanın.
• Okulailebirlikleri,camilervb.yereltopluluklarayönelikhal- kaaçıkalanlardakonuşmayapabilecekkişileridestekleyin.
• İhtiyaçları ve kaynakları değerlendirmek, eğitim ve destek planlamaları yapmak ve afetzedelerle yürütülecek diğer çalışmaları organize edebilmek için toplantılara ve diğer etkinliklere katılın.
• Çocuklar için maneviyat içerikli aktivite veya boyama kitap- ları geliştirin.
• Afetzedelerle yapacağınız çalışmaları kolaylaştırmak için alandakidiğertoplumliderlerineveprofesyonelleredanışın.
• Resmi kurum/kuruluş ve bu alanda çalışma yapan sivil top- lum kuruluşlarının afet çalışmalarına destek olun.
• Ruh sağlığı ve psikososyal destek ihtiyaçlarına yönelik özel- likle hassas grupların desteklenmeleri hususunda savunu- culuk faaliyetleri gerçekleştirin.
Afetlerde Manevi Destek Müdahalesini Etkileyen Faktörler Afetin Türü ve Şiddetine Göre Manevi Destek
Afetler kabaca doğal ve insan kaynaklı diye ikiye ayrılır. Yapı- lan saha araştırmalarında birçok değişken parametre yanında in- sanların doğal afetlerde daha kabullenici; insan kaynaklı afetler-de daha öfkeli olduğu tespit edilmiştir. Afetin şiddeti ise travma sonrası tepkilerin farklı dönemlerinde farklı tepkiler verilmesine sebep olmaktadır. Şiddetli doğal afetlerin inkâr ve öfke dönemleri kısa sürse de insan kaynaklı şiddetli afetlerde bu dönemler uzun sürebilmektedir.
Manevidestekmüdahaleleriafetintürüveşiddetidikkatealı- narak yapılmalıdır. Kişilerin müdahalelere reaksiyonunu belirleyen anaunsurlardanolanafetintürüveşiddetine,manevidesteksüreci- nin sağlıklı yürütülmesi açısından özellikle dikkat edilmelidir.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
AfetzedeninYaşadığıSüreceGöreManeviDestek
Afetzedenin travma sonrası yaşadığı psikolojik sürecin dönemi kendisine verilmek istenen manevi desteğe tepkisini belirleyen en önemli unsurlardandır. Sırasıyla birbirini izleyen inkâr, öfke, pazarlık,depresyonvekabullenmedönemlerininherbirininken- dine has dinamikleri vardır. Bu dinamik yapı çok iyi bilinmeden yapılmaya çalışılan manevi destek bazen sıkıntılı sonuçlara sebep olabilir. Öfke döneminde söylenen motive edici bir söz gibi depre- sifdönemdesöylenensakinleştiricibirsözafetzedeyezararvere- bilir.Manevidestekverilirkenafetzedenintravmasonrasıhangi dönemdeolduğumutlakagözönündebulundurulmalıdır.
AfetzedeninManeviyatınaGöreManeviDestek
Manevidestekalanındaenzorlualanlardanbirideafetzede- nin maneviyata yüklediği anlamın manevi destek vermeye çalışan kişiyle aynı olma ihtimalinin çok düşük olmasıdır. Buradaki ma- neviyat,aynıdinîinancasahipolmakyadaaynıdüzeydedindar olmaktan çok daha öte; maneviyata yüklenen anlam ve manevi değerlerin nasıl ve ne kadar içselleştirildiğiyle ilgilidir. Ateist bir kişiyemanevidestekverilebileceğigibidindarbirkişiyeverilme- ye çalışılan manevi destek sürecinde çok yoğun sorun yaşanabilir. Bu bağlamda afetzedelere manevi destek vermenin esasından çok usulü önem kazanmaktadır.
Afetlerden sonra duygusal ve manevi desteğin nasıl yapılması ve nelerin yapılmaması gerektiğini özetlersek;
PsikolojikDayanıklılığıEtkileyenFaktörler
BireyselFaktörler: Yaş, cinsiyet, zekâ, mizaç, kişisel deneyimler, fiziksel-ruhsal sağlık, kişisel özellikler ve psikolojik yapı, akademik başarı, maneviyat vb.
Ailesel Faktörler: Destekleyici aile, aile bağları, boşanmış ebe- veyn, aile içi şiddet vb.
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Toplumsal/ÇevreselFaktörler:Sosyo-ekonomikdurum,toplum- sal destek sistemleri, sosyo-kültürel normlar, akran desteği, savaş, göç,doğalafet,ihmalveistismar,toplumsaldışlanmaveetiketlen- me vb.
Yapın
• Kişinin kültürünü, yaşını ve cinsiyetini göz önünde bulun- durarak davranın.
• Önyargılarınızınfarkındaolunvebunlarıbirkenarakoyun.
• İnsanların kendi kararlarını verme haklarına saygı duyun, kişininkendikendisineyardımetmesinikolaylaştırınkikişi kendi sorunlarını çözebilsin.
• Başaçıkamayacağınızkonularınfarkındaolun.
• Manevi/dinîkonularıdeğerlendirirkenkendinizirahathis- setmiyorsanız, kişiyi sessizce dinleyin ve uygun şekilde yar- dım edebilecek birine yönlendirin.
• Dürüst olun.
• Dinleyin.
• Dini inançları ve manevi duygularıyla ilgili kendisinin an- latmasına fırsat verin.
• Manevivedinîinançlarınıdurumlabaşetmesiiçinkullan- masına yardımcı olun.
• Maneviyattemellicevaplararamasınaizinverin.
• Maneviyat temelli anlam arayışı varsa, cevapları bulmasın- da yardımcı olabilecek kaynaklara yönlendirin.
• Özellikleinsankaynaklıafetlerinyanlışlığını,adaletsizliğini veya ihmalini onaylayın.
• Kişinin kendisine ya da başkasına zarar vermeyecek şekilde Allah’a veya başkalarına karşı öfke ifadelerine izin verin.
• Travmatik olaylardan sonra yaşadıklarını anlamlandırmak için herkesin kendi cevaplarını bulması gerektiğini vurgu- layın.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
• Uygunsakişiylebirlikteduaedin,ibadetleriniyapmasına teşvik edin.
Yapmayın
• Kişisizdendestekalmakistemiyorsabaskıyapmayın.
• Çokiyibirnedeninizolmadığısürecegizlilikkuralınıçiğne- meyin.
• Vaaz/öğütvermeyin.
• Ayrıntılıvedetaylıanalizyapmasınıistemeyin.
• Kişinin ne söyleyeceğini ya da neye inanacağını bildiğinizi varsaymayın.
• İnançlarıyla ilgili tartışmaya girmeyin veya sizin gibi inan- ması için kişiyi ikna etmeye çalışmayın.
• Kişinin; din, yaşam, ölüm, ölümden sonraki yaşam veya gü- nah hakkındaki inançlarının sizinkiyle aynı olduğunu var- saymayın.
• Düşüncelerinizi ya da kendi inançlarınızı onlara dayatmaya çalışmayın.
• Afetzedeyi dinleyin ve kendi inançlarınızı ona empoze et- meye çalışmayın.
• Başka birine ne yapması gerektiğini veya problemlerini na- sıl çözeceğini söylemeyin.
• Kendibecerileriniziabartmayın.
• Siziniçinnekadaranlamlıolursaolsun,kişiiçindeanlamlı olduğunu bilmiyorsanız, teolojik olarak tarafsızlığınızı ko- ruyun.
• “Allahböylebirşeyinolmasınanasılizinverebilir?”gibiso- rularayanıtvermeyeçalışmaktankaçının.Allah’ıniradesi- niveyainsanlarındurumlarınıaçıklamagirişimleri,yardım etmektençokkişiyikızdırabiliryadakafasınıkarıştırabilir.
• Afetzedelere beylik laflar veya klişelerle karşılık vermeyin. “Her şey iyi olacak.”, “Allah’ın takdiri böyleymiş.”, “Şükret- mek lazım.” vb.
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
• Kişiyidavranışlarıveduygularındandolayıyargılamayın.
• Yaşanantravmatikdurumsonrasındakendisiniyeniden suçlamasına yol açacak eylemlerden kaçının.
Kaynakça
Deloso,L.(2018).Spiritualityinsurvivorsofnaturaldisasters:Un- derstanding the needs and improving the care (Unpublished master’s thesis). Arcada University, Helsinki.
Erdener,M.(2019).Afet alanındaçalışan profesyonellerinpsikolojik dayanıklılıkveikinciltravmatikstresdüzeylerininincelenmesi(Yayın- lanmamış yüksek lisans tezi). Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Emotionalandspiritualcareindisastersinstructorguide(2006). Church World Service, Emergency Response Program, New York.
Hansen, P. (2018). Training in psychological first aid for red cross and red crescent societies: Module 2. Basic PFA. Kopenhag:International Fe- derationofRedCrossandRedCrescentSocietiesReferenceCentre for Psychosocial Support.
Hansen, P. (2018).Aguidetopsychologicalfirstaidforredcrossand red crescent societies. Kopenhag: International Federation of Red Cross and Red Crescent Societies Reference Centre for Psychoso- cial Support.
Nationalvoaddisasterspiritualcareguidelines(2014). National Vo- luntary Organizations Active in Disasters, Washington.
Wiedemann, N. (Ed.). (2009). Community-based psychosocial support participant’sbook.Kopenhag:InternationalFederationofRedCross andRedCrescentSocietiesReferenceCentreforPsychosocialSup- port.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
ÖmerFarukSÖYLEV1
Giriş
Afet olaylarından etkilenen bireylerin yaygın olarak yaşadık-ları ruhsal sorunlarla başa çıkma stratejisi olarak kader inancını konu edinen bu çalışmanın odağını, afet ve inanç arasındaki iliş- kinin din psikolojisi yaklaşımlarıyla incelenmesi oluşturmaktadır. Afetlerden etkilenen bireyler yaşadıkları olağanüstü durumların kendilerinde meydana getirdiği travmatik etkileri hafifletmek yada tümüyle onlardan kurtulabilmek için öncelikle olup biteni an- lamlandırmaya ve yaşadıkları olumsuzluklarla başa çıkmaya ça- lışırlar. Afetlerin ruh sağlığı üzerindeki etkileriyle baş edebilmek için insanların yaygın olarak yararlandığı desteklerden birisi dinî inançlardır. Çünkü dinler, müntesiplerine hayatı derinden etkile- yen travmatik olayları anlamlandırma süreçlerinde pratik ve çok önemli varoluşsal çözümlemeler sunarak güçlü psikolojik destek sağlamaktadırlar.
Ülkemizde afet ve din ilişkisini açıklamaya çalışan literatür in- celendiğinde ilk kapsamlı çalışmaların 17 Ağustos 1999 Marmara (Gölcük) depreminden sonra yapıldığı görülür. Bu süreçte deprem olgusunu dinî açıdan araştıran çalışmalar artmıştır. En çok dikkat çeken çalışma Talip Küçükcan ve Ali Köse imzasıyla 2000 yılında İSAMtarafındanyayınlanan“DoğalAfetlerveDin”isimliaraştır-
1 Dr. Öğretim Üyesi, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, DinPsikolojisiBD.
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
madır. Marmara depremi üzerine psiko-sosyal incelemelerin ya- pıldığıaraştırmada17Ağustos1999Marmaradepremiörneğinden hareketle, afetzedelerin bu felaketi nasıl algıladıkları, hangi güç- lere atfettikleri, depremi açıklarken hangi kavram ve referansları kullandıkları ele alınmakta; kayıpların neden olduğu ruhsal çö- küntülerle başa çıkmada dinî inanç ve ritüellerin etkisi araştırıl- maktadır (Köse & Küçükcan, 2000).
MakaleolarakkalemealınandikkatçekiciçalışmalariseNaci Kula’nın depremi algılama ve dinî başa çıkmaya dair çalışmalarıdır. Kula,“DepremveKıyametBenzetmesi”başlıklıilkçalışmasında; 15-17Eylülve27-29Ekim1999tarihleriarasındadepremdeönemli ölçüdezarargörenSakaryaveKocaeliillerindedepremiyaşayan vatandaşlarla mülakat yöntemiyle görüştüğü depremzedelerin, depremi nasıl yaşadıklarını, nasıl değerlendirdiklerini, karşılaştık- ları sorunların ne olduğunu tespit etmeye çalışmıştır. Deprem böl- gesindedepremzedelerleyapılangörüşmelerdesorularaverilen cevaplararasında100kişiden82kişinindepremikıyametebenzet- mişolmasıdikkatiçekiciveüzerindedurulmasıgerekenbirkonu olarak değerlendirilmiştir (Kula, 2000).
Kula, “Deprem ve Dinî Başa Çıkma” başlıklı diğer makalesinde ise 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde depremzedelerin dep- remanındayaşadıklarıstreslidurumlabaşetmedenetürdinîbaşa çıkma tarzlarına başvurduklarını araştırmıştır. Araştırmacı dep-rem bölgesinde mülakat yöntemiyle görüştüğü 200 depremzede- nin ifadelerinden hareketle elde ettiği istatistiki veriler ışığında çözümlemeler yapmıştır. Elde edilen en önemli sonuç süreç dâhi- linde dinin bir başa çıkma metodu olarak kullanıldığının gözlem- lenmiş olmasıdır. Buna göre başvurulan dinî başa çıkma metodları arasında, her türlü problemin çözümünde kullanılan aktif ve an- lamlı bilişsel başa çıkma davranışı olan dua, olumlu dinî başa çık- ma davranışı olarak ilk sırada yer almaktadır. Daha sonra sırasıyla kelime-işehadetyadatekbirvesalavatgetirerekmanevidestek
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
elde etme, ölüm ve ahireti düşünerek Allah’a kavuşma arzusuyla psikolojik gerginliğini, çaresizliğini aşmaya çalışma, Kur’an okuma ve namaz kılmak suretiyle Allah’tan yardım isteme ve rahatlama- ya çalışma diğer dinî başa çıkma yöntemleri arasında gösterilmiş- tir. Yapılan araştırmada dikkat çeken başka bir sonuç ise görülen bu olumlu dinî başa çıkma davranışları ile birlikte olumsuz dinîbaşa çıkma davranışlarının da tespiti olmuştur. Araştırmaya göre olumsuz dinî başa çıkma davranışları içerisinde yaşanılan olayın sorumlusuolarakTanrı’yıgörmeveO’nakızmadavranışlarıçok az oranda yer almaktadır. Ancak esas dikkat çekici sonuç, deprem- zedelerin büyük bir çoğunluğu tarafından depremin Allah’ın bir cezası olarak değerlendirilmesidir (Kula, 2002).
Literatürde konuyu psiko-sosyal açıdan ele alan çalışmalara kader perspektifini ekleyen araştırmalar da bulunmaktadır. Kader algılarının terapik değeri ve ruh sağlığı üzerindeki etkilerinin in- celendiği öncü niteliğindeki bir çalışma, Faruk Karaca tarafından yayınlanmıştır (Karaca, 2006). “Kader Algısı-Ruh Sağlığı İlişkisi Üzerine Empirik Bir Araştırma (Farklı Kader Algılarının Psikote- rapik Değeri Üzerine)” isimli bu makalede Karaca, kader inancını çeşitli İslam ekolleri açısından değerlendirerek psikoterapik sü- recin pek çok noktada kader inancıyla benzer yaklaşımlar ortaya koyduğunu vurgulamaktadır. 204 üniversite öğrencisi üzerinde yapılan bu araştırma bulgularına göre farklı algılamalara rağmen kaderinancınıninançlıkişilerindünyasınacanlılıkkazandırması ve hayatiyetini devam ettirmesi konusunda bir tür sigorta işlevi gördüğü sonucuna varılmıştır.
Saffet Kartopu tarafından hazırlanan doktora tezi literatürdeki diğer önemli çalışmalardan biridir (Kartopu, 2012). Kader algıları- na göre kaygı düzeylerinde farklılaşma olup olmadığını araştıran Kartopu, orta öğretimde okuyan öğrenci ve görev yapan öğret- menlerarasındantesadüfiyöntemileseçtiği376kişiüzerindeyap- tığıaraştırmasında;kaderalgısınınveolaylarıanlamlandırmada
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
kadere atfı kullanma biçiminin kaygı düzeyini belirleyen önemli etkenlerden olduğu sonucuna varmıştır.
Mazhar Oyanık “Afet Bilinci ve Kader İlişkisi”ni incelediği yük- sek lisans çalışmasını 2015 yılında tamamlamıştır (Oyanık, 2015). Araştırmacı Gümüşhane ilinde ikamet eden 385 kişi ile yüz yüze yaptığı görüşmelerde afet bilinci ile kader inançları arasındaki ilişkiyiaçıklamakamacıyla,kaderinancınınafetbilinçdüzeyleri- ni ne derece etkilediği ve katılımcıların ne düzeyde afet bilincine sahip olduklarını belirlemeye çalışmıştır. Araştırma sonunda afet bilinci ile kader ilişkisi, sorulan üç soruda tespit edilmiş ise de ge- nel anlamda bir ilişki tespit edilememiştir. Konuyla yakın alakası dolayısıyla Faruk Karaca danışmanlığında tamamlanan iki yüksek lisans tezinden de bahsetmek gerekir. Bunlardan ilki 2006 yılında tamamlanan “Kader İnancının Psikoterapik Açıdan Fonksiyonu” ismini taşımaktadır. Yusuf Kandemir tarafından yapılan bu araş- tırmada elde edilen bulgulara göre; kader algıları ile dindarlık ara- sında kuvvetli bir ilişki bulunmaktadır. Araştırma sonunda kader algısının insanların ruh sağlığını büyük ölçüde olumlu yönde etki- lediği sonucuna varılmıştır (Kandemir, 2006). İkinci çalışma ise Nu- run Nisa Kilit tarafından 2019 yılında tamamlanmıştır. Kilit “Kader Algısı-Psikolojik İyi Oluş İlişkisi Üzerine Bir Araştırma” başlıklı ça- lışmasında kader algısını üç boyutta ele almıştır. Mutezile; bireyin davranışlarını sadece kendisi ile ilişkili olarak anlamlandırdığı ka- der algısı, Cebriyye; sadece Tanrı ile ilişkili olarak anlamlandırdığı kader algısı ve Ehl-i Sünnet; hem kendisi hem de Tanrı ile ilişkili olarak anlamlandırdığı kader algısı. Çalışma, sosyo-demografik de- ğişkenlere göre kader algısında bazı farklılıkları ortaya koymakta- dır (Kilit, 2019). Araştırmacı çalışmasının sonunda kader algısının Tanrı algısı, kontrol odağı, yükleme teorisi, sorumluluk ve dua gibi olgularla birlikte incelenmesini teklif etmektedir.
Literatürincelemesindedegörüldüğüüzereafetler,inançlar-
lailişkilendirilerekanlamlandırılmaveizahedilmeyeçalışılırken
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
genellikle yaşanan olaylar kader inancı ile irtibatlandırılmaktadır. Pekçoktrajedivetravmayasebepolanafetolayınınnedenmeyda- na geldiği, neden kendilerine isabet ettiği ve artık nelerin yapılma- sı gerektiği gibi soruların cevapları aranırken öncelikle kader inan- cıdevreyegirmektedir.Budurumafetvekaderinancıilişkisinin açıklanmasını ve afet mağdurlarının ruh sağlıklarını tehdit eden unsurlarla baş ederken kader inancının nasıl bir manevi destek stratejisinedönüşebileceğininaçıklanmasınıgereklikılmaktadır. Hayatı derinden etkileyen afet gibi olağanüstü durumlar karşısın- da insanın dinî bir eğilim göstermesi ve yaşadıklarını anlamlan- dırmakiçindinselbilgiyebaşvurmasısıkçakarşılaşılanbirdurum- dur.Fakatafetlerinizahedilmesiveanlamlandırılmasındadinile ilişkisininkurulmasıoldukçakarmaşıkvetartışmalıbirkonudur. Çünkü zor bir süreçten geçen bireyler birbirlerinden çok farklı dinî tecrübeler, değişim ve dönüşümler yaşayabilmektedir. Literatürde afet-dinilişkisinielealanaraştırmalarmevcuttur.Ancakmanevi danışmanlık ve rehberlik açısından afetzedelerin yaygın olarak ya- şadıklarıruhsalsorunlarlabaşaçıkmaçabalarınahususenkader inancının hangi koşullarda manevi destek sunabileceğini konu edinen çalışmalara rastlanılamamıştır. Bu çalışmada afetleri anla- ma,açıklamaveonlarlabaşaçıkmakonusundadinîinançvetu- tumlarınetkisidikkatealınarakkaderinancındanmanevidestek olarakyararlanılabilmesiiçingereklikoşullarınortayakonulması amaçlanmaktadır.Belirlenenamacaulaşabilmekiçinbuaraştır- mada, nitel araştırma yöntemlerinden betimsel araştırma deseni ve literatür taraması modeli tercih edilmiştir.
1. AfetinRuhsalEtkilerivePsikolojikYardımTeorileri
Türk Dil Kurumu afet kavramını “doğanın sebep olduğu yı- kım”olaraktanımlamıştır.AFADtarafından2014yılındahazırla- nanAçıklamalıAfetYönetimiTerimleriSözlüğü’negöreiseafet, “toplumuntamamıveyabellikesimleriiçinfiziksel,ekonomik
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
ve sosyal kayıplar doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan, etkilenen toplumun baş etme kapasitesinin yeterli olmadığı doğa, teknoloji veya insan kaynaklı olay”(Aldemir vd., 2014a, s. 23) olarak tanımlanmaktadır. Doğası gereği afetler, ani gelişen, yıkıcı sonuçları bulunan ve öngörüle- meyen felaket olaylarıdır. Felaketler insanları ve toplumu çeşitli düzeylerde etkileyerek gerçekleşir. Önemli bir ekonomik kayıp, sosyal bir talihsizlik, ölümcül bir hastalık, kaza, yaralanma veya ölüm gibi nedenlerle ortaya çıkan bir felaketin etki alanı, aile gibi küçük bir insan grubuyla sınırlı olabilir. Fakat sel, yangın, deprem- de binaların çökmesi, geçim kaynaklarının tahrip edilmesi, salgın hastalıklarveyagöçgibinedenlerleyaşananbirfelaketdurumuise topluluk düzeyinde gerçekleşir ve çok sayıda insanı etkileyebilir. Bazen de pandemi olayında olduğu gibi bütün dünyayı topyekûn etkisi altına alabilir.
Afetler genellikle doğadan kaynaklansa da insan kaynaklı ola- bilir.Deprem,sel,kuraklıkgibidoğalafetler,genelliklebüyükölçü- de can ve mal kayıplarına neden olur. Bununla birlikte yangınlar, ulaşım ve endüstri kazaları, terör, savaş, göç, salgın hastalık gibi insan kaynaklı afetlerin de doğal afetler kadar yıkıcı sonuçları ol- ması mümkündür. İster doğal ister insan kaynaklı olsun afetlerin bütün canlıları ve çevreyi olumsuz şekilde etkilediği görülür. An- cakafetlerinsebepolduğuyıkımlardanenfazlazarargörenleryine insanlardır. Afetlerden sonra toplumsal yapı ve işleyişte aksamalar meydana getiren, hayat kalitesini ciddi şekilde düşüren travmatik belirtilerin genel tabloya hâkim olduğu görülür. Afetin büyüklüğü ve ona maruz kalma düzeyleri oranında bireylerde ölüm, yaralan- ma, mal kaybı gibi trajik ve travmatik olaylar yaşanması ruh sağ-lığı üzerinde sarsıntılar meydana getirir ve genellikle davranış ve uyum sorunlarına yol açar (Köse & Küçükcan, 2000, s. 7). Afetlerin öncelikli zararları şüphesiz can ve mal kayıplarıdır. Fakat ilerleyen süreçtefizikselveruhsalhasarlardaortayaçıkmaktadır.Sadece
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
afeti doğrudan yaşayan insanlar değil, afetzedelerin aileleri ve ya- kınçevreleri,afetzedelereyardımedenkişilerveyaşananbu olaya medya yoluyla tanık olan bireyler de psikolojik sorunlarla yüz yüze gelebilirler.Afetesnasındayadasonrasındameydanagelenbuso- runlar,hafifstresdüzeyindentravmasonrasıstresbozukluğuna kadar geniş bir yelpazede ve birçok farklı seviyede gözlenir. Bu çe- şitliliğinnedenibireysel,toplumsalvegenetikfaktörlerbaştaol- mak üzere yaşanan travmanın şiddeti, süresi, yaşanma biçimi, tipi ve daha başka birçok etkenin farklı etki düzeylerinde belirleyici olabilmesidir. Sonuçta travmaya bağlı pek çok ruhsal bozukluk or- tayaçıkmaktadır.Bunlarınbirkısmıafetemaruzkalanlarındene- yimlediğitravmatikdurumlarladoğrudanilişkiliikenbirkısmıda dolaylıolarakilişkilendirilmektedir.Literatürdedoğrudantravma ile ilişkilendirilen ruhsal bozukluklar: Akut Stres Bozukluğu (ASB), Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ve Uyum Bozuklukları şeklinde sıralanırken, Dissosiyatif Bozukluk, Borderline Kişilik Bo- zukluğu, Konversiyon Bozukluğu, Somatizasyon Bozukluğu, Yeme Bozuklukları, Depresyon, Diğer Anksiyete Bozuklukları (yaygın anksiyetebozukluğu,panikbozukluğu,vb.)vePsikotikBozukluk- larisedolaylıolaraktravmaileilişkilendirilenruhsalbozukluklar arasında zikredilmektedir. Bu bozukluklara ait belirtilerin bazısı zamanlakendiliğindenortadankalkabilirkenbazılarıdaciddiso- nuçlar doğurur ve bunların bir kısmı kalıcı olabilir.
AkutStresBozukluğu(ASB)
Akut Stres Bozukluğu (ASB), DSM-IV’te aşırı travmatik bir stres kaynağıilekarşılaştıktansonrakibirayiçerisindeanksiyetebelir- tileri, dissosiatif belirtiler ve diğer belirtilerin görüldüğü durumlar olarak tanımlanmıştır. ASB bulunan kişi ölüm tehdidi ya da ger- çekölüm,ciddişekildeyaralanmaveyafizikselbütünlüğünkaybı tehlikesini yaşamış ya da tanık olmuştur. Kişinin bu duruma ya- nıtıaşırıkorku,çaresizlik,dehşetedüşmüşlükşeklindedir.ASB’de
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
belirtilerin2-30günarasındaortayaçıkıpkaybolmasıgerekmek- tedir.Belirtiler30gündensonradadevamediyorsatanıTravma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) olarak değiştirilir. Afet sonrasında bazı binalar nasıl çok ağır hasar görüyorsa, afetzedelerin bazıla- rı da diğerlerine göre ruhsal olarak daha ağır etkilenebilir. TSSB olaraktanımlananbudurumdamuhakkakprofesyoneldestekalın- ması gerekir.
TravmaSonrasıStresBozukluğu(TSSB)
Doğa kaynaklı afet ya da beklenmedik bir olayla karşılaşan ki- şilerde meydana gelebilen, aşırı korku, çaresizlik, tepkisizlik, içe kapanma, aşırı uyarılmışlık, olayı yeniden canlandırma gibi psi- kolojikdavranışvekaygılanışfarklılığıdurumlarıTravmaSon- rasıStresBozukluğu(TSSB)olaraktanımlanmaktadır(Aldemir vd., 2014b, s. 148). Bu durum bazı kişilerde çok yoğun yaşanabilir. Ancak psikolojik destek alarak zaman içinde normale dönebilmek mümkündür.TSSB’ninüçfarklıtürübulunmaktadır.Bunlardan ilki belirtilerin 3 aydan daha kısa süre devam ettiği akut TSSB, ikincisi belirtilerin 3 aydan daha uzun süre devam ettiği kronikTSSB ve üçüncüsü ise belirtilerin travmadan 6 ay sonra ortaya çık- tığı geç başlangıçlı TSSB’dir. Bir anksiyete bozukluğu olan TSSB’de tekrar yaşama, kaçınma ve aşırı uyarılma şeklindeki üç semptom demeti bir arada bulunur. DSM-IV tanısal ölçütlerine göre A kate- gorisi semptomlarından her ikisi de birey tarafından yaşanmakta- dır. Buna göre kişi ölüm tehdidi ya da gerçek ölüm, ciddi şekilde yaralanma veya fiziksel bütünlüğün kaybı tehlikesini yaşamış yada tanık olmuştur. Kişinin bu duruma yanıtı aşırı korku, çaresiz-lik, dehşete düşmüşlük şeklindedir. B kategorisi (yeniden yaşama semptom demeti) ölçütlerinden de en az birisi, C kümesi (kaçınma semptom demeti) belirtilerinden en az üçü, D kümesi (aşırı uya- rılmışlık semptomları demeti) ölçütlerinden en az ikisi var olma- lıdır.Bozuklukbelirginolaraktoplumsal,meslekiveyadiğerişlev-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
sellik alanlarında belirgin bozukluk ya da sıkıntıya yol açmalıdır (Uğurlu vd., 2003, s. 205).
Yerleşim yerini değiştirme (göç), aile yapısında dağılma, işsizlik ve barınma sorunları gibi afet sonrasında gelişen olumsuz yaşam olayları da psikolojik dayanıklılığın tükenmesine neden olmakta- dır. Felaketi izleyen günlerde insanların başlarına gelen felaketten başkalarını sorumlu tutulmaları ya da kendi kendilerini sorumlu tutmaları nedeniyle suçluluk duyguları içinde yaşanan travmanın artçı depremler gibi tekrarlandığı bilinmektedir. Travma sonrasın- dayaşananortamındestekleyiciolupolmaması,bireyinyardımağı ve destek kaynakları ve bireyin bu destek kaynaklarından yararla- nabilmesinin kolaylığı veya zorluğu travmanın etkisinin çabuk at- latılıp atlatılamayacağını, TSSB’nin kronikleşip kronikleşmemesini belirleyen önemli etkenlerdir (Bilgiç, 2011, s. 12).
Her türlü teknolojik gelişme ve bilgi birikimine rağmen dep- rem gibi doğal afetlerin meydana gelmesinin engellenmesi ya da durdurulması söz konusu değildir. Fakat afetlerden sonra insan ve toplum sağlığı üzerinde derin etkiler meydana getiren aksaklık ve yetersizliklerle başa çıkmak mümkündür. Afet olgusundan etkile- nenlerin yaşadıkları çaresizliklerle başa çıkmakta zorlandıkların- dan bu durum onlara psiko-sosyal yardım konusunu gündeme ge- tirir. Afetten etkilenenlere psikolojik yardımda onların başa çıkma kapasiteleri kilit bir rol oynadığından, yardım müdahalelerinde afetzedelerin psikolojik dayanıklılıklarını artıran yaklaşımlar ha-yati öneme sahiptir.
PsikodinamikTeoriler
Psikanalizin travmatik olayların psikolojik bozuklukların etiyo- lojisindeki rolüyle ilgili bakış açısı kimi araştırmacılar tarafından zamanzamaneleştirilmektedir.Ancakpsikanalizdikkatleincelen- diğinde,keşfedildiğiilkdönemlerdenitibarentravmatikyaşantıları anlamayavetedavietmeyeyönelikönemlikatkılarsağladığıgörül-
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
mektedir.Psikanalizinkendikuramsalarkaplanınauygunolarak tanımladığıpekçokpsikoterapitekniğitravmayayöneliketkilibir müdahale için avantaj sağlamaktadır. İyi bir terapötik ittifak kurul- masıiçinterapisthastaetkileşiminaktarımkarşıaktarımçerçeve- sindeçalışılması,yönlendiriciolmadanhastanınkendianlatımını kurmasına izin veren bir tarzla seansların yürütülmesi, yaşanan olayların bilinç dışı etkilerinin tanımlanması ve söze dökülmesi için çabalaması,terapistingerçeğeulaşmakiçinenacıvericiolaylara bileşahitliketmektenkaçınmamasıpsikanalizitravmaçalışmala- rındaönemlibirseçenekhalinegetirmektedir(Dürü,2017,s.218).
Travmatik olayların psikoanalitik modeli, travmatik yaşantı-nın çözümlenmemiş iç çatışmayı harekete geçirdiği varsayımına dayanmaktadır. Freud, şiddetli travmaların tüm savunma düze- neklerini aşarak ağır, acı verici şekilde yaşandığını, bastırma sa- vunmasının yetersiz kaldığını, egonun bununla baş etme gücünün kalmadığını ileri sürmektedir. Freud’a göre, egonun aşırı yüklen- mesine neden olan travmayla ilk karşılaşan koruyucu mekanizma- nın zorlanması sonucu, bireyin doğal uyum kapasitesi yıkıma uğrar ve kişi, tekrar kompulsiyonu gibi ilkel savunma biçimlerine geriler. Tedavide rahatsız edici olay ya da olayların ruhsal dalgalanmalarla tekrar tekrar yinelenmesinde, olayı pasif olarak yaşamanın çare- sizliğinden kurtulup, travmatik olayı aktif olarak yeniden kurarak egoya uyumlu hale getirme çabası vardır (Bilgiç, 2011, ss. 12-13). Terapide suçluluk, kızgınlık ve çaresizliği katlanılabilir hale getir- mede düzeltici duygusal deneyim sunulabilmelidir. Travmadan et- kilenenkişininkendineyönelmişöfke,suçlulukgibiduygularını ait olması gereken yere yönlendirerek egoyla uyumun sağlanması ve benliğin güçlendirilmesi nihai hedeftir.
BilişselDavranışçıTeoriler(BDT)
TSBB’yi açıklamaya yönelik olarak birkaç bilişsel kuram çer- çevesindefarklıaçıklamalaryapılmıştır.Yapılanaçıklamalarınbi-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
rinde, TSSB’nin kişinin var olan şemaları ile tehdit edici olay sıra- sındaki algısını örtüştürme ve travmaya bağlı gelişen uyarılma ile kişinin bunu normal düzeyde tutma isteği arasındaki çatışmadan kaynaklandığıilerisürülmüştür(İzci&Ünveren,2017, s. 34).Başka bir açıklamada travmatik olayın kişinin kendisine ve dünyaya iliş- kinoluşturduğubilişselşemalarıbozduğu,buyüzdenşemalaryeni- den yapılanırken içlerinde olumsuz ve uyumsuz inançların da yer almaya başladığı öne sürülmüştür (Bilgiç, 2011, s. 13). Bilgi işleme teorisyenlerine göre, TSSB’nin bilgi işlemedeki kusurdan ileri gel- diği öne sürülmektedir. Buna göre travmatik deneyimin yaşandığı andaki uyaranlara ait bilgi sözel, davranışsal ve fizyolojik tepkiler olarak kişinin belleğinde “korku yapıları” olarak yerleşmekte, kişi benzeriolayıyenidenyaşadığındabubellekbölgesiaktiveolmakta ve bireyin tehlikeli durumlardan kaçınmasını sağlamaktadır. Trav- ma sonrasında bireyin temel varsayımları zedelendiği hâlde insan- lar sıklıkla güvenli ve anlamlı bir dünya inancını sürdürmektedir (İzci & Ünveren, 2017, s. 34). Başka bir bilişsel teori de kişinin ken- disine ve dünyaya yönelik sahip olduğu temel varsayımların sarsıl- masını temel almaktadır. Bu teoriye göre insanların temel varsa- yımlarının merkezinde; dünyanın iyi ve güvenli bir yer, dünyadaki olayların anlamlı, kişinin kendisini değerli bir varlık olarak algı- laması yer alır. Bu varsayımlar kişinin dokunulmazlık (kendisinin başına kötü olaylar gelmeyeceği) inancına yol açar. Travmatik olay ise bu dokunulmazlık algısını sarsar, kişiyi tehlike ve ölüm tehdidi ile yüzleştirir. Bu ani karşılaşma bazı kişilerde travmaya yönelik anlamlı ve kabul edilebilir bir açıklama bulamama veya dünyanın güvenli ve adil ve düzenli bir yer olduğuna yönelik varsayımların yıkılması sonucunu doğurur. Yine başka bazı teoriler travmatik olayın bilişsel işlevler üzerine yaptığı değişiklikten ziyade kişinin hali hazırda sahip olduğu işlevlerinin belirleyici olduğunu savu-nur. Bu teorisyenler travmatik bir olayın ruhsal sorunlara yol açıp açmayacağınınolayınalgılanmasıylabağlantılıolduğunuönesür-
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
müşlerdir. Bu düşünceye göre travmatizasyon olayın şiddeti ile baş edebilecek baş etme kaynaklarının olmadığı algısından kay- naklanır.Aynışekildeatıf/yüklemeteorileritravmatikolaymey- dana geldiğinde insanların bunu anlamak, kestirmek ve kontrol edebilmek için çevrelerine ve yaşadıkları olaylara yönelik atıflarda bulunduğunu ve kişinin yaptığı atfın niteliğinin onun olaya nasıl tepkivereceğinibelirlediğinisavunur(Bilgiç,2011,ss.13-14).
Bireylerinzorzamanlarındaruhsalmukavemetleriniartırmak içinençokbaşvurduklarıyollardanbirinindedinolduğu,afetler- le başa çıkma gayretlerinde dinî inanç ve uygulamalara geçmişten berimüracaatedildiğisöylenebilir(Astinvd.,1993).İnsanlarafet esnasında ve sonrasında din konusunda duyarlı hale gelmektedir. Afetsebebiyleortayaçıkanzorlukvekaygılarinsanlarındineyö- nelmesinihızlandırmaktadır.Dininetkisiüzerineyapılanaraştır- malardaafetlerdentravmatikşekildeetkileneninsanlarınbüyük oranda dine yöneldikleri tespit edilmiştir (Overcash vd., 1996; Te- deschi & Calhoun, 1996; Kula, 2000; Schuster vd., 2001; Okumuş, 2002, s. 340). Aslında insanların çoğunda, kendilerini aciz bırakan felaketlerkarşısındadineyönelmeveilahibiryardımabaşvurma eğilimininkendiliğindenortayaçıkmasısıkçagözlemlenenbirol- gudur(Hökelekli,1993,s.87).Kur’an’dafıtratıgereğiinsanınbutür olağanüstü hâllerde daima bir yaratıcı güce sığındığı ve üstesin- dengelemediğiağıryükvemusibetlerikaldırmasıiçinşuurlarının derinliklerinden veya açıkça Allah’a yönelik yakarışlarına dikkat çekilmektedir (Yûnus, 10/12). Dinî inançlar, deprem gibi olağanüs- tüdurumlarkarşısındaadetainsanıntutunabileceğibirdalveya sığınabileceğibirlimanişlevigörmektedir.Ziradinin,afet,yıkım, ölüm,kayıpgibinedenlerinortayaçıkardığıtemelvaroluşsalkay- gıları gideren tatmin edici cevapları, psikolojik sağlamlığı güçlü şekilde desteklemektedir. Konuyla ilgili literatür din ve manevi- yatın travma mağdurları üzerindeki olumlu etkisini destekleyecek yeterliverivekanıtsunmaktadır(Bryant-Davisvd.,2012).
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Fakatafetlerdensonraherkesinaynıderecededineyöneldiğin- den bahsetmek doğru olmaz. Afet gibi olağanüstü ya da acil du- rumlar esnasında ve sonrasında insanların dinî eğilimlerinde ge- nellikle bir yükseliş görülmekle birlikte süreç her zaman bu yönde ilerlemez. Bazen de afet olaylarında olumlu bir dinî başa çıkma gerçekleştirilemez ve mevcut dinî yönelimler bile olabildiğince azalabilir hatta dinî değerlere saldırıya varan bir süreç başlayabi- lir. Yaşanılan sıkıntı ve sorunların kaynağını Allah’a atfetmek su- retiyle kişi kendini rahatlatmaya çalışır. Ancak olumsuz dinî başa çıkma metotları bireyin beden ve ruh sağlığını olumlu değil; olum- suz etkilemektedir (Kula, 2002, s. 250). Bu tür durumlar "Niçin ben seçildim? Neden ben?" gibi kaderle ilgili varoluşsal kaygıların or- taya çıkmasıyla başlar ve birey kendisini, çevresini ya da Tanrı’yı sorumlu tutma ya da suçlama eğilimine yönelebilir (Peker, 2008,s.249).Böyledurumlardakişidecezabeklentisioluşurvegerek- li manevi desteğe ulaşılamadığında din değiştirme ve intiharlara kadar varan bir süreç yaşanabilir. Çünkü sorumluluk hissi suçluluk duygusuna, suçluluk duygusu kızgınlık ve öfkeye, öfke de ruhsal çöküntüye dönüşür.
2. Afet-DinİlişkisiveAtıfTeorisi
Din,insanlarınbireyselyaşantılarındakiolaylarvesosyalçev- relerindekidünyaarasındakiilişkihakkındainançvedeğerlersis- temi önermesi bakımından, insan hayatının önemli bir parçasıdır. Çünkü dinler genellikle belirli olayların neden gerçekleştiğine dair kapsamlıaçıklamalardabulunur.Yaşamserüvenleriboyuncain- sanlarzamanzamanafetgibitravmatikolaylarlakarşıkarşıyaka- lırlar.Acıvetravmalaranedenolanbuolaylarındeğerlendirilme- siveyorumlanmasındainanç,dinîaçıklamaveuygulamalarayer verildiğiölçüdeafet-dinilişkisisözkonusuolmaktadır.Herhangi bir afet olayı ile ilgili afetin meydana gelme sebebi, vukuunda ne- lerinyapılmasıgerektiğiveafetlerdennasılkorunulabileceğigibi
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
konuların dinî inanç ve metinler çerçevesinde değerlendirilmesive açıklanması, afet - din ilişkisinin kurulmasını gerektirmektir. İnsanoğlu afetleri anlamlandırmak ve bunlarla başa çıkmak için jeoloji, jeofizik, meteoroloji, sismoloji vb. pek çok bilim dalının ve- rilerinden hareketle afet öncesi, anı ve sonrası hakkında ayrıntılı bilgiler edinebilmekte, yıkıcı etkileriyle başa çıkmak için çareler aramaktadır.
Diğerbilimdallarıgibiafetlerianlamavebaşaçıkmayollarını aramadainsanlarınençokmüracaatettiğikadimyollardanbirisi dedinîyönelişveaçıklamalardır.Dinpsikolojisialanındayapılmış olan bazı çalışmalar, ümitsizliğe ve çaresizliğe neden olan afet gibi olaylarkarşısındainsanıngenellikledinselaçıklamayöntemleri- ne ve dinî pratiklere başvurduğunu ortaya koymaktadır. Psikolog- lar, özellikle dinî inancın bir bütün olarak bireylerin psikolojileri üzerindeolumluetkilerbıraktığıgerçeğinedikkatçekmiştir.Afet gibi travmatik bir deneyimden sonra, mağdurlar üzerinde dinî açıklamaların olumlu etkisi olabileceğinden bireylerin yaşadığı sorunlarla mücadele etmede din, önemli bir motivasyon kaynağı- dır(Bryant-Davisvd.,2012).Dindarolmayaninsanlariçintravma sonrası stresle başa çıkma sürecinde bir seçenek olmasa da çeşitli dinîritüellerveinançlardindarinsanlarınstreslebaşaçıkmaları- nayardımcıolur.İnsanlartravmabaşlamadanönceiçindebulun- dukları dengeli ruh haline geri dönebilmek için travmalarıyla başa çıkmanın kendilerine uygun yollarını bulmalıdır. Afetlerle ilgili yapılanaraştırmalardadinîbaşaçıkmasürecindeöncekidinîbiri- kiminönemininaltınıçizilmektedir.Yinebuçalışmalarınönemli bulgularındanbirisidemanevibirikiminafetsonrasıgelişenşok anındaverilentepkininolumluolmasıüzerindeetkiliolduğuko- nusundadır (Eryücel, 2013, s. 64). Sadece afetler için değil insanın hayatıboyuncabütündavranışlarındaçalışma,tedbir,tevekkül, irade, kader ve kaza gibi değerlerin önceden dikkate alınmasını hatırlatmaküzereKur’an’da;işlediklerigünahlar,yaptıklarıkö-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
tülükler ve ahlaki yoksunlukları sebebiyle helak edilen pek çok kavimden bahsedilmektedir. Deprem, sel, tufan, fırtına gibi afet- lerin cezalandırılmayı hak eden toplumlar üzerine helak aracı olarak gönderildiği, kıssalarla detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Toplumların çöküşü ve yok edilmesinde önemli rol oynayan afet- lerle ilgili Kur’an’daki anlatımların günümüzde yaşanan afetlerin öncesi, afet esnası ve sonrası yaşananlarla ilişkilendirilerek açık- lanması ve yorumlanması oldukça kritik ve tartışmalı konular olup afet olaylarından etkilenenlerin psiko-sosyal durumu, son derece hassas ve özenli bir yaklaşımın esas alınmasını gerekli kılmaktadır. Kur’an’da geçen ve insanın afetler karşısındaki tavrını belirlemeyi amaçlayan söz konusu öğretiler, din psikolojisinde genellikle atıf (yükleme) teorisi bağlamında ele alınmaktadır.
Atıfteorisinegöreinsanlar,yaşadıklarıtecrübelerianlamayave anlamlandırmaya çalışırken genellikle dinî ya da dinî olmayan atıf- larda bulunmaktadır. Dinî atıflar konusu din psikolojisi ve ilahiyat ilimlerinin kesişme noktasında bulunmaktadır. Dinlerin önemli bir niteliği, olayların nedensel açıklamalarını yapmak ve insanların yaşadığı varoluşsal problemlere hazır kalıp çözümler sunmaktır. Afet sonrasında da insan ilk olarak olup biteni anlamlandırma, ya- şadığı olayları izah etme çabası içine girmektedir. Atıf teorisi, bi- reylerin bu olayları psikolojik açıdan nasıl açıkladığı üzerinde du- rur(Yaparel,1994,s.275).Dindesözkonusuteoriyebenzerşekilde insanlığın başına gelen anlaşılması ve açıklanması güç olayları açıklamakta, belirsizlik ve anlamsızlığın meydana getirdiği kaygıyı dindiren cevaplar sunmaktadır. Bu açıdan atıf teorisi ile din arasın- da fonksiyonları bakımından yakın benzerlik bulunmaktadır. Dinî atıflar, insanın istemediği hâlde yaşamak zorunda kaldığı olayları açıklamaklakalmamakta,aynızamandaonaruhsalbirdinginlik ve sükûnet de vermektedir (Demir, t.y., ss. 185-186). Dolayısıyla yaşanılan sıkıntılar ve afetler karşısında insanı teskin etmede dinî inancınveatıflarınçokönemlibirrolüolduğusöylenebilir.İnsa-
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
nın yaşadığı olaylara anlam verme ve birtakım sebepler atfederek etrafında olup bitenleri açıklama çabası onun kaygıdan kurtulmave nihai anlamda mutluluk arayışı olarak değerlendirilebilir.
Eğerbirey,etrafındaolupbitenlerebiranlamverebilirse,çev- reye uyum sağlayabilir. Aksi takdirde kendini boşlukta hisseder ve psikolojikrahatsızlıklaryaşayabilir.Ortayaçıkanböylebirtablo, evrenileolanuyumumuzualtüstedebilir(Gürses,2008,s.360). Afet olgusu karşısında Tanrı- evren ilişiklisini anlamak için, tarih boyuncadinlervefelsefisistemlertarafındanfarklıeğilimleriiçe- rençeşitliaçıklamalaryapılmıştır.Literatürdeafetlerinİslamdini açısından nereye yerleştirileceği konusunda çok farklı görüşler bulunmaktadır. Afet-din ilişkisi çerçevesinde üzerinde görüşler bildirilenkonulargenelliklekaderinancıetrafındakümelenmek- tedir.Afet-kaderilişkisiileilgilikadimsorularafarklıparadigma- lar tarafından verilecek cevaplar afet ve din arasındaki ilişkinin de düzenleyicisi olacaktır.
3. BaşaÇıkmaStratejisiOlarakKaderİnancı
“Yıkım, can ve mal kayıpları ve travmalara neden olan afet gibi olağanüstü olayların meydana gelmesi Allah tarafından insanlara verilen bir ceza mı yahut bir ikaz mı ya da doğa kanunlarına göre gerçekleşen dinle ilgisi bulunmayan bir doğa olayı mı yoksa Al- lah’ın insanlar için önceden takdir etmiş olduğu ilahi bir kader mi, ölümlerin, yıkımların, kayıpların, acıların, travmaların sorumlusu kim, birey mi, toplum mu, Allah mı?” gibi sorulara insanlık tarihi boyuncacevaplar aranarak başa çıkma mekanizmaları geliştirilme- ye çalışılmıştır. Afetlerden sonra sosyal desteğin yanı sıra “anlam bulmak” tüm insanlar tarafından kullanılan en önemli başa çıkma mekanizmasıdır. Kader inancı çerçevesinde afetlere anlam bulma, yaygın olarak müracaat edilen yollardan biridir. Ancak afet ve ka- der arasındaki ilişkinin hassasiyeti, kader inancının gerek teolojik yorumlarınıgereksepsiko-sosyalarkaplanınıanlamayımümkün
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
kılan bir strateji içinde ele alınmasını gerektirmektedir. Zira kader konusunda yapılan teolojik-bilimsel tartışmalar tamamlanmış de- ğildir. İnsanlar kader inancını bilgi birikimleri, kişilik özellikleri, eğitim durumları, hayat tecrübeleri vb. pek çok faktörün etkisiyle farklı şekilde algılamakta ve yorumlamaktadırlar.
Olağanüstü durumlar karşısında kaderle ilgili dinin kendisine verdiği kalıplardan birini kullanması, bireyin ruhsal durumunu dao istikamette etkilemektedir. Olumlu dinî başa çıkma stratejisinde stres meydana getiren bir olay deneyimlendiğinde Allah’ın kişiye nasılyardımedeceğinitecrübeetmeyeodaklanmasözkonusuyken olumsuzda ise Allah tarafından cezalandırılmayı hak edecek ne ya- pıldığı düşünülür. Olumlu dinî başa çıkma stratejisi, zorluklara kar- şı mukavemeti ve psikolojik iyi oluşu desteklerken olumsuz başa çıkma stratejisi suçluluk, utanç, öfke ve ruhsal çökkünlüğü arttır- maktadır. Felaketin meydana getirdiği problemlerin uyardığı öfke, kaygı ve aşırı gerginlik haliyle olumlu başa çıkamayan insanlarda kendini değersiz görme, peşin hüküm, kin, nefret gibi negatif/ olumsuz duygu ve tutumlar tezahür edebilir ve bu kişilerde uyum bozukluğu ortaya çıkar. Buna göre; afet olaylarından sonra afet gerçeğini yansıtmayan, travmanın sıcaklığı henüz soğumamış ve daha yaralarını saramayan insanları ilzam edecek şekilde, intikam, ceza, azap vb. ilahi tehdit yaklaşımlarıyla yapılan dinî atıf/yükle- meler ve insanların bir kısmını suçlama, ötekileştirme ve günah- kâr gösterme çabaları Allah’ın Sabır, Rahman ve Rahim gibi isim- lerine uygun düşmediği gibi bireylerin de beden ve ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir. Felaket olaylarını Allah’ın bir gazabı ya da cezalandırması olarak değerlendirmek Allah’a darılma, kızma ve O’ndan uzaklaşma gibi olumsuz durumları beraberinde getirebilir (Köse & Küçükcan, 2000, s. 81). Ayrıca çöküntü ve umutsuzluk gibi sırf olumsuz duygular kişiyi Allah’a yaklaştırmaz aksine uzaklaştı- rır. Hatta Allah’a isyan ve düşmanlık tepkilerini uyandırabilir (Bat- man, 2008, s. 32).
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
AfetdurumunuAllah’ınbircezasıolarakdeğerlendirmekdinî başa çıkma metotlarından biri olabilir. Yani psikolojik açıdan dene- yimlenenbirolayınAllah’ıncezalandırmasıolarakdeğerlendiril- mesi,başaçıkmanınbilişselboyutundayeralanolayaanlamver- me çabası olarak değerlendirilebilir. Bu şekilde birey tecrübe ettiği durumuanlamlandırarakbuanlamçerçevesindekendinceolaya yadasorunayaklaşmaktadır.BöyleceyaşananafetolayınıAllahta- rafındankendilerinegönderilmişbircezaolarakdeğerlendirmek suretiyle felakete bir anlam kazandırılmıştır. Hatta buna Kur’an’da helakedilişleribildirenpekçokkavminişlediğigünah,yaptığıkö- tülük,ahlakiyöndenyozlaşmalarıgibiyaşayışlarvecezalandırıl- ma şekilleri arasında kurulabilecek ilişki benzerliği gerekçe olarak sunulabilir.Ancakbutürdinîyüklemelerineksikveyüzeyseldinî bilgilerleyapıldığıaçıktır.Kur’an’dahelakedilentoplumlarınyok edilme sebeplerine ait açıklamalar dikkatle incelendiğinde, helak edilen toplumların helak olmasındaki ortak hususun, o toplumla- rın kendilerine gönderilen peygamberleri inkâr etmeleri, yalan- lamaları,onlarazararvermelerisebebiylegerçekleştiğianlaşılır. Hatta bazılarında peygamberlerinin böylesi inkârcı bir toplumu artık ortadan kaldırması yönünde duaları söz konusudur. Peygam- berimizinbuyöndebirduasıolmadığıgibiöncekidinlerileİslam da aynı değildir. Yani artık kıyamete kadar İslam’dan başka bir din ve peygamberimiz Hz. Muhammed (sas)’den başka bir peygamber gelmeyecektir. Hz. Peygamber’den sonra artık önceki kavimlerde olduğu gibi bir kavmin topluca helak edilmesi değil kıyamet söz konusudur. Kaldı ki, psikolojik açıdan da afetin sadece ilahi bir cezalandırılma olarak algılanması, gerek felaketi deneyimleyen afetzedelervebundanetkilenenlergerekseherhangibirşekilde afetten etkilenmese dahi aynı toplumda yaşadığı için diğer top- lum bireylerinde doğrudan ya da dolaylı olarak suçluluk duygusu, Allah’a güvenme ve yönelmede isteksizlik, kendileri dışında suçlu aramagibibazıolumsuzduygularıortayaçıkartabilecektir(Kula,
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
2002, ss. 253-254). Kısaca afetleri Allah’ın bir cezası olarak değer- lendirmek, onun meydana getirdiği zorluklarla başa çıkmayı ve ge- lişen durumlara uyum sağlamayı zorlaştırabilecektir. Çünkü böyle bir değerlendirme sonucunda bireyler genelde kendisinin ya da kendisi dışındakilerin suçlarının cezası olarak bu olayın gerçekleş- tiğini düşünebilecek ve böylece bireylerde oluşabilecek aşırı suç- luluk, günahkârlık, değersizlik, ümitsizlik, çaresizlik gibi duygular ruhsal travmayı derinleştirebilecektir.
Afet ve sıkıntıların insana verilmiş salt bir ceza olarak algı- lanması doğru değildir (Karaman, 2020, s. 914). İslam’daki kader inancı, afetleri Allah’ın insanlara verdiği cezalar olarak üzerinde sorgulama yapılmayan, olduğu gibi kabul edilmek zorunda olunan ve engellenemeyen olaylar olarak kabul eden görüşlerle örtüşme- mektedir. Ancak afetlerin bir kader olarak görülmesi ve Allah’ın birer ikazı olarak düşünülmesinin, afetler meydana gelmedenönce gerekli tedbirlerin alınmasına, onu doğuran nedenlerin ve koşulların incelenmesine engel olmadığı düşünülmektedir. Keza kader, inanıldığı durumda tedbirin bırakılacağı değil; aksine önce tedbirin alınıp sonra tevekkül edilmesinin istendiği bir olgudur. İslam âlimleri başlangıçtan itibaren afetlerin, Allah’ın koyduğu ya- salar çerçevesinde gerçekleştiğini ifade etmişlerdir. Bununla bir- likte Kur’an’da insanların başına gelen bazı felaket ve musibetler- de, onların kendi elleriyle işledikleri olumsuzlukların payının da bulunduğuna dikkat çekilmektedir (Şûrâ, 42/30). İnsanın hayatta karşılaştığı korku, deprem, üzüntü, hastalık, kıtlık gibi sıkıntılar, imtihan ve musibet kapsamında değerlendirilmektedir.
Psikolojik perspektiften bakıldığında ise kader inancının asıl fonksiyonu bütün bir dinî hayatı dinamik şekilde beslemesi ola-rak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim kader inancı önemli ölçüde psikoterapik işlevselliği de olan; çalışma ve güvenme, sığınma ve inanılan varlığın yardımını bekleme, en ümitsiz durumlarda dahi ümitvarolma,olumludurumlardaisekibirleniptedbirieldenbı-
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
rakmama,herdurumdaAllahileilişkiyikesmeyipbilakisgüçlen- dirmegibidinîhayataçısındansondereceönemlifaktörlericanlı tutmaktadır (Karaca, 2006, s. 489). Bu yönüyle kader inancı, bireyi bir taraftan tehlike algıladığında kaygılarından arındırmak diğer taraftan güvenli hissettiğinde ise tedbirsiz bulunmaktan alıkoyan birtampongöreviüstlenipamaçveanlamduygususağlamaksure- tiyleolumludinîbaşaçıkmastratejisinedönüşmektedir.
Kader inancı bağlamında dinî inanç ile başa çıkma arasında üç boyutlu bir ilişkiden söz edilmektedir. İlk olarak kader inancı başaçıkmasürecinin“birparçası”olabilir.Suçluluk,kaygıveöfke gibiduygularınnedenolduğurahatsızlıklarakarşıbirtürtesellive yatıştırmavasıtasıolarakişlevgörür.Anlamavesorunlarınüste- sinden gelme noktasında kader inancı kendiliğinden devreye girer vesorunlarıyücemercilerehavaleetmedeinsanayardımcıolur. Özellikleafetgibitravmatikvetrajiktecrübelerkarşısındadinsel yorumlama ve telafiler olumlu neticelere yol açabilir. İkinci ola- rakkaderinancıbaşaçıkmaya“yardımcı”olabilir.Zirabuinanç, başa çıkma sürecini farklı tarzlarda şekillendirme gücüne sahip- tir.Kaderinancınınsadecetravmatikvetrajikproblemleriçözme konusundadeğil,aynızamandayoğunlukderecesifarklıpekçok bunalımlı dönemde de kişiyi ruhen destekleyici ve manen koruyu- cu bir unsur haline gelebildiğini söylemek mümkündür. Son olarak kaderinancıbaşaçıkmasürecinindoğalbir“ürünü”olabilir.Zira acıtecrübeler,insanıdinîbağlılıklarayöneltebilir(Batman,2008, ss. 23-24). Bireyin karşılaştığı sorunları aşarken daha fazla dindar- laşıyorolmasıkaderinancınınbaşaçıkmasürecininbirürünüha- line gelmesi şeklinde yorumlanabilir.
Hülasadin,dindarinsanakaderinancıaracılığıylaTanrı’ya ve
kadere atıf yapma seçeneğini sunmaktadır. Dindar birey, kadere atıf yaparak başa çıkamadığı olayların ağırlığından kurtularak, ruh sağlığını olumlu yönde desteklemektedir (Kartopu, 2013, s. 258).
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Sonuç
SonyıllardabütündünyayıetkisialtınaalanCovid-19pandemisi veülkemizdearkaarkayameydanagelendeprem,selgibidoğalafet- lerilekomşubölgelerimizdedevamedençatışmalarsonucuyaşa- nangöçlebirliktegelensorunlar,dikkatlerinolağanüstüdurumların yaygınlığıvetravmatiketkileriüzerinetoplanmasınasebepolmuş- tur.Butürolaylardansonrainsanlarınsıklıkla“dineyönelmesi”,ya- şanantravmaileilgiliolarakmaneviyatvedininyerihakkındailgi bekleyenbirçokaraştırmakonusunugündemegetirmiştir.Afetlerin ruhsağlığıüzerindekitravmatiketkileriilebaşaçıkmadadininetki- si,inançlarınpsikolojikiyioluşüzerindekietkisi,manevivedinîkay- nakların travmanın iyileşmesindeki yeri ve travma sonrasında ma- neviyat ve din, dinî inanç ve uygulamaların afetlerle mücadeledeki rolü gibi konular acil olarak çok yönlü araştırılmayı beklemektedir.
Afetlerin ruh sağlığı üzerindeki etkileri ile başa çıkmada kader inancının nasıl bir manevi destek stratejisi olabileceğine odakla- nan bu çalışmada kader inancının felaketlerin anlamlandırılmasıve zorluklarla başa çıkma sürecine olumlu katkıları incelenmiştir. Ayrıca kader inancının güçlü bir problem çözme fonksiyonu üstle- nerek kabullenme ve uyum sürecinde önemli bir rol oynadığını da eklemek gerekir. Bu yönüyle kader inancının, dindar bireyler için dinî başa çıkmanın çok önemli bir stratejisi olduğu açıktır. Araş- tırma sonunda ulaşılan sonuçlara göre afet sonrası travmayla başa çıkma çabaları sıklıkla manevi ve dinî unsurlarla özellikle de kader algılarıyla yakından ilişkilidir. Kader inancıyla ilgili algılar ve aynı manevi ve dinî faktörler, travma sonrası iyileşme sürecini hem kolaylaştırabilmekte hem de zorlaştırabilmektedir. Öyle ki, din ve manevi faktörlerin olumsuz kullanılması ruh sağlığını da olumsuz etkilemektedir. Dini inançlar kişiye, problemini anlama ve onun-la mücadele etme azmi verdiği ölçüde olumlu; psikolojik çatışma, öfke, utanç, umutsuzluk, güvensizlik, değersizlik duygularını bes- lediği ölçüde olumsuz etkiler yapmaktadır (Yapıcı, 2007, s. 94).
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Yurt dışında yapılan bazı çalışma sonuçlarına göre travma son- rası bireylerin iyileşmeleri için dinî, manevi kaynaklarını keşfede- bilecekleri güvenli bir grup ortamı sağlamanın hem psikolojik hem de manevi sıkıntıyı hafifletmede etkili olduğuna dair bazı sonuçlar elde edilmiştir. Ancak, afet sonrası psiko-sosyal destek bağlamın- da manevi yardım sağlayacak kişilerin “travma konusunda bilgili” olması gerekir. Öte yandan dinî açıklama ve öğretilerin acı çeken insanlara neler sunduğu, travmanın iyileşmesine yardımcı olabi- lecekleri yollar konusunda manevi danışman ve diğer ruh sağlığı profesyonelleri arasında daha yakın işbirliği için gerekli adımların atılması gerekir. Son olarak, dinin şifa veren, ayağa kaldıran, iyi- leştirici gücünden yeterince istifade edebilmek için, afet sonrası travmanın etkisiyle insanların dine yönelmesini dikkate alan ve maneviyatla bütünleşmiş terapötik müdahaleler konusunda çok yönlü ciddi araştırmaların artması gerekir.
Kaynakça
Aldemir,Ü.,Bozbey,M.,Duran,M.S.,Erbay,S.,Ergünay,O.,Ha- yır, A., & Kadirioğlu, F. T. (2014a). Afet. İçinde Açıklamalı Afet Yö- netimiTerimleriSözlüğü(s.23).T.C.BaşbakanlıkAfetveAcilDurum Yönetimi Başkanlığı.
Aldemir,Ü.,Bozbey,M.,Duran,M.S.,Erbay,S.,Ergünay,O.,Ha- yır, A., & Kadirioğlu, F. T. (2014b). Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB). İçinde Açıklamalı Afet Yönetimi Terimleri Sözlüğü (s. 148). T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı.
Astin,M.C.,Lawrence,K.J.,&Foy,D.W.(1993).Posttraumatic stress disorder among battered women: Risk and resiliency fac- tors.ViolenceandVictims,8(1),17-28.
Batman,E.(2008).Yaşamın Zorluklarıyla Başa Çıkmada Kaderİnan- cınınRolü [Yüksek Lisans Tezi]. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilim- ler Enstitüsü.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Bilgiç,S.(2011).TravmaSonrasıStresBozukluğuveAkutStresBo- zukluğuİleUyumBozukluğununKlinikAçıdanKarşılaştırılması [Tıpta Uzmanlık Tezi]. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi.
Bryant-Davis, T., Ellis, M. U., Burke-Maynard, E., Moon, N., Counts, P. A., & Anderson, G. (2012). Religiosity, spirituality, and trauma recovery in the lives of children and adolescents. Profes- sional Psychology: Research and Practice, 43(4), 306-314. https://doi. org/10.1037/a0029282
Demir,R.(t.y.).AfetPsikolojisiveSosyolojisi.İstanbulÜniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi.
Dürü, Ç. (2017). Travma ve Psikanaliz. TürkiyeKlinikleriPsikoloji- ÖzelKonular-AfetPsikolojisiÖzelSayısı,2(3),218-224.
Eryücel, S. (2013). Yaşam Olayları ve Dinî başa çıkma [Doktora Tezi]. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Gürses, İ. (2008). Yükleme Teorisi ve Din İlişkisi Üzerine Bir De- ğerlendirme.UludağÜniversitesiİlâhiyatFakültesiDergisi,17(2),359- 377.
Hökelekli,H.(1993).DinPsikolojisi.TürkiyeDiyanetVakfıYayın- ları.
İzci,F.,&Ünveren,G.(2017).TravmaSonrasıStresBozukluğun- da Bilişsel Davranışçı Terapi ve Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştır- maveYenidenİşleme.BilişselDavranışçıPsikoterapiveAraştırmalar Dergisi, 6(1), 31-38.
Kandemir,Y.(2006).KaderİnancınınPsikoterapikAçıdanFonksiyo- nu [Yüksek Lisans Tezi]. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens- titüsü.
Karaca, F. (2006). Kader Algısı-Ruh Sağlığı İli̇şki̇si̇ Üzeri̇ne Em- pi̇ri̇k Bi̇r Araştırma (Farklı Kader Algılarının Psikoterapik Değeri Üzerine).İslamiAraştırmalarDergisi,19(3),479-489.
Kartopu,S.(2012).KaygınınKaderAlgılarıİleİlişkisi–Kahraman- maraş Örneği– [Doktora Tezi]. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Kartopu, S. (2013). Kaygının Kader Algıları İle İlişkisi-(Kahra- manmaraş Örneği). GümüşhaneÜniversitesiİlahiyatFakültesiDergisi, 2(3), 238-260.
Kilit,N.N.(2019).KaderAlgısı-PsikolojikİyiOluşİlişkisiÜzerineBir Araştırma [Yüksek Lisans Tezi]. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Köse,A.,&Küçükcan,T.(2000). DoğalAfetlerveDin.İSAM.
Kula,N.(2000).DepremveKıyametBenzetmesi.UludağÜniver- sitesiİlahiyatFakültesiDergisi,9(1),352-360.
Kula,N.(2002).DepremveDinîbaşaçıkma.GaziÜniversitesiÇo- rumİlahiyatFakültesiDergisi,1(1),234-255.
Okumuş,E.(2002).TabiiAfetler,DinveToplum(MarmaraDep- remiÖrneği).İslamiAraştırmalarDergisi,15(3),339-373.
Overcash,W.S.,Calhoun,L.G.,Cann,A.,&Tedeschi,R.G.(1996). Coping with crises: An examination of the impact of traumatic events on religious beliefs. TheJournalofGeneticPsychology, 157(4), 455-464. https://doi.org/10.1080/00221325.1996.9914878
Oyanık, M. (2015). Afet Bilinci ve Kader İlişkisi: Gümüşhane Örneği [Yüksek Lisans Tezi]. Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens- titüsü.
Peker, H. (2008). Din Psikolojisi (3. bs). Çamlıca Yayınları. Schuster,M.A.,Stein,B.D.,Jaycox,L.,Collins,R.L.,Mars-
hall, G. N., Elliott,M. N., Zhou, A. J., Kanouse, D. E., Morrison, J.L., & Berry, S. H. (2001). A national survey of stress reactions af-ter the September 11, 2001, terrorist attacks. The New England JournalofMedicine,345(20),1507-1512.https://doi.org/10.1056/ NEJM200111153452024
Tedeschi,R.G.,&Calhoun,L.G.(1996).ThePosttrauma- tic Growth Inventory: Measuring the positive legacy of trauma. JournalofTraumaticStress, 9(3), 455-471. https://doi.org/10.1007/ BF02103658
Uğurlu,M.,Bakım,B.,Güveli,M.,Karamustafalıoğlı,K.O.,Soy-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
dal, T., & Ergüder, T. (2003). Afet Yaşantıları, Afet Psikiyatrisi ve BingölDepremiSonrasıRuhsalMüdahaleProgramı.DüşünenAdam, 16(4), 203-210.
Yaparel, R. (1994). Depresyon ve Dini İnançlar İle Tabiatüstü Nedensel Yüklemeler Arasındaki İlişkiler. D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, 8(1), 275-299.
Yapıcı, A. (2007). Ruh Sağlığı ve Din: Psiko-Sosyal Uyum ve Dindar- lık. Karahan Yayınları.
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
SerapTURSUN1
Giriş
İnsanhayatındaanidengelişenolumsuzdurumlarhempsiko- lojikhemdefizikiaçıdansıkıntılaranedenolur.Yaşanılanolayın zorlukderecesinegöre,insanpsikolojisiüzerindetesirideoderece etkili olur. Kişinin fiziki ve manevi yönden güçlülüğü, bu tür du- rumlarla karşılaştığında daha bir önem kazanır. Hazırlıksız yakala- nılan bu durumlar karşısında maddi ve manevi yönden desteklen- mesi,kişininkendinitoparlayıphayatadevametmesikonusunda en önemli güç kaynağı olur.
Afetlerden sonra da hayat devam ettiğinden, kişi yaşadığı zor- lukları aşmak ve günlük yaşamını sürdürebilmek için yapılması gerekenler konusunda bazı çözüm yolları arama çabası içine girer. İnsanın karşılaştığı sorunları aşmada sorunun niteliğine göre fark-lı çözüm yolları mevcuttur. Eğer sorun sağlık ile ilgili ise öncelikle tıbbi, kanuna dayalı bir sorun ise hukuki, ruhsal bir sorun ise psi- kolojik, ruhsal ve manevi boyutu olan bir sorun ise manevi yönden çözüm arayışı gerçekleştirir (Kula, 2016, s. 45).Manevi danışman- lık, bireyin hastalık, engellilik, doğal afete maruz kalma (deprem, sel felaketi, yangın vs.), kayıp duygusu yaşama gibi zor durumlara maruz kaldığında ve yaşadığı zorlu yaşam koşullarında, yaşadık- larını anlamlandırma sürecine, dinî/manevi referanslardan ha- reketle çözüm yolları sunarak katkıda bulunan bir danışmanlık hizmetidir.Başkabirifadeylebireyinanlamlandırma,yorumlama
1 Manevi Danışman, Diyanet İşleri Başkanlığı.tursunserap9@gmail.com
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
yeniden inşa etme sürecinin desteklenerek, yaşadığı sorunun geli- şim ve olgunlaşması için bir fırsat gibi görülüp değerlendirilmesini hedefler (Ayten, Din ve Sağlık, 2018, s. 124)
1. AfetNedir?
Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) afeti, bir toplu- mun tamamı veya büyük bölümünde önemli derecede ekonomik, sosyal ve psikolojik etkiler oluşturan, hayatın günlük akışını sekte- ye uğratan ya da tamamen durduran, baş etme kapasitesinin çoğu zaman yeterli olmadığı durumlar olarak tanımlamaktadır (AFAD, 2014, s. 23).
İslam dininde afet, fıkıh ilminde açıklanmakla birlikte; bir in- sanınmüdahalesiolmadanoluşanzararlarıveinsanıniradesini ve muhakemesini bozan halleri ifade etmektedir (İslam İlmihali, 2020).Kur’an değişik doğal felaketlere işaret ederken bunların gökten kasırga, aşırı yağış ve benzeri veya yerin altından deprem, volkanik patlamalar gibi beklenmedik felaketlerin gelebileceğin- den bahsetmektedir (Seyyar & Yumurtacı, 2016, s. 4). Şimdi doğal afetlerdenbiriolandepremveoluşumşekillerinegöredepremçe- şitlerine bir göz atalım.
1.1. DepremNedir?
Deprem, yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri or- tamları ve yer yüzeyini sarsma olayına verilen isimdir (İşçi, 2008,s.959).Geçmiştengünümüzedünyadanveülkemizdenörneklerini gördüğümüz, duyduğumuz, yaşadığımız deprem örnekleri vardır. Bugüne kadar farklı şiddetlerde depremler yaşandığı gibi dünya durdukça depremler yaşanmaya devam edecektir. İnsan hayatını en derinden etkileyen büyük felaketler arasında yer alan deprem- lerin gerçekleşeceği bilindiği hâlde nasıl çokça yıkıma ve can kay- bınanedenolduğu,herdevirdearaştırmakonusuolmuştur.Olu-
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
şumşekillerinegöredepremçeşitlerişunlardır;
Tektonik Depremler; Yerin merkezine yakın olan levhaların hareketleri sonucu oluşan depremlerdir. En tehlikeli deprem türü olarak bilinir. Ülkemizde ve dünyada en çok görülen deprem çe- şididir, yeryüzündeki depremlerin %90’ı tektonik depremlerdir. Volkanik Depremler; Volkanik patlamalar sonucu oluşan deprem- lerdir. Daha çok aktif yanardağların olduğu Japonya ve İtalya gibi ülkelerde görülür. Ülkemizde yanardağ olmadığı için bu tür dep- remler görülmez. Çöküntü Depremler; Yer altı madenlerinin eri- mesiyle galeride meydana gelen çökmeler sonucu, (enerjileri az olduğuiçin)fazlazararayolaçmayandepremlerdir.Tsunami;Odak noktası deniz dibinde olan depremlerdir. Genellikle denize yakın yerlerde gerçekleşen oluşumlardır (İşçi, 2008, s. 951).
Türkiye’de görülen depremler tektonik depremlerdir. Sıcak lavların üzerinde hareket eden levhaların arasındaki sürtünmeden meydana gelir, sürtünmeler sonucu gerilme enerjisi birikir ve kı- rılmalar yaşayarak fay bölgelerinde büyük sarsıntılara neden olur. En yıkıcı depremler arasında yer alır, enerjisi büyük olduğu için sonucu da büyük olur.
1.2. Türkiye’deGörülenEnBüyükDepremler
OsmanlıDönemi'ndeilkbüyükdepremMarmaraDenizi’nde Adalar yakınlarında 10 Eylül 1509 yılında meydana gelmiştir. Dep- reminbüyüklüğüvemeydanagetirdiğiağırhasarsebebiylehalk arasında “Kıyameti Suğra/Küçük kıyamet” olarak adlandırılmıştır. Sonraki dönemlerde de çeşitli aralıklarla depremler yaşanmaya devam etmiş ve ağır hasarlar ve çok sayıda can kayıplarıyla sonuç- lanmıştır(AFAD,2018,s.17).
Cumhuriyet tarihinde yaşanan depremlerin en şiddetlisi 27 Aralık1939Erzincandepremidir.Türkiyetarihininenciddiza- rar veren depremlerinden biri olan Erzincan depremi ise dünya-dameydanagelenbüyükdepremlerdenbiriolaraksayılmaktadır.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Yaklaşık 33 bin kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmış, 116 bin civarında bina yıkılmıştır. 26 Kasım 1943 Ladik depremi; SamsunLadikilçesiyakınlarındameydanagelen7.2şiddetinde- ki deprem çok geniş bir alanı etkilemiştir.19 Ağustos 1966 Var-to depremi; Muş’un Varto ilçesinde meydana gelen deprem Tür- kiye’de tarihin en büyük hasarlarına yol açtığı depremlerden bir tanesidir, aynı yıl 2 deprem gerçekleşmiştir ikinci deprem ilkinden dahayıkıcıhasarlarvermiştir.17Ağustos1999Gölcükdepremi;17 Ağustos sabahı gerçekleşen Gölcük merkezli deprem büyük çapta can ve mal kaybınınyaşandığıson dönemlerde yaşanan en şiddetli depremdir. 18 bine yakın kişinin öldüğü 25 bine yakın kişinin de yaralandığı söylenmektedir. Son yüzyılın en büyük depremlerin- den biridir (Aktürk & Albeni, 2002, s. 1-18).
Yakın zamanda gerçekleşen bir diğer deprem 25 Ekim 2011Van depremi de önceki depremler gibi ağır kayıplara neden ol- muştur. Çalışmamızda adı geçen 24 Ocak 2020 Elazığ depremi; merkez üssü Elazığ’ın Sivrice ilçesi olmakla beraber, Elazığ ve Malatya şehir merkezleri başta olmak üzere yakın çevredeki bü- tün illerden hissedilmiştir. 41 vatandaşımızın hayatını kaybettiği 1607 vatandaşın yaralandığı, 45 vatandaşın sağ olarak enkazdan kurtarıldığı depremdir. 30 Ekim 2020 İzmir depremi; İzmir’in Se- ferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki deprem nedeniyle 114 kişi hayatını kaybetmiş 135 kişi de yara- lanmıştır (AFAD, 2020)
2. AfetSonrasındaPsikososyalDestekÇalışmaları
Afet sonrası yapılan iyileştirme faaliyetlerinde yer alan sosyal hizmet alanlarından biri de psiko-sosyal destek hizmetleridir. İn- sanların yaşadıkları travma ve zorlu süreçlerden sonra yeniden yaşam normallerine dönebilmelerine yardımcı olmak amacını gütmektedir. Böylelikle bireylerin aniden değişen koşullar sonucu artanstresvekorkularınınazaltılıpkontrolaltınaalınmasınave
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
sosyal huzurun korunmasına da katkı sağlamaktadır (Aydın, 2014). Kızılay psikososyal desteği şöyle tanımlamaktadır;
“Afetsonrasıortayaçıkabilecekpsikolojiksorunlarınönlenmesi,aile ve toplum düzeyinde ilişkilerin daha sağlıklı hâle getirilmesi, afetten etki- lenenlerin normal yaşamlarına geri dönmesi sürecinde kendi potansiyel- lerinifarkederekgüçlenmelerininsağlanması,gelecekteortayaçıkması muhtemel afet veacil durumlarla başaçıkma, iyileşme, toparlanmabe- cerilerininarttırılmasıveyardımçalışmalarınakatkısağlamayıiçeren veafetdurumlarınınheraşamasında yürütülençokdisiplinlihizmetler bütünüolarakifadeedilebilir” (Türk Kızılayı, 2008, s. 1)
Afet sonrası manevi danışmanlık ve rehberlik sonrası uygu- lamalarına örnek olarak bazı ülkelerde gerçekleştirilen uygula- malar;
İngiltereveAlmanyaörnekleri
İngiltere; farklı dinlere mensup bireylerin yaşadığı bir ülkedir. Olası bir afet durumunda kilisenin yeri önemldir ve bu konuda ku- rumsal bir nitelik taşır, içinde gönüllülerin de bulunduğu ekipler hazırlanarak afetten olumsuz etkilenen bireylere yas danışmanlı- ğı, dinî danışmanlık ve dua hizmeti sunmak, kilisenin belirlenen hedefleri arasındadır. Almanya ise; diğer ülkelerle kıyaslandığında manevi destek hizmetlerinde çok daha örgütlü ve işlevsel olarak hizmet vermektedir. Almanya’da acil durumlara bağlı olarak kaza- zede veya afetzedelere yönelik özel manevi destek hizmetlerinin örgütlüyapılanması1990yılındabirkaçpapazınbirarayagele- rek itfaiye ve can kurtarma hizmetlerinde manevi destek çalışma grubununoluşturulmasıilemümkünolabilmiştir.Almanya’da acil durumlarda manevi destek hizmetinin ilgi alanları her geçen gün artmaktadır, mesela ameliyat öncesi ve sonrasında, ani çocuk ölümlerinde, intihar olaylarında aileye ölüm haberinin götürül- mesinde, olay sonrasında travmaların giderilmesinde manevi des- tekelemanlarınaihtiyaçduyulmaktadır,acilmanevidestekhiz-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
metlerinin ana hedefi vakit kaybetmeksizin olay yerine gitmek ve olumsuz durumlara maruz kalmış kişilere anında manevi teselli ve telkinde bulunmak ve böylece post-travmatik stres bozukluklarını önlemektir (Seyyar & Yumurtacı, 2016, s. 8-11).
3. DepremGibiDurumlarınİnsanPsikolojisiÜzerindekiEtkileri
İnsanoğlu hayatını sürdürürken bir düzen ve devamlılık ihtiyacı içindedir.Sahipolduğuimkanveşartlarındevametmesivemevcut kurulu düzenin bozulmamasını arzular, o nedenle bireyin yaşadığı kaza, hastalık, işlerin ters gitmesi gibi bazı olayları ve meydana ge- lenfelaketleriyaşantısındakidüzenvedevamlılığıtehditedenolay- larolarakalgılar(Karancı&Rüstemli,1999,s.58).Buduruminsanda bir karamsarlık ve umutsuzluk hâli oluşturabilir. Bireyin genel fiziki ve psikolojik durumu, yaşadığı can ve mal kaybı seviyesine göre de farklılıkgösterebilir.İştetamdabunoktadamaddivemanevidestek ekiplerini yanında bulması, onlarla beraber bulunduğu sıkıntılı du- rumdankurtuluphayatayenidentutunupmücadeleedebilmegücü- nü kazanabilmesi için büyük önem arz etmektedir.
Bu tür olayların insan psikolojisi üzerinde ortaya çıkardığı yeni durumlar, insanda yaşadıklarının ağırlığını hafifletecek bir arayış içinde olma hâlini doğurur, dolayısıyla insan sorgulama ile bera- ber; “bu stresli durumdan kurtulmak için ne yapabilirim, şimdi bana düşen yeni görevler ne?” diye sorgulamaya ve o zamana ka- dar bildiği başa çıkma yöntemlerini kullanmaya başlar. Özellikle o zamana kadar geçmişinde öğrendiği dinî ritüellerin içinden dua ile yaratıcıya sığınma, yaşananları bir sebebe dayandırma ve yüce ya- ratanın himayesine sığınma gibi duygularla dinî başa çıkma yön- temlerini kullanır. Dinin anlamlandırma ve teselli sunma yönünün yaşanılan bütün zor süreçlerde en işe yarar kalıcı çözümler sundu- ğu her devirde ortak kabul gören bir düşünce olmuştur (Eryücel, 2013: 63-66).
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
3.1. MusibetlereKarşıBaşaÇıkmaYöntemleriveDinîBaşa Çıkma
Tarih boyunca insanlar zorlu yaşam koşullarıyla mücadele ederken,kendibilgi,güçveyaimkanlarıylaüstesindengelemeye- cekleribirdurumlakarşılaştıklarında,başkalarındanyardımiste- mevesığınmaihtiyacıiçindeolmuştur.Öncelikleetrafındabera- beryaşadığıinsanlardanyardımisteyerekihtiyaçlarınıgidermeye yönelir. Fakat yardımına ihtiyaç duyduğu şey insan gücünün ve kapasitesininüzerindeisebütünvarlıklardangüçlüolanbiroto- riteyesığınmaihtiyacıduyar.Dininyegânegönderenivekoruyu- cusu olan Rabbimizin özellikle zor zamanlar yaşayan insanların hayatındakiyeride,insanlarınO’nunekadartanıdığıvegücüne ne kadar güvendiğiyle belli olur.
Başa çıkma konusunda bireysel farklılıklarda kullanılan yön- temler de etkili olmaktadır. Kişinin geçmişte yaşadığı olumlu veya olumsuz deneyimler, zor bir durumla karşılaştığında sergilediği tavır, geçmişte edindiği bilgiler, bireyi bu ani durumlar karşısında daha hazırlıklı hâle getirebilir. Zorlu süreçlerde adeta bir savunma vekorumamekanizmasıolanbaşaçıkma;bireyiniçvedışdünyası- nı tehdit eden durumlarda, ihtiyaçları gidermek, güçlükleri aşmak vekontrolaltınaalmak,yaşadığıstreslidurumuhafifletmekama- cıylagösterdiğibilişselvedavranışsalçabalarolaraktanımlanabi- lir(Basut,2006,s.31-33).
Dinî başa çıkma ise; dinin sabır, tevekkül, Allaha sığınma ve yardım isteme ilkeleriyle kendini gösterir. Kişinin sahip olduğu inancın kuvveti, dinî ritüeller konusunda edindiği bilgilerin sahih- liği ile ön plana çıkar. Doğru bilgilerle öğrenilmiş bir din, bireyin problemlerin çözümünde sabırla gayret göstermesine, çözümü olmayan problemlerde de teslimiyet ve rıza göstermesine, başına gelenleri hayra yormasına vesile olabilir (Ayten, 2018, s. 14-15).
Pargament’in “Kutsalın iradesi günlük olaylarda ortaya çıktığında, başlangıçtatesadüfianlamsızvetrajikgörünenşeylerbambaşkaşeyler
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
oluverir” sözünden hareketle, örneğin depremde yakınlarını kay- bedenler için bu olmasına rağmen bu şekilde ölenlerin şehit ola- cağı veya ahirette tekrar görüşebilme inancı dinî başa çıkma konu- sunda çok güzel bi örnektir. Yaşadığı zorlu süreçlerde asla yalnız olmadığını, yüce yaratıcının ona şah damarından daha yakın (Kaf 50/16) olduğunu bilen insan ayakta durup hayatına devam edebil- me gücünü kendisinde yeniden bulabilir.
Olaylara bakış açımız ve yüklediğimiz anlamlar başa çıkma konusunda önemli bir yer tutar. Zorlu yaşam şartları karşısında oluşan stresten kurtulabilmek için başvurulacak tedbirler bireye dıştan yardımda bulunmaktır. Bu yardımlardan en etkilisi elbettekitıbbivepsikoterapiyardımlarıdır.Birdiğeryardımşeklikişi- nin sorunlarını kendi kendine çözme yoludur, bu aşamada en et- kili unsur dinî inançtır. Dinî inancın insan psikolojisi üzerindeki pozitif etkisi bilinen bir gerçektir (Kavas, 2013, s. 148). Musibetler karşısındainançlıbirinsanhemmaddenhemmanengüçlene- rekçıkabilmeyiöğrenmelidir,zorluklardasaplanıpkalmakyeri- ne onları aşmanın yollarını aramalı yaşadığı her şeyin onu her açıdan daha tecrübeli yapacağını unutmamalıdır. Peygamber Efendimiz (sas); “Müminin hâli ne hoştur! Her hâli kendisi için hayırlıdır ve bu durum yalnız mümine mahsustur. Başına sevini- lecek bir hâl geldiğinde şükreder; bu onun için hayır olur. Başınabir sıkıntı geldiğinde ona sabreder; bu da onun için hayır olur.” (DİB, 2014, s. 24)
Depremde ölümle burun buruna gelmiş kişilerde sonraları ser- gilenen tutumlar arasında dindarlaşma süreci de vardır. Ölümün kaçınılmaz bir gerçek olduğunun algılanması, insanoğlunun çare- sizgüçsüzkalması,sığınacaklimanaraması,duygularınıhareke- te geçirir. Allah’a sığınmak; tıpkı annesinden korkan bir çocuğun yine annesinin kucağına sığınması gibi büyük rahatlık verir, yalnız olmadığını hisseder. “Bana yardım edebilecek sınırsız bir güç var’’ diye teselli bulur (Tarhan, e-psikiyatri.com, 2021).
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Kur’an-ı Kerim’de “Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır” (İnşirah 94/5) buyuran Rabbimiz dünya hayatında karşılan zor- luklardan bir çıkış yolu olabileceğine vurgu yapmaktadır. Aslında yaşadığı zorlukları aşmak için çaba gösteren insan, hayattaki başka zorluklara da hazırlıklı ve dayanıklı hale gelebilir. Nietzsche; “Beni öldürmeyenacıbenigüçlendirir”derkenzorzamanlaratlataninsan- ların, hayat karşısında güçlendiğine vurgu yapmaktadır.
3.2. DepremBirCezamı,TabiatOlayımı?
Deprem bir tabiat olayıdır, ancak yerin altındaki başıboş kör, sağır,şuursuz,akılsızenerjininvefaylarınkeyfidavranışından söz etmek de mümkün değildir. Yerin altındaki müthiş enerji eğer kontrolsüz bir enerji ise yer kabuğu üzerinde rahat tek bir adımbile atamayız. İnançlı bir insanın doğal afete verdiği anlam onu ra- hatlatacaktır. Bu dünya gezegeninin bir idare edeni var her türlü tedbiri aldıktan sonra onu tanıyıp ona güvenmeli ve ona sığınma- lıyız. Bu düşünce kalıbı ile insanoğlunun deprem üzerinde kontrol duygusu gelişir, kontrol duygusu geliştiğinde kaygı düzeyi düşer ve insan rahatlar (Tarhan, 2006)
Din gerçek anlamda rahatlatıcı motive edici öğretiler sun- duğu için her türlü zor durumdan sonra sığınılacak en güvenli liman olmuştur. Karşılaşılan sıkıntıların insanları olgunlaştıraca- ğı telkininde bulunur. Yapılan araştırmalarda; ‘deprem esnasın- da neler yaptınız, mevcutdurumda nasıl baş etmeyeçalıştınız?’ sorusunaverilencevaplar;(17Ağustosve12Kasımdepremleri- ni yaşayan depremzedeler ile Naci Kula tarafından 2002 yılında yaptırılan araştırmadan alınmıştır) %76 dinî başa çıkma yöntemi kullandıklarını, yüzde 17’si kaçma atlama davranışı sergiledikle- rini, %24’ü ne yapacağını bilmeden şaşkınlık içinde bekledikle- rini,yine%24’üdinîbaşaçıkmayöntemleriileberaberailesiile birlikte güvenli bir yer arama gibi davranışlar gerçekleştirdikle- rini belirtmişlerdir.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Dua kişinin Allah’la ilişki kurma ve onunla iletişim kurmaya hazırlandığının göstergesidir. Dua eden bireye göre Allah her şeye gücü yeten, her şeyi yapabilecek, dolayısıyla insanın ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir varlıktır. İnsan isteklerinin kabul edilmesi ve ihtiyaçlarının giderilmesiyle hayata daha olumlu bakar. Yapılan araştırmalar sonucunda görüşülen kişilerin %63’ü deprem olayı-nı Allah’ın bir cezalandırması olarak görmektedir. (Kula, 2002/1, s. 234-255). Gerçektesadeceİslamdinindedeğil,bütündünyadinle- rinde afetlerle ilgili; ’ilahi ceza ve ihtar’ düşüncesi eski çağlardan beri süregelen bir inanıştır. Afetlere ve musibetlere bakış ve başa çıkma yöntemlerinde günümüzde de yüksek oranda aynı düşünce- ye sahip olan insanlar vardır.
Çoğunlukla, toplumdaki ahlaki bozulmaların, aşırı mal-mülk sevdası, bencillik ve zulümlerin artması gibi oluşumların, cezayıhak eden insanoğluna musibetler yoluyla bir ilahi ikaz olduğu dü- şüncesi yaygındır. Kur’an-ı Kerim’de bahsedilen helak olaylarının, örnek gösterildiği gibi, ilerleyen zamanlarda da devam edeceği dü- şünülmektedir. Hâlbuki bu tür Kur’an’da geçen kavimlerin helakıile ilgili hadiselerin peygamberlerinin uzun süreli tebliğ ve ikazla- rından sonra şirk koşmaya devam eden, her türlü ahlaki meselede aşırılığa giden, haddi aşmış toplumların içinden günahsız, inanan kesim çıkarılarak açık bir şekilde Allah’ın bahsedilen günahkârları cezalandırılması söz konusudur. Nitekim Kur’an-ı Kerimde; “Bil- miyorlar mı ki, kulların tövbesini kabul eden Allah’tır, sadakaları kabul eden O’dur. Şüphesiz, Allah tövbe kapısını alabildiğince açık tutmaktadır, rahmetiyle her şeyi kuşatmaktadır.” (Tevbe, 9/104) ayetiyle de tövbe kapısını olabildiğince geniş tutularak insanlara pişman olma, doğru yolu bulma fırsatı verilmiştir.
İnsanınyaşadığıdoğalafet,kaza,yakınınıkaybetme,ağırhas- talığayakalanmagibidurumlardakendiniveyaşadıklarınısorgu- lamasıanlaşılabilirbirdurumdurfakathiçkimseninyaşanılanbu mağduriyetlerinuluortasözdedinîreferanslarlailahibirihtarve
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
ceza gibi göstermeye hakkı yoktur. Bireye düşen yaşanılan olaylar- dandersçıkararak,sonrasındaonagöretedbirleralarak,yaşamına devam etmek için güç kazanmanın yollarını aramaktır ve Allah’ın Merhametliler merhametlisi olduğunu bir an bile hatırından çı- karmamalıdır (Karaman, 2020, s. 903-936).
Dünyanın, oluşumundan beri bir dengesi ve kanunu vardır. Zamanı geldiğinde her daim hareket halinde olan dünya, denge- sini sağlayabilmek için yer kabuğunda meydana gelen farklı hare- ketlerle kendini düzenler ve korur. Yanlış olan insanların sağlam olmayan evler yapması, bozuk zeminlere evler kurması, akarsu havzaları gibi yerlerde yerleşim alanları oluşturması ve tedbirsiz davranmalarıdır.Sonrasında ancak bir musibet olduğunda bunları fark edip, çözümler aramaya başlamasıdır. Bütün bu sebepler göz ardı edilip, yaşanılanların farklı şekillerde yorumlanması, insan psikolojisi üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır (Karaman, 2020, s. 914-917)
Allah’ın insanoğlunun hizmetine verdiği tabii dengenin, yanlış ve hoyratça kullanımı sonrasında nasılda tahrip edildiğine şahit oluyoruz. İnsanın çoğu zaman tedbirsiz ve sorumsuz davranması sonucu beklenmedik doğa olayları karşısında bir suçlu ararken,tüm bu yaşananların ilahi cezalandırma olduğunu düşünmesi bir çeşit sorumluluktan kaçma meselesidir. Bu tür olaylar ancak insa- noğlu için bir ders çıkarma ve tedbirli davranmaya sevk etme aracı olmalıdır. (Arslan, 2002, s. 32-33)
4. 24 Ocak 2020 Elazığ Depremi Sonrası Yapılan Yardım Faaliyetleri
Elazığ’da 24 Ocak’ta yaşanan 6.8 büyüklüğünde depremin ar- dından, 4 ve üzeri büyüklükte olmak üzere toplam 2795 artçı sar- sıntı meydana geldi. Enkazdan 45 kişi sağ olarak kurtarıldı, 41 kişi hayatını kaybetti. Yaklaşık 1631 kişi yaralandı. Depremin ardından AFAD,Jandarma,UMKE,İtfaiyeTeşkilatı,Kızılay,AKUT,İHH,TDV
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
gibi sivil toplum kuruluşları 122 araçla çalışmalara katıldı. Deprem sonrası okul binaları, kamu misafirhaneleri ve spor tesisleri başta olmak üzere, toplu çadır alanları dâhil 32 barınma alanı hizmete sunulmuştur. Ayrıca konteynırlar sevk edilmiştir. Kızılay, belediye ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarınca 6 bin kişilik üç öğün sıcak ye- mek hizmeti verilmiştir.Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlı- ğı ile Kızılay psiko-sosyal destek faaliyetler kapsamında hizmetler vermiş, DİB Manevi Destek faaliyetleri kapsamında Elazığ’da ve Malatya’da din gönüllülerinden oluşan ekibiyle, 13 binden fazla vatandaşa hizmet vermiştir. Sonrasında gençlik merkezi faaliyet- leri kapsamında çocuklara oyuncaklar dağıtılmış, moral ve moti- vasyonları için çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir. Psikolog desteği verilmiş, her türlü giyim kuşam ve gıda ihtiyaçları karşılanarak, çocuklar için hem DİB 4-6 yaş kursları, hem de Kızılay tarafından kreş ve anaokulu açılmıştır (İçişleri Bakanlığı, 2020)
4.1. Elazığ Depremi Sonrasında Diyanet İşleri Başkanlığının Manevi Destek Faaliyetleri
Yaşanan depremin hemen ardından DİB Göç ve Manevi Destek HizmetleriDaireBaşkanıDr.BayramDemirtaştarafındangerek- likoordinasyonçalışmalarıyapılarak,öncelikleAnkara’dangelen manevidestekekibi4günsüreylegörevlendirilerekmanevidestek çalışmalarınabaşlamıştır.ElazığMüftülüğüveDiyanetVakfıyet- kilileriiledeistişareedilerekbirliktehareketedilmiş,depremze- devatandaşlaryerindeziyaretedilmiştir.Dahaenkazçalışmaları yürütülürken vatandaşlarımızın yanında bulunup destek olunmuş, halkın yardım için nerelere başvuracakları konusunda rehberlik edilmiştir. Enkaz altındaki akrabalarına ulaşmaya çalışan deprem- zedelerinyanlarındaolarak,berabercebusüreciatlatmakonusun- da manevi destek olunmuştur.
Görevlendirilenilkekipdörtgünlükgörevinitamamlayıpdö- nerken,2.ekipgörevlendirilmişvedeprembölgesindeManevi
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Destek çalışmalarının kesintisiz devamlılığı sağlanmıştır. İçlerinde benimdebulunduğum2.ManeviDestekEkibi,DİBCamiHizmetle- ri Daire Başkanı koordinesinde, Elazığ müftüsü ve müftülük perso- nelinin ev sahipliğinde çalışmalarına başlamıştır. Öncelikle günlük olarakyapılmasıgerekenler,ziyaretedilecekyerlertespitedilip, gerekli planlamalar yapılarak faaliyetlere başlanmıştır. Başta Ela- zığ Müftülüğü personeli tam kadro olarak, çevre il ve ilçelerden gelenDİBpersonelleri,TDV,KızılayveAFADgibisiviltoplumör- gütleriileberabertakımçalışmasıyürütülerekvatandaşlarama- nevi destek hizmetinin en güzel şekilde ulaştırılması sağlanmıştır. Yerinde yapılan tespitlerle gerçek ihtiyaç sahibi vatandaşlar belir- lenerekyardımvedestek(maddi,tıbbi,psikolojik,eğitimdesteği vs.) merkezlerine yönlendirilmesi sağlanmıştır.
4.2. DepremSonrasıManeviDestekÇalışmalarıveGözlemler
ManeviDestekHizmetlerindehareketnoktamızElazığİlMüftü- lüğüidi.ElazığMüftüsüSayınYusufSarıkayatamkadropersoneli ile 7/24 hizmete hazır olduklarını, kendisinin de bizzat ekiplere dâhilolarakyaralarınsarılmasıiçinellerindengeleniyaptıklarını belirtti. Kendisi (İlerleyen yaşına rağmen olağanüstü bir gayretle), İçişleri Bakanlığı ve tüm sivil toplum kuruluşları ile beraber or- tak hareket ederek gelen yardımların gerçek ihtiyaç sahiplerine zamanındaulaştırılması,camileresığınanvatandaşlarınengüzel şekildemisafiredilmesivehalkınmaneviyatınıngüçlendirilmesi adınagerekentümçalışmalarahızkesmedendevamolduklarını ifade ettiler.
Hersabahilmüftülüğündedairebaşkanımızınkoordinesinde günlükplanlamalaryapılarak,çadırkentlerinziyareti,hastanede tedavi gören vatandaşlarımıza geçmiş olsun ziyareti, depremde yakınlarınıkaybedenlerinailelerinetaziyeziyaretivedepremde evleri yıkılan veya ağır hasar gören vatandaşlara ve müftülük per- sonelinegeçmişolsunziyaretigerçekleştirildi.Ayrıcadepremin
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
merkez üssü Sivrice ilçesine, Gezin beldesine ve bazı köylere ziya- retler gerçekleştirildi.
Elazığ Kültür Park’ta kurulan çadır kent ilk ziyaret mekânımız oldu. Düzenli bir şekilde hazırlanan bu çadır kentler hem vatan- daşların kendini güvende hissetmesi hem de yiyecek ve barınma gibi temel ihtiyaçlarının zaman kaybetmeden giderilmesi içinuygun zeminler oluşturmuştu. Ayrıca birlik ve beraberlik içinde “acılar paylaştıkça azalır” sözünü tecrübe edercesine vatandaş- ların devletin himayesinde tüm yaşananlarla başa çıkabilmek ve hayata devam edebilmek için güç kazanabilmelerine yardımcı ol- maktaydı.
Kendimizi tanıtıp neden geldiğimizi anlattığımızda herkesin yüzünde hafif bir tebessüm ve memnuniyet ifadesi beliriyordu. Birçok vatandaşımızın; “Gerçekten Ankara’dan ve İstanbul’dan bizim için mi geldiniz, bizi çok sevindirdiniz, Allah da sizi sevin- dirsin, bizi yalnız bırakmadınız” gibi sözlerle memnuniyetlerini ifade ettiğine şahit olduk. Depremde evleri yıkılan bir ailenin genç annesi; “Babamı ve annemi küçükken kaybettim, ben de yıl- lar sonra kurduğum aileme, çocuklarıma, eşime ve onun ailesine sımsıkısarıldım,enbüyükşükürsebebimzarargörenevimizden tüm ailemle beraber sapasağlam çıkmamız, Rabbim kimseyi yal- nız bırakmasın, ben tek çocuktum, kardeşlerim yok, hep bir ab- lamolsunisterdim.”derkengözleridoludoluoldu…Benhemen gözlerinin içine bakıp; “Ama biliyor musun, şu anda kardeşiniz, hattakabuledersenizablanızolarakkarşınızdaduruyorum”de- dim gülümseyerek. Bir anda sevinçle parladı gözleri; “sahi mi söylüyorsunuz, o zaman size sarılabilir miyim, sanki ablammış- sınız gibi?” dedi… Sonra sımsıkı sarıldık onunla, ben bu sarılma- yı daha önce hastanede aylarca hasta bebeğinin yanında kalan ve hiçbir yakını tarafından ziyaret edilmeyen bu yüzden büyük üzüntü yaşayan minik Yaren’in annesinden tanıyordum… Hasretveözlemledolubirablayadaannesarılmasıidibu…İkimizde
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
çok duygulandık, biraz daha sohbet ettikten sonra diğer çadırlara ziyaret için geçerken,onun gibi daha birçok kardeşimizi ziyaret etmek için izin istedik…
Ben de Bir Elazığ’lı olarak Elazığ halkını çok iyi tanıyordum… Halindenhiçşikayetetmeyen,şükürvetevekkülsahibiinsanlardı onlar… Böyle bir depremin ardından bile yaralarını sevgi ve şefkat- le sarmaya başlamışlardı bile. Çadır kentlerde sadece evi yıkılanlar yoktu, aralıklarla devam eden en küçüğü 4 şiddetinde olan sarsın- tılaryüzündeninsanlarevlerinegirmeyekorkuyorlardı.Özellikle bu durumdan en çok etkilenen çocuklardı, aileleri en çok da onla- rın korktuğunu ve onların tekrar normale dönebileceği konusunda endişe ettiklerini söylüyorlardı.
Hastanede yatan depremzedeleri ziyaret ederken ilk görüştü- ğümüzhanımefendiailesindeneşinivebirçocuğunudepremde kaybetmişti, bir oğlu da yoğun bakımdaydı ve durumu kritikti… Eşininvevefatedenyavrusununacısıbiryana,aklıhepyoğunba- kımdakioğlundaydı…Kendimizitanıtıncagözleridoldu;“neolur, dua edin yoğun bakımdaki oğlum yaşasın, Rabbim onu bana bağış- lasın”dedi.Bizdehepberaberonlariçinnasılduaettiğimizi,tüm Türkiye’ninhatatümdünyadakihaberdarolanvatandaşlarımızın bugünlerdetekyürekoluponlariçindualaryaptığını,camilerde kurslarda ve evlerde hatimler yapıldığını söyleyince biraz olsun rahatladı… Odasından izin isteyip ayrılırken ziyaretimiz için çok teşekkür etti…
Sonraki ziyaretimiz yardım görevlisi Emine Kuştepe ile göçük altında yaptığı görüşme ile adını duyduğumuz Azize Hanıma idi… Odaya girdiğimizde yatağında oturmuş vaziyette duran, mütebes- sim çehreli, etrafında kalabalık ziyaretçileri olan genç bir hanıme- fendi gördük… Bizi güler yüzüyle karşıladı. Kendimizi tanıttığımız- da o kadar mutlu oldu ki; “Rabbime hamdolsun ta İstanbul’lardan Ankara’lardan kıymetli hocalarım beni ziyarete gelmiş, çok mutlu oldum”derkengözlerininiçiparlıyordu…Karşısındaduranikide-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
likanlı vardı, birinin kolu birinin bacağı sarılıydı, üzerlerinde ame- liyat önlükleri vardı, Azize Hanım’ın oğullarıymış,eşi ve oğullarıile sağ salim çıkabilmişler göçük altından… Çok şükür ediyordu, yaşadığı süreci anlattı ve dedi ki; “Ben zaten Rabbime teslim ol- muştum, yanımdakiler ve komşularım çok korkuyor, bağırıyorlar- dı, onları sakinleştirdim, kelime-i şehadet getirelim, dua edelim dedim, Rabbim ölüm yazmamışsa buradan çıkarız inşaallah dedim ve Rabbime sığındım, her şey O'nun takdiridir”.Bu kıymetli hanı- mefendinin yaşadıklarını anlatırken yüzündeki o samimi şükür ve tevekkül halini hiç unutmayacağım.
Elbette ki Azize Hanım tüm ailesi ile beraber enkazdan sağ ola- rak kurtuldukları için bir önceki ziyaret ettiğimiz anneden çok daha güler yüzlü ve sağlıklı idi, fakat her iki annede de tevekkül veşükürhalivardı,isyanetmedenRabbinesığınarakteslimiyetle başaçıkmahalihâkimdi.Tamdabuesnadayakınlarıdışındahiç tanımadıkları fakat samimiyetle gönüllerine dokunan manevi des- tek ekibini yanlarında görmek, onların da tabiriyle büyük moral olmuştu.
Ziyaretçilerimizinçoğundabizeeşlikeden,evsahipliğiyapan Elazığ Müftülüğü personelinden de depremi bizzat yaşayan, hatta evi yıkılan, ağır hasar gören, kendileri veya akrabaları depremzede olduğu hâlde tüm afetzedelere maddi ve manevi yardımların ulaş- tırılmasındaaktifrolalmakiçincanlabaşlaçalışanpersonelinbu hâlibiziçokduygulandırdı.Bizebüyükbiriçtenlikvesamimiyetle eşlik ediyorlardı, bizim ziyaretimiz onlara da büyük moral kaynağı olmuştu;“kendimiziçokdahagüçlühissettiksizingelişinizle”di- yorlardı.Beraberceziyaretinegittiğimizdepremdeeviyıkılanve acilenbaşkabirevetaşınanbaşkabirhocahanımveailesinede ziyarette bulunduk, kışın en soğuk günlerinde onların taşındığı ev deyeniolmasınarağmendahadoğalgazbağlantılarıyapılmadığı içinoldukçasoğuktu,fakatgönülleriokadarsamimiydikiortam bir anda sıcak bir havaya bürünmüştü.
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Ertesi gün depremin merkez üssü Sivrice ilçesine, Gezin belde- sine ve Maden’in köylerine ziyaret gerçekleştirdik. Gezin ve Siv- rice ilçelerindeki müftülük personeli depremde ağır hasar görenve maalesef can kayıplarının da yaşandığı alanları gösterdiler, son- rasında habersiz gittiğimiz köy ziyaretinde köy muhtarının evine misafir olduk, çevredeki komşuların da katılımıyla güzel bir ortam oluştu. Kur’an-ı Kerim tilaveti ve dua yapıldı. Tilaveti ve duayı yaşlı gözlerle dinleyen bir teyze; “Hocam kurban olayım Allah’a bu dep- remniyedurmuyor,neolurduaedindursun”diyesafvemasuma- ne duygularını dile getirirken hepimizin yüzünde hüzünlü bir te- bessüm belirdi. Köyün genç muhtarı; “Hocam sanki rüyada gibiyiz, bu deprem böyle kıymetli hocalarımızın ta buralarda bizi ziyarete gelmesine neden oldu, o kadar mutlu olduk ki, ne olur böyle se- bepler olmasa da gelin, hanelerimizi şereflendirin” diyerek yolcu etti bizi.
Geneldehalkımızhocanınyanınagiden,camideyadamüftü- lüktesorularınısoran,duasınıalan,cemaateiştirakedenbirhâl- deyken, bir hocanın, bir daire başkanının bir müftünün ve başkan- lık personelinin gelip evlerde hâlini hatırını sormasına oldukça mutluoldular.Hastanededebumemnuniyetisıklıklagörüyoruz; “Bu hastalık sayesinde sizi tanıdık, bize o kadar iyi geldiniz ki” söz- lerini işitiyoruz çoğu zaman.
Daha sonra, depremde anneleri vefat eden bir ailenin taziye ziyaretine gittik. Ortam da haliyle çok hüzünlü ve sessiz bir hava hâkimdi. Kur’an-ı Kerim ve dua okunmasının ardından başsağlığı dileklerimizi sunarken; “Anneciğiniz inşallah şehitler makamında- dır, Peygamberimiz (sas) o şekilde vefat edenlerin şehit mertebe- sinde olduğunu müjdelemiştir” dediğimizde bir anda ortamdaki hava değişti, büyük kızı başını umutla kaldırdı ve yaşlı gözlerle; “Öyledir değil mi, hem annemiz Rabbini çok severdi, namazına ibadetlerine çok düşkündü” derken daha toparlanmış görünüyor- du…Şahitolduğumuzbuhâlenbüyükmoralvetesellikaynağının
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
yineRabbimizdengeldiğinikanıtlarnitelikteydi.Dahasonratren istasyonunda,depremzedelerinsıcakvegüvenlibiryerdekalma- sıiçintahsisedilenvagonlardakalanlarıziyaretegittik.Çokgüzel anlara şahit olduk, yaşadıkları zor günlere rağmen çocuklarının doğum gününü kutlayan ailelerle pasta yedik, gençlerle sohbet et- tik, süreci anlamlandırmaları konusunda rehberlik etmeye gayret ettik,gördüğümüzihtiyaçvetaleplerinotedipgereklimercilere bildirdik.Ayrıldığımız yerlerden güzel dualar ve tebessümlerle uğurlandık….
Görevimizin son gününde Diyanet Vakfı yetkililerini yerinde ziyaret ettik… Son olarak da Kültür Park’a kurulan çadır kenti tek- rar ziyaret ettik.Biz görevimizin son gününde, her daim insanına yardım ve destek olma gayreti içinde olan devletimize, hepsinden öncede Rabbimizin himayesine emanet ederek Elazığ’dan ayrıl- dık... Dua ve temennilerle evlerimize dönerken aklımız, gönlümüz, yaralarını büyük bir hızla ve şefkatle sarmaya çalışan Elazığ halkıile beraberdi....
Sonuç
Elazığ depremi de dâhil olmak üzere bütün afet durumlarında, maddivemaneviyardımlarınkoordineliolarakverilmesi,halkın afet sonrası hayata yeniden tutunabilmesi ve zor durumlarla başa çıkabilmesiadına,devletimizvesiviltoplumörgütleritarafından atılan en önemli adımdır. Devlet, sivil toplum kuruluşları, sağlık ekipleri, eğitim hizmetleri, dinî/manevi hizmetler, psikiyatri ve psikolog hizmeti ile sosyal hizmetlerin multidisipliner bir yakla- şımla birlikte hareket etmesi, zor zamanlarla başa çıkma, yaraların biranöncesarılmasıvetoplumunherkesimininbuhizmetlerden eşit şekilde faydalandırılarak hayat kalitesinin arttırılması adına büyük önem arz etmektedir.
Psikososyalhizmetleriçerisindeönemlibiryertutanmanevi danışmanlıkverehberlikhizmetlerinin,zorzamanlaryaşayanbi-
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
reylerin yeniden toparlanıp hayata devam etmelerine rehberlik etme konusunda büyük katkılar sağladığı aşikârdır. Bütün zaman- larda kullanılacak dinî başa çıkma modelinin insanlara en iyi, en doğru şekilde sunularak, musibetlerin yorumlanması, inancın başa çıkmadaki rolü, dua ve dinî merasimlerin rahatlatıcı ve birleştirici yönü göz ardı edilmeden, doğru bilgi ve yönlendirmelerle işin uz- manı kişiler tarafından yürütülmesi Manevi Danışmanlık hizmet- lerinin kalitesini arttırmaktadır.
Manevidanışmanlıkverehberlikalanındaeğitimalmış,zor ve sıkıntılı süreçlerde dinî başa çıkma konusunda yeterli düzeyde bilgi donanım ve tecrübeye sahip olan, birlikte çalışmaya uyumlu, iletişimi düzgün, herhangi bir din dil mezhep siyasi görüş ayırt et- meden dinin merhamet ve şefkat yönünü özümsemiş bir manevi danışman, psikososyal destek ekiplerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Sadece afetzedelere değil, afetzedelere hizmet veren kişilere de moral motivasyon kaynağı olabilecek bir misyon da içeren manevi danışmanlık, sınırlarının ve etki alanlarının farkında olarak, hiçbir ön yargı taşımadan sıkıntılı süreçlerden etkilenen her gruba eşit hizmet sunarak psikososyal ekipler içerisindeki yerini almıştır.
Kaynakça
AFAD.(2014).AçıklamalıAfetYönetimiTerimlerSözlüğü.Ankara:
T.C.BaşbakanlıkAfetveAcilDurumYönetimiBaşkanlığı.
AFAD. (2018). Türkiye’de Afet yönetimi ve Doğa Kaynaklı Afet İstatis- tikleri. Ankara: AFAD.
AFAD.(2020,0124).AFAD.Deprem.afad.gov.tr:https://deprem. afad.gov.tr adresinden alındı
Aktürk, İ., & Albeni, M. (2002). Doğal Afetlerin Ekonomik Perpormans Üzerine Etkisi: 1999 yılında Türkiyede meydana gelen depremler ve etkileri. SüleymanDemirelÜniversitesiİktisadiveİdari Bilimler Fakültesi, 1-18.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Arslan, H. (2002). Doğal Felaketler ve Istıraplar Konusunda Ke- lamcıların Görüşleri. Marife, 19-34.
Aydın,D.(2014,0130).AfetSonrasıPsikososyalDestekUygulama- ları. insamer.com: https://insamer.com/tr/afet-sonrasi-psikosos- yal-destek-uygulamalari_48.html adresinden alındı.
Ayten, A. (2018). DinveSağlık. İstanbul: Marmara Akademi Ya- yınları.
Ayten, A. (2018). DinveSağlık. İstanbul: Marmara Akademi Ya- yınları.
Basut,E.(2006).StresleBaşaÇıkmaveErgenlik.ÇocukveGençlik RuhSağlığıDergisi,13(1),31-33.
DİB.(2014).Hadislerleİslam(Cilt5).(M.E.Özafşar,İ.H.Ünal,Y. Ünal,B.Erul,H.Martı,&M.Demir,Dü)Ankara:DiniYayınlarGenel Müdürlüğü.
Diyanet İşleri Başkanlığı. (2008). Kur’an-ı Kerim Meali. Ankara: Dini Yayınlar Dairesi Başkanlığı.
İçişleri Bakanlığı. (2020, 02 20). Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Ba- kanlığı. icişleri.gov.tr: https://icişleri.gov.tr adresinden alındı
İslamalimi. (2020, 12 24). islamalimi. islamalimi.com: https:// www.islamalimi.com adresinden alındı
İşçi,C.(2008).DepremNedirveNasılKorunuruz?JournalofYa- şar University, 959.
Karaman,H.(2020).Tevekkül,KaderBağlamındaDepremveSo- rumluluk Bilinci. Diyanet İlmi Dergi, 903-936.
Karancı,A.,&Rüstemli,A.(1999).ErzincanDepremiSonrasıStres Tepkileri. Ulusal Psikoloji Kongresi.
Kavas, E. (2013). Dini Tutum- Stresle Başa çıkma İlişkisi. Dumlu- pınarÜniversitesiSosyalBilimlerDergisi-Sayı37,148.
Kula, N. (2002/1). Deprem ve Dinî başa çıkma. GaziÜniversitesi ÇorumİlahiyatFakültesiDergisi,234-255.
Kula, N. (2016). Manevi Danışmanlıkta Kullanılan Bazı Dini Kav- ramlarınAnlamAlanıveFonksiyonelliği.M.K.AliAyten,&M.K.
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
AliAyten(Dü.)içinde,ManeviDanışmanlıkveRehberlik(1.basımb., Cilt 1, s. 45-61). İstanbul: Dem Yayınları.
Seyyar,A.,&Yumurtacı,A.(2016). AfetOdaklıAcilManeviSos- yal Hizmet Uygulamaları Bağlamında Türkiye’ye Yönelik Bir Mo-delÖnerisi.ManasSosyalAraştırmalarDergisi,5(3),4.
Tarhan,N.(2006,0304).DepremStresi.e-psikiyatri.com:https:// www.e-psikiyatri.com/deprem-stresi
Türk Kızılayı. (2008). Afetlerde Psikososyal Uygulama Rehberi. An- kara.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
HabipMEÇİN1
Giriş
İnsan, yaratılışındaki özellikleri gereği, iyi ile kötüyü, doğruyla yanlışı birbirinden ayırmak amacıyla kendisini mutlu edecek, ha- yatınıanlamlıhalegetirecekolayveolgularüzerindedüşünmüşve onlarıaraştırmıştır.Fıtratındakiyapısalözelliklervezihinselolgular insanıyaratıcıyıbulmayaveonuanlamayaitmiştir.Buarayışilkola- rakinsanınbizatihikendisininneolduğunuanlamasıylabaşlamıştır. Bu anlam arayışında insan, kendisinden sonra kendisi dışındaki aş- kınvarlıkolankutsalıaramaşeklinedönüşmüştür.Birbaşkaifadeyle bu anlam arayışı sayesinde insan, kendini var edeni bulmaya, onu idraketmeyeyöneltmiştir(Kurt,2019:8).Bazıdüşünceveakımlar, kimi zaman anlamı arama yolculuğunu durdurmak (skolastik dü- şünce), kimi zaman da kutsalla bağı koparmak (pozitivizm veya se- külerizm)istemiştir.Ancakinsaniçinbufıtriolanarayışherdönem- devarlığınısürdürmüştür.Bubakımdandenilebilirkiinsan,anlayan veanlamlandıranbirvarlıkolmuştur.Kendifıtriözelliğiolananlamı kaybettiğinde, hem bireysel ve hem de toplumsal anlamda krizlerin, sorunların, ruhi boşlukların ve manevi hastalıkların pençesinden kurtulamamıştır. Böylesi kriz dönemlerinin en yoğun olarak yaşan- dığı toplum ise kuşkusuz modern toplum olmuştur.
1 Doktora Öğrencisi, Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyalve Beşeri Bilimler ABD.
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Anlamkaybı,moderntoplumunönemlibirhastalığıdır.V.
E.Frankl’ın(2018)davurguladığıgibianlamsızlıkduygusudün- ya genelinde yaygın ve devam eden bir duygudur. İnsanın, tarihi süreçteki anlamı arama yolculuğu, eskiye dayanan bir arayış yol- culuğu olsa da modern toplumdaki insanın anlamı araması kadar derin ve etkileyici olmamıştır. Çünkü modern toplum çok hızlı bir şekilde değişmektedir. Bu hızlı değişim ve dönüşüm kimi sorunları beraberinde getirmiştir. Toplumu kuşatan modern sorunlar birçok sosyolog ve psikoloğun dikkatini çekmiştir. Örneğin Weber ve Ha- bermas’a göre modern insanın en önemli kayıplarından biri anlam kaybıdır. Ona göre anlam kaybı, kültürel değer alanlarının birbi- riyle bağdaştırılmamasıdır. Çağdaş sosyolog Habermas’a göre ise anlam kaybının nedeni, özel hayatın sistem buyrukları tarafından sömürülmesi, iletişimsel ve güncel yaşam pratiğinin bürokratik- leşmesidir (Atiker, 1998).
Hayatınanlamınıbulmayayönelikönemlibakışaçılarından biri Berger’in perspektifidir. Berger’in Dinin Sosyal Gerçekliği adlı eserinde de vurguladığı gibi insanın, dünyayı anlamaya ilişkin imkanı ancak kutsal olanla kurduğu ilişki sayesinde gerçekleşebi-lir (Berger, 1993). Mustafa Merter’in (2016: 14) de ifade ettiği gibi çağımızda insani değerler güneşin altındaki buz gibi erimektedir. İnsan, kim olduğunu, sıkışıp kaldığı o dar ontolojik alanlardan na- sıl çıkması gerektiğini öncelikli amacı haline getirmiştir. İnsanlığın kendini adeta yok etme sürecine girdiği böylesi bir dönemde belki de Doğu’dan gelen din güneşinin ışınları, insanlık ağacının Batı ya- kasındaki donmuş ve küflenmiş dallara tekrardan canlılık verir de gelecek ilkbaharda taze çiçekler açar (Merter, 2016). Hem Berger ve hem de Merter’in yaklaşımlarına baktığımızda insanın anlam arayışında dinin din olgusunun kapsayıcı kilit konumda yer aldığı görülmektedir.
İnsanınkutsallakurduğuilişkinintarihselsürecinebaktığımız- da,kutsalınbireyselvetoplumsalhayattaboşluktakalanbirçok
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
soruya cevap verdiği görülmektedir. Bir dine veya metafiziğe ina- nalar en başta kendilerinden daha güçlü ve daha akıllı bir sebep kabul etmelerinden dolayı hayatlarını anlamlı kılmak istemekte- dir. İnsana meçhul olan, kimim? Nereden geldim? Nereye gidiyo- rum gibi sorulara cevap veren din veya ideolojiye uymak çoğumuz için en doğru seçim olmaktadır. Çünkü insani gerçekliğin aydın- latılması, dinî varoluşun çeşitli görüş ve ifadeleriyle ortaya çıkıp anlambulanbirkuşatıcılıkveumuttaşır.İnsan,sözkonusumeçhul sorularının cevabını, huzur ve umut vadeden inanç kurallarında bulmaktadır. İşte bu umut, insanı belirsizlik ve bilinmezlikten kur- tarır. İnsan bu sorularının cevabını bulunca varlığının anlamlı özü, varoluşunda anlamlı bir şekilde yansır. Çünkü akıl sahibi insan an- lamı kovalayan bir varlıktır. Ancak bulduğu bu anlamlılık kuşatıcı, evrensel kabullere ve varlık gerçeğine muhalif olmaması gerekir (Deniz, 2017).
Modern toplumda yaşanan seküler hayat her ne kadar insanı büyük ölçüde dinî ve manevi hayattan uzaklaştırmışsa da insanın aşkın varlık ile olan ilişkisini kopartamamıştır. Kriz dönemlerinde, modern hayatın maddi dayatmalarına ve psiko-sosyal bunalımla- rına kapsamlı bir cevap niteliğini kendi içinde taşıyan din, modern insanın hayatını derinden etkilemeye devam etmektedir. (Söylev, 2020).
Sosyolojik olarak dinin, toplumsal hayatın şekillenmesinde önemliişlevleribulunmaktadır.Örneğindini,sosyolojikçalışma- larınmerkezinealanvetoplumsalyapıyıbirsistemolarakgören, işlevselci teorinin önemli temsilcilerinden biri olan Parsons’a göre din,toplumlabütünleşmiş,kararlıvesağlambirşahsiyetoluştur- mayı hedefler (Özyurt, 2016).
Din-toplum ilişkisi bağlamında Erol Güngör’ün yaklaşımı dik-katçekicidir.İslamCan’ın(2018)aktarımınagöreGüngör,topluma uyum göstermeyen dinin, varlığını devam ettiremeyeceği yönün- dekiiddialarıreddeder.Güngör’egöredinintoplumauymasıveya
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
uydurulması temelde dinin ontolojik yapısına yapılmış bir suikast girişimidir. Toplumu bir arada tutan şey, manevi normlar ve ahlaki standartlardır. Söz konusu manevi normlar, ahlaki değer ve stan- dartların kaynağını ise din oluşturmaktadır. Güngör, genel olarak din, özelde ise İslam anlayışını üç temel üzerine inşa etmektedir. Bunlardan ilki insanoğlunun varoluşuyla beraber getirdiği anlam problemine bir cevap bulması olarak din, ikinci olarak medeniyet inşa eden olarak din, üçüncüsü ise laiklik ve din söylemidir (Can, 2018).
Dinin sosyal işlevlerinden biri de kriz dönemlerinde insanın psiko-sosyal anlamdaki sağlığını korumasıdır. Hayatın iniş ve çı- kışlarında yaşanan zorluklara karşı başa çıkmada, dinin sağladığı manevi destek ve moral boyutu yadsınamaz bir gerçektir. Modern pozitivist anlayış, insani varoluşun ayrılmaz bir parçası olan din ve maneviyat gerçeğini uzun bir süre bilim dışı ve kişilere özgü, özel bir alan olarak görmüştür. Ne var ki inanç ve maneviyat konusun- da alt edilmez dirençler en nihayetinde maneviyat alanını bilimin alanına çekmiştir. Artık pek çok psikolog, sorunların çözümünde maneviyatın ihmal edilmemesi gerektiğine inanmaktadır (Söylev, 2020). Özellikle kötülük probleminin ortaya çıktığı ve derin sorgu- lamaların yaşandığı kriz zamanlarında kutsala duyulan güvenin yeniden tesis edilmesi konusunda manevi desteğe duyulan ihtiyaç kendini belirgin bir şekilde göstermektedir (Ayten, 2019).
Bu çalışmada toplumsal krizler geçiren modern insanın anlam arayışı ve manevi danışmanlık konusu tartışılmıştır. Çalışmada ayrıca, modern hayatın anlamsızlık labirentlerinde yorulan, silik- leşen ve yalnızlaşan insanın moral ve manevi destek almasının, özellikle kriz dönemlerinde dinî ve manevi dinamiklerle destek- lenmesinin gerekliliğine dikkat çekilmiştir. Anlamı merkeze alan logoterapi temelinde bir manevi danışmanlığın yasal düzleminin oluşmasına mütevazı bir katkı sağlamak söz konusu çalışmanın he- defidir.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
1. LogoterapiTemelindeManeviDanışmanlık
Kökünüyunancabirkelimeolan“logos’tanalanlogoterapi,
V. Frankl öncülüğünde kurulmuş ve anlamı merkeze alan yeni bir psikoterapik yaklaşımdır. Bu yaklaşım, bireye anlam kazandırma yoluyla terapi ederek tedavi edeceğini ileri sürmektedir (Bahadır, 2000).Modernpsikolojinin,(Adler,Freud,Pavlov,Watson,Skinner vb.) insanı tanıtmada yüzeysel kaldığı görülmektedir. Sayısız duy- guyla kuşatılan insanın boyutlarını düşündüğümüzde modern psi- kolojinin modern yaklaşımları yetersiz kalmaktadır (Söylev, 2017). Çünkü insan, sadece itki ve içgüdülerini doyurmaya çalışan veyaid, ego ve süperego arasında uzlaşma sağlamaya çalışan bir varlık değildir. Bütünsel (biyo-psiko-sosyal) olarak baktığımızda, insan gerçekliğinin sadece şartlanma süreçleriyle veya şartlı refleksler-le okunamayacağı artık anlaşılmıştır. Çünkü tüm bunlarla beraber insan, anlam arayan bir varlıktır. Frankl’ın da altını çizdiği gibi modern toplumda yaşayan insanın, duyulmayan bir anlam çığlığı vardır (Frankl, 2018).
Modern toplumun belki de en önemli sorunsal gerçeği, sorun- lara parçacı ve indirgemeci bir mantıkla yaklaşarak onları çözme- ye çalışması, bütünsel olarak okumamasıdır. Yakın döneme (1970- 80) kadar hastalıklara biyomedikal model çerçevesinde yaklaşıldığı görülmektedir. Sorunlara, hastalıklara böylesi birbirinden kopukve parçacı yaklaşımların bireyler üzerinde anlamsızlık duygusunu oluşturduğu gerçeği ortaya çıkmıştır. Hastalıklar veya rahatsız- lıklar artık Freud ve Adler döneminde olduğu gibi sadece aşağılık duygularından ya da cinsel engellemelerden kaynaklı değildir. Mo- dern toplumdaki bireyin bugün psikoloğa veya psikiyatriye gitme- sininnedeni“boşunalıkveanlamsızlık”duygularınınolduğuanlaşıl- mıştır (Frankl, 2018).
Frankl(2018)’ınaktarımınagöreanlamüzerineCamus’unşöyle bir ifadesi vardır: “Gerçekten ciddi olan tek bir sorun vardır;ya- şam,yaşamayadeğermi?”Busoruaslındamoderntoplumdakibi-
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
reyin yaşamında, hayatın anlamına ilişkin varoluşsal arayışı ortaya koymaktadır. Camus’un bu ifadesi modern toplumdaki bireyin iç dünyasını yansıtan gerçek bir fotoğraf karesidir. Bugün insanları cinsel sorunlardan çok, anlamsızlık sorunu rahatsız etmektedir. Çünkü bugün, sosyolojik anlamda toplumu meşgul eden sorunla- rınsadeceseks,bağımlılıkveyabirdiğergezegendeyaşamakdeğil, daha çok intiharla ilgili olduğu görülmektedir. İtalya’da yılda yüz bin genç, Danimarka’da yılda on iki bin kişi, Fransa’da ise her kırk dakikada bir kişi intihar etmektedir. Almanya’da 1993 yılında tra- fik kazalarında ölen insan sayısı on binden az iken, 1994 yılında aynı ülkede intihar edenlerin sayısı ise on iki bin dokuz yüz altmış olmuştur. Avustralya’da ise 1998 yılında yapılan bir araştırmada gençler arasında intiharın, trafik kazalarından sonra ilk sırada ge- len ölüm nedeni olduğu tespit edilmiştir (Haceti, 2004). Refah dü- zeyi yüksek olan, sosyal güvenlik şemsiyesiyle korunan ve işsizlik sorunu neredeyse halletmiş Avusturya’nın Başbakanı Bruno Kre- sisky, vatandaşlarının ruhsal anlamdaki kaygılarını dile getirereken önemli ve acil sorunun, yaşamın anlamsızlığı duygusu olduğu- nu dile getirmiştir (Frankl, 2018).
İslam dininin kutsal kitabı Kuran’ın ayetleri ile Logoterapi yak- laşımını ele alan Necmi Karslı’nın çalışması dikkat çekicidir. Karslı (2012: 28) çalışmasında Logoterapiyi ölüm korkusu, özgürlük, so- rumluluk, yalnızlık ve anlamsızlık gibi konularda bireyin hayatına anlam bulmasına yardımcı olmayı amaçlayan bir yaklaşım olarak yorumlamaktadır. Aynı şekilde İslam’ın ana kaynağı olan Kuran’da da hayat, ölüm, sıkıntı, sorumluluk gibi konularda bireyin anlam ihtiyacını karşılayacak çok sayıda ayetler sunulmaktadır. Karslı’ya göre Logoterapi’de bireyin, hayatına sağlıklı bir şekilde devam et- mesi için başına gelecek sıkıntı ve acılara bir anlam bulması ge- rekmektedir. Bu noktada din, bireyin başına gelebilecek sıkıntılara anlam bulmasında destekleyici roller üstenmektedir. Örneğin Ku- ran’da“Bizmutlakasizibirazkorkuilebirazaçlıkileyahutmala,cana
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
veyaürünleregeleceknoksanlıkladeneriz.Sensabredenlerimüjdele” (Bakara, 2/155) “Şu muhakkak ki gerek mallarınızda, gerek canla- rınızda imtihana tabi tutulacaksınız…” (Al-i İmran, 3/86) “Her nefis ölümütadacaktır.Sizibirimtihanolarakkötülükveiyilikledeneyeceğiz. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz.”(Enbiya, 21/35) “O ki, han- ginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yarat- mıştır.” (Mülk, 67/2) Ayetlerinde hiçbir şeyin Allah’ın isteği dışında meydana gelmediği ve insanın başında gelen üzücü olay ve sıkıntılı durumların Allah’tan geldiği bildirilmektedir. Dolayısıyla din bire- ye, başına gelen üzücü olayları, sıkıntılı durumları günahlarına ke- faret olarak veya imtihan vesilesi olabileceği şeklinde anlam sağ- lamasınayardımcıolmaktadır.Böylecebireyiisyanetmektenve depresyon gibi psikolojik sorunlardan korumaktadır (Karslı, 2012). Konuyumanevidanışmanlıkalanınagetirmekgerekirse,mo- dern toplumdaki krizlerden kurtulmak için manevi danışmanlığın önemlibirboşluğukapatacağıanlaşılmaktadır.Yaşamınanlam- sızlığı sorununu, sağlık kurumları (hastaneler) başta olmak üzere, AMATEM, cezaevleri, Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) ve huzurevlerigibi kurumsal yerlerde anlam odaklı tedavi hizmetlerinin gelişti-rilmesigerekmektedir.Logoterapiyaklaşımıtemelindeverilecek manevi danışmanlık hizmeti, Ömer Faruk Söylev’in (2020: 61) de vurguladığı gibi, dinî bilginin yanı sıra hem pastoral psikoloji bil-gisine,hemdesosyolojibilgisinesahipuzmankişilercekarşılan-
malıdır.
2. Din-SağlıkİlişkisiBağlamındaManeviDanışmanlık
Sağlık alanında yapılan çalışmalarda kimi zaman dinin varlığı kabul edilmemiş olsa da bu sav başarılı olamamıştır. Çünkü din, insan hayatının ayrılmaz ve en tabii gerçeklerinden biridir. Dolayı- sıyla inanç ve maneviyatın ruh ve beden sağlığı arasındaki ilişkisi dün olduğu gibi bugün de tazeliğini korumaktadır. Din ve manevi- yat,birtakıminançveibadetesaslarınınyanında,insanlarasağ-
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
lıklı bir yaşam tarzını sunmakta, sosyal destek yoluyla toplumsal bütünlüğü teşvik etmektedir. Ayrıca din, insanlara ümit kaynağı olarak hayata bir anlam katmalarına yardım etmektedir. Bunlarla beraber din, hayatın anlamına ilişkin en tutarlı cevaplar sunan fe- nomen olmaktadır (Söylev, 2020).
Bugündengeriyedoğrudin-sağlıkilişkisinebaktığımızdatıbbi veya tıp dışı tedavi pratiklerinde dinin merkezi bir konumda yer al- dığı görülmektedir. Dini bu merkezi konumu, hem pagan inanışla- rındahemdekitabidinlerin(Yahudilik,Hıristiyanlıkveİslamiyet) pratiklerinde geçerli olmuştur. Şifa konusu dinlerin özünde vardır. Çünküdinlerhemruhlarıarındırmakvebuşekildekurtuluşaer- dirmek hem de bedenleri birtakım tedavilerle iyileştirmek isterler. Din adamlarının dinî kimliklerinin yanı sıra hekimlik ve şifacılık rollerini de üstlenmiş olmaları bu durumu açıklar niteliktedir. Din, zatensadeceinsanlarakimiinançlarıaşılamaklakalmaz,bunun- la beraber insanların günlük hayattaki sorunlarına da çözümler sunmaktadır.Bubağlamdadinadamları,insanlarınhemacılarını dindirmekvesıkıntılarınıhafifletmekiçindinîveyadinîolmayan birtakımtedavipratiklerinebaşvurmuşlardır(Açıkgöz,2021).
Hastaneler, yaşam ve ölümün, keder ve sevincin, ayrılık ve kay- bın yoğun olarak yaşandığı mekânlardır. Gergin ve stresle doluolan bu mekânlarda hem hastanın, hem hasta yakınlarının ve hem de sağlık çalışanlarının, manevi desteğe ihtiyaç duyması kaçınıl- mazdır (Söylev, 2020). Hastanın kültürünü ve bu kültürü şekillen- diren dinî referansları bilerek hasta-hekim arasında iletişim göre- vini yerine getirecek bir manevi danışmanın sağlık hizmetlerinde yer alması önemli ve olumlu bir rol oynayacaktır.
2.1. SağlıktaBiyo-MedikalveBiyopsikososyalModel
Sondönemlerdetıpalanındaönemlideğişimleryaşanmaktadır. Özellikle sağlık sosyolojisi bağlamında, tıp-sosyoloji ilişkisinin çok fazlaolduğuanlaşılmıştır.Tıptameydanagelenyeniliklersayesin-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
de insan ömrü uzamıştır. Buna bağlı olarak kanser, kalp ve şeker hastalıkları gibi kimi kronik hastalıklar görünür bir biçimde art- mıştır. Tıp alanında meydana gelen bu gibi değişim ve dönüşümle- re bağlı olarak sağlıktaki kavram literatürü de değişmiştir. Örneğin yeni yaklaşımlara baktığımızda “hastalık” yerine “sağlık”, “tedavi” yerine “koruma”, “hasta” yerine “kişi” veya “danışan” kavramları kullanılmaya başlanmıştır. Tıp alanındaki bu kavramsal dönüşü- mün en dikkat çekici olanı ise “doktor-hasta ilişkisi” yerine, “uz- manlardan oluşan ekip ilişkileri” ifadesidir (Kasapoğlu, 2008). Bu uzman ekipte hekim, psikolog, sosyal destek uzmanı ve manevi danışman gibi uzmanların bulunması hastalığa holistik yaklaşımın bir göstergesi olarak okunmalıdır.
Hastalıklar, kişilerin bedenini etkilediği kadar sosyal, kültürelve dinî yaşamlarını da etkilemektedir. Çünkü hasta, hastane ka- pısından içeri girdiğinde sadece hastalığını beraberinde getirme- mektedir. Hasta veya danışan hastaneye gelirken aynı zamanda kültürünü, inancını ve değerlerini de beraberinde getirmektedir. Kundak ve kefenin neredeyse aynı oranda tüketildiği hastaneler- de, hastaya holistik bir yaklaşımla bakılması gerekmektedir. Çün- kü sağlık tanımındaki, “tam iyilik hâli” ancak o zaman meydana gelecektir.
Rönesans dönemine kadar sağlık alanında hâkim olan anlayış, biyo-medikal denilen indirgemeci anlayış olmuştur. Biyo-medikal modelde zihin ve beden birbirinden ayrı ve bağımsız olarak telakki edilir. Modern bilimsel tıbbın geliştirmiş olduğu biyo-medikal yak- laşıma göre insan bedeni sadece fiziki bir varlık olarak ele alınmak- tadır. Bu modele göre hastalık, vücuttaki biyolojik mekanizmalar- da meydana gelen bozukluğu ifade eder. Hekimin buradaki görevi ise bu bozuk mekanizmayı düzeltmek için fiziksel veya kimyasal olarak müdahale etmektir. Metafizik tıptan bilimsel seküler tıbba geçişin yaşandığı indirgemeci biyo-medikal yaklaşım 1970’lerden sonraeleştirilmeyebaşlanmıştır(Kasapoğlu,2008).Eleştirenlerin
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
en temel gerekçesi bu modelin hastaya ve hastalığa bütüncül (ho- listik) bakılmadığıdır. Eleştirilerde biyo-medikal modelin tıp ala- nındaki yetersizliği ortaya koyulurken, daha bütüncül bir model olan “Biyopsikososyal Model” geliştirilmiş ve önerilmiştir.
Biyopsikososyal model hem hastalıkla ve hem de rahatsızlıkla ilgilenmektedir. Bu model, birey ele alırken, biyolojik faktörlerin yanında psikolojik ve sosyal faktörlerin karşılıklı karmaşık etkile- şimini göz önünde bulundurmaktadır. Hastalık nesnel ve biyolojik iken, rahatsızlık ise hastanın kendi durumuna yüklemiş olduğu an- lamlardır (Kasapoğlu, 2008). Öte yandan Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) güncel anlamdaki sağlık tanımına baktığımızda da aslında biyo-psiko-sosyal modelin işlendiğini görmekteyiz. DSÖ’ye göre sağlık, bireyin bedenen (biyolojik), ruhen (psikolojik) ve sosyal an- lamda tam bir iyilik halidir (Güncel Türkçe Sözlük; TDK, 2020).
Manevi danışmanlık konusu ülkemizde 1990’lı yıllarda günde- me gelmeye başlamıştır. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı uygula- maya geçilememiştir. Manevi danışmanlık konusu 2012 yılındaki Din Psikolojisi ve Manevi Bakım Çalıştayında yeniden gündeme gelmiştir. Bu çalıştayda başta kavramsallaştırma olmak üzere, kap- sam, görev tanımı, uzman yetiştirme programı, çalışma alanları, karşılaşılacak güçlükler ve çözüm önerileri üzerinde durulmuştur (Ayten,2019:9).Hastalığınpsiko-sosyalyönününfarkedilmesine- ticesinde manevi danışmanlık alanı, Avrupa’da olduğu gibi ülke- mizde de giderek yaygınlık kazanarak kurumsal anlamda farklıla- şan önemli bir alan haline gelmiştir. (Yönerge, 2017).
Hastane ortamları başta olmak üzere manevi danışmanlık hiz- meti, sosyal hizmetler kapsamında kişilerin dinî ve manevi duy- gularını besleyen bir destek hizmeti olarak ihtiyaç duyulan birçok yerde değerlendirilmelidir. Kronik hastalara hastalık sürecinde moral desteği, kayıp vakalarında yas danışmanlık hizmeti, cezaev- lerinde ve huzurevleri gibi yerlerdeki bu ihtiyaç, yasal ve kurumsal düzlemde uzmanlar tarafından karşılanmalıdır.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
3. ManeviDanışmanlıkHizmetininSosyolojikOkuması
Çağdaş insan, özellikle İkici Dünya Savaşı sonrasında moder- nitenin vadettiklerinin gerçekleşmediğini gördü ve sosyologların önemli bir kesimi modernleşme tezlerine ciddi eleştiriler yöneltti. Modernizmin dünya görüşünü eleştiren sosyolog ve düşünürlerin başında Habermas, Taylor ve Berger gelir. Bu açıdan baktığımızda ise modern sonrası toplumun din ve maneviyata yönelişi, sosyolo- jik açıdan incelenebileceği yeni bir olgu olarak karşımıza çıkmak- tadır.
FrankfurtOkulununikincikuşaktemsilcilerindenolanHaber- mas’ınmoderniteeleştirisi,manevidanışmanlığauygunbirsos- yolojik okuma olarak değerlendirilebilir. Habermas, modern top- lumun sorunsalına çözüm olarak “İletişimsel Eylem Kuramı’nı” ortaya koymaktadır. Ona göre toplum gerçeğini “sistem ve yaşam dünyası” şeklinde iki parçalı olarak okumak gerekmektedir. Bu şe- kildemoderntoplumuntemelinsanikrizleriiletişim/diyalogetiği aracılığıyla çözüleceğini savunan Habermas güçten arındırılmış ve çarpıtılmamış bir iletişimin altını çizer (Atiker, 1998).
AlmansosyologMaxWeber’egöreisemoderntoplumbilim, ahlakvesanatalanlarınınbirbirlerindenfarklılaşmasıvekendile- rineözgüussallıklarıbelirginhalegetirmesisonucundaikisorun öneçıkmıştır:“Anlamkaybı”ve“Özgürlükkaybı.”Weber’egöre anlamkaybı,değeralanlarınınbirbirindenfarklılaşmasıiken,öz- gürlük kaybı ise, varlıklarını sürdürmek amacıyla araçsal akılla kendileriniyönlendirenişlevsistemleriningüncelyaşamalanına karşıözerkleşmesidir.KısacasıWeber’egöreakılbirdeğeralanı olarak kendi evrenselliğini kaybetmiştir. Modernleşme sürecinde farklılaşan değer alanlarının kendilerine özgü ussallıklarını daha genel ve üst bir ilkede uzlaştıramadıklarından, modern toplum an- lam kaybı yaşamıştır (Atiker, 1998).
Modern toplumun krizler ve kayıplar yaşadığını ifade eden bir diğereleştirelfilozof vedüşünür iseC. Taylor’dur.“Modernliğin Sı-
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
kıntıları”adlıeserindeTaylor,çağdaşkültürveuygarlığımızınge- lişirkentoplumsalanlamdakimikayıpveçöküşleryaşadığınısöy- ler.Düşünüregöretemelanlamdamoderntoplumunüçsıkıntısı vardır. Bunlardan birincisi araçsal aklın her şeyi gölgede bırakacak kadar kutsanması veya putlaştırılmasıdır. Modern toplumun ikinci sıkıntısıisepeşindekoştuğuamabirtürlüeldeedemediğiözgürlük yitimidir. Modern toplumun üçüncü ve belki de en önemli sıkıntısı iseanlamyitimidir.AnlamyitimiTaylor’agörebireyciliğinartma- sındankaynaklıinsanlarınkendibenlikleriüzerindeodaklanarak başkalarınaveyatoplumakarşıkayıtsızkalmasındanilerigelir.Hep bana kuşağının bireyci dünya perspektifi, yaşamı tatsızlaştırmıştır (Taylor, 2013: 9-17).
Modern toplumdaki kriz dönemlerini ve anlam kayıplarını ön- lemek için çözüm odaklı bir perspektife ihtiyaç vardır. Post-mo- dernistler gibi bu krizleri ve anlam kayıplarını sadece eleştirmek- ler yetinmemiz mümkün değildir. Aynı zamanda büyük anlatıların görece bittiği çağımızda yeni baştan bir toplum inşası da yapıla- mayacağına göre var olan toplum düzenini yasal ve kurumsal bir zeminde kurmamız gerekecektir. Sosyolojik anlamda böylesi top- lumsalsorunlarınçözümündeenanlamlıperspektiflerdenbiride
P.Berger’ineklektikperspektifidir.Berger’e(Dereli,2016)göredin, insan tarafından oluşturulmuş bir mana âlemidir. Ona göre dinî hayatın sembolik bütünleştiricilik işlevi hayatın her alanında ferdin hayatını tanzim etmekte ve ona aşkın bir mana vermesini sağla- maktadır. Weber ve Habermas’ın modern toplumdaki anlam kaybı üzerindeki görüşlerini değerlendirdiğimizde, anlamsızlık sorunun nedeni uzmanlık alanları ile güncel yaşam pratiği arasında mey- dana gelen kopukluk olduğu görülmektedir. Manevi danışmanlık hizmeti tam da burada bu kopukluğu inanç ve manevi düzeyde çözmek istemektedir. Frankl’ın geliştirmiş olduğu psikolojik bir yaklaşım olan Logoterapi anlayışı temelinde modern insanın an- lam kaybını yasal, kurumsal düzenlemelerle giderebilir.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
SonuçveDeğerlendirme
İnsan,yaratılışındakiözelliklerigereği,iyiilekötüyü,doğruy- la yanlışı birbirinden ayırmak amacıyla kendisini mutlu edecek, hayatını anlamlı hale getirecek olaylar üzerinde düşünmüş ve on- ları araştırmıştır. Fıtratındaki yapısal özellikler ve zihinsel olgular insanı yaratıcıyı bulmaya ve onu anlamaya itmiştir. Bu arayış ilk olarak insanın bizatihi kendisinin ne olduğunu anlamasıyla baş- lamıştır.Buanlamarayışındakendisindensonrakendisidışında- ki aşkın varlık olan kutsalı arama şekline dönüşmüştür. Bir başka ifadeyle bu anlam arayışı, insanın kendisini var edeni bulmaya,onu idrak etmeye yöneltmiştir. Birey ve toplum kimi anlamı ara- mayolculuğunudurdurmak(skolastikdüşünce)veyakutsalla bağı koparmak (pozitivizm veya sekülerizm) şeklinde sürdürmek istemiştir. Ancak insan için bu fıtri olan arayış her dönemde var olmuştur. Bu bakımdan denilebilir ki insan, anlayan ve anlamlan- dıran bir varlıktır. Kendi fıtri özelliği olan anlamı kaybettiğinde, hem bireysel ve hem de toplumsal anlamda krizlerin, sorunlarınve hastalıkların pençesinden kurtulamamıştır. Böylesi kriz dö- nemlerinin en yoğun olarak yaşandığı toplum ise kuşkusuz mo- dern toplum olmuştur.
Bu çalışmada modern toplumun sancı çektiği en önemli konu- ların başında anlamsızlık geldiği anlaşılmıştır. Öte yandan insana yönelikmodernanlayışveyaklaşımlarisegenelanlamdainsa- nınmaneviboyutunuihmalettiklerigörülmüştür.Ancaközellik- le 1970’lerden sonra bu indirgemeci ve parçacı yaklaşımlar ciddi manada eleştirilmiş, bireysel ve toplumsal krizler yaşayan modern insana yönelik ise bütünsel perspektifler önerilmiştir.
Maneviyat konusu, ebetteki birçok boyuttan ele alınması gere- kenbirkonudur.Buçalışmanınsınırlarıçerçevesindekonuyuda- ralttığımızda insanın anlam arayışı ve buna bağlı olarak şekillenen manevi boyutu üzerinde iki perspektif öne çıkmıştır. Bunlardan birincisiHabermas’ıntoplumsalsorunlarınçözümündeönesürdü-
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
ğü “İletişimsel Eylem Kuramı”dır. Sosyolojik anlamdaki bu kuram, büyük anlatıların görece bittiği çağımızda, toplumsal sorunları ek- lektik bir yapıda çözüme kavuşturan önemli bir yaklaşımdır. Ça- lışmada öne çıkan bir diğer yaklaşım ise Frankl’ın anlamı merkeze alan, anlam yoluyla tedaviyi öngören psikolojik boyutlu yaklaşımı olan logoterapidir.
Manevi danışmanlık hizmeti gerginlik ve stresin yoğun olarak yaşandığı sağlık kurumları başta olmak üzere gerekli görülen di-ğer kurumlarda verilmesi olumlu anlamda katkı sağlayacaktır. Toplumsal anlamda Habermas’ın, psikolojik anlamda ise Frankl’ın perspektifleri çerçevesinde konuyu manevi danışmanlık alanına getirdiğimizde bu iki anlayış temelinde yasal, kurumsal düzen- lemeler oluşturmalıdır. Çünkü modern hayatın bu anlamsızlık labirentlerinde yorulan, silikleşen ve yalnızlaşan insanın anlam arayışında manevi danışmanlık alması, sorunlu, kırılgan ve kriz dönemlerinde dinî/manevi dinamiklerle desteklenmesi gerek- mektedir.
Kaynakça
Açıkgöz,R.(2021),“Hastalık,SağlıkVeToplum”,DünBugünYa- rın Yayınları (DBY): İstanbul.
Atiker, E. (1998), “Modernizm ve Kitle Toplumu”, Ankara: Vadi Yayınları.
AytenA.(Ed.),(2019),“ManeviDanışmanlıkveRehberlik,Fark- lı Alanlardan Araştırma Bulguları ve Değerlendirmeler”, İstanbul: Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları.
Bahadır, A. (2000), “Psikoterapi’de Yeni Bir Yaklaşım: Logotera- piVeViktorFrankl”,UludağÜniversitesiİlahiyatFakültesi,Sayı: 9, Cilt: 9, 2000.
Berger, P. (1993), “Dinin Sosyal Gerçekliği”, İstanbul: Atıf Ya- yınları.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Can, İ. (2018), “Erol Güngör’ün İslam’a Dair Sosyolojik Mülaha- zaları”, Selçuk Ün. Sos. Bil. Ens. Der. (2016); (36); 20-30.
Deniz, G. (2017), “Anlam ve Varlık Boyutuyla İnsan”, İstanbul: DİB Yayınları.
Dereli,M.D.(2016),“DininKrizindenSekülerizmKrizine:Peter
L. Berger’in Din Fenomenine Yaklaşımı” IV. Türkiye Lisansüstü Ça- lışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı I.
Kasapoğlu, A. (2008), “Madalyonun İki Yüzü: HASTALIK VE SAČ- LIK”, Ankara: Phoenix.
Merter, M. (2016), “Dokuz Yüz Katlı İnsan”, Kaktüs Yayınları:İstanbul.
Taylor, C. (2013), “Modernliğin Sıkıntıları”, İstanbul: Ayrıntı Ya- yınevi.
Frankl, V. E. (2018), “Duyulmayan Anlam Çığlığı Psikoterapi ve Hümanizm”, İstanbul: Totem Yayınları.
Haceti,M.A.R.(2004),“DineDönüşÇağı”,TevhitMatbaası:Kum. Karslı,N.(2012),“Kur’anAyetlerininLogoterapiYaklaşımıyla
İncelenmesi”,EKEVAkademiDergisi,Yıl:16,Sayı:53.
Kurt, F. (Ed.), “İnsanın Anlam Arayışı”, İstanbul: DİB Yayınları. Özyurt,C.(2016),“ÇAČDAŞSOSYALTEORİDEDİN;T.Parsons’ın
Din Kuramı: Modernitenin Din ile Uzlaştırılması”, Ankara: Hece Yayınları.
Söylev, Ö. F. (2017), “Dinî Danışma ve Rehberliğin Teolojik Te- mellerine İslami Yaklaşım”, Diyanet İlmi Dergi, 53 (2), 75-100.
Söylev,Ö.F.(2020),“ManeviBakımveDanışmaPsikolojisi”,An- kara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları.
Yönerge, (2017), “Sağlık Kuruluşlarında Manevi Destek Hiz- metlerinin Yürütülmesine Dair Yönerge”, 04.05.2017 tarihli ve 65752239-010.04-E.12947 Başkanlık onayı ile yürürlüğe girmiştir.
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
RukiyeKARAKÖSE1
Giriş
2019’un sonunda Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkarak dün- yaya yayılan SARS-CoV-2 virüsü sonucu meydana gelen Covid-19 pandemisi, hâlen ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak etkisini sür- dürmektedir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2019 verilerine göre, 65 ve üzeri yaştaki nüfus son 5 yıl içinde %21,9 artış göstererek, geçenyıl 7 milyon 550 bin kişiye ulaşmıştır. Yaşlı nüfusun toplam nüfusa oranı 2019’da %9,1 olup, 2030 yılında %12,9 olacağı ve 2080 yılın- da da ülke nüfusunun 1/4’inin (%25,6) yaşlı bireylerden oluşacağı öngörülmektedir (TÜİK, 2020). Yaşlı nüfusun ölüm nedenlerinedairistatistiklerelealındığındaensıkölümsebebininTürkiye’de
%78,7 ve gelişmiş ülkelerde %86 oranıyla kronik hastalıklar olduğu görülmektedir (T.C. Sağlık Bakanlığı, 2018).Dünya Sağlık Örgütü, kronik hastalıkları “21. asrın en önemli sağlık problemi” şeklinde tanımlamaktadır (Econmist Intelligence Unit, 2012).
Yaşamakta olduğumuz pandeminin kronik hastalıkları olanlar- la yaşlıları daha fazla etkilediği bilinmekle beraber kayıpların daha ne kadar artabileceğini ve bu durumun nüfusun yaş yapısına ve özelde yaşlı nüfusa dair psikososyal sonuçlarını tam olarak öngör- mek ise henüz mümkün değildir.
1 Dr., Klinik Psikolog, Sosyal Hizmet PHD.rukiyekarakose@gmail.com
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Yaşlılık
Dünya Sağlık Örgütüne (1982) göre yaşlılık “belirli bir sürenin geçişine bağlı olarak görülen anatomik ve fizyolojik işlev değişikli- ği ve bağımsız bir hayattan bağımlı bir hayata geçiştir” (akt. Güleç ve Tekbaş, 1997: 369).
Yaşlılık fiziksel yıpranmaya paralel olarak güç kaybetme ile kendini gösteren bir yoksunluk hâlini de ifade etmektedir. Söz- lükte ve günlük dildeki kullanımı ile yaşlanma, canlı varlığın ol- gunlaşma sürecini tamamladıktan sonra giderek yıpranmasıyla, yaşamsal fonksiyonlarının (üremeyle ilgili olanlar da dâhil), bo- zulması ve böylece o canlı türü için öngörülen hayat süresinin so- nunayaklaşmasüreciolarakifadeedilmektedir.“Yaşlı,ömrünün sondönemineulaşmış,hayatiişlevlerineaitkapasitesiazalmak- ta olan ve çevreyle ilişkisi zorlaşmaya başlayan bir birey” olarak tanımlanabilir.Budurumunsayısalsınırınısöylemekzordur(Ka- ran, 2007: 19).
Yaşlılık kavramının tanımı toplumsal kriterlere ve rollere göre değişkenlik göstermektedir. Bir başka ifadeyle yaşlılık farklı coğ- rafyalarda, farklı kültürlerde ve dönemlerde başka türlü tanımla- nabilen bir kavramdır (Duman, 1999: 102). Öte yandan yaşlanma süreci son derece bireyseldir. Her bireyde aynı biçimde seyretme- yip, aynı bireyde de yaşlanmanın farklı boyutları açısından paralel ilerlemeyebilen bir olgudur (Örnek vd. 1992: 1).
ManeviDestek
Maneviyat kavramı, insanı merkeze alan bütün disiplinlerin önemsediği anahtar bir kelimedir. Dinin teolojik bağlamda tanım- ladığı maneviyat, psikoloji ve ahlak alanlarında da sıklıkla ince- lenen kavramlar arasındadır. Alman araştırmacı Harald Walach’a (2005) göre “Maneviyat metafizik tecrübeye dayalı bir idrak, şahsi benliği aşan ve onun ötesindeki bir hakikattir” (akt. Seyyar, 2010: 32).Birdiğerdeyişlemaneviyat,maddeninarkaplanıolupmadde-
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
ninanlamboyutunuifadeeder.Somutolgularaanlamveren,soyut kavramlardır. Her şeyin gerçek varoluşunu ortaya koyan, sembolik ve soyut düşüncedir” (Tarhan, 2009: 23).
“Maneviyat, vahiy kaynaklarından esinlenilmiş olan ve nihai planda inancı kuvvetlendiren her çeşit düşünce, yaklaşım ve akti- vitelerdir. Bu yönüyle maneviyat kesin karar, pozitif inanç, gerçeği bulma umudu taşıyan tefekkür ve hakiki fıtri sevgi gibi iç dünyayı besleyen unsurlardan müteşekkil bir güçtür. İnsan, hayatın güç- lüklerine bu kuvvet sayesinde direnebilir” (Seyyar, 2015:32-33).
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 1948’de, sağlık kavramını “Sadece hastalık veya sakatlığın olmayışı değil, fiziksel, bilişsel ve toplum- sal açıdan tam bir iyilik hali” olarak tanımlamıştır.Ardından 1999 yılında, bir araya gelen 52. asamblede, DSÖ anayasasında bazı de- ğişiklikler yapılması teklif edilmiştir. Teklif edilen değişimlerdenbiri DSÖ’nün sağlık tanımına “manevi iyilik hâli”nin eklenmesidir (WHO, 1999: 4).Güncellenen metin “sağlık, yalnızca hastalık veya sakatlığın olmayışı değil, biyo-psikososyal ve manevi bakımdantam bir iyilik hâlidir” şeklindedir. Asamblede onaylandıktan sonra DSÖAnayasasınınyeniversiyonundatekrarreddedilsedeDSÖson on yıllarda pek çok durumda, manevi boyutun klinik amaçlar açı- sından önemini vurgulamıştır (Saad ve ark. 2017: 2)
İnsanın sadece psikolojik ve biyolojik ihtiyaçlarını gündemealan ve bunları karşılamayı amaçlayan çalışmalar, insan refahını temin etme noktasında yetersiz kalacaktır. Binaenaleyh insanın en temel yapı taşlarından biri olan manevi boyutunun da göz önüne alınması ve yapılacak uygulamaların manevi boyutunu da kuşata- cak biçimde planlanması önem taşımaktadır (Beki, 2017: 32).
İnsanın beden sağlığı ve psikolojik durumu birbirini karşılıklı olarak etkilemektedir. Bireyin sağlık durumu, psikolojisi ve dinî inançları arasında çok yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Araştır- malarıntümüincelendiğindedindarlıkilepsikolojikvefizikseliyioluşarasındagenelliklepozitifyönlübirilişkininbulunduğu
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
görülmektedir. İnanç ve dinî ritüeller hastalıkların sağaltımında önemarzetmektedir.Hastanındinîinancıvesosyalçevresin- den aldığı manevi destek, hastalıkların önlenmesinde, sağaltım sürecinin desteklenmesinde, ağrının, depresyon ve anksiyetenin azaltılmasında ve yaşam doyumunun artışında katkı yapmaktadır (Kılınçer, 2017: 41).
Genişanlamıylamanevidestek,bireylerinyadaçeşitlisosyal grupların farklı nedenlerle deneyimledikleri keder, acı, sevgisiz- lik,kaygı, yalnızlık, ümitsizlik, dışlanma ve yoksunluk durumları karşısındaonlarapsikososyalbakımdanyardımetmektir(Seyyar, 2010: 37).
DiyanetİşleriBaşkanlığınagöremanevidestekhizmetikavra- mı,“Dinîreferanslardanhareketle,insanlarınüzüntülü,sıkıntılı, korkulu durumlarında, yalnızlık ve ümitsizlik duygularına kapıl- dıklarında,anideğişmelerlegelenkrizdurumlarında,maruzkal- dıkları yeni duruma uyum sağlama ve baş edebilme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmayı, varsa sorularını cevaplamayı ve hayatlarınayenibiranlamvermelerineeşlikederekonlaramoral kazandırmayı”ifadeetmektedir(DİB,2017).
Manevi destek, bilhassa sosyal risklerle karşı karşıya olan bi- reylerin yaşamda ihtiyacı olan değişimi gerçekleştirebilmeleri için gereklidir. Sokakta yaşayan ve suça sürüklenen çocuklara, şiddet mağduru kadın, çocuk, engelli ve yaşlılara, ceza infaz kurumların- da bulunanlara, hastalara, engellilere, huzurevi ve yaşlı bakım ve rehabilitasyon kurumlarındaki yaşlılara ve yoksullara manevi des- tek hizmetleri verilebilir.
İzolasyon,YalnızlıkveManeviDestek
Sosyal refah, bir milletin, bireylerin ve toplumun sürekliliği için esas sosyal, eğitimsel, ekonomik ve sağlık ihtiyaçlarına cevap verenhizmetlerveprogramlarsistemidir(Zastrow,2015:39).Yaşlı refahıalanı,“Yaşlınüfusunsorunlarınıçözmeye,gereksinimlerini
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
karşılamaya ve iyi oluşuna dair bütün hizmet, program, mevzuatve politikaları kapsayan bir alan”dır (Koşar, 1996: 11).
Yaşlı bireyin refahına olumsuz etki eden en önemli problem, yalnızlık duygusudur. Yaşlılar, eşin vefatı ve çocuklarının büyüyüp aile evinden ayrılması sebebiyle hayatlarını tek başına devam et- tirmek durumunda kalmaktadırlar. Bu durum, yaşlı insanların yal- nızlık duygusu hissetmelerine sebep olmaktadır (Ataç, 1991: 391; Tanner, 1996: 144).
Yalnızlık duygusu, bireylerde, sevgi, şefkat, bağlılık gibi duygu- sal ihtiyaçların karşılanamaması ve güvenilir ilişkilerden yoksun kalma sonucunda ortaya çıkmaktadır (Hablemitoğlu ve Özmete, 2010: 173).
Yalnızlıkduygusuveterkedilmişlikhissi,yaşlıbireyleraçı- sındansondereceönemlidir.Araştırmalargelişmiştoplumların çoğundayaşlıbireylerinbüyükbirbölümününyalnızlıkveterk edilmişlik duygusundan muzdarip olduğunu bulgulamaktadır. Yaş- lılıkta yaşamı anlamlandırma faaliyeti, büyük oranda bireyin ailesi, eşiveçocuklarıylaberaberliklerinedayanmaktadır(Danış,1999:7). Salgın döneminde, pek çok yaşlı birey, eşini ve aile üyelerini,dostlarınısalgınhastalıksebebiylekaybetmektedir.Buradakay- bedilen kişilerle vedalaşamamak, son anları paylaşamamak “yas” sürecinin komplike hale gelmesine sebep olabilmekte ve yalnızlık- tanduyulacaksıkıntıyakomplikeyasındaeşliketmesiyleduygusal
olarakdahazorlubirsüreçbaşlamaktadır.
65+ yaş grubu sokağa çıkma kısıtlamaları sebebiyle zamanının çoğunu evde geçirmekte, ziyaretçi kabul edememektedir. Bu du- rum da yaşlılığa bağlı doğal sebeplerle gelişen yalnızlık durumuna eklendiğinde sosyal izolasyonun getirdiği yalnızlık etkisi diğer yaş gruplarına göre katlanarak artacaktır.
Sosyal izolasyon sebebiyle duyumsanan yalnızlık, anlamlı bir yakınlık ilişkisi mevcut olmadığında toplumla bütünleşememenin birsonucuolarakortayaçıkmaktadır.Yalnızlığınbutürü,edilgen-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
lik ve can sıkıntısı olarak deneyimlenmektedir. Sosyal yalnızlığın, tekrar anlamlı sosyal ilişkiler inşa etmek suretiyle giderilebilmesi mümkündür (Holmén ve ark. 2000: 43-52)
Budoğrultudaçevrimiçimecralarvetelefongibiiletişimaraç- ları kullanılarak manevi destek personelinin düzenli olarak yaşlı bireylerle iletişime geçmesi, sohbet etmesi ve belli aralıklarla – uzaktandaolsa-birliktevakitgeçirmesiönerilebilir.Yüzyüzeile- tişiminkısıtlandığısalgındönemlerindeçevrimiçietkinliklerola- bildiğince çeşitlendirilmeli ve düzenli hâle getirilmelidir.
Covid-19 pandemisi sırasında Avustralya’da bulunan bir sağ- lık/bakım kurumu olan McKellar Center’da, manevi bakımın sürekliliğine yardımcı olmak için bir dizi multidisipliner önlem uygulanmıştır. Sakinler, mümkün olduğunca kurumdaki din gö- revlilerivemanevibakımuzmanlarıtarafındandesteklenmiş ve olumlu sonuçlar rapor edilmiştir (Drummond ve Carey, 2020: 168).
Sosyal izolasyonda kalan yaşlılarda stres, anksiyete, öfke, kafa karışıklığı, depresyon ve intihar eğilimleri rapor edilmektedir. Yaşlıların yanı sıra birlikte yaşadıkları aile üyeleri ve bakıcıları da benzer şekilde fiziksel ve psiko-sosyal stres yaşamaktadırlar. Sal- gın sırasında yaşlıların ve bakıcılarının karşılaştığı bu çok boyutlu sorunlarla baş etme noktasında mobil tabanlı farkındalık ve medi- tasyon eğitimleri, manevi destek, telefonla psikoterapi, tele-sağlık hizmetleri, fiziksel egzersiz teşviki ve sosyal destek önlemleri gibi çeşitli uygulanabilir stratejiler önerilmektedir (Walarine ve ark. 2020: 248).
Hastalık,ÖlümSüreciveManeviDestek
Hasta olan ve hastanede yatmakta olan yaşlılar için de manevi destekhizmetlerisondereceönemtaşımaktadır.İnsankaynakları- nın kısıtlı olduğu bu dönemde, sağlıkçılar ve diğer ilgili tüm mes- lekgrupları,kendisağlıklarınavegereklifizikselmesafeyeözen
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
göstermek zorundadır. Uygun koruyucu giysiler, kaçınılmaz fizik- sel temasta büyük öneme sahiptir.
Salgındaölenkişiyevedaetmekveölümöncesisüreçteonare- fakat etmek, salgın nedeniyle daha da zorlaşmaktadır. Hijyenik ne- denlerle ziyaretler kısıtlanmaktadır.Sıkı koruma tedbirleri gere- ğince, ölmüş kişiler, ölümleri tespit edildikten hemen sonra hızlıca defnedilmektedir. Bu zorunluluk sadece merhumla vedayı acı bir şekilde kısıtlamakla kalmayıp, bu durumlarda yapılagelen alışıldık dinî ritüelleri de sınırlamaktadır.
Yataraktedavigörenyaşlılardahemizolasyondanduyulansıkın- tı,hemdedramatikbirhastalıkseyriveölümkorkusuileölümeha- zırlık, manevi destek bağlamında ele alınması gereken başlıklardır.
Tüm hastaların, özellikle agoni halindeki yaşlıların dinî aidiyet- lerine, istek ve taleplerineözen gösterilmelidir.Hastaneler veyaşlı bakım kurumlarında bu durumlar için hazırlıklı olmak gereklidir.Bu doğrultuda yönetim, manevi destek personeli ile psikososyal destek personelini koordine ederek takip edilecek prosedürü oluş- turmalıdır.
Manevi destek hizmetleri için nöbetçi görev teklifi hazırlan- malı ve tesislerin acil durum planlarına dahil edilmelidir. Covid-19 hastalarını karşılamak, agoni halindeki hastaların akrabalarıyla bir şekilde (örneğin online olarak) vedalaşmasının sağlanması, dualar, dinîtelkinlerveeylemler(ritüeller)koordineedilmelidir.Manevi destekpersoneliiçindebağlayıcıolanyüksekhijyenstandartları göz önünde bulundurularak, dinî ve manevi içerikli kitaplar (hij- yenik tedbirler alınarak) odalarda bulundurulmalıdır (Walarine ve ark. 2020: 215).
Sonuç
Yaşlılar,salgıngibidurumlardamanevidestekhizmethizmet- leriyle desteklenmesi gereken kırılgan bir gruptur. Yaşlıları pan- demininnegatiftesirlerinden korurkenonlara buacil vesıradışı
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
durumda saygı duymak, empatiyle yaklaşmak ve “biyo-psikososyal ve manevi” alanlarda desteklemek gerekmektedir.
“Sosyal çalışma disiplini ve mesleğinde maneviyata duyarlı müdahaleler son 20 yıldır artan şekilde ilgi çekmektedir. Bu ilgison yıllarda ülkemize de yansımıştır. Maneviyata duyarlı müda- halelerin, hizmet alanları güçlendirme, değişme ve gelişmesini sağlamadaki olumlu etkileri batı ülkelerinde çeşitli araştırmalarla kanıtlanmıştır. Bu müdahalelerin, hizmet alıcıların yararına ola-rak ülkemizde de verimli ve etkin bir şekilde uygulanabilmesi için, doğru tanımlanması, teorik temellerin ve uygulamada dikkat edi- lecek noktaların bilinmesi gerekmektedir” (Yeşilkayalı, 2016: 227). Uygulama düzeyinde ise ülkemizde henüz sistemli bir manevi sos- yal hizmet/manevi destek çalışması yapılmamaktadır.
Pandemi sağlık sistemleri üzerinde ciddi baskı oluşturduğunda ve kaynaklar ihtiyacın tamamına cevap veremediğinde yaşın bir dezavantaj olabileceği yönündeki risk hatırda tutulmalıdır.Haya- tın ilk 20 yılının önemsiz olduğu kesinlikle düşünülmez; aynı şe- kilde son 20 senesinin de değerli olduğu anlaşılmalı ve tüm yaşlı bireylerin bu zamanlarda saygı ve onurla tedavi edilmesi ve des- teklenmesi savunulmalıdır (Altın, 2020: 55).
Temas kısıtlaması sebebiyle ön plana çıkan çevrimiçi destek ve çevrimiçiiletişimleilgilihızlıöğrenilebilenvekolaykullanılabilen yazılımveprogramlargeliştirilmeliveiçerikoluşturulmalıdır.Yaş- lı nüfusun teknoloji kullanımı, pandemi gibi olağanüstü durumlar ortaya çıkmaksızın da (bu tür durumlara bir ön hazırlık olarak) teş- vik edilmeli ve desteklenmelidir.
Covid-19 pandemisi sürecinde manevi destek hizmetlerinin na- sıl yapılandırılıp yönetildiği, muhtemel başka pandemilere yönelik olarak büyük bir tecrübenin birikimine vesile olacaktır. Yaşlı birey- lerin,ailelerinin,manevidestekpersonelininvesağlıkkuruluşla- rınınyararıiçinileriyedönük“uzaktan”manevibakımsağlamaya yönelik tecrübe birikimi ve karşılaşılan sorunlar not edilmelidir (DrummondveCarey,2020:165).
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Afetlerintamamenengellenmesininmümkünolmadığıhatır- datutularak,yaşlınüfusayönelikkoruyucuruhsağlığıçalışmaları kapsamında manevi destek hizmetlerinin multidisipliner yakla- şımlarla yapılandırılması ve yaygınlaştırılması ilgili kurum ve ku- ruluşlarca ivedilikle gündeme alınmalıdır.
Kaynakça
Altın, Z. (2020). Covid-19 Pandemisinde Yaşlılar.Tepecik E.A.H. Hast.Dergisi,30,49-57.
Beki, A. (2017). ManeviDestekHizmetleri,İstanbul: İstanbul Üni- versitesi AUZEF
Sağlık Kuruluşlarında Manevi Destek Hizmetlerinin Yürütül- mesine Dair Yönerge. (2017).
http://www2.diyanet.gov.tr/HukukMusavirligi/Mevzuat/Yo- nergeler/Sağlık%20Kuruluşlarında%20Manevi%20Destek%20Hiz-metlerinin%20Yürütülmesine%20Dair%20Yönerge.pdf [6.12.2020]. Danış,M.Z.(1999).Yaşlılık,YoksullukveYalnızlık.Hacettepe Üni.GEBAMBülteni.http://www.gebam.hacettepe.edu.tr/sosyal_
boyut/yaslilik_yoksuluk_yanlizlik.pdf[1.12.2020]
Drummond,D.A.,&Carey,L.B.(2020).Chaplaincyandspiritual care response to Covid-19: an Australian case study–the McKellar Centre.HealthandSocialCareChaplaincy,8(2),165-179.
Duman,A.(1999).YetişkinlerEğitimi,Ankara:Ütopya. Econmist Intelligence Unit Raporu, 2012.
Güleç,M.veTekbaş,Ö.F.(1997).SağlıkPerspektifindenYaşlılık.
TıpBilimleri,17(6):369-378.
Hablemitoğlu, Ş. ve Özmete, E. (2010). Yaşlı Refahı Yaşlılar İçin Sosyal Hizmet, Ankara: Kilit.
Kaya-Göktepe, A. (2017). Yaşlılara Yönelik Manevi Danışmanlık ve Rehberlikte Yeni Bir Model Önerisi: Hayat Ağacı Modeli. A. Ay- ten(Ed.),Manevi Danışmanlık veRehberlik Teori veUygulama Alanları, İstanbul: Değerler Eğitimi Merkezi, 233-272.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Karan, M. A. (2007). Biyolojik, Psikolojik ve Sosyal Açıdan Yaş- lanma.M.F.Bayraktar(Ed.).YaşlılıkDönemiveProblemleri,İstanbul: Ensar, 19-30.
Kılınçer, H. (2017). Manevi Danışmanlık ve Rehberlik (MDR) Üzerine: Psikoloji, İlahiyat ve Tıp Alanlarında Maneviyat ve MDR Algısı. A. Ayten (Ed.), Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Teori ve Uygu- lama Alanları, İstanbul: Değerler Eğitimi Merkezi, 19-60.
Koşar,N.(1996).SosyalHizmetlerdeYaşlıRefahıAlanı,Ankara:Şafak. Örnek,T.,Bayraktar,E.veÖzmen,E.(1992).GeriatrikPsikiyatri,
İzmir:SarayTıp.
Roser,T.,Peng-Keller,S.,Kammerer,T.,Karle,I.,Lammer,K.,SJ,
E. F., & Winiger, F. (2020). Die Corona-Pandemie als Herausforde- rung für Spiritual Care: Handreichung für Seelsorger/-innen: The Coronapandemicasachallengeforspiritualcare:Adviceforchap- lains. Spiritual Care, 9(3), 213-216.
Saad,M.,deMedeiros,R.andMosini,A.C.(2017).AreWeReady foraTrueBiopsychosocial–SpiritualModel?TheManyMeanings of“Spiritual. Medicines, 4(4): 79. https://doi.org/10.3390/medici- nes4040079
Seyyar, A. (2010). TıbbiSosyalHizmetlerdeManeviBakım, İstanbul: Rağbet.
T.C. Sağlık Bakanlığı. Kronik Hastalıklar Risk Faktörleri Sağlığın Teşviki ve Geliştirilmesi Sempozyumu. 13-14 Kasım 2008, Ankara.
- --.(2015).İslamiDeğerlerAçısındanManeviSosyalHiz-
metler.A.Seyyar(Ed.),ManeviSosyalHizmetler,İstanbul:Rağbet, 13-51.
Tarhan,N.(2009).İnanç Psikolojisi, İstanbul:Timaş.
TÜİK, (2020). https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Ad-rese-Dayal%C4%B1-N%C3%BCfus-Kay%C4%B1t-Sistemi-Sonu%- C3%A7lar%C4%B1-2019-33705&dil=1[1.12.2020]
Walarine, M. T., & KV, B. M. (2020). Pandemic effect on the el- derlyandtheircaregivers.JournalofIdeasinHealth,3(4),248-251.
AFETVESALGINZAMANLARINDAMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
WHO. (1999). Fifty-Second World Health Assembly: Provisio- nal agenda item 16. http://apps.who.int/gb/archive/pdf_files/ WHA52/ew24.pdf
Yeşilkayalı,E.(2016).SosyalÇalışmadaManeviyataDuyarlıMü- dahale. The Journal of Academic Social Science Studies, 53, 227- 237.
Zastrow,C.(2015).SosyalHizmeteGiriş(D.B.Çiftçi,Çev.Ed.).An- kara: Nika.
VEREHBERLİK
178
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
OrhanGÜRSU1SalihBAYINDIR2
Giriş
KoronavirüshastalığıyadadiğeradıylaCovid-19salgını,son dönemin en önemli sağlık krizlerinden biri haline gelmiştir. Salgın, neredeysetümmilletleri,kıtalarıvesosyo-ekonomikdüzeytanı- maksızın tüm insanları etkilemiştir. Ulusal ve uluslararası karanti- naların uygulanması, okulların kapatılması, sosyal izolasyon ve ye- rindebarınmaemirlerigibigerekentedbirler,günlükyaşamıaniden veköklübirşekildedeğiştirmiştir(Shanafelt,Ripp,&Trockel,2020). İnsanlıkbirkezdahagörünmezbirdüşmanolanCovid-19koronavi- rüslesavaşırkençokzorbirdönemdengeçmektedir(Nadeem,2020). Bu kritik süreçte ön safta yer alan, Covid-19 hastalarının teşhi-
si, tedavisi ve bakımıyla doğrudan karşı karşıya kalan sağlık çalı- şanları, psikolojik ve manevi anlamda olağanüstü bir süreci yaşa- maktadırlar (Lai, Ma, Wang, & vd, 2020). Sağlık çalışanların gerek enfekte olan kişilere bakım sağlamak için gerekse kendileri enfek- te olmamak için ellerinden gelen çabayı sarf ettikleri yadsınamaz bir gerçekliktir (Gupta & Sahoo, 2020). Zira sağlık çalışanlarının enfeksiyonlakarşıkarşıyakalmasıbiyo-psiko-sosyalanlamdabir
1 Doç. Dr., Akdeniz Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Din Psikolojisi ABD.orhangursu1@gmail.com
2 Manevi Danışman, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi.salih_bayindir@hotmail.com
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
zorluğu da beraberinde getirmektedir. Bu süreçte Covid-19 hasta- lığıyla karşı karşıya kalan sağlık çalışanlarının psikolojik dayanık- lılığını sağlayabilmesi için bireysel, sosyal veya manevi başa çıkma metotlarını kullanması ise muhtemeldir (Bahar & vd, 2020).
İnsanoğlu hayat serüveni içerisinde, kendisini sıkıntıya sokan doğal afetler, kazalar, vefatlar, sağlık durumları, ekonomik sıkıntılar, aile içi problemler gibi pek çok olay ve durumla karşılaşmaktadır. İnsanböylezordurumlardakendisinihayatabağlayanhedeflerinin tehdide uğradığını veya zarar gördüğünü düşünmektedir. Bu du- rumdainsanbaşaçıkmakanallarıylaanlamkazanma,kontrolütek- rarsağlamaveyatesellibulmaarayışınagirmektedir(Ayten,2010).
Başa çıkma, İnsanı idare etmek, yönetmek ya da içsel ve dışsal ortaya çıkabilecek olağanüstü istekleri azaltmak için bilişsel veya davranışsalmanadaçabasarfetmektir(Lazarus&Folkman,1984). Diğer bir ifadeyle başa çıkma; insanın hayata aktif olarak katılma- sını sağlayan, onu her durum karşısında güçlü ve dinamik kılan, sağlıklı ve zorunlu bir değişim sürecini temsil etmektedir. Anlam kazanma, bu sürecin sağlıklı yürümesi ile doğrudan ilişkilidir. Zira bireysel açıdan yeniden yapılanmanın durduğu andan itibaren anlamsızlık duygusu baş gösterir (Bahadır, 2002). Bu arayışların geneli daha çok dinî inançlar çerçevesinde oluşmaktadır (Gashi, 2020). Çünkü dinin stres ile başa çıkmada insanlar üzerinde güçlü bir rolü vardır (Pargament, 1997).Bu kriz durumlarında insanların ruh sağlığını canlı tutan dinî başa çıkmanın, Covid-19 hastalığını geçiren sağlık çalışanlarında ne tür bir etkiye sahip olduğunun be- lirlenmesi bu çalışmanın problemini oluşturmaktadır.
Dinîbaşaçıkmatarzınamüracaatedenbireylerdestres,dep- resyon,korkuvb.durumlardadiğerbireyleregöreazalmaolduğu görülmüştür.Olumluetkilerinolduğubusüreçler“olumludinîbaşa çıkma” olarak ele alınmaktadır. Diğer taraftan kişi bazen karşılaştı- ğı olumsuz durumlardan dolayı Allah’ın kendisini cezalandırdığını vesevmediğinidüşünerekdinîhayatınıkademeliolarakazaltabil-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
mektedir. Bu süreç ise “olumsuzdinîbaşaçıkma” olarak değerlendi- rilmektedir (Gashi, 2020).
1. Yöntem
Bu araştırma, nitel araştırma modeline uygun bir durum çalış- masıdır. Araştırmanın örneklemini Covid-19 tanısı almış ve Covid servisinde çalışan 17 sağlık çalışanı oluşturmaktadır. Araştırmada elde edilen veriler yarı-yapılandırılmış bir görüşme formu ile top- lanmıştır. Araştırmanın yapılabilmesi için gerekli olan Sağlık Ba- kanlığı izniileAntalyaEğitim veAraştırmaHastanesiEtikKurul izni alınmıştır (2020-328 no’lu karar). Görüşmeler, 2020 yılı Kasım ayı içerisinde yapılmıştır.
1.1. EvrenveÖrneklem
AraştırmanınevreniniAntalyailindepandemihastanelerinde çalışan sağlık çalışanları oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklem grubunuisepandemihastanesiolarakişlevgörenAntalyaEğitim veAraştırmaHastanesindegörevyapanveaynızamandaCovid-19 testleri pozitif çıkmış sağlık çalışanları oluşturmaktadır. Adı ge- çen hastanede bir manevi danışmanın görevli olması nedeniyle bu hastaneörneklemiçintercihedilmiştir.Örneklemseçimigönül- lüolmayıkabuledendeneklerlevekartopuyöntemikullanılarak gerçekleştirilmiştir.
1.2. VeriToplamaAraçları
Veritoplamaaraçlarıolarakkişiselbilgiformuileyarıyapılan- dırılmış mülakat formu kullanılmıştır.
1.2.1. KişiselBilgiFormu
Kişisel Bilgi Formunda örneklemin cinsiyet, medeni durum,yaş, eğitim durumu ve meslek değişkenlerine dair soru cümleleri yer almaktadır.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
1.2.2. YarıYapılandırılmışMülakatFormu
Covid-19 hastalığına yakalanmış sağlık çalışanlarının bu süreçte din ya da maneviyat unsurlarından faydalanıp faydalanmadıklarını ortaya çıkarmaya yönelik hazırlanmış 13 sorudan oluşmaktadır.
1.3. VerilerinAnaliz
Araştırma verilerinin çözümlenmesinde ses kayıt cihazı ile görüntükayıtcihazıyardımıylaeldeedilenverilerçözümlene- rek yazıya aktarılmıştır. Nitel araştırma yöntemi kullanılan araş- tırmalarda belki de en zor konulardan birisi de bulguların analiz edilmesidir. Bu çalışmamızda verilerin analizinde betimsel analiz yöntemi kullanılmış, görüşler aktarılırken katılımcı isimleri gizli tutulmuştur. Katılımcı görüşleri bir sistem dâhilinde sunulmuştur. Görüşmelerden elde edilen veriler kodlama sistemi ile sayısal veri- leredönüştürülmüşveanaliziyapılmıştır(Demir,2017,s.312-313).
2. Bulgular
Tablo 1: Covid-19 Hastalığını Geçiren Sağlık Çalışanlarının Demografik Özellikleri
Cinsiyet |
%76Kadın;13kişi %24Erkek;4kişi Toplam:17kişi |
Yaş |
%59(26-35)yaşgrubu %41(36-58)yaşgrubu Ortalamayaş:34 |
Eğitimdurumu |
%17Lise;3kişi %17Önlisans;3kişi %53Lisans;9kişi %6Yükseklisans;1kişi %6Doktora;1kişi |
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Meslek |
%30Tıbbisekreter;5kişi %35Hemşire;6kişi %35Hekim;6kişi |
Medenidurum |
%59Evli;10kişi %41Bekâr;7kişi |
Tablo 1 incelendiğinde cinsiyet değişkeninde dağılım şu şekilde olmuştur: Cinsiyet değişkeninde dağılım şu şekilde olmuştur: % 76 Kadın;13kişi,%24Erkek;4kişi.Toplam:17kişi.Yaş’lailgilitabloya baktığımızda dağılımın şu şekilde gerçekleştiğini görüyoruz: % 59 (26-35) yaş grubu, % 41 (36-58) yaş grubu. Yaş ortalamasının: 34 olduğu görülmektedir. Araştırmaya katılan deneklerin %41’i bekâr (7 kişi), %59’u ise evlidir (10 kişi). Araştırmaya katılan deneklerin mesleki dağılımı incelendiğinde örneklemin çoğunluğunu doktor(6 kişi) ve hemşireler (6 kişi) oluşturmaktadır. Takip eden meslek grupları ise; tıbbi sekreter (4 kişi) ve sekreter (1 kişi) oluşturmak- tadır. Eğitim düzeyi değişkeni incelendiğinde; 9 kişinin lisans, 3 ki- şinin lise, 3 kişinin ön lisans ve 2 kişinin lisansüstü mezunu olduğu anlaşılmaktadır.
Tablo2:KatılımcılarınDindarlıkDüzeyleri
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Katılımcılardan 11 kişi kendisini dindar olarak tanımlarken 6kişi ise az dindar olarak tanımlamıştır. Gerçekleştirilen mülakat- larda hiçbir katılımcı kendisini dindar değil olarak tanımlama- mıştır. Katılımcıların tamamı kendisini Müslüman olarak tanım- lamaktadır. Burada dikkat çeken husus; Tablo 3’te de görüleceği üzere katılımcıların büyük çoğunluğun dinî pratikleri yerine ge- tirmemekle birlikte kendilerini dindar olarak nitelendirmiş ol- malarıdır:
“Kendiiçimizdebazışeyleriyaşıyorumamavecibeleriyerinegetire- miyoruz. Ama inancımız var. Kendimi orta dindar olarak nitelendiriyo- rum” (Katılımcı 7-Hekim).
“Dinkonusundaçokbilgilibirinsandeğilim.Birçokşeyibiliyorum ama yaptığımız söylenmez. Bazen yapıyorum bazen yapmıyorum. Örne- ğin namazıbir arakıldım sonrakılmadım. Kendimidindar olaraktanım- larım” (Katılımcı 10-Hemşire).
“DinimebağlıyımAllahinancımtamamabilmediğimiçinnamaz kılamıyorum.Namazkılmakistiyorumamabaşlamayönündebirtürlü kendimi yönlendiremiyorum” (Katılımcı 11-Sekreter).
“Vicdanenrahattanımlayabilirimyaptığımşeylerdendolayı.Dinda- rımamasorumluluklarınıtamolarakyerinegetirmeyenbiriyim” (Katı- lımcı 2-Sekreter).
“Beş vakit namazımı kılmaya çalışıyorum. Dindar mı diyeyim bilmiyo- rum.Herşeyigereğiyleyapamıyoruztabi”(Katılımcı17-Hekim).
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Tablo3:Covid19ÖncesiDiniPratiklereMüracaatEtmeDurumu
Katılımcıların Covid-19 hastalığı öncesinde dinî pratiklere mü- racaat etme durumları sorulduğunda verilen cevaplar değişkenlik göstermiştir. Katılımcılar kendilerini Müslüman ve inançlı olarak değerlendirmişler fakat dinî pratiklere müracaat etme durumlar- da günlük dinî pratikleri yapanların oranı %23 oranına sahipken, günlük dinî pratikleri yapamayanların oranı %77 olarak değerlen- dirilmiştir. Katılımcıların bazıları dinî gün ve gecelerde ibadetleri-ni yapmaya çalıştıklarını ifade ederken, diğer taraftan günlük dua ritüeline başvurmuşlardır. Dini ritüellere çok fazla bağlı değilim diyen bazı katılımcılar vicdanen rahat olduklarını, iyilik yapmanın kendileri için bir anlam ifade ettiğini söylemişlerdir:
“Beş vakit namaz kılan birisi değilim, fakat duaederim. Bazen kandil gecelerinde namaz, kuran, Yasin ve benzeri ritüelleri yapmayaçalışırım” (Katılımcı 1-Hemşire).
“TabiikiAllah’aveMuhammed’einançnoktasındasonsuzamaİs- lam’ın tüm şartlarını yerine getiriyorum diyemem. Ama kendimi dindar olarak tanımlarım” (Katılımcı 1-Hemşire).
“TabiikiederdimamaCovid’inözellikleciğerlerimeindiğisöylendi- ğinde özellikle üç yıldır dargın olduğum kuzenimle bile helalleştim. Ölü- mü çok düşündüm” (Katılımcı 8-Hemşire).
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
“Annemaşırıdindarbirisiydi.BabamtamtersiAllah’laarasıiyiolan biri değildi. Yaz dönemlerinde camiye giderek sureleri ezberlemeye çalış- tım. Namaz kılmayı çok istedim seccade aldım fakat bir türlü nasip olma- dı.Kayınpederimsennamazkılmayıöğrenumreyegöndereceğimdedi. Bir ara devamlı kelime-i tevhidi çekmeye başladım kalbim onu zikir haline getirdi ve durduk yere kalbimin zikrettiğini hissettim. Şimdi bir türlü ya- pamıyorum” (Katılımcı 11-Sekreter).
“Evet,namazvedinîritüellerdeelimdengeldiğincedikkatederdim. Özellikle hastane ortamındaki iş yoğunluğu ve nöbetler aksatmama sebe- biyet verdi. Tabi tam olmasa da namazımı kılmaya ve orucumu tutmaya çalışıyorum” (Katılımcı 14-Hekim).
Tablo 4: Covid 19 Hastalık Süreci Esnasında Başvurulan Dini Manevi Aktiviteler
Katılımcıların hemen hepsinin hastalık süreci esnasında dua-ya başvurdukları gözükmektedir. Herhangi bir ritüele başvurma- dım diyenlerin hastalık sürecini asemptomatik (belirtisiz) olarak geçirdikleri ya da hiç belirti göstermedikleri gözlemlenmiştir. Katılımcıların %12’si hastalık sürecinden önce günlük rutin na-maz ibadetini yapamadığı hâlde hastalık süreci esnasında namaz kılmaya niyet etmiş ya da ilk günler kılmaya çalışmış olduğu bul- gulanmıştır:
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
“En çok duaya sarıldım. Sık sık Allah’a sığınmaihtiyacı hissettim. Tek sığındığımızşeyAllah’tı.İçimdensürekliAllah’ınşifakaynağıolduğunu geçirdimve“YaŞafii”dedimdurdum”(Katılımcı1-Hemşire).
“İlkvakalardanbirisiyim.Birhaftaboyuncahastanedeyattım.Busü- reçteyapılacakhiçbaşkabirşeyyok.SadeceAllah’ıtanıyorsun.Telefonuma Yasin’iindirdimmesela.OnuokudumAyetel-Kürsi’yisıksıkokudum.İki hafta boyunca hem hastanede hem evde yalnızdım çünkü. Dini olarak çok şeyyaptım.Birboşlukdönemiydihiçbirşeybilmiyorduk.Doktorlarbilebir şeysöyleyemiyordu.Artıkevedönemeyeceğimibiledüşündüm.Rahatatla- tabileceğimibiledüşündüm.Dualarımkabuloldu”(Katılımcı4-Hemşire). “İlküçdörtgünsemptomgösterdi.Yalnızlıkduygusunakapıldımve arayışiçerisinegirdim.Hayatınbiranlamıyokbenboşyaşamışımdiyor insan.Gezmektirtozmaktırbunlarikinciplandakalıyor.Covidyoğun bakımdaçalışmamdandolayıherşeyingeçiciolduğunudüşünüyorhiç aklındançıkaramıyorsun.Tabiüstünebirdetestimizpozitifçıktığıanda ne yaptık bu zaman kadar diye daha çok düşünmeye başladık. Dua ettim özellikle gece yatmadan önce çok fazla dua ettim. Çünkü hasta yatar uyur ve uyuduğu zaman kötüleşir. Sürekli hastalardan istediğimiz bir pozisyon vardıryüzüstüdönüpyatmaşeklindebendeoşekildeyatarakAllah’ım uyandır beni diye dua ettim. Yalvardım. Hatta bu süreç 4-5 gün böyle de- vamettiçünküçokstresolmuştum.Uyumanınçokzorolduğubirsüreçti”
(Katılımcı15-Hekim).
“Namaz ve kuran olarak etmedim. Sadece dua ettim. Neden; İnsan sık sık sığınma ihtiyacı hissediyor. Şifa istemek. Etrafımdaki kimseye bulaş- tırmamış olmak, hele ki en kötüsü de bir başkasını ölümle sonuçlanabile- cek nedenlere götürmemek için dua çok ettim ki beni hüsrana uğratırdı” (Katılımcı 1-Hemşire).
“Kuranokumayavenamazlaradahafazladikkatettim.İnsanınboş olduğuyerigeliyorgörmediğinmikroskobikbircanlınınkarşısındane kadar çaresiz olduğunu göstermesi belki iten sebep oldu.Çaresizliğimizi, acziyetimizigöstermesürecindeAllah’ayönelmeyebirsebepoldu”(Ka- tılımcı 17-Hekim).
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Tablo5: DiniManevi PratiklerinKatılımcılara Etkisi
Hastalıksürecindedinî-maneviherhangibirpratiğemüraca- at eden katılımcıların hemen hepsi faydalı olduğunu söylemiştir. Herhangi bir pratiğe müracaat etmediğini belirten 2 katılımcınınise hastalık belirtisi göstermediği ve hekim olduğu tespit edilmiş- tir. Anksiyete yaşamadığı için böyle bir şey hissetmediğini ifade eden 1 katılımcının hekim olduğu ve genel anlamda dinî pratikle- rini yerine getirmeye çalıştığı anlaşılmıştır.
17katılımcıdan11’iisehastalıksüreciniatlattıktansonradinî tutum ve davranışlarında değişimlerin olduğunu ifade etmiştir. Değişimi olduğunu ifade eden katılımcıların çoğunluğunun hasta- lıksürecinidahazoratlattığıbulgulanmıştır.Diğertaraftankatı- lımcılardan6kişiisehastalıksürecindensonradinîtutumvedav- ranışlarında bir değişiklik hissetmediğini ifade etmiştir:
“Tabiikienazındaninsanınsığınabileceğibirgücün,varlığınolması- nıhissetmekbenirahatlattı.”(Katılımcı 1-Hemşire).
“Tabiikiolmazmı?Kuranokumak,Yasinokumakbenimiçinçokra- hatlatıcıolduzatenyalnızsınız.Dualarımbeniayaktatuttu”(Katılımcı 4-Hemşire).
“Faydasıolduğunudüşüyorum.Allah’ınbeniduyduğunuhissettim. Bu anları ancak yaşayanlar anlar. Bu dönemde duanın kıymetini daha fazla anladım” (Katılımcı 6-Sekreter).
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
“Tabi ki oldu. İnancın faydası olduğuna inanıyorum” (Katılımcı 3-Sekreter).
“Youtube’den hocaların vaazlarını dinlemek Tabi beni motive edici oldu. Özellikletelefondan geneldedua ettimAllaha sığındım.Meal oku- dum” (Katılımcı 9-Sekreter).
“Çoknetbirşekildedeğişimyaşadım.Özellikleaileilişkilerimebakı- şımı değiştirdi. Anne babamı önceden hafta bir arıyorsamşimdi her gün aramaya çalışıyorum” (Katılımcı 15-Hekim).
“Faydasıolduğunudüşüyorum.Allah’ınbeniduyduğunuhissettim. Bu anları ancak yaşayanlar anlar. Bu dönemde duanın kıymetini daha fazla anladım. Benim için çok şey değişti. Duanın ve Allah’a yalvarmanın önemini çok iyi anladım” (Katılımcı 6-Sekreter).
Tablo 6: Anksiyeteyi Geçirmek İçin Müracaat Edilen Başa Çıkma Yöntemleri
Katılımcıların hastalık süreçlerinde sosyal kanal ve inanç kana-lı başa çıkma yöntemlerine daha fazla başvurdukları gözükmekte- dir. Bu başa çıkma yöntemlerine başvurmaları özellikle yalnızlık hissinin giderilmesine yönelik olduğu bulgulanmıştır. Sosyal kanal ve inanç kanalı başa çıkma yöntemi kullanan bireylerin hemen hepsievdebulunmalarıdolayısıylafilm,kitap,TVvb.aktivitelere deyönelmiştir.Diğertaraftankaygımolmadıvebirisiylegörüşüp
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
kendimi kaygılandırmak istemedim diye ifade eden 3 kişiden 2 ta- nesi hastalık semptomu göstermediği ve her üçünün de hekim ol- duğuanlaşılmıştır.Kaygıyaşamadığınıifadeedenbirhekim“belirti göstermişolsaydıbelkidedahafazlakaygılıbirsüreçgeçirebileceğini” ifadeetmiştir.Diğertaraftanaynıhekim“belirtigöstermediğiiçindi- ni-manevi herhangi bir uygulamaya da müracaat etmediğini” belirtmiş- tir. Diğer başa çıkma örnekleri ise şöyle ifade edilmiştir:
“Kitapokudum.İşyoğunluğundanevimdeyapamadığımişlerimi yapmaya çalıştım. Çocuklarımla zaman geçirmeye çalıştım. Çocuklarımı-zı ayırmakistemedik yanımızdan.Takdir Allah’ındırdedik. Zateneşimde pozitifti” (Katılımcı 11-Sekreter).
“Anksiyeteiçinilaçkullanmadımenönemlisibuydubenimiçin.İn- sanlarla çok konuşarak hastalıkla alakalı stersimi artırmak da istemedim açıkçası telefonu koydumkenara ilgilenmedim bile.Kendimi izole ettim. Ara sıra dizi izledim” (Katılımcı 15-Hekim).
“Ablam vardı çok dindardı. Beni hep aradı namazlarını aksatma dedi. Bu beni çok motive etti. Kitap okudum. TV izledim. Ailemizde pozitif çıkan başka birileri de vardı onlarla hep birlikte olmamızdan dolayı kaygı prob- lemi yaşamadım” (Katılımcı 12-Hemşire).
Tablo:7 Covid 19 Testi Pozitif Çıktığında Katılımcıların Aklına İlk Gelen Duygu ve Düşünceler
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Covid-19 testi pozitif çıkan katılımcıların çoğunluğunun aklı- nailkgelendüşünceailesiveçevresiolmuştur.Covid-19hastalığı salgın bir rahatsızlık olması ve özellikle kronik rahatsızlığı olan bireyleri daha çok etkilemesi sebebiyle katılımcıların ilk anda çev- relerini düşündükleri bulgulanmıştır. Diğer taraftan katılımcıların bazılarınınkarantinasürecindeçocuklarınıveailelerinigöreme- yecek olması ölüm, yalnızlık ve şaşkınlık gibi duygu ve düşünceleri hissetmelerine sebep olmuştur. Ailesini ve çevresini düşünen bazı katılımcılar hastanede ve özellikle Covid servisinde çalışıyor olma- larındandolayıkendilerinisuçlamışlardır.Bazıkatılımcılarsağlık çalışanı olmaları dolayısıyla zaten bu süreci yaşayacaklarını, dola- yısıyla süreci normal karşıladıklarını ifade etmişlerdir.
“Öleceğim aklıma geldi. Dua ettim. Allah’ın şifa kaynağı olduğunu dü- şündüm. Tek sığındığım Allah’tı. Yalnızsınız yanınıza kimse giremiyor. Öl- seniz gel diyecek kimseniz yok. Bu çok korkunç. Sağlığın önemli olduğunu Allahşifaverendir.TekkoruyucuAllah’tırdiyedüşünüyorinsan.Çünkü kimse yanınızda değil” (Katılımcı 4).
“Evdeyken aksam haber geldi. İlk düşündüğüm bir daha çocuklarımı göremeyecekmiyimoldu.Evdençıkarkenokadarzoroldukişuanoanımı anlatamıyorum. Ailemi tekrar görecek miyim annemle babam ne olacak. Onlara bulaştırdım mı diye çok düşündüm. Çok zorbir süreçti” (Katılımcı 3).
“Çokağladım.Eğerölürsemcenazemedekimsegelmeyecekdedim.2-3
kişiyle mi gömüleceğim diye çok düşündüm. Allah’ım ne olur bu dönemde ölmeyeyimdiyeçokduaettim.Hattaeşimiaradımbenölürsembenim köyümegömdürbenidedim”(Katılımcı12).
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Tablo 8: Koronavirüsle Başa Çıkma Sürecinde Akla En Sık Gelen Dinî ve Manevi Düşünceler
Koronavirüs sürecinde gerek servislerde çalışanların gerekse hastalıkesnasındakatılımcılarınbüyükbirçoğunluğununaklına en sık gelen düşünceler Allah’a sığınma ve yalnızca onu şifa kay- nağı olduğudur. Katılımcılardan bir hekim salgın sürecini tevekkül boyutunda değerlendirmiş, “Bizler bilimsel olarak elimizden geleni yapmalıyız ki sonucunu Rabbimize bırakmalıyız” ifadelerini kullan- mıştır. Başa çıkma sürecinde herhangi dinî ve manevi bir düşün- cenin aklına gelmediğini söyleyen katılımcının hastalık belirtisi göstermediği de gözlemlenmiştir:
“Maneviyatgeldi.Özellikletamolaraksorumluluklarımıyerinegeti- remediğimiçin.İnancımızagöreherşeyAllah’tangeldi.DerleryaAllah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez. Dedim ki demek ki bu süreci atlatmam gerekiyor diye düşündüm. Gelen her şey Allah’tandır.Allah’ın herzamanyardımcıolacağınıbiliyordum”(Katılımcı2-Sekreter).
“Şifanın yalnızca Allah’tan olduğunu ve yalnız onun koruyacağınıdü- şündüm.Allah’ımşubelayıüzerimdendefetdedim”(Katılımcı6-Sek- reter).
“Ben çok zor, ağrılı bir süreç geçirdim. Hep ölüm korkusu yaşadım. Her şeyinbilincindeyim.Benharamyemedimhırsızlıkyapmadımdiyeken-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
dimiteselliettim.Yatağımayattığımzamanşükrederekuyudum.Sana sığınırım diye hep dua ettim” (Katılımcı 12-Hemşire).
“Sanırımbirboşvermişlikvardıdünyadaçünkübirvirüsgeliyorve tümdünyanınsisteminialtüstediyor.Bellikibudünyanınsisteminibiz kurmamışız belli yani. Kendimiz düzeni kurduğumuzu sanıyoruz ama her şeyyıkıldı,bütündüzenkarıştı.Hattadiyorumkibununtedavisiyok,bu yaşananlar tesadüfî olamaz mutlaka Allah’ın dediği olacaktır. Allah’ın ka- nunlarınainsanmüdahaleedemiyor”(Katılımcı15-Hekim).
Tablo 9: Covid 19 Hastalığını Geçiren Hastalara Dinî Manevin Pratikleri Tavsiye Etme Durumu
Katılımcıların tamamı Covid-19 hastalığını esnasında dinî-ma- nevi pratiklerin hastalar üzerinde olumlu bir etkisi olacağı kana- atindedirler. Fakat bazı katılımcılar hastalara pratikleri tavsiye ederken belirli unsurların gözetilmesi gerektiğini düşünmekte- dirler. 1 katılımcı, hastalığın şifasının Allah’tan olduğunu düşün- mekle birlikte görevi gereği şimdiye kadar tavsiye etmediğini dile getirmiştir. Bir başka katılımcı duayı tavsiye edebileceğini manevi desteğin sürece katkı sağlayacağını düşünmektedir. Başka bir ka- tılımcı ise bireyin fiziksel tedavisinin beraberinde ruhsal tarafının da desteklenmesi gerektiğini ifade etmiştir.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Bazı katılımcılar Covid-19 hastalığının yalnızlığı beraberinde getirdiği dolayısıyla bireyi dine ve maneviyata yönelttiği ifade et- mişler, manevi desteğin yalnızlık çeken bireylere katkısının olabi- leceğini ifade etmişlerdir. Manevi desteğin inanca göre verilmesi, talebin esas alınması gerektiği ve sadece hastalık sürecinde olabi- leceği gibi ifadelerde bulunan katılımcılar da olmuştur.
Covidyoğunbakımdaçalışanbirhekim,yoğunbakımgözlemle- rindenbahsederken,“Maneviolarakkendisinemoralbulmayaçalışan hastaların diğer hastalara oranla yoğun bakım sürecinde daharahat ol- duklarını”ifadeetmiştir.Diğerbiryoğunbakımhekimiise“Özellikle yoğunbakımdahastalarölümkorkusuyaşıyorlarpsikiyatrininyanında manevibirdesteğinsürecedâhilolmasıçokrahatlatıcıolabilir”ifade- lerinikullanmıştır.Dolayısıylakatılımcılarıntamamıbellişartlar ve durumlar gözetilmek suretiyle manevi desteğin Covid hastalık sürecine olumlu katkısının olabileceği bulgusuna ulaşılmıştır:
“Maddi tedavilerin yanında insanın ruhsal yönünün de desteklenmesi gerekir.Psikolojikveyamanevi,bireykendisininasılrahathissediyorsa sürecine destek gereklidir” (Katılımcı 7-Hekim).
“Tabii ki düşünürüm. Özellikle yalnızlık esnasında insan dine ve maneviyatayöneliyor.Covid’inenbüyükyaptığıdurumailebağlarını zayıfiattı.Hastalardamaneviyatınönemliolduğunudüşünüyorum.Ai- lelerinin hastaları arayıp sormaması onlarda ciddi travma oluşturuyor” (Katılımcı 8-Hemşire).
“Her hastalığın şifası Allah’tır. Fakat ben görevim gereği hiçbir hasta- matavsiyeetmemişimdir.Tavsiyeetmekisterimamaşimdiyekadaretme- dim” (Katılımcı 1-Hemşire).
“Covid süreci esnasında bireyin talebine göre olmalı. Süreç sonrasında çokanlamlıbulmuyorum.İkihaftalıkevdekalmavehastanesürecinde faydasınınolabileceğikanaatindeyim”(Katılımcı13-Hekim).
“Covid’li hastalara herkes virüslü diye baktığı için moralleri çok bozuk oluyor. Onun için kesinlikle manevi destek önemli” (Katılımcı 10-Hem- şire).
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
“Covid süreci esnasında bireyin talebine göre olmalı. Süreç sonrasında çokanlamlıbulmuyorum.İkihaftalıkevdekalmavehastanesürecinde faydasınınolabileceğikanaatindeyim”(Katılımcı13-Hekim).
Tablo 10: Hastaların Tedavilerinde Manevi Desteğin Sürece Dahil Edilmesi Düşüncesi
Genel olarak hastalıkların tedavi süreçlerinde tıbbi tedavinin yanında dinî-manevi desteğinde sürece dâhil edilmesi düşüncesi katılımcıların hemen hemen tamamı tarafından olumlu olabilece- ği belirtilmiştir. Katılımcılar manevi destek sürecinin nasıl yürütü- leceği konusunda yöntemlerinin belirlenmesi gerektiği kanaatini taşımaktadır. Zira bir hekim katılımcı “İnanan bireyler için manevi desteğin mümkün olabileceği, inanmayan deist, ateist veya farklı dinlere mensupbireyler içinnasılbir yaklaşımgerçekleştirilirbilemiyorum. Belki de olması gereken herkesin kendi inancına göre destek sağlamaktır” diye ifade etmiştir.
Diğer taraftan bir hekim katılımcının belirti göstermediği, dinî-manevibirpratiğebaşvurmadığıhâldemanevidesteğinhas- talıksürecinedâhiledilmesiniuygungördüğübulgulanmıştır.Ka- tılımcılardan kararsızolankatılımcınınhekimolduğu “konuhak-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
kında detaylı bir bilgiye sahip olmadığını, belki istersin azalmasını olumlu etkileyebileceğini, fakat hastanede manevi desteğin nasıl kimler için en uygun olabileceğinin tespiti için araştırma yapmanın gerekli olduğunu” belirtmiştir. Bazı katılımcılar hastalık sürecinde isyankâr ve yalnız hissettikleri için manevi desteğin sürece dâhil edilmesini uygun gördükleri dile getirmiştir. Görüş belirtmeyen iki katılımcının Co- vid hastalığı sürecinde dinî-manevi bazı pratiklere başvurduğu anlaşılmaktadır. Katılımcıların genel olarak manevi desteğin has- taların iyi oluş hallerine ve başa çıkma süreçlerinde katkısının ola- bileceğini düşündükleri bulgulanmıştır. Bir katılımcı ise hâli hazır- da hastanede manevi destek hizmetinin bulunduğunu ve özellikle hasta yakınlarının çok ihtiyacı olduğunu belirtmiştir:
“Tabiikiisterim.İnsanınsığınabileceğibirgücünolmasıçokbüyük birrahatlık.Enbasitindenbençokdinîritüellerimiyerinegetirenbirisi değilimaçıkçası.Sadecekandilgünlerindekimanevihavanınsolunma- sıbeniherzamanrahatlatmıştır.Hastalıksürecindedekişiyirahatlatır” (Katılımcı 1-Hemşire).
“Tabiikiederim.ÖzellikleBazıhastalardaçokişeyaradığınıdüşüyo- rum. Hatta geçenlerde serviste birisi için sizi çok aradık ama ulaşamadık. Servistekibirarkadaşımızyardımcıolmayaçalıştı.Hastayakınlarıiçin özellikle çok ihtiyaç oluyor” (Katılımcı 4-Hemşire).
“Uygulanacak yöntemleri iyi belirlenmesi lazımdır. Eğer yöntemler iyi belirlenirsebenceçokfaydalıolacaktır.Talepesasalınırsagayetgüzelola- bilir” (Katılımcı 16-Hekim).
“Hastalık sürecinde Manevi destek önemli bir etken. Manevi destek her insana gereklidir. Çünkü bu süreçte millet benden kaçtı. Birileriyle ko- nuşmak istedim” (Katılımcı 6-Sekreter).
“Düşünürüm. İnsanlar bazen isyankâr davranabilirler neden ben diye sorabilirler. Maneviyatın onlara yardımcı olabileceğini düşünürüm. Bence destekleyiciolabilir.Herzamandüşüncemböyleydi”(Katılımcı2-Sek- reter).
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Tablo:11:HayatınAnlamınaYönelikDüşüncelerdekiDeğişimler
Covid sürecinden sonra katılımcıların neredeyse tamamının hayatın anlamına yönelik düşüncelerinde değişiklikler olduğu anlaşılmaktadır. Sadece 1 katılımcı hayatın anlamına yönelik dü- şüncesinde değişiklik olmadığını ifade etmiştir. Hayatın anlamına yönelik düşüncelerinde değişiklik olmadığını ifade eden katılımcı hastalık süreci öncesi ve hastalık sürecinde de dinî-manevi pratik- leri yapmaya çalıştığı bulgulanmıştır. Zira katılımcı hayatın anla- mına yönelik düşüncelerinin değişmemesini olaylara bakış açısı ve inançla alakalı bir durum olduğunu ifade etmiştir.
Hayatın anlamına yönelik düşüncelerinde değişiklik olduğunu düşünenkatılımcılarıntamamınayakını,hayattamaddişeylerin boş olduğunu, hayatta aslında en çok önem verilen şeyin sağlık olduğunuifadeettiklerigörülmektedir.Zirabudönemdebireyle- rinevdekalmazorunluluğununyalnızlıkhissiniortayaçıkarttığı, ölüm düşüncelerini daha arttırdığı, bireylerin sağlıklarının kıyme- tinianladıkları,dahafazladuaettikleriveşükrettikleri,yarınıya da dünü değil anı düşünmenin ve yaşamanın (İbn’ül vakt) önemini anladıklarıbulgulanmıştır.Diğertaraftan1hemşirekatılımcıCo- vidservisindeçalışırkenilgilendiğihastalarınkendisineteşekkür edip, dua etmesinden çok memnun olduğunu dolaysıyla bu duru- mun çalışma isteğini ve azmini daha arttırdığını ifade etmiştir.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Katılımcılardan Covid sürecinde dini-manevi pratiklere baş- vurmadığını ifade eden 1 hekimin hayatın anlamına yönelik dü- şüncelerindedeğişiklikolduğugörülmektedir.ZiraO“hayatınanla- mınayönelikdüşüncelerimdedeğişiklikolduevet.İnsanbirdensağlığını düşünüyor. İş temposundan daha çok kendisine vakit ayırmalıyım.Kitap okumalı kişisel gelişimimi arttırmalıyım dedim. Dünyada geçiciyim de- dim.” İfadelerini kullanmıştır. Diğer örnekler ise şöyledir:
“Odamda kapalı kaldığım için hayatın anlamını, kıymetini daha fazla anladım. Mesela pencereden bakıyorsun hayat akıyor ben odadayım. İşe gelmek bile nimetmiş dedim. Covid’in nefes aldırmama problemi olduğu içinbiröncekigünümkıymetinianlarmıyımdiyeçokdüşündüm.Co- vid’den sonra hayatın anlamını ve tadını daha fazla aldım. Allah’ım sağlı- ğımaşükürdiyeduaediyordumşimdişükürleriminbirtıkdahaarttığını düşünüyorum” (Katılımcı 2-Sekreter).
“Daha pozitif düşünmeye başladım. Ölüm ayağımızın ucunda diye dü- şündüm. Hayatta hiçbir şey önemli değil önemli olan sağlık. Maddiyat ve hiçbir şey önemli değilmiş önceden kafama taktığım fakat şimdi kafama takmadığım çok fazla şey oldu. Maddi şeyleri düşünmek ve geleceğe dair planların benim için önemi kalmadı. Sağlık her şeyden daha önemliymiş. Covidhayatımdakidönümnoktalarındanbirtanesioldu” (Katılımcı 3-Hemşire).
“Şunubiliyorumyarınıdüşünmekyâdadünüdeğilanıdüşünerek yaşamayıdüşünmeliyiz.Süreçbeniheranölebileceğimidünyamalının dünyadakaldığınıdüşünüyorinsan.Herzamanevarabavs.düşüyoruz ama her an ölümün gelebileceğini düşünmüyoruz. Başına ne gelirse gelsin bir sebebi vardır” (Katılımcı 10-Hemşire).
“Maneviduygularadahaönceliktanıyorsunmutlulukhuzurailen busüreçtedahaönemlihalegeliyor.Tabimaddikaygılarıbirkenarada atmakmümkündeğilçünkübenimeşimvebenimmaddidurumlarımız iyifakatbusüreçteişinikaybedeninsanlarınsosyo-ekonomikkaygıları ortaya çıkabilir” (Katılımcı 13-Hekim).
“Elimizdekilerinkıymetiniöğrendik.Normaldeevimizdeherşeyimiz olmasına rağmen daha çok almak için her gün markete giderdik fakat bu
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
süreçte 14 gün evde kalmamıza rağmen markete gitme ihtiyacı hissetme- dikaslındaisrafyapıyormuşuzdiyedüşündük.Evdeherşeyvarkenbir daha bir daha almak istemişiz. Paranız var ama çocuğunuz sizden don- durma istiyor gidip alamıyorsunuz ve her şeyin boş olduğunu görüyorsu- nuz. Maddiyatın hiçbir önemi yok. Artık pazaragittiğimde her şeyi daha az alıyorum. Bu süreç sakin bir hayat yaşamı öğretti. Ailemle daha olumlu ilişkiler kurmaya başladım. Öncesinde problemli bir dönem geçiriyorduk. Eşimleheptartışırdıkfakat14günlüksüreçbizideğiştirdi”(Katılımcı 11-Sekreter).
Tablo12:Ölüm,AhiretDüşüncesive Değişimler
Katılımcıların büyük bir çoğunluğunun hastalık süreci esna- sında ölüm ve sonrasına yönelik düşünceleri olduğu ve hastalık öncesine göre sonrasında ölüm ve ahirete yönelik düşünceler- de farklılıklar olduğu anlaşılmıştır. Zira katılımcılardan hastalık sürecini daha ağır atlatan kişiler hayatta yaptıkları iyi işleri ve amelleri tekrardan sorgulamış, olağanüstü durum olan salgın sü- recinde cenazelerine kimsenin katılamayacak olduklarını düşün- müşlerdir. Ahiret ve kabir azabına yönelik düşünceleri daha fazla artmıştır.Zirabudurumaitenentemeletkeninhastalığındaha
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
kötü duruma götürmesi endişesi olduğu bulgulanmıştır. Katılım- cılardan Covid servisinde çalışan bir sekreter ölüm düşüncesini yaşamasını serviste çalışmasından kaynaklandığını ifade etmiş- tir.Birhekimkatılımcı,hastalıksürecindeahiretenekadarhazır olduğunu sorgulamış ve sonrasında dinî pratiklerinde daha dik- katli olmaya çalışmıştır.
Katılımcılardan bazıları ise gerek hastalık esnasında gerek has- talık sürecinden sonra bu tür düşüncelerinin olmadığını ifade et- mişlerdir. Süreci hafif atlatan bir hekim şöyle ifade etmiştir; “Hafif atlattığımiçinçokfazladüşünmedimvedeğişimdeyaşamadımamadaha ağır atlatsaydım ne gibi değişimler olurdu bilemiyorum. Herhâlde ölümü dahaçokdüşünerekyaşardım.”Dolayısıylainsanlarınkrizdurumla- rını yaşadıkları ve hissettikleri zaman hayatın anlamını daha fazla düşündükleri ve ölüm duygusunu daha fazla yaşadıkları anlaşıl- maktadır:
“Ölümüçokdüşündüm.Ahiretidüşünüyorinsan.Süreklikabirazap- larını falan düşündüm. Saçma sapan duygulardaydım. Ölümün çokkötü olacak,cenazenamazınyokdiyorumkimsecenazenebilegelmeyecekdiye insan aklından her şeyi geçiriyor” (Katılımcı 8-Hemşire)
“Covid insana ölümü düşündüren bir şey oldu. Yani ben geldim ha- zırlan der gibi bir durum. Aslında pandemide çalışmakbeni ölüm duygu- suna iletti. Öldüğüm zaman devlet gömecek kimse cenazeme dahi katıla- mayacak diye düşündüm. Yalnız kalmak ölüm korkusunu arttırıyor. Buna kapılmamaya çalıştım” (Katılımcı 9-Sekreter).
“Açıkçası korktum yani ölüp gidecez cennete mi cehenneme mi gide- cez bunu sorguluyor insan. Özellikle birisi öldüğü zaman namaz kılayım ibadetlerimi yapayım diyorsun ama bir hafta sonra her şeyi unutuyor- sun” (Katılımcı 10- Hemşire)
“Hazırolmadığımızıdüşündüm.Ölümsonrasısürecedahahazırol- mam için gayret etmem gerektiğini gördüm. Covid sonrasıdaha dikkatli olmaya başladım” (Katılımcı 17-Hekim).
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Tablo 13: Hastalık Süreci Esnasında Birtakım Dinî Manevi Sorgulama, Dinî Atıf ve Endişeler
Hastalık süreci esnasında 17 katılımcıdan 14’ü dinî, manevi an- lamda birtakım sorgulama, dinî atıf, suçluluk, ibadetleri yerine ge- tirmeme,nedenbensorusu,kadergibidüşünceleryadaendişeler, kendisinin günahkâr olduğunu düşünme, Allah’ın kendini affedip etmeme düşüncelerini hissettikleri tespit edilmiştir. Bu süreçte özellikle hastalığı ağır geçiren bazı katılımcılar dinî pratikleri ya- pamadıklarıveölümüçokhatırladıklarıdolaysıylaahiretsürecini düşündükleri bulgulanmıştır. 1 katılımcı ölümden korkmadığını fakatarkasındabırakacağıailebireylerihakkındaendişeettiğini belirtmiştir. Katılımcılardan hemşire bir katılımcı, sürecinin çok zorgeçtiğinibellibirsürehastanedeyattığını,dinîpratikleriyap- tığıhâldeneredeeksiklikleryaptığınıvebusürecenasılgeldiğini sorgulamıştır.Diğertaraftanbirhekimkatılımcıgünlükdinîpra- tikleri yapamamasına rağmen hastalığının hafif seyirle geçmesini, yoğunbakımdahastalarlaçokfazlailgilenmesineveonlarındua- sısayesindehastalığıhafifgeçirdiğinidüşünmüştür.Diğertaraf- tan katılımcılardan bazıları neden ben sorusunu sormadıklarını Allah’ınmerhametsıfatınadahaçoksarıldıklarınıifadeetmiştir.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
BazıkatılımcılarisebusürecinAllah’ıncezasıolduğunuçokfazla düşünmediklerini belirtmelerine rağmen kendi günahlarını ve iyi- liklerini tekrardan sorgulama gereği duymuşlardır.
Hastalık süreci esnasında 17 katılımcıdan 3 kişi ise herhangi bir sorgulama yapmadığını ifade etmiştir. Nitekim bu katılımcılar has- tane çalışanı olmaları dolayısıyla hastalığın kendilerine de günün birinde bulaşabileceğini düşündüklerini, Allah’tan geldiğini ifade etmişlerdir:
“İnsanınkesinlikleaklındangeçiyor.Çokdüşündümkalkayımbir namazkılayımKur’anokuyayımsularaüfieyeyimiçeyim.Öylebirşeyki kalkıp abdest dahi alamıyorsun. Günahkârım diye düşünüyorsun bu et- kiliyor. Kuran okuyayım diye düşünüyorsun. Ama artık nefis mi şeytan mıveyaiçimizdengelmemesindenmiböylebirşeyeçokdayönelmedim. Fakat bunları çok düşündüm. Az mı yaptım diye düşünmedim değil”(Ka- tılımcı 1-Hemşire)
“Hissettim tabii ki. Bu benim kaderim mi nedenben düşüncesineka- pıldım.Bizilkyakalananlardandıkvebubeniçokkaygılandırdı”(Katı- lımcı 3-Sekreter).
“Evet,birsuçlulukhissettimacabaibadetlerimiyerinegetirmediğim içinmiböyleoldudedim.Nedenbendedim,hiçbeklemiyordumçünkü” (Katılımcı 6-Sekreter).
“Eşimnegatifbenpozitifolduğumiçininsanınaklınafarklıdüşünce- lere geliyor tabi. Kaderle mi alakalı diye düşünüyor insan. Aynı yerde yaşı- yorsun fakat benim pozitif onun negatif olmasını kadere bağladım sanki. Nedenaynışeyleriyaptığımı,diğerinsanlarpozitifdeğildebenpozitif oldum diye düşündüm” (Katılımcı 13-Hekim).
3. Değerlendirme ve Sonuç
2019 yılının sonlarında Çin’de ortaya çıkan ve sonrasında tüm dünyaya yayılıp bir salgın haline gelen yeni koronavirus hastalığı birçok insanın hayatını kaybetmesine ve toplumsal hayatın altüst oluşunanedenolmuştur.Yenikoronavirüssalgınıözellikledebu
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
alandaçalışansağlıkçalışanlarınınfiziksel,psikolojikvemaneviola- raketkilenmelerineyolaçmıştır.Salgınlardaenfektekişilerleenya- kıntemasasağlıkçalışanlarınınmaruzkalmasınedeniylebukişiler yüksekdüzeydebulaşmariskitaşımakta,özellikleyoğunbakımve acilservislerdeçalışansağlıkpersonellerininruhsağlığıbusüreç- tenolumsuzetkilenmektedir(Aşkınvd.2020).NitekimÇankaya’nın (2020)gerçekleştirdiğiaraştırmasonucunda;salgınsüreciylebirlik- te sağlık çalışanlarının depresyon ve anksiyete düzeylerinde salgın öncesinegöreanlamlıartışlaryaşandığıgörülürken,enerji,pozitif iyilikhalivegeneliyilikhalidüzeylerindeiseanlamlıdüşüşlerinol- duğugörülmüştür.Çin’deyapılanbirdiğerçalışmadaisesağlıkça- lışanıbireylerinenfekteolmariskininyüksekolmasıveyüksekiş yoğunluğugibinedenlerdendolayıkaygıdüzeylerindeönemliartış- larınolduğutespitedilmiştir(Panvd.,2020).
Bu çalışmada Covid-19 tanısı almış sağlık çalışanlarının başa çıkma aracı olarak din ya da maneviyata başvurup vurmadıkları, başvurulduysa din ya da maneviyattan ne ölçüde faydalandıkları araştırılmıştır. Elde edilen bulgulara göre; dinî pratikleri yerinetam ya da hiç getirmeseler de katılımcıların tamamına yakını ken- dilerini dindar olarak nitelendirmektedir.
Covid-19 salgını öncesi ibadetleri yerine getirme oranı genel olarakdüşükbulunmuştur.Katılımcılarınsadece%23’üelimden geldiğince dinî ibadetlerimi yerine getirmeye çalışırdım yanıtını vermiş,gerikalankısmıiseyaarasırayadaibadetleripekyerine getirmediklerini ifade etmişlerdir.
Covid-19teşhisialansağlıkçalışanlarıibadetolarakenfazladu- aya yönelmişlerdir (%83). Herhangi bir dinî pratiğe müracaat et- meyenlerin oranı %17’dir. Diğer sağlık çalışanları ise Kur’an okuma ya da dinleme, namaz kılma gibi dinî pratiklere başvurmuşlardır. Alanyazınincelendiğindepsikolojiksıkıntılaresnasındabireyle- rin dua ibadetine sıklıkla başvurdukları görülmektedir (Horozcu, 2010).
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Araştırmaların birçoğunda yıllarca dua eden insanların dua et- meyenleregörebeyinlerindeartanbiraktiviteyesahipoldukları, dikkatveödülileilgilibeyinbölgelerinde,frontalloblarındadaha fazla beyin dokularına sahip oldukları tespit edilmiştir. Öte yandan dindar bir kişinin Tanrı’ya dua ettiği zaman ile sıradan herhangi bir insanla konuştuğu zaman gibi beyninde aynı bölgelerini kul- landığı belirlenmiştir. Başka bir ifadeyle, inançlı bir insanın bey- ninde“Tanrı”,birnesneyadabirkişikadar“gerçek”tir(Schach- ner,2012;Gürsu,2017).DahasıCovidsalgınındaolduğu;belirsizlik, rastlantısallık gibi kaygı uyandıran durumlarda her şeyi kontrol edenmerhametsahibibirTanrıyayüksekbirinançlabağlanma- nın beyni olumlu etkilediği ifade edilmektedir (Kay, Moscovitch ve Laurin,2010).Buçalışmadasağlıkçalışanlarınınbüyükçoğunlu- ğu dinî-manevi pratiklere müracaat etmenin kendileri üzerinde olumlubiretkiyesahipolduğunudilegetirmişlerdir(%82).
Sağlık çalışanların kaygılarını yenmek için; aileleriyle birlikte olma, dua, ibadet, zikir vb. ibadetler, film, kitap okuma gibi etkin- liklere yöneldikleri gözlenmiştir. Araştırmalar sağlık çalışanlarının aileleri, çocukları ile düzenli görüşmelerinin, sosyal destek almala- rının tükenmişlik veya psikolojik stres ve sıkıntı belirtilerinin fark edilmesi ve öncesinde önleme çalışmalarının yapılmasında önemli olduğunu belirtmektedir (Aşkın vd., 2020). Öte yandan maneviyat düzeyi yüksek bireylerin psikolojik sağlamlığı da güçlü olmakta, stres ve sıkıntıya olumlu tepki vermektedirler (Rutter, M. (1987). Çalışmalar kaygı ile maneviyat arasında negatif bir ilişkinin oldu- ğunudoğrulamaktadır(ReutterveBigatti,2014).Kasapoğlu(2020), maneviyatı güçlü kişilerin Covid-19 salgını döneminde psikolojik sağlamlık düzeylerinin de yüksek olduğunu, belirsizliğe tahammül düzeylerinin arttığını, kaygı düzeylerinin ise azaldığını tespit et- miştir (Kasapoğlu, 2020).
Covid-19 tanısı alan sağlık çalışanlarının ilk tepkileri sorul- duğunda;ölüm,aileveyakınlarıiçinendişelenme,şok,şaşkınlık,
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
kendini yalnız hissetme ve kendini suçlama gibi tepkilerin açığa çıktığı görülmektedir. Janoff- Bulmann ve Timko (1987:141) hasta- lıkların travmatik negatif olaylar olarak ele alınabileceğini, salgın hastalık karşısında bireylerde tipik travma tepkileri olan inkâr, şok ve şaşkınlık tepkilerinin ortaya çıkabileceğini aktarmaktadır (akt. Aşkın vd. 2020). Alanyazında benzer bulgulara rastlamak müm- kündür. Tuncay ve meslektaşları (2020), sağlık çalışanlarının, arka- daşlarının entübe olduğunu görmeleri, hastalarını kaybetmeleri, hastalığı ailelerine ve sevdiklerine bulaştırmaktan korkmaları gibi nedenlerle güvenlik duygularının zedelenebildiğini, virüsü ailesi-ne ve yakın ilişki ağındaki kişilere bulaştıracağına ilişkin bir korku geliştirdiklerini aktarmaktadır. Araştırmamızda elde ettiğimiz bir diğer önemli bulgu ise; sağlık çalışanlarında koronavirüse yakalan- dıktan sonra ölüm düşüncesinin yoğun olarak akıllarına geldiğini söyleyenlerin oranı %70 bulunmuştur. Kasapoğlu (2020b) ise araş- tırmasında,koronavirüskorkusuilespiritüeliyioluşvespiritüel iyi oluşun alt boyutu “aşkınlık” arasında negatif korelasyon; spiri- tüel iyi oluşun alt boyutu “anomi” arasında pozitif korelasyon tes- pit etmiştir. Gashi (2011), maneviyatı güçlendirecek müdahaleler ve uygulamalar ile bireyde oluşabilecek ölüm vb. korkuların azal- dığını belirtmektedir.
Öteyandankoronavirüssalgınınainsanlarınfarklıanlamlar
yüklediği gözlenmektedir. İnsanların bu salgını; bir tür biyolojik silah, Allah’tan gelen bir mesaj veya cezalandırma ya da doğal ola- rak meydana gelen bir salgın olarak anlamlandırdıkları görülmek- tedir (Karslı, 2020). Bu çalışmada Covid-19 teşhisi alan sağlık ça- lışanlarının %92’si hayatın anlamını yeniden sorguladıklarını dile getirmişlerdir. Özyürek ve Atalay (2020), araştırmalarında, yaşam anlamıveölümkaygısınınartışınaparalelolarakiyilikhallerinin de arttığı sonucuna ulaşmışlardır (Özyürek ve Atalay, 2020). Kara- taş’ın (2020) 520 kişi ile gerçekleştirdiği çalışmasında; koronavirüs yayılmayabaşladıktansonrakatılımcıların%67,5’ininhayatınan-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
lamını sorgulama durumlarının da arttığı bulgusuna ulaşılmıştır. Shawvemeslektaşlarınagöre(2005),salgıngibiolağanüstüzaman dilimlerinde maneviyat, bireylerin yaşamlarında yeni bir anlam ve amaç duygusu geliştirmelerine, umutlarını sürdürmelerine, kutsal ile bağlantı kurarak sorunlarını anlamlandırmaya çalışmalarına yardımı olabilmekte, psikolojik sağlıklarını desteklemekte, bu sü- reçle pozitif bir şekilde başa çıkmalarına yardımı olabilmektedir.
Araştırmamızda elde ettiğimiz bir diğer bulgu ise; sağlık çalı- şanlarının Covid-19 teşhisi aldıklarında ve hastalık süreci esnasın- da 17 katılımcıdan 14’ü dinî, manevi anlamda birtakım sorgulama, dinî atıf, suçluluk, ibadetleri yerine getirmeme, neden ben sorusu, kader gibi düşünceler ya da endişeler ile kendisinin günahkâr ol- duğunu düşünme, Allah’ın kendini affedip etmeme düşüncelerini hissettikleri bulgulanmıştır. 17 katılımcıdan 3 kişi ise herhangi bir sorgulama yapmadığını ifade etmiştir. Bu bulguların alanda yapı- lan az sayıda çalışma ile uyumlu olduğu gözlenmektedir. Örneğin Kaplanvemeslektaşları(2020)daçalışmalarında,katılımcıların
%29’unun bunu bir imtihan olarak; %9’unun ise salgını bir ceza olarak değerlendirdiğini ve başa çıkma stratejisi olarak dua, ibadet vezikirgibidinîritüellereyöneliminyüksek(%86)olduğunu,sal- gınsürecindekatılımcıların%88’inininsanlarınmanevibirdeste- ğeihtiyaçduyduğugörüşünüdillendirdiklerinitespitetmişlerdir.
Tüm bu veriler ışığında sonuç olarak yaşadığımız kitlesel sal- gında en yüksek risk grubunu sağlık çalışanlarının oluşturduğunu ifade edebiliriz. Bu bağlamda sağlık çalışanlarının korunması, des- teklenmesi, gerekli araçların sağlanması, güvenliğinin sağlanması, ruhsal olarak destekleyecek mekanizmaların oluşturulması önem kazanmaktadır (Kaya, 2020). Kuşkusuz bu süreçte dinî ve manevi uygulamaların devreye girmesi hastalığı atlatma ve başa çıkma sürecini de kolaylaştırmaktadır. Din/maneviyat psikolojik sağlam- lığı artırarak yaşanan hastalık, travma vb. ni çekilebilir kılmakta, sığınacakyücebirgücünolduğudüşüncesiisekaygıvediğerpsi-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
kolojik rahatsızlıkları azaltmaktadır. Bu anlamda dinî pratiklerin hastalık sürecinde manevi danışmanlar tarafından tedaviye destek bağlamında entegre edilmesi kaçınılmaz hale gelmektedir.
Kaynakça
Aşkın, R., Bozkurt, Y., & Zeybek, Z. (2020). Covid-19 Pandemisi: Psikolojik Etkileri ve Terapötik Müdahaleler. İstanbul Ticaret Üni- versitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 19(37), 304-318.
Ayten,A.(2010).Tanrı’yaSığınmak:DinîbaşaçıkmaÜzerinePsi- ko-Sosyal Bir Araştırma. İstanbul: İz yayıncılık.
Bahadır,A.(2002).İnsanınAnlamArayışıveDin:LogoterapikBir Araştırma. İstanbul: İnsan Yayınları.
Bahar, A., & vd. (2020). Can Psychological Resilience Protect theMentalHealthofHealthcareProfessionalsduringtheCovid-19 PandemicPeriod?DubaiMedicalJaurnal,doi:10.1159/000510264.
Çankaya,M.(2020).Covid-19pandemisivesağlıkçalışanlarının iyilikhalideğişimi.AtlasInternatıonalCongressOnSocıalScıences
7.ProceedıngBook,ss.446-460.
Demir, O, Ö,. (2017). Nitel Araştırma Yöntemleri. K. Böke (Ed.), SosyalBilimlerdeAraştırmaYöntemleri(5.basım)içinde(s.285-318). İstanbul: Alfa Yayınları.
Gashi, F. (2011). Türk ve Kosovalı Öğrencilerin Ölüm Kaygısı Üzerine Karşılaştırmalı Bir Araştırma
Gashi, F. (2020). Koronavirüse Yakalanmış Kişilerde Tedavi Dö- neminde Dinî başa çıkmanın Etkisi. PamukkaleÜniversitesiİlahiyat FakültesiDergisi,7(1),511-535.
Gupta, S., & Sahoo, S. (2020). Pandemic and mental health of thefront-linehealthcareworkers:areviewandimplicationsinthe IndiancontextamidstCovid-19.GenPsychiatr33(5),e100284.
Gürsu,O.(2017).Nöropsikoloji,DinvePsikolojikİyiOluş.Journal ofInternationalSocialResearch,10(53).
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Horozcu, Ümit (2010). Tecrübî Araştırmalar Işığında Dindarlıkve Maneviyat ile Ruhsal ve Bedensel Sağlık Arasındaki İlişki, Milel ve Nihal, 7 (1), 209-240.
Hökelekli,H.(2013).DinPsikolojisi.Ankara:TürkiyeDiyanetVak- fı Yayınları.
İstek,E.(2017).Avrupa›daVebaSalgınıveSalgındaDinFaktörü (Viyana Örneği). TarihAraştırmalarıDergisi36(62) , 173-204.
Kaplan,H.,Sevinç,K.,&İşbilen,N.(2020).DoğalAfetleriAnlam- landırma ve Başa Çıkma: Covid-19 Salgını Üzerine Bir Araştırma. ElectronicTurkishStudies, 15(4).
Karaimamoğlu,T.(2016).KaraÖlümVebaSalgınıveOrtaçağİn- gilteresine’sine. AkademikSosyalAraştırmalarDergisi,4(37), , 591-610. Karslı, N. (2020). Üniversite Öğrencilerinde Hayatın Anlamı ve Dindarlıkİlişkisi.Ondokuz MayısÜniversitesi İlahiyatFakültesiDergisi,
(48),169-201.
Karslı, N. (2020). Covid 19 Algısı, Sağlık Bilişleri ve Dindarlık. Dindarlık, KişilikveRuhSağlığıiçinde, (edt. Nevzat Gencer, Muam- mer Cengil), Çamlıca yay. İstanbul.
Kasapoğlu, F. (2020). Covid-19 Salgını Sürecinde Kaygı ile Ma- neviyat, Psikolojik Sağlamlık ve Belirsizliğe Tahammülsüzlük Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi. Electronic Turkish Studies,15(4).
Kasapoğlu,F.(2020b).Examiningtherelationshipbetweenfear of Covid-19 and spiritual well-being. Spiritual Psychology and Counseling, 5, 343–356.
Karataş, Z. (2020). Covid-19 Pandemisinin Toplumsal Etkileri, Değişim ve Güçlenme. Türkiye Sosyal Hizmet Araştırmaları Dergisi 4(1), 3-15.
Kay,A.C.,Shepherd,S.,Blatz,C.W.,Chua,S.N.,veGalinsky,A.D. (2010).ForGod(or)Country:TheHydraulicRelationsBetweenGo- vernment İnstability and Belief in ReligiousSources of Control. Journal of Personality and Social Psychology, 99, ss. 725-739.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Kaya, B. (2020). Pandeminin Ruh Sağlığına Etkileri, Klinik Psiki- yatri Dergisi, 23, 123-124. doi:10.5505/kpd.2020.64325.
Lai, J., Ma, S., Wang, Y., & vd. (2020). Factors associated with mental health outcomes among health care workers exposed to coronavirusdisease2019.JAMANetwOpen3(3),e203976.
Lazarus,R.,&Folkman,S.(1984).Stress,Appraisal,and Coping.
NewYork:Springer.
Menteşe,L.(2020).KaraVebanınBatıveDoğuToplumlarınaEt- kisi. Akdeniz Havzası ve Afrika Medeniyetleri Dergisi, 2(1) , 78-87.
Nadeem, S. (2020). Coronavirus Covid-19: Available Free Lite- rature Provided by Various Companies, Journals and Organizati- onsaroundtheWorld.OurnalOfOngoingChemicalResearch,5(1):, 7-13.
Okumuş,E.(2002).TabiAfetlerDinveToplum.İslamiAraştırma- lar Dergisi , 339-373.
Özyürek, A., & Atalay, D. (2020). Covid-19 Pandemisinde Yetiş- kinlerdeYaşamınAnlamıveÖlümKaygısıİleİyilikHaliArasında- ki İlişkinin İncelenmesi. TURAN: Stratejik Arastirmalar Merkezi, 12(46), 458-472.
Pan, R., Zhang, L., & Pan, J., (2020). The Anxiety Status of Chi- neseMedicalWorkersDuringtheEpidemicofCovid-19:AMe- ta-Analysis, Psychiatry Investigation, 17(5), 475-480. https://doi. org/10.30773/pi.2020.0127
Pargament, K. I. (1997). Thepsychologyofreligionandcoping:The- ory,research,andpractice.NewYork:TheGuilfordPress.
Reutter, K. K., & Bigatti, S. M. (2014). Religiosity and spiritua- lity as resiliency resources: Moderation, mediation, or moderated mediation?Journalforthescientificstudyofreligion,53(1),56-72. https://doi.org/10.1111/jssr.12081
Rutter, M. (1987). Psychosocial resilience and protective mec- hanisms.AmericanJournalofOrthopsychiatry,57(3),316–331.ht- tps://doi.org/10.1111/j.1939-0025.1987.tb03541.x
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Schachner, E. (2012). “Is there a difference between the brain of an atheist and the brain of a religious person?”, Scientific Ame- rican Mind, http://www.scientificamerican.com/article.cfm?i- d=is-there-a-difference-between-the-brain (E.T. 06.07.2015).
Shanafelt, T., Ripp, J., & Trockel, M. (2020). Understanding and addressingsourcesofanxietyamonghealthcareprofessionalsdu- ringtheCovid-19pandemic.JournalofAmericanMedicalAssociation, 323(21),2133-2134.
Shaw, A., Joseph, S., & Linley, P. A. (2005). Religion, spi- rituality,andposttraumaticgrowth:Asystematicreview. Mental Health, Religion & Culture, 8(1), 1-11. https://doi. org/10.1080/1367467032000157981
Tuncay,F.E.,Koyuncu,E.,&Özel,Ş.(2020).PandemilerdeSağ- lık Çalışanlarının Psikososyal Sağlığını Etkileyen Koruyucu ve Risk Faktörlerine İlişkin Bir Derleme. Ankara Medical Journal, 2, 488- 501.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Muhammed KIZILGEÇİT1Murat ÇİNİCİ2Emrullah AKÇA3Ahmet ÇAKMAK4
Giriş
Bireyipekçokaçıdanetkileyendoğalafetlerözelliklepsiko-sos- yal yönden bireyde kalıcı izler bırakabilmektedir. Bu süreçte birey dinî değişim, dönüşümler ve farklı tecrübeler yaşayabilmektedir. (Kılıç,2020:s.13;Köse,2020:s.841).Doğalafetlersırasındaveson- rasında bireyin dinî eğilimleri yükselebildiği gibi doğal afetleri olumsuz yönde algılayanların dinî yönelim ve yaşantıları olabildi- ğince azalabilmektedir.Bu tür afetler beraberinde duygusuzluğu ve dinî değerlere saldırıyı da tetikleyebilmektedir. “Neden ben”, “niçin ben seçildim” gibi varoluşsal soruların doğmasına ve bu so- rulara karşı ikna edici cevap bulunmadığında da din değiştirmeye kadar varan bir değişim (conversion) süreci başlayabilmektedir (Peker, 2015: s. 245-250). Çünkü başa gelen felaketi anlamadan, kendisini ona karşı konumlandırmadan felaketin açtığı yaraları sarmak ve neden olduğu gerilimi azaltmak için adım atmak zor- laşacaktır. Felaketleri algılama, açıklama, kabullenme ve başa çık- ma konusunda dinî inanç, tutum ve davranışların önemli bir etkisi vardır (Köse & Küçükcan, 2000: s. 15-17).
1 Doç. Dr., Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi ABD.mkizilgecit@atauni.edu.tr
2 DoktoraÖğrencisi,AtatürkÜniversitesiİlahiyatFakültesiDinPsikolojisiABD.
3 DoktoraÖğrencisi,AtatürkÜniversitesiİlahiyatFakültesiDinPsikolojisiABD.
4 Dr.Öğr.Üyesi,AtatürkÜniversitesiİlahiyatFakültesiDinPsikolojisiABD.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Küresel bir salgın haline gelen koronavirüsün (Covid-19) ne-den olduğu sağlık ve ekonomi alanındaki tehditler ve hasarlar konusunda pek çok çalışma yapıldı ve yapılmaya da devam ede- cek. Fakat salgın sürecinde vefa grubu ve sağlık çalışanları hak- kında bu konuda henüz bir çalışma yapıldığı tespit edilemedi. Bu boşluğu gidermek üzere, koronavirüs (Covid-19) sürecinde vefa grubuvesağlıkçalışanlarınınsalgınkorkusuvedinîyönelimle- rini konu edinen bu çalışma hazırlandı. Ayrıca ilgili bireylerin koronavirüs (Covid-19) gibi doğal afetler döneminde yaşadıkları korkunun dinî yönelim; dolayısıyla değerlere sarılma düzeyleri,bazı demografik değişkenler düzleminde ele alınmaya çalışıldı. Değişkenler belirlenirken, sahada çalışanların en çok karşılaşabi- lecekleri durumlar ve tecrübe edebilecekleri duygu niteliklerinin belirlenmesine azami gayret sarf edildi. Bu çerçevede sahada ol- manın yaşatabileceği en belirgin duygu durumunun koronavirüs (Covid-19)korkusu;buduygudurumundabireyinsürecisağlık- lı sürdürebilmesi için dinin ve teslimiyetin sığınma alanı olması nedeniyle ilgili kavram tercih edildi. Vefa çalışmaları kapsamında sahada olmaları hasebiyle de din görevlileri, emniyet çalışanları, eğitim çalışanlarıvevefagrubundaolmamaklabirliktehastalaradirekmüda- hale eden ve süreci bütün yönleriyle tecrübe eden, büyük fedakârlık gös- teren sağlık çalışanları da araştırmanın evreni olarak seçildi. Araştır- mada vefa çalışanlarının koronavirüs (Covid-19) korku düzeyleriile dinî eğilimleri arasında hangi yönde bir ilişkinin ve etkinin olduğu belirlenmeye çalışıldı. Araştırmada, birbiriyle ilişkilendi- rilen değişkenler ve hangi değişkenler arasında muhtemel ilişki-ler kurulduğu aşağıdaki şekilde detaylı bir şekilde açıklanmaya çalışıldı. Bu araştırma ile aynı zamanda, salgın sürecinde birey- lerin yaşadığı duygusal travmaların, dinî yönelim için fırsatlar doğurduğunavekişiliğinietkilediğinedikkatçekilmeyeçalışıldı.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
1. SosyalVefaGrubu
Doğal afetler ve salgın hastalıklar ruhsal boşluğun ve psikolojik sıkıntıların en fazla hissedildiği dönemlerdir. Bu dönemde birey- lerin ruhsal boşluğunu doldurabilen; sağlık, ekonomi, eğitim gibi alanlarda halkın umut ve güven duygusunu canlı tutabilen devle- tin önemi büyüktür. İslam filozofu Farabi’nin belirtiği gibi devletin, yurttaşlarına böylesi durumlarda göstereceği maddi ve manevi ilgi en büyük destek sayılır. Zira bu dönemlerde oluşabilecek duygu- sal karmaşalar; kaygı, öfke, suçlama, güvensizlik, yalnızlık korkusu gibi duygularla baş edebilmek için devletin göstereceği ilginin dü- zeyiönemlidir(Kukuoğlu,2018;Seligman,2015).Buanlamdaülke- mizin koronavirüs (Covid-19) salgını döneminde halkına maddi ve manevi desteği sağlamak için oluşturduğu sosyal vefa grubu, dev- let ile halk arasındaki bağı güçlendirmiş, çaresizlik, umutsuzluk, yalnızlık gibi olumsuz duygu durumlarının yol açabileceği psikolo- jikboşluğudoldurmaya çalışmıştır. Busüreçte yardım dağıtanvefa çalışanlarının halktan aktardığı “Allah devletimize zeval vermesin, Allah devletimizin ayağını taşa değdirmesin, iyi ki varsınız” gibi ifadeler ve memnuniyet durumları halkın devletten beklentisinin düzeyini ve devlete olan bağlılığını ortaya koymaktadır (https:// www.icisleri.gov.tr/65-2020. 05. 10. 2020).
Koronavirüs(Covid-19)salgınıdünyagenelindeinsanlarınsağ-
lığını etkilediği gibi onların sosyal yaşamını da etkilemiş ve çokhızlıbirşekildedeğiştirmiştir.Salgınlabirliktegünlükalışkan- lıklar ve uygulamalar ya radikal bir şekilde değiştirilmekte ya da tamamen durdurulmaktadır. Bu süreçte bütün dünyada olduğugibi ülkemizde de ulusal çapta önlem alınmıştır.Koronavirüs (Co- vid-19) salgınından doğabilecek zararı en aza indirmek amacıyla İçişleri Bakanlığı tarafından 21.03.2020. tarihinde yapılan sokağa çıkmayasağıylabirlikteherhangibirmağduriyetinyaşanmama- sı için sosyal destek grubunun oluşturulmasıyla ilgili bir genelge yayınlanmıştır(http://www.İçişleri.gov.tr/g65-2020.07.10.2020).
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Sivil toplum örgütleri ve kamu personelinden toplam 144 bin 907 kişiningörevaldığıvefagrubu,baştaAFADekipleriveJandarma GenelKomutanlığıolmaküzereKızılay,EmniyetGenelMüdürlü- ğü, Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı personeli gibi kamu çalışanları ve sivil toplum kuruluşlarından olan personelden oluşturulmuştur.İllerdevalilik,ilçelerdeisekaymakamlıkbünye- sinde çalışan bu iyilik hareketi, başta maske olmak özere, kolonya, sabun ve dezenfeksiyon ürünlerinden oluşan kolileri, 65 yaş ve üs- tünün maaşlarını, devletin ihtiyaç sahipleri için gönderdiği para ve yardım kolilerini dağıtma görevinde bulunuyorlardı. Vefa grubu busürezarfında6.649.461 kişinintalebiniyerinegetirmiş(https:// www.icisleri.gov.tr/vefa-sosyal-destek.09.10.2020)vebiriyilikha- reketi olarak tarihe geçmiştir.
2. Koronavirüs (Covid-19) Salgını veKorkusu
2019daÇininHubeibölgesininWuhankentindenedenibilin- meyenbirzatüre(viralpnömoni)olaraktanımlanankoronavirüs (Covid-19),birsolununyoluhastalığıolduğuDünyaSağlıkÖrgütü tarafından11Mart2020deilanedilmiştir.Kısabirsürededünya- ya yayılan koronavirüs (Covid-19) salgını, küresel bir afet olarak görülmektedir. Zira yaklaşık beş ay içerisinde dünyanın hemen he- menherköşesineyayılmışolupbirkaçtanehariçvakabildirmeyen ülkekalmamıştır(Özer&Suna,2020:s.175;Gashi,2020).Busalgın bireyleribirçokyöndenetkilediğigibipsikolojikveinançyönün- den de etkilemektedir. Bireyleri sosyal izolasyona, ülke sınırlarını kapatmaya,ekonomikdurgunluğa,dinîuygulamalarınvegünlük rutinişlerindahiyapılmasınaengelolacakkadarbüyükbiretkiye sahipolan,neolduğuhakkındatambirbilgibulunmayankorkunç birdüşmanolarakgörülmektedir.Kısasüredepandemihalinegelen koronavirüs(Covid-19)din,dilveırkayrımıyapmayangörünmez birdüşmanşeklindealgılanmaktadır(Kandemir,2020).Budadoğal olarakbireylerikorkuyasevketmektedir.Zirainsanıngenellikle
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
bilinmeyenşeylerdenkorktuğunubelirtenFromm,korkuyakarşı bilinçlenmeninöneminevurguyapmaktadır(Fromm,2015:s.141). Görünmezdüşmanolankoronavirüs(Covid-19)korkusu,bireylerde ölümkorkusu,yakınınıkaybetme,işkayıplarıveekonomiksıkıntı- largibikorkularıdaberaberindegetirerekbazenbireyleriintihara götüreceksorunlaravebunalımlaradanedenolmaktadır.Ziraölüm korkusu farklı korku ve kaygı türlerini içeren karmaşık ve büyük öl- çüdebelirsizbirduygusalyapıolaraktanımlanmaktahattabütün korkularıntemelinioluşturduğuiddiaedilmektedir(Kızılgeçit,2017: s.206-207).Koronavirüs(Covid-19)korkusununtemelindekaybet- mekaygısıolduğusöylenilebilir.Budaaileveişhayatınıhattasağlığı olumsuzetkilemekte,şiddet,saldırganlıkveuyumsuzlukgibidavra- nışbozukluklarınanedenolabilmektedir.İnsanıntabiiyapısındavar edilenkorkuduygusu,onunyaşamıiçingerekliolduğuhâldeonu fazlaiçselleştiripetkisinekapılmak,birçokruhsalsıkıntılaraneden olabilir,bireyinkendinigerçekleştirmesininönündebüyükengel teşkiledebilir(Akça,2019:s.90-93)
3. Koronavirüs(Covid-19)veDineYönelim
İnsan ne kadar bilgi ve beceriye sahip olursa olsun ne kadar ile- tişimveteknolojikgüceerişirseerişsindoğalafetlerkarşısındaaciz durumadüşebilmektedir.Bunedenleinsanyenilmezveyanılmazbir kaynağa yönelmekte; dua ve yardım isteyebilmektedir. Bu da bireyde güven duygusunu geliştirmektedir (Gashi, 2020). Bireylerin zor za- manlardadineyöneldikleriniFreud,Jung,FrommveFranklgibibir- çok psikolog -farklı gerekçelendirmelerde bulunmakla birlikte- dile getirmektedirler (Ayten ve diğ., 2012). Nitekim dinin insanı gelişti- rebileceği, hayatına anlam katacağı ve ona zorluklara karşı müca- dele gücü verebileceği belirtilmektedir (Düzgüner, 2017). Afet du- rumlarındazordurumdakalanbireylerinduaveibadeteyönelerek üstünbirgücetapınması,ondanyardımistemesiinsanınpsikolojik yapısından kaynaklandığı belirtilmektedir. Afet sonrası bireylerde
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
dua ve tapınma duygularının arttığı, ibadet gibi dinî uygulamalara daha özen gösterildiği araştırmalarla ortaya konulmuştur. Dinî uy- gulamaların oto kontrol gücünü sağladığı da bilinmektedir. Bu tür doğal afetler sonucu dine yönelen birey ibadet sayesinde diğer in- sanlarla yakınlık kurmakta, sosyal ilişkilerin gelişmesine yardımcı olmaktadır. Bu da birey ve toplumda afetlerden ötürü biriken öfke ve gerginliklerin giderilmesinde önemli rol oynamaktadır (Şentürk, 1985).Doğalafetleremaruzkalanbireylerarasındayardımlaşmave dayanışmaduygusugüçlenerekartar.Birbirinitanımayanveyakın- lığı olmayan kişiler birbirlerine el uzatarak aralarında güçlü bir bağ oluştururlar. Yardımsever insanlar olumlu bir tutum ve duygu için- dedirler,özelbecerivebilgisahibidirler.Ayrıcabuinsanlarınbenlik saygıları ve özgüven hisleri oldukça yüksektir. Doğal afetler yüksek meziyet nitelikleri olan insanlara kendilerini ifade fırsatı da verir (Demir,2010:s.18).Bunundatemelindedinîyönelimeetkiedenfıt- ridinduygusu(Burt,1985:s.19)olduğusöylenilebilir.Zirainsanlar doğal afetlerle karşılaştıklarında özüne dönebilmekte biraz olsun varlığın maksadını kavrayabilmektedirler.
4. Yöntem
Buaraştırmanicelaraştırmayöntemlerindenilişkiseltarama ile gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla çalışmada tarama modeline uy- gunolarakdemografiközellikler,Covid-19korkusuvedinîyönelim arasındaki ilişkinin var olup olmadığını, ilişkiler var ise ilişkinin ne yönde olduğu analiz edilerek duruma yönelik betimleme yapıl- mayaçalışılmıştır.Araştırmanıntemelproblemi,salgınsürecinde maddi veya psikolojik desteğe ihtiyaç duyan hatta travma yaşama durumundaolabilenlerin,problemlerinigidermevetravmalarını aşmadayardımcıolanbireylerinbusüreçteyaşadıklarınınbetim- lenmesidir. Sahada yardım amaçlı bulunan bireyin dinî yönelim niteliğinin bireyin koronavirüs (Covid-19) korkusuyla baş etmede ne yönde etki ettiğini ortaya koyabilmektir.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
4.1. EvrenveÖrneklem
Araştırmanın evreni 2020 yılı Mart- Haziran arasında İçişleri Bakanlığı bünyesinde görev alan sosyal vefa çalışanları (Diyanet, Emniyet, öğretmen)ve yine bu dönemde Covid-19 hastalarıyla direk temasta olan sağlık personelini kapsamaktadır. Araştırma- nın örneklemi ise Türkiye genelinde ankete katılan 280 katılımcı oluşturmaktadır. Örneklem grubunun özellikleri Tablo 1’de ve- rilmiştir.
Tablo-1: ÇalışmaGrubunaİlişkinDemografikBilgiler
KişiselBilgilerinDağılımı |
f |
% |
|
Cinsiyet |
Bayan |
77 |
27,50 |
Bay |
203 |
72,50 |
|
Toplam |
280 |
100,00 |
|
YaşAralığı |
20-30 |
70 |
25,00 |
31-40 |
128 |
45,70 |
|
41-50 |
66 |
23,60 |
|
51-64 |
16 |
5,70 |
|
Toplam |
280 |
100,00 |
|
Eğitim Durumu |
Ortaokul/İlköğretim |
2 |
0,70 |
Lise |
14 |
5,00 |
|
Lisans/Önlisans |
205 |
73,20 |
|
Lisansüstü |
59 |
21,10 |
|
Toplam |
280 |
100,00 |
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Medeni Durum |
Evli |
228 |
81,40 |
Bekâr |
49 |
17,50 |
|
Boşanmış |
3 |
1,10 |
|
Toplam |
280 |
100,00 |
|
Çalıştığı Kurum |
Diyanet |
100 |
35,70 |
Eğitim |
93 |
33,20 |
|
Emniyet |
32 |
11,40 |
|
Sağlık |
55 |
19,60 |
|
Total |
280 |
100,00 |
|
Gelir Durumu |
Gelirigiderindenaz |
43 |
15,40 |
Gelirigiderineeşit |
170 |
60,70 |
|
Gelirigiderindençok |
67 |
23,90 |
|
Total |
280 |
100,00 |
|
Dindarlık Algısı |
Çok dindar |
18 |
6,40 |
Dindar |
225 |
80,40 |
|
Azdindar |
29 |
10,40 |
|
DindarDeğil |
8 |
2,90 |
|
Toplam |
280 |
100,00 |
|
Kronikbir Hatalığa Sahip Olması |
Var |
33 |
11,80 |
Yok |
247 |
88,20 |
|
Toplam |
280 |
100,00 |
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Covid-19 Hastasıyla Karşılaşması |
Evet |
73 |
26,10 |
Hayır |
207 |
73,90 |
|
Toplam |
280 |
100,00 |
|
Covid-19’a KarşıÖnlem Alması |
Evet |
250 |
89,30 |
Hayır |
30 |
10,70 |
|
Toplam |
280 |
100,00 |
|
Yakınları içinEndişe Duyulması |
Evet |
264 |
94,30 |
Hayır |
16 |
5,70 |
|
Toplam |
280 |
100,00 |
|
Zararlıbir Alışkanlık Durumu |
Hayır |
265 |
94,60 |
Yoktubaşladım |
8 |
2,90 |
|
Vardıbıraktım |
7 |
2,50 |
|
Toplam |
280 |
100,00 |
Tablo1’egöreörneklemin%72,50’sierkek,%27,50sibayandır. Katılımcıların %45,70’i 31-40 yaş aralığıyla çoğunluğu oluşturur- ken, %25,00 ‘ini 20-30 yaş aralığı, %23,60’nı 41-50 yaş aralığı oluş- turmakta ve %5,70’i 51-64 yaş aralığından oluşmaktadır. Eğitim durumlarına bakıldığında katılımcıların %73,20’si önlisans/lisans mezunuiken,%21,10’ulisansüstü,%5’iliseve%0,70’iniilkokul-orta- okul mezunu olduğu görülmektedir. Medeni duruma bakıldığında katılımcıların%81,40 evli,%17,50’si bekârve%1,10’nu boşananbi- reyler oluşturmaktadır. Katılımcıların çalıştığı kuruma bakıldığın-dabunların%35,70’iniDiyanetpersonelioluştururken,%33,20’sini MEB çalışanları, %19,60’nı sağlık personeli ve %11,40 emniyet ça- lışanlarıoluşturmaktadır.Tablodakiekonomikgelirdüzeyiince-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
lendiğinde %60,70’nin gelirinin giderine eşit olduğu, %23,90’nının geliri giderinden fazla olduğu ve %15,40’ının gelirinin giderindenaz olduğu görülmektedir. Katılımcıların dindarlık algısına bakıldı- ğında%80,40’ınındindar,%10,40’ınınazdindar,%6,40’ınınçokdin- dar ve%2,90’nınisedindarolmadığıgörülmektedir. Katılımcıların
%88,20’sinin kronik bir hastalığının olmadığı, %11,80’nin ise kro- nik bir hastalığının olduğu görülmektedir. Katılımcıların %73,90’ı koronavirüs (Covid-19) hastasıyla karşılaşmazken %26,10’u koro- navirüs (Covid-19) hastasıyla karşılaşmıştır. Bunların %89,30’u ko- ronavirüs (Covid-19) salgınına karşı önlem alırken %10,70’nin ön- lem almadığı görülmektedir. Katılımcıların %94,30’u yakınları için endişelenirken %5,70’inin endişelenmediği görülmektedir. Zarar-lı alışkanlık durumlarına bakıldığında bunların %94,60’ının daha önce zararlı bir alışkanlığının olmadığı, %2,90’ının daha önce ol- madığı salgın sürecinde başladığı ve %2,50’sinin daha önce zararlı alışkanlığının olduğu ve salgın sürecinde bıraktığı görülmektedir.
4.2.VeriToplamaAraçları
Araştırmada öncelikle katılımcıların kişisel özelliklerini, din- darlık düzeylerini ve koronavirüs (Covid-19) salgınıyla ilgili bir- takım soruları içeren sosyo-demografik bilgi formuna ilaveten koronavirüs (Covid-19) Korku Ölçeği ile Dini Yönelim Ölçeği’nden oluşananketformu,bilgitoplamaveölçmearacıolarakkullanıl- mıştır.
4.2.1. Sosyo-demografikBilgiFormu
Bu form, araştırmanın örneklemini oluşturan bireylerin araş- tırmanın temel değişkenleri ile ilişkili olduğu düşünülen temel de- ğişkenlere dair bilgilerin elde edilmesi için geliştirilen bir formdur. Bu kişisel bilgi formu cinsiyet, yaş, medeni, mesleki, eğitim duru- mu, gelir düzeyi, dindarlık düzeyi, koronavirüs (Covid-19) salgınıy- la ilgili sorular gibi bağımsız değişkenleri kapsamaktadır.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
4.2.2. Koronavirüs(Covid-19)KorkusuÖlçeği
Fuad Bakioğlu, Ozan Korkmaz, Hülya Ercan’nın 2020 yılında 18 yaş ve üstü bireylerin Covid-19 korkusunu ölçmek için geliştirdiği, buölçek,tekboyutlu5likertve7maddedenoluşmaktadır.Bireyin Covid-19 korkusunun düzeyini ölçmek amacıyla geliştirilen bu öl- çeğinpuanı7ile35arasıdeğişmektedir.Ölçektetersmaddebulun- mamaktadır (Bakioğlu, F., Korkmaz, O., & Ercan, H. 2020). Yapılan faktör analizinde, ölçeğin toplam varyansın %58,4 ’ünü açıklayan tekboyuttanoluşan7maddeortayaçıkmıştır.Ölçektegüvenilirliği test etmek için yapılan iç tutarlılık analizinde, genel iç tutarlılık katsayısı Cronbach Alpha değeri .879 olarak belirlenmiştir. Bu ça- lışmada ise .87 olarak tespit edilmiştir.
4.2.3. İçselDiniMotivasyonÖlçeği
İçsel Dinî Motivasyon Ölçeği Dean Hoge tarafından geliştirilmiş ve Karaca (2001) tarafından standardizasyonu yapılarak ülkemize kazandırılmıştır. 10 maddeden oluşan İçsel Dinî Motivasyon Öl- çeği’nin 7 maddesi “Dinî inançlarım hayata bakış açımı belirler” maddesindeolduğugibiolumlucümleyapısında,diğer3maddeise “Ahlaki bir hayat yaşadığım sürece neye inandığım o kadar önemli değil” maddesinde olduğu gibi (manaca) olumsuz cümle yapısın-da ifade edilmiştir. Ölçekte 5 dereceli Likert forman kullanılarak (tamamen katılıyorum; katılıyorum; kararsızım; katılmıyorum, hiç katılmıyorum) şeklinde 0›dan 5’e kadar, zayıftan kuvvetliye doğru puanlama yapılmıştır. Puanlamada, ölçeğe olumsuz cümle yapı- sında yerleştirilen maddelerin puanları ters çevrilmiştir. Yani bu yapıdaki maddeler puanlanırken, 4 ağırlık değerinde olanlar 0›a, 0 ağırlık değerindekiler ise 4›e dönüştürülmüştür. Böylece İDMÖ›de puanranjı,0(endüşük)ile40(enyüksek)arasındadeğişecekşekil- de düzenlenmiştir. Ölçeğin Cronbach Alpha güvenilirlik katsayısıise .84 olarak bulunmuştur. Bu çalışmada ise .74 olarak hesaplan- mıştır.Ölçek5’lilikerttiptehazırlanmıştır.Karaca(2001)buça-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
lışmasında ölçeğin içsel tutarlılığının ( .85) olduğunu, güvenilirlik katsayısının ise ( .76) olduğunu tespit etmiştir. Dinî, motivasyonel yaklaşımla ele alan ölçek, dinî hayatı dinî pratiklerin sıklığındançok, katılımcıların dine bakış açıları, yönelimleri üzerinden ölç- mektedir ( Göcen, 2012: s. 131).
4.3. VerilerinToplanmasıveAnalizi
Anket 2020 yılında yaşanan Covid-19 hastalığının ülkemizde ilk başladığı tarih olan mart ve temmuz aylarında görev yapan sağ-lıkpersonelivevefagrubundaçalışandingörevlileri,öğretmen ve polis memurlarını kapsamaktadır. Veriler toplanılırken sosyal medyaağıolanWhatsappilebirçokildegörevalmışörneklemgru- buna ulaşılmaya çalışılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler SPSS forWindows22.0istatistikpaketprogramıylaanalizedilmiştir.Ön- celikle veri toplama araçlarının güvenirlikleri belirlenmiştir. Bu-nun için Cronbach Alpha değerleri hesaplanmış ve ilgili başlıklar altında verilmiştir. Sonrasında ise ölçeklerin normal dağılım gös- terip göstermedikleri belirlenmiştir. Ölçeklerle ilgili bilgi aşağıda-ki tabloda gösterilmiştir. Basıklık ve çarpıklık değerlerinin 2 ila -2 arasındaolmasıgerekmektedir(JöreskogandSorbom,1996).Buna göre araştırmada parametrik testler kullanılmıştır.
Tablo-2:ÖlçeklerleİlgiliBilgiler
|
N |
Enaz |
Ençok |
X |
s.s. |
Çarpıklık |
Basıklık |
Korku |
280 |
7,00 |
35,00 |
17,20 |
6,79 |
,595 |
-,119 |
Dini yönelim |
280 |
14,00 |
50,00 |
40,28 |
6,61 |
-1,375 |
1,976 |
İki gruplu olan bağımsız değişkenlerde ilişkisiz örneklemler t testikullanılmıştır.İkidenfazlagruplarıolanbağımsızdeğişken-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
lerdedetekyönlüfaktöranaliziANOVAkullanılmıştır.ANOVAya- pılırkenvaryanslarınhomojenolduğudurumlardaScheffekulla- nılmış, varyansların homojen olmadığı durumlarda Dunnett C testi kullanılmıştır. İki sürekli değişken arasındaki ilişkiyi belirlemek için de Pearson korelasyon testi kullanılmıştır.
Araştırmanın temel problemi, koronavirüs (Covid-19) korkusuyla dinîyönelimarasındaneyöndebirilişkininolduğuşeklindedir. Araştır- manın alt problemleri ise şöyledir:
• VefavesağlıkçalışanlarındaCovid-19korkusuvedineyöne- lim durumu cinsiyete göre değişmekte midir?
• Vefa ve sağlık çalışanlarında yaşa bağlı olarak Covid-19 kor- kusu ve dinî yönelim düzeyleri farklılaşmakta mıdır?
• VefavesağlıkçalışanlarınınCovid-19korkusuvedinîyöne- lim oranları eğitim durumlarına göre değişmekte midir?
• Vefa ve sağlık çalışanlarının Covid-19 korkusu ve dinî yöne- lim düzeyleri, medeni duruma göre değişmekte midir?
• Sağlık çalışanlarında Covid-19 kaynaklı korku ve dinî yöne- lim oranları diğer vefa çalışanlarına göre ne düzeydedir?
• Vefa ve sağlık çalışanlarındaki bireylerin Covid-19 korkuları ve dinî yönelim düzeyleri sosyo-ekonomik düzeye göre de- ğişmekte midir?
• VefavesağlıkçalışanlarınınCovid-19korkusuvedinîyöne- limdüzeyleri,dindarlıkalgılarınagörefarklılaşmaktamıdır?
• Vefa ve sağlık çalışanlarında kronik bir hastalığı olanların Covid-19korkularıvedinîyönelimdüzeylerikronikbirhas- talığı bulunmayanlara göre ne düzeydedir?
• Vefa ve sağlık çalışanlarında Covid-19 hastasıyla karşılaşan- ların korku ve dine yönelim oranları bu hastalarla karşılaş- mayanlara göre değişmekte midir?
• Vefavesağlıkçalışanlarındayakınlarıiçinendişeduyanla- rınCovid-19korkusuvedinîyönelimleriyakınlarıiçinendi- şeduymayanlaragöredeğişmektemidir?
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
• Vefa ve sağlık çalışanlarında Covid-19 korkusu ve dinî yöne- limilezararlıalışkanlıktutumuarasındanetürbirkorelas- yon vardır?
5. Bulgular
5.1. Katılımcıların Covid-19 korkusu ile dinî yönelim düzeylerinin cinsiyete göre farklılaşması
Tablo-3: Bireylerin Cinsiyet ile Covid-19 korkusu ve Dini Yönelim Ortalamaları Arasındaki Farka İlişkin T-testi Sonuçları
|
Cinsiyet |
n |
X |
Ss |
t |
p |
Korku |
Kadın |
77 |
20,09 |
7,42 |
4.052 |
.000 |
Erkek |
203 |
16,11 |
6,22 |
|||
DiniYönelim |
Kadın |
77 |
40,63 |
5,19 |
.551 |
.529 |
Erkek |
203 |
40,14 |
7,09 |
Koronavirüs (Covid-19) korkusu,dinî yönelim düzeylerinin cinsiyete göre anlamlı bir şekilde farklılığını tespit etmek için iliş- kisiz örneklemler t-testi analizi yapılmış ve sonuçlar tablo-3’te ve- rilmiştir. Tablo-3 incelendiğinde kadınların koronavirüs (Covid-19) korku ortalamalarının erkeklerin ortalamalarından yüksek olduğu ve aralarında anlamlı derecede farklılık bulunduğu söylenilebilir (t278=4.052, p<0.00).Kadınlar ile erkeklerin dinî yönelim ortala- maları arasında ise anlamlı bir fark bulunmamaktadır (t278=.551, p>.05).
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
5.2. Katılımcıların Covid-19 korkusu ile dinî yönelim düzeylerinin bir kronik hastalığa sahip olmalarına göre farklılaşması
Tablo-4: Bireylerin Kronik bir Hastalığa Sahip Olması ile Covid-19 Korkusu ve Dini Yönelim Ortalamaları Arasındaki Farka İlişkin
T-testi Değerleri
|
Kronik Hasta |
n |
X |
Ss |
t |
p |
Korku |
Var |
33 |
18,30 |
6,24 |
.986 |
.325 |
Yok |
247 |
17,06 |
6,86 |
|||
Diniyönelim |
Var |
33 |
39,12 |
8,35 |
.871 |
.389 |
Yok |
247 |
40,43 |
6,35 |
Koronavirüs (Covid-19) korkusu,dinî yönelim düzeylerinin kronik bir hastalığa sahip olma durumlarına göre anlamlı bir şekil- de farklılığını tespit etmek için ilişkisiz örneklemler t-testi analizi yapılmış ve sonuçlar tablo-4’te verilmiştir. Tablo-4 incelendiğinde kronik bir hastalığa sahip olanları ile olmayanların koronavirüs (Covid-19) korku düzeyleri arasındaki anlamlı bir farklılaşma yok- tur (t278=.986, p>.05).Dinî yönelim düzeyleri de bir kronik has- talığa sahip olanlar ile olmayanlar arasında anlamlı bir farklılık yoktur (t278=.871, p>.05).
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
5.3. Katılımcıların Covid-19 korkusu ile dinî yönelim düzeylerinin Koronavirüslü hasta ile karşılaşmalarına göre farklılaşması
Tablo-5: Bireylerin Covid Hastasıyla Karşılaşması ile Covid-19 Korkusu ve Dini Yönelim Ortalamaları Arasındaki Farka İlişkin T-testi Değerleri
|
Hasta ile karşılaşma |
n |
X |
Ss |
t |
p |
Korku |
Evet |
73 |
19,02 |
7,94 |
2.401 |
.018 |
Hayır |
207 |
16,56 |
6,23 |
|||
Dini yönelim |
Evet |
73 |
39,10 |
6,36 |
-1.807 |
.078 |
Hayır |
207 |
40,69 |
6,67 |
Koronavirüs (Covid-19) korkusu,dinî yönelim düzeylerinin koronovirüslü hasta ile karşılaşmalarına göre anlamlı bir şekilde farklılığını tespit etmek için ilişkisiz örneklemler t-testi analizi yapılmış ve sonuçlar tablo-5’te verilmiştir. Tablo-5 incelendiğinde koronovirüslü hasta ile karşılaşma durumlarına göre katılımcı-ların Covid-19 korku düzeyleri anlamlı bir şekilde farklılaşmıştır (t278=2.401, p<.05). Buna göre Covidli bir hasta ile karşılaşanların korku düzeyleri (X=19.02) karşılaşmayanlara (X=16.56)göre yük- sektir.
Koronovirüslü hasta ile karşılaşma durumlarına göre katılımcı- ların dinî yönelim düzeyleri anlamlı bir şekilde farklılaşmamıştır (t278=-1.807,p>.05).
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
5.4. Katılımcıların Covid-19 korkusu ile dinî yönelim düzeylerinin Covide karşı önlem almalarına göre farklılaşması
Tablo-6: Bireylerin Covid’e Karşı Önlem Alması ile Covid-19 Korkusu ve Dini Yönelim Ortalamaları Arasındaki Farka İlişkin T-testi Değerleri
|
Covide karşı önlem |
n |
X |
Ss |
t |
p |
Korku |
Evet |
250 |
16,98 |
6,60 |
-1.619 |
.107 |
Hayır |
30 |
19,10 |
8,10 |
|||
Dini yönelim |
Evet |
250 |
40,56 |
6,62 |
2.224 |
.032 |
Hayır |
30 |
37,90 |
6,15 |
Koronavirüs (Covid-19) korkusu,dinî yönelim düzeylerinin ko- ronovirüsekarşıönlemalmalarınagöreanlamlıbirşekildefarklı- lığınıtespitetmekiçinilişkisizörneklemlert-testianaliziyapılmış ve sonuçlar tablo-6’da verilmiştir. Tablo-6 incelendiğinde korona- virüsekarşıönlemalanlarilealmayankatılımcılarınCovidkorku düzeylerianlamlıbirşekildefarklılaşmamıştır(t278=-1.619,p>.05). Koronovirüsekarşıönlemalanlarilealmayankatılımcılarındinî yönelim düzeyleri anlamlı bir şekilde farklılaşmıştır (t278=2.224, p<.05).Bunagöreönlemalanlarındinîyönelimdüzeyleri(X=40,56)
önlemalmayanlara(X=37.90)göredahayüksektir.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
5.5. Katılımcıların Covid-19 korkusu ile dinî yönelim düzeylerinin yakınları hakkında endişelenmelerine göre farklılaşması
Tablo-7: Bireylerin Yakınları için Endişe Duyması ile Covid-19 korkusu ve Dini Yönelim Ortalamaları Arasındaki Farka İlişkin T-testi Değerleri
|
Yakınlar için endişe |
n |
X |
Ss |
t |
p |
Korku |
Evet |
264 |
17,53 |
6,70 |
3.288 |
.001 |
Hayır |
16 |
11,87 |
6,16 |
|||
Diniyönelim |
Evet |
264 |
40,34 |
6,53 |
.642 |
.522 |
Hayır |
16 |
39,25 |
8,00 |
Koronavirüs (Covid-19) korkusu, dinî yönelim düzeylerinin yakınların endişelenmelerine göre anlamlı bir şekilde farklılığını tespit etmek için ilişkisiz örneklemler t-testi analizi yapılmış ve so- nuçlar tablo-7’de verilmiştir. Tablo-7 incelendiğinde katılımcıların yakınları hakkında endişelenmelerine göre Covid korku düzeyleri anlamlı bir şekilde farklılaşmıştır (t278=3.288, p<.05). Buna göre yakınları hakkında endişelenen katılımcıların korku düzeyleri (X=17.53) katılmayanlara (X=11.87) göre yüksektir.
Katılımcıların yakınları hakkında endişelenmelerine göre dinî yönelim düzeyleri anlamlı bir şekilde farklılaşmamıştır (t278=.642, p>.05).
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
5.6. Katılımcıların Covid-19 korkusu ile dinî yönelim düzeylerinin yaşlarına göre farklılaşması
Tablo-8: Bireylerin Yaş Aralığı ile Covid-19 Korkusu ve Dini Yönelim Ortalamaları Arasındaki Farka İlişkin ANOVA Analiz Sonuçları
|
Yaş |
|
n |
X |
s.s. |
sd |
F |
P |
Anlamlı fark |
Korku |
20-30 |
A |
70 |
17,60 |
7,18 |
3/276 |
1.593 |
.191 |
|
31-40 |
B |
128 |
16,74 |
6,52 |
|||||
41-50 |
C |
66 |
18,30 |
7,15 |
|||||
51-64 |
D |
16 |
14,68 |
5,01 |
|||||
Dini yönelim |
20-30 |
A |
70 |
38,80 |
6,98 |
3/276 |
3.424 |
.018 |
A-C A-D |
31-40 |
B |
128 |
39,97 |
6,86 |
|||||
41-50 |
C |
66 |
41,75 |
5,85 |
|||||
51-64 |
D |
16 |
43,12 |
3,79 |
Katılımcıların yaşlarına göre koronavirüs (Covid-19) korkusu düzeylerininanlamlıbirşekildefarklılaşıpfarklılaşmadığınıbelir- lemekiçinyapılantekfaktörlüANOVAsonucundaaradakifarkın anlamlı olmadığı bulunmuştur (F276=1.593, p>.05).
Katılımcıların yaşlarına göre dinî yönelimlerinin anlamlı bir şekilde farklılaşmalarını belirlemek için yapılan tek faktörlü ANOVA sonucunda aradaki farkın anlamlı olduğu bulunmuştur (F276=3.424, p<.05). Farkın hangi gruplar arasında olduğunu belir- lemekiçinDunnettCtestiyapılmıştır.Bunagöre20ila30yaşara- sındaolanlarındinîyönelimdüzeyleri(X=38.80)41ila50yaşında olanlar (X=41.75) ile 51 ila 65 yaş arasında olanlara (X=43.12) göre daha düşüktür.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
5.7. Katılımcıların Covid-19 korkusu ile dinî yönelim düzeylerinin mezun oldukları eğitim seviyesine göre farklılaşması
Tablo-9: Bireylerin Eğitim Durumu ile Covid-19 Korkusu ve Dini Yönelim Ortalamaları Arasındaki Farka İlişkin ANOVA Analiz Sonuçları
Eğitim |
n |
X |
s.s. |
sd |
F |
P |
|
Korku |
Ortaokul/ İlköğretim |
2 |
20,50 |
9,19 |
3/276 |
2.210 |
.087 |
Lise |
14 |
20,92 |
8,02 |
||||
Lisans/ Önlisans |
205 |
17,26 |
6,93 |
||||
Lisansüstü |
59 |
16,00 |
5,63 |
||||
Dini yönelim |
Ortaokul/ İlköğretim |
2 |
44,50 |
2,12 |
3/276 |
2.579 |
.054 |
Lise |
14 |
36,85 |
8,04 |
||||
Lisans/ Önlisans |
205 |
40,80 |
6,05 |
||||
Lisansüstü |
59 |
39,13 |
7,84 |
Katılımcıların mezun oldukları eğitim seviyesine göre korona- virüs (Covid-19) korkusu (F276=2.210, p>.05)ile dinî yönelim dü- zeylerinin (F276=2.579, p>.05) anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklı- laşmadığını belirlemek için yapılan tek faktörlü ANOVA sonucunda aradaki farkın anlamlı olmadığı bulunmuştur.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
5.8. Katılımcıların Covid-19 korkusu ile dinî yönelim düzeylerinin medeni durumlarına göre farklılaşması
Tablo-10:BireylerinMedeniDurumileCovid-19Korkusuve Dini Yönelim Ortalamaları Arasındaki Farka İlişkin ANOVA Analiz Sonuçları
|
|
n |
X |
s.s. |
sd |
F |
P |
Anlamlı fark |
|
Korku |
Evli |
A |
228 |
16,94 |
6,71 |
2/277 |
1.233 |
.293 |
|
Bekâr |
B |
49 |
18,18 |
7,18 |
|||||
Boşanmış |
C |
3 |
21,33 |
5,50 |
|||||
Dini yönelim |
Evli |
A |
228 |
40,77 |
6,49 |
2/277 |
4.089 |
.018 |
A-B |
Bekâr |
B |
49 |
37,87 |
6,83 |
|||||
Boşanmış |
C |
3 |
42,33 |
4,72 |
Katılımcıların medeni durumlarına göre koronavirüs (Covid-19) korku düzeylerinin anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için yapılan tek faktörlü ANOVA sonucunda aradaki far- kın anlamlı olmadığı bulunmuştur (F277=1.233, p>.05).
Katılımcıların medeni durumlarına göre dinî yönelimlerinin anlamlıbirşekildefarklılaşıpfarklılaşmadığınıbelirlemekiçinya- pılantekfaktörlüANOVAsonucundaaradakifarkınanlamlıoldu- ğubulunmuştur(F277=4.089,p<.05).Farkınhangigruplararasında olduğunubelirlemekiçinScheffetestiyapılmıştır.Bunagöreevli olankatılımcıların(X=40.77)dinîyönelimleribekârlara(X=37.87) göre daha yüksektir.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
5.9. Katılımcıların Covid-19 korkusu ile dinî yönelim düzeylerinin görev yaptıkları kuruma göre farklılaşması
Tablo-11:BireylerinÇalıştığıKurumileCovid-19Korkusuve Dini Yönelim Ortalamaları Arasındaki Farka İlişkin ANOVA Analiz Sonuçları
Görev yeri |
n |
X |
s.s. |
sd |
F |
P |
Anlamlı fark |
||
Korku |
Diyanet |
A |
100 |
16,68 |
6,65 |
3/276 |
5.910 |
.001 |
A-D B-D C-D |
Eğitim |
B |
93 |
16,13 |
5,73 |
|||||
Emniyet |
C |
32 |
16,21 |
5,99 |
|||||
Sağlık |
D |
55 |
20,54 |
8,14 |
|||||
Dinî yönelim |
Diyanet |
A |
100 |
42,34 |
6,01 |
3/276 |
7.152 |
.000 |
A-B A-C |
Eğitim |
B |
93 |
39,36 |
7,25 |
|||||
Emniyet |
C |
32 |
36,84 |
7,01 |
|||||
Sağlık |
D |
55 |
40,09 |
5,09 |
Katılımcıların görev yaptıkları kuruma göre koronavirüs (Co- vid-19)korkusununanlamlıbirşekildefarklılaşıpfarklılaşmadığı- nıbelirlemekiçinyapılantekfaktörlüANOVAsonucundaaradaki fark anlamlı bulunmuştur (F276=5.910, p<.05). Farkın hangi grup- lararasındaolduğunubelirlemekiçinDunnettCtestiyapılmıştır. Buna göre sağlık sektöründe çalışan katılımcıların korku düzeyleri (X=20.54) diğer kurumlarda çalışanlara göre daha yüksektir. Aynı zamanda sağlık sektöründe çalışanların düzeyleri gruplar arasında da en yüksek puana sahiptir.
Katılımcılarınçalıştıklarıkurumagöredinîyönelimlerininan- lamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için yapılan
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
tekfaktörlüANOVAsonucundaaradakifarkınanlamlıolduğubulun- muştur(F276=7.152,p<.05).Farkınhangigruplararasındaolduğunu belirlemek için Dunnett C testi yapılmıştır. Buna göre DİB bünye- sindeçalışanvefagrubuüyelerinindinîyönelimpuanları(X=42.34) eğitim(X=39.36)veemniyet(X=36.84)sektöründeçalışanlaragöre dahayüksektir.
5.10. Katılımcıların Covid-19 korkusu ile dinî yönelim düzeylerinin gelirlerine göre farklılaşması
Tablo-12: Bireylerin Gelir Durumu ile Covid-19 Korkusu ve Dini Yönelim Ortalamaları Arasındaki Farka İlişkin ANOVA Analiz Sonuçları
GelirDurumu |
|
n |
X |
s.s. |
sd |
F |
P |
Anlamlı fark |
|
Korku |
Geliri giderinden az |
A |
43 |
20,34 |
8,95 |
2/277 |
5.820 |
.003 |
A-B A-C |
Geliri giderine eşit |
B |
170 |
16,81 |
5,79 |
|||||
Geliri giderinden çok |
C |
67 |
16,19 |
7,10 |
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Dinî yönelim |
Geliri giderinden az |
A |
43 |
38,37 |
7,89 |
2/277 |
2.203 |
.112 |
|
Geliri giderine eşit |
B |
170 |
40,72 |
6,23 |
|||||
Geliri giderinden çok |
C |
67 |
40,37 |
6,56 |
Katılımcıların gelirlerine göre koronavirüs (Covid-19) korku- sununanlamlıbirşekildefarklılaşıpfarklılaşmadığınıbelirlemek içinyapılantekfaktörlüANOVAsonucundaaradakifarkanlamlı bulunmuştur(F277=5.910,p<.05).Farkınhangigruplararasındaol- duğunu belirlemek için Dunnett C testi yapılmıştır. Buna göre geli- ri giderinden az olanların korku düzeyleri (X=20.34) diğer gruplara göre daha yüksektir.
Katılımcıların gelirlerine göre dinî yönelimlerinin anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için yapılan tek faktörlü ANOVA sonucunda aradaki farkın anlamlı olmadığı bulun- muştur(F277=2.203,p>.05).
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
5.11. Katılımcıların Covid-19 korkusu ile dinî yönelim düzeylerinin dindarlık algılarına göre farklılaşması
Tablo-13:BireylerinDindarlıkAlgısıileCovid-19Korkusuve Dini Yönelim Ortalamaları Arasındaki Farka İlişkin ANOVA Analiz Sonuçları
DindarlıkAlgısı |
|
n |
X |
s.s. |
sd |
F |
P |
Anlamlı fark |
|
Korku |
Çok dindar |
A |
18 |
18,33 |
8,32 |
3/276 |
.642 |
.588 |
|
Dindar |
B |
225 |
17,32 |
6,81 |
|||||
Az dindar |
C |
29 |
16,03 |
5,71 |
|||||
Dindar değil |
D |
8 |
15,50 |
6,65 |
|||||
Dinî yönelim |
Çok dindar |
A |
18 |
41,66 |
7,77 |
3/276 |
7.390 |
.000 |
A-D B-D |
Dindar |
B |
225 |
40,78 |
6,45 |
|||||
Az dindar |
C |
29 |
38,03 |
5,21 |
|||||
Dindar değil |
D |
8 |
31,12 |
5,38 |
Katılımcılarındindarlıkalgılarınagörekoronavirüs(Covid-19) korkusununanlamlıbirşekildefarklılaşıpfarklılaşmadığınıbelir- lemekiçinyapılantekfaktörlüANOVAsonucundaaradakifarkın anlamlı olmadığı bulunmuştur (F276=.642, p>.05).
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Katılımcılarındindarlıkalgılarınagöredinîyönelimlerininan- lamlıbirşekildefarklılaşıpfarklılaşmadığınıbelirlemekiçinyapı- lantekfaktörlüANOVAsonucundaaradakifarkınanlamlıolduğu bulunmuştur (F276=7.390, p<.05). Farkın hangi gruplar arası oldu- ğunu belirlemek için Scheffe testi uygulanmıştır. Buna göre kendi- nidindarolarakgörmeyenlerindinîyönelimdüzeyleri(X=31.12) dindar algılayanlar (X=40.78) ile çok dindar algılayanlara (X=41.66) göre daha düşüktür.
5.12. Katılımcıların Covid-19 korkusu ile dinî yönelim düzeylerinin alışkanlıklarına göre farklılaşması
Tablo-14: Bireylerin Zararlı bir Alışkanlık Durumu ile Covid-19 Korkusu ve Dini Yönelim Ortalamaları Arasındaki Farka İlişkin Tek faktörlü ANOVA Analiz Sonuçları
|
n |
X |
s.s. |
sd |
F |
P |
|
Korku |
Hayır |
265 |
17,19 |
6,72 |
2/277 |
.640 |
.528 |
Yoktu başladım |
8 |
19,25 |
8,95 |
||||
Vardı bıraktım |
7 |
15,28 |
7,40 |
||||
Dinî yönelim |
Hayır |
265 |
40,48 |
6,50 |
2/277 |
2.723 |
.067 |
Yoktu başladım |
8 |
35,37 |
9,57 |
||||
Vardı bıraktım |
7 |
38,14 |
5,45 |
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Katılımcıların alışkanlıklarına göre koronavirüs (Covid-19) korkusununanlamlıbirşekildefarklılaşıpfarklılaşmadığınıbelir- lemekiçinyapılantekfaktörlüANOVAsonucundaaradakifarkın anlamlı olmadığı bulunmuştur (F277=.640, p>.05).
Katılımcılarındindarlıkalgılarınagöredinîyönelimlerininan- lamlıbirşekildefarklılaşıpfarklılaşmadığınıbelirlemekiçinyapı- lan tek faktörlü ANOVA sonucunda aradaki farkın anlamlı olmadığı bulunmuştur (F277=2.723, p>.05).
5.13. Katılımcıların Covid-19 korkusu ile dinî yönelim düzeyleri arasındaki ilişki
Tablo-15: Bireylerin Covid-19 korkusu ile Dini yönelim Arasındaki İlişkinin Pearson Korelasyon Analiz Sonuçları
|
Diniyönelim |
|
Korku |
PearsonCorrelation |
-,097 |
Sig.(2-tailed) |
,104 |
Kovidkorkusuiledinîyönelimarasındakiilişkiolupolmadığını belirlemekiçinyapılanPearsonkorelasyonanalizisonucundako- vid-19korkusuiledinîyönelimarasındaanlamlıbirilişkibuluna- mamıştır (r=-.097, p>.05).
Sonuç
Sosyo-demografik değişkenlerden cinsiyet, değişkenine göre örneklemin koronavirüs (Covid-19) korkusuna yönelik bulguları incelendiğinde bayanların koronavirüs (Covid-19) korkusu yük-sek ve aralarında anlamlı derecede farklılık olduğu görülmektedir (Tablo 2). İlgili sonuç literatürde yer alan bazı araştırma sonuçla- rıyla örtüşmektedir. Örneğin Kandemir’in (2020) Covid-19 salgı-nı-ölümkorkusunayönelikyaptığıaraştırma,bayanlarınkorku
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
düzeyinin erkeklere göre daha yüksek olduğunu ortaya koymak- tadır. Abdulhalık ve Yıldız çalışmalarında, bayanların ölüm korku- sunun erkelerden daha yüksek olduğunu tespit etmişlerdir (Ab- dulhalık,1998: s. 87; Yıldız, 2014). Bayanların korku düzeylerinin erkeklerden yüksek olması, daha duygusal ve kırılgan oldukları ka- bulüne dayandırılmaktadır. Bu özellikleri onlarda, sevdikleri obje- ye aşırı bağlanmalarına ve dolayısıyla da ayrılma korkusunu fazla yaşamalarına sebep olduğu şeklinde gerekçelenmektedir (Kande- mir,2020).Koronavirüssalgınısüreciboyuncagerekçevredegörü- len ölümler, gerekse medya üzerinden yapılan yayınlarda sürekli Covid-19 kaynaklı ölümlerden bahsedilmesi bu durumu tetiklediği de ifade edilebilir.
Bireylerin çalıştığı kurum değişkenine göre örneklemin koro- navirüs (Covid-19) korkusuna yönelik bulguları incelendiğinde sağlık çalışanlarının Covid-19 korku puanları diğer kurum çalı- şanlarından daha yüksek olduğu görülmektedir. Onları Diyanet çalışanları, eğitim ve emniyet çalışanlarının takip ettiği tespit edilmiştir (Tablo 6). Bu durum sağlık çalışanlarının salgından etki- lenenlerle doğrudan muhatap olmasına bağlanılabilir. Dolayısıyla korku düzeylerinin diğer çalışanlardan yüksek olması da bu du- rumla ilişkilendirilebilir.
Gelir durumu değişkenine göre örneklemin koronavirüs (Co- vid-19)korkusunayönelikbulgularincelendiğindegelirdüzeyi ile Covid-19 korkusu arasında anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiştir (Tablo 7). Buna göre gelir durumu ile Covid-19 korkusu arasında negatif bir ilişki söz konusudur; gelir durumu azaldıkça korku artmaktadır. Bu durum salgınla birlikte oluşan ekonomik sı- kıntılar ve iş kayıpları ile açıklanabilir.
Covid-19 hastasıyla karşılaşma ile yakınları için endişelenme değişkenine göre örneklemin koronavirüs (Covid-19) korkusuna yönelik bulguları incelendiğinde her iki değişkenin koronavirüs (Covid-19)korkusuarasındaanlamlıderecedefarklılıkolduğutes-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
pitedilmiştir(Tablo10;Tablo12).BunagöreCovid-19hastasıyla karşılaşan ve yakınları için endişe duyanların Covid-19 korkuları diğerlerine göre yüksektir. Bu durum salgının hastalar üzerinde yaptığı ağır etkiyle açıklanabilir.
Demografikdeğişkenlerdenyaş,eğitim,medenidurum,dindar- lık algısı, kronik bir hastalığa sahip olma, Covid-19 hastalığına kar- şı önlem alma ve zararlı alışkanlık durumunun koronavirüs (Co-vid-19) korkusuna yönelik bulguları incelendiğinde bu değişkenler ile koronavirüs (Covid-19) korkusu arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
Çalışmanınnicelsonuçlarınagöreyaşdeğişkeniiledinîyöne- limilişkisiincelendiğindearalarındaanlamlıbirfarklılığınolduğu tespitedilmiştir(Tablo3).Bunagöreyaşilerledikçedinîyönelim düzeyiyükselmektedir.Busüreçteözellikleyaşlılarınsalgınınhe- defindeolmasıveençoketkilenmesiölümkorkusuylaberaberon- lardadinîyönelimidearttırmışolabilir.Zirasalgıngibikorkutucu durumlaramaruzkalanbireyleringüvenlibirkaynağabaşvurma- larıkorkuvekaygılarınıyatıştıracağıbelirtilmektedir.Buanlamda din, bireylerin anlam dünyasını doyuran güven kaynağı olarak gö- rülmektedir(Kımter&Köftegül,2017).Alanyazısınabakıldığında bu sonuçları destekleyen araştırmalara rastlanılmaktadır. Baynal dindarlık ve ruh sağlığı ilişkisine yönelik yaptığı çalışmada yaş faktörüiledindarlıkdeğişkeniarasındaanlamlıderecedefarlılık olduğunuortayakoymuştur(Baynal,2015).Genebenzersonuçlara KandemirveÖztürkdeulaşmıştır.Onlarınyaptıklarıçalışmalarda yaş artıkça dinî yönelimde de artışın olduğu tespit edilmiştir (Kan- demir,2020;Öztürk,2017).Busonuçlar,yaşlılıkdönemindeortaya çıkanpsikolojikvefizyolojiksıkıntılarabağlanılmaktadır(Kızılge- çit, 2020).
Medeni durum değişkeni ile dinî yönelim ilişkisi incelendiğinde aralarında anlamlı bir farklılığın olduğu tespit edilmiştir (Tablo 5). Bunagöreevliolankatılımcılarındinîyönelimdüzeyleribekâra
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
göre daha yüksektir. Nitekim salgın sürecinde yaşanılan korku ve çocuklariçingelecekendişesi,bireyleridahafazladinesarılma- ya yönlendirmesi beklenen bir durumdur. Alın yazını bakıldığında benzer sonuçlara ulaşabilmektedir. Kandemir, yaptığı çalışmada evlilerin bekârlardan daha fazla dine sarıldığını ortaya koymuş ve bu durumu salgın döneminde yaşanan sıkıntılara bağlamıştır. Zira sıkıntılı bir süreci ihtiva eden salgın dönemi bizatihi içerisinde bir- çok zorlukları da barındırmaktadır. Bununla birlikte, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de devlet otoritesinin talepleri doğrultu- sunda “Hayat Eve Sığar. Evde Kal Türkiye” sloganıyla vatandaşla- rın evde kalmaları istenmiş, bu talebe uymayan kişilere ise yap- tırım uygulanmıştır. Bu durum, ister istemez tüm aile bireylerini evde kalmaya zorlamış ve salgın sürecinin sıkıntısını bir kat daha arttırmıştır.Böylebirzorunluluk,genelolarakçocuksahibiolan ve işe gidememekten dolayı ekonomik sıkıntı çeken evli bireylerin dindarlık düzeylerine olumlu yansımış olabilir. Zira bu bireyler di- nin sabır, umut, iyimserlik ve tevekkül gibi değerlerini kullanarak yaşadıkları zorlukları daha katlanılabilir hâle sokabilirler (Kande- mir, 2020). Doğan’ın yapmış olduğu çalışmada da evli bireylerin yaşanan zorluklara katlanmak için dinî başa çıkma etkinliklerine bekârlardan daha fazla başvurdukları belirlenmiştir (Doğan, 2014: s. 220). Konuyla ilgili benzer sonuçlara ulaşan Karaca yaptığı ça- lışmada evlilerin bekârlardan daha fazla dindar olduklarını tespit etmiştir. Araştırmacı bu durumu ise evlilikle beraber hayatın biraz dahadurulmuşveyaşlabirliktedineyönelmeninbirazdahaartmış olmasından kaynaklanmış olabileceği şeklinde yorumlamıştır (Ka- raca, 2000: s. 347).
Bireylerinçalıştığıkurumiledinîyönelimeilişkinbulgularin-
celendiğinde aralarında anlamlı bir farklılığın olduğu görülmekte- dir (Tablo6). Bunagöre Diyanetçalışanlarınındinîyönelimleilgili istatiksel puanları sırayla sağlık, eğitim ve emniyet çalışanların- kindenyüksekolduğusaptanmıştır.Ziradinleuğraşanlarındinî
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
öğretileriiçselleştirdikçedinîyönelimlerideokadaryükselir.Zira Kur’an’ın ifade ettiği gibi “Allah’tan en fazla çekinenler onu en çok tanıyanlardır”(Fatır,28).Başkabirayettede“Kendinibilmeyen- den başka İbrahim’in dininden kim yüz çevirir?” (Bakara,130) diye buyurmaktadır. Dolayısıyla dinle hakiki anlamda uğraşanlar dinin öğretileriçerçevesindekendikişiliğiniveyaratıcısınınkarşısında- ki konumunu öğrenip kendi özünün farkında olurlar.
Bireylerin dindarlık algısı ile dinî yönelim arasındaki ilişki in- celendiğinde aralarında anlamlı bir farklılığın olduğu görülmekte- dir (Tablo 8). Buna göre dindarlık algısı yüksek olanların dinî yöne- limleri daha yüksektir. Zira sağlam ve doğru bir din algısına sahip olan bireylerin sıkıntı ve zorluk anlarında dine daha fazla sarılması beklenilen bir sonuçtur. Konuyla ilgili yapılan çalışmalara bakıl- dığında benzer sonuçlara ulaşıldığı görülmektedir (Yürürdurmaz, 2019: s. 83; Yapıcı, 2006; Yüce, 2009: s. 133).
Katılımcıların koronavirüs (Covid-19) salgınına karşı önlem al- mayla dinî yönelim ilişkisi incelendiğinde anlamlı bir farklılık ol- duğu görülmektedir (Tablo11). Buna göre bireylerin koronavirüse (Covid-19) karşı önlem alma düzeyi yükseldikçe dinî yönelim dü- zeyi de yükselmektedir. Bu durum, dinî mesajların verdiği sorum- luluk bilinciyle açıklanabilir.
Çalışmanın nicel sonuçlarına göre cinsiyet değişkeni ile dinî yö- nelim ilişkisi arasında anlamlı derecede bir farklılık bulunmamıştır (Tablo2).Busonuçlar,örneklemgurubundabulunanbayanların erkeklere göre sayısal azınlıktan kaynaklandığı gibi koronavirüs (Covid-19)salgınınyaptığıetkidendekaynaklanabilir.Zirasalgı- nıncinsiyetbazındanasıletkiettiğihenüztespitedilmemiştir.
KonuylailgialınyazınabakıldığındaiseTürkiye’deyapılança- lışmaların9’undakadınlarınerkekleregöredahadindarolduğu- nuortayakoyarkensadecebirçalışmaerkeklerinbayanlaragöre daha dindar olduğunu ortaya koymuştur (Horozcu & Güneş, 2020: s.29-30).AyrıcaYapıcı(2013)veKarslı(2018:s.198)yaptıklarıça-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
lışmalardacinsiyetdeğişkeninegöredinîyönelimiincelemişveiç güdümlüyadadışgüdümlüdinîyönelimincinsiyetegöreanlamlı bir farklılık göstermediğini bulgulamışlardır. Kızılgeçit’in (2015) çalışmada ise erkeklerin kadınlara göre daha fazla iç güdümlü dinî yönelim gösterdiği ortaya çıkmıştır.
Örneklemineğitimdeğişkeniiledinîyönelimdüzeyineiliş- kin puanları incelendiğinde aralarında anlamlı bir farklılık bu- lunmadığı görülmektedir (Tablo 4).Bu durum Covid-19 salgının toplumun her düzeyini etkilemesiyle açıklanabilir. Konuyla ilgili alınyazına bakıldığında farklı sonuçların ortaya çıkarıldığı görül- mektedir. Konuyla ilgili Arvas’ın (2017: s. 329) yaptığı çalışmada eğitim durumunun yükselmesiyle dindarlığın azaldığı ortaya ko- yulurken; Özcan (2016) da empati ile dindarlık ilişkisini konu alan çalışmasında eğitim düzeyinin artmasıyla dindarlık puanlarının düştüğünü saptamıştır. Baynal (2015) dindarlık ve öğrenim du- rumuna yönelik araştırmasında da öğrenim durumu yükseldikçe dindarlık düzeyi azalmaktadır sonucuna ulaşmıştır. Karaca (2000:s.348),Koç(2010),Kızılgeçit(2015)veKarslıda(2018:s.324)Ben- zer sonuçlara ulaşmışlardır.
Bireylerin gelir durumu ile dinî yönelim değişkeni arasındaki ilişkiye bakıldığında aralarında anlamlı derecede bir farklılık bu- lunmadığıgörülmektedir(Tablo7).Budurumörneklemgrubun- da bulunan bireylerin düzenli bir gelire sahip olduğu düşüncesine dayandırılmaktadır. Alanyazısına bakıldığında ise farklı sonuçla- raulaşıldığıgörülmektedir.Yüce(2009:s.120)gelirdurumunun dindarlıközerindekietkisiniölçmekiçinyaptığıaraştırmadagelir durumunun dinî yönelime etkisinin olmadığını ortaya koymuş- tur. Konuyla ilgili Kızılgeçit’in (2015) ve Karslı’nın (2018: s. 222) yaptığıçalışmalardadaekonomikdüzeyegöreherhangibirfark- lılaşmagörülmemiştir.Baynal’ın(2015)yaptığıçalışmadaisedin- darlığın ekonomik düzeye göre farklılaştığı ortaya çıkmıştır. Buna göreekonomikdurumyükseldikçedindarlıkdüzeyiazalmaktadır
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
sonucunaulaşmıştır.KonuylailgiliGüven’in(2019:s.195)yaptığı çalışmada ise iç güdümlü dinî yönelimin en yüksek olduğu grubun ekonomikdüzeyiortaderecedeolankatılımcılarınoluşturduğu, dinîyöneliminendüşükolduğugrubuniseekonomikdüzeyidü- şük olan katılımcıların oluşturduğu bulgulanmıştır.
Bireylerin kronik bir hastalığa sahip olma değişkeni ile dinî yönelim ilişkisi incelendiğinde anlamlı derecede bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir (Tablo 9). Bu, örneklem grubunda bulu- nan katılımcılardan herhangi bir kronik hastalığa sahip olmayan- larınçoğunluktaolmasıylaaçıklanabilir.Alınyazınabakıldığında ise farklı sonuçlara ulaşılmaktadır. Konuyla ilgili Gencer’in (2019:s. 163) diyaliz hastalıkları özerinde yaptığı çalışmada diyaliz sü-resi uzadıkça dinî yönelim düzeyinin da arttığı bulgulanmıştır. Ayten ve diğ. (2012) hasta ve hasta yakınlarının dine başvurma düzeyiniölçmekiçinyaptığıaraştırmadahastaolanlarındine daha fazla başvurdukları ve dine yönelimlerin daha sık olduğu tespit edilmiştir.
Bireylerin Covid-19 hastasıyla karşılaşma değişkeni ile dinî yö- nelim düzeyi ile ilgili sonuçlar incelendiğinde aralarında anlamlıbir farklılığın olmadığı görülmektedir(Tablo 10).
Bireylerin yakınları için endişelenme ve zararlı bir alışkanlı- ğa sahip olma değişkenleri ile dinî yönelim arasında anlamlı bir farklılıkbulunmamıştır(Tablo12;Tablo13).Bununnedeniiseör- neklem grubunun sağlık sistemine olan güveni, hastalanıp iyileşen bireylerinfazlalığıvedinîbağlılıkdüzeylerininfazlaoluşuylaaçık- lamak mümkündür.
Sonuç olarak salgın sürecinde sahada olanlara yönelik olan bu çalışma, bir ilk olma özelliğini taşımaktadır.Ayrıca salgın, hâli- hazırda etkisini sürdürürken çalışmanın yapılması, çalışmaya de- ğer katmaktadır. Zira insanların afet esnasında yaşamış oldukları duygu durumlarının, tam da bu esnada tespit edilmesi, ilgili duru- munniteliğineuygunbirbetimlemeimkanısağlamaktadır.İlgili
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
sonuçlar hem sürecin doğru yürütülüp yürütülmediği konusunda bilgi verirken hem de daha doğru bir yönlendirmenin imkanını barındırmaktadır. Bu araştırmada olduğu gibi birçok araştırma, insanların zor zamanlarda dine veya dinî değerlere yönelebildi-ğini ortaya koymaktadır. Salgın gibi zorluklarla yaşanılan ilgilieğilim niteliği ya da içsel değişim ampirik araştırmalarla açığa çı- karabilmektedir.
Salgınlar insanlık tarihi kadar eskidir. Tarih boyunca insanlar birtakım salgınlara maruz kalarak, çaresizliğe düşmüştür. Savaş- lardan daha fazla kayıp veren insanlar bu tür küresel salgınlara karşı kolektif bir akıl ve tutumla ancak baş edebilir. Nitekim salgın ve benzeri afetler insanın direk veya dolaylı etkisiyle meydana gel- diği için onlarla baş etme gücü de insanda bulunabilmektedir. Bu- nuniçinKur’an’ın“Senyineöğütver.Çünküöğütinananlarafayda verir” (Zariyat, 55) mesajı ve Hz. Peygamber’in (s.av.) işaret ettiği, “hayatın engin bir denizde yüzen gemi gibi olduğu, ondaki her yol- cunun bu geminin selametinden sorumlu olduğu” (Buhari, 2009:s. 451) gerçeğine karşı insanların bilinçlenmesi gerekmektedir. Nitekim Modern ve post modern süreçte bireylerin sosyal bütün- leşmeyi sağlayan kimlik niteliğinden uzaklaşarak bireyselleşmele-ri kuşkusuz bu noktada irdelenmelidir. Salgını önleme noktasında tedbirlere uyma, sorumluluk üstlenme ve diğerini düşünme algısı ne yazık ki günümüz şartlarında etkinliğini yitirmiştir (Yıldırım, 2020). Bunun için ölüm korkusuyla bu kadar iç içe yaşayan bir toplumda kaçınılmaz olarak artan dinî duyguların imkanlarından faydalanmak üzere ciddi çalışmalar yapılması gerekir. Şairin de- diği gibi “tarih tekerrürden ibarettir ibret alınsa tekerrür etmez.” gerçeğinden yola çıkarak bu salgının birer uyarıcı olarak kalmasıve zihinlerden silinmemesi için dinin temizliğin ve dayanışmanın öneminifilmlerle,yayınlarla,animasyonlarlayadaçizgifilmler- le, güzel sözlerle veya karikatürlerle yayınlamak gerekir. Böylece geleceknesillerinböylebirsalgınkarşısındaetkilerienazaindi-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
rilebilir. Her bir kurum bu süreçte azami bir şekilde bir fedakârlık örneği ortaya koymaktadır. İsâr medeniyetinin evlatları olan vefa çalışanları da bu süreçte ellerinden geleni yapmaktadırlar. Toplum olarak, Sağlık çalışanlarını da katarak vefa çalışanlarına minnettar olduğumuzu ve bu çalışma ile onların gayretlerine dikkat çekmeye çalıştığımızıdaifadeetmekgerekir.Fakattümkurumvekuruluşla- rın, özellikle Diyanet İşleri Başkanlığının ve toplumun sorumlulu- ğunuüzerindehissedenherkesinbusürecivaazlarda,sohbetlerde, panellerde, sempozyum ve yayınlarda anlatması ve böylece insan- ların bu tür salgın ve afetlere karşı farkındalığını canlı tutmaya gayret göstermesi hem olumlu hem de daha da yaygınlaştırılması gerekenbirdurumdur.NitekimKur’an’ınöğütveremriveafetlerle helak olmuş toplumların haberlerini farklı ayet ve atmosferde ak- tarması, bu farkındalığı canlı tutmaya yönelik olabilir.
Kaynakça
Abdulhalık, A.(1998).Kalekü-lmevt.Kuveyt:İlmulmarife.
Akça,E.(2019).Mutluluğa Ulaşmada Olumlu Bir Kişilik Özelliği Olarak SekineKavramıYüksekLisansTezi.DicleÜniversitesi,Diyarbakır.
Ayten, A. (2013). Empati ve din. 2. Baskı. İstanbul: İz yayıncılık Ayten,A.,G.Göcen.,K.Sevinç.,E.E.Öztürk.(2012).Dinîbaşa
çıkmaŞükürVeHayatMemnuniyetiİlişkisi:Hastalar,HastaYakınları VeHastaneÇalışanlarıÜzerineBirAraştırma.DinBilimleriAkademik Dergisi.Cilt 12 Sayı 2.
Angın,Y. (2020). ObsesifKompulsifBozuklukTanılıHastalardaDini YönelimVeTanrıAlgısınınİncelenmesi:BirKarmaYöntemAraştırması Doktora Tezi. Atatürk Üniversitesi, Erzurum.
Baynal,F.(2015).YetişkinlerdeDindarlıkveRuhSağlığıİlişkisinin ÇeşitliDeğişkenlereGöreİncelenmesi. İnsan Ve Toplum Bilimleri Araş- tırmaları Dergisi, Cilt: 4, Sayı: 1, Sayfa: 206-231.
Bakioğlu,F.,Korkmaz,O.,&Ercan,H.(2020).FearofCovid-19and
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
positivity:Mediatingroleofintoleranceofuncertainty,depression, anxiety, and stress. InternationalJournalofMentalHealthandAddicti- on.doi:10.1007/s11469-020-00331-y.
Buhari. (2009). Cami’us-Sahih. 6. Baskı. Beyrut: Daru’l Kutubü’l İlmiyye.
Burt,C.L.(1985).İlmu’n-Nefsi-Diniyi.(S.AbdoÇev.),1.BaskıDa- ru’l Afak E-cediye
Doğan,M.(2014).DindarlıkSabırVePsikolojikİyiOlmaArasındaki İlişkiler Doktora Tezi Atatürk üniversitesi, Erzurum.
Düzgüner,S.(2017).DiniPsikolojiveİslamPsikolojisiBağlamında DinPsikolojisiniYenidenDüşünmek.İslamîİlimlerDergisi,Yıl12,Cilt 12, Sayı 3, Güz 2017 (133/163).
Demir,R.(2010).Afetpsikolojisivesosyolojisi.İstanbul:İstanbul Üniversitesi Açık Ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Yayınları.
Fromm, E. (2015. SahipOlmakYadaOlmak. 2. Baskı. (A. Arıtan Çev). İstanbul: Say Yay.
Gashi, F. (2020). Koronavirüse Yakalanmış Kişilerde Tedavi Dönemin- deDinîbaşaçıkmanınEtkisi. Pamukkale üniversitesi ilahiyat fakülte- si dergisi 7/1: 511-535.
Gencer, N. (2019). HemodiyalizHastalarındaDindarlıkveÖznelİyi Oluş Doktora Tezi. Hitit Üniversitesi, Çorum.
Güven, M.(2019). NarsisizmAlçakgönüllülükveDindarlıkİlişkisi
DoktoraTezi.AtatürkÜniversitesi,Erzurum.
Göcen,G. (2012). ŞükürVePsikolojikİyiOlmaArasındakiİlişkiÜze- rineBirAlanAraştırması.Doktoratezi.AnkaraÜniversitesi,Ankara. Horozcu,Ü.&A.C.Güneş.(2020).Sondönemyurtiçihakemlider- gilerde yayımlanan din psikolojisi çalışmalarının incelenmesi: Bir betim- selanalizçalışması.Dinpsikolojisigünceldurumanalizi.Y.Turan(Ed.)
(1b.)içinde(29-30)İzmir:Nobelyayınları
Karslı,N.(2018).MutlulukveDindarlık.Kayseri.Kimlikyayınları. Karaca, F. (2000). Ölüm Psikolojisi. İstanbul: Beyan Yayınları Karaca,F.(2001).DinPsikolojisindeMetotSorunuveBirDindarlık
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
ÖlçeğininTürkToplumunaStandardizasyonu.EKEVAkademiDergisi, 3(1), 187-201.
Kandemir, F.(2020). Bazı Demografik Değişkenler Bağlamında Covid-19PandemiNeslininDindarlıkveÖlümKaygısıİlişkisiUzerine Ampirik Bir Araştırma. Tokat İlmiyat dergisi, 99-129. https://doi. org/10.5281/zenodo.3876200
Kukuoğlu,A.(2018).DoğalAfetlerSonrasıYaşananTravmalarve ÖrnekBirPsiko-eğitimProgramı.AfetveRiskDergisi1(1),(39-52).
Kızılgeçit,M.(2020).YaşlılıkDönemiDiniGelişim.AtatürkÜniver- sitesi Uzaktan Eğitim ve Uygulama Merkezi.
Kızılgeçit,M.(2017).YalnızlıkDindarlıkİlişkisi.Dinideğerlervesağlık.
H. Hökelekli (Ed.) 1. Baskı. İçinde (s.542). İstanbul: Dem yayınları. Kızılgeçit,M.(2015).YalnızlıkUmutsuzlukveDindarlıkÜzerinePsi-
koSosyalBirÇalışma.Ankara:GeceKitaplığıYayınları.
Kızılgeçit,M.(2017).DinPsikolojisinin100’ü.Rize:Ottoyayınları. Kılıç,O.(2020).TarihteKüreselSalgınHastalıklarveToplumHaya- tınaEtkileri.KüreselSalgınAnatomisi.M.Şeker(Ed).içinde(s.13).An-
kara:TÜBA.Yayınları
Köse,S.(2020).KüreselSalgınınİnançDeğerleriBakımındanYo- rumuveDiniHayataEtkileri.KüreselSalgınAnatomisiM.Şeker(Ed). içinde (s. 841). Ankara: TÜBA.Yayınları.
Kımter,N.Ö.Köftegül.(2017)YetişkinlerdeÖlümKaygısıİleDin- darlıkArasındakiİlişkiÜzerineBirİncelemeSakaryaüniversitesiilahi- yat fakültesi dergisi Cilt 19, Sayı 36, Sayfalar 55 – 82.
Köse,A.T.Küçükcan.(2000).Doğalafetlervedinİstanbul:İsam yayınları.
Koç, M. (2010). DemografikÖzelliklerileDindarlıkArasındakiİlişki: YetişkinlerÜzerineAmpirikBirAraştırma.UludağÜniversitesiİlahi- yat Fakültesi Dergisi, 19(2), 217-248.
Özcan, Z. (2016). Empati ve dindarlık arasındaki ilişki. İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları dergisi 5(8), 2758-2781.
Öztürk, E.E.(2017).ÜniversiteÖğrencilerindeİyimserlik,Dindarlık
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
veDiniYönelimİlişkisi.İslamîİlimlerDergisi,Cilt12,Sayı3,165-190. Özer,S. E. Suna.(2020). Covid-19SalgınıveEğitim.KüreselSalgın
Anatomisi. M. Şeker (Ed içinde (s. 175). Ankara: TÜBA.Yayınları Peker,H.(2015).DinPsikolojisi(12.Baskı.İstanbul:ÇamlıcaYa-
yınları.
Seligman,M. E. P. (2015).PaylaşılanErdemler:KültürVeTarihBo- yuncaDeğerVerilmişİnsanGüçlerininBirNoktadaBirleşmesi. (F. Kan- demir Çev.) Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 7, s. 173-201.
Şentürk,H.(1985).İbadettinMahiyetiveŞahsiyetGelişimindeki FonksiyonlarıDokuzEylülÜniversitesiİlahiyatDergisi.(2).223-229. Yapıcı, A. (2013). RuhSağlığıveDin. Adana: Karahan Kitabevi Ya-
yınları.
Yapıcı,A.(2006).YeniBirDindarlıkÖlçeğiVeÜniversiteliGençlerin Dinin Etkisini Hissetme Düzeyi: Çukurova Üniversitesi Örneği, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 6 (1), 65-115.
Yıldız, M. (2014) Ölüm Kaygısı ve Dindarlık. İzmir: İzmir İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları.
Yıldırım, S. (2020).SalgınlarınSosyal-PsikolojikGörünümü:Covid-19 (Koronavirüs)PandemiÖrneği.TurkishStudies,15(4),1331-1351.
Yürürdurmaz,T.(2019).ÜniversiteGençliğiveDinîHayatKahra- manmaraş: Samer yayınları.
Yüce, F. (2009). Gençlerde Dini Yönelim Ve Kişilik Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi, İstanbul.
İçişleri Bakanlığı (2020). https://www.icisleri.gov. tr/65-yas-ve-uzeri20-yas-altikronik-rahatsizligi-bulunan-kisile- rin-sokaga-cikma-kisitlamasi-istisnasi-genelgesi.Erişim, 5.10.2020. İçişleriBakanlığı(2020).https://www.icisleri.gov.tr/vefa-sos-
yal-destek-gruplari-6649461-haneye-ulasti.Erişim,09.10.2020.
Jöreskog,K.G.,&Sorbom,D.(1996).Lisrel8referenceguide2.
Lincolnwood: Scientific Software International.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Muhammed KIZILGEÇİT1İsmail SEÇER2
MuratYILDIRIM3FuatKARABULUT4
AbdullahDAĞCI5
N.YaseminANGIN6
M.EnesVURAL7
Nurun Nisa BAYRAM8Murat ÇİNİCİ9
Giriş
Bütün dünyanın maruz kaldığı koronavirüs salgını, insanların günlük yaşamında birçok değişikliği beraberinde getirmektedir. İnsanları evde kalmak zoruna bırakarak sosyal çevresinden uzak- laşmalarınanedenolanküreselölçeklibupandemikdurum,sosyal varlık olan insanda psiko-sosyal uyum sorunları ortaya çıkarmak- tadır.Koronavirüssürecinde,geneldedünyaölçeğindeözeldeise
1 Doç. Dr.,Atatürk ÜniversitesiİlahiyatFakültesi FelsefeveDin Bilimleri
2 Doç.Dr.AtatürkÜniversitesi/EğitimFakültesi/PDRBölümü
3 Dr.Öğr.Üyesi,AğrıİbrahimÇeçenÜniversitesiPsikolojiBölümü
4 Dr.Öğr.Üyesi,AtatürkÜniversitesiİlahiyatFakültesiTemelİslamBilimleriBölümü
5 Dr. Öğr. Üyesi, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, PsikolojiBölümü
6 Dr.,AtatürkÜniversitesiİlahiyatFakültesiFelsefeveDinBilimleriBölümü
7 AraştırmaGörevlisi,RTEÜİlahiyatFakültesiFelsefeveDinBilimleriBölümü
8 Araştırma Görevlisi, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din BilimleriBölümü
9 Doktora Öğrencisi, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din BilimleriBölümü
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Türkiye’deki toplum, “evde kal güvende kal”, “evde kal Türkiye”, “lütfen tedbirli ol”, “kendini düşünmüyorsan eşini ve kardeşini düşün” gibi spot cümlelerle yetkililer tarafından evde kalmaya yönlendirilmektedir. Yasalarla toplu mekânlarda sosyal mesafenin korunması ve buna bağlı olarak maske kullanımı teşvik edilerek bu durum güvenlik görevlileri tarafından da takip edilmektedir. Ay- rıca salgın sürecinde, özellikle 30 büyükşehir ve Zonguldak olmak üzere 31 şehre giriş ve çıkışların sınırlandırılması, tatil günlerinde sokağa çıkma uygulamasına gidilmesiyle tam bir izolasyonun ger- çekleşmesi hedeflenmektedir. Amerika (Johns Hopkins CSSE. “Co- ronavirus COVID19 (2019-nCoV)” (ArcGIS). Coronavirus Covid-19 Global Cases. Erişim tarihi: 16 Mart 2020.), Fransa (Dipartimento della Protezione Civile. “Covid-19 Italia - Monitoraggio della situ- azione”.opendatadpc.maps.arcgis.com.) gibi ülkelerde sözü edilen bu pandemik tablo her geçen gün artarak can almaya devam et- mektedir. Buna rağmen Almanya (Coronavirus: Interaktive Karte zeigt aktuelle Zahl der Infektionen in Deutschland, Europa und weltweit”. Berliner Morgenpost (Almanca). Erişim tarihi: 13 Mart 2020.), ve Türkiye (https://Covid19.saglik.gov.tr/) gibi ülkelerin tedbirleri hızlı bir şekilde alması ve bunu yurt genelinde uygula- yarak can kaybı artışındaki ivmeyi durdurması, izolasyonun öne- mini göstermektedir. Fakat pandemik duruma karşı alınan sosyal izolasyon tedbirleri belli bir düzeyde yalnızlık kavramında karşılık bulan ve olumsuz psikolojik duygu durumunu ifade eden somut yalnızlık/izole olma hissini de beraberinde getirmektedir. İlgili li- teratüre bakıldığında, Peplau ve Perlman’ın yalnızlık tanımındaki “kişinin sosyal ilişkilerinde niceliksel ya da niteliksel bir şekilde ortayaçıkan,“hoşolmayanbirtecrübe”(Perlman,Peplau,1982)ve Rook’un tanımındaki özellikle sosyal bütünleşme duygusu ve duy- gusal yakınlık kurmak için olanaklar sunan arzu edilen etkinlikleri gerçekleştirmek için uygun sosyal arkadaşlıkların yokluğu duru- mundayaşanılan,süreğenduygusalzorlanma/rahatsızlıkdurum”
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
(Whirter ve Benedict, 1990, 4; Kızılgeçit 2011; 2017.) vurgusu, yal- nızlığın koronavirüs sürecinde yaşanılan duygu durumlarını ifade etmede başvuracağımız bir değişken olmasını gerekli kılmıştır.İlgili yalnızlık tecrübesinde hem somut yalnızlık durumu ortaya çıkmakta hem de bu yalnızlık durumunun zorunlu olarak tecrübe edilmesi durumu söz konusu olmaktadır.
Diğer yandan bu virüse dair henüz kesin bir tedavinin olma- ması, insanların geleceğe dair umutsuz olmalarına sebep olmak- tadır. Bu bağlamda umutsuzluk tanımlarına bakıldığında da Beckve arkadaşlarının umutsuzluğu, bireyin gelecek ile ilgili olumsuz beklentiler geliştirmesi ve kişinin kendi kapasitesini olduğundan aşağı görmesi olarak tanımladıkları görülür. Ayrıca umutsuzluğun, bireyi intihara götüren bir dizi depresif duyguların yaşanmasında önemli bir role sahip olduğu da belirtilir (Beck, vd. 1990; Bussfeld, vd. 2002). Umutsuzluk, kişinin kendi içinde bulunduğu fiziksel, zihinsel veya toplumsal durumun düzelmeyeceğine ilişkin genel ruh halidir. Umutsuzluğun nedeni olarak inanç ve anlam yitiminin gösterilmesi yalnızlık, umutsuzluk ve hayatın anlamı değişkenleri- nin birlikte ele alınmasını gerekli kılmıştır. Zira yalnızlık umutsuz- luk arasındaki negatif yönlü ilişki, bireyin baş edebileceği fizikselve ruhsal problemlerle daha düşük düzeyde baş etmesine sebep olabilmektedir (Kızılgeçit, 2011; Özben, 2008).
Hayatın anlamı ise, düşünce tutum ve davranışları belirleyenen güçlü yaşamsal güdülerden biridir. Nitekim Allport’a göre an- lam arayışı, parçalanmış yaşamın ince ipliklerinden bir anlam ve sorumluluk örgüsünü dokumaktır (Frankl, 2007). Bireyin kendisi- ne sorduğu; “Nereye yönelmeliyim?”, “Gelecek olacak mı ve nasıl olacak?”, “Hayat ve ölüm nedir?” gibi varoluşsal sorulara cevap araması, yaşam için gerekli olan yeteneklerin elde edinilmesini amaçlayan tasarıların geliştirilme gayretinin varlığına işarettir. Fakat “varoluşsal sorgulama” kavramıyla ifade edilen ve çoğu za- mangerginlikyaratanbutarzsorularatambircevapverilmediği
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
veya anlam arzusunun gerektiği ölçüde tatmin bulamadığı durum- larda,hayataveyaşamayakarşıgittikçegüçkazananbirbıkkınlık ve umutsuzluk belirir (Bahadır, 2002). Bu noktada bireylerin olay- larıanlamlandırmatarzıönemlidir.Sahipolduğuanlamlandırma tarzı ile olaylara bakan birey, her yeni olayla da anlamlandırma sistemine yenilikler ekler. Sürekli yenilenen bu sarmal yapı, bi- reyin karşısına çıkan olayları anlamlandırmak için başvurduğu temelmekanizmayıoluşturur.Genelliklefelsefenincevaplamaya çalıştığı “hayatın anlamı nedir?” sorusunun psikolojinin günde- minimeşguletmesiİkinciDünyaSavaşıyıllarınatekabületmek- tedir. Erken dönemde varoluşçu psikiyatri ve psikoloji sahalarında karşımızaçıkankonuylailgiliçalışmalargünümüzdedahaçokpo- zitifpsikolojiçerçevesindevegenelliklepsikolojiksağlıklailişkisi bağlamında ele alınmaktadır (Peterson & Seligman, 2004). Victor Frankl’agöreanlamarayışıinsanoğlununentemelmotivasyonu- dur. Her insan hayatının hemen her alanını etkileyen bir anlam sisteminesahiptirveyabusistemiinşaetmegayretiiçindedir.Bu araştırmanın da temel kavramlarından biri olan hayatın anlam du- rumuveyokluğundaortayaçıkançaresizlik,umutsuzlukvebuna bağlıboşlukhissibireyikuşatır.Frankl(2012)budurumuvaroluş- sal boşluk olarak tanımlar ve müdahale edilmediği takdirde bunun ilerideruhsalvefizikselciddisağlıksorunlarınayolaçacağınıbe- lirtir. Türkiye’deki koronavirüs salgını sürecinde örneklemimizi Aile Sağlığı Merkezinde çalışanlara uygulanan yasaklarla günlük rutininden, yakın ilişkilerinden ve yakın temastan bir anda kopma, onları varoluşsal boşlukla ve çaresizlikle baş başa bıraktığı ifade edilebilir.Bugibizorsüreçlerdegüçdurumlarınüstesindengele- bilmek için din, anlam kaynağı olarak en önemli sığınaktır. Nitekim Baumeister’a(1991)göredin,eşsizbirşekildeinsanhayatınıen üst bir şekilde anlamlandırabilir ve bu noktada en çok başvurulan yoldur.Buyönüyle,anlamvepsikolojiksağlıkarasındakiolumlu ilişkiyeyönünüverenginiverenbaşlıcaetkendir.Literatürdeyapı-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
lan çalışmalar da bu süreçte ruhsal sağlığın ilk adımı olarak anlam bulma ve kaybolan anlamı yeniden keşfetme noktasında bireyin sahip olduğu dinî ve manevi değerlerin önemli bir unsur olarakboygösterdiğiniortayakoymaktadır(Pargament,1997;Park,2005; 2007; Park & Folkman, 1997). Bununla ilişkili olarak dinin sağladığı anlam ve amaç duygusunun da kişilerin psikolojik sağlığını (öznel ve psikolojik iyi oluş, mutluluk, hayat memnuniyeti vb.) doğrudan veya dolaylı yoldan etkilediği tespit edilmiştir (Homan & Boyatzis, 2010;Krause,2003;Krok,2014,2018;Park,2007;Steger&Kashdan,
2013).
Hayat insan için her gün yeni durumlarla karşılaşılan bir sü- reçtir. Bu durumlar birey için bazen kolay anlaşılan ve yönetilen durumlar olabilirken bazen aksine bireyin başa çıkmakta zorlandı- ğı durumlar olabilmektedir. Covid-19 salgını gerek birçok can alan tehlikeli bir hastalık olması, gerek fiziksel ve sosyal alanda meyda- na getirdiği değişimler ve gerekse insanlara yaşattığı kaygı hali ile bireyin başa çıkmakta zorlandığı durumlardan sayılabilir. İnsanlar böyle problemlerle başa çıkarken bazen dinî bazen dinî olmayan başa çıkma yöntemlerine başvururlar. Böyle zor durumlarla karşı- laşıldığında, birçok başa çıkma yöntemi yetersiz kalır. Bu durum- larda, hayatının kontrolden çıktığını düşünen birey için her şeyi kontrol eden bir gücün varlığını hissetmek önemli bir destek olur. Özellikle beklenmedik, trajik olaylar insanın sadece ölümü yakın hissetmesi ya da kayıp yaşamasına değil hayatına dair hissettiği kontrol gücünü kaybetmesine ve belirsizlik hissetmesine de sebep olabilir. Bu belirsizlik duygusu bireyin öz güven düzeyini olumsuz etkiler (Köse ve Küçükcan, 2006). Bireyin, çabasının olay üzerinde etkisi olmayacağını bildiği durumlarda, atıfsal süreç daha etkili iş- lemektedir. Örneğin deprem gibi olayları anlamlandırmada meta- fizik güçlere yükleme yapmanın yapılan çalışmalarda çoğu insan tarafından tercih edildiği görülmüştür (Köse ve Küçükcan, 2006). İnsanınbireyselgücününyetersizkaldığıböyledurumlardadinî
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
başa çıkma, dinî olmayan başa çıkma yöntemlerini tamamlamakta hatta bazen tek alternatif olmaktadır (Karaca, 2003).
Türkiye’de yaşayan bireyler için, bu anlamlandırma sisteminde önemli yere sahip olan kader algısı, hastalık, acı ve ölüm olgula-rını içinde taşıyan bu salgınla ilişkili olduğu söylenebilir. Zira bu popülasyondaki bireyin, sahip olduğu Tanrı algısı üzerinden şekil- lendirdikleri, kendileri ve çevrelerindeki olayları anlamlandırma tarzlarında önemli noktada duran Tanrı’nın olaylardaki müdaha- lesiveoranıolaraktanımlanabilecekkader,önemlibirkavramola- rak karşımızda durmaktadır. Yapılan çalışmalarda insanların sıkın- tılı anlarında hem kader inancına daha fazla bağlandıklarına hem de ibadet ve duaya daha fazla önem verdiklerine ulaşılmıştır (Kula, 2005;KöseveKüçükcan,2006).Dinlerdeönemlibiryeresahipolan kader inancı, yapılan çalışmalara göre bireylere sükûnet ve olumlu mücadele motivasyonu veren bir olgudur. Kader inancı insana ha- yatla ve gelecekle ilgili bazı bilgiler vermektedir. Hayatın belirsiz çizgilerini daha belirgin hale getiren bu bilgiler bireye özgüven ve özsaygı hissi kazandırmakta ve öz kontrol hissini yükseltmektedir (Kartopu, 2012).
Kader inancının önemli bir faydası, açıklanması zor negatif durumları daha katlanılabilir hale getirmesidir (Wong, 2009). Din- darlığın geliştirici, koruyucu ve iyileştirici özelliklerinden sonra gelen rehabilite edici özelliği, bireyin başına gelen olumsuzluk- lara pozitif yaklaşabilmesi veya elinden hiçbir şey gelmeyen bir kötülüğünyücebirgücüneliyleçözümekavuşacağınaolaninan- cını anlatan bir özelliktir. Birey dinin bu etkisi sayesinde daha bütüncülveolumlubirbakışaçısıgeliştirir(Karaca,2015).Kader inancı bireyin kendisini ontolojik olarak konumlandırabilmesi- ne ve hayata bütüncül bakarak olumlu çözüm yollarını görebil- mesine yardımcı olur (Kilit, 2019). Literatüre bakıldığında kader konusunun ağırlıklı olarak kelam, psikoloji, din psikolojisi ve din sosyolojisi gibi alanlarda çalışıldığı görülmektedir. Karaca (2006)
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
farklı kader algılarının psikoterapik değerlerini incelediği ve ka- der algısı-ruh sağlığı ilişkisini ortaya koyduğu makalesinde, kader algılarıveruhsağlığınınbazıgöstergeleriarasındaanlamlıilişki- lerolduğunutespitetmiştir.Kartopu’nun(2012)kaygınınkader algılarıileilişkisinielealdığıçalışmasında,farklıkaderalgılarının kaygıdüzeyinineölçüdeetkilediğinidinpsikolojisiperspektifin- den ele almıştır. Kilit (2019) kader algısı-psikolojik iyi oluş ilişki- sini incelediği çalışmada, olayları anlamlandırırken kendisine ve Tanrı’ya birlikte yükleme yapmakla ilişkilendirilen ehl-i sünnet kaderalgısıilepsikolojikiyioluşarasındanpozitifanlamlıilişkiler tespitetmiştir.Bubulgularadayanarakkaderinancınınpsikote- rapikaçıdanfonksiyonuortayakonmayaçalışılmıştır.Batman’ın (2008) yaşamın zorluklarıyla başa çıkmada kader inancının ro- lünü ele aldığı çalışmada, yükleme kuramı çerçevesinde kader inancına yüklenen anlamlar ele alınarak bu inancın bireye başa çıkmanoktasındanegibidesteklersağladığıtespitedilmeyeça- lışılmıştır.Kara’nın(2009)çalışmasında,bireyindavranışlarıüze- rindebiretkiyesahipolmadığıyönündebirkaderinancınasahip olması durumunun, onu öğrenilmiş çaresizliğe itip itmediği tar- tışılmıştır. İslam literatüründe kader, Allah’ın nesneleri, olayları ve sorumluluk doğuran beşerî eylemleri, ezelde planlayıp zamanı gelince yaratmasını yani yarattıklarına ilişkin planını ve tabiatın işleyişinindevamlılığınıifadeetmektedir(Yavuz,2001).Bu,bire- yin cebir (baskı-zorunluluk) altında kaldığı anlamına gelmeyip Allah’ınilmiileherşeyitakdiretmesidir.İlimsezorunlulukifade edenbirşeydeğildir(Kaya,2010).Peker(2017)kaderinancınınbi- reyiçinzorlayıcıbirkavramdeğil,bilakisdoğruşekildeanlaşıldı- ğında, ruh sağlığını koruyucu inanç esaslarından birisi olduğunu ifadeetmiştir.Bunoktadakaderinancı,güçlübirproblemçözme fonksiyonu üstlenerek kişisel adaptasyon sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. Neticede dinin çizdiği sınırlar çerçevesinde inanan insan,kısıtlananhürriyetininbirgünsonsuzimkanlaraaçılacağı
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
bilinciyle sıkıntılarla dolu dünya hayatını, daha sonra telafi edil- mek üzere önüne konulmuş bir mücadele alanı olarak algılar (Akt. Kara, 2009; Bahadır, 2002). Bireyin kendisi ve hayatla ilgili olayları nedensel açıdan tabiatüstü güçlere atfetmesine dayalı bir anlama ve açıklama biçimi olan kader, hayatın hemen her alanında bir anlamlandırma biçimi olarak kullanılır. Kader bu hâliyle insanın bilme, anlama ve açıklama ihtiyacına bir cevap olarak duran, ona yorumlama biçimi sunan bir epistemolojidir (Macit, 2014).
Belirtilen çerçeve dâhilinde dinî başa çıkma ve psikolojik so- runlar bağlamında literatüre bakıldığında şöyle bir sonuçla karşı- laşılmaktadır: Stack, dindarlığın depresyonu en az üç şekilde etki- lediğini iddia etmiştir: 1- “Toplumsal bağımlılık”, bu hipoteze göre genelde din ve özelde ise kader inancı bireye toplumsal bir destek sağlamaktadır ve bu destek bireye duygusal, entelektüel ve dep- resyonriskiniazaltanbirtakımbazıözelliklerkazandırmaktadır. 2- “Tutarlılık”, bu hipoteze göre ise kader bireye ümit ve iyimser- lik duygusu aşılayarak depresyonu azaltmaktadır. 3- “Hikmet”, bu hipoteze göre ise kader inancı bireyin elem ve ıstırapları negatif algılama potansiyelini olumlu yönde değiştirmektedir. Stack’ın ortaya koyduğu bu yaklaşım Kızılgeçit tarafından geliştirilerek yalnızlıkla baş etmede teorik bir model önerisi olarak ortaya ko- nulmuştur (2017). Ayrıca Spilka, Shaver ve Kirkpatrick tarafından 1985 yılında yükleme teorisini din psikolojisine uyarlayan bir teori geliştirilmiştir. Bu teori insanların anlam arama, sonuçları kontrol altında tutabilme ve özsaygı oluşturma veya koruma olmak üzere üç temel ihtiyaç veya arzuya sahip oldukları varsayımı üzerine ku- ruludur. Din, bireye gelecekte karşısına çıkacak olaylar hakkında sabır ve güven verir. Ayrıca din olayların pozitif yorumlanmasını sağlayarak pozitif sonuç temin eder ve onları büyük bir planın parçası olarak açıklayıp bireye huzur verir. Bu üçü bireyin anlam siteminin devamlılığını sağlayan elemanlardır (Kayıklık, 2002; Ya- parel, 1994).
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
AraştırmanınKonusu
Covid-19salgınıylabaşetmedeilaçlartıbbiaçıdantedavisağ- layabilirkendinîinançisebireyinbusüreçilebaşetmesinepsiko- lojikolarakyardımcıolabilir.Bireylerinbugereksinimleriiçindinî argümanlar, hem bireylerin sağlıklarının korunmasına hem de bozulan dengenin yeniden sağlanmasına yardım edebilir. Bu çalış- ma, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’deki pandemik ortamda risk grubundan biri olan yaşlılar üzerinde ‘Dinî başa çıkma’ merkezli birmodelönerisivetestiniiçermektedir.Geliştirilenmodelinuy- gulanmasıylabireylerinCovid-19sürecindeyaşadıklarıolumsuz- luklarla başa çıkmalarını dinî argümanlarla açıklamaktır.
AraştırmanınAmacı
Covid-19 salgın sürecinde bireylerin yalnızlık düzeyi, umut- suzluk düzeyi, hayatta anlam ve kader algılarını betimleyerek bu eksende bir dinî başa çıkma modeli geliştirmek ve geliştirilen mo- delin uygulanmasıyla bireylerin Covid-19 sürecinde yaşadıkları olumsuzluklarla başa çıkmalarını dinî argümanlarla açıklamaktır. Araştırmanın bu temel amaç doğrultusunda ulaşılmak istenen he- defleri şunlardır:
a) Evrene uygun seçilim yoluyla oluşturulacak olan örnekle- min dinî başa çıkma eğilimi, yalnızlık, umutsuzluk düzeyi, hayatta anlam ve kader algıları arasındaki ilişkileri incele- mek ve nicel bulgular elde etmek.
b) Nicel bulguları daha iyi anlamak ve modele ilişkin temel kavramları belirlemek amacıyla, kendisine veya bir yakını- na Covid-19 teşhisi konmuş ve Covid-19 teşhisi konulmamış bireylerden oluşan iki ayrı grupla yapılan derinlemesine mülakat vasıtasıyla nitel bulgulara ulaşmak.
c) Bu bireylere yalnızlık ve umutsuzluk düzeyi, hayatta anlam ve kader algıları ile ilgili elde edilecek nitel görüşmelerden hareketlehemnitelverianalizikapsamındakategorileri
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
oluşturmak hem de ilgili kategorileri kodlama ve bunlar arasında gerekli olan ilişkileri tanımlamak.
d) Yalnızlık ve umutsuzluk düzeyi, hayatta anlam ve kader algıları ile ilgili elde edilecek nicel ne nitel verilerden ha- reketlebubireyleridinîbaşaçıkmamerkezlibirmodelile desteklemek.
e) Bu bireyleri Covid-19 sürecinde ve sonrasında dini-psikolo- jik açıdan desteklemek.
f) Geliştirilen modelin uygulanması ile teorik çerçeveyi des- teklemek.
g) Yalnızlık, umutsuzluk, hayatta anlam, kader algısı ve dinî başa çıkma literatürüne katkıda bulunmak.
h) Elde edilen bulgularla ve oluşturulan modelle akademik ya- zıma katkıda bulunmak.
Yöntem
AraştırmaModeli
Karmayöntemaraştırmasıolaraktasarlananbuçalışmadahem nicel hem de nitel araştırmanın avantajlarından yararlanılacaktır. Nicel yaklaşım, elde edilen verilerle araştırma problemine yönelik genel bir anlayış ortaya koymayı sağlarken, nitel yaklaşım verile- rin araştırma problemine yönelik yorumlanmasında daha ayrıntılı bir anlayış sunmaktadır. Bir yöntemin zayıf yanları diğer yönte-min güçlü yanları ile telafi edilebilmektedir. Bunun için nicel ve nitel verilerin bir arada kullanıldığı karma yöntem tek bir yakla- şımın sağladığından çok daha fazla yarar sağlamaktadır (Creswell vePlanoClark,2018).Karmayöntemaraştırmadesenlerindenbiri olan iç içe karma yöntem araştırma deseninde nicel ve nitel bo- yutlar birbirinin içine gömülmekte ve bir boyut diğerinin gelişti- rilmesi ve açıklanması sürecinde kullanılmaktadır. Bu bağlamda iç içe desenlerde genellikle nitel boyutlar nicel boyuta gömülmekte ve bu süreç deneysel işlemin öncesinde, sırasında veya sonrasında gerçekleşebilmektedir (Creswell ve Plano Clark, 2018).
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Bu araştırmada öncelikle hem koronavirüs (Covid-19) süreci-ni yaşayan bireylerin yalnızlık düzeyi, umutsuzluk algısı, hayatın anlamı, dinî başa çıkma ve kader algısı düzeyleri ortaya koyula-cak hem de bu değişkenlerin bazı sosyodemografik değişkenler açısından farklılık gösterip göstermediği araştırılacaktır. Bununiçin öncelikle betimsel desen tercih edilecektir. Söz konusu olgu- nun değişkenlerle olan ilişkisi hakkında bilgi sahibi olmak için ise betimsel desenin yanında ilişkisel desen de kullanılacaktır. Fakat durumun aciliyeti düşünülerek çalışma, psikoloji, din psikolojisi,din sosyolojisi ve din eğitimi alanında koronavirüs (Covid-19) sü- recinde paylaşılan pek çok anket çalışmasının incelenmesiyle baş- lamıştır. Bu kapsamda koronavirüs (Covid-19) sürecinden bütün kesimlerin etkilendiği düşünülerek ergen, genç, yetişkin ve yaşlı ayrımı yapılmadan hemen hemen tüm gelişim basamağındaki bi- reylere hazırlanan anket çalışılmasıyla ulaşılmaya çalışılacaktır. Nicel verilerin toplanarak analiz edildiği bu aşamadan sonra litera- tür taramasıyla tasarlanan modelin uygulanması için araştırmanın deneysel aşamasına geçilecektir. Bunun için gönüllü katılımcıların seçkisiz şekilde deney ve kontrol gruplarına atanmasıyla gruplar oluşturulacak ve deney grubuna dinî başa çıkma modeli uygulana- caktır. Modelin etkililiğini sınamak için yapılacak olan son testin yanı sıra deney grubundaki katılımcılarla gerçekleştirilecek görüş- meler nicel bulguların açıklanması için kullanılacaktır. Sonuç kıs- mında ise karma yöntem araştırmasına uygun olacak şekilde nicel ve nitel bulgular bütünleştirilerek yorumlanacaktır.
NicelAşama
VeriToplamaAraçları
Umutsuzluk. Katılımcıların umutsuzluk düzeyleri araştırma- cılartarafındanbelirlenen4soruylaeldeedilecektir.Standartbir ölçek kullanmak yerine araştırmacılar tarafından geleceğe yönelik beklentiveumutsorularınınyanısırakültüreözgüifade,deyişve
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
kullanımı halk arasında yaygın bazı dizeler, umutsuzluk algısını ölçmeye yarayan maddeler olarak ölçme aracına dâhil edilmiştir. Örneğin “Geleceği karanlık görüyorum”, “Kötü günlerden çok iyi günler bekliyorum” veya “Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler”, “Ölüm geldi cihane, baş ağrısı bahane” gibi maddeler söz konusu maddelere örnek olarak verilebilir.
Kader Algısı. Bireylerin öznel kader algıları, umutsuzluk de- ğişkeninde olduğu gibi araştırma ekibi tarafından belirlenen bazı maddeler vasıtasıyla elde edilecektir. Öncelikle genel kader algısı- na yönelik bir soru sorulmuş ve buna ilişkin maddeler ilgili soru altında verilmiştir. Daha sonra ise koronavirüs testi pozitif çıkan, koronavirüsten dolayı vefat eden ve koronavirüs taşıyıcı olup risk grubunda bulunan birine bulaşmasına neden olan kişiye yönelik tutumları ölçmeye yarayan sorular ve maddeler ölçme aracına ek- lenmiştir. Mesela “Bu hastalık, Allah tarafından ona önceden ya- zılmış olan kaderinde vardır”, “İnsanın kaderine boyun eğmekten başka çaresi yoktur”, “O kişinin kendi sorumluluğunu ve Allah’ın takdirini hatırlamak gerekir” gibi ifadeler bahsi geçen sorulara ilişkin cevap seçeneklerine örnek olarak verilebilir.
Dinî başa çıkma. Katılımcıların dinî başa çıkma düzeyleri Dinî başaçıkmaÖlçeğiileölçülmüştür(Ayten,2012).Ölçek,Pargament ve arkadaşlarının (Pargament vd., 2000) geliştirmiş olduğu RCOPE olarak kısaltılan dinî başa çıkma modeli temel alınarak oluşturul- muştur.9altve2üstboyuttanoluşanölçeğinAllah’ayönelme,dinî yakınlaşma, hayra yorma, dinî yalvarma, dinî dönüşüm, dinî isti- kamet arayışı boyutları olumlu dinî başa çıkma; manevi hoşnut- suzluk, kişilerarası dinî hoşnutsuzluk ve şerre yorma boyutları ise olumsuz dinî başa çıkma boyutunu oluşturmaktadır. “Allah’ın her an benimle olduğunu hissederim” maddesi olumlu, “Allah’ın beni cezalandırdığını düşünürüm” maddesi ise olumsuz dinî başa çık- maya örnek olarak verilebilir. Ölçek puanlaması “her zaman, çoğu zaman,bazen,nadirenvehiçbirzaman”şeklindeolumludanolum-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
suzadoğruyapılmaktadır.Araştırmaçerçevesindeherbiraltboyu- tun ayrı ayrı puanları toplanmış daha sonra üst boyutta (olumlu/ olumsuz) ele alınacaktır.
Yalnızlık. Katılımcılarınyalnızlıkpuanları,UCLAYalnızlıkÖl- çeği(Russell vd., 1980) ile elde edilecektir. Russell ve arkadaşları- nın geliştirdiği ve daha sonra revize ettiği ölçek Türkçe’ye Demir (1989) tarafından uyarlanmıştır. Türkçe’ye uyarlama çalışmasın-da Demir’in elde ettiği Cronbach alfa katsayısı 0.96’dır. Ölçek pu- anlaması, “Sık sık yaşarım, bazen yaşarım, nadiren yaşarım, hiç yaşamam” gibi tecrübe edilme sıklığı üzerinden dörtlü bir dere- celendirmeyle yapılmaktadır. 10 olumlu 10 olumsuz ifadenin yer aldığıölçektenalınabilecekendüşükpuan20,enyüksekpuan ise 80’dir.
Hayatın Anlamı. Katılımcıların hayatta anlam puanlarını tes- pit etmek amacıyla ilgili literatürde farklı örneklemlerde çok sık kullanılan Yaşamda Anlam Ölçeği (Meaning in Life Questionnaire) kullanılacaktır.Stegervearkadaşları(2006)tarafındanikiboyut- luolarakgeliştirilenölçeğinaltboyutlarımevcutanlamveanlam arayışıdır. Ayrıca “kesinlikle katılmıyorum”dan “kesinlikle katılı- yorum”adoğruuzanan7’lilikerttipibirderecelendirmeyesahip- tir. Boyraz ve arkadaşları (2013) tarafından yapılan Türkçe uyarla- maçalışmasındaCronbach’salfakatsayısıvarolananlamiçin0.87, anlamarayışıiçinise0.90olaraktespitedilmiştir.
Umut.Araştırmanındeneyselaşamasındayapılanöntestveson testlerde çalışma grubunun umut düzeyleri Sürekli Umut Ölçeği ile eldeedilecektir.ÖlçekSnydervearkadaşları(1991)tarafındange- liştirilmiş, Tarhan ve Bacanlı (2015) tarafından Türkçe uyarlaması yapılmıştır.Yapılanuyarlamaçalışmasındaiçtutarlılıkkatsayısı
0.84 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca ölçeğin tamamı için test tekrar testpuanıda0.86olaraktespitedilmiştir.Ölçekteyeralanvedolgu maddesi olarak adlandırılan 4 madde bu çalışmada kullanılmamış, umutdüzeyleridiğer8maddeüzerindenölçülmüştür.8’lilikert
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
tipolanölçek,“sıkıntılıbirdurumdankurtulmakiçinpekçokyol düşünebilirim”, “kendim için koyduğum hedeflere ulaşırım” vb. kişilerin umut düzeylerini öz bildirime dayalı olarak ölçmek için tasarlanan bir ölçme aracıdır.
PsikolojikSağlamlık.Araştırmanınilknicelaşamasındakulla- nılmayıpdeneyselaşamasındaöntestvesontestlerdekullanıla- cakbirdiğerölçekKısaPsikolojikSağlamlıkÖlçeği’dir.Araştırma grubunun psikolojik sağlamlıklarındaki değişimi gözlemlemek için araştırmayadâhiledilenölçek6maddedenoluşmaktadır.Smith vearkadaşları(Smithvd.,2008)tarafındangeliştirilen5’lilikert tipindekiölçeğinTürkçe’yeuyarlamasıDoğan(2015)tarafından gerçekleştirilmiştir. Doğan (2015) yaptığı geçerlik ve güvenirlik çalışmasında iç tutarlılık katsayısını 0.83 olarak hesaplamıştır. Öl- çeğin“sıkıntılızamanlardansonrakendimiçabucaktoparlayabi- lirim”, “zor zamanları çok az sıkıntıyla atlatırım” gibi maddeleri bulunmaktadır.
VerilerinToplanması
Araştırmanın nicel aşamasında koronavirüs sürecinden bütün kesimlerin etkilendiği düşünülerek ergen, genç, yetişkin ve yaşlı ayrımı yapılmadan tüm gelişim basamağındaki bireylere online ortamda hazırlanan anket çalışılmasıyla çalışmasıyla ulaşılmaya çalışılacaktır. Öncelikle araştırmanın temel değişkenlerinin yer aldığı ölçme araçları online ortama aktarılarak bir anket formu oluşturulacak ve katılımcılara da mevcut salgın koşulları nedeniy-le yine online ortamda ulaşılmıştır.
VerilerinÇözümlenmesi
Verilerin analizinde SPSS programından faydalanılacak ve sı- rasıyla normallik dağılımı, ölçme araçlarına ilişkin psikometrik ölçümler,tanımlayıcıvefrekansanalizleri,korelasyonanalizive regresyon analizi gerçekleştirilecektir.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
ModelUygulamaAşaması
Araştırmanın ilk evresi olan nicel aşamasından sonra dinî başa çıkma modelini uygulamak üzere ikinci aşamaya geçilecektir. Hem yüksek risk grubunda yer almaları hem de salgının başından beri süreci maddi manevi en ağır şekilde tecrübe etmelerinden dolayı 60 yaş ve üzeri olanların dinî başa çıkma modeli için daha uygun olacağına kanaat getirilmiştir. Bu doğrultuda, deneysel araştırma- lardasıkçakullanılanöntestvesontestkontrolgrupluyarıdeney- sel desen tercih edilmiştir. Bu noktada yapılan geniş çaplı literatür taramasından sonra katılımcıların gelişim basamağı da dikkate alı- narak bir dinî başa çıkma modeli tasarlanmıştır.
DinîBaşaÇıkmaModelininGeliştirilmesi
Buçalışmadadeneygrubuiçindinîbaşaçıkmaodaklıbiryak- laşımladinîmateryalindanışmaortamındakullanılmasınayöne- likbirmodelgeliştirilecektir.Bumodeldeherbirmodülyalnızlık, umut,hayatınanlamıvekaderalgısıtemalarıetrafındaşekillene- cekvekatılımcılarınolumludinîbaşaçıkmasüreçlerinindestek- lenmesi hedeflenecektir. Oturumlar planlanırken dinî literatürün referansalındığıvetemelpsikolojikyaklaşımlarlauyumluiçerik- ler üretilecektir.
Uygulama
KoronavirüsCovid-19salgınınbaşlamasıylaülkemizinsanına dahahızlıyardımcıolmakdüşüncesiylehızlıbirşekildeçalışmala- ra başlanmıştır. Alan uzmanları tarafından ölçekler belirlenmiş ve anket hazırlanmıştır. Amaç ve hedefler kısmında belirlenen husus- larauygunolarak,önceliklesalgınsüreciniyaşayanbireylerinyal- nızlık düzeyleri, bireysel umutsuzluk algıları, hayatın anlamı dü- zeyleri,bireyselkaderalgılarıvedinîbaşetmeyönelimleriölçme araçlarıveanketsorularıileözellikleevdekalmayasaklarınınuy- gulandığıtatilsürecinde(23Nisan2020-04Mayıs2020)ölçülmüş-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
tür. Bu aşamadan sonra elde edilen nicel verilerin analizleri, SPSS nicel veri analiz programı ile yapılmaya hazır hale getirilmiştir. Nicel veriler elde edildikten sonra literatür taramasıyla tasarlanan dinîbaşaçıkmamodelioluşturulacaktır.Bumodelle60veüstüyaş grubundaolan24katılımcıdandeneygrubunaartanan12kişiye 4 (dört) görüşme uygulanarak dinî baş etme desteği sunulacaktır. Belirtilen 24 yaşlı kişinin her biri koronavirüs Covid-19 rahatsızlı- ğını geçirmiş veya yakını bu hastalığı geçirmiş bireyler olacaktır. Görüşmeler online olup 45 dakikadan oluşacaktır. Araştırmanın amacına yönelik olarak nicel, nitel ve deney aşamalarında şu soru- lara cevap aranacaktır:
1. Örneklemin yalnızlık, umutsuzluk, hayatın anlamı, kader al- gıları ve dinî baş etme durumları ne düzeydedir?
2. Örnekleminyalnızlık,umutsuzluk,hayatınanlamı,kaderal- gılarıvedinîbaşetmedüzeyleri,sosyo-demografikdeğişken- lere(yaş,cinsiyet,yerleşimyeri,medenidurum,eğitimdüze- yi,aylıkgelirdüzeyi,meslek)görefarklılaşmaktamıdır?
3. Olumlu ve olumsuz dinî başa çıkma eğilimleri ne düzeyde- dir? Örneklemin dinî baş etme düzeylerine göre yalnızlık, umutsuzluk, hayatın anlamı, kader algıları farklılaşmakta mıdır?
4. Bu düzeyler çocuk, genç, yetişkin ve yaşlı yaş gruplarınagöre farklılaşmakta mıdır?
5. Bu düzeyler yakını koronavirüs (Covid-19) olan ve olmayan kadın ve erkeklere göre farklılaşmakta mıdır?
6. Örneklemindinîbaşaçıkmadesteğindensonrakoronavi- rüsten(Covid-19)etkilenmedüzeyifarklılaşmışmıdır?Uy- gulama sonrasında yalnızlık, umutsuzluk, hayatın anlamı, kader algıları farklılaşmakta mıdır?
7. Deneygrubundakikatılımcılarauygulananmodelinetkili- liğini sınamak üzere gerçekleştirilen görüşmelerden elde edilen nitel bulgular nicel sonuçları nasıl açıklamaktadır?
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Bubağlamdaaraştırmanınhipotezleriiseşunlardır:
+Hipotez-1: Geliştirilen dinî başa çıkma modelinin uygulandığı deney grubunun yalnızlık, umutsuzluk, hayatın anlamı, kader algı- sı ve dinî başa çıkma ön test-son test puanları arasında anlamlı bir farklılık vardır; kontrol grubunda ise bu değişkenlerin ön test-son test puanları arasında anlamlı bir farklılık yoktur.
+Hipotez-2: Deney grubunun yalnızlık, umutsuzluk ve olumsuz dinî başa çıkma son test puanları kontrol grubuna göre daha dü- şük,hayatınanlamı,kaderalgısıveolumludinîbaşaçıkmasontest puanları ise daha yüksektir.
DinîBaşaÇıkmaModelininUygulanması
1. Aşama: Çalışmada deney modelinden faydalanılacaktır. De- ney yönteminde bağımsız bir değişkenin manipüle edilmesiyleöne sürülen bağımlı değişkenin bu müdahaleden etkilenip etkilen- mediği incelenmektedir (Karasar, 2008). Bu doğrultuda dinî başa çıkma yönelimi (bağımsız değişken), yaşlı bireylerin psikolojik sorunlarla (yalnızlık, umutsuzluk, hayatta anlam kaybı, olumsuz kader algısı) baş edebilme durumunun (bağımlı değişken) etkisi ölçülecektir.Buaşamadaanketinuygulandığıörneklemdeyeralan bireylerden rastgele atama yöntemiyle deney ve kontrol grupları oluşturulacaktır. Bu gruplaradaki katılımcılar kendisi veya yakını Covid-19 salgını sebebiyle hastalanan ve bu rahatsızlığı atlatan ki- şiler olacaktır. Deney grubuna haftada bir gerçekleştirilecek çevri- miçi görüşmelerle dinî başa çıkma yaklaşımı odaklı bir ara destek sunumu gerçekleştirilecektir.
2. Aşama:Deneygrubunauygulancaksontestilebugrupta- ki yaşlı bireylerin “Dinî başa çıkma modeli” sonrasında yalnızlık, umutsuzluk, hayatın anlamı ve kader algıları standardize testlerle ölçülerek kontrol grubuyla (salt anket uygulanan bireyler) karşılaş- tırılacak ve dinî başa çıkma modelinin koronavirüs Covid-19 salgın sürecinde yaşlı bireylere etkisi tespit edilecektir. Son test uygulama-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
sıdurumanalizindekullanılanbazıölçeklerintekrarıylagerçekleşe- cektir.Ayrıcamodelinetkililiğideneygrubundakikişilerleyapılacak görüşmelerleölçülecektir.Buözellikleriylearaştırmanınnicelboyu- tuöntest-sontestkontrolgruplu;bağımsızdeğişkensayısınagöre isetekfaktörlüdeneydesenidir.Araştırmaaynızamandakontrollü bir prospektif (ileriye dönük) müdahale çalışmasıdır.
ÇalışmaGrubu
Modeluygulamaaşamasındanöncekatılımcılardansözlüonam alınarak görüşme verilerinin anonim kalacağı taahhüt edilecektir. Deneysel aşamaya katılacak örneklemi belirlemek için temel kri- ter, kendisine veya bir yakınına koronavirüs tanısı konmuş olması- dır. Bu kriteri sağlayan ve kartopu örnekleme yöntemiyle ulaşılan, 60 yaş ve üzeri olan 24 gönüllü katılımcı rastgele deney (n=12) ve kontrol (n=12) gruplarına atanacaktır. Daha sonra ise geliştirilen dinî başa çıkma modeli yalnızca deney grubuna uygulanacak, kontrol grubuna herhangi bir müdahalede bulunulmayacaktır.
Kaynakça
Akgemik, F. Z. 2019Zihinsel Engelli Çocukların Ebeveynle- rinde Dinî başa çıkma. Yüksek Lisans Tezi.
Aydın, S. 2015. Olgu Bilim Araştırması. Kuramdan Uygulamaya Eğitimde Bilimsel Araştırma Yöntemleri Içinde. Editör: Metin, M. Ankara: Anı Yayıncılık.
Ayten, A., Göcen, G., Sevinç, K., Öztürk, E.E.2012. “Dinî başa çıkma, Şükür Ve Hayat Memnuniyeti İlişkisi:Hastalar, Hasta Ya- kınları ve Hastane Çalışanları Üzerine Bir Araştırma”, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 12(2), 45-79.
Ayten,A.,Sağır,Z.2014.“Dindarlık,DinîBaşaÇıkmaveDepres- yon İlişkisi: Suriyeli Sığınmacılar Üzerine Bir Araştırma”, Marmara ÜniversitesiİlahiyatFakültesiDergisi,0(47),5-18.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Ayten, A., Yıldız, R. 2016. “Dindarlık, hayat memnuniyeti ilişki- sinde dinî başa çıkmanın rolü nedir? Emekliler üzerine bir araştır- ma”, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 16(1), 281-308.
Ayten, A. 2012. Tanrı’ya Sığınmak. İstanbul: İz Yayıncılık. Bahadır,A.2002.İnsanınAnlamArayışıveDin:LogoterapikBir
Araştırma.İstanbul:İnsanYayınları.
Bahçekapılı, S. S. 2019. Görme Yetersizliği Olan Bireyler ve Dinî başa çıkma. Yüksek Lisans Çalışması.
Batman, E. 2008. Yaşamın Zorluklarıyla Başa Çıkmada Kader İnancının Rolü. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yüksek Lisans Çalışması. Adana.
Baumeister, R. F. 1991. Meanings of Life. New York: Guilford. Baynal,F.2018.“BoşanmaSonrasıBaşaÇıkmadaDiniVeMane-
viEtkilerinİncelenmesi”.Bilimname.(35),253-282.doı:10.28949/ bilimname.396376
Son erişim tarihi:03 Mayıs2020
Beck,A.T.,Brown,GaryM.D.,Berchick,Robert,M.S.,1990.“Re- lationship between hopelessness and ultimate suicide: A replicati- on with psychiatric outpatients”. The American Journal of Psychi- atry. 147 (2).
Bussfeld V. Henkel, Möller P., Hegerl H. 2002. Cognitive-Beha- vioural Theories of Helplessness/ Hopelessness: Valid Models of Depression? European Archives of Psychiatry and Clinical Neuros- ciences, 252, 240-249.
Buharî, M. İ., 1407/1987.el-Câmiu’s-Sahih, Beyrut: Daru İbn-i Kesir.
Büyüköztürk, Ş., vd. 2010. “Bilimsel Araştırma Yöntemleri”. Kuramdan Uygulamaya Eğitimde Bilimsel Araştırma Yöntemleri. Editör:Metin, M. Ankara: Pegem Akademi.
Cacioppo,J.T.,&HawkleyL.C.,2007.Loneliness,Chicago:Uni- versity of Chicago.
Cankılıç,N.2019.ÇocuklukÇağıTravmalarıİleDepresyonİliş-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
kisindeDinîbaşaçıkmanınAracıRolü.YüksekLisansTezi.
CansızAktaş,M.2015.“NitelVeriToplamaAraçları”.Kuramdan Uygulamaya Eğitimde Bilimsel Araştırma Yöntemleri. Editör: Me- tin, M. Ankara: Pegem Akademi.
Creswell,J.W.2013.Qualitativeınquiry&researchdesign:cho- osing among five approaches (3rd ed.). Thousand Oaks, CA: SAGE.
Creswell,J.W.,&Creswell,J.D.2017.Researchdesign:qualitati- ve,quantitative,andmixedmethodsapproaches.Sagepublications Creswell,J.andPlano-Clark,V.2018.Writingandevaluating mixedmethodsresearch.InDesigningandConductingMixedMet-
hodsResearch.3rded.259-286.
Çolak,M.B.2020.İşsizlik,StresVeDinîbaşaçıkma.HititÜni- versitesiSosyalBilimlerEnstitüsü,YayımlanmamışYüksekLisans Tezi.
Demirkan, F. S., 2019. Diyaliz Hastalarında Bağlanma, Dinî başa çıkma Ve Yaşam Memnuniyeti Arasındaki Ilişki Üzerine Bir Araş- tırma. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yayımlan- mamış Doktora Tezi.
Doğan,M.2016.“EngelliÇocuğaSahipEbeveynlerileSağlıklı Çocuk Sahibi Ebeveynlerin Dinî Başa Çıkma, Umut ve Sabır Düzey- lerininKarşılaştırılması”,İnsanveToplumBilimleriAraştırmaları Dergisi,5(8),3214-3245.
Doğan,M.2018.“ÜniversiteÖğrencilerininTravmaSonrasıGe- lişimlerinde İçsel Dinî Motivasyon, Dinî Başa Çıkma, Sabır Ve Şük- rünRolü”.TurkishStudies,13(25),207-230.Doi:10.7827/TurkishS- tudies.14583 Son erişim tarihi: 03 Mayıs 2020
EbûDâvûd,S.1984es-Sünen:İstanbul.
Eryücel, S. 2013. “Yaşam Olayları Ve Olumlu Dinî başa çıkma”, Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 10(23), 251-271.
Frankl,E.V.2007.İnsanınAnlamArayışı(Çev:SelçukBudak).
Ankara:Öteki Yayınevi.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Frankl, V. E. 2012. İnsanın Anlam Arayışı. İstanbul: Okuyan Us Yayın.
Göcen,G.2015.“TüpBebekTedavisiAlmışKadınlarınDinîBaşa ÇıkmaSüreçleriVeDinîYaşantılarıÜzerineNitelBirAraştırma”, İstanbulÜniversitesiİlahiyatFakültesiDergisi,0(32),165-216.
Homan, K. J., & Boyatzis, C. J. 2010. “Religiosity, sense of mea- ning, and health behavior in older adults”. International Journalfor the Psychology of Religion, 20(3), 173–186. https://doi.org/10. 1080/10508619.2010.481225Sonerişimtarihi:03Mayıs2020
Johns Hopkins CSSE. Coronavirus Covid19 (2019-ncov)” (arc- gis). coronavirus Covid-19 global cases. https://www.arcgis.com/ apps/opsdashboard/index.html#/bda7594740fd40299423467b48e- 9ecf6 Son erişim tarihi: 16 Mart 2020.
Kara, E. 2009. Öğrenilmiş Çaresizlik Davranışının Genellenme Derecesi ile Kader İnancı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. On- dokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yayımlanmış Doktora Tezi. Samsun.
Karaca, F. 2003. “Dindarlığın Fonksiyonelliği Üzerine”. Dini Araştırmalar, 6 (16), 75- 85.
Karaca,F.2006.“KaderAlgısı-RuhSağlığıİlişkisiÜzerineEm- pirikBirAraştırma”.İslamiAraştırmalarDergisi,19(3),479-489.
Karaca, F. 2015. Din Psikolojisi (2. bs.). Trabzon: Eser Ofset. Karasar,N.2008.Bilimselaraştırmayöntemi(17.Baskı).Ankara:
NobelYayınDağıtım.
Kartopu, S. 2012. Kaygının Kader Algıları ile İlişkisi. Erciyes ÜniversitesiSosyalBilimlerEnstitüsü.YayımlanmışDoktoraTezi. Kayseri.
Kaya, Y. 2010. İlm-i Kelam. Erzurum: Uzakülke Yayınları. Kayıklık,H.2002,“BireyselDindarlığınPsikolojikKaynakları”,
Dini Araştırmalar5 (13),27-40.
Kızılgeçit,M.2011.YalnızlıkUmutsuzlukveDindarlıkİlişkisi.Ata- türk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Doktora Tezi. Erzurum
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Kızılgeçit, M. 2015. Yalnızlık Umutsuzluk Ve Dindarlık Üzerine Psiko Sosyal Bir Çalışma. Ankara: Gece Kitaplığı Yayınları.
Kızılgeçit, M. 2017. Sayfa 517-555, Yalnızlık Dindarlık İlişkisiDin, Değerler Ve Sağlık. İstanbul: Dem Yayınları.
Kilit,N.N.2019.KaderAlgısı-PsikolojikİyiOluşİlişkisiÜzerine Bir Araştırma. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yük- sek Lisans Tezi. Erzurum
Kocaman,M.2019.ŞiddeteUğrayanKadınlardaDinîbaşaçıkma (Erzincan Örneği). Yüksek Lisans Tezi.
Kozaklı, H. 2006. Üniversite Öğrencilerinde Yalnızlık Ve Sosyal Destek Düzeyleri Arasındaki İlişkilerin Karsılaştırılması.Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yayınlanmamış yüksek li- sans tezi. Mersin
Köse, A., Küçükcan, T. 2006. Deprem ve Din. İstanbul: Emre Ya- yınları.
Kula, N. 2005. Bedensel Engellilik ve Dinî başa çıkma. İstanbul: Dem Yayınları.
Krause, N. 2003. Religious Meaning and Subjective Well-Being in Late Life. Journals of Gerontology - Series B PsychologicalScien- ces and Social Sciences, 58(3), 160–170.
Krok, D. 2014. The Religious Meaning System and Subjective Well-Being.ArchiveforthePsychologyofReligion,36(2),253–273. https://doi.org/10.1163/15736121-12341288
Krok,D.2018.WhenisMeaninginLifeMostBeneficialtoYoung People?StylesofMeaninginLifeandWell-BeingAmongLateAdo- lescents.JournalofAdultDevelopment,25(2),96–106.https://doi. org/10.1007/s10804-017-9280-y
Macit,M.2014.BoyunEğme-BaşaÇıkmaSarkacındaKadercilik.
İstanbul:ÖtükenNeşriyat.
Muhcu, S. 2015. Ortopedik Engellilik Ve Dinî başa çıkma (Trab- zon Örneği). Yüksek Lisans Tezi.
Müslim,İ.2005.SahîhuMüslim,Beyrut:Daru’l-Ma’rife.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Özben, Ş. 2008. “Yaşlılarda umutsuzluk”, Dokuz Eylül Üniversi- tesi Buca Eğitim Fakültesi Dergisi , (23). 136-151.
Pargament, K. I. 1997. The Psychology of Religion and Coping: Theory, Research, Practice. New York: The Guilford Press.
Park,C.L.,&Folkman,S.1997.Meaninginthecontextofstress and coping. Review of General Psychology, 1(2), 115–144.
Park, C. L. 2005. Religion and Meaning. In R. F. Paloutzian, C. L. Park (Eds.), Handbook of the Psychology of Religion and Spiritua- lity.
Park, C. L. 2007. “Religiousness/spirituality and health: A mea- ning systems perspective”. Journal of Behavioral Medicine, 30(4), 319–328. https://doi.org/10.1007/s10865-007-9111-x Son erişim tarihi: 03 Mayıs 2020.
Peker, H. 2017. Ruh Sağlığı ve Dini İnanç. İstanbul: Ensar Neş- riyat.
Perlman, D. & Peplau, L. A. 1982. “Perspectives on loneliness” [in] loneliness: a sourcebook of current theory, research and the- rapy.Ed:D.Perlman&L.Peplau,(pp.1-20).NewYork:JohnWilley, Sons Co.
Peterson,C.,Seligman,M.E.P.2004.“CharacterStrengthsand Virtues: A Handbook and Classification”. New York: Oxford Uni- versity Press. https://doi.org/10.1176/appi.ajp.162.4.820-a Son erişim tarihi: 03 Mayıs 2020.
Salim,E.2017.BoşanmaSürecindekiBireylerdeBaşaÇıkma Stratejileri Ve Dinî başa çıkma: Isparta Örneği. Yüksek Lisans Tezi. Steger, M. F., Oishi, S., & Kesebir, S. 2011. “Is a life without mea- ning satisfying? The moderating role of the search for meaning in satisfaction with life judgments”. Journal of Positive Psychology, 6(3),173–180.https://doi.org/10.1080/17439760.2011.569171Son
erişim tarihi: 03 Mayıs 2020
Steger,M.F.,&Kashdan,T.B.2013.“Theunbearablelightness ofmeaning:Well-beingandunstablemeaninginlife”.Journalof
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
PositivePsychology,8(2),103–115.https://doi.org/10.1080/17439
760.2013.771208Sonerişimtarihi:03Mayıs2020. Tirmizî,E.İ.,1987,el-Câmi’u’s-sahîh,İstanbul.
Topuz,İ.2003.DiniGelişimSeviyeleriİleDinîbaşaçıkmaTu- tumları Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma. Uludağ Üniversi- tesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Bursa. Turan, Y. 2018. “Yalnızlıkla Başa Çıkma: Yalnızlık, Dinî başa çık- ma,Dindarlık,HayatMemnuniyetiVeSosyalMedyaKullanımı”,
CumhuriyetİlahiyatDergisi,22(1),395– 434.
Whirter,Benedict.1990.“Loneliness:areviewofcurrentlitera- ture, with ımplications for counseling and research”, Counseling- Development, 68 (4), 417-422.
Wong, P. 2009. “Chinese Positive Psychology”. The Encyclope- diaofPositivePsychology.Editör:Lopez,S.J.USA:Wiley-Blackwell Publishing.
Yaparel, R.1994. “Depresyon ve Dini İnançlarile Tabiatüstü Ne- densel Yüklemeler Arasındaki İlişkiler”, Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyatFakültesiDergisi8,275-299.
Yapıcı,A.2007.RuhSağlığıveDin:Psiko-SosyalUyumveDin- darlık. Adana: Karahan Yayınları.
Yapıcı, A. 2011. “Kuramdan Yönteme “Ruh Sağlığı-Din” Çalış-malarında Karşılaşılan Güçlükler.” Çukurova Üniversitesi İlahiyatFakültesi Dergisi (Çüifd) , 11 (2) , 25-61 Https://Dergipark.Org.Tr/ Tr/Pub/Cuilah/İssue/4181/54946Sonerişimtarihi:01Mayıs2020. Yavuz,Y.Ş.2001.“Kader”.TDVİslamAnsiklopedisi.İstanbul:
TürkiyeDiyanetVakfı.
Dipartimento della Protezione Civile. “Covid-19 Italia - Monito- raggio della situazione”. opendatadpc.maps.arcgis.com Son erişim tarihi: 01 Mayıs 2020.
Coronavirus:InteraktiveKartezeigtaktuelleZahlderInfekti- onen in Deutschland, Europa und weltweit”. Berliner Morgenpost (Almanca).Erişimtarihi:13Mart2020.https://interaktiv.mor-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
genpost.de/corona-virus-karte-infektionen-deutschland-weltwe-it/ Son erişim tarihi: 01 Mayıs 2020
http://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/ Son erişim tarihi: 01 Ma- yıs 2020
https://Covid19.saglik.gov.tr/ Son erişim tarihi: 01 Mayıs 2020 https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/118051/-her-vatanda- simizin-cani-bizim-icin-ayni-derecede-degerlidir-bunun-icin-ev-
de-kal-turkiye-diyoruz-Sonerişimtarihi:01Mayıs2020 https://www.trthaber.com/haber/turkiye/dr-yavuz-kalayci-
nin-adi-aile-sagligi-merkezine-verildi-478429.html Son erişim ta- rihi: 01 Mayıs 2020
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
AbdullahDAĞCI1İsaCEYLAN2
Giriş
Günümüz kültüründe yaşlılık kavramı keder, yalnızlık, soyut- lanmagibikavramlarlabirliktekullanılmaktadır.Yapılanaraştır- malarda ise hastalığa maruz kalma, yoksulluğa bağlı olarak günlük yaşamdazorlanmavediğerinsanlartarafındanistismaredilmedu- rumlarıolmadığısüreceyaşlılıkdöneminindahaiyiyaşanabildiği ileri sürülmektedir (Canatan, 2008: 137). Bu noktada bu tür olum- suzluklara gösterilen duygusal tepkiler bireyden bireye farklılıklar gösterir.İslam’daiseolumsuzyaşamolaylarınakarşısabretmeye önemli bir teşvik vardır. Bu bağlamda yaş, kişilik yapısı, bireysel farklılıklar, duygusal durum, dinî inanç gibi faktörlerin olaylara anlam yüklemeyi etkilediği ifade edilebilir.
Yalnızlık, çaresizlik, depresyon ve ölüm kaygısı gibi problem- lerin üstesinden gelmede din ve maneviyat etkili bir şekilde kul- lanılabilir. Yaşlılık döneminde dinî baş etme hem yalnızlık ve dep- resyonun üstesinden gelmede hem de Tanrı’ya yönelmede sıklıkla başvurulan argümanlardan biridir (Hood, Spilka, Hunsberger & Gorsuch,1996).RoweveAllen’in(2004)araştırmasındahastaların
1 Dr. Öğr. Üyesi, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, PsikolojiBölümü
2 Dr.,TRTGenelMüdürlüğüceylanisa@gmail.com
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
kendisi, çevresi ve aşkın varlık ile ilişkili olan manevi durumları-nın onların psikolojik iyi oluş düzeyini artırdığına ulaşılmışken Young’un (1993) araştırmasında ise uzun süren hastalıklara maruz kalan yaşlılar için umutlu olma, iç huzuru elde etme ve hayatı an- lamlandırmada maneviyatın güçlü bir etkisi olduğu tespit edilmiş- tir (Akt.: Chapple, Swift & Ziebland, 2011). Bu bağlamda Hz. Pey- gamber de yaşlılığın bir hastalık olarak algılanmasını istememiştir (Buhârî, “Tıbb”, 1).
Huzureviyaşlılarıüzerindegerçekleştirilenbuaraştırmakap- samında kullanılan üç temel kavram operasyonel olarak şöyle tanımlanmıştır.‘Yaşlılık’kavramı“işhayatındanuzaklaşıldığı,fiz- yo-psiko-sosyal açıdan olumsuz değişimlerin olduğu ve hastalıkla- rakarşıdahakırılganhalegelindiğiinsanyaşamınınsonevresi”, ‘manevigereksinimler’kavramı“bireylerinkendisi,çevresiveAllah ileilişkilerinihemanlamlandırmahemdeyorumlamasüreçlerini doğrudanetkileyenvemanevibakımiçeriklerisunularakkarşıla- nabilen gereksinimler” ve ‘sabır’ kavramı “yaşanılan olumsuzluklar karşısında sükûneti koruyarak dayanıklı olmak, direnç göstermek, güçlüolmakveşikayettebulunmamak”şeklindetanımlanmıştır. Dayanmagücü,sabrınenönemlibileşenidir.Hayatıboyuncainsan, birçokolumsuzluklakarşılaşırkenbuolumsuzluklarbazenisyana veşikayetlenmeyesebepolabilirbazendemetanetgösterilerek sabırlı olmaya götürebilir. Bu noktada gençlere göre daha fazla olumsuzluklara maruz kaldığı varsayılan yaşlı insanların sabretme düzeyinin incelenmesi önemli bir husustur.
1. Yöntem
Çalışmaya Covid-19 sürecinde huzurevinde izole olmak zorun- da kalan 20 katılımcı ile başlanılmış ancak 7 katılımcı ile görüş- meler tamamlanamadığı için 13 katılımcı ile araştırma sonlandı- rılmıştır. Bu katılımcıların yaşları 63 ile 97 arasında değişmektedir veyaşları ortalaması 78,38’dir. Huzurevinde kalma süreleri 1 yıl ile
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
10yılarasındadeğişmektedirvehuzurevindekalmayıllarıorta- laması 3,61’dir. Araştırmada fenomenolojik yöntem takip edilmiş, ikili görüşmeler yoluyla veriler elde edilirken yapılandırılmamış görüşmeformundanyararlanılmıştır.Görüşmesorularıisetele- fonla gerçekleştirilen ikili görüşmeler aracılığıyla sorulmuştur. Bu sorulardan bazıları şunlardır: “Kendinizi sabırlı biri olarak görür müsünüz? Sabırlı olduğunu söyleyen bir kişi, sizce Covid-19 sürecinde ne- ler yapmalıdır? Sizce yaşlı insanlar daha mı sabırlı olurlar? Yaşadığınız sıkıntılarakarşısabırlıolduğunuzudüşünürmüsünüz?Covid-19süre- cindesabırlıdavrandığınızıdüşünürmüsünüz?”Busorularınyanında konuşmanın akışına göre Covid-19 sürecinde sabır konusundan uzaklaşmadan,yaşlılıkdönemindeenönemligündemmaddeleri olanhastalıklar,ayrılıklar,kayıplarveyalnızlıkkonularınısabırile ilişkilendirerekbellibaşlısorularsorulmuşveverdiklericevapla- rı detaylandırmalarını sağlamak için katılımcılara “niçin” sondaj sorususorulmuştur.Araştırmayakatılanlaradairdiğerniteliksel bilgiler ise Tablo 1’de sunulmuştur.
Tablo1:Katılımcılaradairniteliksel bilgiler
Değişken |
|
f |
% |
Cinsiyet |
Kadın |
5 |
38,46 |
Erkek |
8 |
61,54 |
|
Toplam |
13 |
100 |
|
MedeniDurum |
Eşivefat etmiş |
8 |
61,54 |
Boşanmış |
4 |
30,77 |
|
Hiç evlenmemiş |
1 |
7,69 |
|
Toplam |
13 |
100 |
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
YerleşimYeri |
İl |
10 |
76,92 |
İlçe |
1 |
7,69 |
|
Köy |
2 |
15,39 |
|
Toplam |
13 |
100 |
Tablo 1’e göre araştırmaya katılan erkeklerin sayısı kadınların sayısından fazladır, katılımcıların büyük çoğunluğunun eşi vefat etmiştir ve örneklemin büyük çoğunluğu hayatlarının en uzun sü- resini il merkezlerinde geçirmiştir.
2. Bulgular veYorum
İkili görüşmeler yoluyla katılımcılardan elde edilen verileri değerlendirme aşamasında içerik analizi kullanılmış ve bu analiz neticesinde yaşlıların Covid-19 sürecindeki sabır ile ilişkili tutumve davranışlarına ilişkin çok sayıda ifadeye ulaşılmıştır. Alanyazın- daki ilgili araştırmaların sonuçları, ikili görüşmelerden elde edilen veriler ve alan uzmanlarının görüşleri göz önünde bulundurularak; katılımcıların sabır ile ilişkili ifadelerinin temelde sekiz kategoride değerlendirilebileceğine karar verilmiştir: Sükuneti koruyamama, dayanma gücü eksikliği, kendini güçlü hissetmeme, şikayette bu- lunma, yalnız kalmayı kabullenmeme, cezalandırıldığını düşünme, olumsuz yaşam olaylarını yaşlılık ile ilişkilendirme ve hastalık sü- recinin zor geçmesinden dolayı yakınlarını suçlama.
Tablo2:Katılımcılarınsabırileilişkiliifadelerininkategorilere frekans (f) ve yüzde (%) olarak dağılımı
|
Kategori |
f* |
%** |
1 |
Sükunetinikoruyamama |
10 |
76,92 |
2 |
Dayanmagücüeksikliği |
8 |
61,53 |
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
3 |
Kendinigüçlühissetmeme |
9 |
62,23 |
4 |
Şikayettebulunma |
7 |
53,84 |
5 |
Yalnızkalmayıkabullenmeme |
6 |
46,15 |
6 |
Cezalandırıldığınıdüşünme |
9 |
62,23 |
7 |
Olumsuz yaşam olaylarını yaşlılık ile ilişkilendirme |
11 |
84,61 |
8 |
Hastalık sürecinin zor geçmesinden dolayı yakınlarını suçlama |
5 |
38,46 |
*f:13katılımcıiçindekifrekansdağılımı.**%:13 katılımcı içindeki yüzdelik dağılımı |
Tablo2’yegöresabırileilişkiliifadelerindekatılımcılar;‘olum- suz yaşam olaylarını yaşlılık ile ilişkilendirme’ (f:11; %84,61) ka- tegorisindeençokve‘hastalıksürecininzorgeçmesindendolayı yakınlarınısuçlama’(f:5;%38,46) kategorisindeiseenazsayıda düşüncebeyanetmişlerdir.Bunaekolarak‘sükûnetikoruyama- ma’ (f:10; %76,92) kategorisi kapsamında dile getirilen ifadelerin oranınındaoldukçayüksekolduğugörülmektedir.Diğeryandan ‘dayanma gücü eksikliği’ (f:8; %61,53), ‘kendini güçlü hissetmeme’ (f:9; 62,23), ‘şikayette bulunma’ (f:7; %53,84), ‘yalnız kalmayı kabul- lenmeme’(f:6;%46,15)ve‘cezalandırıldığınıdüşünme’(f:9;%62,23) kategorilerinde düşünceler paylaşanlar azımsanmayacak oranda- dır. Dolayısıyla katılımcıların sabır konusunda hem çok çeşitli hem deoldukçafazlabeyanlarıolduğusöylenebilir.
2.1. SükunetiniKoruyamama
Yetmişli yaşlarda insan normalden daha hoşgörülü ve daha sabırlı olmakta, daha olgun savunma mekanizmaları kullanmaya başlamakta ve sosyal olarak daha uyumlu bireyler olmaktadırlar (Kökenek,2012).Bunoktadasabrınbileşenlerindenbiri,herhangi
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
birolayyaşandığızamanendişeyekapılmakyerinemetanetlibir şekildedavranmayıifadeedensükûnetinikorumadır.Çoksayıda tecrübeyesahipolma,olgunbirmizaçedinme,olaylaraçokboyut- lubakabilmegibiözellikler,sükûnetisağlamayayardımeder.Yaşlı- lık döneminde bu gibi tutumların sergilenmesinin daha muhtemel olacağı düşünülebilir. Bazı yaşlıların,
“Korona bulaşır diye herkes kendi odasında yemek yi- yor. Çalışan görevli az olduğu için yemek sırası bazen geç geliyor. Sıra gelinceye kadar açlıktan ölüyorum. Pandemi bulaşmakorkusuherşeyialtüstetti.”(B8,Erkek,74),“Eşim vefat etti, çocuklarım beni terk etti, şimdi de Covid çıktı. Bu hayata hayat denmez.” (B5, Kadın, 68), “İnsan yaşlandıkça daha da sabırlı olmalı ve diğer insanlara faydalı olmalıdır. Buradaki bir yaşlının başına ne gelirse gelsin gıkını çıkar- mamalı.Burasıdabizebakmasasokaktakalırız.”(A1,Kadın, 89), “Biri bana bir şey derse aniden öfkelenirim, ne yapa- yım? Kendimi hiç engelleyemem.” (A10, Erkek, 72), “Koro- na’dan önce huzurevinde az yaşlı olurdu, çoğu dolaşmaya çıkardı, çok gürültü olmazdı. Bu salgın çıktı çıkalı her günbir kavga oluyor. Bu hastalığa çare bulunmazsa millet birbi- rini kıracak.” (B6, Kadın, 71).
şeklinde ifadelerini paylaşmışları, Covid-19 sürecinde yaşlıların sükûneti koruyamadıklarının göstergesi olabilir. Hastalıklar ge- nellikle bireylere hedeflerine ulaşmada engellenme ve güçsüzlük duyguları yaşatarak, huzursuzluğun ve öfkeli tepkilerin ortaya çıkmasına neden olur (Gorman & Sultan, 2014: 75). Diğer yandan hastalıklarıalgılamakişilikyapısınagöredeğişir(Öz,2010:19)ama kendisağlığıiçinhastalıkendişesiduyma,yaşlılararasındaolduk- çayaygındır(Saygılı,2013:95).Yapılançalışmalardaolumsuzya- şam olaylarını sakince, sabırla ve düşük tepki düzeyi ile karşılayan kişilerde kalp ve damar hastalıklarına daha az rastlandığı tespit edilmiştir(Gökçen,2013:187).Diğeryandanhastalıkileilgili belir-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
sizlik bireyin kaygı, korku, öfke, çaresizlik ve gerginlik gibi olum-suz duygular yaşamasına neden olabilir (Öz, 2010: 18). Dolayısıyla beklenmedik yaşam olaylarını anlamlandırma sürecinde sükûneti korumak, yaşlılık döneminin kalitesini artırabilecek bir husus ol- duğu ifade edilebilir.
2.2. DayanmaGücüEksikliği
Kişilik yapısı, dünya görüşü ve yaşam beklentisi bireyin yaş- lılığa bakışında ve yaşlılığı kabullenmesinde farklılıklara nedenolur. Yaşlılığa ilişkin kalıp düşüncelerin giderek çeşitlendiği günü- müzde, yaşlıların bu döneme özgü krizlere karşı direnç geliştire- rek yaşam kalitelerini yükseltmeleri, onlara olumlu şekilde yansır (Kalınkara, 2011: 260). Bu noktada bağımlı hâlde yaşama, düşük ekonomik durum ve yaşlanmayla birlikte gelen kayıplar gibi ko- nularla başa çıkmada Tanrı’ya güvenmek yaşlılara dayanma gücü sağlar (Koenig & Clifford, 1995). Bazı yaşlıların,
“Koronabulaşırdiyeilaçlarımıdüzenlikullanmayaçalı- şıyorum.Eskidenbilerekkullanmadığımilaçlarıbilekulla- nıyorum. Dilime ilaç tadından başka bir tat gelmiyor. Sabah ilaç,akşamilaç.Artıktahammüledemiyorum.”(B5,Kadın, 68), “Sinirlendiğimde aklım başımdan gider ama belli etme- meye çalışırım. Eskiden dışarlarda dolaşınca sinirim hemen geçerdi.BuKoronadandolayışimdiodadandışarıadımat- mıyoruz.Yapacakbirşeyyok,sesçıkarmadançekeceğizbu günleri.”(A10,Erkek,72),“Bengeneldesabırlıbirinsanım. Amabusalgınhastalıkçıktıçıkalıbütündüzenimizdeğişti. Artık ziyaretçiler gelmiyor, iki çift laf edeceğim insan da yok burada.Huzurevindekalmayadayanamıyorumartık.”(B4, Kadın, 63)
şeklinde ifadelerini dile getirmeleri, Covid-19 sürecinde yaşlılarda dayanma gücü eksikliğine bir işaret olarak düşünülebilir. Yavuz’a (2003)göreinsanlarıntemelihtiyaçlarınınyanındamaneviihti-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
yaçları da vardır ve bu manevi ihtiyaçlardan biri dayanma gücüdür (Akt:ÇelimliveGüldal,2016:109).Yüksekbirdayanmagücüneveya olumlubirbenliğesahipolankişi,yaşanılanolumsuzluklarakarşı dahaazmanevisıkıntıhisseder(Gorman&Sultan,2014:373).Diğer yandanölümünençokhissedildiğidönemolanyaşlılıktakihasta- lıklar,zorluklar,mutsuzluklargibisorunlarlabaşetmedemaneviyat büyükbiretkiyesahiptir(Doka,2011:101).Allah’ainancıdayaşa- mın zorluklarına karşı dayanıklı olmayı sağlar (Çelimli & Güldal, 2016:106).Çünküdin,yaşamolaylarınınanlamınıaçıklamakiçin bir çerçeve oluşturur, olumsuz durumların iyileşeceğine dair umut verirveolumsuzluklaradayanmagücünüartırır(Black,2007).Buna ekolarakdin,yaşlıiçingerçekbirumutkaynağıolurveduygusal ihtiyaçlarınıkarşılamadaAllah’asığınmakyaşlılaradirenmegücü sağlar(Kılavuz,2003:41).Powellvediğerlerinin(2003)araştırmasın- dadadinvemaneviyatınhastalıklarakarşıkoruyucubirişlevinin olduğunavebireyedayanmagücüverdiğineulaşılmıştır.
2.3. KendiniGüçlüHissetmeme
Yaşlılık dönemi tedavilerinde yaşlılardan acılara sabretmeleri beklenir ve karar verme mekanizması olumlu olarak yapılandırı-lır. Gerçekçi düşünce sistemi sayesinde kişi geleceğe daha umutlu bakar ve geleceğini doğru yönlendirerek yaşamını daha sağlıklıhale getirir (Öz, 2010: 214). Atchley, hayatı sürdürmede etkili olan kişilik özelliklerinin yaşlılık döneminde de devam ettirilmesinde, içsel faktörlerin oynadığı rolden bahseder. Bu içsel yapıyı oluştu- ran ögelerden biri sabırdır (Akt.: Baran vd., 2011: 10). Bu noktada Allah’a sığınmak, terk edildiğini ve yalnızlaştığını düşünen yaşlı bireylere destek olur. Bazı yaşlıların,
“Korona ilk çıktığı zamanlarda beni çok etkilemedi. Ama içerde, hapiste kala kala iyice yalnızlaştım. Zaten burayaterk edilmiştik, korona da üzerine tuz-biber oldu.” (A8, Er- kek,96),“Busalgınhastalıkçıktıçıkalıburadabunalıyorum.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Eskiden ziyaretçiler gelirdi, iki çift laf ederdik, şimdi ziya- retçileri de almıyorlar. Bu günler bitmez artık.” (A8, Erkek, 96) İster Korona olsun ister başka hastalık olsun, eğer mad- di durumun yoksa gelir o hastalık seni bulur. Zengin olsam, hastalığın bulaşmasından hiç korkmazdım. Bütün parama çocuklar el koyunca bu hale geldim. Beni bu hale düşüren çocuklarım Allah’tan belalarını bulacak (A7, Erkek, 73) Ben çok sabırlı biriyim, başıma neler geldi, neler çektim ben ne- ler. Çocuklarım bana yapmadığı kalmadı, ondan bu hallere düştüm. Allah’ından bulsunlar. (A7, Erkek, 73)
şeklinde ifadelerini dile getirmeleri, Covid-19 sürecinde yaşlıları- nınkendilerinigüçlühissetmedikleriningöstergesiolabilir.Dinî bir inanca sahip yaşlılar için din, yaşanan olumsuzlukların sebep olduğu endişeleri ortadan kaldırır. Ayrıca birçok imkandan mah- rum bırakılmış insanlar için din, bir güç ve umut kaynağıdır. Yaş- lılar da sahip oldukları çoğu imkanı yitiren bir gelişim grubudur. Kirby ve diğerleri (2004) tarafından yapılan araştırmada hem psi- kolojik iyi oluşu sürdürmede hem de günlük yaşamda hissedilen güçsüzlük ile başa çıkmada, maneviyatın yaşlı bireyler için bir kay- nak olduğu tespit edilmiştir. Young’un (1993) araştırmasında uzun süren hastalıklara maruz kalan yaşlıların umutlu olması, iç huzuru elde etmesi ve hayatı anlamlandırmasında maneviyatın güçlü bir etkisi olduğuna ulaşılmıştır. Bu bağlamda Kur’an’da yaşlılık döne- minde unutkanlık (Nahl,16/70), güçsüzlükve zayıflık (Rum, 30/54) görülebileceği belirtilmiştir.
2.4. ŞikayetteBulunma
Eşi vefat eden yaşlı, bu durumdan derinden etkilenebilir ve şid- detlibiryasdönemigeçirebilir.Buyaşlılardaiştahveuykubozuk- luğu,çoksayıdabedenselyakınmalar,zevksizlik,anksiyete,hafif düzeyde pişmanlık duyguları ve keder yaygındır (Saygılı, 2013: 94). Çoğuzamanhastalıklar,bireylerehedeflerineulaşmadaengellen-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
me ve güçsüzlük duyguları yaşatarak huzursuzluk ve öfkeli tepkile- rin gelişmesine neden olur (Gorman & Sultan, 2014: 75). Olgunluk dönemindeki yaşlılardan hem benlik bütünlüğüne sahip olmaları hem de huzurlu olmaları beklenir (Öz, 2010: 71). Bazı yaşlıların,
“Bentekerleklisandalyeyemahkumbiriyim.Bazenço- cuklarım gelip beni eve götürürlerdi, gezdirirlerdi. Şimdi dışarı çıkmaya bile korkuyorum. Can çok kıymetli.” (A1, Kadın, 89), “Çok yaşlıyım, iyice unutkan oldum. İki de bir Koronaileilgilibizebirşeyleranlatıyorlaramasürekliaynı şeyleriduymaktanbıktım.”(B1,Kadın,78),“Burayailkgel- diğimde çok sevmiştim. Korona çıkınca buranın tadı tuzu kalmadı.Sevmediğininsanlarla7gün24saatyüzyüzesin. Dışarıçıkmakdayasak.Kalacakbaşkabiryerimolsaydıbir anbileburadadurmazdım.”(B12,Erkek,97),
şeklindedüşüncelerinidilegetirmeleri,buyaşlılarınCovid-19sü- recine yönelik şikayette bulunduklarının bir göstergesi olabilir. Bu noktada olumsuz bir durumla karşılaşanların bu durumu de- ğiştiremeyeceğini düşünerek pasif bir kişilik sergileyenler, yaşam olaylarıilebaşetmestratejilerinikullanmadadahaazbaşarılıdır- lar(Baranvd.,2011:214).Bunedenlesabırileyakındanilişkiliolan düşünce yapısı, yaşlıların şikayette bulunmaya da bulunmamadu- rumlarını etkiler.
2.5. YalnızKalmayıKabullenmeme
Günümüzde birçok insana göre yalnızlık, yaşlılığın doğal bir so- nucudur ve insanlar bir yaştan sonra yalnızlığı seçer (Baran vd., 2011: 215). Yaşlılar özellikle emekliliğe ayrıldıklarında, yalnızlaşma ve başkalarına bağımlı olmaya dayalı olarak yaşlılığa uyum sorun- ları yaşayabilirler (Kalınkara, 2011: 24). Yaşlının kendisini yalnız hissetmesi ve çevresine uyumda güçlük yaşaması, psikolojik açı- dan depresyona yönelten nedenlerdendir (Duyan vd., 2014: 321). Huzurevigibikurumsalbiryapıiçindehayatınıdevamettiren
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
ve kendilerini yalnız hisseden yaşlılar, genelde dünyalarını kendi odalarında kurup dış olaylara karşı tepkisiz bir şekilde yaşamlarını sürdürmektedir. Bunun sonucunda hayattan izole olan yaşlı, gir- miş olduğu bunalımdan ve yalnızlıktan kendini alıkoyamaz (Ahad, 2012: 225). Bazı katılımcıların,
“Sabırlı insan Korona zamanında belli olur. Şimdi bizi dışarıya çıkartmıyorlar, içerde bunalıyoruz. Yapacak bir şey yok, katlanacağız.” (B11, Erkek, 76), “Dışarı çıksam gezsem rahatlardım ama salgından dolayı buradayız. Burada kilit altında kalmaya artık tahammül edemiyorum (A12, Erkek, 81), “Bu hapishanede kala kala canımdan bezdim. Yaşlılığın da ne hastalığı bitiyor ne de çilesi. Bir de üzerine bu pan- demi çıktı. Bakalım daha hangi sıkıntılar çekeceğiz.” (B10, Erkek, 81), “Burada kapalı kalmak beni bunalttı. Eskiden ne güzel gezerdim, dolaşırdım. Şimdi çocuklarımızla bile gö- rüşmeye izin verilmiyor.” (B6, Kadın, 71)
ifadelerinipaylaşmaları,Covid-19sürecindeizoleolmadurumu- nun yol açtığı sosyal yalnızlığın yaşlılar tarafından kabullenilmedi- ğinebirişaretolabilir.Uzunsürelihastalıklar,fizikselsınırlılıklar, başkalarınabağımlıolmagibidurumlaryaşlılarınyalnızlıkhisset- melerinenedenolanetkenlerdir(Öz,2010:157).Hastalıklarında etkisiyle yaşlının diğer insanlardan kendini soyutlaması sadece sosyalbağlarınınkopmasınadeğilaynızamandayalnızlığaveça- resizliğe de yol açar. Diğer yandan stresli durumlar ile mücadeleye uyumsağlamasürecindemanevibaşaçıkmayı,pozitifvenegatif manevi başa çıkma olarak ayıranlar mevcuttur (Ano & Vascon- celles,2005).Yaşlılıktageneldeyalnızkalacağındandolayıkaygı- lanma duygusu hâkimdir. Yaşlılar toplumdaki değişimlere ayak uyduramaz ve olaylara adapte olamazsa kendi kabuklarına çekilir (Akyıldız,1999:8).Bunoktadadindaryaşlılarındiğerlerinegöre dahamutlu,dahaazdepresif,dahaazyalnızlıkçekeninsanlarol- duğusöylenebilir(Kayıklık,2011:103).Çünküdininsosyalboyutu
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
sayesinde, ortak nokta olma potansiyeli olan din üzerinden diğer yaşlılar ile iletişim halinde olmalarının onların psikolojik iyi oluş- larını destekleyici bir unsur olduğu ifade edilebilir.
2.6. CezalandırıldığınıDüşünme
Allah’a sarsılmaz bir güven içerisinde olan biri ile O’nu cezalan- dırıcı,ulaşılamayan,yüzüstübırakanbiriolarakalgılayanbirinin hayatı algılaması, çıkan sorunları değerlendirmesi ve çevresiyle ilişkikurmasıgibisüreçlerfarklılıkgösterir(Arıcı&Tokur,2017). Allah’ınaffediciliğiinsanhayatında,özellikleyaşlılıkdöneminde önemli bir yer tutar. Çünkü dünyada yapmış olduğu kötü davranış- larındandolayıölümdensonracezalandırılacağınadairdüşünce- ler, ölümün yaklaştığını hisseden yaşlının ölüm kaygısını artıran faktörlerdenbiridir(Koç,2002:17).Bazıyaşlıların,
“Buralara düşeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Daha çekeceğim çileler bitmemiş. Bunlar bana Allah’ın bir cezası (B12, Erkek, 97). Eski güzel günleri düşününce dün-ya nasıl bu hale geldi diye düşünüyorum. Her gün yeni bir hastalık çıkıyor. Çocuklarım bari Korona zamanında beni yanlarına alsalardı çok güzel olurdu. Burada hapiste kal- maya dayanamıyorum artık. Kendi anne-babama ettiğimi çocuklarım da bana yapıyor. Allah’ın bir imtihanı işte (B1, Kadın, 78) İmtihan dünyasında yaşıyoruz. Gördüğüm kada- rıyla salgın hastalık, yaşlıların Allah’a yakınlaşmasını sağla- dı.Çünkübaşkaellerindenbirşeygelmez.Cankorkusuoldu muydu, herkes beş vakit namazını kılmaya başladı. Allah’ım sen nelere kadirsin.” (B4, Kadın, 63)
düşüncelerini dile getirmelerinden yola çıkarak yaşlıların Co- vid-19 hastalığı aracılığıyla cezalandırıldıklarını düşünmelerine bir işaret olabilir. Bazı toplumlarda hastalıklar affedilmemenin bir kefareti olarak algılanır ve bu durum hastalığın tedavisinde zaman zamanaksamayanedenolabilir(Öz,2010:5).SchaeferveGorsu-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
ch’un (1991) araştırmasında; sevgi dolu ve merhametli bir Tanrıya inananların, Tanrıyı cezalandırıcı ve katı olarak algılayanlara göre daha az kaygılı olduklarına ulaşılmıştır. Orak ve diğerlerinin (2015) araştırmasında ise yaşlı hastalarda sevgi yönelimli Tanrı algısı pu- anları arttıkça ölüm kaygısı puanlarının azaldığına ulaşılmıştır.
2.7. OlumsuzYaşamOlaylarınıYaşlılıkileİlişkilendirme
Psikolojik dayanıklılık, yaşlılık döneminde koruyucu değişken- lerden biri olarak kabul edilir (Durak, 2015: 291). Bazı bireyler için hastalık veya trajik bir durum, pozitif bir yaşantının kaynağı hali-ne gelebilir. Bu bireyler, böyle bir olayı asla seçmediklerini kolayca kabul etmelerine rağmen, sonunda onlar için olumsuz yaşam olay- ları olarak değil, gelişimleri için fırsatlar olarak görürler (Gorman& Sultan, 2014: 371). Bazı yaşlıların,
“Buyaşlardaaslındarahatbirhayatyaşamakisterdim. Ama ne elim tutuyor ne ayağım. Ciğerlerimde de sorun var. Busalgın,ciğerikötüolanlarıöldürüyormuş.Korona’yaya- kalanmaktan çok korkuyorum.” (A8, Erkek, 96), “İnsan yaş- landığındaherşeyikafayatakar.Haberlerdehergünbirsürü insanınpandemidenöldüğünüduyuyoruz.Salgınhastalık bulaşacakdiyeaklımçıkıyor.Hastalığıumursamayanyaş- lılarıgörünceçoksinirleniyorum.”(A12,Erkek,81),“İnsan yaşlandıkçasabretmesizorlaşır.Artıktahammüledemez. Yaşlıinsanlarabakıncaçoğununyalnızolduğunugörürsün, çünküdiğerinsanlaratahammüledemeyincearalarıaçılır, birdahadabarışmazlar.”(B8,Erkek,74),“insanhayatının en zor zamanı yaşlılıktır. Yaşlanınca hastalıklar peşini bırak- maz.Senkaçarsınonlarkovalar.Koronadabizikovalayan hastalıklardan biri. Eğer yakalanırsak kurtuluşumuz zor.” (B4,Kadın,63),“yaşlılığınhertarafızarar.Birdeüstünebu salgınbelasıçıktı.Eskidenderdimizbiridi,şimdibinoldu. Şu hastalığın ilacını bulsalar da kurtulsak (B11, Erkek, 76)
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
ifadelerini paylaşmaları, yaşlılar tarafından salgın hastalıkların yaşlılık sorunlarıyla doğrudan ilişkilendirildiğine bir işaret olabi- lir.Yaşlılıktaölümkaygısıileyüzyüzegelme,yalnızlaşacağınave sevdiklerinden ayrılacağına dair endişelere neden olur (Kalınkara, 2011: 331). İslam dini; zorluklar karşısında sabretmeye, duaya yö- nelmeye,tevekkületmeyeveolaylarıhayrayormayateşvikeder- ken İslamî referanslarda da olumsuz yaşam olayları ile başa çıkıla- bilmesiiçinAllah’ızikretmetavsiyeedilir(Karakaş&Koç,2014). Tanrıilekurulanbağ,bazıyaşlılarınbenliğiüzerindeetkilidir.Bu bağsağlamkurulmuşsa,olumsuzyaşamolaylarıilebaşaçıkmada işlevsel olarak kullanılabilir (Cicirelli, 2004). Yapılan birçok araştır- mada, maneviyatın yaşlılık döneminde önemli bir yere sahip oldu- ğu, olumsuz yaşam olayları ile baş etmeyi kolaylaştırdığı ve hayatı anlamlandırmayı sağladığı tespit edilmiştir (Bkz. Black et al., 2007; Ragan & Kane, 2010).
2.8. Hastalık Sürecinin Zor Geçmesinden Dolayı Yakınlarını Suçlama
Yaşamı huzurlu bir şekilde sürdürmeyi hastalıklar engelledi- ğinde, günlük alışkanlıklar dengesizleşebilir ve belki de anlamını yitiren bir yaşama neden olabilir (Mc Sherry, 2006: 49). Yaşlılarda görülen depresyona sebep olan durumlar arasında çökkün duygu durumu, enerji azalması, konsantrasyon güçlüğü, üzüntü ve ger- ginlik gibi etkenler sayılabilir (Göz & Erkan, 2008: 56). Yaşlılıkta şiddetli ağrılar, uzun süren hastalıklar, ölüm kaygısı, yakınlarından uzaklaşma ve eş kaybı gibi durumlarla karşılaşıldığında varoluşsal sorular sorulur (Nardi & Rooda, 2011). Bazı katılımcıların,
“Benim başıma gelmeyen kalmadı. Çocuklarım beni terk etti, kardeşlerim bana bakmadı. Şimdi hepsine küstüm, te- lefonla arıyorlar ama cevap vermiyorum. Şimdi de pandemi musallat oldu. İmtihanın biri bitiyor, diğeri başlıyor” (B5, Kadın,68)“Hergünbusalgınıkonuşuyoruz.Televizyonda
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
hangikanalıaçarsanaçKoronahaberlerivar.Artıkbitsin bu salgın.” (A12, Erkek, 81), “Eşimden hiç memnun değil- dim, sürekli vır vır kafamın etini yerdi. Zamanında sabret- tim sabrettim de ne oldu? Sonunda boşandım, evi de ona verdim. Keşke boşanmasaydım da Covid zamanında burada kalacağıma evde kalsaydım.” (B8, Erkek, 74)
düşüncelerini dile getirmeleri, Covid-19 süreci de bahane edilerek, yaşlılarınkendiyakınlarınayönelikolumsuzdüşüncelerindeartı- şanedenolduğunabirişaretkabuledilebilir.Yaşlılıktakiilerlemiş ciddihastalıklar,hastanıngeçmiştekiilişkilerinidüzeltmeveyan- lışlarındanpişmanlıkduymaistekleriniuyarabilir.Maneviyatbu istekleridesteklervegeliştirir(Gorman&Sultan,2014:374).Sağlık bakımından,hastalarınkarşılaştığıproblemlerianlamlandırırken onlara bir bakış açısı ve sunabilen maneviyat, sağlığı etkileyen bireyselbirkaynaktır(McEwan,2004:322).Maneviyat;varoluşu anlamlandırma,hastalık,ölümgibidurumlarlailişkilidir(Strang, Strang & Ternestedt, 2002) ve bu kavram ölümcül hastalık ile mü- cadele eden bireylerin psikolojik sağlığını olumlu yönde etkiler (Corryetal.,2013).BunoktadaRoweveAllen’in(2004)araştırma- sındamaneviyatilebaşaçıkmaarasındapozitifyönlübirilişkiye ulaşılmıştır.Tuncay’ın(2007)çalışmasındaisehastalarüzerinde yapılançoksayıdaaraştırmadamaneviyatıbaşetmesürecinedahil edenlerindepresyon,umutsuzluk,kaygıdüzeylerinindüştüğüne; intihardüşüncesininveölümkorkusununazaldığına;hastalıksü- recineuyumveyaşammemnuniyetininarttığınaulaşılmıştır.
Sonuç
AraştırmanınamacıCovid-19sürecindehuzurevindeizoleol- mak zorunda kalan yaşlıların sabır ile ilişkili tutumlarını ortaya çıkarmaktır. Araştırmada yapılandırılmamış görüşme soruları, te- lefonlagerçekleştirilenikiligörüşmeleraracılığıylasorulmuştur. Bugörüşmeleryoluylakatılımcılardaneldeedilenverilerideğer-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
lendirme aşamasında içerik analizi kullanılmış ve bu analiz neti- cesindeyaşlılarınCovid-19sürecindesabırlıolmadıklarınadair çok sayıda ifadeye ulaşılmıştır. Alanyazındaki ilgili araştırmaların sonuçları, ikili görüşmelerden elde edilen veriler ve alan uzman- larının görüşleri göz önünde bulundurularak; katılımcıların sabırile ilgili ifadelerinin temelde sekiz kategoride değerlendirilebile- ceğine karar verilmiştir. Bu kategoriler şunlardır: (1) Sükunetini koruyamama, (2) dayanma gücü eksikliği, (3) kendini güçlü hisset- meme,(4)şikayettebulunma,(5)yalnızkalmayıkabullenmeme,
(6) cezalandırıldığını düşünme, (7) olumsuz yaşam olaylarını yaşlı- lık ile ilişkilendirme, (8) hastalık sürecinin zor geçmesinden dolayı yakınlarını suçlama.
Araştırmadaeldeedilenanatemalarınyanındaçoksayıdaalt temalaradaulaşılmıştır.Bualttemalariseşunlardır:Çabuksinir- lenme,Covid-19sürecindedayanmagüçlerininyetersizliği,fizik- selaçıdanyetersizliklerdensıksıkşikayetetme,geçmişeyönelik olumsuz düşünceler besleme, her gün çok sayıda ilaç kullanmala- rına rağmen durumlarının daha da kötüye gittiğine yönelik inanç- lara sahip olma, yaşlandıkça uyumsuz olduklarını kabul etme, Co- vid-19’a yakalanırlarsa sonucunun ölüm ile sonlanacağına yönelik inançlar, Covid-19 düzenlemeleri konusunda yapılan herhangi bir uyarıyamüsamahagöstermeme,Covid-19sürecindekimaddikı- sıtlamalarayöneliksabırgöstermeme,izoleolmayabağlıolarak yakınlarındanuzakkalmayadayanamama,Covid-19sürecindeki şartlara isyan etme, bu süreçteki izole olmaya bağlı olarak yakınla- rıylatartışmaveonlaraküsme,busüreçteyaşadıklarındandolayı hayattan memnun olmama, salgın hastalıkları Allah’ın bir cezalan- dırmasıolarakalgılama,Covid-19’ayakalanmamakvedertlerinden kurtulmakiçinAllah’ayeterinceduaetmeme,böylehastalıkların insanların çile çekmeleri için yaratıldığını düşünme, bu süreçte ya- şadıkları için Allah’a serzenişte bulunma, başına gelenlerin müseb- bibiolarakhuzurevinebırakanyakınlarınıgördükleriiçinonlara
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
beddua etme, yaşlılık döneminin hastalıklarla ve zorluklarla geçi- rilecek bir zaman dilimi olarak yaratıldığına inanma.
Öneriler
Katılımcıların ifadelerinden yola çıkarak yaşlıların sabır konu- sunda gereksinimlerini karşılamak için sunulacak manevi bakımın içerikleri altı başlıkta sunulabilir: (1) Covid-19 sürecine tahammül gösterme ile sabretme arasındaki fark açıklanabilir, (2) Covid-19 sürecinin artırdığı öfkenin üstesinden gelme ile sabır arasındailişki kurulabilir, (3) Covid-19 sürecinde yaşanan sıkıntılara hik-met gözüyle bakma ve sabır ilişkisi ele alınabilir, (4) Azim ve hırs arasında ayrım yapılabilir, (5) Amaçlara ulaşmada sabrın rolü hak- kında açıklamalarda bulunulabilir (6) Covid-19 sürecinde dinî baş etme ile sabır arasındaki ilişki ele alınabilir. Ayrıca hastalıklar kar- şısında sabretme konusunu somutlaştırmak için Eyüp Peygamber menkıbesi paylaşılabilir. Çok sayıda sıkıntılara maruz kaldığı hâlde Allah’tan ümidini hiç kesmeyerek sabreden ülü’l-azm peygamber- lerin hayatı, yaşlılara model olarak sunulabilir. Sabır konusunu so- mutlaştırmak için ‘ceviz kıracağında farklı malzemelerin kırılması’ metaforlaştırması yaşlılarla birlikte yapılabilir. Buna göre ceviz kıracağıileöncekabuklufıstık,sonrafındık,sonradacevizkırı- lır. Ardından bu kıracağa pamuk konulup kırılmaya çalışılır ama pamukta herhangi bir kırılma olmadığı ifade edilir. Sabırlı insanın ‘pamuk’gibiolduğu,herneyaşarsayaşasınkırılmayacağıvekendi- ni kaybetmeyeceği, çünkü gerçek sabrın bireyin kendisine de zarar vermemesiyle gerçekleştiği açıklanır.
Kaynakça
Ahad,Y.E.(2012).Grupterapisi.[içinde]Yaşlıyapsikolojikdestek kitabı. Ed.: I. B. Kulaksızoğlu & N. Yücel, (ss. 219-228). İst.: İbb Ba- sımevi.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Akyıldız,N.(1999).SağlıklıYaşlanma.İst.:Yay-pa Yay.
Ano,G.G.,&Vasconcelles,E.B.(2005).Religiouscopingandps- ychological adjustment to stress: A meta-analysis. JournalofClinical Psychology,61(4),461-80.
Arıcı, İ. & Tokur, B. (2017). İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri Arasındaki İlişki.Tur- kishStudies,12(10),31-48.
Baran,A.G.(2011).Türkiye’deYaşlılıkDönemineİlişkinBeklentiler.
Ank.:KRYYayıncılık.
Black, H. K., White, T., & Hannum, S. M. (2007). The lived ex- perience of depression in elderly African American women. The JournalsofGerontologySeriesB.,62(6),S392-S398.
Canatan, A. (2008). Sosyal yönleriyle yaşlılık. Ank.: Palme Yay. ChappleA.,SwiftC.,&ZieblandS.(2011).Theroleofspiritua-
lityandreligionforthosebereavedduetoatraumaticdeath.Mor- tality, 16(1), 1-19.
Cicirelli, V. (2004). God as the Ultimate Attachment Figure for Older Adults. Attachment&HumanDevelopment, 6(4), 371-388.
Corry, D. A. S., Mallett, J., Lewis, C. A., & Abdel-Khalek, A. M. (2013). The creativity-spirituality construct and its role in trans- formativecoping.MentalHealth,ReligionandCulture,16(10),979- 90.
Çelimli,Ç.&Güldal,Ş.T.(2016).Maneviyönelimlidanışmanlıkile psikoterapi Yöntem ve teknikleri: Doğu ve Batı’dan örnekler. [içinde] Ma- neviyönelimlipsikoterapivepsikolojikdanışma.Ed.: H. Ekşi & Ç. Kaya, (ss. 99-122). İst.: Kaknüs Yay.
Doka, K. J. (2011). Religion and spirituality: Assessment and in- tervention. Journal of Social Work in End-of-Life & Palliative Care, 7(1), 99–109.
Durak,M.(2015).YaşlılıkDönemindePsikososyalveBilişselGe- lişim.[içinde]YetişkinlikveYaşlılıkGelişimivePsikolojisi.Ed.:H.Ba- canlı & Ş. Terzi, (ss. 275-310). İst.: Açılım Kitap.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Duyan,V.,Yolcuoğlu,İ.G.&Artan,T.(2014).Dünübugünüyarı- nıyla insanı anlamak. İst.: Nar Yayınevi.
Gorman,L.M.,&Sultan,D.F.(2014).Psikososyalhemşirelik.Ank.: Akademisyen Tıp Kitabevi.
Gökçen,H.(2013).Sağlıklıyaşlanma.İst.:HermesYay.
Göz,F.&Erkan,M.(2008).Yaşlılık:Sorunlarvebakımilkeleri.Sam- sun: Oscar Yay.
Kalınkara,V.(2011).TemelGerontoloji:Yaşlılıkbilimi.Ank.:Nobel Yay.
Karakaş,A.C.,&Koç,M.(2014).Streslebaşaçıkmavedinîbaşa çıkma yöntemleri arasındaki ilişkinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesi.Itobiad:JournaloftheHuman&SocialScienceResearc- hes, 3(3), 610-631.
Kayıklık,H.(2011).DinPsikolojisi-bireyseldindarlıküzerine.Ada- na: Karahan Kitabevi.
Kılavuz,M.A.(2003).Yaşlanmadönemidineğitimi.Bursa:Arasta Yay.
Kirby, S. E., Coleman, P. G., & Daley, D. (2004). Spirituality and well-being in frail and nonfrail older adults. The Journals of Ge- rontologySeriesB:PsychologicalSciencesandSocialSciences, 59(3), P123-P129.
Koç, M. (2002). Ölüm Korkusu Üzerine Kuramsal Açıdan Psiko- lojikBirDeğerlendirme.SakaryaÜniversitesiİlahiyatFakültesiDergisi, (6), 7-20.
Koenig, H. G., & Clifford, D. (1995). Aging and God: Spiritual pathways to mental health in mid-life and later years. Ageing and Society, 15(3), 440-442.
Kökenek, Y. Y. (2012). Normal yaşlılık ve yaşlanma psikolojisi. [içinde] Yaşlıya Psikolojik Destek Kitabı. Ed.: I. B. Kulaksızoğlu & N. Yücel, (ss. 13-26). İst.: İbb Basımevi.
McEwan,W. (2004).Spirituality in nursing:What arethe issues?
OrthopaedicNursing,23(5),321-326.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
McSherry, W. (2006). Making sense of spirituality innursing and he- althcarepractice:Aninteractiveapproach. London: Jessica Kingsley Publishers.
Nardi, D., & Rooda, L. (2011). Spirituality-based nursing practi- cebynursingstudents:anexploratorystudy.JournalofProfessional Nursing, 27(4), 255-263.
Orak,O.S.,GökUğur,H.,Başköy,F.vd.(2015).Yaşlıhastalarda Tanrıalgısıölümkaygısınıetkilermi?JournalofInternationalSocial Research,8(38),618-624.
Öz,F.(2010).Sağlıkalanındatemelkavramlar.Ank.:MattekMat- baacılık.
Powell,L.H.,Shahabi,L.,&Thoresen,C.E.(2003).Religionand spirituality: Linkages to physical health. American psychologist, 58(1), 36-52.
Ragan, M., & Kane, C. F. (2010). Meaningful lives: Elders in tre- atmentfordepression.Archivesofpsychiatricnursing,24(6),408-417. Rowe, M., & Allen, R. G. (2004). Spirituality as a means of coping withchronicillness.AmericanJournalofHealthStudies, 19(1),62-
67.
Saygılı, S. (2013). Yaşlılarda psikiyatrik sorunlar, çözüm öneri- lerivekorunma.[içinde]Yaşlılardagüncelsağlıksorunlarıvebakımı. Ed.: M. Altındiş, (ss. 87-96). İst.: İstanbul Tıp Kitabevi.
Schaefer,C.A.&Gorsuch,R.L.(1991).Psychologicaladjustment and religiousness, the multivariate belief motivation theory of re- ligiousness. Journal for the Scientific Study of Religion, 30(4), 448-461 Strang S., Strang P., & Ternestedt B. (2002). Spiritual needs as definedbySwedishnursingstaff.JournalofClinical Nursing,11(1),
48–57
Tuncay,T.(2007).Kronikhastalıklarlabaşetmedetinsellik.Sağ- lıkveToplum,17(2),13-20.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
AysunCUMHUR1
Giriş
Sağlık Bakanlığının tanımına göre; Covid 19, yani yeni korona- virüs hastalığı ilk olarak Çin’in Vuhan Eyaleti’nde 2019 yılı Aralık ayının sonlarında solunum yolu belirtileri (ateş, öksürük, nefes darlığı)gelişenbirgruphastadayapılanaraştırmalarsonucun- da 13 Ocak 2020’de tanımlanan bir virüstür (T.C. Sağlık Bakanlığı, 2020). Kısa zaman içerisinde hızla tüm dünyayı etkisine alan ko- ronavirüs 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel bir salgın yani “pandemi” ilan edilmiştir.
Çeşitli solunum yolu belirtileriyle gelişerek solunum yolu en- feksiyonuna neden olan bu virüs, bireylerin fiziksel sağlığını et- kilemesinin yanı sıra psikolojik sağlığını da etkilemektedir.Bu yönüyle koronavirüs sadece bir medikal sağlık krizi olarak değil, aynı zamanda akıl sağlığı için de acil durum olarak düşünülmelidir. Bilhassa salgının ilk ortaya çıktığı dönem ile vaka sayılarının artış gösterdiği dönemlerde bireylerin korku, endişe ve stres düzeyleri- nin artış gösterdiği gözlemlenmiştir. Bulaşıcı hastalıklar, bireylerin hem fiziksel sağlığını hem de enfekte olsun olmasın tüm nüfusun psikolojik sağlığını ve refahını etkilemektedir. Daha önce yapılan çalışmalarda, ağır akut solunum yolu yetersizliği sendromu (SARS) gibi bulaşıcı hastalıkların bireylerin anksiyete, depresyon ve stres düzeyleriniartırabildiğitespitedilmiştir(Aşkınvd,2020:305).Ko-
1 Dr., Manevi Danışman, Diyanet İşleri Başkanlığıaaysunozkan@gmail.com
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
ronavirüs salgını, bireylerin yaşamlarının kendi kontrolleri altında olduğunadairgüvenduygusunuzedeleyen,belirsizlikortamıya- rataraktehditalgısıvekaygıyıyükseltenbirkrizolarakdeğerlen- dirilebilir(DoğanveDüzel,2020:743).
İnsanların bir hastalığı algılayış biçimi ile hastalık karşısında verdiği tepkiler ve hastalığa uyum arasında ilişki olduğu bilinmek- tedir.Pandemiilkçıktığıgündenitibareninsanlarüzerindeölüm, yoğun bakımdaki hasta ve entübe hasta sayısındaki fazlalık gibi durumlarvemedyadakiyapılanyorumlarsebebiylekorku,panik, endişe ve güvensizlik gibi duygusal/tepkisel sorunların arttığı göz- lenmiştir(H.ÇölgeçenveY.Çölgeçen,2020:264).
Bu salgın hastalık karşısında bireylerde tipik travma tepkileri olan inkar, şok ve şaşkınlık tepkileri gözlenmesi beklenmektedir. Bireyin hastalığı kabul etme sürecindeki zorlanmasını yansıtan in- kar, başlangıçta tüm insanların baş etme aracı olarak kullandıkları ruhsal bir savunma tepkisidir (Aşkın vd., 2020: 307).
Maneviyat,hayattabireylerinyaşadığısıkıntıvegüçlükveren durumlardamücadeleetmelerindecesaretvegüvenverenyaşam- salbirgüçolarakonlaradestekolur(Cebeci,2010:60-61).Fiziksel, duygusalvezihinselbütünbirkişiliğinifadesiolanmaneviyat,bi- reylerin hayatlarındaki anlam bulma, bütünlük, içsel potansiyel ve diğerleriyle bağlantı halinde olma gibi çeşitli kutsal veya varoluşsal hedeflereulaşmaçabalarınıtemsiletmektedir(Thorne,2001:68).
Maneviyattan uzak olma ya da yoksun kalma durumlarında in- sanlar kendilerine uzatılacak bir yardım eli olarak manevi yardım ihtiyacı hissedebilir. Böyle bir ihtiyaç sonunda ise destek arama amacıyla çeşitli kişilere başvurabilir (Söylev, 2015: 288-289). Tari- hin eski devirlerinden beri bu ihtiyacı hisseden bireyler kimi za- man hoca kimi zaman papaz, kimi zaman da medyum gibi kişileri manevi güç kaynağı olarak görerek onlardan yardım istemişlerdir. Manevi sıkıntı yaşayan bir kişi için çoğu zaman bu saydığımız kişi- ler,doktorlardanöncebaşvurulabilenisimlerdenolmuştur.İslamî
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
geleneğe baktığımızda da dinî rehberlik amacıyla din adamı ve âlimlerebaşvurulmasıönemsenenbirusulolmuştur(Cebeci,2010: 59-61). Bireylerin manevi güç sahibi olarak kabul ettikleri kişilere başvurmaları çoğu zaman onların manevi yönden güçlü hissetme- lerine destek olmuş, manevi iyilik düzeylerinin artmasına katkı sağlamıştır.
Hastalık, afet, felaket, doğum, ölüm, evlenme gibi çeşitli geçiş dönemlerinde ve kriz durumlarında birey, öncelikle yaşadığı duru- mu anlamlandırmaya çabalamaktadır. Bireyin bu durumu anlam- landırmaya çalışarak zihninde konumlandırması ise durumla başa çıkmaya çabalamasına imkan tanımaktadır. Ancak birey yaşamak- ta olduğu geçiş dönemleri ve kriz durumlarında her zaman süreci anlamlandırmayı ve süreçle başa çıkmayı kendi başına gerçekleş- tiremeyebilmekte, bu süreçte dışardan bir yardıma ihtiyaç duy- maktadır. Hayatında maneviyatın önemli bir yer edindiği bireyler için bu yardım sürecinde maneviyat temelli yardım uygulamaları önem kazanmaktadır. Bu bağlamda manevi danışmanlık bireyin yaşadığı sıkıntıları anlaması ve bu durumlarla başa çıkabilmesi için desteklenmesi fonksiyonunu icra etmektedir. “Manevi danışman- lık; maneviyatın hayatında önemli bir yer edindiği bireye, yaşadığı geçiş dönemlerinde ve kriz durumlarında, din ve psikoloji eğitim donanımlarına ve danışmanlık becerilerine sahip olan, karşısında- ki kişinin yaşadığı durumun ehemmiyetini kavrayıp bunu muhata- bına hissettiren, danışanın inanç ve değerlerine hakim olan ayrıca muhatabına birey olarak değerli olduğunu ve yaşadığı durumun onun değerini azaltmadığını hissettiren bir uzmanın, önyargıdanve tarafsızlıktan uzak olarak, samimi ve özverili bir yaklaşımla, etik ilkelere ve alanının sınırlarına riayet ederek ve ilgili disiplinlerle koordinasyon halinde olarak dinî/manevi kaynakları referans al- masının yanı sıra psikolojik yöntem ve teknikleri de kullanarak yardım, destek, rehberlik sağlaması ve ona eşlik etme sürecidir” (Özkan, 2019: 34-35).
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Manevi danışmanlığın çıkış noktasında insanın fiziksel yönüne ekolarakmanevî,ruhiyönünündeolduğufikrindenhareketlefi- ziksel, psikolojik, sosyal ve manevi ihtiyaçlarının olduğunun kabul edilmesine bağlı olarak, bütüncül(holistik) yaklaşım ilkesi yer alır (Söylev, 2020: 80; Karagül, 2012: 16). İnsana yönelik bütüncül yak- laşımınbenimsenmesiiçinonunfiziksel,psiko-sosyalvemanevi açıdan desteklenmesi gerekir. Böylece bireyin problemin ortadan kaldırılmasınınyanısıravarolaniyilikhalininartırılmasınadaim- kan sağlanır.
Dindarlık ve maneviyat birçok bireyin hayatında önemli bir konumda yer almasının yanında, bireylerin fiziksel ve psikolojik sağlığına da etkide bulunmaktadır (Oman ve Thoresen, 2013: 295- 297). Bireyin psikolojik ve fizyolojik problemlerinin azalmasına katkı sağlayan manevi anlamda kendini güçlü hissetme durumu, bireylerin acılarını azaltmada, karşılaştıkları sıkıntılı durumlarlabaş etme becerilerini geliştirmede ve yaşam kalitelerini yükselt- mede olumlu etkilerde bulunmaktadır. Bireylerde artan maneviiyi oluş düzeyi hastaneye gitme ya da hastanede kalma sürelerini azaltmakta, anksiyete ile umutsuzluk hissinin azalmasına yardım-cı olarak daha sağlıklı bir yaşam süreci geçirilmesini sağlamakta-dır (Yaman, 2016: 95). Özetle, maneviyat-sağlık ilişkisini inceleyen çalışmaların çoğunluğu maneviyat ve sağlık arasında pozitif ilişki olduğunu(Oman ve Thoresen, 2013: 298), bireylerin beden sağlığı ve ruh sağlığının karşılıklı olarak birbirini etkilediğini (Horozcu, 2010: 120), maneviyatla ilişkili olma ve dini/manevi uygulamaların bireylerin hayatlarında önemli bir konumda bulunmasının hem fiziksel hem de psikolojik sağlık üzerinde olumlu etkilerde bulun- duğunu ortaya koymaktadır (Özkan, 2019: 90).
Çeşitli çalışmalarda salgın hastalıkların psikolojik etkileri araş- tırılmışvebukonudabellibaşlırisketkenleritespitedilmiştir.Zo- runluizolasyonuygulamasının,uzunsürekarantinadakalmanın, salgındanetkileniphastaolmanınvesalgındabiryakınınıkaybet-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
menin psikolojik sorunlara neden olma noktasında yüksek risk etkenleri olarak belirlendiği birçok çalışmada görülmüştür. Ka- rantinada kalmanın travma sonrası stres belirtilerine, yüksek kay- gı düzeyine ve uyum bozukluğuna sahip olmak ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Karantinadan veya izolasyondan çıkan bireylere çevrelerindeki kişilerin verdiği tepkiler, yani bu bireylerin damga- lanmaya maruz kalmaları da psikolojik bozukluk için risk etkeni olarak ele alınmıştır (Işıklı, 2020: 15).
Koronavirüs salgını bireylerin çeşitli biçimlerde kayıp duygusu yaşamasına neden olmaktadır. Bu süreçte insanlar, fiziksel güven- lik duygusunu, gündelik rutinini, taahhüt edileni, inancını, mesle- ğini, gelecek algısını, geçmişe bakıp geleceği tahmin etme yetisini, yaşam üzerindeki kontrolünü, sevdiklerini, yakınlarını, diğerleri-ne güvenini, umudunu, kişisel gücünü, işini, ekonomik gücünü ve arkadaşlarını kaybetmektedir (Işıklı, 2020: 12).
Covid tanısı alan hastaların yaşadıkları durumu anlama ve başa çıkabilmeleri hususlarında manevi danışmanlık önemli bir fonk- siyon icra edebilir. Tanı alan bireyin neden başkalarının değil de kendisinin hasta olduğu, bu hastalığın kendisine nasıl bulaştığı, kendisinin de başkalarına bulaştırabilmiş ya da bulaştırabilecek olabileceği gibi bireyin zihnini meşgul eden birçok düşünce bulun- maktadır.Bireybusüreçtebirsorumluaramakta;kimizamankendi ihmali olduğunu düşünerek kendisini suçlamakta, kimi zaman da kendisinin hiçbir ihmali olmadığı hâlde bu hastalıkla muhatap ol- masınedeniyleyaratıcıtarafındanhaksızlığauğradığınıhattaçeşitli nedenlerden ötürü cezalandırılmış olduğunu düşünebilmektedir. Ayrıcakoronavirüshastaları,yaşadığıbulaşıcıhastalıktanötürüizo- le olmaktadırlar. Buna bağlı olarak koronavirüs hastaları kendileri- ni toplumdan tecrit edilmiş, yalnız ve hatta insan olarak değerinin azalmışolduğunuhissedebilmektedirler.Tedavisürecindeyaşadığı durumu anlamaya çalışan birey, yaşadığı duygusal çöküntüyle bir- liktebusüreçlenasılbaşedebileceğinibilemeyebilmektedir.Dahası
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
fiziksel yakınmalarının oluşturduğu etki de eklendiğinde birey bu süreçle baş edecek gücü hissetmekte zorlanmaktadır. Koronavirüs tanılıhastalarıntanıvetedavisürecindemanevidanışmanlar,bire- yeböylesizorbirsüreçteyalnızolmadıklarını,buhastalığınonların değerini azaltmadığını hissetmelerinde, yaşadıklarının aslında ne anlam ifade edebileceğini ve bu süreci yaşamalarının kendileri için bir haksızlık ya da ceza olmadığını keşfetmelerinde rehberlik ede- bilir. Yaşadığı hastalık sürecini zihninde konumlandırabilen bireyin süreçle baş edebilmesi daha rahat olabilir.
1. AraştırmaHakkında
Araştırmanın amacı; koronavirüs hastalarının yaşadıkları tanıve tedavi sürecini nasıl değerlendirdiklerini anlamak, manevi ge- reksinimlerini ve bu süreçte manevi danışmanlık hizmetine ilişkin değerlendirmelerini analiz edebilmektir. Bu kapsamda çalışmada şu sorulara yanıt aranmıştır:
- Hastalarınkoronavirüstanısıaldıklarındahissettiğiduygu- lar nelerdir?
- Hastalarınkoronavirüstanısıaldıklarındaverdikleritepki- ler nelerdir?
- Hastaların koronavirüs tedavi sürecinde yaşadığı duygu ve düşünceler nelerdir?
- Koronavirüshastalarınınmaneviihtiyaçlarınelerdir?
- Koronavirüshastalarınınbusüreçtemanevidanışmanlık hizmetine ilişkin görüşleri nelerdir?
1.1. MetotveUygulama
Araştırmada nitel araştırma tekniklerinden faydalanılmıştır. Nitel araştırma, gözlem, görüşme ve döküman incelemesi gibi çeşitli nitel veri toplama teknikleri kullanılarak algıların ve olayla- rındoğalortamdagerçekçivebütüncülbirbiçimdeortayakoyul- masıamacıylanitelbirsürecintakipedilmesiyleyapılır(Creswell,
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
2012: 49). Araştırmada nitel araştırma tekniklerinden görüşme ve gözlem teknikleri kullanılmıştır.
1.2. VeriToplamaAracı
Çalışmadayarıyapılandırılmışgörüşmeformuuygulanmıştır. Araştırmada yarı yapılandırılmış görüşmenin tercih edilme nede- ni,katılımcılarınözgürcekonuşmasınavegerçekhisleriniortaya koyabilmesine imkan sağlamasıdır.
Görüşme formu oluşturulurken araştırmacının gözlemlerinden faydalanılmıştır. Ayrıca görüşmeler gerçekleştirilirken ve analiz edilirkendearaştırmacınıngözlemlerinebaşvurulmuştur.Özet- lenitelaşamadaaraştırmacınınuygulamasürecindekigözlemle- riveritoplamaaraçlarınındüzenlenmesi,uygulanmasıveanaliz edilmesinde büyük bir önem taşımıştır.
1.3. VerilerinToplanması
Görüşmelerin büyük çoğunluğu pandemi sürecinin etkisiyle görüntülü görüşmeler ile telefon görüşmeleri şeklinde yapılmıştır. MülakatlarEylül-Kasım2020tarihleriarasındayapılmıştır.Müla- katlar ses kayıt cihazları aracılığıyla kaydedilmiştir. Sonrasında kayıtlar bilgisayara aktarılarak yazıya geçirilmiş ve analize hazır hale getirilmiştir. Katılımcılara, Katılımcı 1, Katılımcı 2 şeklinde müstear isim verilmesi tercih edilmiştir.
1.4. VerilerinAnalizi
Araştırmadaverilerinanalizisürecindetoplananverileriaçık- layabilecek kavramlara ve ilişkilere ulaşmanın temel amaç olduğu içerikanalizindenyararlanılmıştır(YıldırımveŞimşek,2011:227)
1.5. KatılımcılarınNitelikleri
Araştırmaya5erkek8kadıntoplam13kişikatılmıştır.Katılım- cıların yaş aralığı 21-38’dir.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
2. Bulgular veYorumlar
2.1. Koronavirüs Tanısı Alındığında Hissedilen Duygular ve Verilen Tepkiler
Çalışmada öncelikle koronavirüs hastalığı sürecinde enfekte olan kişilerin ilk tanı aldıkları aşamada yaşadığı duygular ile bu durumda gösterdikleri tepkilerin neler olduğu araştırılmıştır. Böy- lece tüm dünyayı etkisi altına alan ve ciddi yaşamsal tehdidi içeren busalgınhastalığadairkatılımcılarınduyguvedüşünceleritespit edilmiştir.
Araştırma sonuçlarına göre koronavirüs hastalarının hasta- lıklarını öğrendiklerinde verdikleri ilk tepkinin şok olduğu tespit edilmiştir. Katılımcı 13’ün ifadeleri bu doğrultudadır.
“Hastanedeçalıştığımiçinbirgünbanadabulaşabileceğinidüşünü- yordumamabukadarerkenbulaşacağınıdüşünmemiştimaçıkçası.İlk öğrendiğimde şok olmuştum. Ama yine de üstesinden geleceğimi düşünü- yordum. Üzerimdeki şoku atlattıktan sonra aklıma ailem geldi… Onlara da bulaştırırım düşüncesi beni biraz korkuttu. İçimde hep buhastalığı yene- ceğime dair umut vardı. İlk öğrendiğimde biraz korku ve endişe vardı ama dahasonrahepumutdoluydum”.(Katılımcı13)
Araştırmada katılımcıların tanı aldıklarında yoğun bir şekilde korku ve endişe duygularını yaşadıkları ortaya koyulmuştur. Ka- tılımcıların korku ve endişelerinin temelinde koronavirüs hasta- lığının bulaşma hızının yüksek olması ile yaşamsal tehdit içeren yönünün bulunması olduğu anlaşılmıştır. Öyle ki araştırmamızda katılımcıların korku ve endişelerinin yoğunlaştığı konuların, has- talığı yaşamakla ilgili korku ve endişeler ile bulaştırma korku ve endişesi olarak iki grupta değerlendirilebileceği tespit edilmiştir.
Katılımcıların hastalığı yaşamakla ilgili korku ve endişeleri; solunum sıkıntısının başta olduğu çeşitli semptomları yaşayabi- lecek olma, yaşamsal tehditle muhatap olma, hastanede tedavi görebilecek olma, gerek evde gerek hastanede izole olma ile has- talıklarınedeniyleyakınlarınıüzecekolmagibikorkuveendişe-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
lerolaraközetlenebilir.Katılımcılarınbudoğrultudakiifadeleri şu şekildedir:
“Bu süreç, ciddi anlamda kişiyi zorlayıcı bir süreçtir. Solunum sıkıntısı yaşıyorsun ve bir daha akciğerlerinin eskisi gibiolacak mı kaygısı… Aynı şekilde ölüm korkusu insanda devamlı olan bir kor- ku…” (Katılımcı 8)
“Semptomlargördüğümdeacilenkimseyletemaskurmadan hastaneyegidiptestyaptırdımvesonuçpozitifçıkıncaönceçok korktum.Amasonrahastaneyeyatırıldım.Biranolsunölümle yüzleştim.Amaailemvekendimiçinsavaştım.Virüsüyenecek gücün kendimde olduğunu düşündüm”. (Katılımcı 5)
“Beniençokzorlayanailemdenuzaktabunuyaşamakoldu. Onlarıüzmekvekorkutmakoldu.Sebebiisebendenuzaktaolup korku içinde günleri geçirmeleri idi. Çünkü onlar hepölüm haber- lerini duydular”. (Katılımcı 2)
“Psikolojikolarakyakalanmışolmak…Covid19’unkötüetkile- rininişteölümdenyadayoğunbakımsürecinden,solunumciha- zına bağlı olmaktan… Bunlara yakalanmış olmak korkuttu. Onun dışındakarantina,kimseylegörüşememe”.(Katılımcı9) Katılımcılarınbulaştırmakorkuveendişelerininyoğunol-
masının koronavirüs hastalığının bulaşma hızının yüksek olması nedenine bağlı olduğu anlaşılmıştır. Kendisi bulaşıcı bir hastalık nedeniyle enfekte olma gerçeğiyle yüzleşen birey, bu durumun hemen akabinde kendisinin de başkalarına bulaştırabileceğini düşünerek büyük bir endişe ve üzüntüye kapılmaktadır. Katılım- cıların bu doğrultuda yoğun bir şekilde söz ettiği ifadeler şu şe- kildedir:
“İlk başta çok korktum, endişelendim. Dedim ki; niye yatışım yapılsın?Evdedevamedeyim.Benlekocamyaşıyoruzevde.Ko- camıdüşündüm.Acabaonamıbulaştı?Sürekliberabervakit geçirirdik.Dedimkibelkionabulaşmıştı.Hemonuniçinkorktum hemdekarantinadankorktumaslında”.(Katılımcı1)
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
“Üzerimdeki şoku anlattıktan sonra aklıma ailem geldi. Onlara da bulaştırırım düşüncesi beni biraz korkuttu. İçimde hepbu has- talığı yeneceğime dair umut vardı. İlk öğrendiğimde biraz korku ve endişe vardı. Ama daha sonra hep umut doluydum”. (Katılımcı 13)
“Sevdiklerime zarar vermekten korktum”.(Katılımcı 3) “İnsan aslında o dönem kendinden ziyade yakın çevresine bu-
laştırmış olmaktan korkuyor. O dönem görüştüğü insanlara bulaş- tırmakorkusuoluyor.‘Hani benkendim değildediğerleribenim yüzümden acaba zarar görecek mi?’ diye düşünüyor”. (Katılımcı 9) “Yanipanikyaptım.Korkuyorsun…Birşekildekorkuyorsun, panikliyorsun. Çünkü ben öğrendiğim gün eşimde de semptom- largelişti.Eşimveçocuğumdadavarmıyokmudiyehemen hastaneyekoştuk.Kızımdaçıktığınıamaoğlumdaolmadığını gördüm.Oyüzdenpanikledimyanieşimedebulaştırdığımiçin”.
(Katılımcı11)
“Öğrendiğimdeçokkorktumveçokağladım.Amahastaolmak- tandolayıdeğil.Çünkübusürezarfındanezamanhastaolduğumu bilmiyordum.Belkiailemebulaştırdımkorkusuyaşadım.Çünkü hastanedençıkıpbirikigünevdedekalmıştım.Tabiöğrendikten sonra evimi ayırdım, başka yerde tek başıma kaldım… Beni en çok tedirginedenailemebulaştırmışolmaihtimalimdi.Çünküben iyiyim, bu şekilde atlatabildim. Ama benim ailemde kronikrahat- sızlığı olanlar var. Annem kalp hastası, kardeşim astım hastası. Bundandolayıçokkorktum”.(Katılımcı12)
Araştırmada katılımcıların korku ve kaygı duyguları dışında ça- resizlikhissettiklerivebuhastalığıyaşıyorolmaktandolayıüzün- tü duyduklarını paylaştıkları tespit edilmiştir.
“Çaresiz hissettim ama hiç isyan etmedim. Bu benim imtiha- nımdıyaşadımvebitti”.(Katılımcı2)
“Çokkötühissettim.Baştaçokzorlandımvedepresyonagir- dim.Amasevdiklerimvebenisevenlerindesteğiylebunuaştım”. (Katılımcı3)
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
“Gerçekten çok kötü oldum, ağladım. Hayatım boyunca hiç böylehissetmemiştim.Bulaşacağınıbiliyordumancakbukadar çabuk olabileceğini hiç düşünememiştim. Gerçekten çok çabuk ya- yılabilen bir virüs. Çok kötü ve bir andaçaresiz hissettim. Depres- yonagirdimbilediyebilirim”.(Katılımcı4)
“Yanişöylehastalığıilkduyduğumdatabikiçoküzüldüm. Amabenkendiadımademeyim.İlkbabamdaöğrendik.Babamı götürdüklerizamantabiikiçokkötühissetim. Yaniçokağladım, çoküzüldüm.Herşeyigeçtim,çevremizdekiinsanlarıntepkisi, üzülmeleri...Bizeçokyansıttılar.Hanimoralvermekyerinedaha çokmoralbozdulardiyebilirim.Enyakınımdadâhilbuna”.(Ka- tılımcı10)
Koronavirüs tanısı alan hastaların ilk tanı aldıkları aşamada öncelikle şok tepkisi verdikleri tespit edilmiştir. Şok aşamasının hemen akabinde ise koronavirüs hastalarının yoğun bir şekilde korku ve endişe duygularını yaşadıkları görülmüştür. Bu durumun nedeni ise hastalığın bulaşma hızının yüksek olması ile yaşamsal tehdit içeren yönünün bulunmasıdır. Koronavirüs hastalığını ya- şayan bireyler bu süreçte bizatihi hastalığı yaşıyor olmak ile çeşit-li endişeler yaşamakta; hastaların hastalığı bulaştırabilmiş ya da bulaştırabilecek olma ile ilgili endişeleri de buna eşlik etmektedir. Koronavirüs hastaları bu süreçte kendilerini çaresiz hissetmekteve hastalığı yaşamaları nedeniyle üzüntü duymakta, duygularını ağlayarak ifade ettiklerini paylaşmaktadırlar.
2.2. Koronavirüs Tedavi Sürecinde Yaşanan Duygu ve Düşünceler
Araştırmadakatılımcılarınkoronavirüshastalığıyaşarkenge- çirdikleri tedavi sürecinde hangi duygu ve düşünceleri yaşadıkları tespitedilmekistenmiştir.Böylecekatılımcılarınkoronavirüsta- nısıyla yüzleştikten sonraki süreci nasıl değerlendirdikleri araş- tırılmıştır.İzolasyonvekarantinaönlemlerininanarolüstlendiği
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
tedavi sürecinde küresel bir salgından etkilenen bireylerin bu dö- nemde yaşadıkları duygu ve düşüncelerin araştırılması önemli bir konumdadır.
Araştırmada koronavirüs hastalarının tedavi sürecinde yoğun olarak yalnızlık duygusunu yaşadıkları tespit edilmiştir. Katılımcı- lar bu süreçte hastalığın tedavisinin doğası gereği yalnızlıktan ve izole olmaktan duydukları rahatsızlığı sıklıkla paylaşmıştır. Katı- lımcıların ifadeleri hem izole olarak yaşamaktan hem de bunu sağ- lamanın güçlüğünden rahatsız olduklarını göstermektedir:
“İyi ki internet var dedim yattığım süre boyunca.Sosyal ağlar dışında hiçbir şeyle irtibat kuramıyorsunuz. Yalnız başına tek oda- dasınız. Kimseyle bir bağlantınız yok ve çok sıkılıyorsunuz.Bu size kolay gelebilir ama hiç öyle değildi. Gündemin sürekli aynı olması benigerçektenyıprattı.İnternettediziler,filmlerizleyebiliyorsu- nuz. Ailenizle, yakınlarınızla görüntülü konuşabiliyorsunuz. Son dakika haberleri takip edebiliyorsunuz. Bunlar da sizi osıkıcı gün- demden az da olsa uzaklaştırıyor”. (Katılımcı 4)
“Toplumdançokizoleolmak,hiçbiryereçıkamıyorolmak… Yani evde kapalı kalmak, bir şeylerin yasak olması böyle hapis his- settirdi.Birdeevdeykençocuğumukorumakiçinmaskekullan- makdazordu”.(Katılımcı6)
“Çünkübizağırgeçirmemizerağmenevdeciddianlamdabir yalnızlık duygusu hissettik. Hiçbir akrabamızla hiç kimseyle görü- şemedik. Sadece telefonla görüşebildik”. (Katılımcı 8)
“Bizbuhastalıksürecindeçokzorşeyleryaşadık.Çünküai- ledensadecebirkişiyedeğilherkeseulaştı.Oyüzdenhepbirlikte güçlü olmamız gerekiyordu. Birimize geçse öbürüne bir daha geç- me ihtimali vardı. Birbirimizden uzak kaldık. Yani insanlar evden dışarıçıkmıyorlar.Amabizeviçindeodamızdandışarıçıkmadık bu süreçte. Aynı banyoyu kullanmamaya çalıştık. Aynı mutfaktan yemek yememeye çalıştık. Plastik tabak ve kaşık kullandık. Yediği- miz, dokunduğumuz her şeyi çöpe attık. Her gün çamaşır suyuyla
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
evi sildik. Yani daha doğrusu herkes kendi odasını temizledi her gün”. (Katılımcı 10)
Katılımcı 4 yaşadığı izolasyon sürecinde sosyal desteğe duydu- ğu ihtiyacı paylaşmıştır:
“Bu süreçte sürekli telefonla görüştük. Görüntülü konuşmalar, konferanslar... Sık sık annemle ağlardık. O hastane odasında... Bi- riylesanaldaolsaağlamakbileiyigelirdi.Uzaktadaolsalardes- tekleriniaslaunutamamvehaklarınıödeyemem.İlaçdesteğinin yanında ailemin de desteğinin iyileşmemde %80 etkisinin olduğu- nudüşünüyorum”.(Katılımcı4)
Yine katılımcılar yalnızlık ve izolasyondan duydukları rahatsız- lıklaparalelolarakdamgalanmavetecritedilmehissininverdiği rahatsızlığı yoğun bir şekilde ifade etmiştir:
“Psikolojik olarak tamamen çöktüğüm bir dönemdi. Sana vi- rüslümuamelesiyapılıyorvebuinsanıyıpratanbirdurum.Ye- meklerin tek kullanımlık, odana kimse girmiyor. Havalandırman dahi ayrı, kimseyle muhatap olmuyorsunuz. Dokunduğun her yer temizleniyor. Ve insanlığın başına belaymışsın gibi düşünüyorsun. Kendinioldukçavehiçolmadığıkadaracizhissediyorsun”.(Katı- lımcı4)
“İşte bundan sonra süreç çok da kolay olmuyor. Her şeyden etkileniyorsunuz. Psikolojiniz alt üst olabiliyor. Hastalığı atlattık- tansonrabirdepsikolojinizidüzeltmenizgerekebiliyor.Hastalığı atlatmışolsanızbileinsanlarınsizevirüslümuamalesiyapmaları siziincitiyor,kırıyor.Vekendinizisoyutlamayabaşlıyorsunuz”. (Katılımcı4)
“Busürecihayırlısıylaatlatıpişebaşladıktansonrahâlâbana virüslü muamelesi yapan arkadaşlarım oldu. Konuşmaktan hatta nasıl olduğumu dahi sormaya imtina edenler oldu. Fakat bunlar azınlıktaydı”. (Katılımcı 4)
“Ancakişyerinedöneceğimzamançoksamimiolmadığım normalçalışanlarbendenyaşçabüyüklersürekli“birdoktora
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
git,muayeneol,senidüşünüyoruz”gibişeylersöylediler.Aslında kendileri çok korkuyor ve çekiniyorlardı benden. Bundan biraz ra- hatsızoldum. Sankivebalıymışımgibi davranmalarından.Bunun dışındaçokdatepkigelmedi.Yakınımdakilerdençokdestekgör- dümaslında”.(Katılımcı6)
“Hastalıksürecindeeşdostolarakyanişöylesöyleyeyimbu öylebirhastalıkkienyakınınızbilesizehiçbirşekildeyardım edemiyor. Mesela hastaneye gitmeniz gerekiyor, mesela en basit- ten ben babamı hastaneye götüremiyorum. Öyle bir şey ki sadece sağlık çalışanları müdahale edebiliyor. Onlar getirip götürebiliyor. Akrabalarımdan tabii ki babam hastanede yattığı süreçte veya benimleannemhastanedeyattığımızsüreçteçokihtiyacımızol- duğu anlar oldu. Kimisinden istediğimiz cevabı alamadık. Çünkü insanlardakorkuvardı,amanbizedegeçerdiye.Örnekvereyim: Enbasitindenbirpoşetgetirilmesigerekiyorkıyafetlervariçeri- sinde, bavul hazırlanması gerekiyor. “Acaba o bavulu ellediğiiçin o bavuldan bana geçer mi?” korkusu oluyor insanlarda. O yüzden en yakınız bile yardım edemiyor. Çok kötü, çok zor bir durum. Kimi insanlar destek oldular, kimi insanlar köstek oldular. Bu hastalık sayesinde zaten insanlar gerçek yüzlerini gösterdiler. O konu hak- kındaçokfazlabirşeysöylemekistemiyorum”.(Katılımcı10)
Ayrıca katılımcıların koronavirüs tanısı aldıklarında hissettik-leri bulaştırma kaygı ve korkusunu, tedavi sürecinde de yaşadıkları tespit edilmiştir. Yani katılımcılar ilk tanı aldıklarında, o âna kadar birilerine bulaştırabilmiş olabileceklerinden korkarken, tedavi sü- recinde de hala birilerine bulaştırabilme kaygısı yaşamaktadırlar. Katılımcıların bu kaygıyı yaşama nedenlerinin tedavi sürecini ko- ronavirüs pozitif tanısı almayan yakınlarıyla aynı evde geçirmele-ri olduğu anlaşılmıştır. Katılımcıların bu doğrultudaki ifadeleri şu şekildedir:
“Beniençokzorlayan,sıkıntıyasokanşeyailemlebirlikteka- lıyor olmamdı. Onlara da bulaşmış olma riski benikorkutmuştu…
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Tabi psikolojik olarak ailemle ilgili, onlarla birlikte kaldığım için bulaştı mı bulaşmadı mı konusu kafamı karıştırıyordu. Zaman ilerledikçe onlarda semptomların ortaya çıkmaması benim de içi- mirahatlatandurumdu”.(Katılımcı7)
“Yabazeniştebaşkasınınhakkınagirmişolmadüşüncesiol- duğundan dolayı o dönem insan kendini düşünmüyor gerçekten. Acaba benden bulaşmış mıdır diye düşünüyor. O yüzden Allah’ım ne olur olmasın, kimseye bulaşmasın, sen bana yardım et diye dua ediyor”. (Katılımcı 9)
“Ençokzorlayanşeyevdekilerebulaştırmamagayesiydi.Her dokunduğumyeridefalarcasiliyordum.Kişiseleşyalarımtabiiki her zaman ayrıydı ama evde ortak kullandığımız alanlarve eşya- lardavardı.Herkullandığımeşyayıonlardanayrıtutmaktaçok zorlanıyordum”.(Katılımcı13)
Koronavirüs hastalığının bulaşma, tedavi ve tedavi sonrası sü- reçleriyle ilgili bilgilerin sınırlı olması, bu konuda kamuoyundabilgikirliliğininfazlalığıgibibirçoknedenkoronavirüshastalığı- nın bilinmezlik yönünü güçlendirmektedir. Bu durum ise korona- virüs tanısı alan ya da almayan tüm bireylerin hastalığa yönelik bilgilerinin sınırlı olmasına neden olmaktadır. Sınırlı bilgi sahibi olabildiği bir hastalıktan muzdarip olan koronavirüs tanılı bireyiçin ise bu süreç birçok yönüyle bilinmezlik anlamına gelmekte-dir. Araştırmamızda katılımcıların bu süreçte bilinmezlik hissi ne- deniyle rahatsız oldukları ve dolayısıyla böylesi bir süreçte kişisel kontrolünü kaybetme hissi ve çaresizlik duyguları yaşadıkları tes- pit edilmiştir:
“Bu hastalığın bende kalacağından normal hayatıma döneme- mekten korktum. Çünkü daha gençsin ve yapacakların, hayallerin var”. (Katılımcı 3)
“Virüseyakalandığımandanitibarençokbüyükkorkumoldu tabii ki. Şöyle oldu: Ben hastaneye ilk yattığımgün bayağı bir ilaç tedavisigördüm.İlkyattığımgünçokzorgeçti.Hattailküçgün
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
çokzorgeçtibenimiçin.Çünküşöylebenimodamlaanneminodası arasında üç oda falan vardı. Bize çok acil yatış yaptılar. Yani ciğer- lerekadarindiğiiçin,haniacilmüdahaleetmelerigerekiyormuş. O yüzden hemen yatışımız yapıldı. Kendimden daha çok annemde kaldı aklım. Kronik rahatsızlığı olduğu için bu konudaçok korkum oldu. Bir de şöyle neden bilmiyorum, benim damarlarım çok çabuk patlamaz ya da çok ince değildir ama hastaneyeyattığım zaman damarlarımınbirbebekdamarındanfarklıolmadığınısöylediler bana.Damaryoluaçarkenbileiki,üçdefadenedilerkibenimilk defaböylebirşeybaşımageliyor.Budurumbenibirazkorkut- muştu.Ozaman“Acababuhastalıklabirilgisiolabilirmi?”diye düşünmeyebaşladım.Dahasonratedaviyebaşladıklarındaçok fazla mide bulantısı yaşadım. Ama çok fazlaydı yani sürekli istifra etme gereğinde bulunuyordum. Yani çok kötü hissediyordum ken- dimi.Tansiyonumuçoketkiledi:Süreklitansiyonumdüşüyordu. Onun dışında göğsümdeki ağrı beni korkutuyordu “Acaba ilerleye- cek mi? Nefes darlığına dönüşecek mi bu durumya da yoğun ba- kımlık olacak mıyım?” Hani süreklibunları düşünüyordum. Onun dışında eklem ağrılarım çok fazlaydı, ağrısından uyuyamıyordum,odereceağrımvardı”.(Katılımcı10)
Katılımcılarınbusüreçtebilinmezliktendolayıyaşadıkları
endişeler yanında bir katılımcı bu sürece hakim olmanın ve bi- linmezlik hissi yaşamıyor olmasının verdiği rahatlıktan bahset- miştir.
“Hastalık süresince kendimi çaresiz hissettiğim neredeyse hiç- birânımolmadı.Bununyanındahastalıksürecinetamamen hâ- kimolmam(bilgiolarak)busüreciçokrahatatlatmamısağladı. Tabiî olarak bir hekim olarak yattığım hastanedeki çalışan arka- daşlarındadesteklerinihiçbirzamanesirgememeleribukonuda rahatolmamısağladı”.(Katılımcı7)
Ayrıca bu süreçte katılımcılar toplumdaki rol ve kimliklerinden sıyrılmışhissettiklerini,umutsuzlukveçaresizlikduygusuyaşa-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
dıklarını paylaşmışlardır. Bunlara ek olarak sınırlı da olsa umut hissettiğini paylaşan katılımcılar olmuştur:
“Benimle beraber yatan arkadaşlarımın benden önce iyileşip ta- burcuolmaları beniçokçaresiz hissettirmişti.Tabiki onlaradınaçok seviniyordumancakbennedeniyileşemiyorumdüşüncesiyleiyice içime kapandım. Ve o süreçte sürekli ağlıyordum. Psikolojim gitgide bozuluyordu”.(Katılımcı4)
“Hastalıksırasında,iyileşemeyeceğimidüşündüğümçokanlar oldu. Pes edip ilaçları içmediğim, inkar ettiğim, reddettiğim durumlar daoldu. Amasonrasındaailemin vearkadaşlarımındesteğiylebunu atlatacağımainandım”.(Katılımcı4)
Koronavirüs tedavisi gören hastaların tedavi sürecinde izolas- yonabağlıolarakyoğunbirşekildekendileriniyalnızhissettikleri tespit edilmiştir. Hastaların bu süreçte izole olarak yaşamaktan ve izolasyonusağlamanıngüçlüğündenötürürahatsızolduklarıan- laşılmıştır.Koronavirüshastalarınınyaşadıklarıbusüreçtetecrit edilmiş olduklarını ve damgalandıklarını düşünmelerinin de et- kisiyle sosyal destek ihtiyacı hissettikleri görülmüştür. Özellikle evdetedavisüreciyaşayankoronavirüshastalarınınkendileriyle birlikte yaşayan ailelerine hastalığı bulaştırma kaygı ve korkusunu yoğunolarakhissettiklerianlaşılmıştır.Koronavirüshastalığıhak- kındadoğruveyeterlibilgisahibiolmanınoluşturduğugüçlüğün, koronavirüstanılıhastalarınyaşadıklarısüreçleilgiliyoğunbirşe- kilde bilinmezlik hissi yaşamalarına neden olduğu; bunun da etki- siyle hastaların kişisel kontrolünü kaybetme ve çaresizlik duygu ve düşüncelerini yaşadığı tespit edilmiştir.
2.3. KoronavirüsHastalarınınManeviİhtiyaçları
Araştırmada koronavirüs tanısı alıp tedavi görmüş olan katı- lımcılarabusüreçtekimanevigereksinimlerisorulmuştur.Çalış- mada koronavirüs hastalarının ilk olarak yaşadıkları hastalık süre- cini anlamlandırma ihtiyacı hissettikleri tespit edilmiştir.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
“Tabibenilkyakalandığımdavirüsü,ilkdüşündüğümşey… Allahniyebeniseçti?Birçokinsanvarzatenaynısektördeçalışı- yorlar, aynı hayatı yaşıyorlar. “Niye beni seçti?” dedim.Sonra Al- lah’adahafazlabağlandım,bağlantımdahafazlagüçlendi.Dedim ki; “Beni sadece Allah kurtarabilir”. Tabi ki tedaviye inanıyordum. Zatenilacımabaşlamıştım.TedaviönemlibirşeyamaAllah’adaha fazlabağlandım.SadeceAllahkurtarabilirdedim”.(Katılımcı1)
“İyitarafiarıolduaslında.Çünküinsanhephayatınıkoşarak yaşıyor,hepkoşuyorhayatta,bunuyapacağımdiye.Amagel- diiştebuvirüsdediki“Dur,birdurkendinegel,neyapıyorsun diye”.Evetöylebiriyitarafıoldubende.Dedimkikendime;“Ben ne yapıyorum?’ Hayatımda hep koşuyorum, bir duralım bakalım. Allah’tan uzak oldum dedim. Bir daha duralım dua edelim dedim”. (Katılımcı1)
Koronavirüshastalarınınsosyaldestekvedinîritüelleriniye- rinegetirmeihtiyaçlarınınisediğermaneviihtiyaçlarıolduğuan- laşılmıştır:
“Hastalığımsürecindeailemveyakınlarımbanaçokdestekçi oldular.Banamoralverdilerbusayedeiyileştim”.(Katılımcı3)
“Bu süreçte insan gerçekten manevi desteğe ciddi anlamda ih- tiyaçduyuyor.Enyakınlarımızlatelefonlasıkgörüşmekbiziciddi anlamda motive etti. Bizi kimse arayıp sormasaydı belki bu kadar psikolojimizyüksekolmayacaktı.Oaçıdanmanevidesteğinçok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu süreçte daha çabuk toparlan- mak adına bol bol dua ettik. Belki bir miktar içe dönüş de yaşamış olabiliriz”. (Katılımcı 8)
“Karantinadaolduğumda-benzatennamazkılıyordum-o yüzdendahafazlanamazatutundum.Dahafazladuaettim.Dua belkidekurtarabilirdedim”(Katılımcı1)
“Namazkılıpduaettim.Kendimisorguladım.İnsanisteriste- mezyapıyor.İmangücüdeçokönemli.DuaedipAllah’asığındım elbetteki”.(Katılımcı3).
“Duaruhunhuzurtatminidir.OodadayalnızcaAllahilebirebir
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
olabiliyorsunuz.Uzunzamandırunuttuğumumbutatbanayardım- cıoldu. Duainsanımaneviaçıdançokrahatlatıyor”.(Katılımcı4)
Koronavirüs hastalarının manevi ihtiyaçları değerlendirildi- ğinde, yaşadıkları hastalık sürecini manevi olarak anlamlandırma gereksinimiduyduklarıtespitedilmiştir.Bunaekolarakkoronavi- rüshastalarınındiğermanevigereksinimlerininsosyalvemane- viyöndendesteklenmeiledinîritüelleriniyerinegetirmeolduğu anlaşılmıştır.
2.4. Koronavirüs Hastalarının Manevi Danışmanlık Hizmetine İlişkin Görüşleri
Araştırmadakoronavirüshastalığıgeçirmişolankatılımcılara bu süreçte manevi danışmanlık ihtiyacı hissedip hissetmediklerini ve hastanede manevi danışmanın bulunup bulunmamasına ilişkin görüşlerini tespit etmeyi sağlayan sorular sorulmuştur. Katılım- cıların verdikleri cevaplar analiz edildiğinde birçoğunun manevi danışmanlıkgereksinimiduyduklarıvehastanedemanevidanış- manınbulunmasınınolumluolacağınadairgörüşlerinipaylaştık- ları görülmüştür. Koronavirüs hastalığı sürecinde izolasyona bağlı olarak yaşanan yalnızlık nedeniyle kendilerine eşlik edilmesi ve bu zor süreçte destek olunmasına dair taleplerin en yoğun paylaşılan ifadeleri oluşturduğu tespit edilmiştir.
Katılımcıların manevi danışmanlık gereksinimi hissettiklerineve manevi danışmanın hastanede bulunmasının olumlu olacağına dair paylaştıkları ifadeler şu şekildedir:
“Evet,kesinliklefaydalıbuluyorum.Meselabizimhastane- mizdekimanevidanışmanöncedenhastalarlabirebiryüzyüze görüşme yapardı. Ama bu süreçte sosyal mesafe kuralları gereğin- cehastaodalarınagirmemeyebaşlandı.Hastalarlayalnızcailgili personelleringörüşmesinedikkatedildi.Bizimpsikoloğumuzda gerek telefonla gerek görüntülü konuşmalarla rahatlıkla ulaşabi- leceğimiz bir yerdeydi. Ulaşabilecekleri numaraları tüm hastala-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
rımıza veriyoruz. Çok bunaldığım zamanlarda danışmanlardan yardımaldım…Sürekliaynışeyleridüşünmekteinsanıyıpratan bir şey. Farklı birbakış açısı,üst bir aklın benirahatlatacağınıdü- şünmüştüm.Öyledeoldu”.(Katılımcı4)
“Kesinlikle çok faydalı olur. Manevi açıdan güçlenme bence virüsü yenmede en önemli etmen diyebilirim… Evet, ihtiyaç duy- dum.Bazençokkaramsarlığakapılmıştım.Yanımdahissedebile- ceğim ailem yoktu. Onların duaları vardı”. (Katılımcı 5)
“Biraraaslındaçokbunaldımevde.Birihtiyaçduydumama destekalmadımhiç”.(Katılımcı6)
“Manevidanışmanlığa…Evetoldu.Şundandolayı,sonuçtailk defa karşılaştığımız bir vaka, bir olay olduğu için insan yönlendiril- mekistiyor.Oyüzdenböylebirşeyeihtiyaçduydum”.(Katılımcı12)
Bazıkatılımcılarkoronavirüshastalarınınözellikleyaşadıkları yalnızlık duygusu nedeniyle manevi danışmanlığa ihtiyaç duyduk- larını paylaşmışlardır:
“Bence manevi destek çok mantıklı olur. Çünkü insanlar bu sü- reçtefazlasıylayalnızhissediyor”.(Katılımcı2)
“Kesinlikle yardımcı olacağını düşünüyorum. Çünkü biz ağır geçirmemizerağmenevdeciddianlamdabiryalnızlıkduygusu hissettik. Hiç bir akrabamızla, hiç kimseyle görüşemedik. Sadece telefonla görüşebildik ve ne kadar süreceğini, iyileşip iyileşemeye- ceğini bilemediğimiz için kişinin desteğe ihtiyacı var. Özellikleçok fazla tanıdığı olmayan veya yalnız yaşayan insanların bu desteğe ihtiyacıolacağınıdüşünüyorum”.(Katılımcı8)
Katılımcı 7 koronavirüs hastalığının bulaşıcı yönü nedeniyle manevi danışmanların hastalarla görüşmesinin mantıklı olmadığı- nı düşündüğünü paylaşmıştır:
“Bukişidenkişiyedeğişir.Ancakbenşuanbununçokman- tıklıolduğunudüşünmüyorum.Sebebideşudur:Bubulaşıcıbir hastalık.Gripgibihastalıklardanyaklaşıkyüzkatdahafazlabu- laşabiliyor. Sadece solunum yoluyla değil hatta göz ve deri ile bu-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
laşmış vakalar var. Bu konuda riski arttırıp orayaekstra bir de bir adam girmesi veyahut onunla uzun süre vakit geçirmesinin man- tıklı olduğunu düşünmüyorum. Bu konuda yardımcı olabilmesi ise bireydenbireyedeğişir.Herinsandaherşeyaynışekildeetkinlik göstermez”.(Katılımcı7)
Katılımcı 1 hasta yakınının manevi danışmanlığa ihtiyaç duy- duğunu düşünmektedir:
“Zaten hastanın yakınları hastadan daha fazla korkuyorlar, dahafazlagerginoluyorlar.Oyüzdenbenceöylebirşeyolursa, danışman olursa daha iyi olur. Öyle bir şey gerekiyor. Evet, öyle bir şey gerekli. Çünkü insanlar baya endişeleniyorlar, gergin oluyorlar. Oyüzdenrehberiyiolabilir”.(Katılımcı1)
Koronavirüs hastaları tedavi süreçlerinde yapılan izolasyon uygulaması nedeniyle yoğun olarak yalnız kalmaktadırlar. Koro- navirüs hastalarının yaşadığı yalnızlığa bağlı olarak manevi da- nışmanlığa ihtiyaç duyduklarını paylaştıkları; kendilerine manevi danışmanların eşlik etmesini ve destek olmasını bekledikleri gö- rülmektedir. Araştırma sonucumuzda koronavirüs hastalarının ilk defa karşılaştıkları bu hastalığın tedavi sürecinde, kendilerine des- tek olarak rehberlik edilmesi ve manevi yönden güçlenme gerek- sinimi hissettikleri tespit edilmiştir. Ayrıca hastalar kadar ve kimi zaman hastalardan daha ziyade hasta yakınlarının bu süreçte ya- şadığı korku ve gerginliğe bağlı olarak manevi danışmanlık gerek- siniminin daha fazla olduğunu paylaşan katılımcılar olduğu görül- müştür. Bununla birlikte koronavirüs hastalığının bulaşma hızının yüksekliğine bağlı olarak manevi danışmanın hastalarla görüşme- sinin uygun olmadığını paylaşan katılımcılar da bulunmaktadır.
SonuçveÖneriler
Koronavirüs hastalarının yaşadıkları tanı ve tedavi sürecini de- ğerlendirme biçimlerinin, manevi gereksinimlerinin ve bu süreçte manevi danışmanlık hizmetine ilişkin değerlendirmelerinin analiz edildiği çalışmada şu sonuçlara ulaşılmıştır:
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
- Koronavirüshastalarınınbireyselfarklılıklarının,has- talığın bulaşma sürecinin ve şeklinin, tedavi sürecinin ve şeklininetkisiylegereksinimleridefarklılıkarzetmektedir.
- Araştırmanınkatılımcılarıolankoronavirüstanılıhas- talar hastalıkla ilk karşılaştıklarında; şok, korku, endişe, üzüntü,bulaştırmakaygısı,çaresizlikgibiduyguvedüşün- celeri yaşamaktadırlar.
- Katılımcılarınkorkuveendişelerinintemelindekoro- navirüs hastalığının bulaşma hızının yüksek olması ile ya- şamsaltehditiçerenyönününbulunmasıyeralmaktadır.
- Katılımcıların korku ve endişelerinin yoğunlaştığı ko- nular,hastalığıyaşıyorolmaklailgilikorkuveendişelerile bulaştırmakorkuveendişesiolarakikigruptadeğerlendi- rilebilir.
- Katılımcıların hastalık sürecine ilişkin korku ve endişe- leri; solunum sıkıntısının başta olduğu çeşitli semptomları yaşayabilecek olma, gerek evde gerek hastanede izole olma ile hastalıkları nedeniyle yakınlarını üzecek olma gibi korku ve endişeler olarak özetlenebilir.
- Koronavirüs pozitif tanısı alan birey bu durumun he- men akabinde kendisinin de başkalarına bulaştırmış olabi- leceğini düşünerek büyük bir endişe ve üzüntüye kapılmak- tadır.
- Araştırmanın katılımcıları olan koronavirüs hastaları tedavi sürecinde yaşadıkları izolasyon tedbirleri nedeniyle yoğun bir şekilde yalnızlık duygusu yaşamaktadırlar. Koro- navirüs hastalığının bulaş hızı yüksek doğası hastaların bu- laştırma kaygısı, damgalanma, tecrit, çaresizlik, bilinmezlik, kaygı, korku ve kişisel kontrolü kaybettiklerine dair çeşitli duygu ve düşünceleri yaşamalarına neden olmaktadır.
- Koronavirüs hastaları yaşadıkları izolasyon sürecinde çoğunlukla sosyal desteğe ihtiyaç duymaktadırlar.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
- Koronavirüs tanısı alan hastalar hissettikleri bulaş- tırma kaygı ve korkusunu, çoğunlukla tedavi sürecinde de yaşamaktadırlar. Yani koronavirüs hastaları ilk tanı aldıkla- rında, hastalığı o âna kadar birilerine bulaştırabilmiş olabi- leceklerinden korkarken, tedavi sürecinde de hâlâ birilerine bulaştırabilme kaygısı yaşamaktadırlar.
- Koronavirüs hastalığının bulaşma, tedavi ve tedavi sonrası süreçleriyle ilgili bilgilerin sınırlı olması, bu konu- dakamuoyundabilgikirliliğininfazlalığıgibibirçokneden koronavirüs hastalığının bilinmezlik yönünü güçlendirmek- tedir. Katılımcıların bu süreçte bilinmezlik hissi nedeniyle rahatsız oldukları ve dolayısıyla böylesi bir süreçte kişisel kontrolünükaybetmehissiveçaresizlikduygularıyaşadık- ları tespit edilmiştir.
- Araştırmanın katılımcıları olan koronavirüs hastala- rının manevi gereksinimleri; yaşadıkları süreci anlamlan- dırma, sosyal destek ve dinî ritüelleri yerine getirme olarak değerlendirilebilir.
- Koronavirüs hastaları gibi yakınları da manevi yönden desteklenmeye ihtiyaç duymaktadırlar.
- Çalışmaya katılan koronavirüs hastalarının bir çoğu bu süreçte manevi danışmanlığa ihtiyaç duymakta ve hastane- de manevi danışmanın bulunmasının olumlu olacağına dair görüşlerini paylaşmaktadırlar. Koronavirüs hastaları yaşa- dıkları süreçte izolasyona bağlı olarak hissettikleri yalnızlık duygusu nedeniyle kendilerine eşlik edilmesini ve bu zor dönemde destek olunmasını talep etmektedirler.
Koronavirüs tanılı hastalarla çalışan manevi danışmanlar neler yapabilir?
- Koronavirüs tanılı hastaların yaşadıkları sürece bağ- lı olarak onların gelişen ihtiyaçları göz önünde bulun- durularakonlaradestekolunmalıdır.Busüreçtemanevi
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
danışmanın koronavirüs hastalığının bireyler üzerindeki psiko-sosyal ve manevi etkileriyle ilgili bilgi sahibi olması gerekmektedir. Bununla birlikte manevi danışman her bi- reyin hastalığı karşılama ve yaşama şeklinin farklı olacağını göz önünde bulundurmalıdır.
- Koronavirüs tanılı hastalarla çalışan manevi danışma- nın bu süreçte nasıl çalışacağı büyük ölçüde bulunduğu has- tanedeki işleyişle şekillenecektir. Halihazırda bazı durum- larda manevi danışmanlar koruyucu ekipmanlarla gerekli tedbirleri alıp hastalarla bire bir görüşebilmektedirler. Bu- nun mümkün olmadığı durumlarda mesela hasta odalarına telefon edilerek iletişim kurulabilir.
- Koronavirüs hastası odasında izole olup tedavisine de- vam edip birçok güçlüğü yaşarken hastanın yakınları da bir- çokgüçlüklebaşetmeyeçalışmaktadır.Önceliklebilinmezlik, belirsizlik, korku ve kaygı gibi birçok duygu ve düşünce bu sürece hâkim olmaktadır. Hasta yakını açısından değerlen- dirildiğinde, yaşamsal tehdidi olan ve bulaşıcı bir hastalığın muhatabıolanyakınıtekbaşınabirodadayaşammücadelesi vermektedir.Busüreçtehastanınyanındaolmakbiryanaon- dan haber alabilmek bile güç olabilmektedir. Manevi danış- manlarbirçokzorluknedeniylesıkıntıyaşayanhastayakınla- rıyla iletişim kurarak onlara destek olabilirler.
- Koronavirüs hastalığının bulaş hızının yüksek olmasıve zorlu bir süreci barındırmasının etkisiyle koronavirüs hastaları tecrit süreci yaşamakta, hastalıkları nedeniyle damgalanmaktadırlar. Bu süreçte manevi danışmanlar özel- likle hasta yakınlarını hastaya yaklaşım konusunda bilgilen- direbilirler. Hastanın bulaşıcı bir hastalık yaşadığı göz ardı edilmeden, yakınlarının onlara destek olabileceği konuları keşfetmelerine destek olunabilir. Manevi danışmanlar, has- tayakınlarınıhastayarefakatmümkünolamasadaonların
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda onlara destek olmala- rı, manevi destek olmaları, hastayla iletişimlerinde onları rahatlatmaları konusunda rehberlik edebilirler.
- Manevi danışmanlar koronavirüs tanısı alıp tedavi sü- reci başlayan hastaya özellikle ilk aşamada destek olabilir- ler. Tanı alan ve tedavisi başlayan hasta, özellikle hastaneye yatış söz konusu olduğunda tek başına bir odada korkutucu bir hastalığı yaşamaktadır. Bu süreçte manevi danışmanın hastayla iletişime geçmesi, hal-hatır sorması bile hasta için rahatlatıcı olacaktır.
- Tedavi süreci devam ederken manevi danışmanlar hastalarla belirli periyotlarla iletişime geçerek hastaların yalnızlık, tecrit, kaygı, korku gibi duygu ve düşüncelerinin rahatlatılmasına telefon konuşmaları ya da görüntülü gö- rüşmelerle katkı sağlayabilirler.
Kaynakça
Aşkın,R.vd.(2020).Covid-19Pandemisi:PsikolojikEtkileriveTe- rapötik Müdahaleler. İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Covid-19SosyalBilimlerÖzelSayısı,19(37)Bahar(ÖzelEk),304-318.
Cebeci, S. (2010). Bir Din Öğretimi Yaklaşımı Olarak Dini Danış- maveRehberlik.DeğerlerEğitimiDergisi,8(19),53-69.
Creswell,J.W.(2012).NitelAraştırmaYöntemleri:BeşYaklaşıma GöreNitelAraştırmaveNitelAraştırmaDeseni.Çev.MesutBütün-Sel- çuk Beşir Demir, Ankara: Siyasal Kitabevi.
Çölgeçen,Y.veÇölgeçen,H.(2020).Covid19PandemisineBağ- lı Yaşanan Kaygı Düzeylerinin Değerlendirilmesi: Türkiye Örneği. TurkishStudies,15(4),261-275.https://dx.doi.org/10.7827/Turkis- hStudies.44399
Doğan,M.veDüzel,B.(2020).Covid19ÖzelindeKorku-KaygıDü- zeyleri. Turkish Studies. 15(4), 739-752. https://dx.doi.org/10.7827/ TurkishStudies.44678
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Horozcu,Ü.(2010).DinPsikolojisiAçısındanDünyeviİstekDua- ları. (Doktora Tezi). İstanbul Üniversitesi, İstanbul.
Işıklı,Sedat(2020).Covid19Salgını’nınPsikolojikSonuçlarıve Etkili Başa Çıkma Yöntemleri, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fa- kültesi Psikoloji Bölümü, ss.1-36.
Karagül, A. (2012). Manevi Bakım: Anlamı, Önemi, Yöntemi ve Eğitimi (Hollanda Örneği). Dinî Araştırmalar, XIV (40), 5-27.
Kaya, B. (2020). Pandeminin Ruh Sağlığına Etkileri, Klinik Psiki- yatri, 23, 123-124.
Oman,D.veThoresen,C.E.(2013).DinveManeviyatSağlığıEt- kilermi?Çev.Ö.Çetin.R.Paloutzian,C.Park,(Eds.),İ.Çapcıoğlu,A. Ayten (Çev. Eds.), Din ve Maneviyat Psikolojisi Yeni Yaklaşımlar ve Uygulama Alanları, Phoenix Kitap, Ankara.
Özkan, A. (2019). Türkiye’de Sağlık Hizmetlerinde Manevi Da- nışmanlık: Bir Karma Yöntem Araştırması. (Doktora Tezi). İstanbul Üniversitesi, İstanbul.
Söylev, Ö. F. (2015). Psikolojik Yardım Hizmetleri Bağlamında Türkiye’de Dini Danışma ve Rehberlik, İslam Medeniyeti Araştır- maları Dergisi, 1 (2), 287-308.
Söylev, Ö. F. (2020). ManeviBakımveDanışmaPsikolojisi(Kavram, KuramveUygulamalar),Ankara:DiyanetİşleriBaşkanlığıYayınları. Thorne,B.(2001).ThePropheticNatureofPastoralCounsel-
ling,BritishJournalofGuidance&Counselling,29(4),435-445.
Yaman, N. (2016). Manevi Temelli Bütüncül Psikolojik Danış- manlık, H. Ekşi ve Ç. Kaya (Eds.), Manevi Yönelimli Psikoterapi ve Psikolojik Danışma. Kaknüs Yayınları, İstanbul.
Yıldırım,A.veŞimşek,H.(2011).SosyalBilimlerdeNitelAraştırma Yöntemleri. Ankara: Seçkin Yayıncılık.
T.C.Sağlık Bakanlığı (2020). https://Covid19.saglik.gov.tr
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
MustafaFatihAY1AliAKKAYA2
Giriş
Manevidanışmanlıkverehberlik,bireyinhayatındagerçekle- şen ölüm, engellilik, hükümlülük, afet ve salgın hastalık gibi âni değişimlerlegelenkrizdurumlarında,hayatlarınayenibiranlam verebilmedeonlaraeşliketmeyiveyaşadıklarıdurumlabaşedebil- melerineyardımcıolmayıifadeeder.Yardımfaaliyetiningerçek- leştirilebilmesiiçiniseönceliklebireyiniçindebulunduğuşartlar ve anlamlandırmaları hakkında bilgi sahibi olunması gereklidir. Örneğinbiryakınıvefatedenkişininiçindebulunduğuşartlarve anlamlandırmalarıhakkındabilgisahibiolunması,obireyinihti- yaç duyduğu manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetinin daha sağlıklıbirçerçevedeverilmesineimkantanıyacağıdüşünülmek- tedir.
Hâlen devam eden ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilen Covid-19 salgını sürecinde maalesef çok sayıda can kaybı yaşanmaktadır. Hızlı bir şekilde bulaşan ve kısa sürede belirtilerini gösteren hastalıkla mücadelede ilk müdahale hastanın karantinayaalınmasışeklindeolmaktadır.Bulaşmayıönlemekiçin
1 Dr. Öğr. Üyesi, Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi ABDmustafafatihay@gmail.com
2 Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Uzmanıakkaya413@windowslive.com
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
uygulanankarantinasebebiylehastalarınölümekadargidebilen süreçlerde yakınları ile yüz yüze görüşebilme imkanı olmamak- tadır.Bunedenleolağandönemlerdeyaşananhastalıklarabağlı ölümlerden daha farklı bir durumun ortaya çıktığı söylenebilir. Ölümsonrasısüreçtecenazeişlemlerideyinehastalığınbulaşıcı- lığınedeniyleolağandönemlerdenfarklıbirşekildeyürütülmek- tedir. Örneğin, salgının ilk zamanlarında cenazenin yakınlarına verilmemesi ve görevlilerce defnedilmesi, daha sonraki süreçte ise cenaze namazına sınırlı katılıma müsaade edilmesi, bazı durumlar- da yakınlarının da karantinada olması dolayısıyla cenaze törenle- rineiştirakedememesigibidurumlarpandemisürecineözgüdür. Yeni ortaya çıkan bu sürecin, yakınlarını kaybedenlerin yas süreci- ne nasıl bir etkisi olduğu bilinmemektedir. Bu nedenle bu çalışma, Covid-19nedeniyleyakınlarınıkaybedenkişilerinyassürecinina- sıl anlamlandırdıklarını konu edinmektedir. Böylelikle de Covid-19 nedeniyle yaşanan kayıpların nasıl bir yas sürecini beraberinde ge- tirdiğinin ortaya konulması hedeflenmektedir. Yas sürecinin orta- yakonulmasıiledehâlensürmekteolanCovid-19pandemisinede- niyleyakınlarınıkaybedenlerinyastepkilerinideğerlendirmeve yakınlarını kaybedenlere yönelik manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetiyaklaşımlarıoluşturulmasınaveyavarolanyaklaşımların iyileştirilmesine katkı sağlanması hedeflenmektedir.
Yaskavramınıbilimselanlamdailkkezelealdığıtespitedilen
kişiCharlesDarwin’dir.Yassürecinikaybauyumsağlamaolarak elealanDarwin,kendisindensonrakibirçokkuramcıyıvearaştır- macıyı da etkilemiştir (Archer, 1999:11). Psikoloji alanında ise yas kavramını, ilk kez Freud, 1917 yılında yayınlanan Yas ve Melankoli (Mourning and Melancholia) adlı eserinde kullanmış ve sevilen bir yakınınveyaülke,özgürlük,idealgibidüşünsel-soyutbazıdeğer- lerin kaybına karşı gelişen bir tepki olarak tanımlamıştır. Litera- türdeFreud’untanımınabenzerkapsayıcıbaşkatanımlardavar- dır.KapsayıcıtanımlarabirbaşkaörnekdeLewis’in(1979)birinin
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
ölümü, boşanma, sosyal statü, ekonomik ve sağlık gibi duygusal kayıplar karşısında bireylerin vermiş oldukları psiko-sosyal tepki şeklindeki tanımı gösterilebilir (Lewis, 1979:327). Bu hâliyle yas kavramı, yaşanan maddi veya manevi tüm kayıplardan sonra ve- rilen duygusal tepkiler için kullanılmaktadır. Ancak bu çalışmada yas kavramı, sevilen birinin ölümü sonrası verilen tepkiler boyutu ile sınırlandırılmıştır. Freud’a göre, ölümün arkasından ortaya çı- kanyassürecihernekadaryaşamakarşıtutumdadeğişiklikortaya çıkarsa da bir hastalık olarak görülmemekte ve belirli bir zaman sürecinde üstesinden gelinebilecek bir durum olarak, herhangi bir tedavi sürecini gerektirmemektedir (Freud, 1917/1997:1). Ancak bazı araştırmacılar yas sürecinin sağlıklı bir şekilde tamamlana- bilmesi için belirli yas görevleri olduğundan söz etmektedir. Bu araştırmacılardan Worden yas tutan bireyin sürece aktif olarak ka- tılımını öngören, bu görevleri “Yas Görevleri Modeli” olarak isim- lendirmekteve4evredeelealmaktadır.Hernekadarbirsıradasöz edilse de görevler, belirli bir sırayı takip etmeyebilir ve karmaşık olarak da deneyimlenebilir. Bu görevlerin amacı, kişinin ölen kişiile olan bağlarını sürdürerek yaşamına uyum sağlamasıdır.
Şekil1.Worden’inYasGörevleriModeli
1. Yas tutan bireyden beklenen birinci görev “Kaybın gerçekli- ğini kabul etmek”: Kayıp yaşayan bireyin, kaybedilen kişinin “öldü-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
ğü ve asla geri dönmeyeceği” gerçeğiyle tam anlamıyla yüzleşmesi vebudurumukabuletmesidir.Yastutanbireyinbudurumukabul- lenmesi, bilişsel olarak kısa sürede gerçekleşebilir. Fakat duygusal olarakbudurumukabullenmesininzamanalmasıbeklenmektedir.
2. İkinci görev, “Yas ile oluşan acı üzerinde çalışmak ve duy- guları ifade etmek: Sevilen birinin kaybı sonucu oluşan acı, hem fiziksel hem de duygusal bir acıdır. Bu acıyı kabullenmek ve yaşa- mak önemli bir görevdir. Bireyin kayba bağlı acısını bastıran ya da engelleyen her şey yas sürecinin uzamasına neden olur. Sonuçta bedensel belirtiler ya da anormal davranışlar kendini gösterir ve bireyin yaşam kalitesi bozulur.
3. Üçüncü görev, “Ölen kişinin bulunmadığı bir çevreye uyum sağlamak:” Kayıp yaşayan bireyler, kaybın üzerinden belli bir za- man geçene kadar ölenin kendi yaşamlarındaki rollerinin farkında değildir. Bu nedenle; yas tutan bireyin, ölenin hayatında üstlendiği rollerin kaybına ve bunun kendi benlik duygusunda yarattığı de- ğişikliğe de uyum sağlaması gerekir. Bireyin bu temel görevi nasıl başardığı yas sürecinin sonucunu belirleyecektir: Ya bireyin yaşa- mındaki değişiklikleri anlamlandırması ve yaşamın amacını yeni- den belirlemeye yönelik bir ilerleme ya da çözemediği bir ikilemin içinde mahkum olduğu ve büyümenin durduğu bir duraklamadır.
4. Dördüncü görev, “duygusal anlamda ölen kişi ile ilişkileri yeniden düzenlemek ve yaşama devam etmek:” Yas tutan birey, ölene yönelik uygun bir anı formasyonu oluşturarak, yas süreci-nin gelecek yaşam planlarını ve etkinliklerini olumsuz şekilde örselemesini engellemek zorundadır. Yani ölen kişi ile ilişkisini sonlandırmaktan ziyade, ölene ait anı ve düşüncelerini duygusal dünyasında uygun bir yere yerleştirip geride kalan yaşamını sür- dürebilmesidir. Bu aşama yasın tamamlanmasında en zorlanılan görevdir (Worden, 2018).
Bireyin yas sürecini tamamlayabilmesi için bu görevleri ta- mamlamışolmasıgerekmektedir.Ancakhâlenyaşanmaktaolan,
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
kontrolsüzbirşekildeyayılan,henüzbirtedavisibulunmayanve kime nerede, ne zaman ve kimden bulaşacağı bilinmemekle beraber yakalanan kişiler üzerinde nasıl bir etkisi olacağı da bi- linmeyen bir hastalık olması sebebiyle ölümlerin de âni birer ka- yıp olduğu görülmektedir. Bununla birlikte alınan önlemler çer- çevesindebireylerinbuevreleriyaşamalarındafarklılıklarveya hiç yaşayamamaları gibi durumlar olabileceği düşünülmektedir.Yas görevlerinin tamamlanamaması ise yas sürecinin sağlıklı bir şekilde tamamlanamaması anlamına gelecektir. Diğer yandan bu görevleri aşamalandıran Worden, yasın şiddeti, yoğunluğu ve zamanını etkileyen yedi temel faktör belirlemiştir. Bunlar ise şu şekildedir:
1. Ölen kişinin kimliği: Yas tutulan kişinin kim olduğu, yakın-lık derecesi yas sürecini etkilemektedir. Normal sebeplerle ölen kişi ile olağanüstü olarak gelişen sebeplerle ölen kişiye yönelik yas tepkileri farklılıklar gösterebilir.
2. Ölenkişiileilişkinindoğası:Kayıpyaşayanbireyinyastepkileri ölen kişi ile aralarındaki duygusal bağın derecesine göre de değişebilir. Ölen kişi ile aralarında çatışmalı bir ilişki varsa birey suçluluk psikolojisine kapılabilir, buna bağlı olarak yas süreci uzayabilir.
3. Ölümbiçimi:Ölümünneşekildemeydanageldiğideyassüre- cini etkileyen faktörlerden biridir. Normal ölüm ile beklen- medik bir şekilde meydana gelen ölüme verilecek tepkiler farklılık gösterebilir.
4. Geçmişkayıplarınvarlığı: Kayıp yaşayan bireyin öncesinde de kayıplarının olup olmaması, önceden yaşadığı kayıplardayas sürecini tamamlayıp tamamlayamadığı gibi durumlarda bireyin yas sürecini etkilemektedir.
5. Kişilik özellikleri: Bireyin cinsiyeti, yaşı, zorluklarla baş ede- bilme biçimi kayba yönelik tepkilerinin anlaşılmasında önemlidir.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
6. Sosyal Destek: Kayıp yaşayan bireyin kaybı yok sayılıyor ve kayıpla ilgili sosyal destek alamıyorsa yas süreci sonlandırı- lamayabilir.
7. Yas sürecinde oluşan sıkıntılar: Yas süreci içerisinde gelişen olaylar, çoklu kayıplar, krizler ve maddi sıkıntı olarak oluşa- cak ikinci bir kayıp bireyde veya ailede zorluklar oluşturabi- lir (Worden, 2018).
Yas görevleri ve yas sürecini etkileyen durumlar birlikte dü- şünüldüğünde pandeminin, yas sürecinin sağlıklı bir şekilde tamamlanması veya tamamlanamamasına yönelik etkilerinin neler olabileceğini bilinmesi önem arz etmektedir. Bu çalışma- da Covid-19 nedeniyle yakınlarını kaybedenlerin yas sürecini nasıl anlamlandırdıklarını ortaya koymak amacıyla Worden’in yas sürecini etkileyen faktörlerinden hareket edilmiştir. Bu an- lamda Worden’in teorileri, çalışmanın üzerine kurulduğu bir yapı olmaktan ziyade, nitel araştırmalarda teorinin araştırılan fenomene yönelik bir bakış açısı vermesi ve sorulacak sorulara bir mercek sağlaması şeklinde kullanılmıştır (Creswell, 2017:49). Bulguların ele alınmasında ise yas sürecini etkileyen faktörler çalışma grubunun özellikleri dolayısıyla (katılımcıların tümü- nün yakınlarını kaybetmiş olması, ölüm nedenin Covid-19 olması gibi sınırlamalardan dolayı) pandemiye özgü olarak yas sürecini etkileyen faktörlerle sınırlandırılmış ve bulgulardan elde edilen temalar kullanılmıştır. Ölen kişinin kimliği, ölen kişi ile ilişkinin doğası,ölümbiçimigibihususlariseçalışmagrubuhakkındave- rilen bilgiler arasında zikredilmiştir.
YöntemAraştırmaDeseni
Nitelaraştırmayaklaşımlarındanfenomenolojikaraştırmaola- rakkurgulananbuçalışmaileCovid-19nedeniyleyakınlarınıkay- bedenlerinyassürecineilişkindeneyimlerielealınmıştır.Birveya
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
birkaçkişininbirfenomenveyakavramlailgiliyaşanmışdeneyim- lerininelealındığıfenomenolojikaraştırmayaklaşımı,(Creswell, 2015:77)buçalışmadaCovid-19nedeniyleyakınlarınıkaybedenlerin yassürecineilişkindeneyimlerininanlaşılmasıiçinkullanılmıştır.
ÇalışmaGrubu
Covid-19 nedeniyle yakınlarını kaybedenler hedef kişiler olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede Covid-19 nedeniyle yakınlarını kaybe- den8kişiçalışmagrubuolarakbelirlenmiştir.Katılımcılarailişkin yaş, cinsiyet, öğrenim durumu, kaybettiği kişinin yakınlık derecesi ve yaşı aşağıda tablo da verilmiştir.
Tablo1.Katılımcıların Özellikleri
Katılımcı |
Yaş |
Cinsiyet |
Eğitim durumu |
Merhumun yakınlık derecesiveyaşı |
1 |
45 |
Erkek |
Lisans |
Baba/67 |
2 |
36 |
Erkek |
Lisans |
Kayınpeder/63 |
3 |
30 |
Erkek |
Lisans |
Anneanne/73 |
4 |
33 |
Erkek |
Lisans |
Baba/73 |
5 |
51 |
Kadın |
Ortaokul |
Baba/76 |
6 |
52 |
Erkek |
Önlisans |
Hala/70 |
7 |
48 |
Erkek |
Önlisans |
Anne/73 |
8 |
38 |
Kadın |
Doktora |
Kayınpeder/61 |
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
VerilerinToplanması
Yas sürecine ilişkin literatür taraması yapılmış ve Covid-19 pandemi sürecinde cenaze ve defin işlerine ilişkin özellikle ba- sındayeralantartışmalarveresmimakamlartarafındanyapılan açıklamalarincelenerekkatılımcılarileyapılacakgörüşmeleriçin sorular hazırlanmıştır. Görüşme formu, yarı yapılandırılmış görüş- meye imkanverecekşekildehazırlanmıştır. Görüşmeleraraştırma- cılar tarafından katılımcılar ile randevu alınarak telefon aracılığıy- lagerçekleştirilmiştir.Görüşmelerseskayıtcihazıilekayıtaltına alınmış ve 10-15 dakika arasında süren görüşmelerin çözümleme- leri araştırmacılar tarafından yapılmıştır.
VerilerinAnalizi
Covid-19pandemisininyenivehâlensürmekteolanolağanüstü birdurumolmasınedeniyleeldeedilenverilerinbetimselanaliz tekniği ile analizi uygun görülmüştür (Yıldırım & Şimşek, 2006, p. 224). Bu çerçevede çözümlenen görüşme verileri Nvivo 12 Plus programına yüklenmiştir. Bu program yardımıyla tekrar tekrar okunan görüşme verileri, Covid-19 nedeniyle yakınlarını kaybe- denlerin yas sürecini nasıl anlamlandırdıklarını yansıtacak şekil- detemavekodlarşeklindedüzenlenmiştir.Dahasonraeldeedilen kod ve temalar tekrar gözden geçirilmiş ve bazı kod-tema değişik- likleri yapılmış ve son şekli verilmiştir. Gerekli görülen yerlerde katılımcıgörüşlerindenilgilidurumueniyiaçıkladığıdüşünülen- lere,ifadelerindekidilveanlatımamüdahaleedilmedenbulgular kısmında yer verilmiştir.
Bulgular
Vefat Sonrası Görev ve Sorumluluklarını Yerine Getirememe Düşüncesi
Katılımcılar,Covid-19nedeniylekaybettikleriyakınlarınınar- dındanyaşadıklarıyassürecineilişkinpandemiönlemlerinden
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
dolayı cenaze namazına ve defin sürecine katılamadıklarını be- lirtmektedirler. Kendisinin de Covid-19 nedeniyle karantinada olması veya defin sürecine katılımın önlemler dolayısıyla sınır- lanmasından dolayı gerçekleşen bu durum, katılımcılarda yakın- larına karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirememe düşün- cesine neden olmuştur. Bu konuda bazı katılımcıların görüşleri şu şekildedir;
“Ben halamın, cenazesine katılamadım. Sadece 9 kişinin katı- lımınaizinverildi.Sınırlıidisayı.Kendiailesibilekatılamadılar. Cenazesine katılamıyorsun kimse ile görüşemiyorsun. Evine gide- miyorsun.Çokacıbirdurum.”(Erkek,52).
“Cenaze törenine katılamadım. Şu hadisi çok daha yakinen id- rak ettim.Ölüyü (mezarakadar) üçşey takipeder: Ailesi,malı ve ameli. Bunlardan ikisi geri döner, biri baki kalır: Ailesi ve malı geri döner,amelikendisiylebakikalır.Yanibizevlatlarıolarakkabre kadar bile götürememenin acısını yaşadık. Son anını göremedik.” (Kadın, 38).
“Babam vefat ettiğinde ben de İzmir’de karantinada idim. Ma- alesefcenazetöreninekatılamadım.Bubeniçoküzdü.İnsansoğuk yüzünü de olsa görmek istiyor. Gidememek beni çok etkiledi. Ona karşı son görevimi yerine getirememek çok etkiledi. Rabbim hiçbir insanıbudurumadüşürmesin.”(Kadın,51).
“Elbette yakınlarımızın vefatı olmuştu önceleri ama kayın- pederiminvefatındayaşadığımüzüntüyü,acıyıdiğerlerindeya- şamadım. Ani olması, Cenazesine katılamamamız bu acıyı yaşa- mamdaetkilioldu.” (Kadın, 38).
VefatAnındaYanındaOlamama
Katılımcılar, hastalığın bulaşıcılığı nedeniyle yakınlarının ve- fatsürecindeyanlarındaolamadıklarınıvebudurumunkendile- ri etkileri olduğunu ifade etmektedirler. Katılımcılar bu süreçte yakınlarınındurumunuuzaktanizlemekzorundakaldıklarınıve
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
telefonla bağlantı kurabildiklerini bu durumun kendilerine acı verdiğini belirtmişlerdir. Bu konuda bazı katılımcıların görüşleri şu şekildedir;
“BabamlaanneminCovid-19hastalığınayakalandıklarını duydum.Dahasonradurumlarıağırlaşıncaikisinidehastanede tedavi altına aldılar. İlk olarak servise aldılar.Annemin 4 gün içe- risindekandeğerlerinormaledönüncetaburcuedildi.Fakatba- bamın durumu her geçen gün daha da ağırlaştı. Babam 12-13 gün boyuncahastanedeyattığısüreiçerisindebilinciaçıktı.Telefonla görüntülüvesesliolarakgörüşüyorduk.Doktorlardurumunun stabilolduğunufakatiyileşeceğinisöylüyorlardı.Fakathiçbekle- mediğimiz anda vefat haberini aldık. Hastanede vefat etti ve bizim içinaniveacıverenbirölümoldu.”(Erkek,33).
“Herhangi bir kronik rahatsızlığı yoktu. Saat 10-12 gibi kısa bir süreiçerisindehastalandı.Hastanedevefatetti.Bendebusüreç içerisinde yakınındaydım fakat hastalığın bulaşma riskinden do- layıkarşıdantakipedebildikgelişmeleri.” (Erkek,36).
“Hastalanıp hastaneye kaldırıldığını duyduğumda hızlıca ulaştım, ancak uzaktan görebildim, telefonla görüşebildim, hasta- nedevefatetti.Dahaöncedeahireteuğurladığımyakınlarımoldu, ancak bu süreç daha zor, ani ve yanında olamayışımız dolayısıy- la.” (Erkek, 45).
“Covid-19teşhisikonulduvebirkaçgünsonradavefatetti.Ben yakınında değildim. Çünkü o süreçte biz de evde karantinada idik. Budurumbizidahadaüzdü.”(Kadın,38).
DefinSüreci/Vedalaşamamak
Katılımcılarınöneçıkardığıhususlardanbiridedefinsüreci ve cenaze merasiminde alınan önlemler dolayısıyla arzu ettikleri şekilde bir katılım gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bazı yakınla- rının karantina vb. nedenlerle katılamadığını belirten katılımcı-lar,yakınlarınavedaedemediklerinibelirtmişlerdir.Sadecebir
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
katılımcı, mesleği dolayısıyla (İmam-Hatip) defin sürecini bizzat gerçekleştirmesi sebebiyle vedalaşabildiğini belirtmiştir.
“Pandemisürecindebelediyeekiplerivebirtaneimamtara- fından defin görevi yerine getirildi. Cenaze törenine uzaktan en fazla 15 kişi katıldık ama cenazeye yaklaştırmadı zaten belediye ekipleri.Dörttanebelediyepersonelivebirimamözelkıyafetler ilecenazenamazınıkıldılarsonratabutilebirliktedefinettiler. Sonrasında ise kıyafetlerini çıkardılar ve yakıp gömdüler. Bizler de cenazedefnedildiktensonraduamızıedipdöndük.”(Erkek, 30).
“Salgın sebebiyle özel elbiselerle belediyeden bir ekip sadece definişleminigerçekleştiriyor.Sınırlısayıdabirkatılımaizinve- riliyor. Defin işleminde çok yakınında olamamak da insanı üzüyor tabii.” (Erkek, 36).
“Ben ve abim cenaze törenine katılabildik. Fakat diğeriki kar- deşim karantinadan dolayı katılamadılar. Hatta kardeşimin bir tanesinin yanında kalıyordu annem. Temaslı olduklarıiçin katıla- madılar cenazesine. Ölüm ânına kadar onlar ilgilendiler annemle ama cenazesine bile gelemediler. (Erkek, 48).
“Vefatsonrasıbirçokdostveakrabalarımızacımızıpaylaştı. Maskelerimizi takarak ve sosyal mesafeye uyarak taziyeleri de ka- bul ettik. Elbette böyle bir süreçte, böyle bir rahatsızlıktan kaybet- memeyi umardık. Fakat kader böyleymiş. Babamın cenazesini ben yıkadım.Buyüzdendokunamamagibibirproblemyaşamadım. Kendisi ile vedalaşabildim. Hatta yıkarken o beni duyamasa da konuştum bile onunla. Ancak diğer kardeşlerim veda edemediler, dokunamadılar. Onlar bunun eksikliğini yaşadılar/yaşadıklarını ifade ettiler.” (Erkek, 33).
AcıyıPaylaşamamak/SosyalDestek
Katılımcıların öne çıkardığı bir diğer husus da ailesi ve yakın-larıileacıyıpaylaşamamaktır.Katılımcılarınbubaşlıktaençok öneçıkardıklarıisedokunamamaktır.Enyakınlarınınbilehakkıyla
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
sarılamadığı, ellerini tutamadığı hatta sosyal/fiziki mesafe nede- niyle sohbet ederek de olsa acılarını paylaşamadığını belirten ka- tılımcılar bazı dost ve yakınlarının pandemi önlemleri nedeniyle cenazeye katılamadığını sadece telefon yoluyla acılarını paylaştık- larını belirtmişlerdir.
“Bizimde vefat sonrası yakınlarımız ve tanıdıklarımız yakını- mızagelemediler.Fizikimesafedendolayızorlukyaşandıhâliyle örneğin teyzem Şanlıurfa’dan cenaze için geldi ama cenaze evine bile giremedi yani kolay değil kendi büyüdüğüeve giremedi ama bu dönemde bilinçli olunduğu için zor da olsamesafelere uyuldu. Taziyeye gelmek isteyenler de oldu ama onlar evindışında sosyal mesafeyeuygunolarakkarşılandıvebekletilmedenuğurlandı.” (Erkek, 30).
“TabikiCovid-19bulaşıcıbirhastalıkolmasısebebiyleyassüre- cimiziolumsuzetkiledi.Biz11kardeşiz.Hepimizbirarayagelebildik amahastalıkriskindendolayıbirbirimizedokunamadık.Birbirimize sarılıp doya doya acımızı yaşayamadık. Birbirimize destek olama- dık.Uzaktanuzağakonuşarakbirbirimizedestekolamadık.Yas tutanbirininelindentutabilmek,onasarılabilmekyassürecinde onadestekolmakaçısındandahaetkilioluyor.Özellikleannemçok derindensarsıldı.Onadokunarak,sarılarakdestekolamadık.Onun, acısınıbizlerleyaşamasınısağlayamadık.”(Erkek,33).
“Yakınakrabalarözellikledesteksağlamıştı.Acımızıpaylaştı- lar. İnsanların birbirine dokunamaması, oturup yakın bir muhab- betkuramamasıgibidurumlarduygusalbireksiklikolarakhis- sediliyor. Uzaktan uzağa taziyelerin iletilmesi yeterli olmuyor bu süreçte.” (Erkek, 36).
“Birinci derecede olarak sadece ben katılabildim, diğer kardeş- lerimkarantinadaidi,KaymakamBeybilevardıamayalnızlığı hissediyorsunuz.” (Erkek, 45).
“Evet, etkilediğini düşünüyorum, bir taraftan kaybınız var, hastalık sebebiyle kimse taziye de bulunamıyor, bir taraftanken-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
dinizhastalıktankorunmayaçalışıyorsunuz,çokkarışıkduygular yaşanıyor.” (Erkek, 45).
“Yakınlarımızın bu hastalıktan vefat etmesi acaba biz de bu hastalığayakalanırmıyız?bizimdeölümümüzbuhastalıktanmı olur? sorularını aklımıza getiriyor. Ayrıca cenaze törenine katıla- mamak ve acımızı kimseyle yüz yüze paylaşamamak insanı derin- denetkiliyor.Budurumdayassürecinietkiliyor.”(Erkek,52).
“Karantinada olduğumuz için aile içerisinde kendi kendimize acımızı paylaşmaya çalıştık. Akrabalarımız ve arkadaşlarımız da ancaktelefonlaacımızıpaylaşabildiler.”(Kadın,38).
“Akrabalarım, iş arkadaşlarım hepsi aradılar. Sağolsunlar bu süreçte beni yalnız bırakmadılar. Telefonda da olsa onlarla konuş- mak iyi geldi bana. Karantinada olduğum için kimseyle yüz yüze görüşemedim.” (Kadın, 51).
DefindenSonrakiSüreç
Definsonrasısüreçteisekatılımcılardanbazılarıuykudüzeni- nin bozulduğunu, yakınının yokluğuna alışamadığını ifade eder- ken bir katılımcı da vefat sonrası adet ve geleneklerini yerine geti- rememenin huzursuzluğunu yaşadığını anlatmıştır.
“Babamınvefatındansonraelbettehayatımızdadeğişiklikler oldu.Duygusalolarakçoketkilendik.Zamanzamanuykusuzlukya- şadığımoldu.Birinciderecedenbirisinikaybetmekinsanıciddian- lamdaetkiliyor.İlkzamanlardaduygusalolarakçoketkilendimfakat hayatındevamettiğininbilincindeolduğumiçinhayatımızıdevam ettiriyoruz.Aradanbeşaygeçmişolmasınarağmengerekgeceolsun gerekse gündüz olsun ilk anki duygusallığı yine yaşıyorum.Ancak Rabbim sabrını veriyor. Öyle düşünüyorum.” (Erkek, 33).
“Covid-19salgınınınnekadartehlikeliolduğunubiliyorduk
elbette ama bu salgından bir yakınımızı kaybetmiş olmakbize bu tehlikenin boyutunu bir kez daha gösterdi. Duygusal anlamda biz- leri çok üzdü. Kayıptan sonraki ilk zamanlar uyku düzeninin bo-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
zulmasıgibidurumlaroluyortabiî.Sosyalhayattabilebununet- kisini görebiliyoruz. Yas sürecini de etkiliyor elbette. Yasımızıtam anlamıyla yaşayamıyoruz. Yasaklar, kısıtlamalar sosyal yaşamı da etkiliyor. Kafamızı dağıtabileceğimiz aktiviteler yapamıyoruz. Bu da yas sürecinin uzamasına sebebiyet veriyor.” (Erkek, 36).
“Birçok kayba tanık oldum. Ama ateş düştüğü yeri yakar denir ya.Benbusözüşimdidahaiyianladım.İkihaftaoldukaybedeli ama ben geceleri halen uyuyamıyorum.” “Yukarıda da belirttiğim gibi2haftaolduamahalageceleriuykuuyuyamıyorum.Hergün yatsı namazından sonra arardım. Hâlâ numarası telefonumda ka- yıtlı. Yine her gece telefon rehberinden ismini açıp bakıyorum ve arama hissi oluyor. Öncesinde kayda alınmış videoları vardı. Onla- rıdaaçıpaçıpizliyorum.Duygulanıyorum.Yokluğunuçokhisse- diyorum.” (Erkek, 48).
“Birdeköydebizimcenazelerimizkalabalıkolur.Fakatpan- demi sebebiyle çoğu insan cenaze namazını bile kılamadılar, defin sürecinde yanımızda olamadılar. Ve köyümüzün geleneklerinden biridedefindensonrahayırdağıtırız.Vecenazeyekatılanlaraik- ramlarda bulunuruz. Bunları bile yapamadık. Ve bu durum bizleri çok üzdü, bizlerde acı hatıralar bıraktı. İçimizde bir uhde olarak kaldı bunlar.” (Erkek, 48).
SonuçveÖneriler
Covid-19 nedeniyle yakınlarını kaybedenlerin yas süreci dene- yimlerinin ele alındığı bu çalışmada ulaşılan sonuçlar ve önerilerşu şekildedir.
En genel haliyle, katılımcılar pandemiden dolayı alınan önlem- ler ve yaşanan sürecin kendine özgü durumu nedeniyle olağan bir yas süreci yaşamamaktadır. Bunun nedeni ise sosyal mesafe, ka- rantina uygulaması, defin süreci için alınan önlemler olarak öne çıkmaktadır. Bu çerçevede katılımcıların öne çıkardığı hususlar-dan ilki vefat eden yakınına karşı görev ve sorumluklarını yerine getirememektir.Pandeminedeniylealınanönlemlergerekçesiyle
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
cenaze merasiminde yer alamama en öne çıkan bulgudur. İkinci husus ise yakınının vefatı anında yanında olamamadır. Hastalığın bulaşıcılığı nedeniyle hasta yakınlarının hasta ile görüşme imkanı bulunmamaktadır. Bu nedenle vefat eden yakınlarının son anla- rında sadece uzaktan görme, telefon ile irtibat kurma zorunlulu-ğu yas sürecini zorlaştıran etkenlerden biri olarak öne çıkmakta- dır. Üçüncü husus ise vedalaşamamak olarak belirlenmiştir. Vefat eden yakınları ile yine hastalığın bulaşıcılığı nedeniyle, hastalığın ortaya çıkmasından itibaren temas edememe, son kez dokunama- ma ve son aşamada vefat anında yine yanında bulunamama gibi nedenlerden dolayı, hakkıyla veda edemediklerini belirtmişlerdir. Dördüncü husus ise yakınlarının vefatı sonrasında acıyı paylaşa- mamak olarak belirlenmiştir. Bu konudaki katılımcı görüşlerindeise en yakın akrabalar, anne-baba veya kardeşler ile bile sarılarak acıyı paylaşamadıklarını, ellerinden tutup destek olamadıklarını hatta sohbet ederek bile acıyı paylaşma imkanı bulamadıklarını belirtmektedirler. Beşinci husus ise definden sonraki süreçte orta- ya çıkan uyku düzeni bozukluğu ve yine pandemi nedeniyle alınan önlemlerden dolayı âdet ve geleneklerin yerine getirilememesin- den dolayı ortaya çıkan huzursuzluktur.
Sonuç olarakpandemisüreciyenibiryassüreciniortayaçıkar-
maktadır. Gerek hastalığın bulaşıcılığı ve bir pandemiye dönüşme- sinden dolayı olağan dönem yas sürecinin yaşanamadığı açıktır.Bu nedenle de yas sürecinde olan bireylere yönelik manevi da- nışmanlık ve rehberlik hizmetlerinde, olağanüstü bir durum olan pandeminin ortaya çıkardığı yeni durumların dikkate alınması ye- rinde olacaktır. Ayrıca gerek bireylerin kendi uyguladığı gerekse devletin almış olduğu tedbirler çerçevesinde yas sürecine ilişkin manevi danışmanlık hizmetinin sürdürülmesi için alternatif yollar düşünülmelidir. Örneğin, çevrimiçi kanallar üzerinden yürütülen iletişimin manevi danışmanlık için kullanımı üzerinde çalışmalar yapılabilir.Bukonudahalihazırdauygulamalarolsadateknoloji
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
kullanımıkonusundayetersizlikveyaimkanlarınyetersizliğinden dolayı ulaşılamayan kişilereulaşmak için gayretsarfedilebilir. Ay- rıcayüzyüzeiletişimdekurulandanışan-danışmanilişkisininçev- rimiçi iletişimde nasıl olacağı konusunda çalışmalar yapılabilir.
Kaynakça
Archer,J.(1999).The Nature of Grief: The Evolutionand Psychology ofReactionstoLoss.London:RoutledgePress.
Creswell,J.W.(2015).NitelAraştırmaYöntemleri:BeşYaklaşıma Göre Nitel Araştırma ve Araştırma Deseni (M. Bütün & S. B. Demir (eds.); 2nd ed.). Siyasal Kitabevi.
Freud S. (1997). Yas ve Melankoli. (Çev. Uslu R, Berksun). Kriz Dergisi 1(2), 98-103.
Lewis,E.(1979).TwoHiddenPredisposingFactorsinChildAbu- se.ChildAbuse&Neglect,3(1),327-330.
Worden, J. W. (2018). Grief Counseling and Grief Therapy: A Handbo- okfortheMentalHealthPractitioner. Springer Publishing Company.
Yıldırım,A.,&Şimşek,H.(2006).SosyalBilimlerdeNitelAraştırma Yöntemleri (6th ed.). Seçkin Yayıncılık.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
SezaiKORKMAZ1
Giriş
İnsanlık tarih boyunca kitlesel birçok olayla ve durumla mü- cadele etmek zorunda kalmıştır. Kitlesel olaylar birçok dramı da beraberinde getirdiğinden insanlığı farklı vechelerde zorlamıştır. Burada hem toplumsal hem de bireysel olarak başa çıkma durum- ları ortaya çıkmıştır. Örneğin savaşlar, doğal afetler ve salgınlar büyük toplumsal değişimlere neden olduğu gibi bireysel olarak da değişimlere neden olmuştur (bkz. Tomanbay, 2000). Bu durumla- rı, insanlığın geçirmiş olduğu evreler olarak da değerlendirmek mümkündür. Tarih Bilimi açısından bakıldığında büyük olayların gerçekleşmesi değişimle birlikte bir gelişim safhası olarak da gö- rülmektedir (Diamond, 2006). Fakat beşeri bilimler açısından ba- kıldığında gerek toplumsal olarak gerekse psikolojik olarak insan- larda kalıcı izler bırakmaktadır.
Olağanüstü olaylar insanların bireysel ve toplumsal olarak bi- linçaltınaişlediğigibibirtakımyenialışkanlıklarvedeğişiklikler de oluşturmuştur. Yine olağanüstü bir olay olarak savaşlardan örnek vermek gerekirse dünya savaşları, yerküredeki bütün in- sanları etkilediği gibi sanat, edebiyat, bilim ve dinlere de tesir et- miştir. İnsanların hayatlarında yaşamış oldukları büyük dramatik olaylar,bireylerinbiliş,duyuşvedavranışlarınıdeğiştirmektedir.
1 Dr. Öğr. Üyesi, KSÜ İlahiyat Fakültesi, Din Psikolojisi ABDkzsezai@gmail.com
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Eski dönemlerde yaşanan veba ve İspanyol Gribi gibi salgınların (Trillavd.,2008)kolektifbilinçaltındahalayaşamasıvenesilden nesileaktarılması(Jung,1936),toplumvebireylerinanlamdün- yasını nasıl etkilediğini ortaya koymaktadır. 2019 yılında Covid-19 adında dünya genelinde büyük bir salgın yayılmaya başlamıştır (Cucinotta & Vanelli, 2020). Covid-19 salgını bireysel, toplumsal ve ekonomikolarakolumsuzluklardoğurmuştur.İnsanlar,hastalığa yakalanmadanönce,hastalığınyaşandığıkarantinaevresindeve hastalık geçirdikten sonra başa çıkılması gereken bir dize durumla karşılaşmıştır. Covid-19 pandemisi, insanların yaşam, ölüm, sağlık, yaşam memnuniyeti, iyi oluş, din, maneviyat ve mülkiyet üzerinde tekrardandüşünmesinenedenolmuştur(Cullenvd.,2020).
Covid-19 sürecinde insanların çoğunluğu evlerinde kalmak zorunda kalmıştır. Karantina kısıtlamalarından dolayı ve salgın-dan izole olmak için insanlar evlerinden çıkamamıştır. Bu süreçte insanların hem kaygı ve depresyon düzeyleri artmış (Mazzo vd., 2020)hemdedüşünmekiçinbolcavakitleriolmuştur.Evdekalınan süreçte farklı alışkanlıklar ve boş zaman değerlendirilmesi yapıl- mıştır. Ayrıca dine ve maneviyata yönelik sorgulamalar da gerçek- leşmiştir. İnsanlar, başa çıkılması zor olan durumlarla karşılaştık- larında din ve maneviyata (spirituality) daha fazla yönelmektedir. Covid-19 pandemi sürecinde de din ve maneviyat konuları çokça dile getirilmiştir. Covid-19 kaygısıyla başa çıkmada din ve mane- viyatın önleyici ve müdahale edici yönünün olduğu görülmüştür (DeFranza, 2020). Yapılan çalışmalarda din ve maneviyat, salgın-la başa çıkmada iyi bir araç olarak ortaya çıkmıştır (Fardin, 2020). Ayrıca pandemi döneminde dindarlık ve maneviyat oranlarının yükselmesi de bu duruma kanıt olarak gösterilebilir (Molteni vd., 2020).
Pandemi gibi olağanüstü durumlarla başa çıkmada manevi da- nışmanlık ve rehberlik konusu önemli olmaktadır. Yukarıda ifade edilenveriyedayalıçalışmalarabakıldığındadinvemaneviyatın
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
etkisi daha iyi anlaşılmaktadır. Bu nedenle dine ve maneviyata dayalı olarak danışmanlık ve rehberlik yapma, kişilerin kaygı ve stresleriyle başa çıkmasında önleyici ve müdahale edicilik açısın- dan yardımcı olmaktadır. Bu noktadan hareketle çalışmada Co-vid-19’a yakalanmış hastaların genel durumu ve dindarlıkla ilişkili yönleri araştırılmıştır. Zira ülkemizde din ve maneviyat konuları bireylerin hayatında oldukça etkilidir. Dahası gündelik yaşamda birçok konuda dinin tayin edici rolü bulunmaktadır. Din ve mane- viyat önemli görüldüğünden toplumumuzda sıkıntılı süreçlerdedin ve dinle ilgili öğelere daha çok başvurulmaktadır. Örneğin İl Müftülüklerine, sıkıntılı süreçlerle ilgili soruların çoğunluğu psi-ko-sosyalproblemleriiçermektedir(Söylev,2015).Bunedenlema- nevi danışmanlık ve rehberlik açısından Covid-19 hastalığına yaka- lanan kişilerin de incelenmesi gerekmektedir.
Jung’agöre(Jung,1993)din“engelişmişpsikoterapi”yöntemi- dir. İnsanın tedavi edilmesinde dinin işlevsel yönüne başvurulması gerekmektedir. Sağlık çalışmalarındaki din ve maneviyat vurgusu- nuntemelindebuyatmaktadırdiyebiliriz.Özellikle1960’lıyıllar- dansonrapsikolojivepsikoterapidedinvemaneviyatkavramına daha fazla başvurulmasını, olağanüstü olayların sağaltımında din ve maneviyatın önemine bir işaret olarak değerlendirebiliriz. Ayrı- ca Pargament’in ifadesine göre 1980’li yıllardan itibaren dindarlık ve maneviyat araştırmaları, sağlık çalışmalarının en önemli unsur- larındanbirihalinegelmiştir(Pargament&Brand,1998).2000’li yıllaritibariylepozitifpsikolojininiyioluşvemutlulukkonuların- da din ve maneviyatın bir koşul olduğunu ısrarla vurgulaması, psi- kolojiningidişatıkonusundafikirvermektedir.Seligman,“Gerçek Mutluluk”adlıkitabındamutluolmanınşartlarındanbirisininde dindarlıkolduğunuifadeetmiştir(Seligman,2007).Bubağlamda çalışmada manevi danışmanlık ve rehberlik açısından Covid-19 hastalığıgeçirenbireylerdedindarlık,maneviyatvesağlıkilişkisi elealınmıştır.Araştırmada,hastalığıgeçirmişbireylerdedinve
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
maneviyatın psikolojik sağlamlık, öznel iyi oluş, ölüm düşüncesi ve sağlık üzerindeki etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Manevi danışmanlık ve rehberlik açısından Covid-19 hastalığı geçirmiş bi- reylerde dindarlık, maneviyat ve sağlık ilişkisinin tespiti için mü- lakat yöntemi kullanılmıştır.
1.1. Covid-19Salgını
Covid-19 pandemisi veya koronavirüs pandemisi 2019 yılının sonçeyreğindeÇin’inVuhanşehrindeortayaçıkmıştır.2019yılının son çeyreğinde ortaya çıkan salgın hastalık; Covid-19, koronavirüs, yeni koronavirüs ve SARS-CoV-2 olarak çeşitli şekillerde adlandırıl- mıştır. Covid-19 hastalığı Sars ile Mers virüslerini de içeren ağır ve şiddetli akut yetmezliği içinde barındıran çok boyutlu bir sendrom olarak ortaya çıkmıştır. 2019 yılının sonuna doğru çıkmış olsa da Çin yetkilileri Covid-19’un virüse bağlı salgın hastalık olduğunu 7 Ocak2020tarihindedoğrulamıştır.13Ocak2020tarihindeCovid-19 virüsütanımlanmıştır(SağlıkBakanlığı,2020).DünyaSağlıkÖrgütü 30 Ocak 2020 tarihinde Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu ilan etmiştir. Dünya Sağlık Örgütü 7 Mart 2020 tarihinde Covid-19’u pandemi ilan etmiştir (Sağlık Bakanlığı, 2020). Pandemi ilan edil- mesiveDünyaSağlıkÖrgütününhastalığıtanımlamasıvepandemi olarak değerlendirmesi çeşitli tartışmalara neden olmuştur.
Covid-19salgınsürecindebazıkavramlarçokçaifadeedilmiştir. Bukavramlardanendemi,epidemivepandemiterimlerinedeğin- mekgerekmektedir.Endemi,birbölge,coğrafyaveyatoplulukta görülen yaygın hastalığa denilmektedir. Örneğin ülkemizde verem hastalığıendemikbirrahatsızlıkolaraktanımlanmıştır.Endemikbir hastalıkveyasalgınülkeleri,kıtalarıvetümdünyayıetkisialtınaalır- sapandemiolarakilanedilmektedir.AslındaCovid-19salgını,ende- midenpandemiyedönüşmüşbirvirüssalgınıhalinialmıştır.Zirailk olarakÇin’inbirbölgesindeyeralanVuhankentindentümdünyaya yayılmıştır(SağlıkBakanlığı,2020;Polat,2020;Topuz,2020).Epide-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
miisecoğrafya,toplulukvebirbölgeilgiliolmayıphastalığınbizzat kendisiyle ilintili bir kavramdır. Bu terim epidemiyoloji olarak da ifade edilmektedir. Sağlık veya hastalıkla ilgili durumların yayılma- sına, karşılaşılma sıklığına ve hastalığın nedenlerine epidemiyoloji denilmektedir (Sağlık Bakanlığı, 2020). Covid-19’ın çıkışı hakkında çeşitli tartışmalar olsa da hayvandan insana geçtiği konusunda fi- kir birliği vardır diyebiliriz. 2020 yılı itibariyle çeşitli zamanlarda pik yapmıştır.Covid-19insanlardaninsanatükürük,dışkıveteryoluyla bulaşıcılıközelliğigöstermektedir(WHO,2020).Covid-19pandemi- si tüm dünyayı etkilediği gibi Türkiye’yi de etkilemiştir (Duygun, 2020). Ülkemizde her geçen gün Covid-19 vakaları artmış ve 2020 yılı içinde farklı zamanlarda pik yapmıştır. Aralık 2020 yılı itibariyle vaka, hasta ve ölüm sayıları oldukça artmış görünmektedir.
1.2. ManeviDanışmanlıkveRehberlik
Türkiye’de danışmanlık adı altındaki alan, 1950’li yıllardan iti- baren gündeme gelmiştir. Bu alanda psikiyatrlar, psikologlar ve pedagoglar sosyal ve bireysel hizmet sunmuştur. Dini danışma konusuna bakıldığında ise pastoral psikoloji, dinî danışmanlığın temelinioluşturmuştur.PastoralpsikolojidahaçokKilisetemel- li bir psikoloji alanıdır diyebiliriz. Ülkemizde dinî danışmanlık konusu 2000’li yıllara doğru çalışılmaya başlanmıştır. İlk çalışma örneklerinin yüksek lisans tezleri olduğu görülmektedir (Söylev, 2015). Daha sonraları dinî danışmanlık kademeli olarak ilerlemeye çalışmıştır. Dini danışmanlık konusu en başından beri tartışmalıbir alan olmuştur. Fakat Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla res- miyet kazanmıştır. Manevi Danışmanlık ve Rehberlik adında bir iş kolunun ortaya koyulması, bu alanın ilerlemesine hız kazandırmış- tır. Manevi destek sağlayan uzmanlar, hastane ve ceza evleri (Koç, 2019) gibi sosyal hizmet sağlamaya müsait olan alanlarda yürütül- meye çalışılmaktadır. Ayrıca artan çalışmalar dolayısıyla da gerekli alt yapı oluşturulmaktadır (Yenen, 2017).
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Manevi danışmanlık kavramı çeşitli şekillerde adlandırıldığı gibi kavramsal olarak üzerinde uzlaşılmış bir tanımı yoktur di- yebiliriz. Batı’da manevi danışmanlık ve rehberlik kavramındaki “manevi” kelimesi pastoral terimiyle karşılandığı gibi spritüal kavramıyla da karşılanabilmektedir (Doğan, 2017). Hatta pastoral bakım,pastoraldanışmanlıkvepastoralpsikoterapininbirbirin- den ayrı olduğu ifade edilmektedir (Wicks vd., 1993). Türkiye’de manevidanışmanlıkverehberliktemeldeDiyanetİşleriBaşkan- lığınca yürütülmektedir. Bu nedenle yaklaşımlar ve algılanan kavramlar üzerinden farklı değerlendirmeler yapmak mümkün- dür. Manevi danışmanlık ve rehberlik, insanların zor durumlar karşısında (hastalık, afet, yaşam olaylarına bağlı stres, yalnızlık vs.) anlam kaybı yaşayan ve hayatı alt üst olan insanlara anlam buldurma, yaşamlarında kontrol sağlayabilme (çevresel faktörle-ri kontrol edebilme hissi ve öz-kontrol) ve hayatını düzenleye- bilmeye yönelik dinî ve manevi unsurların kullanılma sürecidir (Kula, 2016). Manevi danışmanlık ve rehberlik alanının hizmet alanı sadece hastaneler olmayıp, hapishaneler, kimsesiz çocuklar ve insanlar, afet sonrası travma yaşayan insanlar gibi geniş bir skalaya yayılmaktadır.
2. AraştırmanınMetodu
Araştırmada dokümantasyon yöntemi ve mülakat tekniği kul- lanılmıştır. Araştırma Covid-19 hastalığı atlatan on kişi ile görüşü- lerek yapılmıştır. Çalışmaya katılanların niteliklerine bakıldığında beşi kadın, beşi de erkeklerden oluşmakta olup, hepsi Kahraman- maraş’ta yaşamaktadır. Örneklem grubu; emekli, işçi, öğretmen, esnaf, tüccar, ev hanımı ve yarı zamanlı çalışanlardan oluşmuştur. Görüşülen kişilerin yaşları 23 ile 57 arasında değişmekte olup, ça- lışmada yaş ortalaması 36,5 olarak tespit edilmiştir. Görüşme ya- pılan kişiler hastalığı evlerinde atlatmıştır. Mülakatlar, telefon, internet ve yüz yüze görüşme şeklinde gerçekleşmiştir.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
3. Bulgular veTartışma
Bu bölümde görüşme yapılan kişilerden elde edilen bulgularelealınmıştır.EldeedilenbulgularagöreCovid-19geçirenkişilerde öne çıkan temalar temelde şu şekildedir. Covid-19 geçiren kişiler bariz bir şekilde fiziksel veya bedensel rahatsızlıklarla karşılaşmış- lar ve bu durumlarla başa çıkmaya çalışmışlardır. Bazı kişiler işle- rine gidememe dolayısıyla kısmi ekonomik zorlanmalar yaşamış- lardır. Koronavirüs pandemisine yakalanan kişilerde stres, kaygı, izolasyon ve damgalanma/etiketlenme korkusu gibi temel psikolo- jik rahatsızlıklara rastlanmıştır. Covid-19 hastalığı geçiren kişiler-de tespit edilen temel noktalardan birisi de dindarlık/maneviyat düzeylerinde artış olmasıdır. Burada ifade edilen konular, başlıklar halinde kısa ve öz olarak değerlendirilmiştir.
3.1. FizikselRahatsızlıklarveEkonomikZorlanmalar
Covid-19 hastalığına yakalanan kişiler, inatçı baş ağrıları, ateş, tat ve koku kaybı, yoğun eklem ağrıları, öksürük, göğüste baskı veya ağrı, hâlsizlik, kırgınlık gibi rahatsızlar yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Bazı Covid-19 hastalarında belirtiler çok az seyreder- ken bazı hastalarda belirtiler açıkça görülmüştür. Görüşülen tüm hastalar, hastalığı hastanede yatmaksızın evlerinde geçirmişler-dir.Ağrılarverahatsızlıklamücadeleederkenilaçkullanmışlar ve kısmi olarak ilaçların ağrı ve acıları hafiflettiği belirtilmiştir. Ayrıca bazı kişilerde ilaçlara yönelik yanlış algı olduğu da görül- müştür. Örneğin bir katılımcı, Covid-19’a ilk yakalandığında pekbir şey hissetmezken ilaçları aldıktan sonra aniden belirtilerin ortaya çıktığını ifade etmiştir. Aslında katılımcı ağrı ve acıların Covid-19’dandeğildekullandığıilaçlardankaynaklandığıkanısı- nı taşımaktadır. Covid-19’a yakalanan kişilerin en çok yakındıkla-rı duyu kayıpları, tat ve koku alamama olmuştur. Tat ve koku kay- bının Covid-19’a yakalanmada ayırt edici özellik olduğunu ifade edenlerdebulunmaktadır.Covid-19hastalığınıatlatmasınınüze-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
rinden aylar geçmesine rağmen hala tat ve koku alamayan kişiler bulunmaktadır.
Fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra ve maddi zarar veya kayıpla-rın içinde ekonomik olarak zorlanmalar da değerlendirilmektedir. Covid-19 hastalığını atlatan kişilerin bazılarını hastalığın yanısıra ekonomik sıkıntılar da oldukça yormuştur. Zira bir katılımcı işe gi- demediği için zorluk çektiğini ifade etmiştir. Çalıştığı yerin kurum- sal bir yapı içermemesi de ekonomik zorlanmanın bir diğer nedeni gibi görünmektedir. Ticaretle uğraşan bir katılımcı mal alım-satımı yapmaktadır. Bu kişi, Covid-19’a yakalanmadan önce mallarını bir önceki yılın fiyatından sattığını belirtmiştir. Ticaret yapan kişinin mallarını ucuza satmasının nedeni Covid-19 pandemisi nedeniyle sokağa çıkma yasağı çıkarsa mallarının elinde kalma korkusudur. Esnaf olan bir kişi ise Covid-19’un piyasayı olumsuz etkilediğini ve kendisinin işinin başında olamamasının ekonomik olarak kendine olumsuz yansıdığını ifade etmiştir. Özet olarak katılımcılar, hangiiş kolunda olursa olsun gerek kendileri gerekse yakınları için eko- nomik olarak endişe duymaktadır.
Covid-19 salgınınınyayılmasında dünyanın hergeçengünküre- selleşmesi, ulaşım araçlarının ucuzlaması ve artması oldukça etkili olmuştur. Bu durum yeni koronavirüsün çok kısa sürede dünyanın tamamına yayılım göstermesine neden olmuştur (Kardeş, 2020). Covid-19 yayılımı ve öldürücülüğü yüksek viral bir enfeksiyondur. Ayrıca psikolojik, ekonomik ve toplumsal olarak bir sonucu bulun- maktadır. Fakat en başta kişinin bireysel sağlığını hedef almakta- dır. Bu nedenle yeni koronavirüs her şeyden önce kişinin fiziksel sağlığını derinden etkilemektedir. Çalışmanın bulgularında ifade edildiği üzere birçok rahatsızlığa neden olmaktadır. Yapılan birçok çalışmada en birincil şikayetlerin fiziksel rahatsızlıklar olduğu gö- rülmektedir. Covid-19 salgınının ekonomik ve toplumsal (Budak & Korkmaz, 2020) olarak farklı sonuçlar doğurmasına karşın fiziksel rahatsızlıklar konusunda benzerlik gösterdiğini söyleyebiliriz.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Shenvediğerlerinin(2020)yapmışolduğuçalışmadaCovid-19’a yakalanan kişilerde kuru öksürük, baş ağrısı, aşırı yorgunluk, tat ve koku duyusunda kaybolma/zayıflama, ateş şikayetleri, ishal, bu- run akıntısı, kusma, nefes darlığı ve karın ağrısı gibi rahatsızlıklara rastlanmaktadır. Bu rahatsızlıkların belirti göstermesi veya şiddeti kişilerin durumuna bağlı olarak değişmektedir. Örneğin yaşlı bi- reyler, gençlere göre daha fazla belirti göstermekte ve zorlanmak- tadır. Ayrıca kronik rahatsızlığı bulunan kişilerin fiziksel belirti göstermeleri ve onlarda hastalığın şiddeti daha yoğun hissedilmiş- tir (Shen vd., 2020). Covid-19 salgını üzerine başka bir ülkede yapı- lan çalışma ile Türkiye’de yapılmış çalışmada fiziksel rahatsızlıklar konusunda benzerlikler bulunabilmektedir.
Covid-19 salgınının ekonomik ve toplumsal çıktısı insanları zorlamaktadır. Zira “sosyal mesafeli” ve “karantinalı” günler, bir- çok iş dalını olumsuz etkilemiştir. Tüm dünyada ekonomik sıkıntı- lar ortaya çıkmaya başlamıştır (Nicola vd., 2020). Ülkemizde salgı- nın ilk günlerinden itibaren ekonomi ve sağlık dengesi gözetilerek adımlar atılmaya çalışılmıştır. Bu durumda insanların, iş nedeniyle olumsuz etkilenmesini engelleme amaçlanmıştır. Her şeye rağmen karantina dönemlerinde, küçük esnaf belli oranda zorlanmıştır (bkz. Özatay &Sak, 2020).
3.2. Stres,Kaygı,İzolasyonveEtiketlenme(Stigma)
Görüşmelerden elde edilen genel sonuçlara göre insanlar Co- vid-19’a yakalanmadan önce stres yaşadığı gibi hastalık esnasında dastresyaşamaktadır.Fakathastalığayakalanmadanönceveson- ra hiç maske takmayıp, Covid-19’u ciddiye almayan kişiler de bu- lunmaktadır. Örneğin Covid-19’u hafif atlatan birisi, salgının bir kurmacadan ibaret olduğunu ve ölenlerin normal hastalıklardan öldüğünü ifade etmiştir. Bu tarzda yaklaşım gösteren bir kişinin stres yaşamasını beklemek pek mümkün değildir. Zaten karan- tinayagirmesideyakınlarınınzoruylagerçekleşmiştir.Aslında
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
stres ve psikolojik zorlanma konusunda insanları üçe ayırmak mümkündür.
1- Covid-19’uciddiyealmayanlarvepsikolojikolarakkayıtsız- lar (kayıtsızlar)
2- Covid-19’u ciddiye alıp olması gerektiği gibi kaygı ve stres yapanlar (olağan hastalar)
3- Covid-19’u olması gerekendendahafazla kaygıylakarşılayıp aşırı stres ve psikolojik rahatsızlık duyanlar (hastalık hasta- ları)
YukarıdadabelirtildiğigibiCovid-19konusundaüçayrıtavırifa- deedilebilir;kayıtsızlar,olağanhastalarvehastalıkhastaları.Kayıt- sızların genel tavrı, Covid-19’a karşı komplo teorileriyle cevap ver- meleridir ve bu kişilerin tavırlarına kadercilik de eşlik etmektedir. Covid-19salgınınıkomploteorileriyleaçıklayanlarınsayısıazımsan- mayacak derecededir. Harvard Üniversitesinde yapılan bir çalışma bu durumu açıkça ortaya koymuştur (Uscinski vd., 2020). Covid-19 ileilgilikomploteorilerininbirdiğeryaklaşımınıisekadercilikinan- cında görülmektedir. Örneğin bir katılımcı “Allah’ın dediği olur, vi- rüsbulaşacaksaenindesonundabulaşır,boşyerekendinikasmanın vezorlamanınâlemiyok”demiştir.Butiptesınıflananlar,ayrıcaCo- vid-19’uhafifgeçirmişolabildiğigibiCovid-19’uhastalıkolarakgör- meyipolağanbirhastalığınCovid-19olarakadlandırılmasısaymak- tadır. Görüşme yapılan kişiler içinde kayıtsızlar diye belirtilen grup azınlıkdurumundadır.Olağanhastalardediğimizkişilerisehem hastalığayakalanmadanöncehemhastalıkesnasındahemdesonra- sında Covid-19’u gerçekçi bir şekilde değerlendirmektedir. Bu kişiler kaygı ve stres yaşadıkları gibi ölüm korkusuyla da yüzleşmişlerdir. Bazıkişilerdefarklıdüzeylerdesorgulamalarınolduğudagörülmüş- tür. Bir katılımcı kısıtlama döneminde bazı durumları sorguladığını belirtmiştir.Sorgulamadüzeyibireysellikledeilişkiliolabilmektedir. Banerjee (2020), Covid-19 salgınının insanın psikolojik durumu üzerindekietkilerişuşekildesıralamıştır:“1.Dahaöncebulaşı-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
cı bir hastalık yaşamış olanlarda, tekrar bulaşıcı olan Covid-19’a yakalanma korkusu nüksetmiştir. 2. Ulaşım, seyahat ve toplumsal davranışları kısıtlayan ve karantina altına alan durumlara bağlı olarakgeçimveekonomiksıkıntıyaşamakorkusuortaya çıkmıştır.
3. Evden ayrılamamayla ilgili sosyal fobik korkular ortaya çıkmış- tır.4. Uzakta yaşayan aile üyeleri, arkadaşlar ve sevdiklerinden uzak kalmaya bağlı olarak kaygılar meydana gelmiştir. 5. Bireyin hem kendi hem de yakınları dolayısıyla güvende olmama korkusu oluşmuştur. 6. Öksürme, hapşırma, tıksırma gibi fiziksel belirtiler nedeniyle damgalanma korkusu yaşanmıştır. 7. İlaç, dezenfektan, maske ve tuvalet kağıdı gibi ihtiyaçların istiflenme zorunluluğu insanları kaygı ve endişeye itmiştir. 8. Medya, internet ve benzeri yayın organlarından Covid-19 salgına dair yaydığı olumsuz haber- ler kişileri strese sürüklemiştir. 9. Covid-19 ile mücadele eden sağ- lıkçılarda tükenmişlik, hayal kırıklığı, bitkinlik, yorgunluk ve Co-vid-19’un bulaşma riski korku oluşturmuştur”(akt. Kardeş, 2020).
Covid-19’a yakalanan hastalar genel itibariyle stres ve kaygı ile başaçıkmakzorundakalmaktadır.Çünkühastalıksosyal,psikolojik ve ekonomik olmak üzere çeşitli zorlanmalara neden olmaktadır (Shevlin vd., 2020). Örneğin bir katılımcı sürekli kendi vücuduna dikkat kesildiğini, nefes alıp vermede zorlanıp zorlanmayacağını, entübe olma ihtimalini ve ölümü çokça düşündüğünü belirtmiştir. Bunların her biri kişileri fazlaca zorlayan, stres ve kaygıyı artıran nedenler olarak görülebilmektedir. Bir katılımcı, Covid-19’a yaka- landığında yalnızlıktan ve izolasyondan dolayı tek başına ölmek- ten çok korktuğunu ifade etmiştir. Hatta bir ara karantinadan kaç- mak istediğini dahi belirtmiştir.
Gençler Covid-19 pandemi sürecinde daha çok izolasyondan yakınırken, yetişkinler ve yaşlılar ise ölüm gibi gerçeklerden daha çok korkmaktadır. Özellikle kronik rahatsızlıkları bulunan kişiler-de ölüm anksiyetesi ağır basmaktadır (Lee vd., 2020). Sigara içen kişilerdedekarantinasürecindepsikolojikrahatsızlıklardahafaz-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
la olduğu gibi kaygı düzeyleri daha da yükselmiştir (Van Zyl-Smit vd., 2020).Covid-19’a yakalanan kişiler, pozitif olduklarını öğren- dikleriilkzamanlardaaşırıderecedepanikyaşamıştır.Özellikle bu panik atak evresi, ölüm korkusuyla bütünleşmektedir. Ayrıca Covid-19 salgının çıktığı ilk dönemlerde hastalığa yakalananların daha çok zorluklar çektiği saptanmıştır. Son aylarda hastalığa ya- kalananlar, ilk dönem hastalarına göre aile ve yakınlarından daha çok sosyal destek görmüşlerdir. Buradan da hastalık hakkında bilgi sahibi olmanın, hastalar ve çevresindekiler açısından daha yararlı olduğu sonucu çıkarılabilir.
Hastalığı ailesi ve çocuklarıyla aynı ortamda atlatmak zorun-da kalanlar da zorlanmıştır. Özellikle küçük çocuğu olan annelerin stres ve kaygı düzeyi yükselmiştir (Brown vd., 2020). Bir anne, bi- lişsel olarak anlama yetisinin yaşı gereği düşük olmasından dolayı küçük çocuğuna Covid-19’u anlatamadığını ve sarılmak istediğinde veya yaklaştığında hep uzaklaştırmak zorunda kaldıkları için duy- gusalolarakzorlandığınısöylemiştir.AyrıcaCovid-19’ayakalanmak demektümsevenlerinizdenveyakınolduğunuzkişilerdenuzaklaş- mak anlamına gelmektedir. Türkiye gibi sosyal yönü ağır basan bir toplumda,insanlardanuzakdurmaveizolasyonsürecizorgelmek- tedir.Zirakültürelolarakülkemizdehastaziyaretleriyapılmaktadır. Fakattoplumsalbütünleşmevedestekvermezamanınıifadeeden hastalıkesnasındainsanlarınyalnızvebirbaşınaolması,başaçıkma motivasyonunudadüşürmektedir.Budurumkişilerdeçökkünlüğe, bitkinliğe ve tükenmişliğe de neden olmaktadır.
Evde karantinaya giren kişilerde bir diğer stres ve kaygı sebebi iseailebireylerinevirüsbulaştırmakorkusudur(Yingvd.,2020).Ay- rıcaherkesinençokşikayetettiğidurumsosyalleşmedenuzaklaşma ve yalnız kalmadır. İzolasyon durumu, ölüm anksiyetesini artırdığı gibi damgalanma/etiketlenmeyi de gündeme getirmiştir. Damga- lanma, kişilerin hastalıklı olarak etiketlenip, o kişiden uzak durma- yı ve daha sonraki süreçte yaklaşılmama durumunu içermektedir
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
(Ramacivd.,2020).Örneğinbirkatılımcı,Covid-19’ayakalandıktan sonra negatif olsam dahi insanların kendini vebalı gibi görmesin- denkorktuğunubelirtmişveCovid-19negatifedöndüktenkırkgün sonra böyle bir olumsuzlukla karşılaştığından ve etiketlendiğinden söz etmiştir. Bir toplulukta bulunurken kendinin virüslü olduğunu ve insanlara bulaştırma tehlikesinin olduğunu ima eden konuşma- ların geçtiğini belirtmiştir ve bu katılımcı, korktuğum şekilde vebalı damgasıyemişoldumdemiştir.Budurumdadamgalanmadainsan- ların zorlanmasına ve kaygı düzeylerinin artmasına neden olmuş- tur (Ramaci vd., 2020). Tüm bunlara ek olarak insanların Covid-19 hakkındaçokçahaberizlemelerininkaygıvestresdüzeyleriniartır- dığı görülmüştür. Covid-19 hakkında fazlaca haber veya televizyon programı izlemenin Covid-19 ile ilintili sağlık terimleri öğrenmeye deyardımcıolduğutespitedilmiştir.Aynızamandamedyaveinter- nette Covid-19 haberlerine maruz kalmak kaygı ve stresi de artır- maktadır (Banerjee, 2020). Ayrıca Covid-19 hastalığını atlatanların genelinde bir daha Covid-19 hastalığına yakalanmam yanılgısı çok ağırbasmaktadır.Bunedenlekendilerinediğerinsanlaragöredaha fazla güvendikleri de görülmüştür.
3.3. ManeviDanışmanlıkveRehberlikAçısındanCovid-19 Pandemisi
Kitlesel tehlikelerde tarih boyunca tıp, din, toplumsal ve psiko- lojik yapı her zaman farklı düzeylerde sorgulanmıştır. Bu durum edebiyat, sanat, felsefe ve dinî metinleri ve öğretileri etkilemiştir. Örneğin Ortaçağ’da veba ile mistik akımlar arasında ilişkilerin ol- duğunu iddia eden yaklaşımlar bulunmaktadır. Aynı şekilde kara veba döneminde Haç Kardeşliği gibi hareketlerin ortaya çıkma- sının sadece bir rastlantı olması mümkün değildir (bkz. Magid, 2014). Afet, savaş, salgın ve benzeri olağanüstü durumlarda in- sanlarda dindarlık ve maneviyata yönelim artmaktadır. Örneğin Covid-19sürecindedindarlıkoranlarındavedineyönelimdeartış
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
olduğu tespit edilmiştir (Bentzen, 2020). Pargament’in teorisi açı- sından bakıldığında din, acı ve tatlı durumlarda başa çıkmaya yar- dımcı olmaktadır (Pargament, 2005). Fakat zor durumlarda başa çıkma süreci olarak dine başvurmak daha da artmaktadır. Bu nok- tada önemli olan kişinin din algısıdır. Dini algısı düzgün olan kişi-ler olumlu dinî başa çıkma kullanırken din algısı yanlış veya çarpık olan olumsuz dinî başa çıkmaya başvurmaktadır.
Görüşme yapılan katılımcılar Covid-19 döneminde dindarlık oranlarınınarttığınıifadeetmiştir.Cuma’danCuma’yanamazkı- lanlar,karantinadavakitnamazlarınayöneldiklerinibelirtmişler- dir.Allah’adahaçokduaedip,hastalıktanbiranöncekurtulmak isteyenlerdeolmuştur.Duaveinancıaracıolarakkullanmışlardır. Budurumpsikolojikolarakrahatlamayayardımcıolduğugibiiçsel dindarlığadadönüşmüştür.Kurumsaldinaçısındanbakıldığındaise Covid-19’uncamiyegitmeyiengellediğinisöyleyebiliriz.Emekliolan birkatılımcıCovid-19salgınındanöncehervakticamidekıldığını amasalgındansonracamiyegitmeyibıraktığınıifadeetmiştir.Ca- milerinkısıtlamasonrasıtekraraçılmasınarağmenCovid-19’ayaka- landıktansonraCumanamazınadahigitmediğinibelirtmiştir.Cami- dekılmakyerinetümibadetlerinievindeyaptığınıifadeetmiştir.Bu durumdagöstermektedirkibazıdurumlardakurumsaldinsekteye uğramıştır. Katılımcıların bütünü değerlendirildiğinde içsel dindar- lığavemaneviyatayöneliminarttığınısöylemekmümkündür.Zira tefekkürveyalnızlıkneticesindeezber/taklitolanbilgileriniçselleş- tirilmesidurumudagözlenmiştir.Görüngüolarakiçseldindarlığın yanısırabireyselleşmenindemümkünolduğunuifadeedebiliriz.
Covid-19 sürecinde manevi danışmanlık ve rehberlik açısından geleneksel yaklaşımların gerçekleşmesi pek mümkün görünme- mektedir. Geleneksel yüz yüze görüşmeler olamayacağı için sanal ve telefon yöntemlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Örneğin bir katılımcı sigarayı bırakma döneminde Sağlık Bakanlığı tarafından sanalveyatelefonladestekverildiğinibelirtmiştir.Budurumun
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
sigarayı bırakmasında yardımcı olduğunu ve bu yöntemin din ve manevi destek için kullanılması gerektiğini ifade etmiştir. Bu yö- nüyle manevi danışmanlık ve rehberlik açısından Covid-19’a yaka- lananları aile hekimlerinin arayıp destek vermeleri ve ilaç desteği vermeleri gibi manevi danışmanlık ve rehberlik de bu düzlemde düzenlenebilir. Ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın tıbbi olarak ilaç desteği verdiği gibi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Covid-19 hastaları- na yardımcı olacağı düşünülen kitaplar da verilebilir.
Manevi danışmanlık ve rehberlik yapanların Covid-19 hasta- larınaulaşarak,durumlarınıvemanevi/psikolojikhallerinikoru- malarıyerindebiryaklaşımolacaktır.Zirabusüreçteyalnızlıkve izolasyon en çok zorlanmalara neden olan rahatsızlıkların başında gelmektedir.Ayrıcamanevidanışmanlıkverehberlikkonusunda sadece din ve maneviyat konularının işlenmesi yeterli olmayabilir. BunedenlemanevidanışmanlıkverehberlikyapankişilerinCo- vid-19hakkındadoğrubilgisahibiolupinsanlarıaydınlatmasıda çok önemli olacaktır. Bazı katılımcılarda kaderciliğe bağlı olarak virüsekarşıkayıtsızlıkgörünmektedir.Kaderkonusundainsanla- rın doğru bilgi sahibi olması Covid-19 algısına olumlu etki yapacak- tır. Özet olarak manevi danışmanlık ve rehberlik yapacak kişiler şu konuların farkında ve bilincinde (mindful) olmalıdır; kaderci dü- şüncenin önüne geçme, anlam kaybını engelleme, yalnızlık ve izo- lasyon hissinin yaşanması, stres ve kaygı düzeyinin yüksek olması, hayatınanlamlandırılmasındadinvemaneviyatınönemi,olumlu dinîbaşaçıkmasüreçleri,ölümanksiyetiniizoleetme,etiketlen- me/damgalanma (stigma) korkusu ve Covid-19 hastalığı öncesi, sırasıvesonrasıhakkındasağlam,bilimselvedoğrubilgiverme.
Kaynakça
Banerjee,D.(2020).HowCovid-19isOverwhelmingOurMental Health.NatureIndia,26,2020.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Bentzen,J.(2020).RisingReligiosityasaGlobalResponseto Covid-19 Fear,https://voxeu.org/article/rising-religiosity-glo- bal-response-Covid-19-fear, erişim: 09.12.2020
Brown,S.M.,Doom,J.R.,Lechuga-Peña,S.,Watamura,S.E.,& Koppels,T.(2020).StressandParentingDuringtheGlobalCovid-19 pandemic.Childabuse&neglect,110,104699.
Budak,F.,&Korkmaz,Ş.(2020).Covid-19PandemiSürecineYö- nelikGenelBirDeğerlendirme:TürkiyeÖrneği.SosyalAraştırmalar veYönetimDergisi,(1),62-79.DOI:10.35375/sayod.738657
Cucinotta, D., & Vanelli, M. (2020). WHO Declares Covid-19 a Pandemic. ActaBioMedica:AteneiParmensis, 91(1), 157.
Cullen,W.,Gulati,G.,&Kelly,B.D.(2020).Mentalhealthinthe Covid-19pandemic.QJM: An InternationalJournal of Medicine,113(5), 311-312.
Çakır Kardeş, V. (2020). Pandemi Süreci ve Sonrası Ruhsal ve Davranışsal Değerlendirme. TürkiyeDiyabetveObeziteDergisi, 4(2), 160-169.
DeFranza, D., Lindow, M., Harrison, K., Mishra, A., & Mishra, H. (2020). Religion and Reactance to Covid-19 Mitigation Guidelines. AmericanPsychologist,1-16.
Diamond,J.(2006).Tüfek,MikropVeÇelik.17.bsm.Çev.:Ü.İnce, Ankara: TÜBİTAK Yayınları.
Doğan, M. (2017). Hastane Örneği Üzerinden Manevi Danış- manlıkveRehberlikHizmetlerineGenelBirBakış.Cumhuriyetİlahi- yatDergisi,21(2),1267-1304.
Duygun, A. (2020). Covid-19 Pandemisi Sırasında Tüketicilerin YaşamTarzlarınınDeğerlendirilmesi.EconderUluslararasıAkademik Dergi, 4(1), 232-247.
Fardin, M. A. (2020). Covid-19 epidemic and spirituality: A Re- viewoftheBenefitsofReligioninTimesofCrisis.JundishapurJour- nalofChronicDiseaseCare,9(2),1-4.
Jung,C.G.(1936).TheConceptoftheCollectiveUnconscious.
Collectedworks,9(1),42.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Jung,C.G.(1993).DinvePsikoloji.Çev.:CengizŞişman.İstanbul: İnsanYayınları.
Koç, M. (2019). Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Cezaevlerindeki Manevi Danışmanlık Ve Rehberlik Hizmetleri (1950-2018): Sınırlı- lıklar Ve Bir Eğitim Programı Önerisi. BalıkesirİlahiyatDergisi, 5/1, 8-47.
Kula, N. (2016). ManeviDanışmanlıktaKullanılanBazıDinîKavram- larınAnlamAlanıveFonksiyonelliği.İstanbul:DemYayınları.
Lee,S.A.,Jobe,M.C.,Mathis,A.A.,&Gibbons,J.A.(2020).Inc- rementalValidityofCoronaphobia:CoronavirusAnxietyExpla- insDepression,GeneralizedAnxiety,andDeathAnxiety.Journalof AnxietyDisorders,74,102268.
Magid,S. (2014).Hasidism incarnate: Hasidism, Christianity, and theConstructionofModernJudaism.California:StanfordUniversity Press.
Mazza,M.G.,DeLorenzo,R.,Conte,C.,Poletti,S.,Vai,B.,Bollet- tini,I.,...&Benedetti,F.(2020).AnxietyandDepressioninCovid-19 Survivors: Role of Inflammatory and Clinical Predictors. Brain, be- havior,andimmunity,89,594-600.
Molteni, F., Ladini, R., Biolcati, F., Chiesi, A. M., Dotti Sani, G. M., Guglielmi, S., ... & Vezzoni, C. (2020). Searching for Comfort in Religion: Insecurity and Religious Behaviour During the Covid-19 PandemicinItaly.EuropeanSocieties,1-17.
Nicola, M., Alsafi, Z., Sohrabi, C., Kerwan, A., Al-Jabir, A., Iosifi- dis,C.,...&Agha,R.(2020).TheSocio-economicİmplicationsofthe Coronavirus Pandemic (Covid-19): A review.InternationalJournalof Surgery, 78, 185-193.
Özatay, F., & Sak, G. (2020). Covid-19’un Ekonomik Sonuçlarını YönetebilmekİçinNeYapılabilir?.TEPAVPolitikaNotu,202005.
Pargament, K. I. (2005). Acı ve Tatlı: Dindarlığın Bedelleri ve FaydalarıÜzerineBirDeğerlendirme.Çev.A.UlviMehmedoğlu,Çu- kurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 5(1), 279-313.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Pargament, K. I., & Brant, C. R. (1998). Religion and coping. In Handbook of Religion and Mental Health(pp.111-128).AcademicPress. Polat, M. (2020). İslam Hukukunda Karantina Ahkamı. Pamukka-
leÜniversitesiİlahiyatFakültesiDergisi,7(1),88-111.
Ramaci,T.,Barattucci,M.,Ledda,C.,&Rapisarda,V.(2020).So- cialstigmaduringCovid-19anditsimpactonHCWsoutcomes. Sus- tainability, 12(9), 3834.
Sağlık Bakanlığı, (2020). Covid-19 (Yeni Coronavirüs) nedir?. Erişim: 05.12.2020 https://Covid19.saglik.gov.tr/TR-66300/Co-vid-19-nedir-.html
Sağlık Bakanlığı, (2020). Covid-19 (Yeni Coronavirüs). Erişim: 05.12.2020 https://www.seyahatsagligi.gov.tr/site/koronavirus
Seligman,M.E.P.(2007).GerçekMutluluk(çev.SemraKuntAk- baş). Ankara: HYB yayınları.
Shen,K.,Yang,Y.,Wang,T.,Zhao,D.,Jiang,Y.,Jin,R.,...&Gao,L. (2020). Diagnosis, Treatment, and Prevention of 2019 Novel Coro- navirus Infection in Children: Experts’ Consensus Statement. Wor- ldJournalofPediatrics,16(3),223-231.
Shevlin,M.,McBride,O.,Murphy,J.,Miller,J.G.,Hartman,T.K., Levita, L., ... & Bentall, R. P. (2020). Anxiety, depression, traumatic stress and Covid-19-related anxiety in the UK general population duringtheCovid-19pandemic.BJPsychopen,6(6),e125.
Söylev,Ö.(2015).PsikolojikYardımHizmetleriBağlamındaTür- kiye’de Dinî Danışma ve Rehberlik. İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi, 1(2), 287-308.
Tomanbay,İ.(2000).Deprem,İnsanveSosyalHizmetler.Toplum veSosyalHizmet,1,123-137.
Topuz, E. (2020). XIX. Yüzyılda Van’da İllet-i Kolera İle Mücade- lede Karantina Usulü ve Kordon Uygulaması. Yüzüncü Yıl Üniversi- tesiSosyalBilimlerEnstitüsüDergisi,(48),297-316.
Trilla, A., Trilla, G., & Daer, C. (2008). The 1918 “Spanish flu” in Spain.ClinicalInfectiousDiseases,47(5),668-673.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Uscinski, J. E., Enders, A. M., Klofstad, C., Seelig, M., Funchion, J., Everett, C., ... & Murthi, M. (2020). Why Do People Believe Co- vid-19ConspiracyTheories?. HarvardKennedySchoolMisinformation Review, 1(3).
van Zyl-Smit, R. N., Richards, G., & Leone, F. T. (2020). Tobac- cosmoking and Covid-19 infection.TheLancetRespiratoryMedici- ne, 8(7), 664-665.
WHO, (2020). Coronavirus disease (Covid-19) pandemic. Eri- şim:05.12.2020,https://www.who.int/emergencies/diseases/no- vel-coronavirus-2019
Wicks,R.J.,Parsons,R.D.,&Capps,D.(1993).ClinicalHandbook ofPastoralCounseling(Vol.1).NewJersey:PaulistPress.
Yenen, İ. (2017). Türkiye’de Manevi DanIşmanlIk ve Rehberlik Literatürü Üzerine Bibliyografik Bir Çalışma. Dokuz Eylül Üniversi- tesiİlahiyatFakültesiDergisi,46,157219.https://doi.org/10.21054/ deuifd.404785
Ying, Y., Ruan, L., Kong, F., Zhu, B., Ji, Y., & Lou, Z. (2020). Men- tal Health Status Among Family Members of Health Care Workers in Ningbo, China, During the Coronavirus Disease 2019 (Covid-19) outbreak:across-sectionalstudy.BMCpsychiatry,20(1),1-10.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
HacerAKÇAALAN1
Giriş
Buçalışmamızda;Covid-19pandemikdurumu,manevidanış- manlık ve rehberlik, sosyal medya üzerinden masal anlatıcılığı arasındakiilişkibağlamsalolarakelealınarak:“Masallarvemasal anlatıcılarınasılbirmanevidanışmanlıkverehberlikgöreviüstle- nir? Masalların iyileştirici etkisi var mıdır?Toplumları etkileyen olağanüstü durumların zararlı ve yıkıcı etkilerinin aşılmasında masallardan nasıl yararlanılabilir? Masalların değerler eğitiminde vedeğeraktarımındakiişleviverolünedir?Sosyalmedyaüzerinde masal anlatıcısı hangi projelerde karşımıza çıkmaktadır? Bu konu- dayapılmışveyapılagelenuygulamalarnelerdir?”sorularınace- vaplar aranacaktır.
İlk olarak 2019 yılının Aralık ayında Çin’in Vuhan kentinde görülenCovid-19günümüzdetümdünyayıetkisialtınaalmıştır. Fiziksel ve ekonomik yıkımının çok fazla olduğunu ve etkilerini yaşayaraksüreçiçindedeneyimlediğimizbuCovid-19pandemisi- nin manevi ve psikolojik yıkımının etkileri şu an istatiksel olarak net bir şekilde bilinmese de varlığınıhepimize derinden hissettir- mektedir.Sevdiklerimizlebirarayagelmek,kültürvesanatetkin- liklerinekatılmakneredeysetamamenimkansızlaşmıştır.Eğitim
1 Türkçe Öğretmeni, Doktora Öğrencisi, Uşak Üniversitesi TDE Bölümü Halk Edebiya-tıABD.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
hayatındaki sınıflarımız yerine daha çok evde vakit geçirdiğimiz; sosyal, ekonomik ve psikolojik krize dönüşen bu olağanüstü salgın sürecinde sosyal medya, bir araya gelmede veya bağlantı kurmada önemli bir araç haline gelmiş ve hayatımızın vazgeçilmez bir par- çası olmuştur. Çeşitli araştırmalar, Covid-19 salgını boyunca sosyal medya kullanım süresinin salgın öncesi döneme göre dikkat çekici bir şekilde arttığını göstermektedir.
Abraham Maslow’un hiyerarşisinde en temel ihtiyaçlardan bi- risi de bildiğimiz gibi güvenlik ihtiyacıdır. İnsanların güvenliğini hatta hayatlarını tehdit eden önemli bir tabloyla karşı karşıyayız. Konu ile ilgili çalışan bilim insanlarının da belirttiği gibi koronavirüs travmasını salgın bittikten sonra daha net olarak görecek ve manevi danışmanlık ve desteğe ihtiyaç duyanların sayısı tahmin edilendenfazlaolabilecektir.Butipolağanüstüdurumlardaihtiyaç gruplarına yönelik manevi danışma ve rehberlik uygulamaları ola- ğan durumlara nazaran daha da önem kazanmaktadır.
Manevi danışmanlık kelime anlamı olarak “birey veya grupla-ra bireysel inanç yolculukları ve kritik geçiş dönemlerinde sınırlı süreli çatışma ve kriz durumlarına odaklı olarak eşlik edilmesi” (Ağılkaya Şahin, 2017: 25) şeklinde tanımlanmaktadır. Psikoloji ve terapi uygulamaları bireyin, ruh sağlığını ve iyi oluşunu amaçla- maktadır.Buçerçevededinîinançveritüeller,insanlarınsağlık ve psikolojik iyi oluşlarıyla yakından ilişkili olarak değerlendiril- mektedir (Abu-Raiya, 2016: 59). Dini ve manevi yaşantının teme- linde ne olduğunu tartışan araştırmacılar, maneviyatı bir fenomen olarak kabul etmektedirler. Araştırmacılardan bazıları maneviyatı biyolojik özelliklere dayandırırken bazıları ise psiko-sosyokültürel faktörlerle ilişkilendirmişlerdir (Hay-Socha, 2005: 589).
Manevi danışma uygulamaları farklı kuramsal yaklaşımlarla temellendirilmektedir (Söylev, 2020: 127-145). Bunlardan biri lo- goterapidir. Öncülüğünü Frankl’in yaptığı logoterapiye göre; insa- nınvaroluşununamacıanlamkazanmaktır.Zirainsanınvaroluşu
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
anlam arayan bir varoluştur ve anlam hakkında ön bilgi ve inanca sahiptir. Logoterapi uygulamalarında danışan, hayatın anlamı ile karşı karşıya getirilir ve anlama yönlendirilir. Hayatın anlamını kavramasını sağlamak, danışanın nevrozunu yenmesine katkıda bulunur (Frankl, 2014: 74). Manevi danışma uygulamalarını temel- lendiren bir diğer yaklaşım ise hümanistik yaklaşımdır. Bu yakla- şıma göre insan, gelişim gücü yüksek bir varlık olarak görülür. İn- sanda “kendini gerçekleştirme” potansiyelinin olduğu kabul edilir. Hümanist psikolojiye göre bireyler kendi fiillerinden sorumludur (Kılınçer, 2017: 29). Maslow’un düşünceleri öncülüğünde oluşan bir diğer yaklaşım ise transpersonel psikoloji yaklaşımıdır. Bireyde var olan kendi sınırlarını aşma potansiyelinin farkına varan Mas- low bu yeni alanı hümanist ötesi kavramı ile açıklamıştır. Zamanla bu kavram transpersonel olarak benimsenmiştir (Ayten-Düzgüner, 2017: 40).
Manevidanışmanlıkverehberliksüreçleri,özellikledavranışsal, bilişsel ve varoluşsal yaklaşımların uygulamalarına dayanmaktadır. Davranışçıyaklaşımagöreterapisürecindeölçülemeyenvegözlem- lenemeyen bilinçaltı süreçler yerine gözlemlenebilen davranışlara odaklanmakgerekir.Buterapiyöntemi,problemdavranışınortaya çıktığı koşulları değiştirmeye odaklanır. Bu koşulların değişimi ile davranışındadeğişimibeklenir(Spiegler,2016:7).Bilişselyaklaşım ise maneviyatla ilişkilendirilen düşünceler (suçluluk, günahkarlık) üzerineodaklanır.Danışandameydanagelendinîkaynaklıolumsuz düşüncelerin varlığı ve dinî başa çıkma yöntemlerini kullanması terapi süreci için oldukça önemlidir (Kılınçer, 2017: 34). Varoluşsal yaklaşımda ise bireyin probleminin çözümü, geçmişte ya da biyo- lolojik yapısında değil, tercihini yapıp sonucunu da üstlenmesinde yatmaktadır. Terapi sürecinin temelinde danışanın kendi varoluş bilincine ulaşması amaçlanır (Kılınçer, 2017: 33).
Bireyler, karşılaştıkları problemleri çözme hususunda zaman zamanprofesyonelyardımaihtiyaçduymaktadırlar.İlgiliyardım
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
konusunda psikolojik danışma, bireylerin değişim ve gelişimine katkı sunarak kendilerini keşfetmelerini sağlar. Süreç içerisinde yüzyüze,sistemli,profesyonelveenönemlisidanışaniledanış- manişbirliğiiçerisindeilerleyenbirilişkisözkonusudur.Manevi danışmanlık ise bireyin tek başına kaldıramayacağı bir problemle karşılaşmasıdurumunda,dininkaynakoluşturduğuveonunveri- leriçerçevesindegerçekleştirilenyardımvehizmetleribünyesin- debarındırır.Busüreçtemanevidanışmanlığın,problemyaşayan bireylereyönelikiyileştirme,yönlendirme,destekleme,uzlaştır- mavegeliştirmegibiolumluetkilerivardır.Bireyleriniçerisinde bulunduğu ruhsal bunalımlarla ilgili hususlarda, dinî ve manevi materyallerikullanandanışmanların,bunlarıkullanmayandiğer danışmanlaraoranladahabaşarılısonuçlareldeettikleri,yapılan çalışmalarda görülmüştür (Doğan, 2017: 1272-1277).
Manevi danışmanlık çeşitli hastalıklar, ileri yaşa bağlı olarak gelişen bazı durumlar, doğal afetler ve çeşitli ruhsal bunalımlar yaşayan bireylerin kaybetmiş oldukları hayattaki anlam arzusunu yeniden elde etme süreçlerinin dinî/manevi unsurlar kullanılarak desteklenmesidir.Busüreçte,bireyinkaybetmişolduğuanlamı ve kontrol duygusunu yeniden kazanması amaçlanmaktadır. Bu çerçevede manevi danışmanlığı, bireyin yaşamış olduğu sıkıntılı durumlara karşı, kendisini manevi alana yaklaştıran ve bu açıdan gelişmesini sağlayan vesileler olarak değerlendirmek mümkündür (Ayten, 2015: 65). Genel olarak değerlendirilecek olursa manevi danışmanlık,bireylerinhayatlarınadair,yaşamışolduklarıçeşit- li sıkıntı ve bunalımlar karşısında, zihinlerindeki soruların cevap arayışlarını içeren ve aynı zamanda psikolojik problemlerin çö- zümüne de katkı sağlayan bir danışma sürecidir (Ağılkaya Şahin, 2017: 17).
Tüm bu bilgiler ve kuramlar ışığında, içinde bulunduğumuz olağanüstü süreçte yapmamız gereken yüz yüze gelmemizin vi- rüsünyayılımınaolankötücületkisinedeniyle-yeninormalle
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
birlikte her alanda yaygınlaştığı üzere-sosyal medya üzerinden manevi danışmanlık ve rehberlik konusunda farklı disiplinler ve disiplinlerarasıişbirliğiileçalışmalaryapmamızdır.Halksağlı-ğı uzmanları, psikologlar, din adamları, manevi danışmanlık uz- manlarının yanı sıra eğitimciler, edebiyatçılar da bu süreçte aktif rol almalıdır.
Hangi yaş grubundan olursa olsun tüm vatandaşlarımızın –ama özellikle çocuklarımızın- ruh sağlığını korumak için yapmamız gereken; kendi öz kaynaklarımıza ve değerlerimize yönelmek ve bunları doğru ve en verimli biçimde kullanarak işlevselleştirmeye odaklanmaktır.
İşte bu noktada bir eğitimci ve masal üzerinde çalışan bir halk edebiyatçısı olarak şu sorulara cevap arama ve bulma ihtiyacı kar- şımıza çıkmaktadır:
• Masalnedir?Masalkültür,inançvemaneviyatilişkisinasıl ele alınmalıdır?
• En kadim sözlü öz kaynaklarımızdan birisi olan masalları- mızdanbumanevidanışmanlıkverehberlikhizmetiçalış- malarımızda nasıl yaralanabiliriz?
• Masallar ve masal anlatıcıları nasıl bir manevi danışmanlık ve rehberlik görevi üstlenir?
• Toplumları etkileyen olağanüstü durumların zararlı ve yı- kıcı etkilerinin aşılmasında masallardan nasıl yararlanıla- bilir?
• Masallarıniyileştiricietkisivarmıdır?
• Masalların değerler eğitiminde ve değer aktarımındaki işle- vi ve rolü nedir?
• Sosyal medya üzerinde masal anlatıcısı hangi projelerde karşımıza çıkmaktadır? Bu konuda yapılmış ve yapılagelen uygulamalar nelerdir?
En eski masal araştırmacılarından biri olan Ignacz Kunos: “Ma- sallarhemeskizamanlarındininivebudinlerinnasılolduklarını
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
hemdegeçmişteyaşayanlarınedebiyatlarınıveyargılarınıyazıl- mıştarihlerdenfazlaanlatır.Masaldediğimizşeyhermilletindö- nemaynasıdır.Buaynayabakacakolursak,hemeskizamanların ahlakınıdagörmüşoluruz.”der(Kunos,1994:88).Bumasaltanı- mındamasal,din,inanç,ahlakkavramlarıbirpotadaeritilmiştir.
Pertev Naili Boratav ise masalı “Masal, nesirle söylenmiş, dinlik vebüyülükinanışlardanvetörelerdenbağımsız,tamamıylahayal ürünü,gerçekleilgisizveanlattıklarınainandırmakiddiasıolma- yankısabiranlatı”diyetanımlar.(Boratav,1959:45).Boratavise masalı, tamamen inançtan bağımsız kılmış, o derece ki masalın anlattıklarınabileinandırmaiddiasıolmadığınıözelliklevurgula- mıştır.
Bütüntanımlarışığındabiz“İşlevselKuramAçısındanMasala BakışveGünümüzKütahya’sındaMasalınDurumuİleİlgiliBirDeğer- lendirme” adlı yüksek lisans tezimizde masal tanımını; “Fizik ve metafizikâleminbirbirindentamölçüdeayrılamadığı,gerçekve gerçeküstü dünyanın bir varmış bir yokmuş zaman potasında kay- naştırıldığı, gerçek kişilerin metafizik kişilerle (cin, dev, peri vb.) içlidışlıdoğalbirilişkiiçindeolduğu,mekânvezamankavramla- rınıntekboyutluyaşandığı,başlangıçvebitişformelleriolan,bir takımsimgeselmotiflerdenoluşanveherzamanmutlusonlabiten belli uzunluktaki sözlü kültür ürünü nesirlerdir” şeklinde yapar (Akçaalan,2015: 50). Bu tanım bize inanç noktasında bambaşka bir kapı aralamıştır. İnanmak zorunda olmadığımız gerçek dünyadan tamamenbağımsız,hayaliveyenibirdünya.Gerçekbirçaresizlik durumunda gerçeğin yıkıcı etkisini umursamamak, insanların ruh sağlıklarınıkoruyabilmeleriiçinetkilibiryöntemdir.Kezabireysel umudu korumak, zorluğu dayanılır ve katlanılır kılar. Masal kahra- manları tıpkı şu an bizim de içinde bulunduğumuz gibi olağanüstü ve zor durumlarda hep bir çıkar yol bulmuşlardır. Başlarına her ne gelirsegelsin,bazenyalnızbazendetoplumsalbirdayanışmaile kazanmayıbilmişlerdir.Ohâldebizlerdemasallarlatanışırsakma-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
sal dünyasındaki tamamen hayal ürünü ancak ruhumuzdaki etkisi birokadargerçekempatikbiriletişimigerçekleştirebiliriz.Bura- daki dayanışmanın gücünü hafife almamak gerekir: “Fiziken ya- nındaolmasakdaseninleaynıdurumdayızveyanındayız.”diyen birempatikiletişimkendimizitahminimizdençokdahaiyihisset- tirebilir. Bu iletişim o kadar özgürdür ki kalıpların ötesindedir. İşte masalın bu özelliği onu evrensel ve sonsuz bir boyuta taşır ve yeni bir yol açar: Masalları kullanarak manevi danışmanlık ve rehberlik yapma yolunu.
O hâlde öncelikli olarak yapmamız gereken yüz yüze gelme- mizin virüsün yayılımına olan kötücül etkisi nedeniyle - yeni normalle birlikte her alanda yaygınlaştığı üzere-sosyal medya üzerinden manevi danışmanlık ve rehberlik konusunda farklı disiplinler işbirliği ile çalışmalar yapmamızdır. Halk sağlığı uz- manları, psikologlar, din adamları, manevi danışmanlık uzman- larınınyanısıraeğitimcilerveedebiyatçılardabusüreçteaktif rol almalıdır.
Bu işbirliğinin halk edebiyatının en kadim türlerinden olan masal ve sanal masal anlatıcılığı üzerinden nasıl gerçekleştirilebi- leceğini birlikte ele alalım.
Yapılan araştırmalar, manevi danışmanlık uygulamalarının belirli esaslar çerçevesinde yerine getirildiğini belirlemiştir. Bunlardanilkimanevidanışmanlığınücretsizbirhizmetveteklif olmasıdır.Buradakiamaçisebuhizmetinherkesehitapetmesi- ni sağlamaktır(Ağılkaya Şahin, 2017: 104-109). Manevi danış- manlık yapacak olan bireylerde birtakım özelliklerin de olması gerekir. Bu hususla ilgili olarak Kavas (2014: 909), hastanelerde görevyapacakbireylerinpsikolojikdanışmabecerilerinehâkim, sağlık konusunda bilgili ve hasta psikolojisini bilen, iletişim be- cerisi yüksek, dinî literatüre ve bağlı bulunduğu toplumun dinî ve kültürel değerlerini özümsemiş bireylerin olması gerektiğine vurgu yapar.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Yukarıda belirttiğimiz manevi danışmanların özelliklerinden hareketle geçmişten günümüze masal anlatıcılığı yapan masal ana ve ataları bu özelliklerin tamamına sahip olduğu görülür. Masal-lar anlatılırken hiçbir ücret talep edilmemekte ve böylece herke-se hitap edilerek geniş kesimlere ulaşılabilmektedir. Masal ana ve ataları geçmişten günümüze iletişim becerileri yüksek, dili son derce etkin ve etkili kullanabilen, toplumun kültürel değerlerini özümsemiş, toplum tarafından saygı duyulan ve sözleri dinlenen, rehber kimselerdir. Özellikle uzun kış gecelerinde mangal başında toplanan köy halkı ya da aile bireyleri ve özellikle de çocuklar için eğitici işlevleri de yerine getirirler. Bireyin içgörü kazanması, yani farkındalığının oluşması amacıyla seçilen hikâye ve öyküler, prob- lemli davranışları olan kişiye aktarıldığında, bireyin bildiği fakat karşı karşıya gelmekten çekindiği sorunları ile yüzleşmesini sağla- yabilir. Bibliyoterapi adı verilen bu yöntem, halk masallarımız ara- cılığı ile de uygulanabilir. Günümüzde yardımcı bir yöntem olarak kullanılan bibliyoterapinin olumlu etkileri olduğu görülmüştür.
İçinde bulunduğumuz olağanüstü bir durum olan Covid-19 pandemiksalgınsürecinde,çocuklarımızdavarolansınavkaygı- ları,ergenliksorunları,kuşakçatışmaları,yalnızlıkgibistreskay- naklarının yanına hastalık, ölüm korkusu, yakınlarını kaybetme korkusu, sosyal izolasyon, motivasyon eksikliği vb. de eklenmiştir. Bu durumda fiziksel olarak yanlarında olamasak da manevi olarak destek olduğumuzu bildirmek ve onlara uzmanlar olarak doğru ve kalitelibirrehberlikedebilmekiçinsosyalmedyayıyaygınbirşe- kilde kullanmayı başarmamız gerekir. Toplumun her kesiminde ve kişisindedeğişikoranlardaolsadabupsikolojikkırılganlıkgörül- mektedir.Bukırılganlığınzamanlaonarılamazvederinhâlegel- memesiiçinkullanılabileceketkinliklerden-yöntemlerde-biride sosyal medya üzerinden masal anlatıcılığıdır.
Masal türü; çocuğun kendini ve çevresini fark etmeye başla- dığıandaondaedebîzevkinoluşmasını,düşünmebecerisini,ha-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
yal ve duygu gücünü geliştirmesini, dinleme alışkanlığı kazanıp bu becerisini artırmasını sağlayan önemli bir araçtır (Akçaalan: 2017).
Korkularımızla yüzleşmemizi sağlar masallar. Seçimler yapma- mızı kolaylaştırır. Seçimlerimizin sonuçlarını hayal aynasında gö- rür, bu sonuçlar ışığında kendimize, inançlarımıza ve kültürümüze uygun bir karakter ve düşünce sistemi geliştirmemize yardımcı olur. Masallar, hayata kanatlarını açmış uçmaya hazırlanan çocu- ğa eğitim veren bir hayat simülatörüdür. Geçmişe sağlam köklerle bağlanmış ve geçmişindeki değer yargılarından ve deneyimlerin- den beslenen bir kaynak olan masal sayesinde; kalıcı, etkili, aynı zamanda gönüllü olduğu için verimli bir bilinçaltı öğrenme mey- dana gelir (Akçaalan: 2019).
Masalsadeceküçükçocuklaradeğiltoplumunherkesimine
-yaşı,cinsiyeti,eğitimi,ekonomikvesosyaldurumuneolursaol- sun-hitapedenbirtürdür.Hayalkurmayavehayalgücünügeliş- tirmeye,değeryargılarınıkorumayabüyüklerindeenazçocuklar kadar ihtiyacı vardır.
Çocukların da ruhsal ihtiyaçları vardır. Bu ruhsal ihtiyaçlar için- de;güven ihtiyacı, sevme-sevilme ihtiyacı, kabul edilme – saygı görme ihtiyacı, başarma ihtiyacı, öğrenme ihtiyacı, oyun oynama ihtiyacı, taklit ihtiyacı, estetik ihtiyacı vb. birçok ihtiyacı sayabi-liriz. Bu ruhsal ihtiyaçlarını tam anlamıyla ve layıkıyla karşılayanbir çocuk, kendini geliştirmiş ve gerçekleştirmiş olur ve toplumun değerlerine bağlı bir birey olarak toplumda yer alır. Masallar çocu- ğun bu ruhsal ihtiyaçlarından birçoğunu doğrudan ya da dolaylı olarak karşılamasına sebep olur (Akçaalan: 2017).
Masal, çocuğun bilişsel, sosyal ve ahlâki gelişimine olumlu an- lamda pek çok katkı sağlamaktadır. Doğruluk, çalışkanlık, adalet, saygı vb. soyut kavramlar ve sosyal hayat çocukların anlama ka- pasiteleri dikkate alınarak, somutlaştırılarak ve basitleştirilerek anlatılırmasallarda.Yaşgrubunagörebuetkininseviyesideğişse
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
de özellikle okul öncesi dönemde anlatılan masallar, çocuğun geli- şiminde birçok etkiye sahiptir.
Eğer bir masalda yalan söylediği için başına kötü şeyler gelen bir kahraman varsa buradan yalan söylemenin kötü olduğu sonu- cuna net olarak varabilir. Masalın amacının da olaylar dizisini sıra- lamak değil, yalanın kötü yönünü göstermek amacıyla yazıldığınıda bilir. Alternatif düşünebilme gücü son derece gelişmiş olan ço- cuk masalların çok farklı yönlerini görür. Hatta çocuklar kendince yeni masallar üretip, eskisinden çok farklı bir şekle bürünmesinide sağlayabilir. Masallara bu açıdan yaklaşan çocuk, yaratıcı dü- şünme gücünü geliştirdikçe hayatın diğer alanlarında da etkili bir şekilde yorumlama ve alternatif getirebilme özelliklerini daha da ileriye götürebilir.
Masal, çocukların kendi akranları arasında da çeşitli etkile- şimleri sağlamaktadır. Çocuklar kendi aralarında annelerinden duydukları ya da okudukları masalları anlatarak sosyal etkinlik sahasını arttırabilmektedir. Masal, çocukların iletişim alanının genişlemesine vesile olmaktadır. Çocuk dünyaya geldikten hemen sonra kurallar ve değerler zinciriyle karşı karşıya kalır. Yaşadığı toplumda hâkim olan anlayışı çerçevesinde değerleri oluşur.
Masal,gerçekdünyanınbasitleştirilmişbirmodeligibidir.Bu nedenle bütün masallarda gerçeğin indirgenmiş hâlini karşıtlıklar içinde buluruz. Her zaman güçlünün karşısında bir güçsüz, akıl- lının karşısında bir aptal, zenginin karşısında bir yoksul bulmak mümkündür (Akçaalan: 2019).
Yüzyüzebirşekildeklasikmasalortamlarındabuluşmamızın mümkünolmadığıbugünlerdemasallarınbizegöstereceğişifalı maneviyatanasılulaşacağız?Buhalüzereteknolojininvesosyal medyanınimkânlarındanfaydalanarak“sanalmasalanlatıcılığı” kavramıhayatımızagirmektedir.Bağlantıhalindekalmak,çevri- miçi olabilmek, dünyanın geri kalanıyla iletişim halinde olmak; sosyalizolasyon,korkuveyalnızlığakarşıdermanolacaktır.Birey-
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
sel olarak yapılan çalışmalar elbette ki faydalıdır ancak bu işin sos- yalsorumlulukprojelerişeklinde,kurumsalveresmiolarakyürü- tülmesiböyleliklegeniştoplumsalboyutluolması;ulaşılabilirlik, faydalılık,etkinlik,verimlilikvebilimsellikaçısındandahaişlevsel olacaktır.
Ülkemizdemanevidanışmanlıkverehberlikkonusundayapı- lacak çalışmaların, düzenli olarak yürütülebilmesi adına Sağlık Ba- kanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında 7 Ocak 2015 tarihinde “Hastanelerde Manevi Destek Sunmaya Yönelik İşbirliği Protoko- lü” imzalanmıştır. İlgili protokol çerçevesinde kurumların ayrı ayrı veortakyükümlülüklerininçerçevesiçizilmiş,manevidanışman- lık ve rehberlik hizmetlerine başvuracak kişiler için, bu hizmeti ve- recek olan personelin donanımı ve eğitimi konusunda yapılacaklar belirlenmiştir.
KonuitibarıylaMilliEğitimBakanlığıveUNESCOTürkiyeMil- li Komisyonu iş birliğinde, milletin ortak değerlerinin ülkeye ait motiflerle nesilden nesile aktarılması ve çocukların hayal güçleri- nin geliştirilmesi amacıyla “Anadolu Masalları Projesi” de bu zorlu süreçte birçeşit manevi danışmanlık verehberlikgörevi üstlen- miştir. Salgın sürecinde projenin kesintiye uğramaması için masal öğretmenlerince masalların anlatımına yer verilen “Anadolu Ma- salları”adıylaYoutubekanalıkurulmuşböylecemasalortamıve masalanlatıcılığıyenibirboyutkazanmıştır.81ilinherbirineait “Anadolu Masalları” başlığında sosyal medya hesapları Milli Eğitim Bakanlığımızın ve Ölçme Değerlendirme Genel Müdürlüğümüzün başkanlığındaveİlMilliEğitimMüdürlükleriveİlKoordinatörle- rimizin, bu konuda özel eğitim almış masal öğretmenlerimizin gö- nüllüvefedakârçabalarıileyürütülmektedir.Buprojesayesinde Anadolu Masallarından seçilen masallar pandeminin ilk zamanla- rından itibaren çocuklarımızla buluşturulmuştur.
Bir masal araştırmacısı ve öğretmeni olarak bir bileşeni ve üye- sibulunmaktangururduyduğumbuprojenin-özellikleçocukları-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
mıza sokak kısıtlamalarının olduğu sosyal izolasyon dönemlerin- de- çocuklarımız ve aileleri üzerindeki olumlu etkilerini aldığımız geri dönüşler bizlere göstermiştir. Aileler, çocuklarla paylaşılan masal dinleme anlarında, yaşanan olağanüstü zamanların stresin- den uzaklaştıklarını hatta o anlarda unuttuklarını ifade etmişler- dir. Çocuklarımızın da zaman zaman gönüllülük esası ile katıldık- ları bu projede büyük mutluluk duydukları bu aktivite sayesinde hayata bağlandıkları ve akran iletişimi yaşadıkları gözlemlenmiş- tir. Milletimiz için özel ve önemli olan gün ve zamanlarda “81 İlde Eş Zamanlı Masal Anlatımları” yapılmaktadır. Bu etkinlikler mili bilincimizi ve milli birlik ve beraberlik ve bir olma ruh ve duygu- muzu diri tutmakta ve kuvvetlendirmektedir. Masalların manevi rehberliğinde; geleceğimizin teminatı çocuklarımızın ruhlarına, değer dünyalarına, hayal güçlerine ve umutlarına dokunularak sü- reci mümkün olduğunca hasarsız atlatmalarına katkıda bulunul- muştur.
SonuçveÖneriler
Çalışmamızın sonunda; içinde bulunduğumuz olağanüstü du- rumCovid-19pandemisürecindetoplumunherkesimindezaman- la yıkıcı etkilerini daha da fazla hissedeceğimiz psikolojik ve sosyo- lojik sonuçları olacağı öngörülebilir.
Tüminsanlarınveözellikleçocuklarımızın;yalnızlık,sevdiğini kaybetme, ölüm korkusu, sosyal izolasyon sonucu yaşadıkları duy- gusaltravmalarıaşmadamanevidestekverehberlikhizmetleri- nin önemi her geçen gün daha da artmaktadır. Bu ihtiyacın sadece sosyalhizmetuzmanları,sağlıkgörevlileri,dinadamlarıvepsiko- loglar tarafından yüz yüze karşılanabilmesi yetersiz kalabilir. Bu zor zamanlarda farklı disiplinlerin ve sosyal medya üzerinden ma- nevidestekprogramlarınındaişbaşındaolmasıgerekir.Özellikle eğitimciler manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinde aktif görev almalıdır.
Covid-19SÜRECİNDEMANEVİDANIŞMANLIKVEREHBERLİK
Toplumumuzun öz kültürünün nesiller boyu taşıyıcısı olan masallarımızdan manevi destek ve rehberlik hizmetleri için fay- dalanılmalıdır.Çocuklarımızın ruhsal ihtiyaçlarından olan sevme, sevilme, kabul edilme, merhamet, şefkat, öz saygı, saygı vb. duy- guların ve milli ve manevi değerlerin benimsetilmesinde masalla- rımız en doğru araç olacaktır.
Masallarımızın daha geniş kitlelere ulaştırılması ve uzman kişiler tarafından anlatılması için MEB’in UNESCO ile işbirliği ile yürüttüğü“AnadoluMasallarıProjesi”dahaetkinolarakkullanıl- ması, farklı kurumlarla işbirliği protokolleri yapılması projenin kapsamını genişletecek ve etki alanını artıracaktır.Sanal masal anlatıcılığı ile sosyal medya üzerinden masal anlatımı manevi des- tek ve rehberlik faaliyetlerinde etkin bir şekilde kullanılmalıdır. Masallarla birlikte gerçeğin yıkıcı etkilerinden uzaklaşmak, masal kahramanlarıileempatikurarakgerçekdünyanınzorluklarından uzaklaşıpyenibirdünyanınkurulabileceğineyönelikumuduvar etmek; manevi bir iyileşmeye neden olacaktır. Yüz yüze eğitim başladığında okullarımızda masal öğretmenlerimizin manevi des- tek ve rehberlik hizmetlerinde görevlendirilmesi çocuklarımızın ruhsağlığı,okulaveyenidenyüzyüzeeğitimeoryantasyonunda faydalı olabilir.
Kaynakça
Abu-Raiya, H. (2016). Religious-spiritual counselling & care. [içinde] Religiously integrated psychoteraphy with muslim clients: From research to practice (ed. A. Ayten ve ark.). İstanbul: Dem Ya- yınları.
Ağılkaya Şahin, Z. (2017). Manevi Bakım ve Danışmanlık: Al- manya örneği-. İstanbul: Marmara Akademi Yayınları.
Akçaalan,Hacer.(2015).İşlevselKuramAçısındanMasalveGü- nümüzKütahya’sındaMasallarınDurumuİleİlgiliBirDeğerlen-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
dirme. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Kütahya: Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Ayten,A.&Düzgüner,S.(2017).Tasavvufpsikolojisinegiriş:Bi- reysel Arınma ve Güzel Ahlâk. İstanbul: Sufi Kitap Yayınları.
Boratav, Pertev Naili, (1959), Az Gittik Uz Gittik, Ankara.Doğan,M.(2017).HastaneÖrneğiÜzerindeManevi Danışman-
lık ve Rehberlik Üzerine Genel Bir Bakış. Cumhuriyet İlahiyat Der- gisi, 21 (2), 1267-1304.
Frankl,V.E.(2014).PsikoterapiveDin.(çev.Z.Taşkın).İstanbul: Say Yayınları.
Hay, D. & Socha, M. (2005). Science Looks at Spirituality. Spiri- tuality as a Natural Phenomenon: Bringing Biological and Psycho- logical Perspectives Together. Zygon, 40 (3), 589-612.
Kavas,E.&Kavas,N.(2014).ManeviDestekAlgısı(MDA)Ölçeği: Geliştirilmesi, Geçerliliği ve Güvenilirliği. Electronic Turkish Stu- dies, 9 (2), 905.
Kılınçer,H.(2017).Tıp,PsikolojiveİlahiyatÖğrencilerininTürki- ye’dekiManeviDanışmanlıkveRehberlikUygulamalarınaYönelik TutumşarıÜzerineBirAraştırma.YayımlanmamışYüksekLisans Tezi).İstanbul:MarmaraÜniversitesiSosyalBilimlerEnstitüsü.
Kunos, Ignacz, (1995), Türk Halk Edebiyatı, (Haz: Tuncer Gülen- soy), Ankara.
Söylev,Ö.F.(2020).ManeviBakımveDanışmaPsikolojisi.Anka- ra: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları
Spiegler,M.D.(2016).BehaviorTherapy.PsychologyandMen- tal Health, 3- 16.
https://www.academia.edu/37589551/Masalın_Durumu_docx. (2.12.2020)
https://www.academia.edu/37607800/Değerler_Eğitiminde_Masalın_Rolü_ve Önemi Üzerine docx. (2.12.2020)
DÖRDÜNCÜBÖLÜM
369
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
AyşeŞALLI1
Giriş
Psikolojik terapide olduğu gibi manevi danışmanlık ve reh- berlikte de danışman-danışan ilişkisi hayati bir önem taşımakta- dır. Özellikle danışmanın, danışanın sosyo-kültürel yapısı, değer- ler sistemi ve algı örüntüleri hakkında sahip olduğu bilgi düzeyi ile danışma sürecinin verimliliği arasında doğru orantılı bir ilişki olduğusöylenebilir.Danışmasürecinde,danışmanvedanışanın farklı kültürel özelliklere sahip olduğu durumlarda bu nokta daha da önem kazanmaktadır. Avrupa’da sanayileşme sürecine eşlik eden ‘kitlesel göçler ve küreselleşme’ olgusunun yükselişi ‘çok kültürlü/kültürlerarası’ söyleminin sosyal bilimlerde yay- gın bir şekilde kullanılmasına sebep olmuştur. Farklı kültürel ve dinîyapılarasahipbireyleribirarayagetirensözkonusuolgular, psikoloji disiplinini cevap bekleyen yeni sorular ve çözüm bek- leyen yeni problemlerle karşı karşıya getirmiştir. Bu çerçevede ‘çok kültürlü/kültürlerarası/kültüre duyarlı danışma’ yaklaşımı geliştirilmiştir. Manevi danışma ve rehberlik alanı, bir disiplin olarakyenioluşmayabaşlamıştırvehemteorikhemde uygula-
1 Dr., Diyanet İşleri Başkanlığı, Göç ve Manevi Destek Hizmetleri Daire Başkanlığıaysesalli@gmail.com.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
ma hususlarında “psikoloji” ve “danışma psikolojisi” biliminden büyük oranda istifade etmektedir. Bu nedenle manevi danışma ve rehberlik disiplini de ihtiyaç duydukça ‘çok kültürlü’ yaklaşımı kullanmaktadır. Bu nedenle bu çalışmada söz konusu yaklaşımın incelenmesindedisiplinlerarasıbirtutumsergilenmiştir.
Ülkemizde bulunan Suriyeli göçmenlere yönelik manevi da- nışmanlık ve rehberlik hizmetlerine katkı sağlamayı amaçlayan bu çalışma, söz konusu göçmen nüfusun belli bir kesiminin sos- yo-kültürel ve dinî özellikleri, değerler sistemi ile algı örüntüleri hakkındadetaylıverileriçermektedir.Budetayların,göçmenlere yönelik manevi danışma ve rehberlik hizmetlerinin sunumunda danışmanlariçinrehberniteliğitaşımaktadır.Böylecemanevida- nışma ve rehberlik sürecinin daha verimli geçmesine katkı sağladı- ğısöylenebilir.Çünküdanışanınözgünkültürüne,dinvedeğerler sistemine dair niteliklerin göz önünde bulundurulmamasının pek çokyanlışanlaşılmavesıkıntılarıberaberindegetireceğiöngörü- lebilir. Bu bağlamda çalışma iki ana bölümden oluşmaktadır. Birin- ci bölümde manevi danışmanlık ve rehberlikte danışman-danışan ilişkisi ‘çok kültürlü’ yaklaşım çerçevesinde ele alınmaktadır. Bu kapsamda öncelikle çok kültürlü yaklaşımda, danışanın sosyo-kül- türelvb.ayırtediciözelliklerinindanışmantarafındanbilinmesi- ninöneminedikkatçekilmektedir.Ardındanbubilginindanışma sürecine muhtemel katkıları ve danışmanın, danışanın bu özellik- leri hakkında nasıl bilgi sahibi olabileceği üzerinde durulmakta- dır.ÇalışmanınikincibölümündeiseDiyanetİşleriBaşkanlığıtaş- rateşkilatındayerleşimyerlerivegeçicibarınmamerkezlerinde bulunan göçmenlere yönelik hizmetlerde Kasım 2019-Şubat 2020 tarihleri arasında aktif olarak görev yapan 47 personelin katılımıy- la yapılan alan araştırması sonuçlarına yer verilmektedir. Bu bağ- lamda öncelikle araştırmada yer alan katılımcılara ilişkin veriler elealınmışardındanSuriyeligöçmenlerinaileyapısı,dinîhaya-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
tı, gündelik hayat pratiklerinden örnekler verilmiştir. Son olarakise savaş ile göçün bu göçmenler üzerindeki olumsuz etkilerine ve ‘Dinî başa çıkma’nın bu etkilerle mücadeledeki yansımalarına de- ğinilmektedir.
I. Manevi Danışma ve Rehberlikte Danışman-Danışan İlişkisi ve ‘Çok Kültürlü’ Yaklaşım
1. Danışman-DanışanİlişkisiveÇokKültürlülük
Psikoloji alanında danışma süreci, terapötik bir yaklaşım bağla- mında kurumsal alt yapı ve teknik bilgi eşliğinde sürdürülen me- kanik bir süreç değildir. Bu nedenle danışma sürecinin ‘iki insan arasındaki ilişki’ olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.Çünkü ‘insan olmanın’ gerektirdiği birtakım özellikler bu sürece taşına- bilmektedir (Akdoğan ve Ceyhan, 2011: 120). Danışman ve danışa- nın dinî inançları, kültürel ve ahlaki değerleri ve bu çerçevede olu- şan tutumları, danışma süreci üzerinde oldukça etkilidir (Akdoğan veCeyhan,2011:129).Sözkonusufarklılıkdahasüreçbaşlamadan, psikolojik yardım alınmasına ilişkin tutumlarda dahi kendisini gösterebilmektedir. Öyle ki Amerika’da Meksika kökenliler üzerin- de yapılan bir araştırma psikolojik problemlerin onlar tarafından doğaüstü bir olay olarak nitelendirildiğini ve bu nedenle bir pro- fesyonelden yardım almak yerine kültürel birtakım pratiklere bel bağladıklarını göstermiştir. Yine Amerika’daki Polonyalılar üzerin- de yapılan bir araştırmada bireylerin, aileleri ile sorunlar yaşamayı bunları başkalarıyla paylaşmayı utanç vesilesi ve ailelerine ihanet olarak algıladıkları, sorunlarını paylaşma konusunda isteksiz ol- dukları, sorunların çözümünde destek alınabilecek tek güç olarak Tanrıyı gördükleri ve problemlerinin çözümü için kiliseye başvur- dukları gözlemlenmiştir (Akt. Akdoğan ve Ceyhan, 2011: 130).
Danışanın sosyo-kültürel özellikleri, danışma sürecinde danışa- nınsorunlarıifadeedilişbiçimlerineyansıyabilmektedir.Birkül-
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
türde sorun olarak algılanan bir psikolojik durum başka bir kültür- de normal olarak da karşılanabilmektedir. Bu durum danışmanın ‘sorun’ ile kültürel olarak ‘olağan’ arasındaki ayırımı yapabilme- sini gerektirmektedir. Bu nedenle danışmanın kültürel unsurlara duyarlı olması ve konulan tanının danışanın dünyasında ne anla- ma geldiğinin farkında olması önem arz etmektedir (Akdoğan ve Ceyhan, 2011: 130).
2. ‘ÇokKültürlü’Yaklaşım
Yaşanan sanayileşme ve bunun bir sonucu olarak Avrupa’ya yönelengöçakınıfarklıkültürelyapılardakiinsanlarıbirarayage- tirmiştir.Ardından‘küreselleşme’olgusununyükselişiylebirlikte sosyal bilimlerde ‘çok kültürlü/kültürlerarası’ söylemleri temel tartışma alanlarından biri haline gelmiştir. Bu gelişmeler, sos- yalbilimlerdeolduğugibipsikolojialanındadafarklıtartışmave problemleri beraberinde getirmiştir. Çünkü aynı toplumda ortaya çıkansosyo-kültürelkarşılaşmalar,kendineözgüfarklıetkileşim formlarıortayaçıkarmıştır.Budurumunbiryansımasıolarakpsi- kolojialanında‘çokkültürlüdanışma’(multiculturalCounseling) yaklaşımı geliştirilmiştir.
Özellikle çoğulcu toplum yapısına sahip olan İngiltere, Alman- ya,Hollandagibiülkelerdemanevidanışmaverehberlikalanıdaha eski bir geçmişe sahiptir. Bu ülkelerde manevi danışma ve rehber- lik sunumunda farklı kültür ve dinlere mensup bireylerle karşıla- şılmasının ortaya çıkardığı problemlerin çözümünde ‘çok kültürlü’ yaklaşımanahtarroloynamıştır(Tosun,2016:122,124).Sözkonusu yaklaşım danışmanın, çok kültürlülüğün farkındalığını, bu konuda bilgi ve beceri sahibi olmasının gerekliliğini merkeze almakta ve fenomenolojik çerçevede bir bakış açısı ortaya koymaktadır (Akt. Bektaş,2006:47).Buyaklaşımdadanışmasüreci,danışanınkültürü vediniyleilintiliolanalgı,inanç,tutumvedeğerlerigözönünde
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
bulundurma ve danışman tarafından seçilecek yöntem ve teknik- lerin seçiminde bu özelliklerin belirleyiciliğinde gerçekleşmekte-dir (Büyükşahin Çevik, 2014: 583). Bu nitelikleriyle kültürlerarası danışma çok çeşitli özelliklerdeki bireylere ulaşma imkanı sağla- maktadır. (Ersever, 2019: 210).
Din ve kültüre dayalı farklılıklar, dilden giyim kuşama, görgü kurallarından inanç ve ibadetlere kadar bireylerin yaşantılarındaki farklılıklarıberaberindegetirmektedirvebuözelliklerkaçınılmaz olarakdanışmasürecineyansımaktadır.Bunedenledanışmanhem danışanı yönlendiren dinî ve kültürel değerlerin hem de kendisini yönlendirenlerin farkında olmalı ve bunu danışma sürecine yansı- tabilmelidir. (Akdoğan ve Ceyhan, 2011: 133). Danışanların kültü- rel bağlamları gerek varoluşsal gerekse manevi inançları açısından özenleanlaşılmayaçalışılmalıdır(Yaman,2017:296).Homojengibi görünentopluluklardafarklıdindarlıktipleriyledekarşılaşılabil- mektedir (Ağılkaya Şahin, 2017: 178-179). Ancak bu özelliklerin tümüyletespitivekontroledilmesininmümkünolmadığıunutul- mamalıdır(AkdoğanveCeyhan,2011:120).Bunoktadabunların tespit edilebildiği ve göz önünde bulundurulduğu oranda danışma sürecinindahaverimligeçeceğisöylenebilir.BukonudaRachelT. Hare-Mustin o kadar net ve ileri bir tutum takınmıştır ki, kültü- reldeğerlerindanışanvedanışmanüzerindekietkilerinindikkate alınmadığıbirdanışmasürecininetkilisonuçlarıolmayacağınıve bunedenleyapılmayadeğmeyeceğinibelirtmiştir(Akt.Akdoğan veCeyhan,2011:131).
Bazı teorisyenler danışanın kültürel özelliklerinin daha ya- kından ve derinlemesine bilinmesi adına danışmana, danışanın yaşadığı toplumda o toplumun üyeleriyle birlikte yaşama dene- yimi edinmesini de tavsiye etmektedir (Ersever, 2019: 203, 207). Danışman, danışanın kültürel özelliklerine ulaşma konusunda danışandanyardımalabileceğigibiantropologlar,sosyologlarve
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
sosyalpsikologlarladabilgialışverişindebulunmalıdır.Böylece bu bilim dallarının kavram ve analizleri çerçevesinde algı, inanç, değer, tutum ve davranışların kültürü şekillendirmedeki rolünün danışman tarafından daha iyi anlaşılması mümkün olacaktır (Er- sever, 2019: 210). Danışmanın, danışanla aynı dili konuşmadığı, tercüman desteğiyle gerçekleştirilen danışma süreçleriyle de karşılaşılabilmektedir.Budurumdayardımalınantercümanlar da danışmanla danışan arasında kültürel aracı olabilir ve danış-ma sürecinde deyimler, paylaşılanlara ilişkin bağlamlar ve kültü-rel özelliklere dair bilgilendirmeler yapabilir (Rahiem ve Hamid, 2015: 52).
2011 yılı baharında ülkemize kitlesel göçlerle Suriyeli göç- menler gelmiş ve günümüzde sayıları 3.670.069’e ulaşan (https:// www.goc.gov.tr/gecici-koruma5638, erişim: 20.04.2021) Suriyeli göçmenler ile yerli halk arasında pek çok ortak payda bulunmakla birliktesosyo-kültürelözelliklerbakımındanbirtakımfarklılıklar da söz konusudur. Bu göçmen nüfus, ülkemizde kalış sürelerinin artmasına paralel olarak eğitim, sağlık, din hizmeti vb. bütün alan- larda sunulan hizmetlerden istifade etmektedir. Bu hizmet alan- larından biri de ‘manevi danışma ve rehberlik’tir. Ülkemizde din hizmetleri, sağlık hizmetleri, aile ve sosyal hizmetler ile adalet hiz- metleri alanlarında manevi danışma ve rehberlik hizmet sunumu gerçekleştirilmektedir (Söylev, 2020:187-260).Bu hizmet alanla- rında manevi danışmanlık ve rehberlik hizmeti sunumunda Suriye kökenli göçmenlerle karşılaşılmaktadır. Bu noktada göçmenlere yönelik manevi danışma ve rehberlik hizmetlerinde karşılaşılan problemlerin çözümü ve hizmet sunumunda verimliliğin artırıl- ması bakımından manevi danışmanın, bu nüfusun sosyo-kültürel ve dinî özellikleri hakkında bilgi sahibi olması önem arz etmekte- dir (Karaırmak, 2008; Şahin ve Karataş, 2017).
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
II. Suriyeli Göçmenlerin Sosyo-Kültürel Özellikleri Alan Araştırması
1. AraştırmanınYöntemive Sınırlılıkları
Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veri topla- ma aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu çerçevesinde mülakat tekniği kullanılmıştır. Mülakatlar sırasında ses kayıtları alınmış ve kayıtların çözümlenmesiyle veriler elde edilmiştir.
Bütün nitel araştırmalarda olduğu gibi bu araştırmada da ‘ana- litik genelleme’ yani ‘hipotez’ veya ‘hipotezler’ oluşturma, katılım- cı grubundan Türkiye toplumunun tümüne doğru bir ‘genelleme’ söz konusu değildir (Yıldırım ve Şimşek, 2013: 370). Bu nedenle araştırma, Türkiye’de bulunan tüm Suriyeli göçmenlere ilişkin bir ‘genelleme’ niteliği taşımadığı gibi katılımcıların da göçmenlere yönelik hizmetlerde görev yapan bütün görevlileri temsil ettiği iddiasını içermemektedir. Araştırma verileri, ulaşılan katılımcılar, katılımcılardan elde edilen veriler ve katılımcıların gözlemleme imkanı buldukları Suriyeli göçmenlerle sınırlıdır.
2. ÖrneklemSeçimi
Nitel araştırmanın karakterine uygun olarak katılımcıların se- çiminde ‘temsil edici’ olma vasfından ziyade nitel verilerin elde edilmesinde en verimli katılımcılara ulaşılmaya çalışılarak ‘amaç- sallık’ çerçevesinde araştırma grubu oluşturulmuştur (Kümbetoğ- lu, 2008: 97-98).
3. KatılımcılaraİlişkinBulgular
AraştırmaDiyanetİşleriBaşkanlığıtaşrateşkilatında,yerleşim yerlerivegeçicibarınmamerkezlerindegöçmenlereyönelikhiz- metlerde Kasım 2019-Şubat 2020 tarihleri arasında aktif görev ya- pan 47 personelin katılımıyla gerçekleştirilmiştir.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
3.1. KatılımcılarınYaşaGöreDağılımı
Tablo1:KatılımcıPersonelinYaşDağılımı
|
Tablo2:KatılımcıPersonelinCinsiyetDağılımı
Araştırma verilerine göre katılımcıların cinsiyete göre dağılı- mında %81’lik oranla erkek personel çoğunluğu teşkil etmektedir. Kadınpersonelinoranıisesadece%19’dur.ÇünküDiyanetİşleri
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Başkanlığı’nın göçmenlere yönelik hizmetlerinde erkek personelin sayısı kadın personelden çok daha fazladır. Bu arada katılımcı gru- bunun belirlenmesinde, personelin göçmenlere yönelik hizmet- lerde çalıştığı sürenin mümkün olduğunca uzun olması dikkate alınmıştır. Bu bağlamda geçici barınma merkezlerinin şehir mer- kezlerinin dışında olması, çoğu zaman buralara ulaşım problemi yaşanması, göçmenlerin temel ihtiyaçlarının karşılanmasının ön- celendiği ilk yıllarda kadın personelin göçmenlerle birebir temas- larının çok az olması gibi sebeplerle araştırmadaki kadın katılımcı sayısı düşük bir seviyede kalmıştır.
3.3. KatılımcılarınEğitimDurumunaGöreDağılımı
Tablo3:KatılımcıPersonelinEğitimDüzeyi
Araştırmaya konu olan katılımcıların eğitim düzeylerine bakıl- dığı zaman ilahiyat lisans ve üzeri eğitim düzeyinde olan perso- nelin toplam oranı sadece %41 iken ilahiyat ön lisans düzeyinin oranının % 51 olduğu görülmektedir. Lise eğitim düzeyinde olan personelin oranı ise %8’dir.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
3.4. Katılımcıların Göçmenlere Yönelik Hizmetlerde Görev Süresine Göre Dağılımı
Tablo4:KatılımcıPersonelinGörevSüresi
Katılımcı personelin göçmenlere yönelik hizmetlerde görev sürelerine bakıldığı zaman çoğunluğunun 1 ile 4 yıl arasında gö-rev yaptığı görülmektedir ve bu durumda olanlar %63’lük orana sahiptir.Endüşükoranise%12ile1yıldandahaazsürehizmetler- de görev alan personele aittir. Bu grubu % 25’lik oranla 1 ile 2 yıl arasında görev alanlar takip etmektedir.
4. SuriyeliGöçmenlerdeAileYapısı
4.1.ÇokEşlilik
Etnik olarak Türkmen olan gruplarda oran çok düşük olmak- la birlikte Suriyeli göçmen ailelerde çok eşlilik olgusu oldukça yaygındır. Katılımcıların tamamı tarafından bu durum ifade edilmiştir.
Yasalarımızda çok eşliliğin yasak olması, göçmenlerin ülke- mizde kaldıkları süre zarfında çocuklarının eğitimine önem ver- meleri ve sosyo-kültürel etkileşim gibi faktörlerin etkisiyle çok eşlilikolguvealgısındagözlemlenebilirbirgerilemeyaşanmış- tır. Özellikle geçici barınma merkezlerinde göçmenlerin hayat- larınındahakontrollüolmasınedeniyleçokeşlilikoranlarındaki
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
düşüş daha belirgindir. Ancak çok cüzi miktarda olmakla birlikte geçici barınma merkezlerinde de gayriresmî olarak çok eşlilikle-rin yapılması bir realite olarak karşımıza çıkmaktadır. Yerleşim yerlerindekigöçmenlerarasındaçokeşlilikkonusundabirmik- tar gerileme olsa da çok belirgin bir değişimden söz etmek müm- kün değildir.
Göçmenlerinkültürelözelliklerindenbiriolançokeşlilikolgu- su,hernekadarülkemizingüneyvegüneydoğuillerindebilinen bir durum olsa da göçmenler arasında olduğu kadar yaygın bir uy- gulama niteliği taşımamaktadır. Göçmenlerin gelişiyle birlikte böl- gehalkınınbirbölümügöçmenkadınlarlaikincieşevlilikleriyap- mıştır.Budurumevsahibitoplumunkadınlarındakendieşlerinin de göçmenlerle ikinci eş evlilikler yapacaklarına ilişkin bir korku ve tedirginlik meydana getirmiştir. Mardin, Şanlıurfa ve Gaziantep illerindeyapılanbiraraştırmadaeldeedilenverilerdebuyönde- kibulgularıdesteklermahiyettedir.Buanlamda2011yılındaniti- baren başlayan süreçte ülkemizin doğu ve güneydoğu illerinde az olançokeşlievliliklerartmaeğilimigöstermiştir.(ASPB,2016:102). GöçmenlerinTürkiye’yegeldikleriilkyıllardadahafazlaolanTür- kiyeli erkeklerin ikinci eş olarak Suriyeli kadınlarla evlenmele-ri olgusu bu evliliklerin devamlılığının çok fazla sağlanamaması, yaşanan olumsuz sonuçlarının görülmesi, bu tür evliliklerin pek çoğununtatsızbirşekildesonlanmasıgibinedenlerlesonyıllarda belirgin bir şekilde azalma eğilimi göstermiştir.
4.2. ErkenYaştaEvlilik
Suriyeli göçmenlerde kızlar ve erkeklerde ilk evlilik yaşı olduk- ça düşüktür. Kültürel olarak kızlarda ilk evlilikler 14-15 yaş ara- lığında başlamaktadır. Katılımcılarımızın ifadelerine göre bu yaş bazı ailelerde 12-13 yaşlarına kadar düşebilmektedir. 2018 yılında 2018 Suriyeli göçmen kadın üzerinde yapılan bir araştırmada bu- lunan12yaşındanitibarenSuriyelikadınlarınevlendiklerinedair
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
veriler de bu durumu doğrular mahiyettedir (Sağır, 2018: 113).19 ve üzeri yaşlardaki kızlar kültürel olarak ‘evde kalmış’ olarak ni- telendirilmekte ve ancak kendisinden yaşça çok büyük veya dul erkeklerle evlenebileceğine dair algı yaygın bir karakter arz et- mektedir.ASPB tarafından yapılan bir araştırmada ‘evde kalmış- lık’ göstergesi olan yaş 18 olarak belirtilmiştir (ASPB, 2016: 100). Erkeklerde de ilk evlilik yaşı 16’dır.
İlk geldikleri yıllarda küçük yaşta evlilik, çok eşli evlilik uy- gulamalarıgöçmenlerarasındayoğunolarakuygulanagelmiştir. Ancakaradangeçen7-8yıllıksürezarfındahemküçükyaştaevli- liklerdehemdeçokeşlievliliklerdebirmiktargerilememeydana gelmiştir.Göçmenlerinülkemizegeldikleriilkyıllarda18yaşaltı evliliklerin kanunla yasaklanmış olması erken yaşta evliliklerin azalmasındazorlayıcıbiretkenolmuştur.Budurumveyansıma- ları özellikle geçici barınma merkezlerinde daha belirgindir. Ancak toplumsaluyumuneşlikettiğigönüllübirdönüşümolarakküçük yaşta evliliklerin azalmasında Türkiye’deki ‘güven’ ortamının sağ- ladığı rahatlıkla birlikte göçmenlerin, çocuklarının eğitimlerini önemsemeleri önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Eği- time, özellikle üniversite eğitimine olan ilgi ilk evlilik yaşının on sekizin üzerine çıkmasında etkili olmuştur. Hem gençlerde hem de ebeveynlerde bu tutum değişiminden söz etmek mümkündür. Ay- rıca evliliklerde eş seçimi konusunda zamanla kızlar daha etkin ve düşüncelerini ailelerine ifade edebilir hale gelmiştir.
Savaş ve sonrasındaki göçün olumsuz etkileri, kadınların ba- rınma ihtiyacı, ailelerin içerisinde bulunduğu ekonomik çaresizlik ve kızlarının iffetini koruma endişesi erken yaşta ve çok eşli evli- liklerin Türkiye’de de devam etmesinde zorlayıcı faktörler olarak karşımıza çıkmıştır. Çok eşli ve erken yaşta evliliklerin Suriye’de normal karşılanıyor olması ve 2011 yılı öncesinde Türkiye’nin do- ğu-güneydoğu illerinde çok düşük oranlarda da olsa bu tür evlilik- lerinyapılıyorolması,SuriyelilerleyapılanevliliklerdeSuriyelika-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
dınlarındüğünvs.giderlerivetaleplerininoldukçadüşükolması, savaş nedeniyle savunmasız kadınların, genç kızların ve çocukların fazla olması, erkeklerin çaresiz kadınlara yardımcı olduklarına dair algıgibiunsurlarbuuygulamalarımeşrulaştırıcıveteşvikedicibir roloynamıştır.ASPB’nınaraştırmasındadabubulgularlaörtüşen verilere rastlanmaktadır (ASPB, 2016: 89, 102, 105, 120).
4.3. EvlilikveBoşanmalardaKolaylık
Suriyeli göçmenlerde aile, düğün vs. gibi taraflara ekonomik ve kültürel olarak çok fazla külfet getirmeyecek şekilde, basit ritüel- lerle kurulmaktadır. Boşanmalar ise çok sıradan ve küçük gerekçe- lerle meydana gelebilmekte, aileler çok çabuk dağılabilmektedir. Ailenin tekrar bir araya gelmesinde sıkça başvurulan yöntemler- den biri olarak ‘nikah tazeleme’ olgusu karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle evlilik ve boşanmalarda kültürel olarak ciddiyetsiz bir tu- tumun göçmenler arasında yaygın olduğu söylenebilir. Bu durum eşler arasındaki güven duygusunun örselenmesine ve aile kuru- munun daha kırılgan bir karakterde olmasına kapı aralamaktadır.
4.4. AiledeKadınınRolü
Göçmenlerin aile yapısında kadının en önemli sorumluluğu ço- cukdünyayagetirmektir.Bualgıdinîreferanslarlatemellendiril- mekte,kadınınkazandığısevapdünyayagetirdiğiçocuksayısıyla ilişkilendirilmektedir.
5. SuriyeliGöçmenlerdeDiniHayat
Ülkemizdeki göçmenlerin tamamına yakını Müslüman olmakla birlikte mezhepsel olarak bir homojenlikten bahsetmek mümkün değildir. Adana ve Osmaniye çevresinde bulunan göçmen nüfusu daha çok Türkmenlerden oluşmaktadır ve Hanefi mezhebine men- sup bir karaktere sahiptir. Ayrıca Halep’ten ülkemize gelen küçük birgrupdaHanefimezhebinemensuptur.Diğerbölgelerdeise
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
Şafii mezhebine mensup göçmenler çoğunluğu oluşturmaktadır.Buoranaraştırmanınyapıldığıpekçokbölgede%80-90’aulaşmak- tadır. Ancak her ne kadar göçmenlerin mezhep mensubiyetinden bahsedilebilirse de dinî ritüellerde ihtiyaç duyulan dinî bilgi ve bi- rikim göçmenlerin iddiasının aksine oldukça yetersizdir. Bu nokta- da geleneksel ve duyumlar üzerinden yaşanmaya çalışılan bir dinî hayattan söz etmek mümkündür.
5.1. MezhepAlgısı
Göçmen nüfusta yaygın olarak karşılaşılan bir durum da bellibir mezhebe mensubiyet konusunda dikkate değer bir bağlılığın bulunmamasıdır. Özellikle fıkhi konularda Şafiiliğe, itikadî konu- larda ise Selefilik özellikle Vehhâbiliğe dayanan bir dinî yaklaşım karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda bir tür mezhepsizlik, mezhep algısından yoksunluk ve mezhep tanımama yaklaşımından söz et- mek mümkündür.Bu çerçevede mezhep imamlarının önemsen- mediği, sadece Kur’an ve Sünnetin referans alındığı iddiasıyla ya- şanmaya çalışılan bir İslam anlayışı yaygın olarak bulunmaktadır.
Gündelikhayatınbirparçasıolancamivemescitlerdecemaatle ibadetler göçmen nüfus ile bölge halkı arasındaki sosyalleşme ve uyum sürecinde tarafların birbirini tanıması ve etkileşimi için te- melortakyaşamalanlarındanbiriolmuştur.Aynıibadethanedebir araya gelerek paylaşılan dinî ortak paydalar tarafları birbirine yak- laştırıp uyuma katkı sunarken dinî pratiklerdeki mezhep temelli birtakım farklılıklar da uyumu olumsuz etkilemiştir. Özellikle göç- menlerin neredeyse tamamının beş vakit namazların sünnetlerini kılmamaları, namaz sonrası tespih çekmemeleri, teravih namaz- larının 20 rekatını tamamlamadan camiden çıkmaları, Ramazan ayında hilalin görülüp görülmediğine ilişkin tartışmaya girmeleri gibinedenlerbölgehalkıilegöçmenlerarasındakiuyumsüreci- ni olumsuz yönde etkilemiştir.Söz konusu durum üzerine kendi dinîpratiklerinisorgulayıcıbirtutumiçerisinegirenbölgehalkı
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
gerek imam-hatip, Kur’an Kursu öğreticisi gibi personele gerekse müftülüklere başvurarak bu konulara açıklık getirilmesi talebinde bulunmuştur.
Aradan geçen yaklaşık 8 yıllık süre zarfında göçmenlerle top- lumumuz arasında dinî düşünce, tutum ve pratikler konusunda etkileşimler olmuştur ve devam etmektedir. Hem göçmenler ve hem de yerel halkta, iki toplum arasındaki ortak paydalar ve fark- lılıkların tespiti noktasında da belirgin bir farkındalığın meydana geldiğinden söz etmek mümkündür (Erkan, 2016).
Ayrıcagöçmenler,çocukvegençlerinŞiimezhebininetkisialtına girmesine dair ciddi korkular taşımaktadır. Bu nedenle çocuklar ve gençlerineğitimlerindeyorumlariçereneserleryerinetefsir,hadis, fıkıhgibidinîilimlerintahsilindeikinciveüçüncükaynaklardanzi- yadetemelkaynaklarınkullanılmasınoktasındaısrarcıdırlar.
5.2. CamilerdeBeşVakitNamazPratiği
Geçici barınma merkezleri ve yerleşim yerlerinde göçmenle-rin 5 vakit namaza katılma oranları ülkemizde olduğu gibi mevcut nüfus oranları dikkate alındığında çok yüksek değildir ve bunların tamamına yakınını orta yaş ve üstü erkek göçmenler oluşturmak- tadır. Ancak Cuma namazlarına katılım oranı oldukça yüksektir. Kadınların ise camilerde 5 vakit namaz kılma alışkanlığı bulunma- maktadır.Bunoktadaülkemizilebüyükbirbenzerliktensözetmek mümkündür.
5.3. HafızlıkveKur’an-ıKerim’eKarşıTutum
Kur’an Kerim eğitimi ve hafızlık eğitimi konusunda duyarlılık düzeyi oldukça yüksektir. Ancak bu durumun dinî pratiklerin uygu- lanması noktasında somut bir karşılığı bulunmamaktadır. Kur’an-ı Kerim ve hafızlık eğitiminin tamamlanması ile dinî yükümlülük- lerin tamamlandığı düşüncesi yaygındır. Ülkemizde Kur’an-ı Ke- rim’ekarşısaygısızlıkbağlamındadeğerlendirilenkadınlarınözel
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
hallerinde Kur’an-ı Kerim’i çıplak elle tutma, yere koyma, belden aşağı seviyede tutma gibi bir takım tutum ve davranışlara Suriyeli göçmenler arasında sıkça rastlanmaktadır. Hatta Kur’an-ı Kerim’i baş altına koymak suretiyle yastık yaparak yere uzandıkları ile de karşılaşılabilmektedir. Ancak bu göçmenlerin kültüründe Kur’an-ı Kerim’e karşı saygısızlık olarak algılanmamaktadır.
6. SuriyeliGöçmenlerinGündelikHayatPratiklerindenÖrnekler
6.1. GeceGeçSaatlereKadarAyaktaOlma
Göçmenlerin ülkemize geldikleri ilk günlerden bu yana günde- likhayattaendikkatçekiciözelliklerindenbirigecegeçsaatlere kadarayaktaolmalarıvegündelikyaşantılarınıbusaatlerdede- vam ettirmeleri olmuştur. Göçmenlerin, yoğun olarak bulunduğu bölgelerdehalkınrahatsızlıkduyduğuönceliklisorunlardanolan bualışkanlıklarındazamanlagerilemeyaşanmıştır.Özellikleokul ve çalışma hayatına atılan göçmenler, gündüz erken saatlerde ev- lerindenayrılmakzorundakaldıklarındandolayıdahadüzenlibir yaşam tarzını benimsemek zorunda kalmışlardır.
6.2. Adab-ıMuaşeretKurallarınaRiayet
Göçmenlerin adab-ı muaşerete uygun olmayan tavır ve davra- nışlarda bulunmaları, bir ortama girmeden önce kapıyı çalmama- ları, sokakta, yolda yürürken telefonda veya kendi aralarında yük- sek sesle konuşmaları, umuma açık parklarda, yeşil alanlarda sofra serip yemek yemeleri, gençlerin gezerken kendi aralarında kavga etmeleri, trafik kurallarına ve resmî kurumlardaki uygulamalara riayet etmemeleri göçmenlerin ayırt edici nitelikleri olarak ön pla- na çıkmaktadır. Ancak zamanla göçmenler arasında bu konularda farkındalık oluştuğu ve daha fazla uyum sağlama yönünde bir de- ğişimin gerçekleştiğinden bahsetmek mümkündür.
Ayrıca Türk toplumu gibi çok misafirperver olan göçmenlerde deziyaretlersırasında‘haremlik-selamlık’şeklindeifadeedilen
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
kadınlarveerkeklerinayrıortamlardabulunmasıoldukçayaygın bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır.
6.3. Temizlik,Hijyen ve Kişisel Bakım
Göçmenlerde temizlik ve hijyen kurallarına çok fazla özen gös- terilmemekle birlikte kadınlar arasında kişisel bakım ve makyaj kullanımının yaygınlığı da yine ön plana çıkan özellikler arasın- dadır. ASPB’nın araştırmasında da aynı bulgulara rastlanmıştır (ASPB,2016:101).Özellikletemizlikvehijyenkurallarınadikkatet- medikleri gerekçesiyle göçmenler bölge halkı tarafından eleştiril- miştir. Bu durum gündelik hayatta sosyal uyumun unsurlarından olan “komşuluk” ve “ev sahibi-kiracı” ilişkilerinin daha mesafeli ve sınırlı düzeyde gerçekleşmesine sebep olmuştur. Zamanla temizlik ve hijyen kurallarına dikkat etme konusunda olumlu yönde bir de- ğişimin gerçekleştiğinden söz etmek mümkündür.
6.4. Giyim-Kuşam
Göçmen kadınlar gündelik hayatlarında İslami görünümü tem- sil eden bir giyim kuşam biçimine sahiptir. Tek parça, geniş ve genellikle siyah renkli uzun elbiseler giymekte, peçe kullanımı da azımsanmayacak bir orana sahiptir ve kız çocukları daha çok kü- çükyaşlardaikenbaşörtüsütakmayabaşlamaktadır.Erkeklerdeise entari biçiminde tek parça üst kıyafeti ve altında şalvar biçiminde geleneksel giyim tarzı bulunmaktadır.
Geldikleri günden bu yana göçmenlerin giyim kuşam biçimle- rinde de belirgin bir değişim yaşanmıştır. İlk geldikleri zaman göç- menler arasında peçe kullanımı çok yaygınken şimdi ise %10’lara kadar düşmüştür. Söz konusu değişim yerleşim yerlerinde ve geçi- ci barınma merkezlerinde farklı bir karaktere sahiptir. Geçici ba- rınma merkezlerinde tek parça siyah elbise ve pardesü kullanımı çoğunluğu oluşturmaktadır. Oysa yerleşim yerlerinde özellikle göçmengençlerarasındapantolonvetuniklerinbaşörtüylebir-
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
likte kullanılması yaygın bir karakter arz etmektedir. Bu noktada yerleşim yerlerinde giyim kuşam açısından daha hızlı bir etkileşim sürecininolduğusöylenebilir.Pekçokyerleşimyerindedekadınla- rın siyah renkte tek parça olarak giydikleri elbise yerini pardesüye bırakmıştır. Erkeklerde ise entari tarzı giyim yerini büyük oranda ceket, gömlek ve pantolona bırakmıştır.
7. SuriyeliGöçmenlerdeSavaşın-GöçünOlumsuzEtkilerive ‘Dinî başa çıkma’
Göçmenlerinyaşadığı,Suriye’dekiiçsavaşlabaşlayansüreçpek çok sıkıntı ve olumsuzluğu barındırmaktadır. Savaş psikolojisi, aile bireyleri ve yakınların kaybı, ekonomik olarak varlıkların geride bırakılmışolması,insanîihtiyaçlarınkarşılanmasındayaşanansı- kıntılar, uzuv kayıpları ile ortaya çıkan engellilik hali, dul ve yetim- lerinsayısınınfazlaolmasıgibidurumlarSuriyeligöçmenleripsi- kolojik olarak yoran, onlarda travmalar meydana getiren durumlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
2018 Suriyeli göçmen kadın üzerinde yapılan kapsamlı bir araştırmada katılımcıların yaşadığı veya tanık olduğu travmatik olaylar sırasıyla “uçak saldırısı” (1370 kişi), “zorunlu olarak ye- rinden edilme” (1125 kişi), “bomba saldırısı” (942 kişi), “baskın ve saldırılar” (816 kişi), oranında “keskin nişancı saldırısı” (803 kişi),“kendisiveyabiryakınıhapishanedebulunmak”(749kişi), “ölüme şahitlik” (627 kişi), “eziyet/işkence” (623 kişi), çeşitli problemlerinolduğu,açlığınvesefaletinyüksekolarakyaşandı- ğı, hastalıkların arttığı Suriye’nin içinde bulunan “kamp ortamı” (409 kişi), “intihar girişimi/canlı bomba” (400 kişi), “muharebe- ye katılma” (324 kişi), “kendisinin veya bir yakınının kaçırılma- sı”(269kişi)ve“tecavüzvecinselistismaramaruzkalma”oranı (araştırmacı tarafından kişi sayısına ilişkin veri paylaşımı bulun- mamaktadır) %4,7 şeklinde karşımıza çıkmaktadır. (Sağır, 2018: 121-123).
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Suriyeligöçmenlertarafındanyaşananbuzorlusüreçonların psikolojisiüzerindepekçokolumsuzetkiyiberaberindegetirmiş- tir. Yine aynı araştırmada katılımcıların %76,6’sının (1546 kişi) klinikaçıdanönemliderecededepresyoneğiliminesahipolduğu tespitedilirkenklinikaçıdanönemligörülmeyenderecedebirdep- resyoneğiliminesahipolanlarınoranı%23,4(472kişi)olmuştur. Buverilerkatılımcılardanherdörtkişidenüçününpsikolojikdes- teğeihtiyaçduyduğunugöstermiştir(Sağır,2018:125).
Dinpsikolojisialanındabulunan,KennethI.Pargamenttara- fından kavramsallaştırılan ve teori olarak ortaya konulan ‘Dinî başa çıkma’ (Sağır, 2018: 83) yaklaşımı çerçevesinde değerlendiri- lebilecek pek çok veri bu araştırmada karşımıza çıkmaktadır. Buna göre Suriyeli göçmenlerde yaşananların Allah’ın takdiri olduğu inancının bir sonucu olarak ‘teslimiyet ruhu’, dinî inanç ve ibadet- lerden güç alma en etkili faktörler arasında bulunmaktadır. Pek çokgöçmeninSuriye’deyaşadığıdönemdeİslamdininininançve ibadetlerikonularındahassasiyetesahipolmadığıhâldeyaşanan süreç sonrasında dinî hassasiyet ve söylemlerinin ön plana çıktığı, yaşadığısıkıntılarıdindenyolaçıkarakanlamlandırdığıvehayata tutunmadareferansolarakdeğerlendirdiğigörülmektedir.
Yine Sağır’ın araştırmasında da bu verileri destekler mahiyette sonuçlareldeedilmiştir.Bunagörekatılımcılarınbüyükbirbölü- münün,yaşadıklarıtravmalarvekarşılaştıklarızorluklarkarşısın- dadindendestekalıpalmadıklarıkonusunda“bireylerin,hayat- larında karşılaştıkları zorlukların ardından yaşanılan olayın bir imtihanolduğunuveimanlarınıgüçlendirdiklerineinandıklarını, olaydan dolayı Allah’ın sevgisine ve korumasına sığındıklarını, te- selli bulmak için Kur’an okuduklarını, Allah’tan bağışlanma dile- diklerini, sabırlı olmaya çalıştıklarını, tevekkül ettiklerini(gereğini yaptıktan sonra sonucu Allah’a bıraktıklarını)”dile getirdikleri gözlemlenmiştir (Sağır, 2018: 127-128).Yine aynı araştırmada ka- tılımcılarınyaşadıklarısüreci“işlemişolduklarıbirgünahınceza-
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
sı,yapmışolduklarıbirkötülüğünkarşılığıyadaihlaslıbirşekilde ibadet etmemelerinin bir bedeli olarak” anlamlandırdıklarına yay- gınolarakrastlanmıştır.Yaşananlarınetkisiyle“Allah’ınvarlığın- dan şüphe duyma, İslam’ın adil olmadığına inanma, ahiretin varlı- ğından emin olamama, İslam’ın modern hayata uygun olmadığını düşünme, Kur’an’ın Allah tarafından indiğinden şüphelenme ve İslam’ın insanların düşüncelerini kısıtlayan bir din olduğuna inan- ma” vb. tutumlara sahip olmadıkları, “dine ve Allah’a isyan”a dair belirtilerin de çok az olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Sağır, 2018: 128).
Türkiye’ye gelişlerinin üzerinden yaklaşık 8 yıl geçen göçmen- ler, bu süre zarfında temel ihtiyaçlarının imkanlar ölçüsünde en güzelşekildekarşılanması,aynıdinemensupolmanınbirsonu- cu olan ortak değerler, Diyanet İşleri Başkanlığınca vurgulanan ‘ümmet’, ‘İslam kardeşliği’, ‘ensar-muhacir’ söylemleri, Türkiye ve Suriye’nin sınır illeri arasında akrabalık ilişkilerinin bulunması ve Arapça’nın yaygın olarak kullanılıyor olması gibi şartlar çerçeve- sinde güven ortamında yaşama tutunmuşlardır. Ancak gürültülübir motor veya uçak sesi duyunca irkildikleri, sıçradıkları, özellikle kadınlarda yaşanan sürecin oluşturduğu gerilim ve yıpranmışlık hala gözlemlenmektedir. Özellikle yetişkin, orta yaş ve orta yaşın üstündeki göçmenlerde geçmişe ve vatana duyulan özlem temel problemlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bütün bu veriler ülkemizdeki Suriyeli göçmenlere yönelik manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetleri sunulmasının önemi ve gerekliliği noktasında oldukça anlamlıdır.
Sonuç
Psikolojikdanışmadaolduğugibimanevidanışmanlıkvereh- berlikte de danışman-danışan ilişkisi bağlamında danışmanın, da- nışanınsosyo-kültürelvedinîözellikleri,değerlersistemi,tutum vealgıörüntülerihakkındabilgisahibiolmasıdanışmasürecinin
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
verimliliği noktasında büyük bir öneme sahiptir. Psikolojide ‘çok kültürlü danışma’ söylemi ekseninde bu nokta üzerinde durulmak- tadır.
2011 yılı baharından bu yana kitleler halinde ülkemize gelerek günümüzde de kalmaya devam eden Suriyeli göçmenlere yönelik manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinde bu nüfusun sos-yo-kültürel özelliklerinin, değerler sistemi, tutum ve algılarının bilinmesi danışma ve rehberlik sürecinin nitelik ve niceliğinin art- tırılması bakımından hayati bir önem taşımaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı taşra teşkilatında hem yerleşim yerleri hem de ‘geçici barınma merkezleri’nde bulunan Suriyeli göçmen- lere yönelik hizmetlerde aktif görev yapan 47 personelin katılımıy- la yapılan araştırmasına verilerine göre bu göçmenlerin aile ya- pısında çok eşli ve erken yaşta evliliklerin -etnik olarak Türkmen olanlarda yok denecek kadar az olmakla birlikte- yoğun olduğu, evlilik ve boşanmaların çok kolay gerçekleştiği ve ailede kadının temel görevinin çocuk dünyaya getirmek olduğu görülmektedir. Dini hayatlarına bakıldığında mezhep imamlarının çok dikkate alınmadığı, belli bir mezhebe bağlılığın aidiyetle sınırlı olduğu, bu aidiyetin etnik olarak Türkmen olanlarla Halep’ten ülkemize gelen birküçükgrubtaHanefilikolduğu,diğerlerininiseyaklaşık%80-
%90oranındaŞafiilikolduğugörülmektedir.İbadetkonularında Kur’an ve sünnete dayandıkları iddiası ekseninde Şafii mezhebinin çizgisini takip ederken itikadi konularda Selefilik özellikle Veh- hâbilik temelli yaklaşımların azımsanmayacak bir düzeyde olduğu söylenebilir. Genel manada ise mezhepsizlik olarak nitelendirilebi- lecek bir tutumla karşılaşılmaktadır. ‘Hafızlık’ olgusunu çok önem- sedikleri, toplumumuzda Kur’an-ı Kerim’e saygının bir gereği ola- rakdikkatedilenpekçokhususundikkatealınmadığıvebunların Kur’an-ı Kerim’e saygısızlık olarak nitelendirilmediği görülmekte- dir.Dinihayatlarındadahaçokkültürelsöylemlerveduyumların etkiliolduğu,sahihdinîbilginoktasındaciddibireksikliğinolduğu
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
tespit edilmiştir. Suriyeli göçmenlerin gündelik hayatta ön plana çıkan pratiklerine bakıldığı zaman, gece geç saatlere kadar ayakta olma, adab-ı muaşeret kurallarına riayet, giyim kuşam ve temizlik, hijyen konularında farklılıklar olmakla birlikte aradan geçen yak- laşık 8 yıllık süre zarfında Türkiye halkıyla birtakım benzeşmelerin meydana geldiği, kadınların kişisel bakım konusunda çok özenli ol- dukları yönünde veriler elde edilmiştir.
Suriyeli göçmenler iç savaş sonrası gerek Suriye’de bulunduk- ları dönemde gerekse Türkiye’ye göç sürecinde pek çok sıkıntı ve psikolojik olarak travmalar yaşamalarına sebep olabilecek durum- lara maruz kalmışlar ya da şahit olmuşlardır. Bunlar arasında savaş ortamı, şiddet, aile bireylerinin ve yakınların kaybı, bir uzvun kay- bı nedeniyle ortaya çıkan engellilik hali, uçak saldırıları, baskın ve saldırılar, hapishanede bulunma, eziyet/işkence vs. pek çok farklı travmaya yol açabilecek durumlardan bahsetmek mümkündür. Suriyeli göçmenler karşılaştıkları bu olumsuz durumların yıkıcı etkilerinden korunmak amacıyla dine sığınmışlar, yaşadıkları sü- reci anlamlandırmada dinî temel referans noktası olarak kullan- mışlardır. Teslimiyet ruhuyla inanç ve ibadetlerinden güç almışlar, Kur’an-ı Kerim okuma, dua etme, tevekkül etme tutum ve davra- nışlarıyla ‘İslami başa çıkma’ tutumu sergilemişlerdir. Hatta yaşa- nanbusüreç,Suriye’deiçsavaşöncesi,dininyaşamlarındaçokfaz- la yer edinmediği pek çok göçmen bireyde dine dönüş tutumunun gelişmesine sebep olmuştur.
Elde edilen veriler ülkemizdeki Suriyeli göçmenlerin toplumu- muzlaaynıdinemensupolmaktankaynaklananpekçokortakpay- da bulunmasına rağmen sosyo-kültürel yapılarının birçok farklılığı barındırdığını gözler önüne sermektedir. Bu farklılıkların danışman tarafından bilinmemesi durumunda manevi danışma ve rehberlik hizmetlerinde pek çok sıkıntıların yaşanması muhtemeldir. Bunla- rın dikkate alınmasının ise danışma sürecini olumlu etkileyeceğini söylemek mümkündür. Ülkemizdeki Suriyeli göçmenler içerisinde
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
bulunanveyaonlarüzerindeçalışanpsikologlar,dinpsikologları, antropologlar,sosyologlarlavemanevidanışmaverehberlikhizme- tisunabilecekbireylerleişbirliğiiçerisindemanevidanışmavereh- berlikhizmetlerininyürütülmesinin,göçmenlereözgüsosyo-kültü- relözelliklerin,değerlerin,algıvetutumlarındikkatealındığıdaha verimlidanışmanlıksüreçlerinintesisinoktasındaelzemdir.
Kaynakça
Ağılkaya Şahin, Z. (2017), ManeviBakım veDanışmanlık (Almanya Örneği), İstanbul: Marmara Akademi Yayınları.
Akdoğan, R. ve Ceyhan, E. (2011), Terapötik İlişkide İnsan Fak- törü, PsikiyatrideGüncelYaklaşımlar-CurrentApproachesinPsychiatry, 3(1), 117-141. Erişim Adresi: https://dergipark.org.tr/tr/pub/pgy/ issue/11159/133420
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (ASPB), (2016), Suriyeliler ile TürkiyeCumhuriyetiVatandaşlarıArasındakiEvlilikİlişkisiAraştırması, Ankara.
Bektaş, Y. (2006), Kültüre Duyarlı Psikolojik Danışma Yeterlik- leri ve Psikolojik Danışman Eğitimindeki Yeri, Ege Eğitim Dergisi, 7 (1),43-59.ErişimAdresi:https://dergipark.org.tr/tr/download/
article-file/57079(Erişim15.03.2021).
Büyükşahin Çevik, G. (2014), Kültür Merkezli Psikolojik Danış- ma: Kuramsal Bir İnceleme, Ege Eğitim Dergisi, 15(2), 577-596. Erişim Adresi: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/57200 (Erişim 01.12.2020).
Erkan, E. (2016), Suriyeli Göçmenler ve Dini Hayat: Uyum, Kar- şılaşma,Benzeşme–GaziantepÖrneği,İlahiyatAkademiDergisi,3 (4),1-35.ErişimAdresi:https://dergipark.org.tr/tr/pub/ilak/is-
sue/28571/304861(12.03.2021).
Ersever,Ö.H.(2019),PsikolojikDanışmadaKültürelFarkların Önemi,AnkaraÜniversitesiEğitimBilimleriFakültesiDergisi,
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
24(1), 203-211.Erişim adresi: https://dergipark.org.tr/tr/pub/au- ebfd/issue/47891/605422Erişim tarihi: 13.04.2021.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, (https://www.goc.gov.tr/geci-ci-koruma5638, erişim: 20.04.2021).
Karaırmak, Ö. (2008), Çok Kültürlülük, Kültürel Duyarlılık ve PsikolojikDanışma,TürkPsikolojikDanışmaveRehberlikDergisi, 3 (29), 115-129.
Şahin, R. ve Karataş, K. (2017), Çok Kültürlülük ve Çok Kültürlü Danışma, Ed. Mustafa Baloğlu, Ertan Göv ve Tuğrul Bağrıaçık, Ge- çici Koruma Statüsündeki Bireylere Yönelik Rehberlik Hizmetleri Kılavuz Kitabı ss. 82-95, Ankara: MEB Yayınları.
Kümbetoğlu,B.(2008),SosyolojideveAntropolojideNitelikselYön- tem ve Araştırma, İstanbul: Bağlam Yayınları.
Rahiem,F.T.veHamid,H.(2015),RuhSağlığıGörüşmesiveKül- türelFormülasyon,SameeraAhmedveMonaM.Amer(ed.),Vahap Yorgun(çev.),MüslümanlarİçinPsikolojikDanışma:KültüreveDine DuyarlıRuhSağlığıMüdahaleleri içinde (51-69. ss.), Ankara: Nobel Yayınları. (Orijinal yayın tarihi, 2012).
Sağır,Z.(2018), KültürelUyum,RuhSağlığıveDin, İstanbul:Değer- ler Eğitimi Merkezi Yayınları.
Söylev,Ö.F.(2020),ManeviBakımveDanışmaPsikolojisi:Kavram, Kuram ve Uygulamalar, Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları.
Tosun, C. (2016), Manevi Danışmanlık ve Rehberlikte Kültürle- rarası-DinlerarasıYaklaşım,ManeviDanışmanlıkveRehberlikI,(Ed. Ali AYTEN, Mustafa KOÇ, Nuri TINAZ, Değerler Eğitimi Merkezi (Dem) Yayınları.
Yaman, N. (2017), Yas Sürecinde Manevi Danışmanlık ve Reh- berlik, Ali AYTEN (ed.), Manevi Danışmanlık ve Rehberlik: Teori ve Uygulama Alanları içinde (270-300. ss.), İstanbul: Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları.
Yıldırım,A.veŞimşek,H.(2013),SosyalBilimlerdeNitelAraştırma Yöntemleri, Ankara: Seçkin Yayınları.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Musa GELİCİ1
Giriş
Geçtiğimiz son 10 yılda, Ortadoğu’da yaşanan savaş ve siya-sal-sosyal istikrarsızlıklar özellikle Suriye devletini büyük bir iç savaşa sürükledi. ‘Arap Baharı’ adıyla Ortadoğu’ya demokrasi ge- tireceği vadedilen sihirli kelime Suriye’de istikrasızlığın ve savaşın acılarınıenileridüzeydeyaşattıvetoplumhafızasındaemperyaliz- min istilasını meşrulaştırmak için takdim ettiği bir kavram olarak damgalandı. 2011 yılında özellikle Türkiye, iç savaşın başladığı yıl- dan itibaren istikrarsızlık sürecinin uzun soluklu olacağını kestire- mediğinden göç konusunu ideolojik ve dinî argümanlarla sempatik gördü. Fakat ilerleyen süreçte Türkiye’ye gelen göçmenlerle birlik- te Suriye’de meydana gelen siyasal ve sosyal istikrarsızlığın savaş hattından öteye olumlu bir gelişme olarak evirilmemesi, göç kit- lelerinin çoğalarak Türkiye Cumhuriyeti sınırlarını zorlaması so- nucuyla devlet yetkililerini karşı karşıya bıraktı. Zira 2011 ile 2016 yılı arasında 2,5 milyon olan Suriyeli göçmen sayısı, 2020 yılında3,5milyonunüzerineulaştı.(GöçidaresiGen.Md2020)Dünyanın bu drama sessiz kaldığı ilk noktada Türkiye hümanist bir bakışla göçmenlere sığınma konusunda altyapı yaratmada büyük oranda başarılıoldu.Politikalar,göçmenleresadecedevleteliyledeğilsivil
1 Dr.,DİBÜsküdar,M.Ü.İlahiyatFakültesiCamiiUzmanİ.Hgelicimusa@gmail.com
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
toplum örgütlerinin de çok güçlü biçimde örgütlenmesiyle Suri-yeli göçmenlerin temel insani ihtiyaçlarını karşılama konusunda Türk toplumunun tamamını bu yardım ve iyilik seferberliklerine kanalize etmeyi başardı ve ilk süreç böylece aşılmış oldu. Tabii bu başarıların işaret ettiği politikalar, öncelikle temel insani yardımve konaklama hususundaydı. Fakat göç’ ün sürekliliği ve göçmen sayısının giderek artması, sosyal entegrasyona, eğitime, ayrımcı- lığı önlemeye, uyum sorunlarının ve zorunlu göç travmasının ma- neviyaralarınınsarılmasıçalışmalarınaodaklanacakpolitikaları da giderek zaruri kıldı. Dolayısıyla Suriyeli göçmenlerin barınma gibi zaruri ihtiyaçlarından daha zaruri olan güvenlik ve toplumsal kabul gibi belki de daha geniş boyut ve çeşitlilikte problemlerine, özellikle uyum problemlerine odaklı çalışmalar giderek zaruri hale geldi.
Dolayısıyla bu kontekste problemlerin çeşitlenmesi ve boyut değiştirmesi alternatif yaklaşım ve çalışmaları gündeme getir- miştir. “Psikoloji ve teoloji donanımına sahip bir uzman tarafın- dan sunulan, sadece zihin ve bedenin değil, ruhun da yardıma ihtiyacı olmasına odaklanan, insanların manevi bağlılıklarına vedinî ritüellerine saygı duyarak onların nihai değer ve anlamlara ilişkin soru ve sorunları karşısında danışmanlık ve rehberlik hiz- meti sunmak”(Özkan, 2017,s.62) demek olan Manevi Danışmanlık ve Rehberlik, bu alternatif hizmet alanlarından bir tanesi olarak alternatif bir hizmet modeli olarak karşımızda durmaktadır. Herne kadar ülkemizde henüz yeni olarak uzmanlaşmaya doğru eviri- lenbiralanolsada(Söylev,2020,s.23;Kılınçer,2017,s.39)“Manevi Danışmanlık ve Rehberlik” faaliyetleri ile göç sonrası oluşan çeşitli handikaplara önemli çözüm ve yaklaşımlar sağlama yeteneği ka- zanılabilir.
Zira Suriyeli sığınmacılar Suriye iç savaşı esnasında yaşamış olduklarıölümtehlikesi,tehdit,taciz,tecavüz,sakatlanma,yakı- nını kaybetmegibiçokçeşitli travmalarıatlatabilmişdeğillerdir.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
(Sağır,2019,s.268)Ayrıcasavaşsonrasısüreçtebiryandanzorluk- lariçerisindehayatıidameettirememe,diğeryandanyaşadıkları topluma uyum sağlamada yaşadıkları zorluklarla baş edememe ve bunun üzerinden gelişebilecek stres bozuklukları, somatizasyon ve depresyongibiolumsuzluklaronlarıçaresizkılmaktadır.Manevi danışmanlıkverehberlikçalışmalarıonlarıntümbuolumsuzluk- larla baş edebilmelerine katkı sunalabilecektir. Suriyeli mülteci- lerinyerelhalkauyumsağlamalarıvekültüreletkileşimdebaşarı sağlayabilmeleri için ise öncelikle Suriyeli sığınmacıların prob- lemlerinin tespit edilmesi gerekmektedir. Sonrasında ise bu tespit edilenproblemveihtiyaçlarayönelikbirmanevidanışmavereh- berlik çalışması gerçekleştirilmelidir. Zira Suriyeli sığınmacıların problemlerineyönelikmaneviyattemellisistematikvekurumsal bir çalışma onlarınproblemlerle başa çıkma mücadelelerine,kendi kendilerineyetebilirlikyeteneklerineveruhsalduygudurumları- na olumlu motivasyon kazandıracaktır.
Göçsonrasıentegrasyonsürecindeevsahibitoplumlaetkili biriletişimkurmanıntemelşartıpsikolojikhazırbulunuşluktur. Bu hazır bulunuşluk tesis edilmeden sığınmacı konumundaki kit- lenin ev sahibi toplumla iletişimde problemler yaşaması doğaldır. Bunlardan en başlıca olarak kültür şoku göçmenlerin gittikleri ül- kedeki yeni kültürle karşılaşmalarında yaşadıkları bir süreçtir. Su- riye ve Türk toplumu her ne kadar dinî ve kültürel olarak benzer özellikte toplumlar olsa da ev sahibi toplumun içerisinde ani göçle fazlaca sayıda ve Türkiye’ye gelen Suriyeli göçmen kitleye karşı önyargıları ve olumsuz yaklaşımları olmaktadır. Toplumda özellik- le refah paylaşımında isteksiz olma durumu ev sahibi toplum açı- sından küresel ve ulusal ekonomik daralmışlık içinde beklendik bir tutumdur. Ayrıca fenotiple ilgili olarak ‘öteki’ olmanın belirtilerini taşıyanvebukültürşokuileevsahibitoplumtarafındandışlanma- ya aday dezavantajlı kesim genellikle göçmenlerin birinci nesli ve çocukları olmaktadır. (İnsamer 2019, s.9)
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
Suriyeli göçmenlerin özellikle birinci nesil temsilcileri ile Su- riyelibirincineslinokulagidençocuklarınınmanevidanışmanlık ve rehberlikfaaliyetleri kapsamında dezavantajlı hedef kitle olarak ele alınması gerekmektedir. Göçmen sağlığı paradoksu diye tabir edilenvebirincinesilgöçmenlerinkendilerindensonragelenne- sillere ve özellikle çocuklara kıyasla daha sağlıklı olduklarını göste- renbazıçalışmalarolsada,birincinesilgöçmenlerinçocuklarının psikiyatrik problemleri yaşama açısından yüksek risk altında ol- duğu varsayımı bilim adamlarınca çoğunlukla dile getirilmektedir (Oppedal ve Røysamb, 2007,s.114).
Dolayısıyla entegrasyon sürecinde ev sahibi toplumun genel ya da marjinal biçimde doğrudan Suriyeli sığınmacılara yönelik olum- suz ve ayrımcı tutumları entegrasyon sürecinde Suriyeli gençleri psikiyatrik problemlerle baş başa bırakma riskine sahip olduğugibi diğer yandan da onların etnik kimliklerine dair olumsuz yargı üzerinden kimlik bunalımı yaşamalarına sebep verecektir.
Örneğin Avrupa’da, özellikle Fransa’da göçmen topluluklar içe- risinde dışlanmışlık neticesinde marjinalize olmuş ve etnik kim- liklerini yaşadıkları toplumun üstünde konumlandıran gençler ya- şadıklarıdışlanmışlığakarşıprotestbiryaklaşımgeliştirmişlerdir. ÖzellikleFransa’daMüslümangençlerin2005yılındaolağanüstü hal ilan edilinceye kadar polislerle çatışması bir isyan hareketi ola- rak Fransa’da yaşanan ayırımcılığın uzun vadedeki olumsuz sonuç- larından olmuştur.
Suriyeli göçmenler ve Türkler için ortak veya yakın değerler olarakifadeedilebilecekçokfazlaortakunsurkültüreluyumiçin avantaj olarak zikredilebilse de ortak noktası Müslümanlık olan bu kitleler için ayrışma noktası milliyetçilik üzerinden gelişebilir. Zira geçmişe dair Türklerin zihinlerindeki olumsuz “Arap imajı” yeni nesil Suriyeli göçmenler için ayrımcılık ve dışlanma için bir araç görülebilir.ÖzellikleArapolmanınTürkiye’degeçmişedönükta- rihihesaplaşmaaracıolarakmarjinalkesimlercekapalıyadaaçık dillendirilmesi Suriyeli toplumu hassas hale getirmektedir.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Dolayısıyla Suriyeli sığınmacıların özellikle metropollerde ay- rımcılık ve dışlanmanın hedefi olmaktan korunması için romantik bir ensar ve muhacir kardeşliği tanımlamasının ötesinde bireysel hakları koruyucu iyileştirme ve düzenlemelere geçilmesi ve başa- rılı bir entegrasyon sürecinde psikososyal adaptasyonlarına aracı- lık edecek “Manevi Danışmanlık ve Rehberlik” faaliyetleri ile des- teklenmeleri gereklidir.
Bu noktada ülkemizde manevi danışmanlık görevinin 633 sayılı kanunla Diyanet İşleri Başkanlığına verilerek Din Hizmetleri Ge-nel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılması(Demirtaş Bayram, 2018) ve2017yılındayineDiyanetİşleriBaşkanlığıbünyesindeDin Hizmetleri Genel Müdürlüğü içerisinde “Göç ve Manevi Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı” ismiyle bir daire başkanlığı biriminin kurulmuş olması Diyanet İşleri Başkanlığının Suriyeli Sığınmacı- ların göç ve uyum bağlamındaki problemlerini “iyileştirme, geliş- tirme, destekleme, yönlendirme, uzlaştırma ve geliştirme”(Cebeci, 2010,s.55) stratejileri çerçevesinde ele alması ve hizmet sunması noktasında olumlu bir gelişmedir.
1. ÇalışmanınAmacıveÖnemi
Çalışmamızın amacı Suriyede gerçekleşen iç savaş ve karga- şasonrasıyaşamlarıtehlikeyegirenveyaşamışığıaramaküzere Türkiye’ye sığınmaya mecbur bırakılan Suriyeli sığınmacıların yaklaşık 10 yıllık süreçte Türkiye’de yaşadıkları sıkıntı ve problem- leriuyumsürecieksenlitespitetmekvebusıkıntıveproblemle- rin aşılması için “Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri” çalışmalarına perspektif sunmaktır. Bu noktada çalışma Suriyeli sığınmacıların uyum eksenli problemlerinin tespit edilmesi, far- kedilmesi ve ilgililerce yapılacak çalışmalarda çözüm sunması yö- nüyle önemlidir. Zira ‘daha çok akademik ilgi bekleyen, şimdilik yeterli ilmî çalışmalardan yoksun yeni bir çalışma alanı’(Söylev, 2015,s.297)olarak‘ManeviDanışmanlıkveRehberlik’(MDR)alanı
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
ve özellikle “göç ve manevi danışmanlık” sahası bu tip alan araştır- malarıyla gelişecektir.
2. Yöntem
Bu araştırma nitel araştırmalardan durum çalışması deseninde- dir.Durumçalışmasıgüncelbirolguyukendigerçekyaşamçerçevesi içinde çalışan, olgu ve içinde bulunduğu içerik arasındaki sınırların kesinhatlarıylabelirginolmadığıvebirdenfazlakanıtveyaverikay- nağınınmevcutolduğudurumlardakullanılan,görgülbiraraştırma yöntemidir (Yıldırım ve Şimşek, 2016, s.289). Araştırma kapsamın- da İstanbul’da yaşayan beş Suriyeli sığınmacı göçmen ile yarı yapı- landırılmış görüşmeler yapılmıştır. Görüşülecek sığınmacı göçmen bireyler İstanbul ilinden kartopu örnekleme yöntemine göre belir- lenmiştir. Bu örnekleme yönteminde örneklem oluşturma süreci araştırmanın yapılacağı bireylerden birine ulaşarak başlamaktadır. Bukatılımcıylayapılangörüşmesonundaokatılımcınınönerdiğidi- ğerbireylere,obireylerlegörüşmesonrasıdaonlarınönerdiğidiğer bireylere ulaşılmaktadır. Böylece katılımcı sayısı artarak süreç de- vametmektedir.Busüreçbirsüresonrabellikişilerüzerineodakla- nıpörneklemoluşturmaylasonlanmaktadır(Koç,2017,s.492).
3. ÇalışmaGrubu
AraştırmakapsamındaSuriye’denTürkiye’yegöçetmişveİs- tanbulmetropolündeyaşayanbeşkişiileyarıyapılandırılmışgö- rüşmeler yapılmıştır.
Tablo3.KatılımcılarınDemografikÖzellikleri
Katılımcı |
EğitimDurumu |
MedeniDurum |
Yaş |
K01 |
Lisans |
Evli |
43 |
K02 |
Lisans |
Evli |
35 |
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
K03 |
Lisans |
Evli |
43 |
K04 |
Lisans |
Evli |
33 |
K05 |
Lisans |
Evli |
31 |
4. VerilerinAnalizi
Veritoplamaaracıolarakyarıyapılandırılmışbirgörüşmefor- muoluşturulmuş,uzmangörüşüalınmış,dahasonraikikişiüze- rindedenenmiştir.Görüşmeformunasonhâliverildiktensonra Kasım2020’debizzataraştırmacıtarafındankatılımcılarlagörüş- meler yapılmıştır.
Araştırma kapsamında nitel verilerin analizinde içerik analizi tekniğindenyararlanılmıştır.İçerikanalizi,birbirinebenzeyenve- rileri belirli kavramlar ve temalar çerçevesinde bir araya getirmek vebunlarıokuyucununanlayabileceğibirbiçimdedüzenleyerek yorumlamaktır(YıldırımveŞimşek,2016,s.242).Çalışmadatü- mevarımcıbiryaklaşımizlenmişvekodlardantemalaravealtte- malaraulaşılmıştır.VerilerinanalizindeNVIVO11programından yararlanılmıştır.
5. Bulgular veYorumlar
5.1. Zorunlu Göç: Suriyelilerin Mevcut Duygusal Durumunun Tespiti
Araştırma kapsamında katılımcılara “Türkiye’de olmak nasıl bir duygu? Bir nesneye ya da canlıya benzetecek olursanız bu duy- gunuzuneiletanımlarsınız?”sorususorulduğundaortayaçıkan temavealttemalarTablo2’deverilmiştir.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
Tablo 2. Katılımcıların “Türkiye’de olmak nasıl bir duygu? Bir nesneye ya da canlıya benzetecek olursanız bu duygunuzu ne ile tanımlarsınız?” sorusu ile ilgili görüşleri
Tema |
AltTema |
F |
Olumluduygudurumu |
21 |
|
|
Yakınbirtopluluktaolma |
4 |
İkinciülke |
2 |
|
Ortaktarih |
2 |
|
Müslümanbirülkeolması |
2 |
|
Günde5kezezanıduyma |
2 |
|
Sosyalgüven |
1 |
|
Diğerülkeleregöredaha rahat |
1 |
|
Türkiye’yisevme |
1 |
|
İnsanlarıncömertolması |
1 |
|
İbadethürriyeti |
1 |
|
Kamuhizmetlerininvarolması |
1 |
|
Tarihinkokusunualma |
1 |
|
Avrupagibiçıkarcıolmama |
1 |
|
Koruyucuaile |
1 |
|
Olumsuz duygu durumu |
6 |
|
|
Irkçılığın artmasıkorkusu |
2 |
Provokasyonkorkusu |
1 |
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
|
İstikrarsızlıkhissetme |
1 |
Güvendehissetmeme |
1 |
|
Suriye’ye dönememe |
1 |
|
Toplam |
27 |
Tablo 2 incelendiğinde katılımcı görüşlerine dayalı olarak “Olumlu duygu durumu” (f = 21) ve “Olumsuz duygu durumu” (f = 6) olmak üzere iki temanın ortaya çıktığı görülmektedir.
Olumlu duygu durumu ile ilgili örnek görüşler aşağıda veril- miştir:
“Türkiye’deyürüdüğümdetarihinkokusunualıyorum,Buülkenin sahipolduğubüyükihtişamıarıyorum,buyüzdenonubugünvarolan uygarlık rolünden ayrı bulmuyorum. Burada dolaşırken Mescid-i Haram, Mescid-iNebevîveŞam’dakiSüleymaniyeTekkesi’ndedebenzerleri- ni gördüğüm gibi bana tanıdık kubbeli ve minareli camiler buluyorum. YineİstanbulveGaziantep’tekiantikçarşılarıziyaretettiğimdeonları Şam ve Halep pazarlarına benzer buluyorum. Mevlana Celaleddin-i Rumi (Konya) şehrinde Mevlevi konserlerine katıldığımda Şamlıların yaptığı ve MevleviduasıilesüslenmişMevlidlerihatırlıyorum.Türkiye’ninkaranlık dönemlerdengeçmesibeniüzüyorvebubanaOrdunundevletikontrol ettiği ülkem üzerindeki kederimi hatırlatıyor. Türkiye, kimliğin kaybol- duğu Avrupa’dan büyük ölçüde farklıdır ve Türkiye’deki hükümetler, yeni gelenlerleönceahlakadayalıveherkesinyararıveiyiliğiiçinuygarbir şekildeilgilenirken,Avrupahükümetleriaynıkonuyuyalnızcaçıkariçin ele almaktadır.” (K01)
“Türkiye güzel bir ülke ve benim ikinci ülkemolduğunu hissediyorum veinsanlarıgenelolarakiyi,kültürelolarakçokyakınız,Türkiye’yiçok seviyorum ve benim izlenimim, insanları cömert olan cömert bir ülke ... ve onlarla ortak bir tarihimiz ve örtüşen bir kültürümüz var ... İdlib’li ata- larımbutopraklarısavunmakiçinÇanakkalevediğersavaşlarakatıldı.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
AynızamandaaitolduğumKuzeySuriye’ninbaşkentiHalepiletarihsel olarakbağlantılıolanGaziantepvilayetindeyaşıyorum.” (K04)
Olumsuz duygu durumu ile ilgili örnek görüş şu şekildedir: “Burada bulunmamın üzerinden 6 yıl geçmiş olmasına rağmen ve Su-
riyemeselesininçözümünedairherhangibirişaretiolmayıncaartanbir şekilde istikrarsızlık hissetmeye başladım. Ben ve ailem Suriye’ye dönme- ye muktedir değiliz. Çünkü ben Esed rejimi tarafından aranmaktayım. Bu sebeple Suriye’nin kuzeyine dönmem mümkün değil. Gerçekten orada çok ciddisorunlarbenibeklemekte.Bunlarınenönemlileri;güvenliğinveiş imkanlarının olmaması. Ayrıca devletlerin çoğunluğu Suriyelileri kabul etmediğiiçinTürkiye’denayrılamıyorum.Veartık,Suriyelilerinvarlığına yönelik toplumun yaklaşımının değişmesi sebebiyle de eskisi gibi rahat ve güvendehissetmiyorum.”(K03)
5.2. ZorunluKarşılama:TürkToplumununSuriyelilere Toplumsal Yaklaşımının Tezahürleri
Katılımcılara “Türkiye’de bulunduğunuz süre içerisinde Türk toplumunun Suriyelilere yönelik toplumsal yaklaşımını nasıl de- ğerlendiriyorsunuz?”sorususorulduğundaortayaçıkantemave alt temalar Tablo 3’de verilmiştir:
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Tablo 3. Katılımcıların “Türkiye’de bulunduğunuz süre içerisinde Türk toplumunun Suriyelilere yönelik toplumsal yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu ile ilgili görüşleri
Tema |
AltTema |
F |
Negatifdavranışlar |
12 |
|
|
Olumsuzsorular |
2 |
Küfüretme |
1 |
|
Hedefalma |
1 |
|
Suistimaletme |
1 |
|
Milliyetçisöylemlerinolumsuzetkisi |
1 |
|
Türklerinkendinibüyükkardeşyerine koyması |
1 |
|
Güvensizlik |
1 |
|
Sorunlarayüzeyselbakma |
1 |
|
Empatieksikliği |
1 |
|
Kontrolsüzdavranışlar |
1 |
|
Rahatsızetme |
1 |
|
Pozitifdavranışlar |
8 |
|
|
Misafirperverlik |
1 |
Yardımseverlik |
1 |
|
Koruyucu |
1 |
|
Anlayış |
1 |
|
İhtimam |
1 |
|
Toplumsalkabulüneniyisiolması |
1 |
|
Cömertlik |
1 |
|
Kardeşlik |
1 |
|
Toplam |
20 |
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
Tablo 3 incelendiğinde katılımcı görüşleri dayalı olarak “Nega- tif davranışlar” (f = 12) ve “Pozitif davranışlar” (f = 8) olmak üzere iki tema ortaya çıktığı görülmektedir. Negatif davranışlar temasıile ilgili örnek görüşler aşağıda verilmiştir:
“Maalesef küçük bir yüzde Suriyelilere sunulan cömertliği veişbirliği- niönemliölçüderahatsızediyor.”(K05)
“İkinci kesim, muhalefet tarafından temsil ediliyor. Bunu %20 olarakgörebilirim.bukesimtümSuriyelilerisuistimalediyorvehedef alıyor. Bu kesimin hedefi suriye dosyası ve Suriyemülteci kartını zayıf bir şekildekullanaraktürkhükümetinezararvermekveözelçıkarlarınıger- çekleştirmektir. Geçtiğimiz dönemde gördüğümüz budur. Bunların derdi bulanıksudabalıkavlamak.” (K02)
Pozitif davranışlar teması ile ilgili örnek görüş şu şekildedir:“Hoş geldiniz deyip sizi evinizde hissettirenler ve göçmen kardeşlerine
işleri kolaylaştırmak için ellerinden geleni ücretsiz olarak teklif edenler var. Kendimizi onlara teşekkür etmekte aciz buluyoruz. Onlarıçok takdir ediyorvevefagösteriyoruz.”(K01)
5.3. GenelProblemlerinTespiti
Katılımcılara“Türkiye’denegibiproblemlerinizvar.Maddeler halinde belirtebilir misiniz?” sorusu sorulduğunda ortaya çıkan temavealttemalarTablo4’deverilmiştir.
Tablo 4. Katılımcıların “Türkiye’de ne gibi problemleriniz var. Maddeler halinde belirtebilir misiniz?” sorusu ile ilgili görüşleri
Tema |
AltTema |
Kod |
F |
Türkiye’dekigenelaltyapısorunları |
20 |
||
|
Kanunieşitsizlik |
3 |
|
Kanunun veya bu kanuna tabi kararların bilinmemesi |
1 |
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
|
Resmî görevlilerin etkileşim içinde olmamaları |
1 |
Şikayetmakamıbulunmaması |
1 |
|
Seyahatözgürlüğüsorunu |
2 |
|
İstikrarsızlık |
2 |
|
Türkçedilkurslarının yetersizliği |
1 |
|
Kurs ücretlerinin ödenmesinde sorun yaşama |
1 |
|
Sosyal entegrasyon programlarının yetersizliği |
1 |
|
Akademisyenlerin denklik sorunu yaşaması |
1 |
|
Birinci derece akrabalar için vize alma zorluğu |
1 |
|
Şirketleredestek verilmemesi |
1 |
|
Daimî ikamet durumu için mekanizma olmaması |
1 |
|
Geçici koruma kartının resmi vesika olarak kabul görmemesi |
1 |
|
Türk vatandaşlığına geçişte standart eksikliği |
1 |
|
Bürokratikişlemlersorunları |
1 |
|
Hukukisorunlar |
1 |
|
Ticaretyapmasorunu |
1 |
|
Türkçeöğrenmedesorunyaşama |
1 |
|
Zenefobiknefretobjesihalinegetirilmek |
7 |
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
|
Ev sahipleri ile yaşanansorunlar |
|
1 |
Zorbalık |
|
1 |
|
Suriyeliler için güvenlikkodları oluşturma |
|
1 |
|
Evkiralarının yüksekliği |
|
1 |
|
Emeğin sömürülmesi |
|
1 |
|
Güvenlik yoksunluğu |
|
1 |
|
Hoşnutsuzluğa dayalıtavırların artması |
|
1 |
|
Toplam |
27 |
Tablo 4. incelendiğinde katılımcı görüşlerine dayalı olarak “Türkiye’deki genel altyapı sorunları” (f = 20) ve “Zenefobik nefret objesi haline getirilmek” (f = 7) olmak üzere iki tema ortaya çıktığı görülmektedir. Türkiye’deki genel altyapı sorunları teması ile ilgili örnek görüşler aşağıda verilmiştir:
“Suriyeliler için en büyük sorunlardan biri olarak kabul edilen birkaç noktavardı:
a) Türk kardeşlerindenSuriyelilere yönelikbariz zorbalık.Bu, çocuk- larda,kadınlarda,gençlerdeveerkeklerdegörülür.Öylekiresmi yerleriziyaretlerindebileSuriyeliliğindendolayıbazıçalışanlar onlarasaldırıyor
b) Türkiye’dehukukiistikrarsızlıkhissi(Oturmaizniveyamülküol- mayanlarveşimdivatandaşlığageçmemişolanlariçin)
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
c) BirçokSuriyeliiçinsebebinibilmedengüvenlikkodlarıoluşturmak
d) Suriyelilerinyaşadığıbirçokbölgedeyüksekevkirası.
e) Suriyeliler‘inemeğininsömürülmesi
f) SuriyeliyeTürkiye’yeseyahatedebilmesivegeridönebilmesiiçin Türkseyahatbelgesivermemek.
g) Sosyalentegrasyonprogramlarınispetenzayıf.
h) Birçokakademisyeninsertifikasınındenkliğiyok.
I) BirincidereceakrabalarınaTürkvizesialabilmedekolaylıktanın- maması(baba-anne-erkekkardeş-kızkardeş-oğul)
i) Büyük şirketlere destek verilmemesi (sanırım kendi kurdukları şir- ketlerdenbahsediyor)”(K02)
“Ürünlerimi satmak veya pazarlamak için Türkiye pazarına ulaşmakta zorlanıyorum. Dil kurslarını bitirdiğimi ve B2 seviyesine ulaştığımhâldeTürkçekonuşmanınbiryolunubulamadığımiçin Türkçe öğrenmede sorun yaşıyorum.” (K05)
Zenosfobik nefret objesi haline getirilmek teması ile ilgili örnek görüş şu şekildedir:
“GüvenlikYoksunluğu:Toplumsalreddurumununyükselmesi.Mil- liyetçi tabiata sahip olayların tekrarı ve artması. Şahsen veya çocukla- rımdanbirisininhedefalındığıbirdurumamaruzkalmaktankorkmaya başladım. Ben burada tek başımayım. Ailem farklı ülkelere dağıldı.” (K03)
5.4. EntegrasyonSorunlarıveKazanımlar
Katılımcılara “Kendinizi Türk toplumuna adapte olmuş hisse- diyor musunuz?” sorusu sorulduğunda ortaya çıkan tema ve alt temalar Tablo 5’de verilmiştir.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
Tablo 5. Katılımcıların “Kendinizi Türk toplumuna adapte olmuş hissediyor musunuz?” sorusu ile ilgili görüşleri
Tema |
AltTema |
f |
Sorunlar |
7 |
|
|
Dilsorunu |
5 |
Kültürütanıma |
1 |
|
İlkadımıatmakorkusu |
1 |
|
Kazanımları |
9 |
|
|
Büyükölçüdeadapte olma |
3 |
Adapteolduğunuhissetme |
1 |
|
Adapteolduğunuhissetme |
1 |
|
Dilealışma |
1 |
|
Şehrealışma |
1 |
|
ÇocuklarınkendileriniTürk olarak görmeleri |
1 |
|
Kültürüanlama |
1 |
|
Entegrasyona yönelik tarafların kapalı tutum göstermeleri |
14 |
|
|
EntegrasyonaTürklerin kapalı olması |
11 |
Türklerin entegrasyondan uzak olması |
1 |
|
Türklerinmilletlerinebağlı olmaları |
1 |
|
Türklerindayanışması |
1 |
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
|
Irkçılarınentegrasyona karşı olması |
1 |
Halkın göçmen sorununu tam olarak bilmemesi |
1 |
|
İçekapanma |
1 |
|
Suriyelilerinvarlığınıred- detme |
1 |
|
Ekonomik sorunlardan Suri- yelileri sorumlu tutma |
1 |
|
Medyanın olumsuz yönleri ön plana çıkarması |
1 |
|
Sosyalmedyamanipülas- yonları |
1 |
|
Arapihaneti |
1 |
|
Entegrasyona Suriyelilerin kapalı olması |
3 |
|
İçekapanma |
2 |
|
Sosyalmedyamanipülas- yonları |
1 |
|
Toplam |
30 |
Tablo 5 incelendiğinde katılımcı görüşlerine dayalı olarak “So- runlar” (f = 7), “Kazanımları” (f = 9) ve “Entegrasyona yönelik ta- rafların kapalı tutum göstermeleri” (f = 7) olmak üzere üç tema ortaya çıktığı görülmektedir. Sorunlar ile ilgili örnek görüş şu şe- kildedir:
“Türktoplumundaözgüolanherşeyeadapteolduğumuhissediyo- rum ve Türk toplumuna Avrupa’dan (genel olarak Batı) gelen geleneklere uyum sağlayamayacağım, sadece dil engeli beni ve Türk kardeşlerimi en-
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
gelliyorkibunundakişiselçabamlaveYunusEmreVakfı’nıninternette diliöğretmeprogramınadayanaraküstesindengelmeyeçalışıyorum.” (K01)
Kazanımlarıileilgiliörnekgörüşaşağıdaverilmiştir:
“Evet, büyük ölçüde komşularımla ilişkim iyi ve saygılı, işte Türk meslektaşlarım var. Onlarla hala güçlendirilmesi gereken Türkçe ile ko- nuşuyorumamaonlarıanlıyorumvebenianlıyorlar,Türkdizivefilm- lerinisıkçatakipetmembukonudayardımcıoldu,buyüzdenonlardan kültürümüzle ilgili birçok konuda kesişen ve benzer olan Türk toplumu kültürünü anladım.” (K04)
Entegrasyona yönelik tarafların kapalı tutum göstermeleri te- ması ile ilgili 14 görüş ifade edilmiştir. Örnek görüşler aşağıda ve- rilmiştir:
“Türkler entegrasyondan uzak. Belki de bu büyük bir kısmının ana- vatanlarına,milliyetlerine,dillerinevebirçokgeleneğinebüyükbağlı- lıklarındankaynaklanıyor.Bubazılarıiçinfanatizmnoktasında.Elbette bubağlılığıiyibirözellikolarakgörüyorumveeleştirmiyorum.Türklerin bağlılığı (İbn Haldun’un girişinde anlattığı : aileye, soya ve milletine bağlı- lık. Belki de Osmanlıların yüzlerce yıldır başka herhangi bir ülkeden daha fazla hayatta kalmasının ve kaynaşmasının nedenleri arasındaydı. Bugün bilebubağlılık,artandışdüşmanlıkkarşısındaTürklerindayanışmasına katkıda bulunuyor. Her hâlükârda, ne vatanseverler ne de milliyetçiler entegrasyon için sağlam bir engel oluşturmazlar, aksine, engel ırk- çılardır ve bu bakış açılarının değiştirilmesi imkânsızdır çünkü çok erken yaşlardan itibaren bu fikirlerle yetiştiriliyorlar. Din bağınıpekçokbağdanüstüngörenTürkİslamcılarvar,entegrasyonlailgili hiçbirsorunlarıyok.VeortadakiTürkler(neırkçınededindar)varbelki de en büyük kesim onlardır. Bunların büyük bir kısmı temelde Suriye me- selesi hakkında pek bir şey bilmeyenler bunlar Bunun bir iç savaş olduğu- nu düşünüp Suriye devriminin adaletine ve yetkisine inanmıyorlar. Ezilen suriyehalkınınhaklarıolmadığınıhattaburadakiSuriyelilerinpikniğe filan geldiğini sanıyorlar.)” (K01)
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
“Kolaybiriletişimdiliolduğuandabirçokdurumdaortamınyakın olduğunu ve entegrasyonun gerçekleştiğini görüyorum ne zaman ki Suri- yelilerileTürklerbirbirleriyleiletişimkurmuyorlarozamansorunorta- yaçıkıyor,Suriyelilerdilveortakfaaliyetlerleiletişimkuramadıklarıiçin birbirlerine daha fazla yakınlaşıyorlar. Buna karşılık, az sayıdaolsalar da camide ibadetedenlerinbirbirleriyle iletişimkurduğunuvesosyalaktivi- telerin yanı sıra dilsel olarak iletişim kurmasalar bileentegrasyona daha yakınolduklarınıgörüyorum.” (K05)
5.5. Suriyelinin Gelecek Tasavvuru: Gitmek ya da Kalmak (İkilem/Dilemma)
Katılımcılara “Gelecekle ilgili (dönüş ya da kalış) olarak nasıl biröngörülerinizvar.Gelecekperspektifiniziyorumlarmısınız?” sorususorulduğundaortayaçıkantemavealttemalarTablo6’da verilmiştir.
Tablo6.Katılımcıların“Gelecekleilgili(dönüşyadakalış)olarak nasıl bir öngörüleriniz var. Gelecek perspektifinizi yorumlar mısınız?” sorusu ile ilgili görüşleri
Tema |
AltTema |
f |
Gitmekyadakalmak |
10 |
|
|
Suriye’yedönmeyiisteme |
2 |
Çocukların Türkiye’de kalmak istemeleri |
1 |
|
Dönüşütercihetmeisteğinin yıldan yıla azalması |
1 |
|
Geridönmeyidüşünememe |
1 |
|
Suriye’de güvenlik ve istikrar sorunu olması |
1 |
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
|
Ekonomik sıkıntı çekenlerin geri dönmeyi düşünmesi |
1 |
Çalışanların geri dönmeyi düşünmemesi |
1 |
|
CoğuSuriyelininülkelerine dönmesi |
1 |
|
Suriye’deişimkanlarıolması |
1 |
|
Bir zorunluluk: Entegrasyonun tek çıkış yolu olarak belirmesi |
4 |
|
|
Suriyelilerinherşeylerini kaybetmesi |
1 |
Hayattakalmaisteği |
1 |
|
Ailesinikorumak |
1 |
|
Entegrasyonun ihtiyaç haline gelmesi |
1 |
|
Toplam |
14 |
Tablo 6 incelendiğinde katılımcı görüşlerine dayalı olarak “Git- mek ya da kalmak” (f = ) ve “Bir zorunluluk: Entegrasyonun tek çıkış yolu olarak belirmesi” (f = 4) olmak üzere iki temanın ortaya çıktığı görülmektedir. Gitmek ya da kalmak teması ile ilgili örnek görüş aşağıda verilmiştir:
“Allah Teâlâ’dan Esad rejiminden, Rus ve İran işgalinden ülkemizin kurtulmasınıistiyoruz,böyleceevlerimize,topraklarımızavevatanımıza dönebilelim.Türkiyeyivatanımgibihissetmemeveburadaevimdegibi hissetmemerağmen.”(K02)
“Bir zorunluluk: Entegrasyonun tek çıkış yolu olarak belirmesi” teması ile ilgili örnek görüş şu şekildedir:
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
“Suriyelilerentegrasyonayakın:Suriyelilerherşeyikaybetti:Kan- larıaktı,canlarıyitirildi,yakınlarıöldürüldüveyazorlayokoldu,ba- zılarıişkencealtındaöldürüldü,evlerindençıkarıldı,camileriveevleri yıkıldı,rejimekarşıdurduklarıbahanesiylepekçoğununevlerineve mallarınaelkonuldu,geçimkaynaklarıkesildivebazılarınınkimlik- lerinikanıtlayacakkişiselbelgeleriyoktu,yıkılanevininenkazıaltında veyabaşkaşekillerdekaybetti.rejimonlarıvatandaşlıktanatmayaça- lışıyorveSuriyehalkınıöldürmeyekatılanulusötesiteröristmilislere (Afganlar, İranlılar, Lübnanlılar ve diğerleri dahil) karşılık olarak Suriye vatandaşlığınıveriyor.BelkideentegrasyonveyaTürkvatandaşlığını kazanmak,asılendişesiyalnızcahayattakalmakvehayattakalmak olanherhangibirgöçmeniçinbirhedefdeğildi.Sadeceailesinieniyi şekilde korumasına izin verecek bir yer arıyordu. Entegrasyon, onları herhangi bir ırksal etnik davranıştan korumada en önemli faktörlerdenbiri haline geldi. Bu da geçerli bir istektir. Ek olarak, entegrasyon büyük ölçüde bir gerçeklik ve ihtiyaç haline geldi Ancak resmi evraklara göre yasal hale gelene kadar, küçük çocuklarımız onlara bir fikri anlatmakistediklerinde,bunuTürkçecümleileArapça’dandahahızlı kavrıyorlarvebazışeylerinanlamınıanlayıpArapçaifadeedemiyorlar, Türkiye’dekiSuriyelileriçinentegrasyonkonusuçokönemlibirkonu haline geldi. Köklerine bağlılıklarına ve pek çoğunun evlerine dönme ar- zusunarağmen,uluslararasısisteminvebüyükgüçlerinEsadrejimini koruması, düşüşünün önlenmesi ve uygulayıcılarının Uluslararası Mah- keme önünde yargılanmasının engellenmesine baktığımızda bu imkan-sız görünüyor.” (K01)
5.6. TürkiyeCumhuriyetiDevleti’ndenBeklentiler
Katılımcılara “Türkiye Cumhuriyeti Devletinden beklentileri-niz nelerdir?” sorusu sorulduğunda ortaya çıkan tema ve alt tema- lar Tablo 7’da verilmiştir.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
Tablo7.Katılımcıların“TürkiyeCumhuriyetiDevletinden beklentileriniz nelerdir?” sorusu ile ilgili görüşleri
Tema |
AltTema |
F |
TürkiyeCumhuriyeti’ndenbeklentiler |
17 |
|
|
Vatandaşlık |
2 |
Suriyepasaportunamecbur olmama |
1 |
|
Esad’lamücadelekonusunda destek |
1 |
|
Savunmasızlariçinendişelenme |
1 |
|
Savunmasızlarıdestekleme |
1 |
|
Suriye dosyasına verilen desteğin artması |
1 |
|
Beklentiçıtasınınyüksekolması |
1 |
|
Türkiye’nin vaatlerini gerçekleştirmesi |
1 |
|
Müslüman devletler için pratik bir örnek sunma |
1 |
|
Hoşnutsuzluk yaklaşımının kanuna bağlanması |
1 |
|
Suriyelilerin şikayetleriyle ciddiyetle ilgilenme |
1 |
|
Suriye halkına destek politikasınadevametme |
1 |
|
Türkvatandaşlığıdosyalarının yeniden gözden geçirilmesi |
1 |
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
|
Türklerlemültecilerarasında ortak faaliyetlerin artması |
1 |
İkametizni |
1 |
|
Sosyalveekonomikfaaliyetlere destek |
1 |
|
Toplam |
17 |
Tablo 7 incelendiğinde katılımcı görüşlerine dayalı olarak “Tür- kiye Cumhuriyeti’nden beklentiler” (f = 17) teması ortaya çıktığı görülmektedir. Örnek görüşler aşağıda verilmiştir:
“Türkvatandaşlarıilemültecilerarasındafarklıortamlardaortakfaali- yetlerin artmasını bekliyorum, vatandaşlık ve ikamet izni vermek, mükem- meliyet konusunda işbirliğini ve hukuki istikrar şansını artıracaktır. Yine Suriyelilerinkendileriniispatlamalarına,işvekalkınmayakatılmalarına imkan veren sosyal ve ekonomik faaliyetlere daha fazla katılmalarının yo- lunu açacaktır. Aynı zamanda Suriyeli tüccar ve işadamlarınınSuriye’nin içkesimleriylebirköprüolmasınınveyenidenyapılanmadaenbüyükrolü üstlenecekTürkşirketleriylebirbağlantıolmasınınönünüaçacaktır.”(K05) “TürkiyeCumhuriyetindenvesoyluTürkhalkındanSuriyedosyasına verilendesteğinartmasını vesavunmasızlariçinendişelenmesini ve onla-
rıheralandadesteklemesinibekliyorum.”(K02)
“Suriyelilerinkanuniaçıdansunmuşolduklarışikayetlerleciddiyetle ilgilenmeyeveemniyetgüçlerininvememurlarınSuriyelilerinşikayetleri ile kanuni şekilde anlayışla ilgilenmeye yönelmesi. Özellikle de milliyetçi tabiata dayalı suç ve kabahatlerle alakalı şeyler böyledir. Bu, Suriyelilerin kanununhâkimiyetinihissetmeleri açısındanönemlidirki, kendihakları- nıkendielleriilealmayayeltenmesinler.” (K03)
5.7. ÇözümÖnerileri
Katılımcılara “Çözüm öneriniz nedir?” sorusu sorulduğunda ortaya çıkan tema ve alt temalar Tablo 8’da verilmiştir.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
Tablo 8. Katılımcıların “Çözüm öneriniz nedir?” sorusu ile ilgili görüşleri
Tema |
AltTema |
f |
Çözümönerisi |
11 |
|
|
Genel bir çözümün olmaması |
1 |
Krizbirimioluşturulması |
1 |
|
Uzmanlıkkomisyonlarının oluşturulması |
1 |
|
Maharet sahibi işçi ve iş adamlarının desteklenmesi |
1 |
|
SuriyeveTürkaraştırmaşirketlerinin kurulması |
1 |
|
Çözümün uluslararası anlaşmaya bağlı olması |
1 |
|
Türkiye’ninkuzeySuriyegüvenliğine odaklanması |
1 |
|
Mahallelere Suriyeliler için muhtar atanması |
1 |
|
BelediyemeclislerindeSuriyelileriçin temsilci görevlendirme |
1 |
|
Mahallelerdegruplarınoluşturulması |
1 |
|
Toplam |
11 |
Tablo 8 incelendiğinde katılımcı görüşlerine dayalı olarak “Çö- züm önerisi” (f = 11) teması ortaya çıktığı görülmektedir. Örnek görüşler aşağıda verilmiştir:
“Bir bütün olarak Suriye’deki nihai çözüm, özellikle Ruslar ve Ame- rikalılararasında,siyasibirgeçişiempozeetmeyeçalışarakbuçözümü
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
olabildiğince etkilemeye çalışmak için mevcut olan büyük bir uluslararası anlaşmaylabağlantılıdır,ancakTürkiye’ninyetenekleribubağlamdası- nırlıdırveTürkiye’ninkuzeydekinüfuzunugüçlendirmekapasitesiSuriye rejimi ve rejimden ve Büyük Suriye Demokratik Güçlerimilislerinden tec- rit edilmesi ve korunması, Türkiye’nin kuzey Suriye bölgelerinin askeri, güvenlik ve ekonomik olarak dokunulmazlığını güçlendirmeye odaklan- masıgerektiğigörülmektedir.”(K04)
“SuriyelileriçinhermahalleyehukukisorunlarınçözülmesineveSu- riyelilerinTürktoplumu,kuruluşlarvekültürkulüplerinebağlanmasına yardımcıolacakbirmuhtaryerleştirilmesiniöneriyorum.Suriyelilerbe- lediye meclisinde bir temsilci için karar vericilere seslerini iletmeleri ve her belediyede sorunlarını aktarmaları için bir sandalye oluşturulmasını öneriyorum.İkitarafın durum veihtiyaçlarının incelendiği her bölgede Suriyeli ve Türk aileleri ziyaret edecek mahalleden grupların oluşturul- masını,iletişimvedilkullanımınınortakbirşekildeartmasınıöneriyo- rum.” (K05)
“Kanuni olarak, basın-yayın yoluyla veya toplumsal alanlarda hare- ket eden kriz birimi inşa edilerek Suriye ve Türkler arasındaki ictimâî iç gerilimfitilineöncelikverilmesi.Bununamacı,Türkhükümetinianiden karmaşık bir hale dönüştürmeden red ve artan kızgınlık hâlinin ele alın- masıveTürkveSuriyetarafiarınınherikisindeuygulanacakşekildeher alanda birçok stratejik adımları yerine getirmektir.
Kararmekanizmalarıiledönemselolarakiletişimhalindeolacakuz- manlıkkomisyonlarınınikameedilmesi.(Eğitim,Tıp,Hukuk,Sosyalko- misyonlar, çalışma alanlarına has komisyonlar, meydana gelmeden önce sorunlar konusunda istişae etmeyi amaçlayan araştırma komisyonları vb.)BunlarınamacıSuriyelilerinbuihtisasalanlarıilealakalısorunları- nın ne anlam geldiğine muttali olmak ve hükümetindönemsel siyasetini anlamaveSuriyelilerinbusiyâsetlerintatbikvebaşarıyaulaştırılmasına katılımı mümkün kılmaktır.
İlkolarakSuriyelilerin,özellikledemaharetsahibiişçilerinve işlerinikurmakonusundagayretleriolanişsahiplerininillerdeve
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
gelişmekte olan bölgelerde bu bölgelerin canlandırılması amacıyla desteklenmesine çalışılması, Suriyelilerin izdihamın daha az ol- duğubölgelere,kanunikolaylıklarvegerçekleştirilmesimümkün olan(örenğin;ziraatprojeleri,gıdaveyatekstilsanayileri,inşaat projeleri veya turistik projeler gibi.) proje vergilerindeki kolaylaş- tırmaileintikalkonusundateşvikedilmesiveilgiliillerekendileri veailelerinakledilmişSuriyeliişçilerinyanısırabelliorandaTürk işçilerinçalışmasınıniçindekolaybazıişlemlerinşartkoşulması.
SuriyeveTürkaraştırmaşirketlerininkurulması.Bununhedefiise Suriyelilerin karşılaştıkları sorunların ve Suriyelilerin ülkelerindeki var- lıkları neticesinde Türk halkı aleyhine zuhur eden sorunlarınkesin olarak çözümlerine ulaşmayı amaçlayan incelemeler ve derin araştırmaların uy- gulanmasıdır.” (K03)
Sonuç
Toplumların hayal dünyasında “biz” denilen mefhumu inşa etmesi için “öteki” olarak tahayyül edeceği bir paralel oluşuma ihtiyacı vardır. Bu durum yoğun göçe muhatap olan tüm toplum- larda hafif ya da yoğun biçimlerde görülebilir. Türkiye de son 10yıl içerisinde gerçekleşen zorunlu göç ile 5 milyon civarında Su- riyeli “öteki” olarak varlık ve yokluk arasında mücadele vermek- tedir. Bir yandan kendisine sınır kapılarını insani bir duruşla açan Türkiye’ye duydukları derin bir vefa bir yandan da Suriye krizinin 10 yıldır dinmemesi gerçeğiyle vatanlarına dönememenin ızdırabı. Yaşadıkları travma bir yana tüm bu belirsizlikler içerisinde bir yere tam ait olamamanın ve hak yoksunluğunun girdabında Suriyeliler Türkiye’de bugün en savunmasız ve hassas kitleyi temsil etmekte- dir. Dolayısıyla Suriyedeki belirsizliğin bitmesi ve geri dönüş hu- susunda ümitlerin tükenmesi acilen Suriyelilerin entegrasyonuna yöneliknitelikliçalışmalarahızverilmesinizorunlukılmaktadır. Bir alternatif yaklaşım olarak manevi danışmanlık ve rehberlik çalışmalarıbunoktadagöç’ünortayaçıkardığıuyumsorunlarına
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
yaklaşımsunmasıbakımındanönemarzetmektedir.Buiseöncelik- le Suriyeli göçünün ortaya çıkardığı ya da çıkaracağı problemlerle yüzleşmeyi, ondan sonra bu problemlerle hangi teknik ve yakla- şımlarla program ortaya konulması gerektiğini anlayarak mücade- le etmeyi gerektirmektedir.
Dolayısıyla sonuç olarak ortaya konulacak nihai tahlilde, göç hakkında Suriyeliler tarafından güzel ve olumlu manada zikredilen şeylerin bir güzelleme olarak zikredilmesi ziyadelik oluşturacağın- dan,doğrudansorunveproblemolarakdilegetirilenhususveme- selelerin değerlendirilmesi ve bu hususlarda manevi danışmanlık ve rehberlik çalışmalarına ışık tutacak perspektiflerin sunulması faydalı olacaktır.
BunoktadaSuriyelilerinençokdilegetirdiğiproblemlerden bir tanesi olarak, ‘Türk toplumunun belli kesimlerince hedef alın- ma ve bu noktada kanunların kendilerini koruyamaması hissi’nin kendilerinde biriken bir ‘güvenlik yoksunluğu kaygısı’nı oluştur- ması fikri yer almaktadır. Buna göre 2014-2017 yılları arasında ge- nel itibariyle Suriyeli topluma karşı olumlu bir yaklaşımın mevcut olduğu düşünülürken 2018 yılından itibaren siyasiler tarafından milliyetçi tonda bir politika izlenmeye başlanması ile dengelerin aleyhlerine işlemeye başladığı ifade edilmektedir. Milliyetçi tonda geniş halk kitleleri üzerinde daralan ülke ekonomisinin de etkisiy- le Suriyelilere (herhangi bir devlet yardımı olmaksızın kendileri çalışıyor ve kiralarını ödüyor olmalarına rağmen) karşı olumsuz söylem ve yaklaşımların giderek arttığı anlaşılmaktadır. Dolayı- sıyla belli bir süre içerisinde olumlu seyreden karşılıklı anlayışa dayalı bakışın yerini kademeli olarak açık bir rahatsızlık düşünce-si devralmış ve sık sık, rahatsızlık vurgusu taşıyan bir tonda “Ne zaman memleketinize döneceksiniz? Savaş bitmedi mi? Suriyeliler bayramda niçin Suriye’ye gidiyorlar? Bu, ülkelerinizin emniyette olduğu anlamına gelmiyor mu? Vatandaşlık aldınız mı?” şeklinde- ki sorular sorulur olmuştur.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
Manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetleri için dezavantajlı grup olarak ele alınması gereken Suriyeli sığınmacılardan özellikle ev hanımları içerisinde Türkçeyi öğrenme imkanı bulamamış olan- lar birçok tafsilata muhtaç bu sorulara cevap verme konusunda kendilerini savunmasız hissetmektedirler. Özellikle Suriyelilerin İstanbul metropolünde çok yoğun yaşadığı Esenyurt ve Bağcılar gibi bölgelerde yoğun bir biçimde ayrımcılığa ve ırkçı yaklaşımlara maruzkaldıklarıvetabiricaizsenefretobjesihalinegetirildikle- ri görülmektedir. Zira Bağcılar’da katılımlı gözlem olarak bir gün içerisinde Suriyelilere karşı olumsuz yaklaşımların özellikle toplu taşıma araçlarında gerçekleştiği, bu yaklaşımların ise savunmasız kadın ve çocuklara gösterildiği tarafımızdan görülmüştür. Bireysel birtepkiolmanınötesindekollektifbirtepkiolarak,dışgörünü- şü Suriyeli(Arap) olmanın belirgin göstergelerini taşıyan özellikle kadınlara yönelik, toplu taşımalarda açıkça homurdanma, tepki gösterme, araçlara binmelerini engelleme, yüksek sesle Suriyeli- leriistemedikleriniifadeetmeşeklindeboyutarzetmektedir.Dola- yısıyla MDR çalışmaları kapsamında özellikle Suriyeli birinci nesilev hanımı pozisyonunda olan ve Türkçe öğrenememiş bireylerleilk elden temasa geçilmeli, psikolojik destek sağlanmalı, sorunlarla mücadele edebilecek yeterlilikleri üzerine destek çalışmalar yapıl- malıdır.
BuradaMDRçalışmalarıkapsamındaçalışmalarınteksifedile-
ceği diğer dezavantajlı grubu ise Suriyeli çocuklar oluşturmaktadır. Aileleri çocukların kendilerinin Suriyeli olduğuna açıkça delalet eden şeylerden çekindiklerini ve evlerinin dışında, Arapça konuş- mayı reddettiklerini, aileleriyle dışarı çıkma ve onlarla görünme konusunda sıkıntı yaşadıklarını ifade etmektedirler.Bu onların, Suriyeli veya Arap olmanın sevimli bir şey olmadığını veya cadde- dereddedilmeyevekabulgörmemeyesebepolanbirdurumoldu- ğunuhissettiklerineişaretetmektedir.Hattaonlar,sıkıntıyamaruz kalmamakiçinbunugizleyerekbundansakınmayıistemektedirler.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Dolayısıyla kimlik çatışması ya da kimlik bunalımı denilebilecek hususların bir travma şeklinde uzun süreçte okul çağındaki çocuk- larda görülmesimuhtemelen kalıcıolacak Suriyelitoplumun Tür- kiye'dekigelecekinşasındaTürkiyetoplumununhassasproblem alanlarından birisi olacaktır. Dolayısıyla bu handikapların belirlen- mesi ve spesifik çalışmalar yapılması, adrese dayalı olarak Suriyeli okul çağı çocuklarının stresle mücadele etmeleri, stres alanlarının ortadan kaldırılması yönünde çalışmalar geliştirilmelidir. Özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla Diyanet personelinin MDR ça- lışmaekiplerivasıtasıylaadresedayalıolaraktemasageçilmelive destek olunmalıdır.
Dolayısıyla İstanbul metropolünde Esenyurt ve Bağcılar gibi Su- riyeli nüfusun çokça olduğu bölgelerde uyum çalışmalarına hukuki manadaağırlıkverilmesigerekmektedir.Meselenintekboyutlubir yardımorganizasyonutesisetmektenötebireyselhakveözgürlük- leri tüm Suriyeliler lehine geliştirecek ve onları koruyacak kanuni düzenlemelereihtiyaçvardır.Özellikledilöğrenmekonusundageri durumda olan yetişkin ev hanımı ve yaşlılara yönelik faaliyetlere ağırlık verilmesi gerekmektedir. Kanaatimizce pansuman tedavisi olarak görülebilecek kısmi yardım ve el uzatma çalışmalarının yeri- ne sistematik ve kurumsal yaklaşımlar faydalı olacaktır.
ZirabuzamanakadarSuriyelileriçindinîargümanlarüzerin- dentesisedilmeyeçalışılan‘Ensar-Muhacirkuşatıcılığı’retoriği, toplumu Suriyelilere ev sahipliği yapmaya motive etmek için mut- lakafaydalıolmuştur.FakatdevletinSuriyelilerinproblemlerini ‘birey hakları’ çerçevesinde ele alması gerekmektedir. Özellikle hukukialtyapıolarakSuriyelileringereksinimlerikarşılanmadan iyilikhareketiolarakyapılacakyaklaşımlaronlarıminnetduygu- sunamahkûmedecektir.Zirasadecehayırsevervakıf,dernekvesi- viltoplumkuruluşlarınınhimayesindeolmakduygusuonlarıbelli bireziklikduygusunamahkûmetmektedir.Yardımkuruluşlarının himayesindeolmaduygusunubirkatılımcı,“bütünişlerindeeksik
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
veacizolankardeşinisürekliidareedenveonayardımcıolmaya çalışan büyük kardeşin alakası” şeklinde tanımlıyor. Dolayısıyla Suriyelilerbireyolaraksorumlulukalabileceklerinivehimayeal- tındaolmaduygusundankurtulmakistediklerinibelirtmektedir- ler.Geçicikorumakartınınresmivesikaolarakkabulgörmemesi, geçicikorumakimliğiilee-devletşifresiçıkarmanınmümkünol- maması,biryerdenbaşkabiryereseyahatyadanakiliçinproblem yaşamaları,dilöğrenmeiçinyeterlialtyapıhizmetininsunulma- ması,devletdairelerindebürokratikengellerlekarşılaşmalarışi- kayet ettikleri ve çözüm umdukları hususlardan.
Dolasıyla MDR çalışmaları Suriyelilerin hukuki hakları tesis edildiği ve sistemden kaynaklı mağduriyetleri giderildiği ölçüde Suriyeli sığınmacılara maneviyat temelli sistematik ve kurumsal bir çalışma eşliğinde onların problemlerle başa çıkma mücadelele- rine,kendikendilerineyetebilirlikyeteneklerineveruhsalduygu durumlarına olumlu motivasyon kazandıracağı bilinmelidir.
Kaynakça
Cebeci, S. (2010). Bir Din Öğretimi Yaklaşımı Olarak Dinî Danış- maveRehberlik,DeğerlerEğitimiDergisi.8(19)(53-69).
Demirtaş, B. (2018). Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Manevi Danış- manlıkveRehberlikHizmetleri,DiyanetDergisi.Erişim:10.12.2020. İnternet ortamı: https://dergi.diyanet.gov.tr/makaledetay. php?ID=32018
Kılınçer,H.(2017).ManeviDanışmanlıkveRehberlik(MDR)üze- rine: Psikoloji, İlahiyat ve Tıp Alanlarında Maneviyat ve MDR Algı- sı, Dem Yayınları. (Ed.) Ali Ayten. ManeviDanışmanlıkveRehberlik TeoriveUygulamaAlanları.(19-60)İstanbul:DEMyayınları.
Koç,Başaran,Y.(2017).SosyalBilimlerdeÖrneklemeKuramı,
AkademikSosyalAraştırmalarDergisi.(480-495).5(47).
Oppedal, B., Røysamb, E. (2007). Young muslim immigrants in Norway:Anepidemiologicalstudyoftheirpsychosocialadaptati-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
onandinternalizingproblems.AppliedDevelopmentScience.11(3). (112–125)
Özkan,A.(2017).Hastanelerdesunulanmanevidanışmanlıkve rehberlik hizmetleri üzerine bir araştırma (Ed.) Ali Ayten. Manevi DanışmanlıkveRehberlikTeoriveUygulamaAlanları, (61-101)İstanbul: DEM yayınları.
Sağır, Z. (2019). Zorunlu Göç ve Travmatik Olaylarda Manevi Danışmanlık ve Rehberlik, Editör: Ali Ayten, Manevi Danışmanlıkve Rehberlik Farklı Alanlardan Araştırma Bulgularıve Değerlendirmeler, (267-285) İstanbul: DEM yayınları.
Söylev, Ö. F. (2015). Psikolojik Yardım Hizmetleri Bağlamında Türkiye’de Dinî Danışma ve Rehberlik, İslam Medeniyeti Araştır- maları Dergisi. 1(2). (287-308).
Söylev, Ö. F. (2020). ManeviBakımveDanışmaPsikolojisi, Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları
Yıldırım,A.veŞimşek,H.(2016).SosyalBilimlerdeNitelAraştırma Yöntemleri. Ankara: Seçkin Yayınları.
Göç ve Manevi Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı Görevler. Erişim: 20.11.2020. İnternet ortamı: https://dinhizmetleri.diyanet. gov.tr/sayfa/46/.
T.C İçişleri Bakanlığı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü. Erişim: 10.11.2020. İnternet ortamı. https://www.goc.gov.tr/genel-mu- durlugun-gorevleri.
Türklerle Suriyeliler Arasındaki Gerilimin Nedenleri, Etkileri ve Çözümü,Mayıs2019,INSAMER
2020 yılı Suriyeli sığınmacı sayısı, Erişim: 08.12.2020. İnternet ortamı: https://www.goc.gov.tr/gecici-korumamiz-altindaki-suri- yeliler.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
NilüferMUTLU1
Giriş
Göçebe hayat süren insanlar, toprağı ekip biçmeye başladıkla- rından beri yerleşik düzene geçerek zengin toprak ve su kaynak- larının çevresinde yaşamaya başlamıştır. Buna rağmen toplumlar var oldukları sürece sürekli yer değiştirerek, hareket halinde ol- muşlardır. Geleneksel toplum yapı ve kültürümüz yaylacı ve göçer bir soya dayandığı için hayatımızınher evresinde göç olgusunun etkilerini görmekteyiz.
Tüm toplumlarda görülen göç olgusunu en derinden yaşayan halklardan biri de Ahıskalı Türkler olmuştur.
AhıskalıTürkler,bugünküGürcistandevletisınırlarıiçerisinde kalan Samtskhe - Cavaheti İdari Bölgesi olarak adlandırılan Ahıska bölgesinde uzun yıllar yaşamış fakat 1944 yılında Sovyet yönetimi tarafındansürgün edilmiş bir topluluktur. Ardahan, Kars, Artvin bölgesindeki Anadolu Türkçesine benzer bir dil konuşmaktadırlar ve Sünni Müslüman olan bir halktır.2(Aydingün & Aydingün, 2014; Kars, Ardahan, Artvin bölgesindeki Anadolu Türkçesine benzer bir dil konuşan Ahıska Türkleri, kendilerine özgü Ahıska ağzı adı verilen bir dil konuşmaktadırlar. Ahıska Türklerinin ismini aldı- ğıAhıskaBölgesiTürkiye’ninArdahaniliylesınırkomşusudurve Türkiye’ye15kmuzaklıktadır.AltıilçeyeayrılanAhıskabölgesi-
1 Doktora öğrencisi, Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü,711542006@ogr.uludag.edu.tr
2 Ayşegül Aydıngün,İsmail Aydıngün, Ahiska Türkleri, Ulusötesi Bir Topluluk Ulusö-tesi Aileler, Ankara: Ahmet Yesevi Üniversitesi, 2014, 51.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
nin toprakları kuzeyde Borjoma, güneyde Çıldır düzlüğüne, doğu- da Borçalıya, batıda ise Acar topraklarına dayanmaktadır.1Türki- ye’nin kuzeydoğu sınırında yer alan Ahıska bölgesi, Ardahan iliyle sınır teşkil eden eski bir Türk yurdudur.2
Ahıska bölgesi, dilsel ve etnik farklılıkları temsil ettiği tarihi ve kültürel alanların birleştiği yerdedir. Bölge Ahıska, Adıgön, Aspin- za, Borcom, Ahılkelek ve Bogdanovka ilçelerinden oluşmaktadır. Ayrıca 5 kenti, 7 kasabası ve 250 köyü bulunmaktadır.3
ZorunluGöç
Mecburi veya zorunlu göç olarak adlandırdığımız göç katego- risinde devlet, ülkesinde yaşayan bazı grup ve toplulukları sürgün veyaölümgibideğişikyollarlabulunduklarıyerlerdençıkarmak ya da başka ülkelere göç etmeye zorlamaktadır (Kırım Türklerinin, Ahıskalı Türklerin Orta Asya’ya sürülmesi gibi) ya da bir başka ül- keye gitmelerini istemektedir.4Bu zorunlu yer değiştirme hareket- lerinde bireyle devlet karşı karşıya kalmaktadır.5Resmi politika, bu unsurları bulundukları yerlerden atmak için ülkenin başka bölge- sine göç ettirmektedir.
Göç denilince insanın aklına daha iyi yaşam sürmek için eko- nomiksebeplerdendolayıgelişmişülkeveyabölgeleregitmeler
1 RasimBayraktar,Ahıska-ÇıldırBeylerbeyliği,İstanbul:BirleşikYayıncılık,2000,s.108.
2 YunusZeyrek,AhıskaBölgesiveAhıskaTürkleri,Ankara:PozitifMatbaacılık,2001,
s.6.
3 HasanKanbolat,NazmiGül,Kafkasya’daCavaheti(Gürcistan)ileKrasnodar(Rusya)Ermenilerinin Jeopolitiği ve Özerklik Arayışları, Ankara: Stratejik Analiz, Cilt 1, No6, Ekim 2000, ss. 42-47.
4 Abdullah Saydam, “Kırım ve Kafkas Göçleri (1856-1876)”, Ankara: Türk Tarih Kuru-mu, 2010, s. 4-5; Mustafa Gündüz, Nalan Yetim, “Terör ve Göç”, Toplum ve Göç, II.Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiriler Kitabı, Ankara: DİE (Yayın No: 2046) ve SosyolojiDerneği (Yayın No: 5) Ortak Yayını, 1997, s. 110.
5 İlhan Tekeli, “Osmanlı İmparatorluğu’ndan Günümüze Nüfusun Zorunlu Yer Değiş-tirmesi ve İskân Sorunu”, Ankara: Toplum ve Bilim, 1990(50), s. 50.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
gelsede,göçünbirbaşkanedenideçatışma,yoksulluk,baskıve şiddetolabilmektedir.Göçleilgiliyukarıdayapılantanımlardaha ziyademoderninsantoplumlarıiçinyapılmışbirtanımdır.1 Ancak elealdığımızkonugereğiKafkaslardandünyanınçeşitliyerlerine yapılan nüfushareketleri bu halkların iradeleri dışında gerçekleş- miştir. Bu bağlamda Kafkas halklarının yaşadıklarını klasik anla- mıyla göçsaymama eğilimidemevcuttur.21944 yılındaAhıskalı Türklerinözyurtlarındanbaşkayerleregöçettirilmeleriyukarıda bahsettiğimiz zorunlu göç tanımına uymakla birlikte göç kavra- mıyla ifade edilmesi yanlış olacaktır. Tarihi sürece bakıldığında zo- runlugöçleringözdenkaçırılanbirtarafıvardırkibudakuşkusuz ilkzamanlarcezasistemiolarakortayaçıkan“sürgün”olgusunun daha sonraları sosyolojik bir boyut kazanmış olmasıdır.3Hayvan ve yük taşıyan vagonlara zorla bindirilerek Orta Asya steplerine gön- derilen Ahıskalılar gittikleri yerlerde farklı yaşam biçimleri ile kar-şı karşıya kalmışlar. Nitekim Kafkasya halklarının maruz kaldıkları eylemin tanımlanması için daha farklı kavramlara ihtiyaç duyul- maktadır. Bu kavramlardan biri de sürgün kavramıdır. Bireysel cezaolarakortayaçıkansürgündahasonrabirçoketnikgruplara dauygulanmıştır.4Ülken’e5göresürgün,birtopluluğunyerinden uzaklaştırılması ve bu bağlamda “sürgün”ün çoğu kere siyasi oldu- ğunu ifade etmektedir. Göçmenin evinden ayrılışı genellikle daha aztravmatikolaylarlabağlantılıyken,sürgünedilenlerindurumu
1 İlhanTekeli,GöçveÖtesi,İstanbul:TarihVakfıYayınları,2011,s.48.
2 Fethi Güngör, ”Kafkasya’da Bitmeyen Soykırım ve Sürgün Soykırımlarla Dolu Birİnsanlık Tarihi”, İstanbul:8-11 Aralık 2005 Uluslararası Göç Sempozyumu Bildirileri,2005, s. 142.
3 AdemSağır,SosyalVeTarihselBağlamdaOş/KırgızistanaSürgünEdilenBatumluTürklerinSosyalYapısı,DoktoraTezi,SakaryaÜniversitesi,2010,s.4.
4 Serdar Sarısır, Demografik Oyun: Sürgün, İstanbul:IQ Kültür Sanat Yayınları,2006,
s.43.
5 HilmiZiyaÜlken,SosyolojiSozlüğü,İstanbul:MilliEğitimBakanlığıYayınları,1969,
s.270.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
dahayıkıcısosyopolitikdurumlarlabağlantılıdır.1
Sovyet Rusya’sında 1936-1938 yıllar arasında devam eden “Bü- yükTerör”veya“StalinRepressiyası”olarakadlandırılansürgün- ler,siyasisürgünlerolarakgeçmektedir.1940-1945yıllarıarasın- da uygulanan sürgün politikası ise Kafkas halklarına yöneliktir. Bu politikanın asıl amacı “Türk düşmanlığı” olmuş ve Türk soylu halklarbirbirinedüşmanedilerek,birbirindenayrılarakyokedil- meye çalışılmıştır. Ahıskalı Türkler açısından yaşanan sürgünün amacı, Türkiye sınırında bulunmaları ve Türk olmaları endişesiyle gerçekleştirilmiştir.BirbaşkaamaçiseSovyetlerBirliğindeMüs- lüman kimliğin değiştirilmesidir. Bütün bu eylemlere maruz kalan AhıskalıTürklerkendiözyurtlarındanzorlagöçettirilmişler.Göç edeninkararıdikkatealınmayan,zorvebaskıyadayalıyerdeğiş- tirmelergöçsayılmayabilirler.2AhıskalıTürklerdışındabölgedeki Kalmuklar, Kırım Tatarları, İnguşlar, Malkarlar, Çeçenler’in de Orta Asyasteplerinesürgünedilmelerini,halkınözgüriradesidışında gerçekleştiği için sürgün olarak nitelendirebiliriz.
1. ManeviDanışmanlıkveRehberliğinTanımı
20 yy. sonlarından itibaren Manevi Danışmanlık ve Rehberlik (MDR), öncelikle din psikolojisi başta olmakla birlikte, sosyal bi- limlerde üzerinde sıkça durulan kavramlardan biri olarak görül- mektedir. Bu sahayla ilgili araştırmalar günbegün artsa da manevi danışmanlık ve rehberlik ile ilgili ortak ve kapsamlı bir tanım söz konusu değildir. MDR, şartlara ve yaklaşımlara göre araştırmacılar tarafından farklı tarif edilmiştir. Ülkemizde manevi danışmanlık çalışmalarındailahiyatvedinpsikolojisialanlarıağırlıklıolarak
1 Salman Akthar, Göç ve Kimlik. Kargaşa, Sağaltım ve Dönüşüm, Çev. Sedef Ayhan.İstanbul: Sfenks Kitap, 2018, s. 3-6.
2 Fethi Güngor, “Kafkasya’da Bitmeyen Soykırım ve Sürgün Soykırımlarla Dolu Birİnsanlık Tarihi”, İstanbul: 8-11 Aralık 2005 Uluslararası Göç Sempozyumu Bildirile-ri, 2015, s. 142.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
öneçıkmaktadır.Türkçeliteratürdemanevidanışmanlıkvereh- berlik için manevi bakım, pastoral bakım/danışmanlık, manevi destek,manevidanışmanlık,dinîdanışmanlık,maneviyatpsiko- lojisi,manevirehberlik,inançbakımvedanışmanlığıkavramları kullanılmaktadır.1
Genelde insanlar karşılaştıkları problemlere tek başına çözüm bulamadıkları zaman, güvendikleri birilerinden sorunları hakkın-da yardım alırlar. Bu yardım bilgi, fikir ve nasihat alma gibi ihti- yaçlardır. İnsanlar yaşadıkları sıkıntıyı ve rahatsızlığı güvendikleri kişilere aktararak bu sorunlarla baş edebilme gücü kazanarak ya- şamlarınadevametmişler.JaekleveClebsch,manevidanışmanlığı, sorunlarla başa çıkma sürecinde danışanlara yardımcı olma, yönve destek verme yoluyla sorunlarını çözümlemek için dinsel aktör- ler tarafından yapılan çalışmalar” olarak tanımlamaktadırlar.2Öte yandan Seyyar,manevi danışmanlığı, özellikle manevi himaye ve desteğe, korumaya ihtiyacı olan şahıslarda manevi risk ve sapma gibi sorunlara neden olan hususları inceleyen, sorunların sebep- lerini, değişik etki ve boyutlarını, çözümlerini araştıran bilim dalı diye tarif etmektedir.”3
Manevi himaye ve bakım, başta hastane, cezaevi gibi kurum- larda olmak üzere ihtiyaç duyan herkese din ve inanç konusunda her türlü manevi yardım ve destek gibi faaliyetlere verilen addır. Dolayısıyla, manevi bakım ve himaye, insanlara acılı, zor, sıkıntılı üzüntülüdurumlarında,korku,yalnızlıkveümitsizlikyaşadıkla-
1 Kılınçer Hatice, Tıp, Psikoloji ve İlahiyat Öğrencilerinin Türkiye’deki Manevi Da-nışmanlıkveRehberlikUygulamalarınaYönelikTutumlarıÜzerineBirAraştırma,MarmaraÜniversitesi,DinPsikolojisiBilimDalı,YüksekLisansTezi,İstanbul2017,
s.24-25.
2 W.Clebsch&C.Jaekle,Pastoralcareinhistoricalperspective.NewJersey:Prenti-ce-Hall, s. 4’ten aktaran Ok, a.g.e., s. 38.
3 Ali Seyyar, “Manevi Sosyal Hizmetlerin İslami Çerçevesi”, “Dini Danışmanlık: Tanı-mı ve Tarihi”, Nurullah Altaş, Mustafa Köylü, “Dini Danışmanlık ve Din Hizmetleri”İçinde, İstanbul: Ensar Yayınları, 2014, s. 127.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
rında, beklenmedik değişmeler(hastalık, kaza, ameliyat, yargılan- ma ve askerlik, sakatlık, doğal afet vb.) gibi kritik şartlarda onlarla birlikte olmaktır. İnsanları din ve inanç bağlamında desteklemek, varsa eğer soru ve sorunlarına danışmanlık etmek; adet ve ibadet- lerini yerine getirebilmelerinde rehberlik etmek, hayatlarına be- lirli anlam, varoluşlarına yeni bir mana kazandırmak için onlara eşlik etmek de buna dâhildir.1
Manevi danışmanlık, bir diğer ismiyle psikolojik danışma bi- reylere, amaçlarına ulaşmalarında yardımcı olan kişilerle etkile- şime geçme şeklidir. Bu süreçte yardım sağlanabilecek konuları, çevresel zorluklar ve yaşam şartları ile baş etme, yalnızlık, yaban- cılaşma, umutsuzluk gibi olumsuz duygulara neden olan durumla- rı kontrol etme, kişiler arasında etkili ilişki kurma yollarını öğren- me ve uygulama olarak sıralayabiliriz.
İslam dininde manevi destek ve yardım hususu, ayet ve hadis- lerde sıkça söz edilen konudur ve Hz. Peygamber’in (sas) örnek insan olarak modelliği de bundan kaynaklanmaktadır. Tarihi de- neyim çerçevesinde dünyevi veya uhrevi hususlarda toplumda gü- ven, itibar ve otorite sahibi olan alim, mürşit, kanaat liderleri ve öncü kişilerin manevi ve dinî değerlerden yararlanarak insanlara yardımcı olduklarına dair çok sayıda örnek biliyoruz.Bu davranış ve ameller, Müslüman toplumlarda coğrafya ve tarihi dönemlere göre başlık, uygulama ve formlar açısından farklılık gösterse de asırlarca yaygın olmuştur. Tarihi süreçte görülmüş dinsel manevi danışmanlık yöntem ve türleri, zamanımızda da geçerli olup farklı alanlardauygulanmaktadır.Bununlabirlikte,derinleşentoplum-
1 Ömer F. Söylev, Manevi Bakım ve Danışma Psikolojisi Diyanet İşleri Başkanlığı Ya-yınları Ankara 2020, s. 70; Aslan Karagül,Manevi Bakım, Anlamı, Önemi, Yöntemive Eğitimi “Hollanda Örneği” . Dini Araştırmalar, 15 (40) , Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/pub/da/issue/4477/61713, 2012, s. 7; Harun Işık,Ceza İnfazKurumu Bağlamında Manevi Rehberliğin Teorik Temelleri: İngiltere ve Türkiye’de-ki Uygulamaların Karşılıklı Olarak Değerlendirilmesi, 1. Uluslararası Manevi Danış-manlık ve Rehberlik Kongresi (pp.215-237). İstanbul, 2016, s. 223.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
salkırılmavedönüşümleregöredeğişenihtiyaçlar,yeniyöntem veuygulamalarıgündemegetirmektedir.Uzmanlaragöre,modern anlamda manevi danışmanlık, danışan ile danışman arasında daha kapsamlıvedahanazikanlayışbazındayapılandanışmanlıkşeklive metodu olup psikoloji alanındaki danışmanlık hizmetlerinde çoğu zamanihmaledilendinvemaneviyatboyutlarınadaönemveril- mektedir. Söz konusu bağlamda ilk teorik polemikler ve akademik tartışmalar 19. yüzyılda Hıristiyan Batı ülkelerinde başlamıştı. ABD ve İngiltere’de değişik platformlarda görülen teorik tartışmaların ardındanzamanlabuyöndekurumsal,örgütselvepratikadımlar atılmıştır.Halendünyanınbirçokülkesindehastane,cezaevi,hu- zurevi, değişik eğitim kurumları, aile destekleme birimleri ve diğer kamu kuruluşlarındafarklı dinlere mensup danışmanlar manevi danışmanlıkhizmetivermektedirler.Ülkemizde,maneviveruh- salsorunlaryaşayanfertleremaneviaçıdanyardımcıolmakiçin değişiksosyalalanlardamanevidanışmanlıkhizmetleriniyaygın halegetirilmesihedeflenmektedirvebuuygulamanınbizdeyeni olması nedeniyle, içinde bulunduğumuz süreç oldukça önemlidir. Çünkü kurumsal, hukuki, toplumsal, dinsel ve manevi kaynaklı so- runların çözümü, hafifletilmesi ve rehabilitasyona yönelik etkili manevidanışmanlıkuygulamalarının,gerçekçivesistematikalt- yapıya oturtulması gerekmektedir.
Modernçağda insan, aşırıkarmaşıkveçokhızlıgünlük yaşamın
zor şartları içinde çelişkili sosyal rol ve çok katmanlı toplumsal ilişkilerle muhatap olmaktadır. Çalışma koşullarının yıpratıcı ve yorucu dinamizm ve temposu, topyekûn adaptasyon ve uyum sağ- lama yarışı, maddi problemler, toplumsal kırılmalar, mesleklerinve branşların hızlı şekilde değişime uğrayarak iç içe geçmesi, gün- delik yaşamın yüklediği farklı sorumluluklar yüzünden manevi ve dinî yaşantı ile yaşam tarzları arasında boşluk açılmakta ve bunu derinleştirmektedir. Çağdaş yaşam şartları çok katmanlı sonuçlara yolaçtığıiçininsanlarsüreklidepresyon,kaygıvestresgibiolum-
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
suzluklarla karşılaşmaktadırlar, ayrıca ruhsal sıkıntı ve krizleri yö- netmek, dengeli, tutarlı ve anlamlı bir hayat inşa etmek olanakları sağlamak ise daha da zorlaşmaktadır. Bugünkü şartlarda manevive psikolojik sorunları aşmak için insanların profesyoneller ve uz- manların desteğine gittikçe daha fazla muhtaç oldukları açıktır. Bu nedenledir ki Diyanet İşleri Başkanlığının (DİB) bir hizmet olarak manevi ve dinî destek sağlama arayışı, bugünkü şartlarda önemli ve gerekli bir adımdır. Manevi danışmanlık, bu kapsamda verilen sosyal hizmetlerden biri olarak önem arz etmektedir. Son beş yıl- da, özellikle dinî ve manevi değerlere bağlı olan insanların ihtiyaç ve beklentilerine uygun olarak manevi danışmanlık ve rehberlik uygulaması için kurumsal ve akademik altyapı sağlama çalışmaları söz konusudur.
Çağdaşyöntemvehizmetolarakmanevidanışmanlıkuygula- ması, kurumsal kökeniyle Batı Hıristiyan toplumlarına bağlıdır. Özellikle İkinci Dünya Harbi’nden sonra ruhsal yıkım, manevi kriz- lervevaroluşumanalandırmagayretibağlamındapsikolojikda- nışmanlığavedesteklereyoğuntalipveihtiyaçgörülmüştür.1Hı- ristiyanlık tarihinin ortaya koyduğu üzere,manevi danışmanlık şu veyabuinancındeğişikmezheplerindeherzamanuygulanmıştır.
19. yüzyılda psikolojinin bilim dalı geliştikçe, meselenin dinî boyu- tunadikkatçekilmişveinançlarabağlıeğilimlerortayaçıkmıştır. Dininbualandakietkisinedairtartışmaların,AmerikanPsikoloji Derneğinin (American Psychological Association -APA) kuruluşuy- la birlikte başladığı söylenebilir. Şöyle ki adı geçen dernek, ekol veteoriolarakpsikolojidedinvemaneviyatboyutunutartışmaya açmıştır ki bugün gelinen noktada bu mesele, kritik öneme sahip- tir.Sözkonusudernekbünyesineyapılanpolemikvetartışmalar sonucundamanevidanışmanlıkderneklerikurulmuşvesahaça-
1 Serap Nazlı, Kapsamlı Gelişimsel Rehberlik ve Psikolojik Danışma Programları, 2.b.,Ankara: Anı Yayınları, 2005, s. 2.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
lışmaları başlatılmış, aktif manevi danışmanlık hizmeti verilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda halen ABD’de sağlık kurumları, ce- zaevleri, huzur evleri, sosyal hizmet merkezleri, okullar ve benzeri kurumlardan gelen istekler üzerin manevi ve dinî destek hizmeti sağlanmaktadır. Manevi danışmanlığı çağdaş uygulama ve hizmet şeklinde gelişmesi, başta Almanya ve İngiltere olmak üzere Batı Avrupa’da görülmüş, şimdi ise coğrafyası daha da genişlemiştir, ayrıca bu alandaki pratikle ABD’de yapılan çalışmalar arasında önemli bir zaman farkı olduğu söylenemez. Çoğu Hıristiyan olan manevi danışmanlar bu coğrafyada değişik kurumlarda, ayrıca sağlık, eğitim, çalışma alanlarında,ayrıca travma, mağduriyet,kriz vb ile başa çıkma, hayatı anlamlandırma gibi konularda hiz- met sunmaktadırlar.
İslamigelenektetoplum(ümmet,cemaat)olaraksüreklibir- liktelik vaaz edilirken müminlerin, ferdi cihetten de hayatlarına manakazandırmalarıvemaneviolarakkendilerinigeliştirmeleri teşvikedilmiştir.Toplumsalbirlikveberaberlik,cemaatleyapılan ibadet,ayinler,selamverme,güzelkonuşma,hakveadaletebağlı- lık,kötülüklerdensakınma,hastaveyaşlıziyaretigibiyalnızlığıgi- deren hareketler bunun örneklerdir. Buradaki temel düşünce, söz konusudeğerler,davranışveaktivitelerebağlıolanmüminlerin, kriz ve kırılma sırasında veya günlük yaşamda kendilerini yalnız ve çaresizhissetmeihtimalininçokdahadüşükolacağıdır.
İslam dini, Kuran ayetleri ve hadislerle maneviyat yönünde yar- dımcı olmayı açıkça buyurmaktadır. Hz. Peygamber’in (sas) de bu yolda şahsen numune olduğu görülmektedir. Tarihi tecrübenin de ortaya koyduğu üzere, dünyevi veya uhrevi hususlarda toplumun güvenini kazanmış alim, mürşit ve öncü kişiler, manevi ve dinî kaynaklardan yararlanmak suretiyle Müslüman toplumlar içinde insanlara yardım etme ve hayrı faaliyetlerini, coğrafya ve tarihi süreçlere bağlı şekilde değişik biçim, tanımlama ve uygulamalarla aralıksızolaraksürdürmüşlerdir.Tarihboyuncadevamedendinî
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
birikim olarak bu manevi danışmanlık yöntemi ve modelleri, fark-lışekillerdegünümüzdededevametmektedir.Bununlabirlikte, meydana gelen toplumsal gelişmeler ve kırılmalar, ortaya çıkan ihtiyaçlara göre yeni manevi dayanışma ve yardımlaşma modelleri ve yöntemleri de şekillenmiştir. Modern içeriğine gelince, uzman- larınyaptığıdeğerlendirmelerdemanevidanışmanlık,danışanile danışmanarasındadahagenişkapsamlıvedahanazikbiranlayış temelinde sağlanan danışmanlık çeşidi olarak nitelendirilmektedir kiburadapsikolojikdanışmanlıktaçoğuzamanihmaledilendinî inançvemaneviyatboyutudadikkatealınmaktadır.
Söz konusu bağlamda modern anlamda ilk akademik tartışma- lar,XIX.yüzyıldaBatı’da,ayrıcaHıristiyançevrelerdegündeme gelmişvetoplumsalönemkazanmıştır.ABDveİngiltere’deyapılan teorik tartışmaların ardından kurumsal ve örgütsel bazda adımlar atıldığı görülmektedir. Halen dünyanın değişik ülkelerinde sağlıkkuruluşları, eğitim kurumları, cezaevleri, sığınma merkezleri, aile destekleme teşekkülleri ve başka kamu kuruluşlarında farklı inan- ca sahip danışmanlar manevi danışmanlık hizmeti vermektedirler. Bilindiği gibi Hz. Muhammed (sas), aile sorunlarını çözme, töv-
beetmeveruhsalçarearama,yaşantıyıanlamlandırma,ahlak,aki- de ve itikat ilkeleri inşa etme, hastalıkta veya ölümde acıyla başa çıkmagibidünyeviveyauhreviyöndedesteğemuhtaçolanlarava- hiylerle yol göstermiş, bazen gündelik hayatın akışı içinde yardım etmiştir.Öteyandan,Hz.Peygamber’indeğişikyaştanolan(çocuk, genç, olgun, yaşlı) farklı kişilerle sözlü iletişimi sadece tavsiye ve nasihatle sınırlı değildi, bunlar aynı zamanda esin kaynağı teşkil eden vecizeler, bilge sorular ve temsil gibi unsur ve özellikler de taşıyordu.1Dolayısıyla insanlar, sadece inanç öğretisinden değil, hem de düşünsel kaynaktan da etkilenmişlerdir.
1 Ömer F.Söylev, Dinî Danışma ve Rehberliğin Teolojik Temellerine İslamî Yaklaşım, Diya-net İlmi Degi, 53-(2), 2017, s. 87-93.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
İnsanlığın modern dönemde yaşadığı sorunlar, eskiye göre çok daha çok boyutlu olup dinamik gelişmelerle birlikte ağır kırılmalar yaşanmaktadır.Biryandanbilimveteknolojidekiatılımlar,yaşam şartlarındakolaylıkvekonforsağlarken,bununlabirlikteolumlu kazanımlarınnegatifyanetkileriortayaçıkmaktadır,ayrıcatop- lumunaşağıyukarıherkesimi,ruhsalçalkantıvemanevikrizlerle adetakarşıkarşıyadır.Farklıglobal,bölgesel,kültürel,sosyal,etnik faktörler neredeyse her yaştan bireyin yaşamını önemli derecede etkilemekte, toplumsal hayatı çok karmaşık, çelişkili ve sorunlu hale getirmektedir.1Sosyal hayatın kalıcı şekilde bu kadar kar- maşıkvekırılganolması,bireyleriniçdünyasındadeğişikmanevi travmalarayolaçmaktadır.Siyasi,ekonomik,kültürelvemanevi açıdansüreklideğişimlerlekarşılaşaninsanlarvetoplumlar,cid- dibunalımlaryaşamaktadır,modernyaşamsorgulanmakta,dinî inanç,ahlakvemaneviyatlailgiliolarakinsanlarındeğeryargıları ve arayışları da değişmektedir. Böylesine dinamik gelişme ve deği- şimcoğrafivesiyasisınırlarıkaldırmaklabirlikteinsanlararasın- daki ilişkilerin, sosyoekonomik kurumların ve toplum örgütlerinin tanımıveişlevleridedeğişmektedir.Gelenekselmaneviveahlaki değerler,kriterlerveyargılarınsınırlarıbelirsizleştiğigibi,bunlar sorgulanarak yeniden yapılandırılıyor.
Türkiyeilesınırlıolmayıpküreselboyutlardabaştanbaşamodern
dünyanın her tarafında görülen baş döndürücü ve hızlı değişim ve dönüşümün sosyal ve manevi sonuçlarını araştırmak için sosyoloji- de,antropolojide,değişiksosyalbilimlerdeveteolojideyeniyakla- şımlar kaçınılmaz olmuştur. Çünkü dinin, gündelik yaşantıyı yoğun şekildesardığıTürkiyegibiülkedegelenekselzihniyetvemaneviya- tımuhafazaedentoplumunyaşadığışok,anomaliveyatravmaşek- linde tanımlanabilecek çok sayıda gösterge, artık sosyokültürel ve
1 Metin Pişkin, “Türkiye’de Psikolojik Danışma Hizmetlerinin Dünü, Bugünü ve Yarı-nı”, Türkiye’de Eğitim Bilimleri: Bir Bilanço Denemesi, ed. Muhsin Hesapçıoğlu-Al-paslan Durmuş,Ankara: Nobel Yayınevi, 2006, s. 457.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
manevi hayatın ayrılmaz bir parçasıdır. Öte yandan, modernleşme sürecinde yaşanan gelgitler ve önemli varoluşsal sorunlar, araştır- macılararasındayenitartışmavearayışlarındakapısınıaçmıştır.Bu süreçte,gündelikyaşamdabenimsenmişiçkinalgıkalıplarıdagele- neğedâhiledilmişvedönüştürülmüştür.Bubağlamdafertleriniçin- de doğdukları, yer aldıkları, katıldıkları, günlük toplum yaşamında, kendilerini farklı bir çevre içinde kanıtlamak sorumluluğu ile karşı- laştıklarıaraştırmacılarındikkatiniçekmektedir.1Moderntoplumun başlıca özelliklerinden biri,ailenin küçülmesi ve aile bağlarının asgari düzeye düşmesidir ki örneğin göçmen grupları bu nedenle aile dayanışması açısından iki kat zorluk yaşanmaktadır. İş bölümü ve uzmanlaşma derinleşerek geliştikçe, üretim, etkinlik ve hizmet alanları arttıkça, sosyal işlevler daha detaylı hale gelmiştir, ayrıca statülerde farklılaşma belirgindir, hâliyle sosyal mesafeler artmış, dikey ve yatay sosyal dinamizm kanalları azami derecede açılmış, gelenekseldeğerleresnemiştir.Toplumsaldüzeninvegündelikha- yatındeğişmesiveişbölümündeyoğunfarklılaşmasonucundayeni hizmetsahalarıortayaçıkmıştır.Toplumlardaçalışan,öğrenci,işsiz, dar gelirli, çocuk, genç, kadın gibi farklı hizmetlere muhtaç değişik gruplarmeydanaçıkmıştır.Aynızamandaözelbakıma,ilgiyeveko- runmaya ihtiyacı olan ve yine özel yaklaşım ve hizmet gerektiren hasta,hastayakını,engelli,özürlü,yaşlı,mağdur,göçmen,sığınma- cı, suçlu, suça eğilimli, şiddete maruz, mahkûm, mahrum vb. farklı kümeler söz konusudur.
Diğertaraftan,moderndünyadakurumlarınteşekkülü,işleyişi
vekurumlararasındakietkileşimindebilimindüzenlemeişlevine rağmen,insanın“aşkınvarlık”ileilgiliinançları,onunirrasyonel vemetafizikdeğerlerini,sosyoekonomikdüzenvekozmoslailgili düşünceleriniveahlakiilkelerinideetkilemektedir.Bununsonu- cunda dinin anlam ve kimlik oluşturma gücü, öncelikli ve asli işlev-
1 NecdetSubaşı,GündelikHayatveDinsellik, İstanbul:İzYayıncılık,2004, ss.12-13.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
lerinden biri olarak varlığını fark ettirmektedir. Başka bir deyimle din, önemli derecede sübjektif yöne çekilerek ferdi yaşam tarzı-nın ifadesi olarak varlığını sürdürse de, modern toplumda insan hayatını, birçok açıdan derinden etkilemeye devam etmektedir. Diyebiliriz ki dinin bu etkisi ve işlevi, modern hayatın maddi da- yatmalarına, psikolojik ve sosyal krizlerine karşı yanıt özelliği taşı- maktadır. Bunun nedeni, dinin tutarlı bir kimlik modeli ve yaşam tarzını tanımlamak yoluyla, bireyin kimlik arayışını ve bütünlüğe ulaşma gayretini desteklemesidir.1Artık sosyolojide, tamamen bü- tünleşmiş, olgun ve sağlam bir insan kişiliği oluşturmanın, dinin başlıca işlevi olduğu da kaydedilmektedir.2Bundan dolayıdır ki, hem ferdi ve sosyal kimlik tarifinde, hem de dünyadaki her türlü psikolojik ve sosyal faaliyetlere ve hedeflere yönlendirmede dinin çok kuvvetli etkileme potansiyeli vardır.
Dinin bir diğer fonksiyonu da insanları manevi travma ve kriz durumlarında koruyucu olmasıdır. Yaşamın değişik zorluklarını aşmak ve sorunları çözmek için dinin sağladığı manevi destekle mukayese edebileceğimiz başka fenomen yoktur. Bu yüzden fert- lerin ve toplumların yaşantılarında aşırı zorluk ve sorunlarla başa çıkma durumları gibi danışma ve rehberliğe azami seviyede ihtiyaç olduğunda dinî inanç, değer, söylem ve uygulamalara başvurmak ihtiyacı da belirgin seviyede artmaktadır. Bunun başlıca nedeni ise dinî inancın, günlük yaşam ve durumlara ilişkin deneyimi pekiş- tirmesi, moral aşılayarak bireyin güven duygusunu kuvvetlendir- mesidir. Gündelik yaşam bakımından ele alırsak din, mümin kişiye birçok anlamda güven vermekte, güvenlik sağlamakta, huzur ve manevi rahatlık telkin ederek böylece kişisel ve toplumsal yaşam için ahlaki ve pratik çözümlemeler sunmaktadır.3
1 Veysel Uysal, Türkiye’de Dindarlık ve Kadın: Geleneksellik Çağdaşlık Bağlamında,İstanbul: Dem Yayınları, 2006, ss. 12-13.
2 Hayati Hökelekli, Din Psikolojisi, Ankara:Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları,1993, s. 110.
3 Uysal,a.g.e.s.13.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Fakatdinîinançlar,mistikdeneyimler,manevidoktrinlervekut- saltemelüzerindegeliştirilmişşifayöntemleriinsanlarınhayatında binlerleyıldıryeralmışolsada,belirlidönemdeyaygınhalegelen vekesinsınırlarlavurgulanandin-bilimayrımıyüzündenvarolu- şunvazgeçilmezbirparçasıolandinvemaneviyathususu,pozitivist bilimselyaklaşımlauzunsüregözardıedilmiştir.Toplumlarlailgili bilimselaraştırmalardamaneviyathususu,çoğunluklaihmaledil- miş,şahıslaraaitözelkonuolarakkabuledilerekpsikolojiinceleme- lerindeveklinikdeneylerdeesasengözardıedilmiştir.Oysakendi inançlarıvemanevideğerleriaçısındaninsanlarınsabitdirençleri araştırmacılarındikkatiniçekmiştirvesonuçtabukonularınbelirli bilimdallarındasıkçaelealındığıgörülmektedir.Çağımızdabirçok psikolog,psikolojiktravmavebozukluklarıntahlil,değerlendirme ve çözümünde maneviyat faktörünü hesaba katmak gerektiğinden emindir.Fertlerinruhuvemanevidünyasındaönemliyeresahip olandinîinançların,yaşamboyudengeleyici,düzenleyicivetatmin ediciişlevleriinkaredilemez.1 Dolayısıylaihtiyaçların,değeryargı- larının ve beklentilerin aralıksız olarak değiştiği bugünkü ortamda, içinedüştükleriruhsalgirdapvemanevisıkıntılardankurtulmak veyabirşekildebunlarlabirlikteyaşamayaalışmak,bireyselhuzu- ra kavuşmak, topluma ayak uydurmak, ayrıca kolektif dayanışma sağlamakbağlamındainsanlariçindininönemliişlevihesabaka- tılmalıdır.Üstelikneticedetoplumsalveevrenselbarışveistikrarın sağlanmasıbakımındandadininçokboyutlurolünüdoğrudeğer- lendirmekvedikkatealmakgerekmektedir.
2. AraştırmanınAmacıveMetodu
İnsan davranışlarını inceleyen araştırmalarda daha önceden belirlenmişsınırlayıcıyöntemlerinyerineinsantabiatınauygun
1 Suat Cebeci, Dini Danışma ve Rehberlik, Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları,2012, s. 61.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
nitel yöntemlerin kullanılması daha isabetlidir. Nitel araştırma, insanların kendi deneyimlerini nasıl yorumladıklarını ve algıladık- larını anlamamızı sağlar.1Bu çalışmanın amacı, eskiden günümüze zorunlu göçler yaşamış Ahıskalı Türklerin göç süreci ve sonrasında hangi manevi danışmanlık yöntemlerinden faydalandıkları, sahip oldukları manevi değerlerin tespit edilmesi, topluma yansıması ve doğurduğu sonuçların incelenmesidir.
Buçalışmanıngüzergâhınıbelirlemek,içeriğinizenginleştir- mek adına 11 kişilik katılımcı ile bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışmada sadece yarı-yapılandırılmış mülakat uygulanmıştır. Yarı yapılandırılmışgörüşmedecevaplarseskayıtcihazlarıylakayde- dilerek deşifreleri yapılmıştır. Katılımcıların 4’ü – 1944 Ahıska’dan sürgün edilenler teşkil etmekte, diğer 6 kişi ise Fergana Olaylarını yaşayan kişilerden seçilmiştir. 50-86 yaş aralığındaki katılımcıların cinsiyetdağılımlarıbirbirineeşittirdeğildir:6–kadın,5–erkektir.
Çalışmada, araştırmanın amacına uygun olarak saptanmış ana ve alt temalar oluşturularak yarı yapılandırılmış görüşmeler ile derinlemesine incelenmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşme yönte- minde araştırmacı sorulara aldığı cevapları derinleştirmek ve aldı- ğı cevaplardan yola çıkarak yeni temalara göre ilave sorular sora- bilmektedir. Görüşmenin amacı bireyin iç dünyasına girerek onun bakış açısını anlamak, deneyimlerini, tutumlarını, yorumlarını ve tepkilerini algılamamıza hizmet etmektedir.2
3. Bulgular veYorumlar
İnsanlarvarolduklarısüreçte,zamanzamanbiryerdenbaşka yereyakendiistekleriileyadazorlagitmedurumundakalmışlar- dır.Budurumlarınnedenini:siyasi,ekonomik,eğitim,savaşolay- larışeklindesıralayabiliriz.Buinsanlarsadecesiyasisosyalveya
1 Ali Yıldırım, Hasan Şimşek, Sosyal Bilimler Nitel Araşatırma Yöntemleri, Ankara:Seçkin Yayınları, 2018, s. 38
2 AliYıldırım,HasanŞimşek,a.g.e.s.130.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
ekonomik yönden etki altında kalmayıp bir de psikolojik olarak etkilenmişlerdir. Göç eden grup göçe zorlandıysa giderken içlerin- de taşıdıkları duygu bozukluğu, gittikleri yerde aidiyet duygusu, topluma katılma ve bütünleşme sıkıntıları yaşamalarına sebep ol- muştur. Mekânsal değişikliğe karşılık gelen göç, bireyin psikolojik durumunu etkileyen bir olgu olduğunu, bireyin gerilim, stres ve psikolojik travma yaşamasına yol açmakta olduğunu aktaran Cü- neyd Aydın’a göre özellikle zorunlu olarak yapılan göçün birey üzerindeki etkisi gönüllü göçten temelde daha farklı hem de daha travmatik olmaktadır.1
Katılımcılarınmanevidanışmanlıkhizmetiiçintercihettikle- ri kişi, grup ve kurumlar bize manevi danışmanlık uygulamasına yönelik olması gereken model hakkında fikir verecek, var olan uy- gulamayı kendi içinde değerlendirme imkanı sunacaktır. Verilere göre bir kısım cevaplarda temelde yakın çevrenin tercih edildiği-ni görüyoruz.Bunun temel sebebinin güven duygusu olduğunuda görmekteyiz. Tercih edilen ve tercih etmeyi istemeyecekleri cevapları birlikte düşündüğümüzde ilk söylenmesi gereken şey katılımcıların manevi danışmanlıkta tercih ettiği kişi-grup güven vermesi gerekmektedir ki bu da cevaplarda yakın çevre ve aileye tekabül etmektedir. Ayrıca manevi danışmanlık desteği için devlet kurumlarına başvuranların olmadığını görmekteyiz.
4. AraştırmaVerilerininDeğerlendirilmesi
Elde edilen veriler metin analizine dayalı olarak 3 tema üzerin- den analiz edilmiştir.
1 Cüneyd Aydın, “Göçmenlerin Karşılaştıkları ve Neden Oldukları Bazı Psikolojik So-runlar ve Çözüm Önerileri Üzerine Bir Analiz”, İstanbul, 2. Uluslararası BilimselAraştırmalar Kongresi üzerinde Beşeri ve Soyal Bilimler(İBAD) 2017, s. 307.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
4.1 Ahıskalıların Sıkıntılarını Aşmada ve Yaşadıklarını Anlamlandırmada Başvurdukları Bazı Dinî Kavramlar
İnsan yaşamında ekonomik sıkıntı, doğal afet, kaza, ailevi so- runlar, zorunlu göç olayları gibi sıra dışı zorluklarla karşılaşma durumları değişik açılardan ele alınabilir. Genelde bu durumlarda insanlar kendilerini çaresiz ve sıkıntılı hissederler, gerçeği algı-lama ve karar vermekte ciddi sorun yaşarlar. Ancak hayat devam ettiği için bireyler, bu zorlukların üstesinden gelmek ve yaşamını sürdürmenin yollarını arama çabası içine girerler.11944 sürgünüve 1989 Fergana Olayları’nı yaşayan Ahıskalı Türkler karşılaştık-larıaşırızorlukvetravmalarda,olupbitenlerianlamlandırmak için doğal olarak dini/manevi referanslarla desteğe muhtaç kal- mışlardır. Soğuk kış mevsiminde, erkekler Almanya savaşınday-ken çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuklar olarak topyekûn sürgüne maruz kalmış ve sonrasında oldukça geniş coğrafyaya dağıtılmış, baskı ve ayrımcılık görmüş, haksız ve keyfi cezai muameleye tabi tutulmuşlardı, hak ve özgürlüklerinin asgariye indirilmesi yanında açlık, hastalık, soğukla mücadele etmek zorunda kalmışlardı. Bü- tün bunları neden yaşadıklarını idrak etmek, anlamlandırmak ve sıkıntılarının duygusal yönünü kontrol etmek bağlamında onların tutundukları dini/manevi referanslı2bazı kavramlar tespit ede- biliyoruz. Dolayısıyla manevi danışmanlık zor durumda kalan ve yaşadıklarını anlamlandırma çabasına giren bireylere dini/manevi referanslarla destek verilmesidir.
Araştırmamızkapsamındakaynakkişilerinsürgün,bununne-
deni, sürgün sırasında ve sonrasında yaşanan zorluklar ile ilgili anlatımveaktarımlarınabaktığımızda,katılımcılarınhayatlarına devametmedeyardımcıolabilecekdinîreferanslariçerisinde“ka-
1 NaciKula,ManeviDanışmanlıktaKullanılanBazıDiniKavramlarınAnlamAlanıveFonksiyonelliği, Manevi Danışmanlık ve Rehberlik, Ed. Ali Ayten-Mustafa Koç-NuriTınaz,İstanbul:DEMYayınları,2016,Cilt1,s.45-46.
2 AliAyten,a.g.e.,s.65.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
der (alın yazısı)’’, “imtihan” kavramlarına sıkça başvurdukları gö- rülmektedir. Görüşmeye katılan kişilerin çoğunun, yaşadıkları sür- günü kader olarak algılamakta olduğu gözlemlenmiştir. İnsanlar, yaşadıklarınıAllahtarafındantakdiredildiğine,kaderin(feleğin) işi olduğuna inanmaktadırlar. Başvurulan bu kavramın insanların, kesin nedenini bulamadıkları sıkıntılarını aşmasında etkili olduğu gözlemlenmiştir. Sürgün faciasını yaşayanlara resmi olarak suçla- ma yapılmamıştı, tatminkâr siyasi, toplumsal, etnik, dinî veya baş- ka gerekçe açıklanmamıştı, ayrıca onlar, bunu neden-sonuç bağla- mında değerlendirip bilinçli şekilde kavrayabilmeleri için yeterli bilgi, kaynak, milli bilinç, siyasi birikim, eğitim düzeyi ve dil po- tansiyeline sahip değillerdi. Bu eksikler yüzünden algılama, idrak, mantıklı tahlil ve değerlendirmenin yerini, öncelikle ötekileştirme ve çarpıtma yoluyla Ahıskalılar, hakla haksızlığı, keyfi devlet yö- netimi ile onun kurbanlarını kader kavramında tek olgu halinde kabullenmişlerdir.
Manevi danışmanlıkta, insanların yaşadıkları olayları anlamlan- dırmaları için kullanılan “kader” kavramı, Allah’ın yarattıklarına ilişkin tasarım ve doğa kanunlarının işleyişini ifade eder. İnsanlar, istemedikleri, yıkıcı ve beklenmedik bir durumla karşılaştıkların-da bunu, Allah’ın takdiri olarak nitelendirmekteler, aynı zamanda Allah’a sığınarak onun kendilerini koruyacağına inanmaktalar ve sorunu çözme sorumluluğunu Allah’a yükleyerek savunma me- kanizmasına dönüştürmekteler.1Edindiğimiz örneklerde de yaş, cinsiyet, meslek ve eğitime bakmaksızın katılımcıların çoğunluğu, sürgün olayına kaderci bir bakışla yaklaşmaktadır. Ahıskalı Türkler yaşadıkları sürgünleri sonraki kuşaklara aktarırken “yaşadıkların- dan ders çıkarma, ibret alma” ve “şimdiki durumlarına şükretme” anlayışıyla karşıladıkları için bu sürgünleri travmatik olay olarak algılamamış,yaşadıklarızulmü“Allah’ıntakdiri”olaraknitelendi-
1 NaciKula,a.g.e.,s.52.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
rerek sabırla karşılamışlardır. Katılımcılardan L.U.(90 yaşında, ka- dın) anlattıklarından:
“Bu sürgünü Allah’tan bilmek gerek. Bu Allah’ın takdiri, yazgısıdır. Bu sürgünü anlatmakla olmaz, anlamanız için görmeniz gerekiyordu. Bune hikmet bir işti. Bir tarafta savaş var, diğer tarafta ise inanlar sürgün edili- yor. Göreçek günlerimiz varmış. Şükür yine halimize şükür”.
Başkabirkatılımıcının(M.A.60yaşında,erkek)ifadesiyle:
“HerşeyAllah’tandır,kaderdir.BüyüklerimizayağınataşdeğeAl- lah’tanbilirlerdi.Duaokur,Allah’ınbirliğinehayırveşerrinAllah’tan olduğunainanırdık.”
Sürgünü yaşamış nesil için Stalin, Sovyet rejimi, devletin karar ve uygulamaları, bir padişahın hükmünden farksızdır ve bu du- rumda yüzyılların geleneği ve sadık tebaa zihniyetiyle asi olmanın, intikam gütmenin de yeri olamaz. Örnekleri yorumlarken bunun yaşamı,sosyaluyumu,ruhsaldengeyivemanevihuzurudaolumlu etkilediğini söyleyebiliriz.
4.2 AhıskalıTürklerinSürgünFaciasınıAtlatmaÇabaları
AhıskalıTürklerinsürgünsonrasındahayatanasıltutundukla- rına dair aldığımız verilerden yola çıkarak önemli toplumsallaşma araçlarındansayılanailenin,onlariçinenönemliişlevesahipol- duğunugörebiliyoruz.Toplumdavarolannorm,gelenekveadet- lere göre yaşayan Ahıskalı Türklerde aile bağları oldukça güçlüdür. Modernizasyon,uzunsüreAhıskalılarınpatriarkalbüyükailege- leneğiniortadankaldıramamıştır.SSCBdağılanakadarbüyükço- ğunluğukırsalkesimdeoturanAhıskalılararasında,kentleregöç hep sınırlı kalmış, böylece ailelerin sülaleler halinde imkanlar çerçevesindeaynıyerleşimlerdekalmalarıdamanevidayanışma şeklini almıştır. Ayrıca genelde Ahıska’daki köylerinden olanlar bazındaköylüdayanışması,evleneceğieş,ikametyeri(mahalle, yerleşim,hattavilayet,ülke)tercihindeakrabaveköylüsüylebe- raberlikkararlılığıdikkatçekmektedir.Görüşünebaşvurduğumuz
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
kişiler, zor günlerini aile dayanışmasıyla atlattıklarını ifade etmek- tedirler. Katılımcılardan D.C(55 yaşında, kadın) :
“Sürgün sonrasında bize moral veren, bizleri ayakta tutan aile büyük- lerimizdenalmışız.Birlikberaberlik,birbirlerinedestekçıkarakbütün bunları atlattık. Mesela birisi hasta olduğunda onu ziyaret ederiz, ona destekoluruz.Bütünköylerdebuböyleolur”…
VerilencevaplardaenbüyükgücüAllah’tanaldıklarını,bir- lik ve beraberlik içinde yaşadıklarını, ölenlerin şehit olduklarına inandıklarınıve çalışmayı, emeği ibadetderecesine getirerek ayak- ta kaldıklarını dile getirmektedirler. Örnek verecek olursak katı- lımcılardan R.R.(55 yaşında, erkek) söyle ifade etmiştir:
“AhıskalıTürklerçokçalışkanbirmillettir,birveberaberlikiçinde yaşarlar. Göç ettiğimiz her hangi bir ülkede çalışarak ayakta kalmayı ba- şardık”…
Bununla birlikte Ahıskalılar, yaşadıklar aşırı olumsuzlukları, “şükür” duygusuyla atlatmayı başardıklarını vurgulamışlardır. Zaten manevi danışmanlıkta etkili dinî kavramlardan biri de “şü- kür” kavramıdır. Şükür bireyin insanlara, doğaya ve Allah’a karşıbir teşekkür etme şeklidir.1Şükrederken insan, hayattan memnu- niyetini, yakın ve uzak ilişkilerden tatmin olma duygularını; aile- nin, doğanın ve hayatın kendisine ihsanlarını takdir etmekte, itaat göstermektedirler.2Ahıskalı Türkler, şükrederken ayrıca sürgün sırasında ve zorunlu iskan döneminde yaşananları kolektif bellek- lerinde tutukları için ‘beterin beteri olduğu’ bilinciyle hareket et- mişlerdir.
4.3 ManeviDanışmanlığınAhıskalıTüklerdekiModeli
İnsanlar yaşadıkları aşırı zorlukların üstesinden gelmek ve sağlıklıçözümyollarıbulmakiçinmanevidesteğeihtiyaçdu-
1 Hökelekli Hayati, Psikoloji, Din Ve Eğitim Yönüyle İnsani Değerler, İstanbul: DemYayınları, 2013, s. 141.
2 NaciKula,a.g.e.s.55.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
yarlar. Bu noktada danışan-danışman/danışılan ilişkileri üzerine kurulu olan manevi danışmanlık ve rehberlik desteği gerekmek- tedir. Bu desteğin, genellikle güven veren kurumlardan, otori- telerden gelmesi beklenir, oysa Ahıskalı Türklerde bu desteğin farklı şekilde karşılandığı görülmektedir. Durumuna göre aile, sülale, akraba ve arkadaş çevresi, önemli şahıslar, dünya görmüş deneyimli kişiler, yaşlılar, din adamları ve öğretmenlerin bu ihti- yaçları karşıladığı, manevi desteğin bununla sınırlı kaldığı görül- müştür. Araştırmaya katılan kişilerin kritik zor durumlarda baş- vurdukları kişilerin de daha çok güven duydukları, inandıklarıyakın çevreden oldukları tespit edilmiştir. İnsanların, yaşadıkları birçok olumsuz duygulardan kurtulmak ve sıkıntılarını gidermek için başvurdukları kişilerin etkin özellikleri ve örnek tarafları gü- venilir, sabırlı ve hoşgörülü olmalarıdır. Onların tavsiye ve telkin ettikleri sabır, temel dinî ve manevi kavramlardan biridir. Çünkü sabır, Hökelekli Hayati’nin da ifade ettiği gibi “özü itibarıyla zor-lu, dert ve belaya uğrayan kimsenin öfke ve isyan duygularına kapılmaksızın herhangi bir şikayette ve isyanda bulunmaksızın dirençli olması, telaş ve acele etmemesidir’’1Katılımcıların çare- sizlik ve korkularını aşmak için, yaşadıkları felaketi sabır ve itaat-lekarşıladıklarını,ayrıcaailebüyükleri,yaşlılar,kanaatliderleri vehattamezaliminbirparçasıolanmemurlarıntavsiye,telkin ve talimatlarına uyduklarını, çoğunlukla kendi yaralarını kendi- lerinin sardıklarını ve bunun sonucunda duruma alışıp acı ger- çeklerle barıştıklarını ifade edebiliriz. Burada başlıca manevi vedinî destek kaynağı, Allah’a, devlete (padişaha, siyasi otoriteye, partiye vb) ve kadere asi olmayıp kabullenmenin kolektif bilince yerleşmiş olmasıdır. Ayrıca katılımcılardan Livaza Uravelli bütünbuolumsuzluklaranasılgöğüsgerdikleriniaçıklayanbirdörtlük- le şöyle ifade etmektedir:
1 Hökelekli,a.g.e.s.117.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Adem Aleyh-es Selam’ın hüviyetiyiz, Peygamberinümmetiyiz Muhammetgibişanımızvar
Nedenkorkuyoruz…
Katılımcıların çevrelerinde dinî bilgisine ve bilgeliklerine inan- dıkları kişiler, moral-manevi destek sağlayıcı görevini üstlenmiş-lerdir ve bu kişilerle yapılan sohbet, nasihat ve telkinlerle insanlar hayatlarına kaldıkları yerden devam ettiklerini belirtmektedirler. Onları ayakta tutan ve dayanma gücü veren başlıca manevi kay-nak, Allah’a inanç ve sonra da güvendikleri önemli kişilerin sözlütavsiye ve telkinleri, somut tecrübe, hareket ve tavırları olmuştur. Dinin, her zaman bireylere yol gösterdiği, rehberlik ettiği bi-linmektedir. Ahıskalılar dinî bilgi edinme, dinî hikâyeler dinleme, ibadet ve dua gibi değişik manevi konularda desteğe ihtiyaç duya- rak aile ve yakın çevrelerinde güvendikleri kişilerin desteğine baş- vurmuşlardır. Görüldüğü üzere yakınları, akraba ve tanıdıklarıyla birlikte Kur’an (Yasin) ve mevlit okutma geceleri, Siyer-i Nebi veAhmediye (Pendname) gibi kitapların uzun süre yaygın şekilde ilgi görmesi,halkşiirivemanilerinkuşaktankuşağaaktarılmasıdikkat
çekmektedir.
Ayrıca araştırmada dikkat çeken başka bir husus da katılımcıla- rın,yardımıherseferindeerzak,para,eşya,toprakgibitemelih- tiyaçlarolarakalgılamalarıdır.Hümanistpsikolojisiekolününku- rucusu sayılan Maslov’a göre, insanın bilinenden çok daha yüksek veaşkınolaniçseldoğası,onunbiyolojikdoğasıgibivaroluşunun bir parçasıdır.1Bu nedenle içsel doğamızın tatmin edilmesi için bir takım manevi ihtiyaçlarımız ortaya çıkar. Söz konusu ihtiyaçlar fizyolojik,güvenlik,sevgi/aidiyet,saygınlıkvekendinigerçekleş- tirmegibiihtiyaçlardır.AraştırmaverilerinedayanarakAhıskalı
1 Aktaran Hasan Meydan, Bireyin Manevi Potansiyel ve İhtiyaçlarını Dikkate Alan BirDin Eğitimi Anlayışı Üzerine Değerlendirmeler, Manevi Danışmanlık ve Rehberlikkitabı içinde, İstanbul: DEM Yayınları, 2016, cilt 2. s. 216.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
Türklerin temel fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanmadığını ve bu- nun azami emekle telafi edildiğini kaydedebiliriz. Buradan yola çıkarakinsanınmaneviihtiyaçlarınınkarşılanmadığındaonlarda duyguvedeğerkaybınanedenolduğunusöyleyebiliriz.
5. Manevi Danışmanlıkta Yaşanılan Olayların İnsanlara Verdiği Sıkıntıların Halk Edebiyatındaki Şiirlere Yansıyan Bazı Dinî Yönleri
Sürgünedilen,farklıtoplumlariçindeeritilipyokedilmeyeça- lışılan ve bunun neticesinde toplumsal sarsıntı yaşayan Ahıskalı Türkler,kültürününtaşıyıcısı olandilinesahipçıkarakonukoru- ması,kapalıbirtoplumolarakailebağlarınavemaneviyataverdi- ğideğersayesindevarlığınıkorumayıbaşarmıştır.Geleneklerine bağlı yaşayan Ahıskalılar sürgünün yaşattığı zorluk ve sıkıntıları ununtamadıklarıduyguyoğunluğuhalkedebiyatınayansımıştır.
Ahıska halk edebiyatı örneklerinden sayılan Ahıska şiirlerinde ozanları,toplumunkültüreldevamlılığınıvedirliğinisağlamak için milli ve dinî değerlerini vurgulayarak, topluma yaşama arzusu ve umudu aşılayarak ayakta kalmalarını sağlamışlardır.1
İnsanlar, günlük hayatlarını alt üst edebilecek durumlarla kar- şılaştığında yaşadığı bu durumu anlamak ve anlamlandırmak is- terler. Bu bağlamda oluşan sıkıntılı durumu aşmak için psikolojik destek veya dini/manevi referansların da yer aldığı manevi danış- manlığa başvurlar.2Başvurulan dinî referanslı kavramların Ahıska halk şiirlerine de yansıdığı dikkat çekmektedir.
Ahıskalıların halk edebiyatındaki şiir örneklerinde inanç, vatan sevgisi, vatan hasreti, sürgün, zulüm, ayrılık gibi temalar halkın manevidünyasınıyansıtmaktadır.“Kaderinhükmü”,“Feleğinişi”,
1 İkram Çınar, Posoflu Aşık Zülali İle Kobliyanli Aşık Sefili’nin Şiirlerinde VurguladığıDeğerlerin Eğitim Politikası Açısından İncelenmesi, Hasret Kokan Yurdumuz, Sür-günün75.YılındaAhıskalıTürklerkitabıiçinde,İstanbul:EfeAkademi,2020,s.305.
2 NaciKula,a.g.e.48.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
“kulların çaresizliği”, “yazı kader”, “kısmet” vb ifadeler özellikle dikkatçekmektedir.AhıskalıBegzarTemalali1,“AğliyaAğliya”şii- rinde “feleğin işi”ne işaret ederek şöyle yazmıştır:
Düştü xalğım firağa Bizxizmetçi,felekağa Attibizibağdantağa Gezdim ağliya ağliiya.
Birdiğerşiirdede“feleğinişi”nevugruyapılmıştır;ZeynulYekta (Fahrioğlu)2,“KırkDördüncüTarihte”şiirindeşöyleyazmıştır:
Aşukhlar hep bu destanı söylesin, Okutsundinniyanezbereylesin, Feleğinişibu,kullarneylesin
Bahtıkarakırkdördüncütarihte?…
Örneğindekigibibazışiirlerdesürgünfelaketi“feleğinişi”ola- rak doğrudan dile getirilirmiştir. Sürgün, vatan hasreti gibi kav- ramları çağrıştıran sözcüklerle anlam derinliği oluşturulmuştur.
Sonuç
Zorunlu göç (sürgün, kaçış, ikamet değiştirme, ekonomik göç vb), bireyin psikolojik durumunu etkileyen bir olgudur ve bireyin gerilim,stresvepsikolojiktravmayaşamasınayolaçmaktadır. Bu tür aşırı olumsuzlukları yoğunlukla yaşayan Ahıskalı Türkler günlük yaşamlarında karşılaştıkları sorunları, kendi aralarında dayanışma ve aile, sülale, köydeşler olarak birlikte hareket etme, aynı kaderi paylaşma yoluyla çözmektedirler, dernekler ve resmi kurumlardan destek ve yardım almaları ise son dönemlerde görü- len yeni gelişmedir. Fergana olayları sonrasında yaşanan zorunlu göç, zaten Ahıska’dan sürülmeyle birlikte başlamış olan parça- lanmışlığı,hemailedüzeyinde,hemdetoplulukolarakiyicede-
1 NilüferMutlu,MİnaraÇınar&OrhanUravelli,AhıskaHalkŞiirlerindenSeçmeler.(Haz:İ. Çınar) Bursa: Öner Matbaacılık, 2017, s. 86.
2 Nilüfer Mutlu, Mİnara Çınar &Orhan Uravelli, a.g.e. s. 78.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
rinleştirmiştir, böylece aile fertleri ve topluluk üyeleri arasındaki mesafe iyice artmış, yaşanan bireysel acı, özlem ve dramlar kritik hale gelmiştir. Ancak Ahıskalı Türkler yaşadıkları dramı bir kriz olaraktanımlamakveumutsuzluğadüşmekyerineçekilenacıla- rı, hayatın getirdiği kaçınılmaz kader ve yazgı olarak algılamış, günlük yaşamlarını sürdürebilmek için direnç mekanizmaları geliştirmişlerdir. Ahıska toplumu, hayatın normal akışını devam ettirmekte ve aslında geçmişte yaşadıkları acılara ilişkin kişisel duyguları dile getirmekten kaçınmaktadır. Elbette bu, öncelikli olarakaile,sülale,grup,köydayanışması,hattaulusötesidaya- nışma sayesinde mümkün olmuştur.29 Ayrıca Ahıska Türklerinde aile bağları genel olarak son derece önemlidir ve burada farklı kuşaklardan aile bireyleri ile birliktelik ve sıkı akrabalık bağları temelindegenişailesözkonusudur,çekirdekailelerisegenelde yaygın değildir.
Ailede, sülale ve akrabalar içinde yaşça büyük olanların otorite olarak görülmeleri ve sayılmaları, onları sorgulamaksızın kabul- lenme,AhıskalıTürklerinenönemliözelliğidir.Ailedayanışması sayesindegençler,ailebüyüklerindenbüyükmanevidestekvegüç alarakgeçimzorluklarını,manevikrizlerivetravmalarıatlatabil- mektedirler.Dolayısıyla,AhıskalıTürklersürgünedildikleriveya göçettikleriülkelerdetümayrımcılıklaravetoplumsaldışlanma- lara,ayrıcasosyal,ekonomik,psikolojikadaptasyonsorunlarına aile,sülalevecamiayardımlaşmasıvedayanışmasısayesindedi- renebilmişlerdir.
Ahıskalı Türkler sürgün, zorunlu yer değiştirme ve ekonomik göçün yaşattığı depresyon, yalnızlık, ayrımcılık, dışlanmışlık, ötekileştirilme ve diğer travmalara aile ve toplumsal dayanışma içinde olmaları sayesinde, kendi gelenek, örf ve adetlerine bağlı kalarak dayanabilmişlerdir, son dönemlerde ise kurdukları der- neklerde örgütlenerek farklı yardımlaşma ve dayanışma yollarına başvurmaktadırlar.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Edindiğimiz bilgileri esas alarak manevi danışmanlık bağlamın- da sürgünlerle ilgili kayıplar, travmalar, kırılmalar ve çok sayıda diğernegatifsonuçlarıaşmakiçinAhıskalılarınbaşlıcasosyal,psi- kolojik ve manevi rehabilitasyon ve adaptasyon seçeneklerini şöy- le özetleyebiliriz: 1) Dinî inanç ve gelenek çerçevesinde içlerindeki büyüklerin ve otoritelerin tavsiye ve telkinleri uyarınca kaderle barışma,felaketveaşırızorluklarıntemelnedenlerinivesuçlula- rını aramak, devletten, otoritelerden ve toplumdan hak ve adalet beklemekyerinemerhametvehoşgörübekleme;2)Aile,sülale, akrabalar ve köydeşler içinde dayanışma ve yardımlaşma, dışarıya kapalı patriarkal aile yapısının korunması, oturdukları ülkelerde yerli halkın kültürü, dili, dinî ve etnik ortamı, yaşam tarzı ve di- ğermillihususlardanuzakdurmalarıveimkandahilindehertürlü entegrasyonveasimilasyondışındakalmaları;3)Ailebüyükleri, din adamları, kanaat liderleri ve önde gelen diğer otoritelerin des- teklerivetavsiyeleridoğrultusundasabırlıvekararlışekildezor- lukları aşma, Ahıskalı Türklere yabancı olan her türlü manevi ve kültürel değerlere mümkün derecede mesafeli kalma; 4) Fedakar- lık seviyesinde çalışkanlık ile ailece ayakta kalma, mülk edinme, maddivemaneviaçıdanazamiölçüdebağımsızolmakararlılığı.
Kaynakça
Akthar Salman,GöçveKimlik.Kargaşa,SağaltımveDönüşüm,Çev.
Sedef Ayhan İstanbul:Sfenks Kitap,2018.
Aydın Cüneyd, “Göçmenlerin Karşılaştıkları ve Neden Oldukları Bazı Psikolojik Sorunlar ve Çözüm Önerileri Üzerine Bir Analiz”. İstanbul:2.UluslararasıBilimselAraştırmalarKongresiüzerinde Beşeri ve Soyal Bilimler(İBAD), 2017.
Aydıngün Ayşegül,Aydıngün, İsmail, Ahiska Türkleri, Ulusötesi Bir Topluluk Ulusötesi Aileler, Ankara: Ahmet Yesevi Üniversitesi, 2014.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
Ayten Ali,Din, Erdem ve Sağlık, İstanbul: İz Yayınları, 2015. BayraktarRasim,Ahıska-ÇıldırBeylerbeyliği,İstanbul:Birleşik
Yayıncılık,2000.
GündüzMustafa,YetimNalan,“TerörveGöç”,ToplumveGöç,
II.UlusalSosyolojiKongresiBildirilerKitabı.Ankara:DİE(Yayın No: 2046) ve Sosyoloji Derneği (Yayın No: 5) Ortak Yayını, 1997.
Güngor Fethi, “Kafkasya’da Bitmeyen Soykırım ve Sürgün Soykırımlarla Dolu Bir İnsanlık Tarihi”. İstanbul: 8-11 Aralık 2005 Uluslararası Göç Sempozyumu Bildirileri, 2005.
IşıkHarun,“CezaİnfazKurumuBağlamındaManeviRehberliğin Teorik Temelleri” İngiltere ve Türkiye’deki Uygulamaların Karşılaş- tırılmalı Olarak Değerlendirilmesi, Manevi Danışmanlık ve Rehber- lik,Ed.AliAyten,MustafaKoç,NuriTınaz,2cilt,DEM,Ankara,2016. Çınarİkram,PosofluAşıkZülaliİleKobliyanliAşıkSefili’nin ŞiirlerindeVurguladığıEğitimPolitikasıAçısındanİncelenmesi,
Hasret Kokan Yurdumuz, Sürgünün 75. Yılında Ahıskalı Türkler kitabı içinde, İstanbul:Efe Akademi, 2020.
Hökelekli Hayati, Din Psikolojisi. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1993.
HökelekliHayati,Psikoloji, Din ve Eğitim Yönüyleİnsani Değerler.
İstanbul:DemYayınları,2013.
Kanbolat Hasan, Gül Nazmi, “Kafkasya’da Cavaheti (Gürcistan) ile Krasnodar (Rusya) Ermenilerinin Jeopolitiği ve Özerklik Arayış- ları”, Ankara: Stratejik Analiz, Cilt 1, No 6, Ekim 2000.
Karagül Aslan, “ Manevi Bakım: Anlamı, Önemi, Yöntemi ve Eğitimi(HollandaÖrneği)”,DiniAraştırmalarOcak-Haziran,cilt 14,sayı40,ss.5-27,2012.Retrievedfromhttps://dergipark.org.tr/ en/pub/da/issue/4477/61713.
Kula Naci, “Manevi Danışmanlıkta Kullanılan Bazı Dini Kav- ramların Anlam Alanı ve Fonksiyonelliği”, Manevi Damnışmanlıkve Rehberlik, Ed. Ali Ayten-Mustafa Koç-Nuri Tınaz, İstanbul: DEM Yayınları, 2016.
OLAĞANÜSTÜDURUMLARDAMANEVİDANIŞMANLIK VEREHBERLİK:DİSİPLİNLERARASIARAŞTIRMALAR
Meydan Hasan, “Bireyin Manevi Potansiyel ve İhtiyaçlarını Dikkate Alan Bir Din Eğitimi Anlayışı Üzerine Değerlendirmeler”, Manevi Danışmanlık ve Rehberlik kitabı içinde, İstanbul DEM Ya- yınları, cilt 2, 2016.
Mutlu Nilüfer, Çınar Minara, A., Uravelli Orhan, (2017). Ahıska Halk Şiirlerinden Seçmeler. (Haz: İ. Çınar) Bursa: Öner Matbaacılık, 2017.
NazlıSerap,KapsamlıGelişimselRehberlikvePsikolojikDanışma Programları, 2.b., Ankara: Anı Yayınları, 2005.
Pişkin Metin, “Türkiye’de Psikolojik Danışma Hizmetlerinin Dünü, Bugünü ve Yarını”. Türkiye’de Eğitim Bilimleri: Bir Bilanço Denemesi. ed. Muhsin Hesapçıoğlu-Alpaslan. Ankara: Nobel Yayı- nevi, 2006.
SağırAdem,SosyalVeTarihselBağlamdaOş/KırgızistanaSür- günEdilenBatumluTürklerinSosyalYapısı,DoktoraTezi,Sakarya Üniversitesi, 2010.
SarısırSerdar,DemografikOyun:Sürgün,İstanbul:IQKültürSa- nat Yayınları, 2006.
Saydam,Abdullah,KırımveKafkasGöçleri(1856-1876),Ankara: Türk Tarih Kurumu, 2010.
Söylev Ö. Faruk, ManeviBakımveDanışmaPsikolojisi, Diyanet İşle- ri Başkanlığı Yayınları, Ankara 2020.
Söylev Ö. Faruk, “Dinî Danışma ve Rehberliğin Teolojik Temel- lerine İslamî Yaklaşım”,Diyanet İlmi Degi, 53-(2), 2017, ss. 75-100.
SubaşıNecdet,GündelikHayatveDinsellik,İstanbul:İzYayıncılık, 2004.
Tekeliİlhan,GöçveÖtesi.İstanbul:VakfıYayınları,2011.
Tekeli İlhan, “Osmanlı İmparatorluğu’ndan Günümüze Nüfu- sun Zorunlu Yer Değiştirmesi ve İskân Sorunu”, Ankara: Toplumve Bilim, 1990.
Uysal Veysel, Türkiye’de Dindarlık ve Kadın: Geneleksellik Çağdaşlık Bağlamında. İstanbul: Dem Yayınları, 2006.
GÖÇVEMANEVİDANIŞMANLIK
ÜlkenHilmiZiya,SosyolojiSozlüğü,İstanbul,İstanbul:Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1969.
YıldırımAli,ŞimşekHasan,SosyalBilimlerNitelAraştırma Yöntemleri, Ankara: Seçkin Yayınları, 2018.
Zeyrek Yunus, “Ahıska Bölgesi ve Ahıska Türkleri”, Ankara: Po- zitif Matbaacılık.“Bizim Ahıska” dergisi, Mayıs 2006.